Etiket: ipr gezgini

Hayaller/Hayatlar – “Dreams” Kelimesinin Ortak Olması Karıştırılma İhtimali İçin Yeterli Görülmedi 



Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO) İkinci Temyiz Kurulu, 12 Kasım 2025 tarih ve R 908/2025-2 sayılı kararında, LIVE YOUR DREAMS, CLOUDPILLO marka başvurusunun DREAM BIGGER, DREAM COACH, DREAMS, DREAM BIGGER DREAMS markaları ile karıştırılma ihtimali yaratıp yaratmayacağını incelemiştir. Sonuç olarak, marka başvurusu kapsamında DREAMS ibaresinin ortak olması karıştırılma ihtimali için yeterli görülmediğinden itiraz reddedilmiştir. 

Uyuşmazlığı özetlersek, itiraz sahibi Dreams Limited, 11 Aralık 2023 tarihinde “LIVE YOUR DREAMS, CLOUDPILLO” marka başvurusunun tescili talebinin, 20 ve 24. sınıflardaki tüm mallar ile 35. sınıftaki birtakım hizmetler yönünden karıştırılma ihtimali nedeniyle reddedilmesi istemli kısmi itirazını EUIPO’ya sunmuştur. İtiraz sahibinin kısmi itirazına dayanak olarak gösterdiği markaları ise “DREAM BIGGER”, “DREAM COACH”, “DREAMS” ve markaları olup bunlar diğerlerinin yanı sıra 20., 24. ve 35. sınıflardaki mal ve hizmetleri içermektedir. 

Öncelikle İtiraz Birimi, itirazı tamamen reddetmiştir. İtiraz Biriminin kararındaki gerekçeler ve önemli noktalar aşağıdaki gibi özetlenebilir:

İtiraz Birimi, usul ekonomisi ilkesini gerekçe göstererek, markalar kapsamındaki tüm mal ve hizmetlerin aynı olduğu varsayımıyla hareket ettiğini belirtmiş, bunlara dair tüketicilerin dikkat seviyesinin ortalamadan yükseğe olduğunu belirlemiştir. 

İskandinav ülkeleri, Hollanda ve Finlandiya’da genel halkın temel düzeyde İngilizce bilgisine sahip olduğunun bilinen bir gerçek olduğunun ABAD tarafından teyit edilmiş olduğu not edilmiştir. Karşılaştırılan tüm işaretler İngilizce kelimeler içermektedir. ABAD, önceki kararlarından birinde, “dream/s” kelimesinin çok sayıda İngilizce şarkıda, reklam kampanyasında ve hatta İngilizce konuşmalarda kullanılmasının, ilgili İngilizce konuşmayan tüketicilerin bu kelimenin anlamını bildiği anlamına gelmediğine kanaat getirmiştir. Bu terimin Oxford Sözlüğü’nde İngilizce’de en sık kullanılan üç bin kelimenin listesinde yer alması da bu bakımdan belirleyici bulunmamıştır, zira söz konusu listede yer alan kelimeler, sırf bu sebeple, İngilizce konuşmayan bir kitle tarafından da bilinen kelimeler olarak kabul edilemez. Buna göre, daha önce Temyiz Kurulu’nun da belirttiği gibi, AB’deki İngilizce konuşmayan ilgili tüketicilerin önemli bir kısmının “dreams” kelimesinin anlamını bilmediği varsayılmalıdır ve bu nedenle, anlamsız olduğu kabul edilecek olan bu kelime söz konusu mal ve hizmetler için normal derecede ayırt edici nitelikte görülmüştür. Bu hususun BIGGER, COACH, CLOUDPILLO, LIVE YOUR gibi diğer kelime unsurları için de geçerli olduğu tespit edilmiştir.

DREAM BIGGER yönünden bu ifadenin slogan olduğu ve ayırt ediciliğinin bu sebeple daha sınırlı olduğu not edilmiştir.

ABAD’ın ortalama tüketicilerin normalde bir markayı bir bütün olarak algılamalarına ve çeşitli ayrıntılarını analiz etmemelerine rağmen, bir kelime markasını algılarken, kendileri için belirli bir anlam ifade eden veya bildikleri kelimelere benzeyen unsurlara ayırdıkları yönünde karar vermiş olduğu belirtilmiştir. Yazımının çok benzer olması nedeniyle, “CLOUDPILLO” unsuru İngilizce konuşmayan ilgili tüketici tarafından “CLOUD” ve “PILLO” olmak üzere iki kelimeden oluştuğu şeklinde algılanabilir; burada ikinci kelime İngilizce “PILLOW” kelimesinin yanlış yazılmış hali olarak görülebilecektir. Bu nedenle, bu tanımı göz önünde bulundurarak, “PILLO” unsuru, söz konusu ilgili tüketici tarafından en azından ihtilaflı malların bir kısmıyla doğrudan ilişkilendirilecektir. Spesifik olarak, 24. sınıftaki yastık kılıfları için zayıf olduğu gibi, 20. sınıftaki yastıklar için ayırt edici olmadığı, ancak geri kalan ihtilaflı mal ve hizmetler için normal ayırt ediciliğe sahip olduğu tespit edilmiştir.

İtiraz edilen işaretin “LIVE YOUR DREAMS” ifadesi, onu anlayacak olan ilgili tüketici tarafından kavramsal bir birim olarak algılanacaktır, yani insanları hayattaki tutkularını ve hedeflerini takip etmeye teşvik etmek için kullanıldığı şeklinde bir ifade olarak görülecektir. Bu nedenle, bu ifade, tüketiciyi itiraz edilen mal ve hizmetleri satın almaya teşvik etmek ve ilham vermek amacıyla kullanılan övgü dolu bir mesaj olarak görülmüş ve ayırt edici niteliği oldukça sınırlı bulunmuştur.

Ayırt edici niteliklerinin düzeyi ile ortak ve farklı unsurları ve işaretlerin yapılarındaki güçlü farklılıklar göz önünde bulundurulduğunda işaretlerin görsel ve işitsel olarak sadece düşük derecede benzerlik gösterdiği kanaatine varılmıştır. Kavramsal olarak, İtiraz Birimine göre, özellikle de “DREAM/S” teriminin işaretler içinde nasıl algılanabileceği göz önünde bulundurulduğunda, tüm unsurlarını anlayacak olan kamuoyunun bir kısmı için, bunlar sadece düşük derecede benzerlik göstermektedir. Hatta, önceki markalardan birinin münhasıran “DREAMS” unsurundan oluşması gerçeği ile de bu husus değişmemektedir. Nitekim, itiraz edilen işarette bu unsurun çok zayıf bir anlam taşıyan bir tanıtım sloganı olan kavramsal bir birimin parçası olduğu değerlendirilmiştir. İşaretlerde herhangi bir anlam algılamayacak olan ilgili tüketicilerin geri kalan kısmı için kavramsal bir karşılaştırma mümkün olmadığı gibi bu hususun işaretlerin benzerliğinin değerlendirilmesini etkilemediği belirtilmiştir.

Analiz edilen işaretlerin çok farklı yapı, uzunluk ve bileşimlere sahip olduğu, bir işaretin yapısının, aralarındaki farklılıkların etkisini etkileyebileceği, itiraz edilen işaretin çok unsurlu yapısında, ortak terim/unsur olan “DREAMS” ibaresinin itiraz edilen işaretin üçüncü unsurunu oluşturduğu ve bu nedenle ne öne çıkan bir konumda yer aldığı ne de anlamını kavrayacak olan kamuoyu tarafından bağımsız bir unsur olarak görüleceği, daha çok “LIVE YOUR DREAMS” ifadesinin bir parçası olarak algılanacağı değerlendirilmiştir. İşaretlerin başlangıcı genellikle tüketicilerin dikkatini odakladıkları yer olup itiraz edilen işaretin başlangıcı çok farklıdır ve işaretler geri kalan tüm sözel unsurlarında farklılık göstermektedir. Bu nedenle, “DREAM/S” unsuru işaretlerde mevcut olsa bile veya önceki markalardan birinde olduğu gibi tek unsur olsa bile, ilgili tüketicinin, anlamsal farklılıkları ve farklı bileşimleri ve yapıları nedeniyle önceki markaları itiraz edilen işaretten ayırt edebileceği kanaatine varılmıştır. Hatta, somut olayda, karşılıklı bağımlılık ilkesi çerçevesinde mal ve hizmetler birebir aynı olsa/kabul edilse bile bunun işaretlerin daha az benzerliğini dengelemeye yetmeyeceği sonucuna varılmıştır. İlgili tüketicilerden ortalama dikkat seviyesine sahip olanların bile son derece rahat bir şekilde markaları ayırt edebileceği değerlendirilmiştir.

İtiraz Birimi kararında, her uyuşmazlığın kendi koşulları çerçevesinde değerlendirileceğini ve her ne kadar ofisin önceki kararları belli açılardan dikkate alınabilecek olsa da bunların bağlayıcı olmadığı vurgulanmıştır. Ofis nezdindeki uyuşmazlıkta bir tarafın, aynı kararı elde etmek için üçüncü bir tarafın yararına işlenmiş olası bir hukuka aykırı eylemi kendi lehine kullanamayacağı ifade edilmiştir.

Photo by Vishal Yadav on Unsplash


İtiraz sahibi kararı temyiz etmiştir. Temyiz Kurulu kararı ve gerekçesi de kısaca aşağıdaki gibi özetlenebilir:

Temyiz Kurulu, İtiraz Birimi gibi mal ve hizmetlerin aynı olduğu varsayımıyla hareket etmiştir. Zira bu durumun itirazın incelenebileceği en iyi ihtimal olduğu not edilmiştir. 

İşaretlerin benzerliği incelemesinde bütünsel bir değerlendirme yapılması gerektiği vurgulanmış, bileşik bir markanın sadece bir bileşenini alıp başka bir markayla karşılaştırmaktan daha fazlasını ifade ettiği belirtilmiştir. Aksine, karşılaştırmanın, söz konusu markaların her birini bir bütün olarak inceleyerek yapılması gerektiği ifade edilmiştir.

İlgili kamuoyunun İngilizce konuşan kesimi için, “DREAMS” kelimesinin zayıf ayırt ediciliği bulunduğu, özellikle, önceki mallar arasında 20. sınıftaki mobilyalar, 24. sınıftaki tekstil ürünleri ve yastıklar ile 35.sınıftaki bunlarla ilgili perakende hizmetleri bulunduğu, “DREAMS” kelimesinin bu ilgili malların müşterilerin hayallerini gerçekleştireceğine dair ticari bir vaat olarak anlaşılacağı değerlendirmesinde bulunulmuştur. Ayrıca, yatakla ilgili mallar ve hizmetler ile ilgili olarak, bu kelimenin, müşterilerin daha iyi rüyalar görmelerine yardımcı olacağına dair bir gösterge olarak anlaşılacağı değerlendirilmiştir. İngilizce konuşmayan kısım için ise hem DREAMS hem de LIVE YOUR DREAMS ayırt edici bulunmuştur. 

İşaretler, zayıf ayırt ediciliğe sahip DREAMS kelimesinde örtüştüğünden ve yerleşik içtihada göre, işaretlerin başlangıç kısımları tüketicilerin dikkatini geri kalan kısımlara oranla daha çok çekeceğinden ilgili İngilizce bilmeyen tüketicinin LIVE YOUR kısmını hatırlayacağı, ayrıca sonda yer alan en uzun element olan CLOUDPILLO unsurunu da açıkça fark edeceği tespit edilmiştir. Zaten işaretler son derece farklı uzunluğa ve yapıya sahiptir. Temyiz Kurulu da ek unsurların markaları ayırt etmeye yetecek derecede işaretleri farklılaştırdığı sonucuna varmış ve görsel ve işitsel benzerliği İngilizce konuşmayan tüketici yönünden de düşük bulmuştur. Kavramsal benzerlik yönünden de, İngilizce konuşan kısım için, yerleşik içtihada göre eğer işaretler zayıf ayırt ediciliğe sahip unsurda örtüşüyorsa benzerlik düşük olarak değerlendirilmektedir. 

Genel Mahkeme kararlarında ayrıca, marka hukukunun ratio legis‘inin, bir yandan marka sahibinin markasının temel işlevini korumaya yönelik menfaati ile diğer yandan diğer işletmelerin ürün ve hizmetlerini tanımlayabilecek işaretlere sahip olma menfaatleri arasında bir denge kurmak olduğunu belirtmiştir. Mevcut uyuşmazlıkta olduğu gibi, söz konusu mal ve hizmetlerle ilgili olarak zayıf ayırt edici niteliğe sahip bir unsurdan oluşan bir markanın aşırı korunması, söz konusu markalarda bu tür bir unsurun varlığı diğer faktörler dikkate alınmaksızın karıştırılma ihtimali sonucuna yol açarsa, marka hukukunun amaçlarının gerçekleştirilmesini olumsuz etkileyebilir şeklinde değerlendirmede bulunulmuştur.

Son olarak, Temyiz Kurulu kararlarının yasallığının yalnızca ilgili hukuki düzenleme temelinde değerlendirilmesi gerektiğini ve Ofisin önceki kararları temelinde değerlendirilmemesi gerektiği belirtilmiştir. Buna göre, Kurul, Ofisin önceki kararlarına bağlı olmadığını ifade etmiştir.

Burada kanaatimizce en önemli husus, her ne kadar önceki tarihli marka bir bütün olarak marka başvurusu içerisinde yer alsa dahi bunun her zaman yeterli benzerliği sağlayacağı ve karıştırılma ihtimaline yol açacağı anlamına gelmemesidir. Önceki markanın ayırt ediciliği ve marka başvurusunda yer alan ek diğer unsurlar son derece belirleyicidir. Zira somut olayda olduğu gibi zayıf ayırt ediciliğe sahip olan bir markaya veya bir unsuruna başka unsurlar eklenmek suretiyle oluşturulan yeni marka başvurusu, aynı mal ve hizmetleri içerse dahi, tüketici nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açmayabilecektir. 

Alara NAÇAR SEÇKİN

Aralık 2025

nacar.alara@gmail.com

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN COĞRAFİ İŞARETLERLE İLGİLİ TÜZÜĞÜNE İLİŞKİN SON YASAL DÜZENLEMELER – II


BÖLÜM 2

IPR Gezgini’nde 28 Mart 2024 tarihinde yayımlanan yazımızda coğrafi işaret, geleneksel ürün adı ve diğer kalite göstergeleri hakkındaki koruma şartlarını birleştirmek, sadeleştirmek ve güçlendirmek amacıyla uzun ve zahmetli bir sürecin ardından 28 Şubat 2024 tarihinde AB Parlamentosunda kabul edilen 2 Mayıs 2022 tarihli ve 2022/0089 (COD) sayılı Tüzük Teklifini irdelemiştik. 11 Nisan 2024 tarihinde kabul edilen teklif, 23 Nisan 2024 tarihinde yayımlanarak 2024/1143 sayılı Tüzük olarak hayat buldu ancak teklifteki bazı hükümlerde bazı değişiklikler meydana geldi.

2024/1143 sayılı Tüzükle ilgili olarak 15 Ocak 2025 tarihinde yayımlanan dört yasal düzenlemeden üç tanesine, yazımızın ilk bölümünde yer vermiştik. Bu yazımızda ise, hem 28 Mart 2024 tarihli yazımızdan sonraki süreçte meydana gelen önemli değişikliklere hem de 2024/1143 sayılı Tüzüğün 2025/26 sayılı Uygulama Yönetmeliğine değineceğiz.

1- 2024/1143 sayılı Tüzükte, coğrafi işaretler için öngörülen önemli değişiklik ve yenilikler aşağıda özetlenmektedir.

2024/1143 sayılı Tüzükte, aksi yönde ifade bulunmadıkça “geographical indication” kavramı; gıda-tarım ürünleri ve şaraplar için “geographical indication” ve “designation of origin”, distile alkollü içkiler için de “geographical indication” kavramlarına karşılık olarak kullanılmaktadır. (Madde 1)

Yeri gelmişken tekrarlamakta fayda var. Ulusal mevzuatımızda “menşe adı (designation of origin)” ve “mahreç işareti (geographical indication)” kavramlarının ikisini birden karşılamak üzere, yani şemsiye terim olarak “coğrafi işaret” kavramı kullanılmakta olup bu tanımların kapsamlarında, AB’deki kapsamlarından herhangi bir farklılık bulunmamaktadır. Gerek AB yasal düzenlemelerinde gerekse uluslararası alanda “geographical indication” kavramı ise; hem ulusal mevzuatımızdaki “coğrafi işaret” gibi şemsiye bir terim olarak hem de “mahreç işareti” tanımına karşılık olarak kullanılmaktadır. Kullanım yerine ve şekline göre “coğrafi işaret”in mi yoksa “mahreç işareti”nin mi kastedildiğinin anlaşılması mümkündür.    

Kişisel verilerin işlenmesi kapsamında gerçek kişilerin korunmasının temel haklardan olması nedeniyle AB’nin 2018/1725 ve 2016/679 sayılı Tüzükleri uyarınca; 2024/1143 sayılı Tüzüğe dayanarak yapılacak işlemlerde kişisel verilere yer verilmemesi, bunun mümkün olamaması halinde ise bu tür verileri içeren belgelerin, ayrı belgeler halinde sunulması öngörülmektedir. (Gerekçe 10 ve 11, Madde 3)

Özellikle marka olmak üzere bir adın, coğrafi işaret dışında bir fikri mülkiyet hakkı olarak tescili; coğrafi işaret tescilinin iptalinden itibaren bir yıl süreyle yasaktır. Ancak söz konusu fikri mülkiyet hakkı coğrafi işaretin tescilinden önce mevcutsa veya söz konusu marka tescil edilmişse bu hüküm uygulanmaz. (Madde 25(3))

Coğrafi işaretli bir ürünün başka bir ürünün üretiminde bileşen olarak kullanılması halinde söz konusu “işlenmiş ürünün” (processed product) adında, etiketinde ve tanıtım materyallerinde tescilli coğrafi işaretin kullanılmasına ilişkin kurallar; 2024/1143 sayılı Tüzüğün coğrafi işaret koruması (Madde 26), AB amblemleri ve kısaltmaları (Madde 37) ile tüketicilere gıda hakkında bilgi vermeyi düzenleyen 1169/2011 sayılı Tüzüğün Madde 7 ve 17 hükümlerine aykırı olmayacak şekilde oluşturulmuştur. 

Bileşen olarak kullanılan coğrafi işaretli ürünün miktarı, işlenmiş üründe temel bir karakteristik özellik yaratacak düzeydeyse; işlenmiş üründe, coğrafi işaretli ürünle karşılaştırılabilecek başka hiçbir ürün kullanılmazsa ve bileşen olarak kullanılan coğrafi işaretli ürünün yüzdesi etikette belirtiliyorsa bu durumda “işlenmiş ürünün adında, etiketinde veya tanıtım materyallerinde coğrafi işaret kullanılabilecek”tir.

1169/2011 sayılı Tüzüğün Madde 2(2)(e) hükmünde tanımlanan “önceden paketlenmiş gıda (prepacked food)” üreticileri, coğrafi işaretli bir ürünü bileşen olarak kullanıyorsa ve bu kapsamda coğrafi işareti bu ürünün adında, etiketinde veya tanıtım materyallerinde kullanmak istiyorsa, söz konusu coğrafi işaret için onaylı (recognized) bir üretici grubu bulunması durumunda bu gruba, coğrafi işaretli ürünle ilgili “yukarıdaki şartları sağlayan kullanım gerçekleştirdiklerine dair yazılı bildirim”de bulunurlar. Bildirimden itibaren 4 ay içinde onaylı üretici grubu yazılı onay verip coğrafi işaretin kullanımıyla ilgili bağlayıcı olmayan bilgiler de ekleyebilir. 4 ay içinde cevap verilmezse, söz konusu hükümlere uygun şekilde kullanıma başlanabilir.

AB ülkeleri,  kendi topraklarında kurulu önceden paketlenmiş gıda üreticileri için ek prosedürel kurallar belirleyebilir.

Bu madde ile tesis edilen hususlara aykırı olmayacak şekilde, onaylı üretici grubu ve önceden paketlenmiş gıda üreticisi, coğrafi işaretin kullanım şekline dair teknik ve görsel hususları içeren sözleşme yapabilir.

Bu madde, distile alkollü içkiler için uygulanmaz. (Madde 27)

Başvuru yapma hakkına, eski tüzükte olduğu gibi “yasal oluşumuna bakılmaksızın başvuruya konu ürünü üreten üreticilerden oluşan birlik” sahiptir. Oldukça ayrıntılı biçimde düzenlenen üretici grubu konusunda, AB ülkeleri ilave koşullar belirleme yetkisine sahiptir. (Madde 32)

Madde 32’ye ilave olarak AB ülkeleri, “onaylı üretici grubu (recognized producer group)” sistemi benimseyebilir ve bu sadece talep üzerine gerçekleşen bir işlemdir. Konu hakkındaki ayrıntılara Madde 33’te yer verilmiştir.

2- 2025/26 sayılı Uygulama Yönetmeliği, coğrafi işaretler için öngörülen yenilikler ve değişiklikler bakımından genel hatları ile aşağıda özetlenmektedir.

Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı başvuru, AB düzeyindeki değişiklik ve iptal taleplerinden, yetersiz/eksik olanların reddedilmesi için ön şekli inceleme mekanizması kurularak kurnazca/hileli yapılan taleplerin önüne geçilecek ve dolayısıyla AB Komisyonu incelemesinin kolaylaştırılarak hızlandırılması sağlanacaktır. (Gerekçe 5 ve 18)

Yönetmeliğin kapsamı; coğrafi işaretler bakımından tescil başvurusu, AB düzeyindeki değişikliklerin onaylanması, standart değişikliklerin bildirilmesi, iptal, sicilin yönetimi,  “uygunluğun onaylanması (attestation of compliance)” sisteminin kurulması ve etiketleme; geleneksel ürün adı bakımından ise tescil başvurusu, değişikliklerin onaylanması, iptal, sicilin yönetimi, uygunluğun onaylanması sisteminin kurulması ve etiketleme şeklinde. (Madde 1)

Üçüncü ülke başvurularında AB Komisyonuna sunulacak belgelerin, Komisyon tarafından gerektiğinde dijital sisteme kayıt yapılabilmesini sağlamak amacıyla düzenleme yapılabilir formatta olması gerekir. (Madde 2)

2024/1143 sayılı Tüzüğün Madde 15 hükmü uyarınca yapılacak incelemeden önce gerçekleştirilecek şekli inceleme neticesinde, başvuruda bulunması gereken türde bilgi ve belgelerde eksiklik tespit edilirse başvuru yapılmamış sayılarak başvuru yapana bilgi verilir. (Madde 3)

Tek belge (single document); gıda-tarım ürünleri ve distile alkollü içkiler için 2.500, şaraplar için de 5.000 kelimeden fazla olamaz ancak bu eşikler, zorunluluğu kanıtlanan durumlarda aşılabilir. Üçüncü ülke başvurularına ait tek belgelerin ise, kaynaklandıkları ülkelerdeki tescillerine sadık bir içerikte oldukları ve aralarında önemli bir farklılık/uyumsuzluk bulunmadığı garanti edilmelidir. (Madde 4)

  Başvuru veya değişiklik talebi, birden fazla “farklı ürünler (distinct products)” içeriyorsa ilgili şartların, her bir ürün için ayrı ayrı karşılanması gerekir. Hükümde bahsi geçen “farklı ürünler (distinct products)”, “aynı tescilli adı kullanmalarına rağmen piyasaya sürüldüğünde farklılaştırılan veya tüketiciler tarafından farklı ürünler olarak kabul edilen ürünler” anlamına gelir. (Madde 7)

AB Komisyonu tarafından 2024/1143 sayılı Tüzüğün Madde 15 hükmü uyarınca yapılacak incelemede başvuruda değişiklik meydana gelirse ve AB ülkeleri bu değişikliğin, menfaati olan kişiler bakımından ulusal düzeyde gerçekleşen itiraz aşamasında gündeme gelmediğine karar verirlerse bu durumda, ulusal düzeyde ek bir itiraz prosedürü uygulandıktan sonra yeniden düzenlenmiş belgeler AB Komisyonuna iletilir. Böyle bir durumun üçüncü ülke başvurularında gerçekleşmesi halinde başvuru yapan tarafından yeniden düzenlenen tek belge ve şartname AB Komisyonuna iletilir.  (Madde 8)

İtirazda bulunmak için gerekli bilgiler/belgeler arasında, “itiraz kapsamında bulunabilecek kişisel verilerin ilgili taraflara iletilmesi konusunda AB Komisyonuna yetki verilmesi” de yer almaktadır. (Madde 9)

AB düzeyinde gerçekleştirilecek değişiklik taleplerinde üçüncü ülkeler için öngörülen ilave şartlar arasında “üçüncü ülkede ürün şartnamesinin değişikliğe uğramış halinin yayımlanmasına ilişkin atıf”, “talep edilen değişikliğin söz konusu üçüncü ülkede yürürlükte olan coğrafi işaretlerin korunmasına ilişkin kurallara uyduğunun kanıtı” ve vekil tarafından temsil ediliyorsa “vekaletname” yer almakta. Talep sahibinin isim ve iletişim bilgileri AB Komisyonuna ayrıca iletilir ancak iletişim bilgileri, yayımlanan bilgiler arasında yer almaz. (Madde 10)

Standart değişikliklere ilişkin taleplerde talep sahibi AB ülkesi, üçüncü ülkenin veya üretici grubunun iletişim bilgileri talepten ayrı biçimde AB Komisyonuna iletir ancak talep sahibinin adı yayımlanırken iletişim bilgileri yayımlanmaz. Üçüncü ülkelerden yapılan bu tür taleplerde ilave olarak üçüncü ülkenin standart değişikliği onama kararı, tek belge ve şartnamenin değişikliğe uğramış hali ile değişikliğin üçüncü ülkede uygulanabilir nitelikte olduğunun kanıtı istenir. (Madde 12)

 2024/1143 sayılı Tüzüğün Madde 25(1) hükmü uyarınca yapılacak iptal taleplerinde, üçüncü ülkeler için denetimden sorumlu kurum/kuruluş adı belirtilir.

AB ülkeleri ulusal düzeyde iptal prosedürü uygulayabilirken AB Komisyonunun kendi inisiyatifiyle uygulayacağı ve 2024/1143 sayılı Tüzüğün 15(4). maddesine göre itiraza tabi tutacağı iptal prosedürü AB düzeyinde olur.      

2024/1143 sayılı Tüzüğün 25(2). maddesi uyarınca ilgili üreticiler tarafından yapılacak iptal taleplerinde eğer onaylı üretici grubu varsa bu talep sadece bu grup tarafından yapılabilir. Üçüncü ülkelerin resmi otoritelerince sunulacak iptal taleplerinde; ilgili üreticilerin tamamının iptal talebini istediği ve bu durumu kendilerine ilettiğinin beyanı gerekir.

Üçüncü ülke kaynaklı iptal talebi, ilgili üreticilerce doğrudan AB Komisyonuna yapılırsa iptal talebinin tüm üreticilerin ortak iradesi olduğu beyanı ile kendilerini temsilen görevlendirdikleri temsilciye verilen vekâletname sunulması gerekir. (Madde 14) 

2024/1143 sayılı Tüzüğün 22. maddesi uyarınca dijital ortamda ve AB’nin tüm resmi dillerinde oluşturulacak AB Sicili (Union register) kapsamında başvuru, itiraz, tescil, değişiklik ve iptal gibi işlemlere ilişkin kayıtlar yer alacak. Bu sicilin sahibi AB Komisyonu, yöneticisi ise AB Fikri Mülkiyet Ofisi – EUIPO olacak.  

Tescilli adların birden fazla ada, transkripsiyona ve transliterasyona sahip olması durumunda bu adlar “… boşluk / boşluk …” düzenine göre ayrılmış alternatif adlar olarak sicile kaydedilir. (Madde 16)

Geleneksel ürün adlarına ilişkin AB Sicilinin ise hem sahibi hem de yöneticisi AB Komisyonu olacak, diğer bir ifadeyle geleneksel ürün adları bakımından EUIPO’nun görevi bulunmayacak. (Madde 32) 

“Uygunluğun Onaylanması (attestation of compliance)” başlıklı maddede, denetimlere ilişkin kurallar oldukça ayrıntılı biçimde düzenlenmiştir. (Madde 17)

Bu maddede, 2024/1143 sayılı Tüzüğün 45. maddesine atıf ve 45. maddede de aynı tüzüğün 39. maddesine atıf bulunmaktadır. Söz konusu maddelerinin tümünün birlikte değerlendirilmesinden AB ülkeleri için temel denetim prensiplerinin aşağıdaki gibi oluşturulduğu anlaşılmaktadır.

  • Belirli bir coğrafi işaret kapsamındaki herhangi bir faaliyete katılmak isteyen her işletmeci (operator), yetkili makamlara (competent authority), yetkilendirilmiş kuruluşlara (delegated body) veya ilgili gerçek kişilere bildirimde bulunur, AB ülkeleri bu işletmecilerin listesini hazırlayıp güncel tutar. 2024/1143 sayılı Tüzük Madde 2 uyarınca  “işletmeci (operator)”, ürün şartnamesinde belirtilen şartlara ilişkin faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişidir.
  • Piyasaya sürülmeden önce ürünlerin tescile uygunluğunun sağlanması, üreticilerin kendi sorumluluğundadır. (Own control)
  • Üreticilerin kendi sorumluluğunun yanı sıra, ürünler piyasaya sunulmadan önce 2017/625 sayılı Tüzüğün 3(3). maddesinde belirtilen bir veya daha fazla yetkili makam tarafından veya 2017/625 sayılı Tüzüğün II. Başlığı, III. Bölümünde belirtilen belirli resmi kontrol görevlerinin devredildiği bir veya daha fazla yetkilendirilmiş kuruluş veya gerçek kişi tarafından denetlenir. 2017/625 sayılı AB Tüzüğü “gıda ve yem mevzuatının, hayvan sağlığı ve refahı, bitki sağlığı ve bitki koruma ürünlerine ilişkin kuralların uygulanmasını sağlamak amacıyla yapılan resmi kontroller ve diğer resmi faaliyetler hakkında”dır.
  • Üçüncü ülke kaynaklı coğrafi işaretlerde ürün piyasaya sürülmeden önceki kontroller, “üçüncü ülke tarafından belirlenmiş bir veya daha fazla yetkili makam” veya “bir veya daha fazla ürün sertifikasyon kuruluşu” tarafından gerçekleştirilmelidir. 
  • AB Komisyonu, yetkili makamların ve ürün sertifikasyon kuruluşlarının ad ve adresleri dahil olmak üzere üçüncü ülkeler tarafından yapılacak bildirimlere ilişkin uygulama kuralları düzenleyecektir.
  • 2024/1143 sayılı Tüzüğün 38. maddesinde göre kontroller, “coğrafi işarete konu ürünün şartnameye uygun olarak üretildiğinin doğrulanması” ve “çevrimiçi arayüzler dahil olmak üzere piyasada coğrafi işaretlerin kullanımının doğrulanması”dır. Yetkili makamlar, yetkilendirilmiş kuruluşlar ve belirli resmi kontrol görevlerinin devredildiği gerçek kişiler, 2017/625 sayılı Tüzükte öngörülen şartları karşılamalıdır.
  • 2024/1143 sayılı Tüzüğün 38. maddesinde göre yetkilendirilmiş kuruluşlar (Madde 39(3)(b)) ve üçüncü ülkelerdeki ürün sertifikasyon kuruluşlarının (Madde 39(4)(b)) “ISO/IEC 17065 Uygunluk değerlendirmesi – Ürünleri, süreçleri ve hizmetleri sertifikalandıran kuruluşlar için şartlar” veya “ISO/IEC 17020 Uygunluk değerlendirmesi – Muayene gerçekleştiren çeşitli türdeki kuruluşların işletilmesi için şartlar” standartları uyarınca akredite olması şarttır.  
  • 2024/1143 sayılı Tüzüğün 45. maddesinde göre; ürün şartnamesine uygunluğu onaylanan bir işletmecinin talebi üzerine ve ilgili AB ülkesinde uygulanan sisteme bağlı olarak “dijital de dahil olmak üzere uygunluk belgesi alır” veya “yetkili makamlar tarafından tutulan onaylanmış işletmeler listesine kayıt edilir”. Tasdik işlemi ve listeler risk değerlendirmesi uyarınca periyodik olarak güncellenir ve yaptırım otoriteleri, gümrükler vb. kurumlarla talep üzerine paylaşılır.   
  • Üçüncü ülkelerde üretilen coğrafi işaretli ürünler AB’ye ithal edilirken; AB’deki ithalatçının coğrafi işaretli ürünün işletmecisinden talep etmesi halinde, üçüncü ülkenin ulusal kontrol makamı veya sertifikasyon kuruluşu tarafından coğrafi işaretli ürünün işletmecisine verilen sertifikasyonun kanıtı sunulur.

Kâğıt veya elektronik biçimdeki kanıt; tasdik veya yetkilendirilmiş işletmecilerin listesi şeklinde olabilir ve doğrudan ilgili ulusal kontrol otoritesi veya sertifikasyon kuruluşu tarafından da sunulabilir.

Doğrudan AB resmi dillerinden birinde hazırlanan veya bu dillerden birindeki çevirisi eklenmiş biçimde sunulacak kanıt, ürünün pazarlanacağı AB ülkesinde kolayca anlaşılabilecek yazı karakterlerinden oluşmalıdır. Ayrıca ithalatçıya sunulduğu tarihte, üçüncü ülke ulusal yasalarına göre süresi dolmamış olmalıdır.

Coğrafi işaretli ürünün ithalatçısı, yukarıda bahsi geçen sertifikasyon kanıtını gerektiğinde gümrük otoritelerine ve AB piyasasında serbest dolaşım için beyan edilen mallarda coğrafi işaretlerin kullanımını doğrulamakla görevli otoritelere sunmakla yükümlüdür. İthalatçı ayrıca, ticaret sırasında bu kanıtı isteyenlere ve kamuya da sunabilir. (Madde 17(4) ve (5))

2024/1143 sayılı Tüzüğün 50. maddesinde belirtilen tek belgede, coğrafi işareti taşıyan ürün tanımlanırken söz konusu ürünün türü bakımından yaygın olarak kullanılan tanımlamalar ve standartlar esas alınmalıdır. Ancak ürünün tanımlanması, 2024/1143 sayılı Tüzüğün 46. maddesinde belirtildiği üzere, tamamıyla ürünün ayırt edici özelliklerine ve kalitesine odaklanarak ve ilgili ölçü birimleri ile teknik terimler kullanılarak yapılmalı, aynı ürün türündeki tüm ürünler için geçerli olan teknik özelliklere ve ilgili yasal zorunluluklara yer verilmemelidir. (Madde 18)

Hayvansal kaynaklı ürünü konu alan menşe adı başvurusunun şartnamesinde, hayvanın beslenmesinde kullanılan yemin menşe ve kalitesi hakkındaki kurallar açıklanmalıdır. (Madde 19)

Coğrafi işaret şartnamesi; ürünün coğrafi kaynağını kanıtlaması için coğrafi sınırdan gelmesi gereken ürün, ham maddeler, yem ve diğer maddelerle ilgili olan prosedürleri tanımlamalıdır. İşletmeler aşağıdaki unsurları tanımlayabilmelidir.

a) Alınan tüm ham madde ve ürün partilerinin tedarikçisi, miktarı ve menşesi.

b) Tedarik edilen ürünlerin alıcısı, miktarı ve varış yeri.

c) (a) bendinde belirtilen her girdi partisi ile (b) bendinde belirtilen her çıktı partisi arasındaki korelasyon. (Madde 20)

2024/1143 sayılı Tüzük uyarınca AB Komisyonuna yapılacak talepler, AB ülkeleri için aynı tüzüğün 14 ve 58. maddelerinde belirtilen dijital sistem üzerinden, üçüncü ülkeler için de 2025/26 sayılı Yönetmeliğin ekindeki formlar kullanılmak suretiyle e-posta üzerinden sağlanacak. Ancak AB ülkeleri itiraz, iptal vb. taleplerin kapsamlarında yer alabilecek kişisel veriler nedeniyle 2025/26 sayılı Yönetmeliğin 9(1) ve (2), 14, 27(1) ve (2) ile 30. maddelerinde belirtilen belgeleri e-posta ile AB Komisyonuna iletecek. Resmi nitelikteki teknik e-posta iletişiminin sağlanabilmesi için AB ülkeleri, AB Komisyonuna kurumsal nitelikte birim, posta, telefon ve işlevsel e-posta bilgisi sağlayacak ve bu bilgileri güncel tutacak. Bu bilgiler içinde kişisel veri kesinlikle bulunmayacak. AB Komisyonu iletişim bilgilerini gerektiğinde kamuya sunabilecek. (Madde 35)

2025/26 sayılı Yönetmelikte ayrıca, şarap sektörüyle ilgili düzenlemeleri içeren 1308/2013 sayılı Tüzüğe ait 2019/34 sayılı Uygulama Yönetmeliğinde meydana gelen değişiklikler de yer almaktadır. (Madde 38)

2025/26 sayılı Yönetmelikle; gıda-tarım ürünlerindeki coğrafi işaret dahil kalite göstergelerinin korunmasıyla ilgili 1151/2012 sayılı Tüzüğün 668/2014 sayılı Uygulama Yönetmeliği ve distile alkollü içki sektörüyle ilgili 2019/787 sayılı Tüzüğe ait 2021/1236 sayılı Uygulama Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır. (Madde 39)

2025/26 sayılı Yönetmeliğin ekinde, 2024/1143 sayılı Tüzük uyarınca yapılabilecek taleplere ilişkin formlar, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı amblemlerine ilişkin kurallar ile geleneksel ürün adı korumasına konu olabilecek ürünlerin sınıflandırması yer almaktadır.

Gonca ILICALI

Mart 2025


KAYNAKLAR

  1. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=OJ:L_202401143
  2. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=OJ:L_202500026

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN COĞRAFİ İŞARETLERLE İLGİLİ TÜZÜĞÜNE İLİŞKİN SON YASAL DÜZENLEMELER


BÖLÜM 1

Avrupa Birliği (AB) nezdinde gıda-tarım ürünleri, şaraplar ve distile alkollü içkiler bakımından üç farklı yasal düzenleme uyarınca coğrafi işaret, geleneksel ürün adı ve diğer kalite göstergelerine sağlanan koruma şartlarını birleştiren, sadeleştiren ve güçlendiren 11 Nisan 2024 tarihli ve 2024/1143 sayılı AB Tüzüğü, 13 Mayıs 2025 tarihinden itibaren yürürlükte.

Bilindiği üzere 2024/1143 sayılı Tüzük; bünyelerinde aynı zamanda ilgili ürünlerin piyasa düzenlemesi hükümlerini de barındıran, şaraplar için 1308/2013 sayılı Tüzüğü ve distile alkollü içkiler için 2019/787 sayılı Tüzüğü değiştirirken, gıda-tarım ürünlerine ilişkin sadece tescil ve koruma şartlarını düzenleyen 1151/2012 sayılı Tüzüğü yürürlükten kaldırmıştı.

Uzun süredir merak konusu olan 2024/1143 sayılı Tüzüğün uygulanma şartları ise, 15 Ocak 2025 tarihli AB Resmi Gazetesinde yayımlanarak yayımdan üç gün sonra yürürlüğe giren 30 Ekim 2024 tarihli 2025/26, 2025/27, 2025/28 ve 2025/29 sayılı toplam dört yasal düzenleme ile kesinleşti. Söz konusu yasal düzenlemelerde önemli olduğu düşünülen hususlara, kapsamlarının genişliği nedeniyle iki bölüm halinde yer vereceğiz.

Yazı dizimizin ilk bölümünde üç adet “yetki devrine dayanan tüzük” (delegated regulation), ikinci bölümünde ise 2024/1143 sayılı Tüzüğün 2025/26 sayılı Uygulama Yönetmeliği hakkında bilgiler bulunuyor.    

  • 2025/29 sayılı Tüzük: Distile alkollü içkilerle ilgili 2019/787 sayılı Tüzükten, coğrafi işaretlerin korunmasıyla ilgili hükümlerin çıkarılmasının ardından, 2019/787 sayılı Tüzüğe ait 2021/1235 sayılı Yetki Devrine Dayanan Tüzük yürürlükten kaldırılmıştır. Distile alkollü içkilere sağlanan coğrafi işaret koruması sadece mahreç işareti şeklindedir.  
  • 2025/28 sayılı Tüzük: Şarap sektörüyle ilgili 1308/2013 sayılı Tüzükten, coğrafi işaretlerin korunmasıyla ilgili hükümlerin çıkarılmasının ardından, 1308/2013 sayılı Tüzüğe ait 2019/33 sayılı Yetki Devrine Dayanan Tüzükte bazı değişiklikler yapılmıştır. Şarap sektöründe sağlanan coğrafi işaret koruması hem menşe adı hem de mahreç işareti şeklindedir. 2025/28 sayılı Tüzük ile bu tür ürünlerin şartnamelerinde yer alacak ek şartlar, coğrafi sınırda (demarcated geographical area) üretime ilişkin istisnalar, şarap sektöründe geleneksel terimler için koruma prosedürü ve genel olarak şarap sektöründeki etiketleme ve sunum konularında düzenlemeler mevcuttur.
  • 2025/27 sayılı Tüzük: Gıda-tarım ürünleriyle ilgili 1151/2012 sayılı Tüzüğün yürürlükten kaldırılmasının ardından, 1151/2012 sayılı Tüzüğe ait 664/2014 sayılı Yetki Devrine Dayanan Tüzük yürürlükten kaldırılmıştır. Gıda-tarım ürünlerine sağlanan coğrafi işaret koruması hem menşe adı hem de mahreç işareti şeklindedir.

2024/1143 sayılı Tüzüğü tamamlayıcı nitelikteki 2025/27 sayılı Tüzük esas olarak:

  • Coğrafi işaret açısından: itiraz prosedürüne; AB düzeyindeki değişiklik taleplerine; geçici değişiklikler de dâhil olmak üzere standart değişikliklerin onayı ve bildirilmesine; AB düzeyindeki değişiklikler ile standart değişiklikler arasındaki ilişkiye; tarım ürünlerine ilişkin coğrafi işaretlerde hammaddelerin temin edilmesine;
  • Geleneksel ürün adı açısından: tescil başvurularına; itiraz prosedürüne; ürün şartnamesindeki değişikliklerin onaylanmasına; geleneksel ürün adının, işlenmiş bir ürünün adında kullanılmasına;

ilişkin kuralları düzenler. (Madde 1)

2025/27 sayılı Tüzük genel hatları ile aşağıda özetlenmektedir:

1- Coğrafi İşaret:

— İtiraz Prosedürü: Hem başvuru hem de değişiklikler hakkında 2024/1143 sayılı Tüzüğün Madde 17(1) hükmü kapsamında yapılan itiraz, AB Komisyonu tarafından başvuru yapana veya değişikliği talep edene elektronik yolla bildirilerek, 3 ay içinde itiraz görüşmelerine başlanması konusunda davet edilir.

AB ülkeleri, 2024/1143 sayılı Tüzüğün Madde 17(6) hükmü kapsamında başvuruda meydana gelebilecek değişikliklerin önemli olduğunu ve ulusal itiraz prosedüründe değerlendirilmeyen hususları etkilediğini düşünürse, bu hususlar için ek bir itiraz prosedürü öngörebilir ve bu ek prosedürün uygun şekilde tamamlanmasının ardından itiraz sonucunu AB Komisyonuna iletir. (Madde 2)

— Standart Değişikliklerin Bildirilmesi: 2024/1143 sayılı Tüzüğün Madde 24(5) hükmüyle “standart değişiklik”; “kamu otoritelerince uygulanan zorunlu sağlık ve bitki sağlığı tedbirleri, doğal afet ve olumsuz hava koşulları ile jeopolitik olaylar da dâhil olmak üzere hammadde tedariğini etkileyen istisnai koşulların sonucunda ürün şartnamesinde geçici olarak meydana gelen değişiklik” olarak tanımlanır. Standart değişiklikler AB Komisyonuna, hem AB ülkeleri hem de üçüncü ülkeler için söz konusu değişiklik kararının verilmesini takiben en geç 1 ay içinde bildirilmelidir. Üçüncü ülkeler için bildirim yükümlülüğü, ilgili ülke otoriteleri veya ilgili üretici grubuna aittir. Ayrıca, standart değişikliklerin birden fazla AB ülkesini etkilemesi veya coğrafi sınırın bir kısmının üçüncü ülkeye ait olması durumunda; her bir ülkenin standart değişikliklere ilişkin prosedürü ayrı ayrı uygulaması gerekir. (Madde 5)

2- Geleneksel Ürün Adı:

2024/1143 sayılı Tüzüğün Madde 54 hükmünde belirtilen geleneksel ürün adı şartnamesi, gerekliliği ispatlanan durumların dışında 5.000 kelimeyi geçemez. Bu istisna, 2025/26 sayılı Uygulama Yönetmeliğinin 28. maddesiyle “şartnamede değişiklik talebinin 7.500 kelimeyi geçemeyeceği” şeklinde düzenlenen hükmü için de geçerlidir. (Madde 9)

— İtiraz Prosedürü: 2024/1143 sayılı Tüzüğün Madde 61(1) hükmü kapsamında yapılan itiraza ilişkin prosedür, coğrafi işaretler ile aynıdır. (Madde 10)

Geleneksel ürün adına ilişkin değişiklik talebinin onaylanması sadece, 2024/1143 sayılı Tüzüğün Madde 66(1) hükmünde belirtilen değişiklikleri kapsar. (Madde 11)

— Geleneksel Ürün Adının İşlenmiş Bir Ürünün Adında Kullanılması: 2024/1143 sayılı Tüzüğün Madde 68 ve 70 hükümleri ile tüketicilere gıda bilgilerinin sağlanmasını öngören 1169/2011 sayılı Tüzüğün 7. ve 17. maddelerine halel getirmeksizin, geleneksel ürün adının işlenmiş bir üründe bileşen olarak kullanılması halinde işlenmiş ürünün adında, etiketinde veya tanıtım materyallerinde kullanılmasına ilişkin koşullar aşağıdaki gibidir:

  • İşlenmiş ürün, geleneksel ürün adına konu ürün ile kıyaslanabilir başka bir bileşen içermemeli.
  • Bileşen olarak kullanılan geleneksel ürün adına konu ürün, işlenmiş ürüne esaslı bir özellik kazandıracak miktarda kullanılmalı.
  • Geleneksel ürün adına konu ürünün işlenmiş üründeki bileşen yüzdesi etikette belirtilmeli. (Madde 12)

Gonca ILICALI

Mart 2025


Kaynaklar

  1. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=OJ:L_202500029
  2. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=OJ:L_202500028
  3. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=OJ:L_202500027

AVRUPA BİRLİĞİ COĞRAFİ İŞARET TESCİL SİSTEMİNDEN RET KARARLARI DERLEMESİ

Gıda-tarım ürünleri, şaraplar ve distile alkollü içkilerde coğrafi işaret ve diğer kalite göstergelerine ilişkin üç farklı tüzüğe dayanan koruma şartlarını birleştiren, sadeleştiren ve güçlendiren 11 Nisan 2024 tarihli ve 2024/1143 sayılı Avrupa Birliği (AB) Tüzüğü, 13 Mayıs 2024 tarihinden itibaren yürürlükte. Bu yazımızın konusunu, 2024/1143 sayılı Tüzüğün yürürlüğe girmesinden önce verilmiş bazı ret ve iptal kararları oluşturuyor.

AB’ye yapılan coğrafi işaret başvuruları; AB Komisyonu Tarım Genel Müdürlüğü – DG Agri tarafından inceleniyor, başvurunun reddine yönelik karar başvuru yapana gönderilip 2 aylık süre içinde görüş sunması bekleniyor ve nihai olarak verilen gerekçeli ret kararları, AB Komisyonunun Uygulama Kararı olarak AB Resmi Gazetesinin L serisinde yayımlanıyor.

AB’nin konuyla ilgili sicili olan eAmbrosia’da ret ve iptal kararları için yaptığımız araştırmada bulduğumuz bazı örnek kararları aşağıda özetliyoruz.

1- ‘Лидский квас/Lidski kvas’

Başvuru, Belarus’un Lida şehrinde üretilen fermente bir içecek için ‘Лидский квас/Lidski kvas’ adlarının mahreç işareti olarak tescili amacıyla 2021 yılında ‘Lidskoe Pivo’ A.Ş. tarafından yapılmış. Eksiklik bildiriminde, özellikle aşağıdaki hususların açıklanması istenmiş.

  • Üretimde kullanılacak suyun, başvuruyu yapan özel firmanın mülkiyetindeki kaynaktan temin edilmesinin gerekliliği ile “üretimde özel bir teknik yöntem”in varlığının başvuruda belirtildiği dikkate alınarak başka üreticilerin mevcut olup olmadığı.
  • AB kurallarına göre tek bir gerçek/tüzel kişinin başvuru yapabilmesi, ürünün tek bir üreticisi olduğunun ispatını ya da mevcut üreticiler içinde başvuru yapma niyetinde olan başka üretici bulunmadığının ispatını gerektirdiğinden, başvuru yapanın bu şartlardan hangisini karşıladığı.  

Başvuru yapanın verdiği yanıtta; üretimde kullanılan suyun çıkarıldığı kuyuların tek sahibi ve işletmecisi olduğu; tüm üretim sürecinin kendisi tarafından Lida şehrinde ve “özel bir teknik yöntem” kullanılarak gerçekleştirildiği belirtilerek tek belge (single document) ve şartname (specification) belgeleri revize edilmiş.

AB Komisyonu yaptığı inceleme neticesinde, temel olarak aşağıdaki esaslara dayanarak başvurunun gerekli şartları sağlamadığına ilişkin görüşünü bildirmiş, verilen 2 aylık süre içinde başvuru yapandan cevap alınamamasının ardından ret kararını 11 Ağustos 2023 tarihli AB Resmi Gazetesinde yayımlamış.

  • Başvuru yapanın üretimde kullanılan suyun temin edildiği kuyuların tek sahibi ve işletmecisi olması nedeniyle, başka üreticilerin bu üretim sistemine katılmasının kesinlikle mümkün olmadığının anlaşılması.
  • Üretimde kullanılan “özel bir teknik yöntem”in tamamıyla başvuru yapana ait olduğunun anlaşılmasıyla birlikte bu durumun, ürünün ayırt edici özelliklerinin coğrafi sınırdan kaynaklanmayıp üreticinin inisiyatifiyle şekillendiğini gösterdiği ve dolayısıyla 1151/2012 sayılı Tüzüğün 5(2) maddesi şartlarının karşılanmadığı. Ayrıca üretim şeklinin açıklama içermeksizin sadece üretim basamaklarının sıralanması suretiyle verilmesinin, potansiyel üreticilerin bu sisteme girebilmesine imkân tanımaması.
  • Başvurunun tek bir üretici tarafından yapılabilmesi konusundaki istisnai duruma ilişkin şartların karşılandığını gösteren kanıtlar sunulmaması nedeniyle 1151/2012 sayılı Tüzüğün 49(1) maddesine aykırılık oluştuğu.

2- Neusiedlersee-Hügelland’

Bu örnek; Avusturya’dan kaynaklanan ve menşe adı olarak tescilli olan ‘Neusiedlersee-Hügelland’ şarabının, “ürün şartnamesine artık uyulmadığı” gerekçesiyle ve AB’nin şaraplarla ilgili piyasa düzenlemeleri ile coğrafi işaret tescili hakkındaki yasal düzenlemesi olan 1308/2013 sayılı AB Tüzüğünün 106. maddesi uyarınca yapılan “iptal” talebi kapsamında verilen karara ilişkindir. Talep sahibi Avusturya Tarım, Bölgeler ve Turizm Federal Bakanlığı, ilgili taraf ise Ulusal Şarap Komitesidir.

‘Neusiedlersee-Hügelland’ ibareli menşe adı, ‘Leithaberg’ ibareli menşe adı tescilinin kapsamına entegre edildiği için 2016 yılında çıkarılan yasayla iptal edilmiş ve 2016 tarihli Federal Resmi Gazetede bu durum yayımlanmış.

AB’nin 2019/33 sayılı Yetkilendirme Yönetmeliğinin 19. maddesi uyarınca, Avusturya’nın iptal talebi AB Resmi Gazetesinde yayımlanmış ve hakkında itiraz yapılmaması üzerine kesinleşen iptale ilişkin karar, 6 Ağustos 2021 tarihli AB Resmi Gazetesinde yayımlanmış.

3- Commune de Champagne’

‘Commune de Champagne’ ibareli mahreç işareti başvurusu, İsviçre’nin Vaud Kantonu Champagne Belediyesinin Asma ve Şarap Topluluğu (CVVCCVDCH) tarafından 3 Kasım 2015 tarihinde yapılmış. 

AB Komisyonunun açıklama istediği konularda verilen cevabın incelenmesinde, aşağıdaki esaslara dayanarak verilen ret kararı, 2 Haziran 2020 tarihli AB Resmi Gazetesinde yayımlanmış.

  • ‘Commune de Champagne’ isminin, 14 Kasım 2007 tarihli ve 916.140 sayılı Şarap Üretimi ve Şarap İthalatı Yönetmeliğinin 25. maddesi uyarınca İsviçre Tarım Federal Ofisi tarafından tutulan İsviçre’nin tescilli menşe adları kayıtlarında yer almadığı tespit edilmiş; bu durumda bu ismin, kendi ülkesinde (menşe ülkede) geçerli bir şekilde korunduğuna dair kanıt sunulmadığından bahisle 1308/2013 sayılı AB Tüzüğünün 94(3) maddesi hükmünün karşılanmadığı.
  • AB Komisyonu ayrıca, ‘Commune de Champagne’ adının İsviçre’de geçerli bir şekilde korunamayacağı görüşünde. Çünkü Avrupa Topluluğu ile İsviçre Konfederasyonu arasındaki tarım ürünleri ticaretine ilişkin Anlaşma ve özellikle Ek 7’nin 8. maddesi İsviçre Konfederasyonu’na, sadece AB menşeli şaraplar için ‘Champagne’ adını İsviçre topraklarında koruma yükümlülüğü getirmekte. İlave olarak, Vaud Kantonuna (İsviçre) ait şaraplara ilişkin 27 Mayıs 2009 tarihli Yönetmeliğin 32. maddesi ile, menşe adı taşıyan şarapların etiketlerinde yerel bir referansa yer verilmesi hakkını sadece belirli koşullar altında düzenlemekte; menşe adını taşıyan ‘Bonvillars’ şaraplarının etiketlenmesine ilişkin kurallar belirlemekte ve üzümün yetiştirildiği belediyeye referans verilmesine izin vermekte. Ancak bu maddenin, ‘Commune de Champagne’ adının coğrafi işaret olarak korunmasını doğrudan sağlayamayacağı.
  • Yukarıda belirtilen hususlar uyarınca başvurunun, 1308/2013 sayılı AB Tüzüğünün 97(4) maddesi hükmü uyarınca reddi gerektiği.

4- Монгол Тогтвортой ноолуур/Mongol Togtvortoi Nooluur’

‘Монгол Тогтвортой ноолуур/Mongol Togtvortoi Nooluur’ ibaresinin mahreç işareti olarak tescili amacıyla 22 Aralık 2022 tarihinde Moğolistan’dan yapılan başvurunun AB Komisyonunca incelenmesi neticesinde verilen ret kararı, 2 Mayıs 2024 tarihli AB Resmi Gazetesinde yayımlanmış olup inceleme sürecindeki esaslar aşağıda özetlenmiştir.  

  • Başvuruya konu ürün “kaşmir” olmasına rağmen başvuruda “yün” olarak sınıflandırıldığı, ancak “Kaşmir: Kaşmir veya benzeri keçi ırklarından elde edilen ince hayvan kılı”, “Yün: Koyun veya kuzulardan elde edilen doğal lifler” şeklinde tanımlandığı için yünün ve kaşmirin birbirinden farklı ürünler olduğu ve bu kapsamda AB’nin gümrük tarife sınıflandırma sisteminde yünün CN 5101, kaşmirin ise CN 5102 koduyla işlem gördüğü.
  • Kaşmirin yünün bir alt sınıfı olmaması ve 1151/2012 sayılı AB Tüzüğüyle belirlenmiş ürün grupları içinde de yer almaması nedeniyle başvurunun reddinin gerektiği.
  • AB Komisyonunun başvuruyu reddetme niyetine karşı sunulan cevapta; AB’nin tekstil ürünleriyle ilgili bazı yasal düzenlemelerine, Uluslararası Yün Tekstil Organizasyonu yayımlarına, Alman Standartları Enstitüsü yayımlarına, Amerika Birleşik Devletleri’nin bazı yasal düzenlemelerine ve AB Komisyonu tarafından kamuoyu görüşüne sunulan Çin’in “Alxa Cashmere” ibareli coğrafi işaretine referansla itiraz edildiği.
  • Başvuru yapanın itirazına karşı AB Komisyonunun; diğer ülkelerdeki değerlendirmelerin ve yasal düzenlemelerin AB’nin yasal düzenlemelerinin yerine ve önüne geçemeyeceğine; Çin’in “Alxa Cashmere” ibareli coğrafi işaretine konu ürünün Kaşmir keçisinin etine ilişkin olması nedeniyle farklı bir ürün olduğuna; ileri sürülen AB yasal düzenlemelerinin hiçbirinde kaşmirin yün olarak değerlendirilmediğine dikkat çekerek başvurunun, 1151/2012 sayılı Tüzükte sayılan ürün gruplarının içinde yer almadığı ve dolayısıyla mevzuatta öngörülen şartları karşılamaması nedeniyle başvurunun reddedilmesine karar vermesi.

5- ՍԵՒԱՆԻ ԻՇԽԱՆ/sevani ishkhan’

İnternet üzerinde yapılan araştırmada alabalık ile ilgili olduğu anlaşılan bu adın menşe adı olarak tescili amacıyla 2016 yılında Ermenistan tarafından yapılan başvuru için birkaç kere eksiklik bildirimi yapılmış ancak cevap alınamadığı için son olarak görüş bildirilmesi için 2 aylık süre verilmiş. Sürenin dolmasının ve cevap alınamamasının ardından AB’nin resmi karar süreci sonunda, aşağıdaki esaslara bağlı olarak ret kararı tesis edilerek bu karar, 26 Temmuz 2023 tarihli AB Resmi Gazetesinde yayımlanmış.

  • Başvurunun şartnamesinde (specification) sadece “Red Book of Armenia” isimli kitaptan bahsedilmesi ancak, menşe adı için zorunlu olan “ürünün, hammaddesinin, yemin ve ilgili diğer hususların” kaynağının ispatlanmasını sağlayacak türdeki açıklamaların eksik olması. (1151/2012 sayılı Tüzüğün 668/2014 sayılı Yönetmeliğinin 4. Maddesi)
  • Ürünün temel fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik veya organoleptik özelliklerinin eksik olması. (1151/2012 sayılı Tüzüğün 7(1) maddesinin birinci alt paragrafının (b) hükmü)
  • Menşe adı için hayvansal kökenli ürünlerde yemin tamamının coğrafi sınırdan temin edilmesi zorunlu ancak bunun teknik olarak mümkün olmaması halinde, ürünün ayırt edici özelliğini etkilemiyorsa, yıllık bazda kuru maddenin %50’sini geçmeyecek şekilde coğrafi sınırın dışından yem temin edilmesi mümkün. Başvuruda bu hususta gerekli ve yeterli açıklamanın bulunmaması. (664/2014 sayılı Tüzüğün (3) maddesinin 1(1) maddesi)

Gonca ILICALI

Şubat 2025


KAYNAKLAR

  1. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32023D1628
  2. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:52021XC0217(03)
  3. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32021R1303
  4. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32020D0726
  5. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=OJ:L_202401224
  6. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32023D1561

SANAL MAL VE HİZMETLERİ KAPSAYAN MARKALARIN AYIRT EDİCİLİĞİ:“GLASHÜTTE” ÖRNEĞİ ÜZERİNDEN BİR DEĞERLENDİRME

Dijital varlıkların ve sanal ortamların hızla gelişmesiyle birlikte, ticari hayatta varlıklarını sürdürmek isteyen veya pazar hacmini büyütmeye çalışan marka sahipleri için sanal dünyada faaliyet göstermek giderek daha önemli bir öncelik haline gelmektedir. Marka sahipleri, sanal ortamlarda gerçek dünya mallarının sanal versiyonlarını sundukça, marka haklarının korunması ve özellikle marka haklarının dijital dünyada uygulanabilirliği konusunda önemli tartışmalara yol açmıştır. Bu tartışmalardan biri de sanal mal ve hizmetleri kapsayan markaların ayırt ediciliğinin değerlendirilmesine ilişkindir.

Bu konuya dair son gelişmelerden biri, 1 Temmuz 2022 tarihinde başvuru sahibi Glashütter Uhrenbetrieb GmbH – Glashütte/Sa. tarafından 01.07.2022 tarihinde Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi’ne (EUIPO) yapılan 018727034 sayılı başvuruya ilişkindir[1]. Bu başvuru, sanal malların hukuki statüsü ve gerçek mallarla olan ilişkisi üzerine mahkemelerde yapılan tartışmaları da tetiklemiştir.

Başvuru sahibi tarafından, aşağıda yer alan işareti, 09, 35 ve 41. sınıflarda yer alan belirli sanal mal ve hizmetler için Avrupa Birliği markası (EUTM) olarak tescil edilmesi amacıyla EUIPO’ya başvuruda bulunmuştur.

Başvuru, aşağıda yer alan sanal mal ve hizmetler bakımından ayırt edici olmadığı gerekçesi ile kısmen reddedilmiştir.

Class 9: Downloadable virtual products, namely computer programs offering chronometers, chronographs, clocks, watches and their accessories to be used online or in online virtual monals; Downloadable virtual goods, namely alarm clocks, watch cases, watch bracelets, presentation cases for watches, clock movements, apparatus for timing sports events and accessories for online or online virtual monds; downloadable digital and virtual goods created by means of blockchain technology, namely chronometers, chronographs, clocks, watches, alarm clocks, watch cases, watch cases, presentation cases for watches, movements for clocks, apparatus for timing sports events, and accessories for online or online virtual monds.

Class 35: Retail services connected with virtual products, namely chronometers, chronographs, clocks, watches and their accessories for use online; Retail services connected with virtual goods, namely alarm clocks, watch cases, watch straps, cases for watches, watch movements, apparatus for timing sports events, and accessories for use online; Online retail store services featuring virtual merchandise, namely chronometers, chronographs, clocks, watches and their accessories for use online; Online retail store services featuring virtual merchandise, namely alarm clocks, watch cases, watch straps, cases for watches, clock cases, clock movements, apparatus for timing sports events, and accessories for use online; Retail services and online retail services in a virtual environment featuring downloadable digital and virtual goods created by means of blockchain technology, namely chronometers, chronographs, clocks, watches, alarm clocks, watch cases, watch bands, presentation cases for watches, clock movements, apparatus for timing sports events, and their accessories for use online or in virtual watches.

Class 41: Entertainment services, namely providing on-line non-downloadable virtual goods, namely chronometers, chronographs, clocks, watches and accessories therefor for use in virtual environments; Entertainment services, namely providing on-line nondownloadable virtual goods, namely alarm clocks, watch boxes, watch bracelets, cases for watches, clock movements, apparatus for timing sports events, and accessories for use in virtual environments.

İlk inceleme uzmanına göre, “Glashütte” ve “Original” kelimelerinden oluşan marka başvurusu, Almanca, İngilizce veya Fransızca konuşan tüketiciler tarafından yalnızca malların ve hizmetlerin kalitesi ve kökeni hakkında bilgi veren bir işaret olarak algılanacaktır. “Glashütte”, Almanya’nın Saksonya eyaletinde bulunan ve Alman saatçilik endüstrisinin doğum yeri olarak bilinen bir şehirken, “Original” kelimesinin anlamı ise “orijinal/ özgün/ taklit olmayan”dır. Bu nedenle, başvurudaki işaret, tüketicilere “Glashütte” şehrinden gelen gerçek saatçilik ürünleri ya da bunlarla bağlantılı mallar ve hizmetler hakkında bir mesaj iletmektedir.

Söz konusu karar üzerine EUIPO Temyiz Kurulu’na (BoA) itirazda bulunan başvuru sahibi, başvuru kapsamındaki saat ve diğer mallarının sanal olduğunu ve gerçek ürünler olmadığını ileri sürmüştür. Başvuru sahibi, “Glashütte” şehrinin tanınmışlığının sanal ürünler için değil, gerçek dünyada üretilen “klasik” saatçilik endüstrisi ile ilgili olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, başvuru kapsamındaki mallar ve hizmetlerin, gerçek (fiziksel) saatlerle, bunların görünümü ve üretim süreciyle hiçbir bağlantısı bulunmadığını, aksine, bunların sanal dünya ürünleri olduğunu vurgulamıştır. Bu bağlamda, başvuru sahibi, ilgili tüketicilerin “Glashütte” şehrinin sanal mallar, özellikle de sanal saatlerin tasarımı ve üretimiyle yeterince spesifik bir bağlantısı olduğuna inanmak için hiçbir nedenlerinin olmadığını iddia etmiştir.

BoA kararında[2], bir işaretin ayırt ediciliğinin değerlendirilmesine ilişkin genel ilkelerin, sanal mallar ve sanal hizmetler için başvurulan markalar açısından da geçerli olduğu vurgulanmıştır. BoA’ya göre, sanal mallar çevrimiçi ortamlarda ticareti yapılan fiziksel olmayan öğelerdir ve bu mallar gerçek dünyadaki malları temsil edebilir veya bunların işlevlerini taşıyabilir. İlk inceleme uzmanı tarafından ileri sürülen gerekçeler doğrultusunda, “Glashütte Original” işaretinin sanal saat ve saatlerle ilgili mallar ve bu malların perakende satışında kullanılması durumunda, “Glashütte” şehrinin saatçilikteki ününün sanal ürünlere aktarılacağı belirtilmiştir. Bu bağlamda, tüketiciler “Glashütte Original” işaretini, sanal mallarda dahi kalite ile ilişkilendireceklerdir. Sonuç olarak, başvuru konusu işaretin, redde konu olan mallar ve hizmetler bakımından ticari kökeni belirtme işlevini yerine getirmediği, yalnızca kaliteyi yansıttığı kanaatine varılmış ve itiraz reddedilmiştir.

İtirazın reddi üzerine başvuru sahibi, BoA kararının iptali için dava açmış ve konu Avrupa Birliği Genel Mahkemesi (Genel Mahkeme) önüne taşınmıştır[3]. Mahkeme, ilk olarak 2017/1001 sayılı AB Marka Tüzüğü m. 7/1(b) hükmünün uygulanma koşullarına değinmiştir. Mahkeme, bu madde çerçevesinde şu ilkeleri vurgulamıştır:

  • Bir markanın ayırt edici niteliği, bu markanın başvuru kapsamında veya tescil yer alan mal veya hizmetin hangi işletmeden geldiğini gösterebilmesi (markanın kaynak gösterme işlevi) ve bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edebilmesi (markanın ayırt edicilik işlevi) anlamına gelir.
  • Bir markanın ayırt edici niteliği, hem başvuru veya tescil kapsamında yer alan ürün veya hizmetle hem de ilgili kamuoyunun algısıyla değerlendirilmelidir.
  • Bir markanın ayırt edici niteliği olmadığına karar vermek için, markanın genel izlenimi dikkate alınmalıdır.
  • Bir markanın, ilgili kamuoyunun kayda değer bir kısmı açısından ayırt edici olmaması marka başvurusunun reddi veya markanın hükümsüz kılınması için yeterlidir. Bu bağlamda, işaretin, Avrupa Birliği’nde yer alan tüketicilerin bir kısmı için ayırt edici olmaması durumunda da m. 7/1 (b) hükmü uygulanabilir.

Bu ilkeler doğrultusunda, mahkeme, markanın tescil edilebilirliğine ilişkin değerlendirmelerde söz konusu kriterlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtmiştir.

Mahkeme, ilk olarak, “Glashütte” şehrinin, yüksek kaliteli saatlerin üretimiyle ünlü bir Alman şehri olarak tanınmasının EUIPO tarafından doğru bir şekilde tespit edildiğini ifade etmiştir.

Sonrasında ise, başvuru sahibinin “Glashütte” şehrinin saatçilik endüstrisindeki yüksek kalite imajının, sanal ürünler ve hizmetlere aktarılamayacağına, zira “Glashütte” şehrinin saatçilik alanındaki ününün, yalnızca geleneksel saatlerin üretimiyle sınırlı olduğuna bu nedenle de başvurulan markanın kapsamındaki sanal mallar ve hizmetler için ilgili tüketici kitlesinin farklı olduğu ve “Glashütte” şeklinin imajının bu alanda bir etki yaratmayacağına dair itirazı ele alınmıştır. Mahkemeye göre, BoA’nın, “Glashütte Original” ibaresini anlamına dair yaptığı tespitler yerindedir.

Takiben, mahkeme, sanal mallar ile gerçek malların karşılaştırılmasında, malların ve hizmetlerin doğasının ve özelliklerinin dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir. Eğer sanal mallar, gerçek malları temsil ediyorsa ya da gerçek malların işlevlerini sanal ortamda yerine getiriyorsa; ya da sanal hizmetler, gerçek hizmetlerin işlevlerini yerine getiriyorsa, o takdirde ilgili kamuoyunun, gerçek mallara ve hizmetlere dair algısını, sanal mallar ve hizmetlere aktarabilmesi mümkündür.

Somut olay bakımından mahkemeye göre, redde konu olan sanal mallar, gerçek saat ürünlerini ve bunların aksesuarlarını temsil etmektedir. Bu bağlamda, söz konusu sanal mallar, gerçek malları temsil edebilir veya onların işlevlerini taklit edebilir. Bu nedenle, ilgili kamuoyu, bu sanal mallar ve hizmetlerle karşılaştığında, başvurulan markayı “Glashütte” kasabasının geleneksel saatçilikteki itibarının mantıklı bir uzantısı olarak doğrudan algılayacaktır. Sonuç olarak, başvuru konusu işaret, sanal mallar ve hizmetlerin kalitesi ve orijinalliğiyle ilgili hissettirdiği olumlu duyguları, tıpkı gerçek mallar ve hizmetlerin kalitesi ve orijinalliğiyle ilgili duygulara benzer şekilde taşıyacaktır. Çünkü, ilgili tüketiciler redde konu mal ve hizmetlerin şehrin ünlü olduğu gerçek mallarla doğrudan bağlantılı olduğunu düşünecek ve sanal mallarla gerçek dünya mallarını ilişkilendirecektir. Mahkeme bu bağlamda, sanal ürünlerin ve hizmetlerin, ilgili kamuoyu tarafından gerçek dünyadaki ürünlere benzer şekilde algılanabileceğini ifade etmiş ve BoA’nın başvuru konusu işaretin, ilgili kamuoyu tarafından, redde konu mal ve hizmetler bakımından, ayırt edici olmayacağına dair yaptığı incelemenin doğru ve yerinde olduğuna karar vermiştir.

Sonuç olarak, gerçek dünya malları ve bunların pazarlanma biçimi, sanal malların ve hizmetlerin değerlendirilmesinde sıklıkla önemli bir rol oynayabilecektir. Ancak, sanal mallar ve hizmetler ile gerçek malların ve hizmetlerin karşılaştırılmasında somut olay bazında değerlendirme yapılmalıdır. Ayrıca, gerçek dünya mallarının veya ambalajlarının sıradan bir temsilinden daha fazlası olmayan bir işaret, kural olarak, tüketici tarafından eşdeğer sanal mallar için ticari bir köken göstergesi olarak algılanmayacaktır[4]. Bunun aksini iddia eden başvuru sahiplerinin ise, itirazlarında bunu destekleyecek kanıtlar sunması gerekmektedir.

Elif AYKURT KARACA

Ocak 2025

elifaykurt904@gmail.com


[1] Başvuru hakkında ayrıntılı bilgiye https://euipo.europa.eu/error/revise.html#details/trademarks/018727034 bağlantısından erişilebilir.

[2] BoA’ nın R 773/2023-5 sayılı kararı hakkında ayrıntılı bilgiye https://www.euipo.europa.eu/en/boards-of-appeal/decisions bağlantısından erişilebilir.

[3] Genel Mahkeme’nin T-1163/23 sayılı kararı hakkında ayrıntılı bilgiye https://curia.europa.eu/juris/document/document.jsfext=&docid=293330&pageIndex=0&doclang=FR&mode=req&dir=&occ=first&part=1&cid=2070657 bağlantısından ulaşılabilir.

[4] Bkz. 13 Eylül 2022 tarihinde EUIPO tarafından düzenlenen “Metaverse’deki Ticaret Markaları ve Tasarımlar: Hukuki Yönler/EUIPO Uygulaması” başlıklı online seminer. https://euipo.europa.eu/knowledge/course/view.php?id=4763

10 OCAK CUMA ANKARA BULUŞMAMIZ İÇİN BEŞ KİŞİLİK SON KONTENJAN!



Ön kaydını iptal eden bazı takipçilerimiz nedeniyle, 10 Ocak Cuma akşamı gerçekleştirilecek IPR Gezgini buluşmamız için 5 kişilik boşluğumuz oluştu. Aşağıya kopyaladığımız yazıda detaylarını görebileceğiniz buluşmaya katılmak isteyen dostlarımız taleplerini zaman kaybetmeksizin iprgezgini@gmail.com adresine e-postayla iletebilirler. Sonraki süreci karşılıklı iletişim içerisinde sürdürürüz. Buluşma hakkında bilgi için aşağıdaki yazımızı okuyabilirsiniz.


2025 yılının IPR Gezgini’nin tüm okurlarına, takipçilerine ve yazarlarına mutluluk, sağlık, başarı, barış ve huzur getirmesini diliyoruz.

Geçen hafta ilk duyurusunu yaptığımız üzere, yeni yılın ilk IPR Gezgini buluşması 10 Ocak Cuma akşamı Ankara’da gerçekleştirilecek ve konsept olarak diğer buluşmalarımızdan farklı olacak.

Buluşmamız 10 Ocak Cuma akşamı saat 19.00’da, Ankara Barosu’nun Ihlamur Sokak No:1, Sıhhiye adresindeki ABEM binasının restoran katında gerçekleştirilecek. Buluşmamız yemekli olacak ve ABEM Çatı Restoranın bizim için özel olarak belirlediği menünün ücretini katılımcılar kendileri ödeyecek. Buluşma için sınırlı bir kontenjanımız olacak ve 30 kişilik maksimum kontenjan içerisine ilk başvuranlar girecek. Daha önceki buluşmalarda üzülerek tecrübe ettiğimiz, katılım bildirimi yapmasına rağmen buluşmaya haber vermeden gelmeyenleri mümkün olduğunca engelleyebilmek için, katılacağını bildirenlerden kapora almayı planlıyoruz. Menü, ücret ve kaporaya ilişkin detayları katılım bildirimi yapanlarla ayrıca paylaşacağız. Şunu da eklemeyi isteriz ki; etkinliğin Ankara Barosu’na ait bir tesiste gerçekleştirilmesi, etkinliğe sadece avukatların katılabileceği anlamına gelmiyor, fikri haklar ortak paydasında buluşan farklı kariyerlere sahip IPR Gezgini takipçilerinin etkinliğe katılımı bizi mutlu edecek.

10 Ocak tarihini seçmemizin birinci nedeni, bu tarihin Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlüğe girişinin sekizinci yıldönümü olması; ikinci nedeni ise bu tarihin -o güne dek yeni bir gelişme olmazsa- marka idari iptal uygulamasının uygulamaya girememesinin birinci yıldönümü olacak olması.

Aslında tarihler ve yıl dönümleri bahane, asıl amacımız mesleki ve entelektüel birlikteliğimizi, özgür ve gayriresmî ortamlarda paylaşarak mesleki dostluklarımızı pekiştirmek ve daha üretken, yaratıcı, bürokrasiden ve yapaylıktan uzak, makam – mevki endişesi gözetmeyen, dolayısıyla ifade ve eleştiri özgürlüğünü esas alan yatay ilişki biçimlerinin önünü çalışma alanımızda açmak.

Katılmak isteyen takipçilerimiz iprgezgini@gmail.com adresine gönderecekleri e-postayla katılım bildirimlerini bize iletebilirler. Sonraki aşamada ilk 30 kişi arasında yer alan katılımcılarımıza menü, ücret ve kapora bilgilerini e-postayla ileteceğiz.

Buluşma için halen yerimiz var ve katılım bildirimlerini görmek için sabırsızlanıyoruz. Katılabileceklerle görüşmek üzere!

IPR GEZGİNİ

Ocak 2025

iprgezgini@gmail.com

YENİ YILIN İLK IPR GEZGİNİ BULUŞMASINI 10 OCAK CUMA AKŞAMI ANKARA’DA GERÇEKLEŞTİRİYORUZ!



Yaklaşmakta olan yeni yılın IPR Gezgini’nin tüm okurlarına, takipçilerine ve yazarlarına mutluluk, sağlık, başarı, barış ve huzur getirmesini diliyoruz.

2024 yılının son günlerini yaşarken, yeni yılın ilk günlerinde, 10 Ocak Cuma akşamı gerçekleştirilecek 2025 yılının ilk IPR Gezgini buluşmasını duyurmaktan mutluluk duyuyoruz. Yeni yılın ilk IPR Gezgini buluşması Ankara’da gerçekleştirilecek ve konsept olarak diğer buluşmalarımızdan farklı olacak.

10 Ocak Cuma akşamı saat 19.00 için planlanan buluşmamız, Ankara Barosu’nun Ihlamur Sokak No:1, Sıhhiye adresindeki ABEM binasının restoran katında gerçekleştirilecek. Buluşmamız yemekli olacak ve önceden belirlenmiş menüler arasından tercihini yapacak katılımcılar kendi seçtikleri menünün ücretini ödeyecek. Buluşma için sınırlı bir kontenjanımız olacak ve 30 kişilik maksimum kontenjan içerisine ilk başvuranlar girecek. Daha önceki buluşmalarda üzülerek tecrübe ettiğimiz, katılım bildirimi yapıp buluşmaya gelmeyenleri mümkün olduğunca engelleyebilmek için, katılacağını bildirenlerden kapora almayı planlıyoruz. Menü, ücret ve kaporaya ilişkin detayları katılım bildirimi yapanlarla ayrıca paylaşacağız. Şunu da eklemeyi isteriz ki; etkinliğin Ankara Barosu’na ait bir tesiste gerçekleştirilmesi, etkinliğe sadece avukatların katılabileceği anlamına gelmiyor, fikri haklar ortak paydasında buluşan farklı kariyerlere sahip IPR Gezgini takipçilerinin etkinliğe katılımı bizi mutlu edecek.

10 Ocak tarihini seçmemizin birinci nedeni, bu tarihin Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlüğe girişinin sekizinci yıldönümü olması; ikinci nedeni ise bu tarihin -o güne dek yeni bir gelişme olmazsa- marka idari iptal uygulamasının uygulamaya girememesinin birinci yıldönümü olacak olması.

Aslında tarihler ve yıl dönümleri bahane, asıl amacımız mesleki ve entelektüel birlikteliğimizi, özgür ve gayriresmî ortamlarda paylaşarak mesleki dostluklarımızı pekiştirmek ve daha üretken, yaratıcı, bürokrasiden ve yapaylıktan uzak, makam – mevki endişesi gözetmeyen, dolayısıyla ifade ve eleştiri özgürlüğünü esas alan yatay ilişki biçimlerinin önünü çalışma alanımızda açmak.

Katılmak isteyen takipçilerimiz iprgezgini@gmail.com adresine gönderecekleri e-postayla katılım bildirimlerini bize iletebilirler. Sonraki aşamada ilk 30 kişi arasında yer alan katılımcılarımıza menü, ücret ve kapora bilgilerini e-postayla ileteceğiz.

Katılım bildirimlerini görmek için sabırsızlanıyoruz!

Son olarak; yeni yılınızı tekrar kutluyor ve yazının başındaki dileklerimize ilaveten, yeni yılın fikri haklar alanında bizler ve ülkemiz için daha üretken, yapıcı, olumlu gelişme ve haberleri yanında getiren bir dönem olmasını diliyoruz.

IPR GEZGİNİ

Aralık 2024

iprgezgini@gmail.com

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN YENİ COĞRAFİ İŞARETLER TÜZÜĞÜ HEDEFE VARDI!

Avrupa Birliği (AB) Parlamentosundaki 28 Şubat 2024 tarihli oylamanın ardından, 26 Mart’ta resmen kabul edilen coğrafi işaret hakkındaki tüzük teklifi, 23 Nisan 2024 tarihinde AB Resmi Gazetesinde yayımlanarak kesinleşti.

11 Nisan 2024 tarihli ve 2024/1143 sayılı AB Tüzüğü; gıda-tarım ürünleri, şaraplar ve distile alkollü içkilerde coğrafi işaret ve diğer kalite göstergelerine ilişkin koruma şartlarını birleştiriyor, sadeleştiriyor ve güçlendiriyor. Bu kapsamda gıda-tarım ürünleri hakkındaki 1151/2012 sayılı AB Tüzüğü yürürlükten kalkarken diğer ürünler hakkındaki tüzükler de değişikliğe uğruyor.

2024/1143 sayılı AB Tüzüğü, 13 Mayısta yürürlüğe girecek. Ancak AB üyesi ülkelerdeki ulusal prosedürlerle ilgili Madde 10(4) ve (5) ile, denetim sistemiyle ilgili bazı usullere yönelik Madde 39(1) ve Madde 45 için yürürlük tarihi 1 Ocak 2025.

2024/1143 sayılı Tüzüğün, 26 Martta gerçekleşen kabulünün ardından 28 Martta IPR Gezgini’nde yayımlanan “AVRUPA BİRLİĞİ’NİN BİRLEŞTİRİLMİŞ, SADELEŞTİRİLMİŞ VE GÜÇLENDİRİLMİŞ YENİ COĞRAFİ İŞARETLER TÜZÜĞÜ FINISH ÇİZGİSİNE VARMAK ÜZERE!” başlıklı yazımızda, konu hakkında öngörülen yenilik ve değişikliklere ilişkin değerlendirmelerimize yer vermiştik.

Gonca ILICALI

Nisan 2024


Kaynak:

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=OJ:L_202401143

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN BİRLEŞTİRİLMİŞ, SADELEŞTİRİLMİŞ VE GÜÇLENDİRİLMİŞ YENİ COĞRAFİ İŞARETLER TÜZÜĞÜ FINISH ÇİZGİSİNE VARMAK ÜZERE!

Avrupa Birliği (AB), hazırlık çalışmalarını çok yönlü olarak birkaç yıldır yürüttüğü bir tüzük teklifinde son aşamaya geldi.

28 Şubat 2024 tarihinde AB Parlamentosunda, 19 aleyhte ve 64 çekimser oya karşı 520 lehte oy ile kabul edilen tüzük teklifi, 26 Martta resmen kabul edildi. Tüzük teklifi esas olarak; şimdiye kadar koruma şartları 3 ayrı tüzükle düzenlenmiş gıda-tarım ürünleri, şaraplar ve distile alkollü içkilerde coğrafi işaret ve diğer kalite göstergelerine ilişkin koruma şartlarını birleştiriyor, sadeleştiriyor ve güçlendiriyor. Bu tüzük yürürlüğe girince bazı tüzüklerde değişiklik olacak, bazıları da yürürlükten kalkacak.  

Değişikliğe uğrayacak tüzükler: Tarım ürünleri ortak piyasa düzenlemesi hakkında olan ve şaraplarla ilgili coğrafi işaret korumasını da düzenleyen 1308/2013 sayılı AB Tüzüğü; distile alkollü içkilerin tanımlanması, etiketlenmesi, bu adların diğer gıda ürünleriyle ilgili olarak kullanılması ve bunlarla ilgili coğrafi işaretlerin korunmasına ilişkin 2019/787 sayılı AB Tüzüğü ve AB markasına ilişkin 2017/1001 sayılı AB Tüzüğü.

2017/1001 sayılı Tüzükteki değişiklik hükmü, AB Komisyonunun coğrafi işaretlerle ilgili olarak AB Fikri Mülkiyet Ofisi EUIPO’ya görev verebileceğine ilişkin.  

Yürürlükten kaldırılacak tüzük: gıda-tarım ürünlerine ilişkin coğrafi işaret, geleneksel ürün adı ve diğer kalite göstergeleri hakkındaki 1151/2012 sayılı AB Tüzüğü. Bu, coğrafi işaretlerle ilgili olarak karşımıza en çok çıkan tüzüktür.

Gıda-tarım ürünleri, şaraplar ve distile alkollü içkiler hakkındaki 2 Mayıs 2022 tarihli ve 2022/0089 (COD) sayılı Tüzük Teklifinde birçok yenilik ve değişiklik mevcut. Hepsinin bu yazıda irdelenmesi mümkün değil ancak dikkati ilk çeken hususları aşağıda sıralıyoruz.

Etiketleme tanımı 1169/201 sayılı Tüzüğe; işlenmiş ürün tanımı 852/2004 sayılı Tüzüğe; ürün sertifikasyon kuruluşu tanımı 2017/625 sayılı Tüzüğe; bitki çeşit adı tanımı 2100/94 sayılı Tüzüğe veya 2002/53/EC, 2002/55/EC, 2008/90/EC Direktiflerine; hayvan ırkı adı tanımı 2016/1012 sayılı Tüzüğe; şarap tanımı 1308/2013 sayılı Tüzüğe; distile alkollü içki tanımı 2019/787 sayılı Tüzüğe; şarap ve distile alkollü içkiyi hariç tutan tarım ürünü tanımı bu yeni tüzüğe dayandırılıyor. Bu kapsamda yeni tüzükte geçen “tarım ürünü” kavramını, “şarap ve distile alkollü içki dışında kalan gıda-tarım ürünü” olarak kabul edebiliriz.    

Sadece kayıt tutma ve istatistiki değerlendirme amaçlı olmak üzere, tescile konu ürünler 2, 4 veya 6 haneli sistemler uyarınca sınıflandırılacak. “Kombine nomanklatur (Combined Nomenclature-CN)” olarak adlandırılan bu sistem, 2658/87 sayılı AB Tüzüğüne dayanıyor. 2658/87 sayılı Tüzükle ilgili açıklamalara baktığımızda, bu sistemler için aşağıdaki örneklerin verildiğini görüyoruz.

  • 2 haneli: ‘Bölüm 18  Kakao ve kakao ürünleri’
  • 4 haneli: ‘1806  Çikolata ve kakao içeren diğer gıda ürünleri’
  • 6 haneli: ‘1806 10 — İlave şeker veya tatlandırıcı madde içeren kakao tozu’

1151/2012 sayılı AB Tüzüğünde yer alan ürünlere bazı ilaveler yapılıyor.

  • Coğrafi işaretler için ilave edilen ürünler: Tuz, mannitol, sorbitol, koşineal, uçucu yağlar, albüminoidal maddeler – modifiye nişastalar – yapıştırıcılar, apre maddeleri, sorbitol n.e.p., deriler ve postlar, ham kürkler, mantar, ham ipek ve ipek atıkları, yün ve hayvan tüyü, ham pamuk, atık – karde veya penye pamuk, ham keten ve ham kenevir.
  • Geleneksel ürün adları için ilave edilen ürünler: Hazır yemekler, bira, çikolata ve türevi ürünler, ekmek, hamur işleri ve kekler, şekerleme, bisküviler ve diğer fırıncılık ürünleri, bitki özlerinden yapılan içecekler, makarna ve tuz.

Başvuru hakkı ve devamı taleplerle ilgili olarak “tanınan üretici grubu (recognised producer group)” tanımının getirilmesi, belki de en çarpıcı yeniliklerden. Bu tanım, “tüzel kişiliğe sahip olan ve tüm üreticiler adına hareket eden tek grup olarak yetkili ulusal otoriteler tarafından tanınan resmi bir dernek” şeklinde açıklanıyor. Öte yandan, ispatlanmış tek üreticinin başvuru yapma hakkının bulunmasına dair istisna, yeni tüzükte de yer alıyor.

Şartları uyan üretici gruplarının ilgili AB üyesi ülkeye talebi üzerine ve ülkenin yasalarına uygun şekilde, her bir coğrafi işaret için sadece bir tane üretici grubu tanınacak.

Bir üretici grubu; ilgili coğrafi işaretli ürünün üretim hacminin en az 2/3’üne sahip olan üreticilerinin sayısının en az 2/3’ünün kabul etmesi halinde, tanınan üretici grubu olarak kabul edilebilecek.  

Tanınan üretici grupları; ulusal otoriteler tarafından belirlendiği şekilde ve ilgili ürünün niteliğine göre çiftçiler, çiftlik tedarikçileri, ara işleyiciler ve son işleyiciler dâhil olmak üzere ilgili paydaşların inisiyatifiyle kurulacak. AB üyesi ülkeler; üretici grubunun şeffaf ve demokratik bir şekilde çalıştığını ve coğrafi işaretli ürünün tüm üreticilerinin gruba üyelik hakkından yararlandığını doğrulayacak olup kamu görevlileri, tüketici grupları, perakendeciler ve tedarikçiler gibi diğer paydaşların da üretici grubunun çalışmalarına katılmasını sağlayabilecekler.

Tanınan üretici gruplarının temel sorumlulukları arasında; başvuru hazırlama, iç denetim yapma, koruma elde edilmiş üçüncü ülkeler de dâhil olmak üzere haksız kullanımlara karşı yasal girişimde bulunma, sürdürülebilirlik çalışmaları yapma ve sürdürülebilirlik şartlarının uygulanmasını sağlama, tanıtım ve pazarlama çalışmaları yapma, ekonomik performans ve sürdürülebilirlik analizleri yaptırma, mevcut ve potansiyel üreticilere toplumsal cinsiyeti anaakımlaştırma da dâhil olmak üzere eğitim verme konuları yer alıyor. 

2018/1725 ve 2016/679 sayılı AB Tüzüklerine uygun biçimde kişisel verilerin korunacağına ilişkin hükümler öngörülüyor.

Yeni tüzükte, aksi yönde ifade bulunmadıkça “geographical indication” kavramı; tarım ürünleri ve şaraplar için “geographical indication” ve “designation of origin”, distile alkollü içkiler için de “geographical indication” olarak kabul edilmeli.

Yeri gelmişken, oldukça karıştırılan bir duruma açıklık getirmekte fayda var. Ulusal mevzuatımızda “menşe adı (designation of origin)” ve “mahreç işareti (geographical indication)” kavramlarının ikisini birden karşılamak üzere, yani şemsiye terim olarak “coğrafi işaret” kavramını kullanıyoruz ama bu tanımların kapsamlarında, AB’deki kapsamlarından herhangi bir farklılık bulunmuyor. Gerek AB yasal düzenlemelerinde gerekse uluslararası alanda “geographical indication” kavramı ise; hem ulusal mevzuatımızdaki “coğrafi işaret” gibi şemsiye bir terim olarak, hem de “mahreç işareti” tanımına karşılık olarak kullanılmakta. Kullanım yerine ve şekline göre “coğrafi işaret”in mi yoksa “mahreç işareti”nin mi kastedildiğinin anlaşılması mümkün olabiliyor.    

Üretici grubu (başvuru yapan), AB veya ulusal düzeyde belirlenmiş sürdürülebilirlik şartlarına uygun ilave şartlar belirleyebilecek ve böyle bir durumda bu şartlar başvuruda belirtilecek.

Üçüncü ülke kaynaklı başvuruların da AB’ye, dijital bir sistem üzerinden gönderilebilmesi için teknik altyapı oluşturulacak.

AB Komisyonu başvuruları 6 ayda inceleyecek ve eğer daha fazla süreye ihtiyaç duyacak olursa, gerekçeli biçimde bu durumu başvuru yapana bildirecek.   

AB Resmi Gazetesinde ilan edilen başvurulara itiraz süresi 3 ay. Bu süre içinde yapılan itirazlarda AB Komisyonu, 5 ay içinde tarafları uzlaşmaya davet edecek. 3 ayı aşamayacak uzlaşma görüşmeleri sırasında, taraflardan birinin talebi üzerine en fazla 3 aylık süre uzatımı olabilecek. Görüşmelerin sonuç bildirimi, 1 ay içinde AB Komisyonuna sunulacak ve AB Komisyonu tarafından incelenerek karar verilecek.

Üçüncü ülkeler tarafından yapılacak tescilde değişiklik taleplerinde, talep edilen değişikliğin söz konusu üçüncü ülkede yürürlükte olan coğrafi işaretlerin korunmasına ilişkin kanunlara uygun olduğuna dair kanıt sunulması gerekecek.

Coğrafi işaretlerin koruma kapsamında açıkça alan adlarında, web sitelerinde yer alan bilgilerde ve elektronik ticaret gibi uzaktan satış kanallarında gerçekleşen kullanımlar da dâhil ediliyor.

4 Şubat 2020 tarihinde IPR Gezgini’nde yayımlanan “Yenilenmek Gerek, Ama Dikkatle…” başlıklı yazımızda da değindiğimiz, coğrafi işaretli bir ürünün başka bir ürünün üretiminde bileşen olarak kullanılmasına ilişkin durumlar hakkındaki temel prensiplere, bu kez tüzükte yer veriliyor. Bu şekildeki kullanım, her şeyden önce dürüst ticari uygulamalar çerçevesinde olmalı ve coğrafi işareti zayıflatacak, sulandıracak veya itibarına zarar verecek niteliği bulunmamalı.   

Bileşen olarak kullanılacak coğrafi işaretli ürünün üreticilerinin 2/3’ünün rızası olmadıkça, işlenmiş ürünün adında önceki coğrafi işaret kullanılamayacak. Ayrıca, bileşen olarak kullanılacak coğrafi işaretin doğru biçimde kullanılabilmesi için, söz konusu coğrafi işaretin tanınan üretici grubunun tavsiyede bulunması sağlanacak.

Bileşen olarak kullanılan coğrafi işaretli ürünün miktarı, işlenmiş üründe temel bir karakteristik özellik yaratacak düzeydeyse ve ayrıca işlenmiş üründe, coğrafi işaretli ürünle karşılaştırılabilecek başka hiçbir ürün kullanılmazsa işlenmiş ürünün adında, etiketinde veya reklamında coğrafi işaret kullanılabilecek. Bileşenin yüzdesi etikette belirtilecek.

Coğrafi işaretlerin internet alan adlarında kullanımlarına ilişkin şartlar belirlenmiş. Ayrıca EUIPO tarafından bir alan adı uyarı sistemi kurulacak olup coğrafi işaretlerle ilgili yaptırımların etki alanının ve gücünün artırılması öngörülüyor.

Konuyla ilgili AB amblemleri, belirteçleri ve kısaltmalarının ürün etiketinde ve reklamlarında kullanımları detaylandırılıyor. Bu detayların kapsamında, bileşen olarak kullanılan coğrafi işaretler de mevcut.

Ürünlerin tescile uygunluğunun ve ayrıca tescilli adın piyasadaki kullanımının uygunluğunun sağlanması amaçlarıyla yapılan denetimler hakkında ayrıntılı düzenlemeler mevcut. İlaveten, resmi kontrollere ilişkin 2017/625 sayılı AB Tüzüğüne bağlı olarak geliştirilen bilgi yönetim sistemi başta olmak üzere, çeşitli araçların kullanılması suretiyle AB üyesi devletlerarasında karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma sağlanması öngörülüyor.

Başvuru inceleme ve itiraz aşamaları için EUIPO ile iletişim kurulabileceğine ilişkin düzenlemeler mevcut. EUIPO ile kurulacak ilk iletişimden itibaren en geç 5 yıl içinde, bu görevlerin EUIPO tarafından yerine getirilmesinin sonuçları ve deneyimi hakkında bir rapor hazırlanıp AB Parlamentosuna ve Konseyine sunulacak. Performans izlemesi olarak adlandırılan bu raporda özellikle tarımsal faktörlerin inceleme sürecine entegrasyonu, değerlendirmelerin kalitesi, coğrafi işaretlere ilişkin farklı kaynaklardan yapılan değerlendirmelerin tutarlılığı, görevlerin verimliliği ve kullanıcı memnuniyeti kriterleri rol oynayacak.

AB Komisyonunun uygulama yetkilerini kullanımı, üye devletler tarafından kontrol ediliyor. Bu konudaki mekanizmalara ilişkin kural ve genel ilkeleri belirleyen 182/2011 sayılı AB Tüzüğü kapsamında bulunan Coğrafi İşaretler Komitesi, bu yeni tüzükte öngörülen usuller bakımından AB Komisyonunu destekleyecek. 

Geleneksel ürün adlarına ilişkin şartlar, mevcut hükümlere göre daha açık biçimde düzenlenmiş. Önemle belirtmek gerekir ki, geleneksel ürün adı koruması sadece belirlenen türdeki tarım ürünleri için geçerli, yani distile alkollü içkiler, şaraplar, aromatik şaraplar vb bağcılık ürünleri kapsam dışı kalıyor.   

Kısa süre içinde AB Resmi Gazetesinde yayımlanması beklenen bu yeni tüzüğün yürürlük tarihi, Resmi Gazetedeki ilan tarihini takip eden 20. gün olacak.

Gonca ILICALI

28 Mart 2024


Kaynaklar

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:52022PC0134R(01)

https://taxation-customs.ec.europa.eu/customs-4/calculation-customs-duties/customs-tariff/combined-nomenclature_en

https://www.consilium.europa.eu/en/press/press-releases/2024/03/26/council-adopts-law-to-strengthen-protection-for-geographical-indications-for-foods-and-drinks/

FİKRİ MÜLKİYETTE CİNSİYET DENGESİ VAR MI? (BÖLÜM II)

Yazımızın dün yayımlanan ilk bölümü, fikri mülkiyetteki kadın temsiliyetinin yetersizliğini ortaya koyuyor olsa da; aşağıda sadece bazılarına yer verdiğimiz kadınların, üstelik de ayrımcı tutumlarla mücadele ederken kazandıkları başarılar ilham kaynağı, daha nicelerinin tarihe not düşülmesi de ağaca astığımız dileğimiz olsun!

June Almeida[1]: Glasgow İskoçya’da yaşayan June Hart, maddi imkansızlıklar nedeniyle 16 yaşında okulunu bırakıp laboratuvar teknisyeni olarak çalışmaya başlar. Evlenip Almeida soyadını alır, Kanada’ya göç eder ve 1963 yılında Toronto’daki Ontario Kanser Enstitüsünde elektron mikroskoplarıyla çalışılan bir iş bulur. Yeni teknikler geliştirir, virüslerin daha önce görülmemiş yapılarını açıklayan makaleler yayımlar ve 1 yıl sonra yeni bir virüs keşfeder. Almeida’nın bu virüs hakkındaki çalışmaları, ilerleyen yıllarda farklı ortamlarda başka bilim insanlarıyla da devam eder. Virüsün etrafında haleler vardır. Bu sebeple ona, Latince taç anlamına gelen “Corona” adını verirler ve böylelikle, koronavirüsü keşfeden ilk kişi Almeida olur. Almeida’nın 34 yaşında elde ettiği bu başarı dikkat çekicidir, çünkü örgün eğitimini tamamlamamıştır.

Katherine Johnson[2]: NASA’da çalışan ilk Afrika kökenli Amerikalı bilim kadınlarından olup uzay araçlarının uçuş yollarını hesaplayıp analizini yapan matematikçidir. Amerikalıların ilk kez Dünya’nın yörüngesine girmesine ve aya ayak basmasına izin veren hesaplamaları yapmasıyla tanınır.

Marie Curie: Varşova’da doğan Manya Skłodowska, Pierre Curie ile evlendikten sonra Marie Skłodowska-Curie adını alır. Radyum ve polonyum elementlerinin kâşifi olması ve radyoaktivite alanındaki sıra dışı çalışmaları nedeniyle 1903 yılında fizik, 1911 yılında da kimya olmak üzere iki Nobel Ödülüne layık görülür. Böylelikle Marie Curie ismi, Nobel Ödülünü kazanan ilk kadın olmasının yanı sıra iki bilim dalında Nobel Ödülü kazanmış tek kişi olarak tarihe geçer.

“Kanser ve benzeri hastalıklardan muzdarip kadınların radyolojik tedavisi” için tıp alanında çalışan kadınlar tarafından kurulan bir hastane, 1929 yılında Londra’da açılır. Marie Curie projeyle yakından ilgilenir ve hastaneye adının verilmesine izin verir. The Marie Curie Hospital[3], daha modern ekipmanlarla donatılacak yeni bir binaya taşınmak üzere 1967’de kapatılır ve süreç içinde birçok değişime uğrar.   

Valentina Tereşkova: Mühendis olan Tereşkova, uzaya giden ilk kadın kozmonottur. Uzay görevine tek başına çıkıp sadece üç günde Dünya’nın yörüngesinde 48 kez döner.

Elizabeth Garrett Anderson: Kadınların doktorluk yapmasına izin verilmeyen bir dönemde, İngiltere’deki ilk kadın doktor olur. Kadınlar için bir tıp okulu açar, liderlik pozisyonlarına öncelikle kadınları atar ve böylelikle Büyük Britanya’da tıpta kadınların öncüsü olur. Tıp fakültesindeki ilk kadın dekanlık görevinden sonra da İngiltere’deki ilk kadın belediye başkanı olur.

Chien-Shiung Wu: Amerika Birleşik Devletleri Princeton Üniversitesi fizik bölümünde işe alınan ilk kadın öğretim üyesidir. Columbia Üniversitesinde nükleer silahların yaratılmasıyla sonuçlanan Matthan Projesine katılır ve özdeş parçacıkların her zaman aynı şekilde davranmadığını kanıtlayan Wu deneyini yürütmesiyle tanınır. 1978’de ilk Wolf Fizik Ödülünü alınca “Fiziğin First Lady’si” lakabı takılır.

Ada Lovelace: 1880’lerde, bir bilgi işlem makinesi fikrinin geliştirilmesine yardımcı olarak bilgisayarın icadından çok önce bilgisayar için bir algoritma icat eder. Bu icat onun, dünyanın ilk bilgisayar programcısı olarak kabul edilmesini sağlar. Katkılarını onurlandırmak isteyen ABD Savunma Bakanlığı, 1990’larda yeni bir bilgisayar diline “Ada” adını verir.

Sally Ride: 1983’te uzaya çıkan ilk Amerikalı kadın astronottur. NASA’nın ikinci ve üçüncü Uzay Mekiği görevlerinde, uyduları uzaya yerleştirmek için robotik kolu çalıştırır. NASA’dan ayrıldıktan sonra, Dünya’nın fotoğraflarını çekme ve onları inceleme fırsatı veren NASA’nın EarthKam Projesini kurar. 2003 yılında Astronot Onur Listesine adı yazılır. Bilim ve matematikte kadınlar ve kız çocukları için kariyer ve eğitim fırsatları yaratmada etkili olur.

Mae Jemison: 1992’de uzaya giden Afrika kökenli ilk kadın NASA astronotudur. Aynı zamanda doktor ve mühendistir. “Star Trek: The Next Generation”nın bir bölümünde yer alır. Ulusal Kadın Onur Listesine ve Uluslararası Uzay Onur Listesine alınır. ABD Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı aracılığıyla, gelecek 100 yıl içinde başka bir yıldıza insan yolculuğunu konu alan 100 Yıllık Yıldız Gemisi Projesini yönetir.

Ruth Rogan Benerito[4]: Biyoürünlerde öncü olan Amerikalı kimyager; kırışmayan, leke tutmayan ve ateşe dayanıklı pamuklu kumaş üretmeyi keşfederek İkinci Dünya Savaşı sonrası Amerika’da pamuk endüstrisini kurtarmasıyla tanınır. Ayrıca, hastaların intravenöz beslenmesinde kullanılmak üzere tohumlardan yağ çıkarmak için geliştirdiği yöntem, günümüzde kullanılan yöntemin temeli olur.

Ellen Ochoa[5]: Optik sistemler hakkında üç patente sahip olan araştırmacı bir mühendistir. Daha sonra Discovery uzay mekiğindeki göreviyle uzaya giden ilk Hispanik kadın olur. Uzaya 4 kez giderek yörüngede yaklaşık 1.000 saat kayıt yapar. NASA’nın Johnson Uzay Merkezi müdürlüğüne seçilen ikinci kadındır.

Barbara McClintock[6]: Amerikalı genetikçi, 1983’te zıplayan geni, yani genlerin kromozom üzerindeki pozisyonunu değiştirme yeteneğini keşfederek Nobel Fizyoloji Ödülünü kazanır.

Dorothy Hodgkin[7]: İngiltere’nin Suffolk bölgesinde sadece erkeklerin kimya çalışmasına izin verilen bir devlet ortaokuluna, sistemle mücadele ederek kayıt yaptırır. 1932’de kimya alanında onur derecesi aldığı Oxford’a kabul edilir. 1950’lerden itibaren, insülin molekülünün ilk modelini inşa ederek insülinin yapısına odaklanır. 1964 yılında, “önemli biyokimyasal maddelerin yapılarının, X-ışını teknikleriyle belirlenmesi” konulu çalışmasıyla Nobel Kimya Ödülünü kazanır. Marie Curie ve kızı Irène Joliot-Curie’den sonra Nobel Kimya Ödülü kazanan üçüncü, bilim Nobel Ödülü kazanan beşinci kadın olur. 1965 yılında, Florence Nightingale’den sonra, devlet üstün hizmet madalyasıyla onurlandırılan ikinci kadın olarak tarihin sayfalarına yazılır. Hodgkin aynı zamanda, siyasi yaşamında “Demir Lady” olarak anılan Margaret Thatcher’ın, kimya öğrenimi gördüğü yıllardaki hocasıdır[8].

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli IPCC (Intergovernmental Panel on Climate Change)[9] nezdinde yürütülen çalışmalarda hatrı sayılı katkılar sunan bilim kadınlarından bazılarını ve çalışma alanlarını aşağıda sıralıyoruz.

Kathryn Bowen: Sera gazı emisyonları

Aditi Mukherji: Su güvenliği

Rawshan Ara Begum: İklim finansmanı

Sherilee Harper: Yerel bilgi

Yukiko Hirabayashi: Su tehlikeleri

Rita Adrian: Biyoçeşitlilik

Gretta Pecl: Mercan ağartma

Marie-Fanny Racault: Okyanuslar

Michelle Mycoo: Küçük adalar

Shobha Maharaj: İklim verileri

Elham Ali: İklimsel riskler

Rupa Mukerji: İklim ve yoksulluk

Hedy Lamarr[10]: Viyana’da Hedwig Eva Maria Kiesler olarak doğar, 17 yaşında sinema hayatı başlar ve Hollywood’a adım attıktan sonra adını Hedy Lamarr olarak değiştirir. Birçok ünlü isimle birlikte çok sayıda filmde başrol oynar. Beyaz perdede sıklıkla “filmdeki en güzel kadın” olarak anılır. Ancak Lamarr’ın bu yazımıza konu olmasının asıl nedeni başarılı bir aktris olması değil, aynı zamanda yetenekli bir matematikçi, bilim kadını ve yenilikçi olması. II. Dünya Savaşı sırasında Lamarr, komşusu olan Amerikalı avangart besteci George Antheil[11] ile birlikte “gizli iletişim sistemi” icat eder ve bu patent, 1942 yılında Amerika Patent Ofisinde koruma elde eder. Kısaca frekans atlama olarak bilinen buluş, savaş sırasında düşmanın gizli askeri stratejileri, sinyalleri ve mesajları engellemesini engellemeyi amaçlar. Buluş aynı zamanda, günümüzün WiFi, GPS ve Bluetooth teknolojilerinin de temeli olarak kabul edilir. Yazımızın konusu bilim kadınları olmasına rağmen, Lamarr’ın bu önemli buluştaki ortağının da hakkını teslim etmeden geçmek olmaz. George Antheil 6 yaşında piyano çalmaya başlar, lise mezuniyeti yoktur ancak ünlü bestecilerle çalışır ve bu yüzden bolca seyahat eder. Antheil’in 300’den fazla eseri bulunuyor ve en meşhurunun Ballet mécanique olduğunu yazıyor kaynaklar. Lamarr ile geliştirdiği buluştaki katkısı ise, yenilikçi tarzda müzik üretmek için sahip olduğu müzik teknolojisi.   

Amelia Mary Earhart[12]: Sayısız uçuş başarıları olsa da, 1928 yılında gerçekleştirdiği solo uçuşla, Atlas Okyanusunu geçen ilk kadın pilot olarak şöhret kazanır. 1937 yılında meslektaşlarıyla başladığı dünya turunda, uçağı Pasifik Okyanusu ortalarında kaybolur ve kendisinden bir daha haber alınamaz. Bir sene sonra da öldüğü ilan edilen Amerikalı kadın pilot, 1968’de Ulusal Havacılık Onur Listesine ve 1973’te Ulusal Kadınlar Onur Listesine alınır. Earhart, aynı zamanda başarılı bir yazardır. 1928’den 1930’a kadar Cosmopolitan dergisinde havacılık editörü olarak görev yapar.  Çok sayıda dergi makaleleri, gazete köşe yazıları, denemeleri ve yayımlanmış iki tane de kitabı bulunur. 

Frida Kahlo[13]: Yakalandığı çocuk felcinin izlerini taşıyan Kahlo, 18 yaşında geçirdiği elim bir trafik kazası nedeniyle hayali olan tıp eğitimini alamaz. Bu kaza onu bilim dünyasından uzak tutar ama tuvalinde yeşerttiği acı ve tutku, zamanın ötesinde bir sanatçı olarak anılmasını sağlar. Cesur ve canlı renkler kullanır, yansımalarında Meksika’nın yerli kültürünü ihmal etmez. Hastalık, kaza ve aşk acıları en çok otoportrelerinde okunur. 200 kadar eserin yanı sıra, özlü sözleriyle de tarihe iz bırakır.

Gonca ILICALI

27 Nisan 2023


[1]https://www.buckinstitute.org/lab/women-in-science/?gclid=CjwKCAiA3KefBhByEiwAi2LDHH44TZS-TSuz3yMoyn2NhTCkZPTp1uKIvla4h6tXWqjJzxLplNK-rxoC1QIQAvD_BwE

[2] https://www.bestcolleges.com/blog/10-women-who-made-scientific-history/

[3] http://ezitis.myzen.co.uk/mariecurie.html

[4] https://obamawhitehouse.archives.gov/women-in-stem

[5] https://obamawhitehouse.archives.gov/women-in-stem

[6] https://obamawhitehouse.archives.gov/women-in-stem

[7]https://www.sciencefocus.com/science/10-amazing-women-in-science-history-you-really-should-know-about/

[8] https://iprgezgini.org/2020/03/08/bilim-dunyasinin-dunu-bugunu-ve-yarininda-da-biz-variz/

[9] https://www.un.org/en/climatechange/women-scientists-forefront-climate-action

[10] https://hedylamarr.com/

[11] https://www.antheil.org/george.html

[12] https://en.wikipedia.org/wiki/Amelia_Earhart

[13] https://www.fridakahlo.org/

FİKRİ MÜLKİYETTE CİNSİYET DENGESİ VAR MI? (BÖLÜM I)

Fikri mülkiyet dünyasında 26 Nisan günleri, doğum günü edasında yaşanır…

26 Nisan 1970 tarihinde yürürlüğe giren Sözleşme ile doğan Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı WIPO tarafından yıllık olarak belirlenen temalarda etkinlikler yapmak üzere dünyanın fikri mülkiyet ofisleri, uluslararası kuruluşlar, ulusal kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları bir yıl boyunca çalışırlar ve perdeler, 2000 yılından itibaren her 26 Nisan’da coşkuyla açılır. 

Bu yılın Dünya Fikri Mülkiyet Günü teması “Kadın ve İnovasyon: İnovasyonu ve Yaratıcılığı Hızlandırma” (Women and IP: Accelerating innovation and creativity). Fikri mülkiyetteki kadın etkisi söz konusu olunca, IPR Gezgini’nin erkek yazarları kalemlerini, kadın yazarlara bıraktı. Kalem arkadaşlarımıza bu centilmenliklerinden dolayı teşekkür ediyor ve fikri mülkiyet camiamızın doğum gününü kutluyorum!  

İki bölümden oluşan yazımızın ilk bölümünü, kadınların fikri mülkiyet alanındaki temsilini gösteren sayısal verilere ve kadınlarla ilgili bazı çalışmalara ayırdık.  

***

Yüksek kaliteli Avrupa Birliği (AB) istatistikleri sağlamakla görevli EUROSTAT[1] verilerine göre; 2021 yılında AB’deki bilim kadını sayısı, 2020’ye göre 369.800 artarak 6,9 ​​milyona ulaştı. Bu sayı, toplam istihdamın %41’i.

Bilim kadınlarının erkeklere en yakın olduğu sektör, %46’lık temsille hizmet sektörü. Diğer sektörlerdeki temsili ise yetersiz olarak değerlendiriliyor.  

Bilim kadını temsiliyetinde en düşük pay; %8 su yolu taşımacılığı, %12 ulaşım ekipmanları imalatı ve %13 motorlu taşıtlar imalatı sektörlerinde kaydedildi.

Bilgi yoğun hizmetlerde %46, yüksek teknoloji üretiminde ise %22.

AB üyesi ülkelerde bilim kadını sayısı en fazla olan ülke, %52 ile Litvanya. Takip eden sıralarda Bulgaristan, Letonya ve Portekiz’in her biri %51, Lüksemburg %35, Almanya ve İtalya’nın her biri %34, Macaristan %33 ve Finlandiya %31 ile yer alıyor.

***

Avrupa Patent Ofisi EPO’nun 2010-2019 yılları arasını baz alarak yürüttüğü “Kadınların Yaratıcı Faaliyetlere Katılımı” (Women’s participation in inventive activity: Evidence from EPO data)[2] isimli çalışması, Kasım 2022’de yayımlandı. Çalışmaya göre 2019’da EPO ülkelerinden Letonya, %30,6 ile en fazla kadın buluşçuya sahip ülke. Türkiye ise %17,7 ile 10. sırada. Kadın buluşçular en fazla kimya alanında çalışıyor, payı %22. Kimya alanı içinde biyoteknoloji ve farmasötiklerdeki toplam payı %30. Kadın buluşçu oranı bakımından 1990’lı yıllarda 16. sırada bulunan Türkiye’nin 2010’lu yıllarda 6. sıraya sıçramasının, EPO ülkeleri içinde dikkat çeken bir durum olduğu ifade ediliyor. 

AB Komisyonu, tarihin sayfalarına adını yazdıran Marie Curie’nin anısına Marie Skłodowska-Curie Eylemleri[1] projesi yürütüyor. Başarılı genç araştırmacılar finanse edilerek, ilgi duydukları bir konuyu derinlemesine incelemelerine destek sağlanıyor. 2015 yılında başlayan “Science is Wonderful!” (Bilim Harikadır!) isimli araştırma projelerini, AB’deki okullarla birleştiriyor. Bu kapsamda en son, 13 Eylül 2023 tarihine kadar başvuru imkânı bulunan çağrı açıldı ve 260 milyon Euro’luk bütçe, doktora sonrası burslar için ayrıldı.

***

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, Ar-Ge alanında araştırma ve eğitim kurumlarının yetenek ve kapasitelerini sınırlayan önemli bir engel. Dünyanın birçok yerinde büyük çabalar gösterilmesine rağmen, araştırma ve eğitim kurumlarının özellikle fen, teknoloji, mühendislik ve matematik (science, technology, engineering and mathematics – STEM) alanlarında belirgin cinsiyet eşitsizliği var. AB’nin, diğer birçok alanın yanı sıra tarım alanında başladığı AGRIGEP[2] (Agricultural Gender Equality Project – Tarımsal Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Planları) projesinin bütçesi 998.237,5 Euro. 1 Ocak 2023 – 31 Aralık 2025 arasında yürütülecek olan AGRIGEP, Macaristan Tarım ve Yaşam Bilimleri Üniversitesi (Magyar Agrar- Es Elettudomanyi Egyetem) tarafından koordine ediyor.

***

Kadınlar, küresel tarımsal iş gücünün %43’ünü oluşturuyor ve sürdürülebilir gıda güvenliğinde (food security[3]) kritik noktada yer alıyor. Örneğin yabani otları ayıklama, ağaç dikme, hasat, tohum ekimi, sığ sularda balıkçılık, hayvan yetiştirme ve özellikle süt ürünlerinin üretimi ile pazarlamasında kilit rol oynuyor.

Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda gıdanın %60-80’ini kadınlar üretiyor ve dünyadaki gıda üretiminin yarısını da kadınlar üstlenmiş durumda.

Ancak tüm bunlara rağmen arazi ve hayvan sahipliği, eşit ücret alma, karar alma organlarına katılım, finansal hizmetlere erişim vb hususlarda önemli ayrımcılığa maruz kalıyorlar. Bu zorluklar, ne yazık ki kadınları toplumun gelişimine zarar verecek şekilde ikincil bir role zorlayan bir dizi sosyal, ekonomik ve kültürel faktörün ürünü.

Özellikle Meksika’daki 1975 Dünya Kadın Konferansından itibaren geliştirilen uluslararası çabalar, kadınların kırsal ve diğer kalkınma alanlarına kilit katılımına katkıda bulunmuştur.

FAO, 1990 tarihli Tarımsal Kalkınmada Kadınlar, Gelişmekte Olan Ülkelerde Kırsal Gıda Güvenliğinde Toplumsal Cinsiyet Sorunları (FAO Women in Agricultural Development, Gender Issues in Rural Food Security in Developing Countries, Rome. 1990) isimli çalışmasında; çoğu kırsal alanda, kadınların en çok zaman alan iki faaliyetinin su ve yakacak odun taşımak olduğunu ve bazı durumlarda kadınların, bu faaliyetlerin yükünün bir kısmını genellikle kız çocuklarına devrettiği belirtiyor. Bu işlere ayrılan zaman, kadınları daha çok gelir getiren ve katma değer yaratan işlerden, çocukları ise okula gitmekten alıkoyuyor.  

Bu sebeplerle FAO[4], politikaların toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik etmesini sağlaması amacıyla hükümetler düzeyinde; kadınları daha bağımsız olmaları ve yerel ekonomiye katılabilmeleri için girişimcilik ve iş planlama becerilerini güçlendirmek amacıyla da bireysel düzeyde çalışıyor.

FAO[5], toplumsal cinsiyet eşitliği sağlamak amacıyla yürüttüğü çalışmalarda kadınlara ve kız çocuklarına odaklanmanın, erkekleri ve erkek çocuklarını geride bırakmak anlamına gelmediğini de önemle vurguluyor.

Kırsal kesimde toprak, genellikle tarımsal üretimi desteklemek ve gıda güvenliği ile beslenmeyi sağlamak için en önemli hane halkı varlığı. Tarım arazileri üzerinde mülkiyet, yönetim, devir ve çeşitli ekonomik haklar mevcut. Tarımda güvenli arazi kullanım hakkı, daha fazla yatırım ve üretkenlik gerektiriyor, üstelik getirisi de yüksek. Ancak dünyanın birçok yerinde, kadınların bu haklara erişimi de oldukça yetersiz.

Bazı ülkelerde resmî belgeler, bazı ülkelerde ise beyana dayalı olarak elde edilen verilerin[6] gösterdiği eşitsizlikleri aşağıda sıralıyoruz. 

– Kadınların arazi sahipliğini gösteren yasal belgeler erkeklere göre daha az.

– Küresel olarak, tüm arazi sahiplerinin %15’inden azı kadınlar.

– Kadın arazi sahiplerinin dağılımı Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da %5, Latin Amerika ve Karayipler’de %18, Honduras, Nijerya, Tacikistan ve Peru’da %20’den az, Ekvador ve Malavi’de de %50’nin biraz üzerinde.

FAO, kadınların toprak haklarını elde etmelerini etkileyen başlıca siyasi, yasal ve kültürel faktörleri belirlemek ve konu hakkındaki çalışmalara ışık tutmak için Cinsiyet ve Toprak Hakları Veri Tabanı (Gender and Land Rights Database[7]) GLRD’yi 2010 yılında kullanıma açtı. GLRD’de, düzenli olarak güncellenen ve aralarında Brezilya, Çin, Fransa, İtalya, Japonya, İspanya ve Birleşik Krallık bulunan toplam 84 ülkeye ait bilgiler yer alıyor.

***

Alman Patent ve Marka Ofisi Başkan Yardımcısı Christine Moosbauer, 2019 yılı Kadınlar Günü konuşmasında[8]; “19. yüzyıla kadar kadına ait olan her şeyin erkeğin malı olmasının, buluşlar için de geçerli olduğunu; bu yüzden geçmişte birçok kadının buluşlarını ve deneylerini gizlice gerçekleştirmeye zorlandığını; kadınların buluşlarının erkek takma adlarıyla ya da kocalarının adlarıyla yayımlanıp patent başvurusunda bulunduklarının bilindiğini” ifade eder. Ayrıca kısaca, “kütle numarası çok büyük olan bir atom çekirdeğinin parçalanarak kütle numarası küçük iki çekirdeğe dönüşmesi” olarak açıklanan “füzyon” olayını Lise Meitner ve Otto Hahn birlikte keşfetmesine rağmen Nobel Kimya Ödülünün sadece Otto Hahn’a verilmesi ve Hahn’ın da bu yanlışı düzeltmek için çaba sarfetmemesi, bilim kadınlarına karşı yapılan haksızlıklara somut bir örnek olarak verilir. Moosbauer’in konuşmasında; Josephine Cochrane’in bulaşık makinesinin, Marion Donovan’ın tek kullanımlık çocuk bezinin, Bette Graham’ın düzeltme sıvısının, Mary Anderson’un otomobil ön cam sileceğinin ve paraşüt paketinin, Katharina (“Käthe”) Paulus’un ilk katlanabilir paraşütün ve Marga Faulstich’in 300’den fazla optik cam türünün mucidi oldukları bilgisi de yer alır.      

***

Women in IP[9] (Fikri Mülkiyet Alanında Çalışan Kadınlar) Derneği, 2011 yılında platform olarak kurulur ve 2014 yılında da kâr amacı gütmeyen bir dernek haline gelir. Derneğin çatısı altında patent vekilleri ve avukatları, hakimler, patent denetçileri, profesörler, patent mühendisleri, stajyerler ve Avrupa Patent Ofisinin itiraz ve temyiz kurullarının üyeleri gibi alan uzmanları var. Mesleki ve sosyal paylaşımlar için düzenli olarak Almanca ve İngilizce etkinlikler düzenliyor.

***

Mayıs 2018’de Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Meksika tarafından WIPO Geliştirme ve Fikri Mülkiyet Komitesine (CDIP) yapılan teklif kabul edilerek Ocak 2019 – Aralık 2022 tarihleri arasında “Kadınların İnovasyon ve Girişimcilikteki Rolünün Artırılması, Gelişmekte Olan Ülkelerde Kadınların Fikri Mülkiyet Sistemini Kullanmasının Teşvik Edilmesi[10]” konulu proje yürütülür. 415 bin CHF bütçeli Projeden Meksika, Uganda, Umman ve Pakistan faydalanır. 

Proje çalışmalarında bilimde cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik çabalara rağmen, Afrika’da fen, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarındaki araştırmacıların üçte birinden azının kadın olduğu ve cinsiyet ayrımcılığı bulunduğu; bilim kadınlarının önündeki engellerden birinin de “güvenilirlik eksikliği algısı” olduğu ve ayrıca siyah ırktan olan bilim kadını ve girişimcilerin, kendilerini kanıtlamak için  her zaman erkeklerin en az iki katı çalışmak zorunda kaldıklarına dair satırlar dikkatleri çekiyor.

***

L’Oréal ve UNESCO İş Birliği[11] kapsamında bilim kadınlarının desteklenmesi 1998’de başlar ve 2023 yılına kadar 122 destek verilir. Destekler fizik, matematik ve bilgisayar alanında olup her bir alan için 100 bin Euro bütçe ayrılır. 2023 yılı burs başvurularında son tarih, 30 Mayıs.

Bu iş birliği için yapılan açıklamalarda yine çarpıcı veriler mevcut. Bilim kadınları dünya çapında çığır açan araştırmalara öncülük etmesine rağmen dünya çapındaki araştırmacıların yalnızca %33,3’ünü temsil ediyor ve çalışmaları nadiren hak ettiği takdiri kazanıyor. Nobel Bilim Ödüllerinin şimdiye kadar %4’ten azı kadınlara verildi ve Avrupa’da üst düzey araştırma rollerinin yalnızca %11’i kadınlar tarafından yürütülüyor.

***

1971’de kurulan Bilim Kadınları Derneği AWIS[12] (Association for Women in Science), ticari büyüme, sosyal değişim ve yenilik elde etmek için fen, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarındaki kadınlara rehberlik yapıyor.

Gonca ILICALI

26 Nisan 2023


[1] https://ec.europa.eu/eurostat/en/web/products-eurostat-news/w/ddn-20230210-1

[2] https://www.epo.org/service-support/publications.html?pubid=244#tab3

[3] https://marie-sklodowska-curie-actions.ec.europa.eu/; https://www.scienceiswonderful.eu/

[4] https://cordis.europa.eu/project/id/101094158

[5] https://www.fao.org/3/x0171e/x0171e02.htm#P83_10385

[6] https://www.fao.org/reduce-rural-poverty/our-work/women-in-agriculture/en/

[7] https://www.fao.org/gender/background/en/

[8] https://www.fao.org/3/I8796EN/i8796en.pdf

[9] https://www.fao.org/gender-landrights-database/en/

[10]https://www.dpma.de/dpma/veroeffentlichungen/aktuelles/patentefrauen/innovation_made_by_women/index.html

[11] https://www.women-in-ip.com/en/

[12] https://www.wipo.int/women-inventors/en/

[13] https://www.forwomeninscience.com

[14] https://awis.org/


THEODORE’UN ÇİKOLATA FABRİKASI

-Bölüm II-

TOBLERONE “SWISSNESS” KİMLİĞİNİ Mİ KAYBEDİYOR?

Bir ülkenin sembolü haline gelen nadir “marka – ürün” ikililerinden olan Toblerone çikolatasının kısmen Slovakya’da üretileceğine ilişkin haberler, “Toblerone’nun Swissness, yani İsviçrelilik kimliğini kaybetmekte olduğu” tartışmalarını gündeme getirmişti. Konuyu ele almaya; IPR Gezgini’nde 3 ve 4 Haziran 2020 tarihlerinde iki bölüm halinde yayımlanan Mistik Çikolata Dünyası isimli yazımızdan da alıntı yapıp Toblerone markasının hikâyesini anlatarak, dün yayımlanan Bölüm I ile başlamış olduk.

Matterhorn’un Toblerone paketlerinden çıkarılarak onun yerine sıradan bir zirve görselinin kullanılmasının neden bu kadar önemli olduğunu ve Mondelēz’in bunu yapmaya neden mecbur kaldığını anlamak için Matterhorn’a biraz daha yakından bakmak iyi olabilir.

İsviçre – İtalya sınırında yer alan Matterhorn, İsviçre’nin en ikonik dağı. İtalyan kimliğinde Monte Cervino, Fransız kimliğinde ise Mont Cervin yazıyor.

İsviçre Alplerinin mücevheri” olarak bilinen bu dağ dünyaya 4.478 metre yüksekten bakıyor ve eşsiz konumuyla çok sayıda cazibe merkezine kucak açıyor.

Rothorn, Matterhorn manzalarını seyretmek için en elverişli yerlerden biri. Matterhorn Glacier Paradise, 3.883 metre yüksekliği ile Avrupa’nın en yüksek kayak bölgesi ve yılın her günü açık.

Müzeseverler Zermatt’ın, bir dağ köyünden Alp tatil beldesine dönüşüm yolculuğunu ve büyük zorluklarla 1865’te gerçekleştirilen Matterhorn’a ilk tırmanışın tarihini Matterhorn Müzesinde soluyor. Müzede ayrıca, üç kuşaktan uzun bir süredir sipariş üzerine dağ botu üreten Burgener Ailesinin üretimde kullandığı bazı el aletleri ile eski üretim dağ botları da küçük bir kunduracı kulübesinde sergileniyor. El yapımı botların tabanlarında, tırmanılacak dağın yüzey özelliklerine göre seçilen kramponlar kullanılıyor.

Matterhorn’da 25’in üzerinde tırmanış rotası ve varyasyonları var. En popüler rotasının eteğinde, 3.260 metrede Hörnlihütte (Hörnli Kulubesi) yer alıyor. 1880 yılında inşa edilen bu kulübeden, hava koşulları uygun olduğu takdirde, günde yaklaşık 300 dağcı tırmanışa başlıyor. 3.100 metre rakımlı Gornergrat ise en iyi gezi rotalarından biri olarak kabul ediliyor.

Zermatt’ta, 3.820 metre ile Alpler’in en yüksek teleferik istasyonu var ve 150’den fazla göl bulunuyor. Bu göllerden Riffelsee, hava koşullarının uygun olduğu zamanlarda Matterhorn’u bir ayna gibi yansıtıyor ve sırf bu sebeple ziyaretçisi çok fazla. Hatta birçok akıllı telefonda duvar kâğıdı olarak da kullanılıyor. Minnacık bir yer olan Zermatt’a giderken tavanı camdan bir trende yolculuk yapıyorsunuz ve varış noktasına ulaştığınızda Matterhorn’un görünümünden büyüleniyorsunuz gerçekten.

Matterhorn, Covid 19 pandemisinin ilk zamanlarında ikonik bir projede de rol aldı. Pandemiyle mücadelede insanlara umut işareti göndermek için “Light is hope![1]” (Işık umuttur!) temasıyla, Zermatt’tan Matterhorn aydınlatıldı. 24 Mart – 26 Nisan 2020 tarihleri arasında yürütülen projede, 24 Nisan günü saat 23:40’ta Matterhorn üzerinde Türk Bayrağı dalgalandı. 

© Light Art by Gerry Hofstetter / Foto Michael Portmann

İsviçre, gezginleri çağırmak için poster kullanmaya başlayan ilk ülkelerden. Seyahat posterlerinin en ünlülerinden biri, sanatçı Emil Cardinaux’nun fırçasından 1908 yılında çıkan ünlü Matterhorn zirvesinin posteri olup, bir müzayedede yaklaşık 10.000 Dolara satıldığı rivayet ediliyor.

Şöyle söyleyelim; Matterhorn İsviçre için bir ulusal miras ve korunması gereken bir ulusal emanet gibi, ülke ile bütünleşmiş simgelerden biri. Dolayısıyla Toblerone paketlerinde yer almasının ciddi bir anlamı var. Matterhorn’un paketlerde yer alması kendi başına Toblerone’un İsviçreli kimliğini anlatmaya yetiyor ve çikolatayı İsviçre ile bütünleştiriyor.  

Yapılan araştırmalar, üzerinde “Swiss made”, “Swiss quality”, “Swiss”, “Made in Switzerland” gibi ibarelerin veya İsviçre bayrağının kullanıldığı ya da bir biçimde ürünün kaynağının İsviçre olduğunu işaret eden / öyle olduğunu düşündürten  ürünlerin satışının, piyasadaki muadillerine göre %20 daha fazla olduğunu gösteriyor. Yani İsviçre kelimesi tüketiciye güven telkin ediyor ve satışların artmasında ciddi bir fonksiyonu var. Bu durum, yaratılan ekonomik ve kültürel katma değerden haksız fayda sağlamak isteyenlerin iştahını kabartırken, suiistimalleri de yaygınlaştırıyor.   

Günden güne artan istismarların önüne geçmek, mevcut piyasa avantajını ve tüketicileri korumak, hukuki durumu netleştirebilmek gibi amaçlarla İsviçre, 01 Ocak 2017’de yürürlüğe giren ve kısaca “Swissness” (İsviçrelilik) diye anılan bir Kanun çıkardı.[2]  

Uzun ve çetrefilli tartışmalar neticesinde hazırlanan Kanun, “Swiss”, “Swiss made” gibi kaynak olarak İsviçre’yi işaret eden ibarelerin, İsviçre’ye özgü şekillerin/sembollerin vs hangi hallerde kullanılabileceğine dair kriterler getirdi; bir yandan da bu tip işaretlerin yapılan ikili veya çoklu anlaşmalarla yabancı ülkelerde korunmasını hedefliyordu.  

Kanun, her ne kadar “İsviçrelilik” biçiminde Türkçe’ye tercüme edebileceğimiz “Swissness” diye anılsa da, kaynağını İsviçre’den almayan (yabancı) coğrafi işaretler / kaynak işaretleri hakkında da düzenlemeler getiriyor ve İsviçre marketinde tanınan kaynak gösterir yabancı işaretlerin korunmasını ve düzenlenmesini de amaçlıyor.

Kanunun ana mantığı şöyle özetlenebilir belki; coğrafi işaret / coğrafi kaynak belirten işaret ancak yanıltıcı olmamak ve doğru olmak kaydıyla kullanılabilir.  

Kanun ile getirilen ana standart; coğrafi orijinin, esaslı üretimin gerçekleştiği lokasyona göre belirlenmesi.  Buna ek olarak, örneğin gıda ürünlerinde ürünün hammaddesinin en az %80’inin orijin olarak gösterilen coğrafi yerden kaynaklanması gerekiyor ve ancak bu kritere uyuyorsa bir ürün üzerinde “Swiss” ibaresi kullanılabiliyor. %80 oranının hangi kriterlere göre hesaplanacağına dair ise bir kurallar bütünü yaratılmış durumda. Örneğin kakao, kahve gibi İsviçre’de üretilmeyen maddeler hesaplamada göz önüne alınmıyor.

Endüstriyel ürünlerde ana üretim aşamalarının önemli bölümünün İsviçre’de gerçekleşmiş olmasının yanında, ürünle ilgili üretim masraflarının (Ar-ge masrafları dahil) en az %60’ının İsviçre’de yapılmış / harcanmış olması şartı aranıyor. Ancak paketleme ve dağıtım masrafları bu hesaplamada göz önüne alınmıyor. Aynı %60 koşulu saatler için de geçerli (akıllı saatler dahil) ve saatin teknik geliştirmesinin de İsviçre’de yapılmış olması gerekiyor.

Doğal ürünlerde ürünün nerede yetiştiğine ve hasat edildiğine göre belirleme yapılırken etler için hayvanın yaşam sürecinin ne kadarlık bölümünü İsviçre’de geçirdiği bakılan kıstaslar arasında.

Swissness’in getirdiği önemli bir yenilik ise hizmetlerin de bu kanun kapsamında değerlendirilmesi. İsviçre’yi kaynak gösteren ibare / sembollerin hizmetlerde kullanılabilmesi için hizmeti verenin İsviçre’de yerleşik ve yönetiminin İsviçre’de olması şartı aranıyor.  

Swissness ile kanun koyucu, her tür ürünü kapsar biçimde coğrafi işaretler / kaynak gösteren işaretler için yeni bir ulusal tescil sistemi getirdi. İsviçre’de tarım ürünleri için mevcut tescil sistemi yanında Swissness ile ayrı ve yeni bir tescil sicili yaratıldı.

Swissness Kanunu ile İsviçre, bizi yeni türde bir marka tescili ile de tanıştırdı; “coğrafi marka” (geographical mark).

Swissness Kanunu uyarınca aşağıdaki işaretlerin İsviçre’de coğrafi marka olarak tescili mümkün[3].

  1. İsviçre’de veya İsviçre dışında halihazırda coğrafi işaret olarak tescil edilmiş işaretler.
  2. İsviçre’nin şarap konusundaki mevzuatına uygun olmak şartıyla, şaraba ilişkin coğrafi işaret olarak tescil edilmiş işaretler.
  3. Bir resmi düzenlemenin konusu olmuş kaynak belirten işaretler. Örneğin saatler için “Swiss made” kullanımı gibi veya İsviçre’dekinin muadili bir düzenlemeye dayanan kaynak belirten yabancı işaretler.

Coğrafi markayı adına tescil ettiren, markanın ticarette aynı / benzer ürünler üzerinde yasaya aykırı kullanımını engelleme hakkına sahip. Bu markanın devri veya lisanslanması ise mümkün değil.

Swissness’e göre coğrafi markanın kendinden sonraki başvurulara karşı bir itiraz gerekçesi olması mümkün değil; ancak diğer taraftan daha evvel tescil edilmiş markaların coğrafi marka başvurusuna itiraz hakkı da mevcut değil.

Kanuna göre klasik anlamdaki markalara uygulanan kullanma zorunluluğu ve bu zorunluluğa uyulmaması halinde doğacak neticeler, coğrafi marka için geçerli değil.

Başvuru sahibinin başvuruyla birlikte markanın kullanım koşullarını düzenleyen teknik bir yönetmelik sunması gerekiyor. Teknik yönetmeliğin coğrafi işaretin şartnamesine veya önceki mevcut uygulama kurallarına uygun olması şartı aranıyor. Teknik yönetmelikte coğrafi markanın kullanımı için bir ücret belirtilmesi gerekmiyor. 

Kanun koyucunun nihai amacının (coğrafi) adlandırmaları markaya dönüştürerek bunlarında diğer markalar gibi uygulanabilirliğini sağlayacak bir yol açmak olduğu görülüyor.

İşte bu Swissness Kanunundan dolayıdır ki üretimi Slovakya’ya taşıyan Mondelēz, bundan sonra artık Toblerone çikolatalarının üstüne “Swiss chocolate” (İsviçre çikolatası) yaz(a)mayacak, onun yerine “Established in Switzerland in 1908” (1908 yılında isviçre’de kuruldu) yazacak. Diğer yandan paketlerden Matterhorn’un çıkarılması da Mondelēz’in kararı değildir aslında; çünkü üretimi artık İsviçre’de yapmayacaklarına göre, Swissness Kanunu uyarınca İsviçre’nin bu ikonik dağının görselini kullanmaları mümkün değil.

“Çikolata çikolatadır, tadı aynı sonuçta!” diyenler olabilir elbet, ama bazıları için 2023’ten sonra Toblerone aynı Toblerone olmayacak artık. Markalar geçmişi ve hikayeleriyle var olur ve yaşar çünkü.   

28.03.2023

Gonca Ilıcalı gilicali12@gmail.com

Özlem Fütman ofutman@gmail.com


[1] https://www.zermatt.ch/en/hope

[2] https://www.ige.ch/en/law-and-policy/national-ip-law/indications-of-source/swiss-indications-of-source

[3] http://www.marques.org/Newsletters/Newsletter/Default.asp?NewsletterID=59&art=5#5

MERHABA 2023!!!

2023 yılına merhaba demek üzereyken, tüm okurlarımızın yeni yılını kutluyor, yeni yılın hepimize mutluluk, sağlık, huzur ve başarı getirmesini diliyoruz.

2023, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için özel bir yıl olacak, çünkü Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümünü kutlayacağız. Cumhuriyeti ve muasır medeniyet seviyesine erişme hedefini içselleştirmiş tüm vatandaşların, bu özel yılı daha büyük bir gururla karşılayacağından ve Mustafa Kemal Atatürk başta, bizlere özgür bireyler olma yönünde ilk fırsatı tanıyan kurucu kadroları daha özel saygıyla anacağından eminiz.

2023 yılı IPR Gezgini için de özel bir yıl olacak, çünkü bizler de IPR Gezgini’nin yayına başlayışının 10. yılını kutlayacağız. Bu yıla, Onuncu Yıl Marşı’na gönderme yaparak “Çıktık açık alınla on yılda her terslikten…” diyerek başlayabiliriz, çünkü gerçekten de on yıl boyunca üretme ve paylaşma yolumuzda bizleri hiçbir güç durduramadı, yayın hayatımıza başladığımızdan bu yana büyüyerek ve daha fazla okuyucuya ulaşarak ilerlemeye devam ediyoruz. Tüm okurlarımızın bildiği üzere, geçtiğimiz on yıl boyunca hiçbir ekonomik destek, reklam veya sponsor desteği almadık, sitenin tüm masraflarını yazarlarımız karşıladı, hiçbir kurum, kuruluş, şirket veya kişiyle organik bir bağımız olmadı ve gururla ifade edebiliriz ki, ilk günden belirlenen bağımsızlık ilkemizi zedeleyecek ve okurlarımızın gözünde itibarımızı düşürecek hallerin oluşmasına imkan vermedik. Bağımsızlık ve özgürlük hissi, hiç şüphesiz bizleri daha yaratıcı kılıyor ve gerektiğinde eleştirel dil kullanmaktan kaçınmamamızı sağlıyor.

2022 yılı pandemi koşullarından normal yaşama dönüşü de simgeliyordu, özgürlüğe kavuşmanın heyecanı bizleri de (en azından bazılarımızı) biraz tembelleştirmiş olabilir, bu hissiyatı fazlasıyla yaşayan yazarlarımız oldu; ancak hepimizin beklentisi 2023 yılında daha fazla üretmek ve bunları okuyucularımızla paylaşmak olacak.

Her zaman söylediğimiz gibi IPR Gezgini yeni yazarların katkılarına açık, bizlerle iprgezgini@gmail.com adresinden temasa geçmekten çekinmeyin, yazılar standartlarımızı karşıladığı sürece sitede yer bulacaktır.

Sözü daha fazla uzatmadan 2023 yılının tüm okurlarımıza ve IPR Gezgini ekibine sağlık, başarı, mutluluk ve huzur getirmesini diliyoruz. Umarız ki 2023 yılında IPR Gezgini’nin 10. yıldönümü etkinliklerinde yüz yüze de görüşebiliriz.

Yeni yılınız kutlu olsun!

IPR Gezgini

Aralık 2022

iprgezgini@gmail.com

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN 2023 YILI TANITIM BÜTÇESİNDE COĞRAFİ İŞARETLERİN YERİ

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu 16 Aralık 2022 tarihli basın açıklamasında; sürdürülebilir ve yüksek kaliteli tarım ve gıda ürünlerinin tanıtımını gerek iç pazarında gerekse dünya çapında finanse etmek için 2023 yılında 185,9 milyon Euro tahsis edeceğini beyan etti. 2023 yılı tanıtım politikası çalışma programı, özellikle Tarladan Çatala (Farm to Fork) stratejisi olmak üzere, 2019-2024 dönemi için AB’nin siyasi önceliklerine katkıda bulunacak.

Tanıtım projeleriyle; AB tarımının sürdürülebilirliği, hayvan refahını artırma, taze meyve ve sebze tüketiminin artırılması ile sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmenin teşvik edilmesi hedefleniyor. Projeler; AB tarım ürünlerine yeni pazar imkanlarının bulunması, mevcut işlerin güçlendirilmesi, sürdürülebilir üretim ve tüketimin artırılması ile AB tarım-gıda sektörünün, ekonomik açıdan sürdürülebilir şekilde toparlanmasını da destekleme amacını güdüyor.

Tanıtım bütçe kalemleri iç ve dış pazarlarda “basit programlar” ve “çoklu programlar” olarak iki temel gruba ayrılıyor ve alt gruplar da söz konusu. Fazla detaya girmeden, dikkati çeken hususları aşağıda özetliyoruz.

  • Coğrafi işaretler, kalite göstergesi programlarının içinde yer alıyor. Bu programlar için iç pazarda basit programlara 7 milyon Euro, çoklu programlara ise 4,2 milyon Euro ayrılmış durumda. Ayrıca özellikle üçüncü ülkeler için öngörülen programlar gibi diğer bazı alt başlıklardaki programlara, coğrafi işaretlerin de dahil edilebileceğini düşünüyoruz.    
  • AB iç pazarındaki tanıtım 83,3 milyon Euro, üçüncü ülkelerdeki tanıtım ise 83,1 milyon Euro bütçeye sahip. AB dışı tanıtımda ana tanıtım hedefi “büyüme potansiyeli”. Çin, Japonya, Güney Kore, Singapur ve Kuzey Amerika bu kategoriye dahil. AB’nin, bu kategorideki ülkelerden Çin dışındakiler ile coğrafi işaretleri de konu alan serbest ticaret anlaşmaları var. Çin ile yaptığı ve sadece coğrafi işaret korumasına yönelik olan anlaşma ise; ilk etapta taraflara ait 100’er coğrafi işareti korumayı öngörmüş, süreç içinde toplam sayının 350’ye kadar artması hedeflemiş durumda. Anlaşmanın resmi olarak yürürlüğe girdiği 1 Mart 2021 tarihinde yapılan basın açıklaması, AB’nin 2023 yılı tanıtım bütçesinde Çin (Hong Kong ve Makao dahil), Güney Kore, Tayvan, Güneydoğu Asya ve Güney Asya için toplam 16,3 milyon Euro’luk büyük bir bütçe ayırmasının nedenine de işaret ediyor. Çünkü Çin pazarı, 2020 yılı Ocak-Kasım ayları arasında 16,3 milyar Euro ile AB gıda ve tarım ürünlerinin 3. varış noktası. Ayrıca bu değerlendirme içindeki şarap, distile alkollü içkiler ile gıda ve tarım ürünlerini kapsayan coğrafi işaretli ürünler, toplam değerin %9’unu oluşturarak 2. sırada yer alıyor. Çinli tüketiciler güvenlik, kalite ve otantiklik bakımından AB’nin tarım ve gıda ürünlerini takdir ediyorlar. AB’li tüketiciler ise Çin’e ait özel ürünlerin orijinallerini deneyimlemek istiyorlar.   
  • Yeni Zelanda ve Avustralya, AB’nin ihracatçıları için yeni pazar fırsatı olarak görülüyor.  Brexit’ten sonra Birleşik Krallık, gıda ve tarım ürünleri için %25’lik payla AB’nin ana ihracat pazarlarından biri. 
  • Tanıtım kampanyaları hem AB’li hem de küresel tüketicileri coğrafi işaret ve organik ürünler gibi AB’nin kalite programları hakkında bilgilendirecek. Organik ürünlere ayrılan bütçe 28 milyon Euro.
  • İklim, çevre ve hayvan refahı için faydalı sürdürülebilir tarım uygulamalarının teşvik edilmesini ve sürdürülebilir şekilde üretilmiş tarımsal gıda ürünlerinin tüketimini desteklemek için ayrılan bütçe 36 milyon Euro.
  • Daha sağlıklı ve dengeli beslenmeyi teşvik etmek için taze meyve ve sebzelerin tanıtım bütçesi 19 milyon Euro’dan fazla.

2023 kampanyaları için teklif çağrıları, Avrupa Araştırma Yürütme Ajansı (European Research Executive Agency) tarafından Ocak 2023’te yayımlanacak.

AB Komisyonu, AB tarım ürünlerini dünya çapında tanıtmaya yönelik kampanya ve çeşitli etkinliklerinde, “Enjoy, it’s from Europe” (Keyfini çıkarın, Avrupa Birliği’nden)” sloganını kullanıyor. Ayrıntılara önem veren okurlarımız için bu sloganın kullanılmasını da ilgilendiren kuralların, AB’nin iç pazarında ve üçüncü ülkelerde yürüteceği tanıtım çalışmaları hakkındaki 3/2008 sayılı Konsey Tüzüğü ve 501/2008 sayılı Komisyon Tüzüğü ile düzenlendiği bilgisini verelim.   

Gonca Ilıcalı

27 Aralık 2022

Kaynaklar:

https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/ip_22_7769

https://trade.ec.europa.eu/access-to-markets/en/content/free-trade-agreements

https://agriculture.ec.europa.eu/news/eu-china-agreement-protecting-geographical-indications-enters-force-2021-03-01_en

https://ec.europa.eu/chafea/agri/en/funding-opportunities/instructions-on-the-use-of-the-signature-enjoy-it-s-from-europe

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN “FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI YOĞUN ENDÜSTRİLER VE EKONOMİK PERFORMANSLARI” HAKKINDAKİ RAPORU

Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi EUIPO; Avrupa Fikri Mülkiyet Hakları İhlalleri Gözlemevi (European Observatory on Infringements of Intellectual Property Rights) aracılığıyla ve Avrupa Patent Ofisi EPO iş birliğinde hazırladığı “AB’de Fikri Mülkiyet Hakları Yoğun Endüstriler ve Ekonomik Performansları” hakkındaki 2022 yılı analiz raporunu, 11 Ekim 2022 tarihinde yayımladı. Rapor, iklim değişikliğini azaltma teknolojilerini (climate change mitigation technologies -CCMT) konu alan patent ile yeşil marka başvuruları hakkında ilk kez yapılan analizleri de içermesi nedeniyle bir hayli önemli. EUIPO’ya yapılan ve “yeşil markalar” olarak adlandırılan markalara; 1996-2020 yılları arasındaki marka başvurularının mal ve hizmetlerine yönelik analiz içeren çalışmaya da atıfta bulunduğumuz ve 21 Temmuz 2022 tarihinde IPR Gezgini’nde yayımladığımız “Avrupa Birliği’nin Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil Ürünleri Stratejisi” başlıklı yazımızda kısaca değinmiştik.  

2017-2019 dönemini kapsayan 2022 yılı raporu; 2013 (2008-2010 arası), 2016 (2011-2013 arası) ve 2019 (2014-2016 arası) yılı raporlarıyla benzer bir metodoloji içinde hazırlanmış olup marka, tasarım, patent, telif, coğrafi işaret ve bitki çeşitlerine ilişkin haklara ait çeşitli ekonomik göstergeleri içeriyor.

Raporun metodolojisi, her bir fikri mülkiyet hakkı için ayrıntılı biçimde açıklanıyor. Hepsine yazımızda yer vermek mümkün değil ancak, gerek kapsamının diğer fikri mülkiyet haklarına nazaran biraz farklı olması gerekse alanında veri toplamanın ve işlemenin çok kolay olmaması nedenleriyle, sadece coğrafi işaretlere ilişkin metodolojiyi aşağıda özetliyoruz.

Coğrafi işaret yoğun endüstrilerin tanımlanması metodolojisi, önceki üç çalışma ile benzer olup 2017 yılı için güncellenmiş ürün satış bilgileri kullanılmıştır. Metodoloji tasarlanırken temel olarak iki karakteristik özellik dikkate alınmıştır.

  • Doğası gereği coğrafi işaretlerin tek sahibi yoktur ve tescil başvurusu genellikle ilgili üretici birliği tarafından yapılır. Bu durum, ekonomik verilerle ilişkilendirilebilecek hak sahipliği bakımından mukayese edilebilirliği güçleştirir. Bu açıdan telif haklarına benzediğinden, Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı WIPO’nun, telif hakları için kullandığı yöntemler uygulanabilir niteliktedir.
  • Bu çalışmada kullanılan NACE (AB’nin, ekonomik faaliyetleri istatistiki sınıflandırma sistemi) sınıflandırmasının oranı, coğrafi işaretli ürünler bakımından AB üyesi ülkelerde birbirinden önemli ölçüde farklılaşmakta. Bu durum, aynı endüstrinin bir ülkede coğrafi işaret yoğun olmasına rağmen diğer bir ülkede yoğun olmadığı anlamına geldiğinden ve neticede, 2022 raporundaki diğer fikri mülkiyet haklarına ilişkin yaklaşımlarla tezat oluşturduğundan, coğrafi işaretlerle ilgili yaklaşım ülke bazında yapılmıştır.      

Ayrıca, coğrafi işaret endüstrileri genellikle dikey olarak entegredir. Örneğin AB için en önemli coğrafi işaret sektörü olan şarapların üretimi; belirli bir alanda yetiştirilen ve işlenen üzümlere dayanıyor, yani üzüm yetiştiriciliği ve şarap üreticiliği olmak üzere iki alana yayılan bir istihdam şekli mevcut. Bu durum, girdi-çıktı tablolarının dolaylı istihdamı hesaplamak için uygun olmadığı anlamına geliyor. Dolayısıyla tarımsal istihdam istatistiklerinde boşlukların bulunması nedeniyle, coğrafi işaret yoğun endüstrilerin istihdama katkısının hesaplanamadığı ifade edilmekte.

AB’nin coğrafi işaretli ürünlerine ilişkin verileri esasen, AB Komisyonunun Tarım Genel Müdürlüğü DG Agri tarafından sağlanmış ve EUROSTAT’ın malların uluslararası ticareti ile ilgili COMEXT veri tabanından elde edilen verilerle birleştirilmiş.

Rapordaki ilgi çekici bilgilerin bazıları, özetle aşağıdaki gibidir.

  • Raporun önsözü; inovasyonun, AB ve AB üyesi ülkelerce benimsenen büyüme stratejisinin temel bileşeni olduğunu; daha fazla istihdam ile daha rekabetçi bir ekonomi yaratma amacına hizmet eden birçok faktörün bulunduğunu ancak etkin bir fikri mülkiyet sisteminin, amacı gerçekleştirmede ilk sırada yer aldığını vurguluyor. Raporda ayrıca, Brexit sonrası artık AB üyesi olmayan Birleşik Krallık ile Avrupa Serbest Ticaret Birliği olan EFTA ülkelerinden İzlanda, Norveç ve İsviçre’ye ait bazı veriler de mevcut.
  • 2019 yılı raporunda 353 olarak belirtilen fikri mülkiyet hakları yoğun olan sektör sayısı, 357’ye yükselmiş. Bu endüstrilerden 229’u (%64’ü) birden fazla fikri mülkiyet hakkı açısından yoğun.
  • 2022 yılı raporuna göre, fikri mülkiyet yoğun sektörlerin AB ekonomisine katkısı her açıdan 2008-2010 döneminden bu yana en yüksek seviyede. 81 milyondan fazla iş imkânı yarattığı; yüksek sayıda fikri mülkiyet hakkına sahip şirketlerin, neredeyse her 10 işten 4’ünü oluşturduğu ve diğer sektörlere göre %41 daha yüksek maaşlar ödediği; bu endüstrilerin, AB’nin gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) %47,1’lik dilimine sahip olarak 6,4 trilyon Euro değerinde olduğu ifade ediliyor.
  • AB’nin GSYİH’sının %14’ünden fazlasına sahip olan fikri mülkiyet hakları yoğun endüstriler, küresel ekonomide AB için bir rekabet avantajı oluşturuyor.
  • AB iç ticaretinin %75’inden fazlasını oluşturan fikri mülkiyet yoğun endüstriler, AB tek pazarının belkemiği olarak kabul ediliyor. AB ülkelerinde yaklaşık 7 milyon iş, diğer AB üyesi ülkelerdeki şirketler tarafından yaratıldığından ve bazı ülkelerde, fikri mülkiyet hakları yoğun sektörlerde bu tür işlerin payı %30’u aştığından, sınır ötesi iş yaratmada da önemli bir itici güç.
  • Almanya, Fransa, İtalya ve Hollanda, yeni fikri mülkiyet haklarının oluşturulmasında lider konumda.
  • Sürdürülebilir inovasyonda aktif olan fikri mülkiyet hakları yoğun endüstriler arasında, iklim değişikliğini azaltma teknolojileri içeren patentler ile yeşil markaların geliştirilmesiyle uğraşan sektörler de büyüyerek istihdamın %9,3’ünü ve GSYİH’nın %14’ünü oluşturmuş durumda. Avrupa patent başvurularının yaklaşık %10’u, sera gazı emisyonunu azaltmayı ya da önlemeyi amaçlıyor.
  • Fikri mülkiyet hakları yoğun endüstrilerin istihdam seviyesine olan katkısı İzlanda’da AB ile aynı iken Norveç, İsviçre ve Birleşik Krallık’ta AB’nin altında. GSYİH seviyesine olan katkı ise Norveç’te AB’nin üzerinde ancak diğer üç ülkede AB’nin altında kalıyor. 
  • AB’nin coğrafi işaretli ürünlerinin yaklaşık %90’ı Fransa, Almanya, İtalya, Portekiz ve İspanya tarafından üretiliyor ve AB’nin yiyecek içecek sektörü satışlarının %7,1’ini oluşturuyor. 
  • AB’nin coğrafi işaretli ürünlerinin 2017 yılı satış verilerine göre, 26.819 milyon Euro’luk üretim değeri ile Fransa ilk sırada. Fransa’nın tarımsal gıda ürünleri %15’lik, şarapları %72’lik, distile alkollü içecekleri %13’lük, gıda ve içecek sektöründeki coğrafi işaretleri %14,9’luk ve AB içi ve dışı toplam ticaretindeki coğrafi işaretleri ise %43’lük değere sahip. AB iç ve dış ticaretindeki coğrafi işaretli ürünler, AB düzeyinde toplam %39’luk paya sahip. Verilerin yer aldığı tabloda, bazı ülkelere ait bazı verilerin, gizlilik nedeniyle yayımlanmadığı belirtiliyor.
  • NACE tanımlamasına göre; “telif hakkıyla korunan eserler hariç fikri mülkiyet ve benzeri ürünlerin kiralanması”, her 1000 çalışan bakımında yapılan istihdam açısından patent, marka, tasarım ve bitki çeşitlerine ilişkin haklar yoğun sektörlerin her dördünde de ilk sırada. Telif hakları yoğun endüstrilerin ilk sırası gazete basımına ait. Coğrafi işaret yoğun endüstriler ise mandıraların işletilmesi ve peynir üretimi; alkollerin damıtılması ve harmanlanması; üzüm yetiştiriciliğinin bir kısmı da dahil olmak üzere şarap üretimi ile bira üretimi şeklinde sıralanıyor.

EUIPO ve EPO iş birliğinde hazırlanmış olan raporun, politika önerisinde bulunmak amacıyla tasarlanmadığı ancak politika yapıcılara yol gösterici niteliği bulunduğu belirtiliyor. Konuya ilgi duyan IPR Gezgini okurlarına faydalı olması dileğiyle.

Gonca Ilıcalı

Ekim 2022

Kaynaklar:

AVRUPA BİRLİĞİ FİKRİ MÜLKİYET OFİSİ EUIPO’NUN “OTANTİKLİK” PROJESİ

Avrupa Birliği (AB) nezdinde yapılan araştırmalara göre sahte ve korsan mallar; AB ekonomisinin kilit sektörlerinde yılda 83 milyar Euro’dan fazla gelir kaybına ve 670.000 iş kaybına neden olurken, AB genelinde hükümetlere 15 milyar Euro’ya kadar kamu gelirine de mal olmakta.

Bu mallar aynı zamanda, bir taraftan çevreye zarar veriyor diğer taraftan tüketicilerin sağlığını ve güvenliğini tehlikeye atabiliyor. Ayrıca kara para aklama, dolandırıcılık, siber suçlar, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı gibi diğer suç faaliyetlerini desteklediği için kurbansız suç olarak da sayılmıyor.

Bedeli bu denli ağır olan taklit ile mücadeleye yardımcı olmak için AB’nin ulusal ve bölgesel fikri mülkiyet ofislerini, belediyeleri ve yerel kuruluşları bir araya getirip güçlendirmeyi amaçlayan bir proje, Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (European Union Intellectual Property Office) EUIPO tarafından AB İş Birliği Faaliyetleri ve 2025 yılı Stratejik Planı çerçevesinde başlatılmıştı.

Proje; en etkin mücadelenin ilgili kurum, kuruluş ve tüketicilerle birlikte ve yerel düzeyde verilmesi gerektiği temeline dayanıyor. Bu kapsamda EUIPO; her biri ulusal marka birliği olan İspanya’dan ANDEMA, Fransa’dan UNIFAB ve İtalya’dan INDICAM ile birlikte hareket ederek Sertifikalı Otantik Şehirler AB Ağını (European Network of Certified Authenticities) kurdu.

Pilot aşamada Fransa’dan Paris, İtalya’dan Roma, Ravenna ve Cervia, İspanya’dan Alicante ve Malaga şehirlerine “otantiklik (authenticity)” unvanı verildi. Peki “otantiklik” ne anlama geliyor ve bu unvan nasıl kazanılıyor?

Taklitle mücadelede kararlı olan AB içindeki herhangi bir fikri mülkiyet ofisi, ilgisini EUIPO’ya bildiriyor. Söz konusu fikri mülkiyet ofisi ve konuyla ilgilenen belediye arasındaki taahhüt, bir mutabakat zaptı ile resmileştiriliyor. Daha sonra yerel makamlar ve paydaş kuruluşlar güçlerini birleştirerek Proje amacına uygun olarak başarılı uygulamaların da paylaşıldığı bir dizi medya etkinlikleri, bilinçlendirme kampanyaları ve farklı hedef kitlelere göre özel tasarlanmış eğitim faaliyetleri yürütüyor. Bu faaliyetlerin yürütüldüğü şehirler de “otantiklik” sertifikasını elde ediyor.

Mevcut durumda, fikri mülkiyet sistemini güçlendirme çabası göstererek otantiklik sisteminin bir parçası haline gelen 6 tane AB şehri var: Yunanistan’da Selanik ve Mikanos, Bulgaristan’da Filibe ve Sofya, Slovakya’da Banska Bystrica ve İspanya’da Madrid.

Sisteme dahil olan belediyelere ve diğer paydaşlara, Proje kapsamında yürütülecek etkinlikleri tasarlamak ve uygulamada kullanmak üzere birçok kaynak sunulmuş durumda. Bu kaynaklar, esasen EUIPO’nun internet sitesinde yer alan kapsamlı çalışmalara dayanmakta olup aşağıda özetliyoruz.

  • Fikri mülkiyet ile ilgili araştırma ve veriler: Bu kısımdaki çalışmalar; fikri mülkiyetin ekonomiye ve istihdam yaratmaya katkısı, özellikle gençler ve işletmeler olmak üzere toplum tarafından nasıl algılandığı ve ihlalinin yol açtığı zarar üçlemesine odaklanıyor.
  • AB Gözlemevi (Observatory) yayınları: AB Gözlemevi ve ortakları tarafından yürütülen tüm çalışmalar; ekonomik çalışmaları, pazar araştırması analizlerini ve ihlale ilişkin çok yönlü değerlendirmeleri içeriyor.
  • Diğer yayınlar: AB Gözlemevinin kamu ve özel sektör ortaklarından fikri mülkiyetle ilgili çok çeşitli konulardaki yayınlar da dahil olmak üzere araştırma ve yayın kataloğu bulunuyor.
  • AB’de fikri mülkiyet: Bu kısımda yer alan AB haritasının üzerinde AB üyesi ülkelere tıklandığında, ilgili ülkeye ait ilgi çekici fikri mülkiyet verilerine ulaşılıyor.
  • AB Fikri Mülkiyet Ağı (European Union Intellectual Property Network) EUIPN: Marka ve tasarımlarla ilgili sınıflandırma, arama motorları vb birçok alana ilişkin uygulamaları içeren araçtır.     
  • Güçlendirilmiş Fikirler (Ideas Powered) Girişimi: Bu girişimin esas hedef kitlesi, AB’li gençlerdir. Doğrudan gençlik etkinliklerinde veya sosyal medya üzerinden fikri mülkiyetin hayatlarını nasıl etkilediği, yaratıcılıklarını, yenilikleri ve girişimciliklerini artırmak için nasıl kullanılabilecekleri konularında bilgi veriliyor.
  • Güçlendirilmiş Fikirler Okulda (Ideas Powered@School) Girişimi: 2018 yılında AB Eğitim Konseyi, fikri mülkiyet konularının, AB’nin tüm eğitim sistemi içinde yer almasına ilişkin tavsiyelerde bulunarak EUIPO’nun bu alandaki çalışmalarını uygun bulmuştur.  EUIPO, Konseyin tavsiyelerinin ulusal düzeyde eyleme dönüştürülmesine yardımcı olmak amacıyla ulusal fikri mülkiyet ofisleri ve milli eğitim bakanlıklarıyla yakın iş birliği içinde olup Eğitim Ağında Fikri Mülkiyet (IP in Education Network) Portalını oluşturmuştur. Tüm AB’yi kapsayan Eğitim Ağı, düzenli toplantılar yaparak fikri mülkiyet bilincini okul sınıflarına taşımakta ve hazırlanan eğitim materyallerine Portalda yer vermektedir.
  • İş İçin Güçlendirilmiş Fikirler (Ideas Powered for Business) Girişimi: EUIPO, AB’deki küçük ve orta ölçekli işletmelere (KOBİ’lere) marka ve tasarım tescillerini yaptırmaları ile genel fikri mülkiyet konularında bilgi verme desteği sağlıyor. Bu girişimin bir parçası olarak ayrıca; marka ve tasarım başvuru ücretlerinin geri ödemesi ile araştırma hizmetlerinin desteklenmesi için AB Komisyonu ve üye ülkelerin fikri mülkiyet ofislerinin iş birliğinde 20 milyon Euro’luk bir KOBİ Fonu oluşturulmuş. Fon, işletme başına en fazla 1500 Euro’ya kadar destek sağlıyor.
  • Fikri Mülkiyet Uygulama Portalı IPEP (IP Enforcement Portal): Kullanıcı dostu, etkileşimli ve güvenilir olma prensipleri göz önünde bulundurularak hazırlanan Portal; hak sahipleri ve yasal temsilcileri, AB icra makamları (gümrük ve polis), AB Komisyonu ve dünya çapındaki AB delegasyonları arasında güvenli bir iletişim aracı. Çok dilli ve ücretsiz olan IPEP, AB Fikri Mülkiyet Hakları İhlallerine İlişkin Gözlemevi tarafından ve 386/2012 sayılı AB Tüzüğü kapsamındaki yetkinin bir parçası olarak oluşturulmuş. AB’li hak sahipleri; ürünlerine ve fikri mülkiyet haklarına ilişkin verileri paylaşarak; üçüncü ülkelerdeki haklarının ihlal edildiğini AB Komisyonunun Ticaret Genel Müdürlüğüne raporlayarak ve gümrüklerde Eylem Başvurularını (Application for Action – AFA) elektronik olarak yaparak IPEP vasıtasıyla ürünlerini ve haklarını korumak için girişimde bulunabiliyor.

Gonca ILICALI

Ekim 2022


Kaynaklar:

YENİLEBİLİR BÖCEKLER: YENİ Mİ GELENEKSEL Mİ?

Dünyanın, 2050 yılına kadar 9 milyar insana ev sahipliği yapacağı tahmin ediliyorken; tükenmekte olan ve kirlenen doğal kaynaklar ve artan maliyetler nedeniyle gıda üretimi konusunda yaşanan endişeler, alternatif besin kaynaklarına duyulan ihtiyacı artırıyor.  

Entomofaji, yani böceklerin besin kaynağı olarak tüketilmesi, çok eski zamanlara dayanıyor. Bu konudaki geleneksel bilgilerin, beslenmede yeni alternatiflere zemin oluşturması da gittikçe yaygınlaşıyor.

Birleşmiş Milletler’in Gıda ve Tarım Örgütü FAO (Food and Agriculture Organization of the United Nations) tarafından hazırlanan 2013 tarihli “Yenilebilir Böcekler: Gıda ve Yem Güvenliği İçin Gelecek Beklentileri” (Edible Insects: Future Prospects for Food and Feed Security) ve 2021 tarihli “Yenilebilir Böceklere Gıda Güvenliği Perspektifinden Bakış. Sektör için Sorunlar ve Fırsatlar” (Looking at edible insects from a food safety perspective. Challenges and opportunities for the sector) isimli yayımlar, konu hakkında kapsamlı çalışmalar ve ilginç veriler içeriyor.

MÖ 8. yüzyıl ile Orta Doğu, entomofaji için kaydedilen en eski tarih ve yer. Bu gelenek batılı ülkelerde pek yaygın olmasa da, özellikle Asya, Avustralya ve Afrika olmak üzere yaklaşık 140 ülkede mevcut ve tüketilen böcek türü sayısı yaklaşık 2111. Bunların %92’si yaban hayattan hasat edilirken, %6’sı yarı evcil ve %2’si ise çiftlikte yetiştiriliyor. Yaban hayattan hasat edilenlerin %88’i karasal kökenli, geri kalanı su ekosistemi içinde. İpek ve bal gibi ticari değeri yüksek ürünlerin üretimi için yetiştirilen böcekler de var, esas olarak evcil hayvan ve balık yemi olarak kullanılmak üzere yetiştirilenler de. Son zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri’nde endüstriyel üretimi gerçekleşen cırcır böceği (Acheta domesticus), hayvan yemi olarak yetiştirilenlere örnek.

Böcek türüne göre değişmekle birlikte, yenilebilir böcekler iyi bir protein, yağ asidi, demir, çinko, magnezyum, manganez, fosfor, selenyum, çinko, vitamin ve mineral kaynağı. Hayvan yemi olarak böcek unu, balık unu ve soya ununun aminoasit profilleri oldukça benzer.

Böcekler; hızlı büyüme ve çoğalma ile düşük karbon, su ve ekolojik ayak izleri özellikleri nedeniyle çevresel sürdürülebilirlik açısından da oldukça cazip. Üstelik tüm yıl boyunca yetiştirilebiliyor ve vücutlarının büyük kısmı tüketilebiliyor.

Yaban hayatından toplanan böcekler için, diğer doğal kaynaklarda olduğu gibi, kontrolsüz ve plansız hareket edilmesi, biyoçeşitliliği ve ekosistemi zamanla tehdit eder hale getirecek ve dolayısıyla sürdürülebilirlik problemine de yol açacak. Bazı topluluklarda bu tür sorunların çözümü; geleneksel liderlerin böcek hasat döneminde kısıtlayıcı tedbirler getirmesiyle sağlanmakta, Namibya’nın Uukwaluudhi Koruma Bölgesindeki mopan solucanlarında olduğu gibi.

Tayland’ın kırsal bölgelerinde kurulu 20 binden fazla cırcır böceği çiftliğinden, yılda 3 milyon USD kazanç elde ediliyor. 2018’de 688 milyon USD olan yem amaçlı küresel böcek pazarının, 2024 yılına kadar 1,4 milyar USD’ye, yenilebilir böcek küresel pazarının ise 2030 yılına kadar 8 milyar USD’ye ulaşacağı tahmin ediliyor.  

Tropikal ve subtropikal bölgelerde yaşayan insanlar, sadece beslenmek için değil, sosyo-kültürel uygulamalar ve dini inançları bakımından da böcek tüketiyor.

Böceklerin atıkları, toprak verimliliğinin artırılmasında da kullanılabiliyor.

Böcek yetiştiriciliği uygulamaları arasında; gıda, kozmetik, tekstil ve farmasötik alanlarında kullanılan kitin ve lipidler ile biyoyakıt üretimi de yer alıyor. Böceklerin, topraktaki bulaşan maddeleri taşıma özelliğinin ilham kaynağı olarak kullanıldığı bazı uygulamalardan da bahsediliyor ancak bu şekilde kullanılan böceklerin, daha sonra insan ve hayvanlar tarafından tüketilemeyeceğine dikkat çekiliyor. Çünkü böcekler; bakteri ve virüs gibi biyolojik ajanlar, pestisit ve toksik maddeler gibi kimyasal kirleticiler ile alerjenler dahil olmak üzere insanlar için sağlık tehditleri oluşturabilirler.

Diğer çiftlik hayvanlarının aksine, böcekler genellikle kendi bütünlükleri içinde tüketiliyor. Bu sebeple Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi olan EFSA (European Food Safety Authority), insan ve hayvan için besin maddesi olarak kullanılacak böceklerin türleri ve substratlarının, yetiştirilme-hasat-işleme şekillerinin önemli olduğunu ve ancak kontrollü bir süreci geçirmeleri halinde sağlık riskleri bakımından kabul edilebilir olacaklarını belirtiyor. Ayrıca özellikle kabuklulara ve ev tozu akarlarına karşı alerjisi olan tüketiciler için, bazı böcek türleri potansiyel alerjik risk olabilir.

Böcek yetiştiriciliği, AB için henüz oldukça küçük bir niş pazar. Sektörün, 2025 yılına kadar birkaç bine ulaşacak sayısıyla, ekonomiye anlamlı bir katkıda bulunması bekleniyor. Ancak özellikle böceklerin, sosyo-ekonomik olarak hassas gruplar tarafından gıda kıtlığı zamanında tüketildiği kanısının yol açtığı neofobinin üstesinden gelinmesi gerektiği ifade ediliyor.

AB’de, yeni gıdalara ilişkin ilk Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 15 Mayıs 1997 tarihinden önce AB’li tüketiciler tarafından önemli ölçüde tüketilmeyen gıdalar, “yeni gıda” (novel food) olarak adlandırılıyor.

Yeni geliştirilmiş, inovatif, yeni teknolojiler kullanılarak üretilmiş ya da işlenmiş yahut AB’de olmasa bile diğer ülkelerde geleneksel olarak tüketilmekte olan gıdalar “yeni gıda” olup böcekler de bu kapsamda değerlendiriliyor.

1 Ocak 2018’den beri geçerli olan yeni Yeni Gıda Yönetmeliği ise, eski yönetmelikten farklı olarak, bütün haldeki böcekleri yeni gıda olarak kabul ediyor.

Yeni gıdalara örnek olarak; yeni K vitamini (menakinon) kaynakları, mevcut gıdalardan elde edilen özütler (Euphausia superba’dan elde edilen fosfolipit açısından zengin Antarktika Krill yağı), üçüncü ülkelerden gelen tarım ürünleri (chia tohumları, noni meyve suyu) ve yeni metotlarla üretilen gıdalar (UV ile işlenmiş gıdalar: süt, ekmek, mantar ve maya) verilebilir.

AB’de yeni gıdaların piyasaya çıkmaları ön izne tabi olup aşağıda belirtilen “olmazsa olmaz” koşulları sağlamaları gerekli.

  • Tüketiciler için güvenli olmalı.
  • Tüketicileri yanıltmamak için uygun şekilde etiketlenmeli.
  • Yeni gıdanın başka bir gıdanın yerini alması amaçlanıyorsa, yeni gıdanın tüketimi, tüketici için besinsel açıdan dezavantajlı olacak şekilde farklılık göstermemeli.

AB’nin yeni ürün kataloğuna, https://webgate.ec.europa.eu/fip/novel_food_catalogue/  bağlantısından erişim sağlanıyor.

2015/2283 sayılı AB Tüzüğü kapsamında; kurutulmuş Tenebrio molitor larvası (Haziran 2021), Locusta migratoria’nın dondurulmuş, kurutulmuş ve toz formları (Kasım 2021) ve sarı un kurdunun (yellow mealworm- Tenebrio molitor larva) dondurulmuş, kurutulmuş ve toz formları (Şubat 2022), yeni gıda olarak AB pazarına çıkma izni almış durumda. EFSA’dan izin almayı bekleyen başvuru sayısı ise 9. 

Gıda, tekstil ve farmasötik alanlarında kullanılan ve kırmızı renk veren karmin boyasının üretiminde, Hemiptera (yarım kanatlılar) takımında olan koşnil (cochineal) böceği kullanılıyor.

FAO’nun her iki yayımında da, özellikle Batılı ülkelerde besin kaynağı olarak böcek kullanımı konusunda bir direnç olduğu ifade ediliyor. Starbucks’ın deneyimini, bu konu için örnek olarak verebiliriz.

2012 yılı başlarında Starbucks firması; çilekli Frappuccino ürününü renklendirmek için daha önce kullandığı yapay katkı maddeleri yerine, daha doğal olan koşnil böceği kullanmaya başladığını açıklayınca bir tartışma başlar. Böcekler de dahil olmak üzere hayvansal kaynaklı hiçbir ürünü beslenmelerinde kullanmayan bir grup Amerikalı vegan tüketicinin, sosyal medyada viral olan tepkileri üzerine firma, koşnil kullanmayı bırakır ve domates bazlı renklendirici kullanmaya başlar. Burada belirtmekte fayda var; Amerika ve Kanada’da koşnil özütü kullanmak, ilgili otoriteler tarafından izne tabi.  

Tarım ve gıda ürünleri için esas olarak coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı korumasını konu alan 1151/2012 sayılı AB Tüzüğünde, “hayvansal kaynaklı hammadde” olarak koşnil ürünü için bir kategori mevcut. AB’nin, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adlarına ilişkin Eambrosia veri tabanında yaptığımıza araştırmada, bu kategoride korunan tek bir coğrafi işarete rastladık. Coğrafi sınırı Kanarya Adaları olan “Cochinilla de Canarias”, menşe adı olarak 2016 yılında tescil edilmiş durumda. 

Bir tür tırtıl (gusano) olan kırmızı maguey solucanları, Meksika’nın Oaxaca bölgesinden kaynaklanan bir distile alkollü içki olan Mezcal’in şişelerinde bulunuyor. Mezcal üreticileri, üretim için önemli olan bu solucanların kaçak olarak avlanmalarını engellemek amacıyla, yağmurlu dönemlerde agav tarlalarına güvenlik gönderiyorlar. Mezcal, AB-Meksika arasında imzalanan bazı coğrafi işaretlerin karşılıklı korunması hakkındaki anlaşma kapsamında, 31 Ocak 2020 tarihinden itibaren AB’de de korunuyor. 

Sardinya Adasından kaynaklanan ve Casu marzu, Casu martzu, Casu modde, Casu cundídu ve Casu fràzigu adlarıyla bilinen koyun peyniri, peynir sineği larvaları tarafından çürüme aşamasına kadar mayalandırılıyor. Bu aşamada larvalar da kurtçuk haline geliyor ve peynir, genellikle kurtçuklarla birlikte yeniyor. Kurtçukları temizleyip yiyenler de oluyormuş ancak kurtçuklar öldükten sonra tüketilmesinin tehlikeli sayıldığı ifade ediliyor. İnternet üzerinde yapılan araştırmada Casu marzunun, insan sağlığı için risk oluşturması nedeniyle bazı ülkelerde yasaklanmış olduğuna dair birçok habere rastladığımız gibi, yenilebilir böceklerle ilgili AB’de yaşanan gelişmelerden dolayı yeşil ışık yanma olasılığının bulunduğundan bahsedenler de var. eAmbrosia veri tabanında Casu marzu, Casu martzu, Casu modde, Casu cundídu ve Casu fràzigu adları için yaptığımız araştırmada, ne coğrafi işaret ne de geleneksel ürün adına rastlamadık. Yaşanacak gelişmeleri merakla beklediğimizi belirterek yazımıza noktayı koyuyoruz.

Gonca ILICALI

Ağustos 2022


Kaynaklar

ÜÇ BOYUTLU MARKA TESCİLİ HAKKINDA BİR EUIPO KARARI – ŞİŞE ŞEKLİ MARKASI

Geleneksel olmayan markalardan kabul edilen üç boyutlu şekil markaları, genellikle ürün şekli ve ambalajlar bakımından tescil edilmek istendiğinde zorluklarla karşılaşılabilmektedir. Bunun asıl sebebi de şeklin, marka olarak tescil edilebilmesi için ayırt edici olması ve piyasadaki diğer aynı tür şekillerden ayrılarak kaynak gösterme fonksiyonunu yerine getirmesi gereğidir. Aksi halde, ayırt edici olmadığı gerekçesiyle ret kararı ile karşılaşılabilmektedir.

Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO) Beşinci Temyiz Kurulu, 3 Haziran 2022 tarihinde R 1839/2021-5 sayılı kararında Absolut votka şişelerinin üç boyutlu şekil markası olarak ayırt ediciliğini değerlendirmiştir. 

Uyuşmazlığın Özeti

The Absolut Company Aktiebolag, 15 Şubat 2019 tarihinde 33. sınıftaki alkollü içeceklerden votka malları üzerinde aşağıdaki AB üç boyutlu şekil markasına başvurmuş olup İsveç markasının öncelik hakkına dayanmıştır:

EUIPO marka uzmanı markayı incelediğinde kafasında işaretin ayırt edici karakterine ilişkin soru işaretleri oluşmuş, bunun sonucunda da uzman AB Marka Tüzüğü m. 7/1(b) uyarınca ayırt ediciliği haiz olmadığı için başvuruyu reddetmiştir. Kararın gerekçesi olarak, ilgili tüketicilerin işareti bir bütün olarak ayırt edici görmeyeceği ve belirli bir marka sahibine ait bir marka olarak algılamayacağı belirtilmiştir. İşaretteki unsurların, markayı ilgili sektördeki teamül ve normlardan önemli ölçüde ayıracak şekilde genel bir izlenim oluşturmak bakımından öne çıkan, dikkat çekici veya göz alıcı olmadığına karar verilmiştir. Başvuru sahibinin, ayırt ediciliği iddia etmesi halinde bunu kanıtlaması gerektiği belirtilmiştir. Bunun için de başvuru sahibi, sektörden votka ve alkollü içecekler şişeleri örnekleri sunmuş, işaretin bunlardan farklı özelliklerini açıklamış ve iddialarını destekleyecek örnek içtihat ile AB marka başvuruları sunmuştur. Ayrıca, ürünün piyasaya sürülmesi ile ilgili bilgiler ve uzman görüşü sunmuştur. Ne var ki bunlar uzman tarafından yeterli görülmemiştir. Çünkü, votkanın çok tüketilen bir ürün olduğu ve ilgili tüketicinin dikkat seviyesinin ortalama düzeyde olduğu belirlenmiştir. Piyasada var olan çok farklı çeşitte, çok farklı renk, şekil ve unsur içeren şişeler karşısında böylesi rekabetçi bir ortamda ayırt edilebilecek farklılıkta bir işaret olmadığı sonucuna varılmış, ortalama tüketicinin bu işareti bir marka olarak değil, yalnızca bir ambalaj varyasyonu olarak algılayacağına karar verilmiştir. Başvuru sahibi bu kararı temyiz etmiştir. 

Temyiz Kurulu Kararı

Temyiz Kurulu, markadaki renkli unsurların farklı tonlar içerdiğini değerlendirmiştir. Buna göre, işarette yalnızca bakır rengi değil, bakırdan kahverengiye ve altın rengine değişik tonlar mevcuttur. Bu anlamda başvuru sahibinin markanın piyasadakilerden tamamen farklı olarak tek başına bakır rengi içerdiği argümanı kabul edilmemiştir. 

AB Marka Tüzüğü m. 4 uyarınca bir AB markası ürün veya ambalajın şeklinden oluşuyorsa bunun bir işletmenin mallarını diğerlerinkinden ayırt edebilecek şekilde olması gereklidir. Madde 7/1(b)’deki ayırt ediciliği olmayan ve bu sebeple tescil edilemeyecek markalar, markanın temel işlevi olan kaynak gösterme fonksiyonunu sağlayamayan ve dolayısıyla tüketicilerin satın alma deneyimlerini iyi ve kötü olmasına göre tekrar edip etmemelerini sağlayamayan işaretlerdir. Üç boyutlu şekil markalarının ayırt edicilikten yoksun olmaması ve karıştırılma ihtimali yaratmaması için ilgili sektördeki teamül ve normlardan önemli ölçüde ayrılması ve ticari kaynağını gösterebilmesi aranmaktadır. Ancak, üç boyutlu şekil markalarının ayırt ediciliğinin incelenmesindeki kriterler, diğer marka çeşitlerinden farklı veya daha fazla değildir. Yine de ilgili ortalama tüketicinin dikkat seviyesi ve markaları ayırt etme bakımından algısı ile ilgili sektör dikkate alındığından ve de genelde tüketicilerin herhangi bir yazılı veya görsel unsur olmadan sadece ürün veya ambalaj şekli üzerinden markayı tahmin etme alışkanlığı olmadığı gözetildiğinde, üç boyutlu şekil markalarının ayırt ediciliğini ortaya koymak kelime veya diğer şekil markalarına göre biraz daha zor olabilmektedir. 

FreeVector.com

Kurul, markanın yalnızca sınırlı votka malları üzerinde değil, 33. sınıfta yer alan alkollü içecekler bakımından incelenmesi gerektiğini belirtmiştir. Bunun sebebi de daha önceki bir Genel Mahkeme kararı çerçevesinde, tüketicilerin spesifik içki türlerinin pazarlamasından yalnızca onlar yönünden değil, diğer benzer içki türleri bakımından da etkilenmesi olarak verilmiştir. 

Ayırt ediciliğin değerlendirmesinde her unsurla birlikte genel izlenim incelenmelidir. Unsurlar tek tek değerlendirilmiştir. Kapağın sadece teknik işlev olarak sıvıyı içeride tutmak için var olan normal bir kapak olduğu, sadece bakır değil bakır-kahverengi-altın tonları içerdiği, kare şişe tabanı şekillerinin viski ve cin içkileri bakımından çok yaygın olduğu ve çok benzerlerinin sert alkollü içeceklerde bulunduğu, daha kısa boyun, şişe yapısı ve ölçüleri gibi özelliklerin de ön plana çıkmadığı ve geniş pazarda varyasyonlarının mevcut olduğu belirtilmiştir. Şişedeki labirent yapısının da yeni veya orijinal olmadığı ve yüzey tasarımının sadece süs olduğunu, kaynak gösterme fonksiyonu olmadığı, ayrıca seçilen yüzey tasarımının çok karmaşık ve bakılan açıya göre değişen şekilde olması nedeniyle ticari kaynağını göstermekten ziyade dekoratif olduğu nitelendirmesi yapılmıştır. Aynı şekilde, tasarımın karmaşıklığı ve dış yüzeye uygulanması gibi nedenlerle, ilgili pazarda kolaylıkla ve anında ayırt edilebilecek şekilde olmadığı ve akılda kalmayacağı değerlendirilmiştir. Fakat, arka kısımda yer alan iki büyük kare bakır-kahverengi-altın tonlu kısmın ise her yönden görülebilir olduğu ve bununla birlikte öndeki etiketin ve boyun kısmındaki sargının tüketicilerce fark edileceği düşünülmüştür. Bu ek unsurların tüm şişe şekli üzerinde güçlü etkileri olduğu ve tüketicilerin şişeyi bunlardan dolayı hatırlayacağı ve votka üreticisiyle bağı kuracağı kanaatine varılmıştır. 

Sonuç olarak Temyiz Kurulu, tüketicilerin söz konusu markaya dayanarak ürünü alma deneyimlerini tekrar edebilmesi veya bundan kaçınabilmesinin mümkün olduğuna karar vermiştir. Söz konusu şeklin, özellikle de renkli arka kısım, boyun ve etiket dikkate alındığında, sektördeki diğerlerinden önemli ölçüde ayrıldığı ve ayırt edici olduğu sonucuna varılmıştır. 

Önemli Noktalar

Kurul, işarette hiçbir kelime olmadığından, ayırt edicilik değerlendirmesinde dikkate alınacak ilgili tüketicinin tüm AB topluluğu olması gerektiğini belirtmiştir.

Marka somut olaydaki gibi pazarlanabilmesi bakımından paketlenmesi gereken bir ürünün üç boyutlu ambalaj şeklinden oluştuğunda (renksiz bir sıvı olduğu için ambalajın şeklini alması nedeniyle), bu ambalaj şekli ürünlerin imajını çizmektedir. Bu nedenle de Kurula göre, bu tarz ürünlere dair markalar incelenirken ilgili sektördeki aynı türdeki ve aynı tüketicilere hitap eden diğer ambalajlar ile sektördeki norm ve teamüller de dikkate alınmalıdır.  

Benzerlerinin bulunması halinde, hangi marka olduğu hemen algılanabilir ve akılda kalıcı, kaynak gösteren ambalajların ayırt edici olduğu kabul edilir. Yani farklılıkların öne çıkması gerekmektedir. Farklı renkler ve tonlarının varlığı ile bunların çok yer kaplaması önemli görülmüştür. Hatta, tek rengin tek başına ayırt ediciliği olmadığı kabul edildiğinden burada aslında rengin farklı tonları içermesi ve geniş alan kaplaması da kararın başvuru sahibi bakımından olumlu çıkmasında etkili olmuştur. Ancak dikkat edilmesi gereken bir nokta da unsurların ve oluşturduğu şeklin çok kompleks/karışık/güç anlaşılır şekilde olmamasıdır. Zira bu durumda şeklin tüketicilerin aklında kalmayacağı değerlendirilmektedir. 

Türk Patent ve Marka Kurumunun hazırladığı 2021 tarihli Marka İnceleme Kılavuzunda da üç boyutlu şekil markaları ile ilgili olarak şu ifadelere yer verilmiştir: “Teorik olarak şekil markalarının görsel benzerlik değerlendirmesinde uygulanan kriterler üç boyutlu markaların benzerlik değerlendirmesinde de aynı şekilde uygulanacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken husus çekişme konusu unsurların ayırt edici niteliğe sahip unsurlar olup olmamasıdır. Genel kural olarak, ayırt edici nitelikten yoksun veya minimum düzeyde ayırt edici nitelikte olan ortak unsurlar söz konusu olduğunda markalar arasında karıştırılma ihtimali olmayacağı sonucuna ulaşılır. Ortak unsur konumunda yer alan şekil şayet özgün nitelikte ise işaretlerin görsel açıdan benzer oldukları kabul edilir.

Yine kılavuzda konuya örnek olarak verilen Ankara 1. FSHH Mahkemesi 2011/94E., 2013/63K. sayılı kararında mahkemenin şu değerlendirmelerine atıfta bulunulmuştur: “davacının markasında yer alan üç boyutlu şeklin, özgün bir şekil olduğu, şekerleme veya çikolataların bu şekilde üretilmesi gibi bir zorunluluk olmadığı gibi, sektörde yaygın kullanılan bir şekil de olmadığı, dolayısıyla davacının markasında yer alan ve ihtilaf konusu olan şeklin, davalı markası kapsamındaki tüm mallar açısından ayırt edici nitelik taşıdığı ve markasal işlev gördüğü… bu nedenle; davalı markasının davacının markaları ile KHK m. 8/1-b anlamında benzer nitelikte olduğu …”

Sonuç olarak üç boyutlu şekil markalarında, özellikle de ambalaj ve ürün şekli söz konusu olduğunda dikkate alınması gereken en önemli hususun aslında şeklin fazla karmaşık olmadan ilgili sektördeki norm ve teamüllerden ayrılarak farklılaşması olduğu ve ancak o zaman ayırt ediciliğin var olduğunun kabul edileceği söylenebilir. 

Alara NAÇAR SEÇKİN

nacar.alara@gmail.com

Temmuz 2022

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN SÜRDÜRÜLEBİLİR VE DÖNGÜSEL TEKSTİL ÜRÜNLERİ STRATEJİSİ

Avrupa Birliği (AB); tekstil ürünlerinin daha dayanıklı, yeniden kullanılabilir, onarılabilir, geri dönüştürülebilir ve enerji açısından verimli olacak şekilde tasarlanarak iklim açısından nötr bir döngüsel ekonomiye geçişine yardımcı olmak ve tekstil endüstrisini COVID-19 pandemisinin yarattığı krizden sürdürülebilir biçimde kurtarabilmek amacıyla, 30 Mart 2022 tarihinde COM (2022) 141 final referansıyla “Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil Ürünleri Stratejisi”ni yayımladı. Stratejinin tam anlamıyla hayata geçmesi halinde; AB tekstil sektörünün daha rekabetçi hale gelmesi; döngüsel ekonomi ilkelerinin üretim, ürünler, tüketim, atık yönetimi ve ikincil hammaddelere uygulanarak yatırım, araştırma ve inovasyonun yönlendirilmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda, 2030 yılına kadar AB pazarına sunulan tekstil ürünlerinin:

  • uzun ömürlü ve geri dönüştürülebilir olması,
  • geri dönüştürülmüş liflerden yapılmış, tehlikeli maddelerden arındırılmış ve sosyal haklar ile çevreye saygılı biçimde üretilmiş olması,
  • tüketicilerin, yüksek kaliteli ve uygun fiyatlı tekstil ürünlerinden daha uzun süre yararlanması, hızlı moda akımının geride bırakılarak ekonomik açıdan kârlı olan yeniden kullanım ve onarım hizmetlerinin yaygınlaştırılması,
  • rekabetçi, dirençli ve yenilikçi hale dönüşen tekstil sektöründe üreticilerin, tüm değer zinciri boyunca kendi ürünlerinin sorumluluğunu üstlenmesi,
  • döngüsel tekstil ekosisteminin, tekstil ürünlerinin yakılmasını ve çöpe atılmasını asgari düzeye indirmesini sağlayarak, elyaftan elyafa geri dönüşümü sağlayan yenilikçi kapasitelerle büyümesi

hedefleniyor.

Strateji; AB Yeşil Anlaşması (European Green Deal), Döngüsel Ekonomi Eylem Planı (The Circular Economy Action Plan), Sanayi Stratejisi (The Industrial Strategy) ve Sürdürülebilirlik için Kimyasal Maddeler Stratejisi (The Chemicals Strategy for Sustainability) kapsamındaki girişimlerle de tamamlayıcı nitelikte.

Stratejiden sorumlu AB birimleri; Sürdürülebilir Üretim, Ürünler ve Tüketim Genel Müdürlüğü (DG ENV B1 Sustainable Production, Products and Consumption) ile Turizm, Tekstil ve Yaratıcı Endüstriler Genel Müdürlüğü (DG GROW F4 Tourism, Textiles and Creative Industries).

Stratejinin hazırlık aşamasında görüşülen paydaşlar arasında özellikle; elyaf / iplik / kumaş / giysi üreticileri, KOBİ’ler ve küresel şirketler, tedarikçiler, perakendeciler, hizmet sağlayıcılar, toplayıcılar, ayrıştırıcılar, geri dönüşüm yapanlar, araştırma ve inovasyon merkezleri, kamu kurumları, tüketiciler ve sivil toplum kuruluşları var. İstişare faaliyetlerinden elde edilen veriler, “Sözünü Söyle (Have Your Say)” portalında yayımlanarak 12 haftalık halk istişaresine de açılmıştı.

Strateji belgesi ve bu belgeye ait yol haritası, önemli kaynaklara referansla AB’nin tekstil sektörü hakkında birçok bilgi içeriyor. Burada hepsinden bahsetmek mümkün değil ancak en çok dikkati çeken bilgileri, aşağıda özetle sıralıyoruz.

Tekstil ve giyim, farklı değer zincirlerini ve ürün türlerini içeren endüstriyel bir ekosisteme sahip. Sektör, çoğu KOBİ olan ve AB geneline yayılmış 160.000’den fazla şirkette 1,5 milyon kişiyi istihdam ediyor. Sektörün 2019’daki yıllık cirosu 162 milyar Euro.  

Giyim ürünleri, AB’nin tekstil ürünleri tüketiminin %81’lik dilimini oluşturuyor. AB’li tüketiciler kişi başına yıllık ortalama 26 kg tekstil ürünü tüketiyor ve bunların önemli bir kısmı üçüncü ülkelerden geliyor. AB tekstil ve moda endüstrisinde sürdürülebilirlik için artan sosyal eğilimler olmasına rağmen, “hızlı moda (fast fashion)” akımı içinde olan bu ürünlerin, sadece kısa bir süre için kullanılıyor olması, kişi başına yılda 11 kg tekstilin atıldığı anlamında.

Özellikle hızlı moda nedeniyle tekstil talebindeki artış, fosil yakıtlardan elde edilen sentetik elyaf gibi yenilenemeyen kaynakların verimsiz kullanımına da neden oluyor. Yaşam döngülerinin her aşamasında sentetik tekstil ve ayakkabılardan mikroplastiklerin dökülmesi ise, sektörün çevreye olumsuz bir etkisi.

Karmaşık olan küresel tekstil değer zinciri, bazı sosyal zorluklarla da karşı karşıya. Farklı gelir düzeyindeki tüketicilerin satın alma gücüne uygun ürünleri piyasaya sunabilmek için üretim maliyetinin azaltılması çabaları; hazır giyim sektöründe çocuk işçi çalıştırılması ve kadın işçilerin düşük ücretle çalıştırılarak cinsiyet eşitsizliğine yol açması gibi ciddi sorunlara yol açmakta.

AB, sosyal ve çevresel sürdürülebilirliğe dikkat ederek ve küresel değer zincirini güçlendirerek, dünya çapında Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (Sustainable Development Goals) katkıda bulunmayı hedefliyor.

Özellikle teknik tekstiller ve son moda giyim alanlarında küresel ölçekte rekabetçi olan AB tekstil endüstrisi, COVID-19 pandemisindeki arz kesintisi ve tüketici talebindeki düşüş nedeniyle önemli ölçüde zarar gördü. 2019 yılına kıyasla 2020 yılında, tekstil sektörü cirosunda %9,2, giyim sektöründe ise %18,1 oranında düşme meydana geldi. Pandemi krizi ayrıca, ikinci el tekstil ürünlerindeki uluslararası ticareti de etkiledi ve atık akışlarını kesintiye uğrattı. Tahminlere göre dünyadaki tüm tekstil ürünlerinin %1’inden daha azı, yeni tekstil ürünlerine dönüştürülebiliyor.

Tekstil sektörü, önemli iklim ve çevresel etkileri olan “kaynak yoğun” bir sektör. Birincil hammadde ve su kullanımı bakımından tekstil tüketimi; AB için gıda, konut ve ulaşımdan sonra dördüncü en yüksek basınç kategorisinde olup sera gazı emisyonu bakımından da beşinci sırada. AB’de giyim, ayakkabı ve ev tekstili ile bağlantılı baskı ve etkinin çoğu, dünyanın diğer bölgelerinde üretilen ürünlerden kaynaklanıyor.

AB tekstil ve giyim endüstrisi, üçüncü ülkelerde uygulanan düşük üretim maliyetleri ile çevresel ve sosyal standartlar nedeniyle eşit olmayan bir oyun alanında bulunuyor. Öte yandan, sürekli adaptasyon gerektiren uluslararası teknolojik gelişimleri karşılamada işgücü yetersizlikleri de yaşanmakta. 

AB üyesi ülkelerde tekstil atıklarının toplanması, ayrıştırılması ve geri dönüştürülmesi, kamu-sektör eşgüdümü gerektiriyor. Ayrıca küreselleşmiş tekstil sektörünün, sadece ulusal ve yerel düzeydeki parçalı eylemler ile bu ihtiyacı karşılayamayacağı da açık. Bu sebeplerle AB genelinde etkili çevre koruması, AB içindeki ve dışındaki tekstil işletmeleri için eşit oyun kuralları sağlayan bir AB eylem planının hazırlanmasını elzem kılmış ve söz konusu eylem planı, Stratejinin eki olarak yayımlanmıştır.   

AB için sürdürülebilir ve döngüsel tekstil ürünleri, aşağıdaki temel eylemleri içeren yeni bir model olacak.

  • Zorunlu “Ecodesign” şartlarının getirilmesi: Tekstil ürünlerinin renklerinin solması, yırtılması, fermuarlarının bozulması, dikişlerinin sökülmesi vb nedenler, tüketicilerin bu ürünleri atmasının başlıca nedenleri arasında. Ancak tüketicilere daha dayanıklı ve yeniden kullanılabilir ürünleri sunmanın yanı sıra kiralama, onarım, geri alma, ikinci el gibi hizmetlerin de tasarlanması, maliyet tasarrufu sağlar. Ayrıca üretimde kullanılan malzemelerin tasarımı da çevresel performansı etkiler.    
  • Satılmayan veya iade edilen malları imha etmek, değer ve kaynak israfı olduğundan sonlandırılması
  • Mikroplastik kirliliği ile mücadele edilmesi: Mikroplastiklerin salınımı en çok, ilk 5-10 yıkamada gerçekleşiyor. Sadece çamaşır makinelerinden, yılda yaklaşık 40.000 ton sentetik lif salınıyor.
  • Döngüsel ve çevresel hususlar hakkında zorunlu bilgileri içeren “dijital ürün pasaportu” oluşturulması ve ayrıca Tekstil Etiketleme Yönetmeliğinin gözden geçirilmesi 
  • “Green (yeşil)”, “eco-friendly (çevre dostu)”, “good for the environment (çevre için iyi)” vb açıklamaların kullanılmasına, ancak söz konusu iddiaların AB Ecolabel ve diğer yasal düzenlemeler kapsamında doğrulanmış olması halinde izin verilmesi: Bu konudaki gelişmeler, marka başvuruları hakkındaki kararları da etkiler niteliktedir.
  • Tekstil atıklarının geri dönüşümü, yeniden kullanımın artırılması ve genişletilmiş üretici sorumluluğu: AB’de her yıl, yaklaşık 2,1 milyon ton tüketim sonrası giysi ve ev tekstil ürünü, ayrı ayrı toplanarak geri dönüşüme gönderiliyor veya küresel yeniden kullanım pazarına sunuluyor. Bu miktar, AB pazarına çıkan tekstillerin yaklaşık %38’i ve kalan %62’lik kısmın, ayrıştırılmamış atık akışlarında boşa gittiği düşünülüyor. Bu sebeple üreticilerin, kendi ürünlerinin atıklardan sorumlu tutulduğu, ekonomiye kazandırılabilir halde atık ayrıştırması düzenlemeleri getirilmesi öngörülüyor. Aslında halihazırda birçok firma, “tüketim sonrası tekstil ürünleri”nin toplanması için mağazalarında geri dönüşüm kutuları bulundurmaya çoktan başladı bile.

Bu yılki teması “Fikri Mülkiyet ve Gençlik” olan 26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Gününde, AB’nin tekstil sektörüyle ilgili olacak şekilde EUIPO (AB Fikri Mülkiyet Ofisi) tarafından, “Fikri Mülkiyet ve Sürdürülebilir Ekonomi – Gençlik ve Sürdürülebilirlik” konulu bir seminer düzenlendi. “Moda ve Sürdürülebilirlik” ekseninde işlenen konu hakkında EUIPO ve EPO (Avrupa Patent Ofisi) tarafından sunumlar yapıldı.

EUIPO temsilcisi “marka-sürdürülebilirlik” ilişkisini, aşağıda özetlenen iki husus çerçevesinde açıkladı.  

  • 1996-2020 yılları arasında EUIPO’ya yapılan 2 milyon marka başvurusunun mal ve hizmet listesinin, çevre koruması ve sürdürülebilirlik konuları bakımından analiz edilmesi sonucunda, “Yeşil AB Markaları” (Green EU trade marks) isimli çalışma hazırlanarak Eylül 2021’de yayımlandı. EUIPO’nun Uyumlaştırılmış Veri Tabanında bulunan ve mal/hizmet tanımlamasında kullanılan “fotovoltaik, güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi ve geri dönüşüm” gibi yaklaşık 900 terim; kapsamlı bir metodoloji kullanılarak “yeşil” olarak tanımlanmış ve standardize edilerek “yeşil terimler envanteri” oluşturulmuştur. Yeşil terimler, daha sonra 9 gruba ayrılan 35 kategoride sınıflandırılarak çeşitli değerlendirmelerde bulunulmuştur. Fazla detaya girmeden, 2015-2020 yılları arasında yapılan marka başvurularının %42,9’unun enerji tasarrufu, %17,7’sinin kirlilik kontrolü, %9,7’sinin enerji üretimi, %9,7’sinin taşımacılık, %6’sının iklim değişikliği, %5,9’unun geri dönüşüm ve geri kalanının ise çevre bilinci, atık yönetimi ve tarım üzerine olduğunu söyleyebiliriz.  
  • EUIPO sunumunun ikinci kısmında ise “marka-sürdürülebilir moda” ilişkisi; marka örneğinde “green, eco, bio” vb yeşil terim içeren marka başvurularından örnekler verilerek bireysel marka, sertifika markası, ortak marka, kelime içeren figüratif markalar, ayırt edici ve tanımlayıcı karakter başlıkları altında irdelenmiştir. Ancak yazımızın kapsamı dışında kalması nedeniyle, konunun ayrıntılarına yer vermeyeceğiz.

EUIPO’nun sunumundan da anlaşılacağı üzere, AB’nin Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil Ürünleri Stratejisi uyarınca yürürlüğe giren ve girecek olan yasal düzenlemeler, marka başvurularını ve kararlarını da etkilemekte.

26 Nisan Seminerinde EPO temsilcisi, tekstil ürünleri ve moda sektöründe yapılan buluşların; zararlı kimyasalların kullanımının azaltılması, enerji tüketiminin azaltılması, çevre dostu malzemeler, geri dönüşüm için yeni çözümler ve yeni fonksiyonlara sahip malzemeler alanlarında olduğunu ifade etmiştir.

Verilen örnekler arasında, patent başvurusu 2008 yılında yapılan “kahve artıklarından elde edilen iplikler” dikkat çekiciydi. Sunum sırasında gösterilen ürün etiketindeki “Drink it, wear it!” (Onu iç, onu giy!) sloganıyla yapılan arama, bu teknolojiyi geliştiren “S.Café® Fabrics” firmasının internet sitesine ulaştırdı. Firmanın ve teknolojinin doğuş hikayesi, bir şaka ile başlamış.

Tayvan menşeli firmanın kurucusu Bay Chen, bir gün eşi Bayan Chen ile kahve içmeye gider. Kahve dükkanına gelen bir kişinin, evine götürmek için kahve atığı istediğine şahit olurlar. Bayan Chen, Bay Chen’e dönerek “Spordan sonra ter kokularını önlemek için sen de kullanabilirsin!” diye şaka yapar. Ancak Bay Chen konuyu ciddiye alır ve kısa süre içinde araştırmacı ve çevresel ortaklardan oluşan bir ekip kurar. 4 yıllık araştırma ve geliştirme çalışmaları sonunda; kahvenin, kokuları engelleme özelliğinin ilham kaynağı olduğu ve hammadde olarak kahve dükkanlarından toplanan kahve atıklarının kullanıldığı bir teknoloji geliştirilerek iplik üretimine başlanır. Bu iplikler ayrıca; pamuk ipliğinden iki kat daha hızlı kuruma ve UV ışınlarına karşı koruma özelliklerine de sahiptir. S.Café® Fabrics firmasının, sürdürülebilir ürünlerin üretilmesi için Asics, Helly Hansen, Inter Sport, Mc Kinley, New Balance, Oakley, Starbucks ve Timberland gibi birçok marka ile işbirliği yaptığını söyleyerek yazımızı sonlandırıyoruz.    

Gonca ILICALI

Temmuz 2022


Kaynaklar

AVRUPA BİRLİĞİ, CENEVRE METNİ SAYFASINI FİİLEN AÇIYOR!

25.09.1966 tarihinde yürürlüğe Lizbon Anlaşması, coğrafi işaretlerin uluslararası tescilini konu alan en eski uluslararası anlaşma. Lizbon Anlaşmasını revize eden Cenevre Metni ise, uzun bir hararetli sürecin ardından 2015 yılı Mayıs ayında Cenevre’de gerçekleşen diplomatik konferansla kabul edilmişti.

Cenevre Metni, 5 inci akit taraf olarak Avrupa Birliği (AB)’nin katılım belgesini sunmasından 3 ay sonra, yani 26.02.2020 tarihinde yürürlüğe girdi. Cenevre Metninin hâlihazırdaki akit tarafları Arnavutluk, Kamboçya, Kuzey Kore, AB, Fransa, Gana, Macaristan, Laos, Umman, Samoa ve İsviçre. Katılım belgesini 06.04.2022 tarihinde WIPO’ya sunan Kabo Verde’de ise 06.06.2022 tarihinde yürürlüğe girecek.

Lizbon Anlaşması için kullanılan Lisbon Express veri tabanı, Cenevre Metni ile getirilen yenilikleri de içerek şekilde güncellendi.  

Cenevre Metni kapsamındaki işlem ücretleri, Lizbon Anlaşmasında geçerli ücretlerle aynı olup başvuru ücreti 1.000 CHF. Kamboçya ve Samoa, her bir başvuru için ayrı ayrı olmak üzere bireysel ücret talep ediyor. Ulusal / bölgesel yasal düzenlemelerinde, coğrafi işareti kullanım hakkına sahip kişilerin idari bir sistemde kaydedilmesi zorunluluğu bulunan akit tarafların, bu hizmet karşılığında idari ücret talep etme hakkı mevcut. Samoa, bu kapsamda idari ücret talep ediyor.

Cenevre Metni uyarınca akit tarafların, kendilerine iletilen uluslararası tescilleri inceleyerek karar vermeleri için 1 yıl süreleri var. Ancak katılım sürecinde akit taraflar, katılımlarından önce Cenevre Metni kapsamında korunmaya başlamış uluslararası tesciller için, Madde 29 (4) hükmü uyarınca inceleme süresini 1 yıl daha uzatabilme imkânına sahip. AB, 1 yıllık ek süre avantajını kullanmak istediğini katılım sürecinde beyan etmiş durumda.

Cenevre Metninin Madde 9 hükmü uyarınca akit taraflar; kendilerine iletilen uluslararası tescilleri kendi yasal düzenlemeleri çerçevesinde inceler ancak bu inceleme, Cenevre Metninin temel prensiplerine uygun olmalı. Cenevre Metni hakkında daha detaylı bilgi edinmek isteyen okurlarımız, IPR Gezgini’nde 04.03.2018 tarihinde yayımlanan “Cenevre Metni Tahta Çıkacak Mı? Coğrafi İşaretlerin Uluslararası Tescilinde Yeni Dönem” başlıklı yazımıza bakabilirler.     

AB, 23.10.2019 tarihli ve 2019/1753 sayılı AB Parlamento ve Konsey Tüzüğü ile, Lizbon Anlaşmasının Cenevre Metnine katılım ve uygulama prosedürünü kapsamlı biçimde belirledi. Detaylarına girmeden, bu Tüzüğün bazı önemli düzenlemelerinin aşağıdaki hususları içerdiğini belirtelim.

  • Cenevre Metni kapsamında yürütülen işlemlerde yetkili merci AB Komisyonu.
  • WIPO’ya yapılacak başvuruları, AB üyesi ülkelerin AB Komisyonuna yapacakları talepler belirliyor. Bu taleplerin oluşturulmasında ve değerlendirilmesinde; uluslararası başvurusu yapılacak coğrafi işaretlerin ekonomik açıdan önemi; üretim ve ihracat değerleri; diğer uluslararası anlaşmalar kapsamındaki korunmaları; üçüncü ülkelerdeki mevcut ve potansiyel haksız kullanımlara maruz kalma durumları başta olmak üzere birçok unsurun dikkate alınması gerektiğinin belirtilmesi dikkat çekici.
  • Lizbon Anlaşmasına hâlihazırda taraf olan AB üyesi ülkeler, AB’nin menfaatlerine ve münhasır yetkilerine sadık kalmak şartıyla Anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini devam ettirebilir. Ancak sırasıyla tarım ve gıda ürünlerinin, aromatize şarap ürünlerinin ve distile alkollü içeceklerin coğrafi işaret olarak korunmasını konu alan 1151/2012, 251/2014 ve 2019/787 sayılı Tüzükler ile tarım ürünleri için ortak pazar düzenlemelerini içeren 1308/2013 sayılı Tüzük kapsamında bulunan ürünler için Lizbon Anlaşması uyarınca yeni “menşe adı (appellation of origin)” başvurusu yapamazlar. Burada sadece “menşe adı”ndan bahsedilmesi, Lizbon Anlaşmasının sadece menşe adlarına koruma sağlamasından ileri gelir.   
  • Uluslararası başvuru için ödenecek tüm ücretler, söz konusu başvurunun menşe ülkesinin yetkili makamları, coğrafi işaretten faydalananlar ve kullanım hakkına sahip olanlar tarafından karşılanacak. Üye ülkeler, bu ücretlerin tamamını veya bir kısmını coğrafi işaretten faydalananlar ve kullanım hakkına sahip olanlardan tahsil edebilir.
  • AB Komisyonu; WIPO tarafından kendisine iletilen ve AB üyesi olmayan bir akit tarafın menşe ülke olduğu başvuruları, AB Resmî Gazetesinin C serisinde ilan edecek. Başvuruların, AB nezdinde korumaya konu olabilecek ürünlerle ilgili olması gerektiği de ayrıca ifade edilmekte.
  • Yayımlanan başvurulara karşı itiraz süresi 4 ay.

2019/1753 sayılı Tüzükte atfı bulunan 2019/1754 sayılı Tüzükte yer verilen bazı önemli hususlar aşağıdaki gibi.

  • Bulgaristan 1975, Çek Cumhuriyeti 1993, Fransa 1966, İtalya 1968, Macaristan 1967, Portekiz 1966 ve Slovakya 1993 yıllarından itibaren Lizbon Anlaşmasına üye. AB üye değil çünkü Lizbon Anlaşması, sadece ülkelere katılım imkânı veriyor.  
  • Cenevre Metni, sınai mülkiyet haklarının ticari yönlerine temas ettiğinden AB’nin ortak ticaret politikaları kapsamında ve bu sebeple AB’nin İşleyişi Hakkındaki Anlaşma – TFEU (Treaty on the Functioning of the European Union) uyarınca ele alınıyor. Belirli tarım ürünlerine yönelik adların coğrafi işaret olarak tescili konusunda AB’nin tek tip (uniform) yasal düzenlemeleri olması nedeniyle, TFEU’nun Madde 3 hükmü uyarınca AB üyesi ülkeler, kendilerine ve üçüncü ülkelere ait coğrafi işaretlerin korunması konusunda ulusal koruma sistemleri oluşturamazlar. Ayrıca TFEU’nun Madde 3 (1) ve 207 (1) hükümleri uyarınca da, AB’nin münhasır yetki alanına giren Cenevre Metni gibi uluslararası anlaşmaları tek başlarına müzakere edemezler. Bu konudaki hükümlerin, 25.10.2017 tarihli ve C-389/15 sayılı Adalet Divanı kararı ile teyit edildiği ifade ediliyor.
  • Tüzüğün Madde 3 hükmü ile AB üyesi ülkelere; AB’nin katılımını takiben ve istedikleri takdirde, AB’nin çıkarlarına ve münhasır yetkisine bağlı kalacak şekilde Cenevre Metnine katılma yetkisi verilmiş durumda.

2021 yılı Kasım-Aralık aylarında AB üyesi ülkelerden AB Komisyonuna yapılan talepler ile belirlenen 18 adet coğrafi işaretin WIPO’ya iletileceği, 04.04.2022 tarihli AB Resmi Gazetesinde yayımlanan 2022/532 sayılı Komisyon Uygulama Kararıyla açıklandı. AB nezdinde hâlihazırda korunmakta olan menşe adı (protected designation of origin – PDO) ve mahreç işareti (protected geographical indication – PGI) şeklindeki coğrafi işaretlere ilişkin listeye aşağıda yer verilmekte olup başvurularının, Cenevre Metni ile öngörülen içerikte hazırlanarak önümüzdeki günlerde WIPO’ya bildirilmesi bekleniyor.

  • Almanya:
  • Kölsch (PGI)
  • Yunanistan:
  • Ελιά Καλαμάτας/Elia Kalamatas (PDO)
  • Γραβιέρα Νάξου/Graviera Naxou (PDO)
  • Κονσερβολιά Ροβίων/Konservolia Rovion (PDO)
  • Μαστίχα Χίου/Masticha Chiou (PDO)
  • Fransa:
  • Huile d’olive de Haute-Provence (PDO)
  • Morbier (PDO)
  • Piment d’Espelette/Piment d’Espelette – Ezpeletako Biperra (PDO)
  • Canard à foie gras du Sud-Ouest (Chalosse, Gascogne, Gers, Landes, Périgord, Quercy) (PGI)
  • Emmental français est-central (PGI)
  • Emmental de Savoie (PGI)
  • Huîtres Marennes Oléron (PGI)
  • Jambon de Bayonne (PGI)
  • Pruneaux d’Agen (PGI)
  • Tomme de Savoie (PGI)
  • İtalya:
  • Finocchiona (PGI)
  • Romanya:
  • Telemea de Ibăneşti (PDO)
  • Magiun de prune Topoloveni (PGI)

Gonca ILICALI

Nisan 2022


Kaynaklar

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32019R1753&from=EN

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32022D0532&from=EN

https://www.wipo.int/lisbon/en/news/2022/news_0001.html

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32019D1754&from=EN

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:62015CJ0389&from=EN

SÜRDÜRÜLEBİLİR GELENEKSELLİK İÇİN İNOVASYON ŞART!

Coğrafi işaretlerden bahsederken “geleneksel” atfını kullanmak, hem ulusal hem de uluslararası alanda sıkça karşılaşılan bir durum olmasına rağmen, menşe adı ve mahreç işareti de dâhil olmak üzere, coğrafi işaret tanımlarında geleneksel kelimesi yer almaz.

Öte yandan Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye’nin dışında sınırlı sayıda ülkede “geleneksel ürün adı” (AB’deki “traditional speciality guaranteed – TSG” kavramı) koruması bulunur ve ilgili mevzuattaki gelenekselliğe yönelik tanımlarda, ürün ile köken bağı kurulmaz. Diğer bir deyişle ürünün, üretim zorunluluğu bakımından “coğrafi bir yer ile ilişkisi bulunmaz”. Dolayısıyla özellikle geleneksel ürün adına koruma sağlayan ülkelerde, coğrafi işaret ile geleneksel kavramlarının birlikte kullanılması; geleneksel ürün adının da tıpkı menşe adı ve mahreç işareti gibi, coğrafi işaret çatısı altında yer alan bir coğrafi işaret çeşidiymiş gibi yanlış algı yaratmasına neden olabilir. Bu sebeple coğrafi işaretle birlikte kullanılan “geleneksel” kelimesinin aslında, “yerelliğe dayalı kökleşmiş uygulamalarla şekillenen ürün”e işaret ettiğinin varsayılması, uygun bir yaklaşım olacaktır.

Coğrafi işaretler ve geleneksel ürünler söz konusu olduğu zaman inovasyondan bahsedildiğinde, birçok kişi “Olur mu hiç!” tepkisini verebilir. Gıda ürünlerinde margarin kullanılmasının, el işçiliği yerine sanayi tipi üretim yapılmasının ve benzer şekilde çoğaltabileceğimiz örneklerin yadırganması, bu tepkinin doğal bir uzantısı olarak karşımıza çıkar.

İnovasyon ile gelenekselliğin karşıt mefhumlar olmadıklarını, aksine sürdürülebilirliğin sağlanması için bir arada bulunmalarının son derece önemli olduğunu gösteren bir örnek, AB nezdinde yürütülen LIFE TTGG (Life The Tough Get Going) Projesidir.

Sera gazının salınımını azaltmak, küresel ısınmayla mücadelede en önemli araç. Tarımsal üretim, tüm dünyadaki sera gazı salınımının %10-12’lik dilimine sahip. İthalat ve ihracat değerleri dikkate alındığında AB’nin süt ürünleri sektörü, küresel pazarın en önemli aktörlerinden. Sektörün, toplam salınımın yaklaşık %40’ına sahip enterik fermantasyon kaynaklı olması, bu mücadelede göz ardı edilemez.   

LIFE TTGG Projesi üniversiteler, genç yenilikçi şirketler (startups), üreticiler, AB’nin iki büyük peynir üreticisi olan İtalya ve Fransa’daki kurumlar ile araştırma kuruluşları arasında sinerji oluşturmakta. Coğrafi işaret olarak korunan Grana Padano ve Comté peynirlerinin üretim süreçlerinin iyileştirilmesi, verimliliğin artırılması ve çevresel etkilerinin azaltılması suretiyle daha sürdürülebilir üretim ve tüketim hedeflenmekte. Elde edilecek bulgular, tüm AB ülkeleri için örnek teşkil edecek.

Projenin amaçları aşağıdaki şekilde özetlenmekte.

  • Üretim miktarı çok fazla olan bu iki peynirin çevreye etkilerinin iyileştirilmesi için, ilgili AB yasal düzenlemeleri kapsamında tavsiye talep edilmesi. (Recommendation 2013/179/EU and its Product Environmental Footprint Category Rules – PEFCR for Dairy products)
  • Süt ürünlerinin, Ürün Çevresel Kategori Kuralları çerçevesinde Ürün Çevresel Ayak İzi değerlendirmesinde hesaplamayı kolaylaştıran bir veri tabanı, yani yaşam döngüsü envanteri geliştirilmesi.
  • AB’nin, çevresel ayak izi hesaplamayı ve azaltmayı amaçlayan menşe adı korumasına sahip tüm peynirleri (inek sütünden yapılan sert ve yarı sert peynirler) için, çevresel karar destek sistemi geliştirilmesi.
  • Yazılım sayesinde, tedarik zincirinin tüm aşamalarında Mevcut En İyi Teknikler uygulanarak kaynak verimliliği ve çevresel etkilerin azaltılmasındaki teknik çözümlerin değerlendirilmesi. Bu yazılım, kılavuzlarıyla birlikte İtalyanca, Fransızca, İngilizce ve İspanyolca dillerine çevrilecek.

Temmuz 2017 – Haziran 2022 tarihleri arasında yürütülecek LIFE TTGG Projesinin bütçesi 2.148. 987 € ve bunun %59’luk kısmı AB katkısı. Proje ekibi, AB gıda sektörünün tüm tedarik zincirinde 10 yıldan fazla deneyime sahip multidisipliner uzmanlardan oluşuyor.

Grana Padano peynirinin korunması, tanıtılması ve üretiminin güçlendirilmesi için 1954 yılında Tutela Grana Padano Konsorsiyumu kurulmuştur. Konsorsiyumdan alınan verilere göre 2020 yılında 5.255.451 teker Grana Padano üretilmiştir. 128 üretim tesisi, 149 olgunlaştırıcı (affineur), 196 paketleyici ve 4.000 süt üretim çiftliği var. Üretim zincirinde çalışan işçi sayısı 40.000. Üretimde kullanılan süt miktarı 2.785.524,378 ton olup bu miktar, İtalyan süt üretiminin yaklaşık %22’si. Peynir üretiminin %62,6’sı kooperatif, %37,4’ü ise endüstri tarafından yapılıyor. Süt sağlayan hayvanların refahına önem veriliyor ve 2019 yılından itibaren denetim sistemi içinde hayvan refahı da değerlendiriliyor. Konsorsiyum, Grana Padano üretiminin çevresel sürdürülebilirliği için 2007 yılından itibaren önemli taahhütlerde bulunmuş ve bu durum, WIPO’nun 2020 yılındaki Dünya Fikri Mülkiyet Günü etkinliğinde de yer almıştı.

2020 yılındaki üretimi 64.500 ton olan Comté peynirinin korunması ve diğer sorumluluklar, Comité Interprofessionnel de Gestion du Comté – CIGC Komitesi tarafından üstlenilmiş durumda. 2.500 süt çiftliği ve peynir üretilen 150 tane küçük köy var. Bu yerlere “fruitières” adı veriliyor. Comté için de bu Projeden önce birçok sürdürülebilir biyoçeşitlilik, düşük karbon çiftlikleri vb inisiyatifler mevcut. Proje için ham veri; yıllık süt üretimi 400 – 800 bin litre olan 29 çiftlik; yıllık üretimi 400 – 800 ton olan 19 işleme tesisi ve yıllık işlem hacmi 5 bin tonun altında 3, üstünde 2 olan toplam 5 olgunlaştırıcıdan anket yapılarak sağlanmıştır. Elde edilen veriler aynı zamanda, üretim sürecindeki enerji denetimi için de kullanılacak.

Grana Padano’nun tedarik zincirindeki 65 çiftlikten, 20 mandıra / olgunlaştırıcı ve 18 paketleyiciden; Comté’nin tedarik zincirindeki 35 çiftlikten, 15 mandıra / olgunlaştırıcıdan veri toplanmıştır. Hazırlanacak veri tabanı ile hesaplanacak çevresel ayak izi, her bir konsorsiyum düzeyinde karşılaştırma yapılabilecek ve tüketim verilerini yönetebilecek.

Grana Padano’nun süt çiftliklerinin çevresel etkisindeki en büyük paya sahip olan faktörler; %34 satın alınan yemler, %25 çiftlik içi yemler, %16 gübre ve %12 enterik fermantasyon.   

Mandıralardaki enerji etkinliğinin artırılması için; Konsorsiyumun diğer mandıralarındaki enerji ve su tüketimi mukayesesi yapılarak en çok enerji tüketen alanlar ve enerji tüketimini azaltma potansiyeli tespit edilecek.

Ambalajlamanın gıda israfını önlemedeki rolü ise sanılandan çok daha önemli ve dikkat çekici veriler içeriyor.

Gıda kayıpları toprakta-çiftlikte, üretimde ve dağıtımda, israf ise kullanımda ve tüketim tarihi bakımından yaşanmakta.

Gelişmiş ülkelerde market alışverişinin plansız yapılması, uygun olmayan saklama koşulları, yetersiz ambalajlama ve ürünlerin kullanımı sırasındaki tüketici alışkanlıkları, gıdaların yaklaşık %30’luk miktarının kaybına yol açmakta. 2013 yılı FAO verilerine göre, gelişmiş ülkelerdeki 222 milyon tonluk gıda israfı, neredeyse Sahra Altı Afrika ülkelerinin 223 milyon tonluk gıda üretimi toplamına eşit.

Grana Padano’nun tedarik zincirinde; 2016-2017 yıllarında 18 tesisten alınan verilere göre paketleme tesislerinde %1,4, süt ürünleri için AB Komisyonunun Ürün Çevresel Ayak İzi Kategori Kurallarına göre nakliye ve market toplamında %0,5, evde ise %7 oranında kayıp meydana geliyor.

1 kg Grana Padano; gerçekte 15,1 litre çiğ süt ile üretiliyorken, çiğ sütten eve kadar olan zincirde hiçbir kayıp olmadığı varsayıldığında 13,75 litre çiğ süt gerektiriyor.

1 kg’lık rendelenmiş Grana Padano paketindeki kayıp, vakumla paketlenen dilimlenmiş peynire kıyasla 25 g daha fazla.

Uygun ambalaj raf ömrünü uzatıyor; gıdayı koruyor; satın alınan ve tüketilen gıda miktarını eşitliyor; aç-kapa ambalajlar gibi, tüketicinin gıda israfını önlemeye yönelik eylemleri gerçekleştirmesine yardımcı oluyor; son kullanma tarihinin doğru yorumlanmasını sağlıyor; uygun muhafaza koşulları hakkında bilgi veriyor ve tüketicileri gıda atıklarının çevresel etkileri konusunda bilgilendiriyor.

Ambalaj yüzeyinin %85’i, tüketiciyi cezbetme gibi ikincil işlevlere ayrılırken, son kullanma tarihi gibi tüketiciyi bilgilendirme amaçlı birincil unsurlar ise sadece %15’lik paya sahip.

Life TTG Projesinin bu konuda çalışan uzmanları, ambalajın taşıması gerektiği özellikleri, “ambalaj etik kartı” adı altında aşağıdaki gibi sıralıyor.

  1. Sorumluluk: Ambalaj; tasarımından, malzemesinden, bilgilendirici olmasından, çevreye etkisinden vb her açıdan herkese karşı birçok sorumluluğun bileşkesidir. 
  2. Denge: Taşıdığı sorumluluklar bakımından dengeli bir şekilde tasarlanmalı.
  3. Güvenli: Tüm yaşam döngüsü boyunca güvenli olmalı.
  4. Ulaşılabilirlik: Kullanıcı dostu olmalı ve kendini ifade edebilmeli.
  5. Şeffaflık: Tüm yasal düzenlemelere uygun olduğu ve doğruyu söylediği sürece şeffaftır ve ancak şeffaf olabildiği sürece tüketiciyle güven bağı kurar.
  6. Bilgilendirici: Yasal açıdan zorunlu ve faydalı diğer bilgileri sunmalı.
  7. Güncel: İçinde bulunduğu toplumun kültürüyle uyumlu ve karşılıklı etkileşimli olmalı.
  8. İleri görüşlü: Yeni tüketim ve davranış modellerine uyum sağlayarak gelişebilir olmalı.
  9. Eğitici: Tüketici ile sürekli diyalog halinde olduğundan, eğitici işlevinin bilincinde olmalı.
  10. Sürdürülebilirlik: Ambalaj çevreye saygılıdır. Ürün ve kullanımı ile tamamıyla dengeli biçimde tasarlanırsa sürdürülebilirdir.           

Life TTG Projesi için 2021 yılı Aralık ayında çevrimiçi bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Tedarik zincirinde yer alan üreticilerin, kendilerinin çevreye etkilerini merak ettikleri ancak veri toplamanın ve belgelemenin zor olduğu, tüm verilere sahip olunduğu takdirde sürecin başarılı yönetilip uygun politikaların benimsenebileceği ifade edildi. Veri elde etmek kolay olmadığı için, sektörü en iyi şekilde temsil edecek en az sayıda üretici seçmenin ve karşılaştırılabilir kriterler benimsemenin önemli olduğu vurgulandı. Ayrıca özellikle çabuk bozulabilen gıdalarda, son tüketim tarihi yaklaştıkça renk değiştiren ambalajların da tercih edilebileceği belirtildi.  

Gonca ILICALI

Mart 2022


KAYNAKLAR

2022’ye Merhaba Derken!

Welcome 2022 2022 New Year Happy New Year Sparkling Black ba - pling.com

Kral Öldü Yaşasın Yeni Kral!

2020 yılı biterken 2021 yılını büyük beklenti ve umutla karşılamıştık. Çok muhtemelen 2021 yılı da beklentilerimizi yerine getiremedi ve bizi tam anlamıyla mutlu edemedi. Her şeyden önce Pandemi devam ediyor ve yaşama ilişkin kısıtlılık halleri halen hayatımızın merkezindeki yerini koruyor. Neyse ki 2021 yılı bize Covid-19 aşılarını da getirdi ve tahminimizce bu satırları okuyanların çoğu aşılarını olup gelecek günlere bir nebze de olsun güvenle bakmaya başladı.


Pandeminin ilk yılı, yani 2020, IPR Gezgini için rekorlar yılıydı, evde geçen karantina günleri, çoğumuzu daha fazla okumaya, üretmeye ve yazmaya yöneltti. Bunun bize yansıması da rekor sayıda yazı yayımlanması ve ziyaretçi istatistiği oldu. 2021 yılının başlarında da durum aynıydı, ancak Mayıs 2021’de başlayan karantina gevşemesi ve bahar / yaz rahatlaması halleri site istatistiklerine de doğrudan yansıdı. Gene de 2021 yılını tüm yıllardan daha fazla sayıda ziyaret sayısıyla kapatıyoruz ve bu bizi çok mutlu ediyor.

Yazı sayımız 2020 yılına kıyasla düşmüş olsa da, 2021 yılında yayımladığımız toplam 139 adet içerik (yazı, haber, duyuru), haftasonları yayın yapmadığımızı da düşününce, yaklaşık iki günde bir içerik yayımlamak demek ve yazdıklarımızın niteliği düşünülünce bu gerçekten önemli bir sayı. Dolayısıyla, yazarlarımızı, siteye katkı sağlayanları, site editörlerini tebrik ediyor ve şımarıkça da olsa kendimizi alkışlıyoruz.


2021 yılına ilişkin bir diğer gözlemimiz ise dışarıdan aldığımız katkılarla ilgili. IPR Gezgini, yeni mezunlardan ve hatta halen üniversitesi öğrencisi olan kişilerden yazılar aldı. Bu daha önce karşılaştığımız bir durum değildi, sitenin konuk yazarları arasına katılan bu yeni grup bizi fazlasıyla memnun etti. Bunu hem sitenin izlenirliğinin artmasına hem de fikri mülkiyet alanının yeni mezunlarda ve öğrencilerde artan oranda rağbet görmesine yoruyoruz.


2021 yılına ilişkin bir diğer gözlemimiz, fikri mülkiyet alanında yayın yapan / yazı yayımlayan platformların sayısındaki artış oldu. Farklı formatlarda (blog, şirket web sitesi, eğitim platformu benzeri yapılar) yayın yapan bu platformların sayısındaki artış bizi doğrusu mutlu etti, hepsine “Welcome to the Club!” diyoruz ve kendilerine uzun yıllar sürecek özgün ve objektif yayın hayatları diliyoruz.


2018-2019 yıllarında birkaç kez yaptığımız IPR Gezgini buluşmalarına 2020 yılında Pandemi nedeniyle ara vermiştik, 2021 yılının sonlarına doğru Kasım ayında Ankara’da yeni bir buluşma yaptık. Tahmin ettiğimizin üzerinde katılımın (yaklaşık 60-70 kişi) gerçekleştiği buluşma, birkaç paragraf önce belirttiğimiz teorinin sağlaması gibiydi, çünkü katılanların yarısına yakını, alana henüz başlayan veya ilgi duyan yeni mezun arkadaşlarımızdı ve Türkiye’de fikri mülkiyet camiası ile tanışmanın adresi olarak bizim etkinliğimizi seçmişlerdi. Buluşmadan sonra bizim kulağımıza gelen bir Covid-19 vakası olmadı, umarız da öyledir :)) 2022 yılında buluşmalara Ankara ve İstanbul’da devam etmeyi planlıyoruz, farklı planlarımız da olabilir.


2021 yılında başladığımız Söyleşiyoruz serisi de çok dikkat çekiciydi. Türkiye’de fikri mülkiyet dünyamızın önde gelen, simge isimleriyle gerçekleştirdiğimiz söyleşiler 2022 yılının başında da devam edecek. (https://iprgezgini.org/category/soylesiyoruz/)


2021 yılının ilk yarısında çokça ilgi gören Clubhouse buluşmaları da yaptık ve güncel fikri mülkiyet konularını Clubhouse platformunda canlı olarak tartıştık. Buluşmalara 2021 yılının ikinci yarısında ara verdik, ancak 2022 yılında da bu buluşmalara devam etmek niyetindeyiz.


Her zaman söylediğimiz gibi IPR Gezgini yeni yazarların katkılarına açık, bizlerle iprgezgini@gmail.com adresinden temasa geçmekten çekinmeyin, yazılar standartlarımızı karşıladığı sürece sitede yer bulacaktır.


Son olarak; bizler IPR Gezgini’nde karşılık beklemeden yazıyor ve bunu yıllardır yapıyoruz. Yazılarımızın birçoğu yurtdışındaki önemli mahkeme kararları ve güncel gelişmelerle ilgili, bu kararları / gelişmeleri yabancı dillerden okuyup, analiz etmek ve sonrasında da aktarmak yoğun emek gerektiriyor. Yazdıklarımızın herhangi bir referans gösterilmeksizin kitaplarda, makalelerde, bloglarda ve bilirkişi raporlarında kullanılması bizi gerçekten üzüyor. Yazılarımızı kullananların bize referans vermelerini özellikle rica ediyoruz, halihazırda bunu yapanlara da çok teşekkür ediyoruz.


Sözü daha fazla uzatmadan 2022 yılının tüm okurlarımıza ve IPR Gezgini ekibine sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini diliyoruz. Umarız ki 2022 yılında site buluşmalarında görüşebiliriz.

Yeni yılınız kutlu olsun!

IPR Gezgini

Aralık 2021

iprgezgini@gmail.com

15 Kasım Pazartesi Akşamı IPR Gezgini Ankara Buluşması – Son Çağrı





IPR Gezgini’nin 15 Kasım Pazartesi akşamı saat 18.30 civarı başlayacak Ankara Buluşmasını bu yazıyla hatırlatıyor ve katılmak isteyenlerin iprgezgini@gmail.com adresine veya sosyal medya hesaplarımıza gönderecekleri mesajlarla katılım taleplerini iletmelerini bekliyoruz. Buluşma mekanı son buluşmamızı yaptığımız Passkal olacak (Tunalı Hilmi Cad, Park İçi No:114/J D:1 – En basit tarif: Tunalı’nın sonunda Kuğulu Park’a gelmeden sağa dönüyorsunuz, Kıtır’ın yanında merdivenlerden inilerek ulaşılan pub – https://goo.gl/maps/9MXrLaDcTgo9Qk8J8). Yazının devamı ise geçen hafta yaptığımız çağrı mesajından oluşuyor.



IPR Gezgini son buluşmasını Aralık 2019’da Ankara’da yapmıştı. Beklediğimizden kalabalık bir geceydi ve oldukça keyifli zaman geçirmiştik. Sonrasında Ankara veya İstanbul’da kısa süre içerisinde bir buluşma daha düzenlemek için sözleşmiştik.

Ve sürpriz: Biz yeni buluşma için harekete geçemeden hepimizin hayatını alt üst eden Pandemi başladı!! Çoğumuz birbirimizi göremeden neredeyse iki sene geçirdik.



Hayatın nispeten normalleştiği bugünlerde kaldığımız yerden devam etmek istiyoruz ve bu yılın ilk (ve belki de son) IPR Gezgini buluşmasını Ankara’da 15 Kasım Pazartesi akşamı saat 18.30’da başlayacak şekilde yapacağız.

Pazartesi gecesini seçtik çünkü kalabalıktan kaçınmak ve kendi kendimize kalmak istiyoruz.

Buluşma mekanı son buluşmamızı yaptığımız Passkal olacak (Tunalı Hilmi Cad, Park İçi No:114/J D:1 – En basit tarif: Tunalı’nın sonunda Kuğulu Park’a gelmeden sağa dönüyorsunuz, Kıtır’ın yanında merdivenlerden inilerek ulaşılan pub). Geçen buluşmada olduğu gibi mekan bize kendimize ait bir alan tahsis edecek (üstü açılıp havalandırma yapılabiliyor).

Katılım taleplerini 13 Kasım Cumartesi gününe dek almaya devam edeceğiz. Taleplerde kişi sayısını ve katılımcıların adlarını bildirmeyi unutmayın lütfen.

Katılım talebinizi iprgezgini@gmail.com adresine e-postayla bildirebilirsiniz. Talebi almamızın ardından sizi katılımcı listesine ekleyeceğiz. Katılacağını söyleyip, ismini yazdırıp sonradan da hiç bilgi vermeden gelmeyenlere bozuluyoruz, onu da belirtelim.

Konsept: Bolca fikri mülkiyet sohbeti, IPR Gezgini bilgilendirmesi, siteden beklentiler, Türk IP camiası gelişmeleri, pandemi başlangıcından beri birbirlerini görmeyenlerin kavuşması… Gece sonunda herkes kendi yediğini – içtiğini öder.

Dönüşlerinizi bekliyoruz ve sizleri görmekten mutlu olacağız.

IPR Gezgini

Kasım 2021

iprgezgini@gmail.com

“ROOIBOS” İLE KISA BİR ÇAY MOLASI

Tarihi 5.000 yıldan daha eskiye dayanan çay, çok özel alanlarda ve agro-ekolojik koşullarda yetiştiriliyor. İklim değişikliklerinden çabuk etkileniyor.

Çay üreten ülke sayısı 35’ten fazla. Hane sayılarıyla birlikte 13 milyonu aşan sayıda insanın geçim kaynağı. Bu sayının 9 milyonu, dünyanın en çok çay üreten ülkeleri olan Çin, Hindistan, Kenya ve Sri Lanka’da yaşıyor. 

Dünyadaki çay üretiminin değeri, 17 milyar ABD Dolarının üzerinde.

En çok içilen içecek sıralamasında, sudan sonra ikinci sırada bulunan çay, son yıllarda, kişi başına % 2,8’lik oranda tüketimini artırmış durumda.

Küçük ölçekli çiftçiler, dünyadaki çayın yaklaşık % 60’ını üretiyor. Bu sebeple çay üretimi, sürdürülebilir kalkınma hedefleri için önemli bir konumda. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda “Uluslararası Çay Günü” olarak ilan edilen 21 Mayıs, 2020 yılından itibaren kutlanıyor. Kutlamalar kapsamında, “çay törenleri” gibi ülkelerin kültürel mirasları da yer alıyor.       

Çay hakkındaki bu genel ve kısa bilgilerden sonra, yazımızın esas konusuna geçelim.

Türkiye’de “kırmızı çalı (red bush) çayı” ya da “kırmızı çay” olarak da satışı bulunan “Rooibos” çayı, Güney Afrika Cumhuriyeti’nden kaynaklanıyor.

Güney Afrika’da Rooibos sektörü, bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olan ve SARC kısaltmasıyla bilinen Güney Afrika Rooibos Konseyi (South African Rooibos Council) tarafından temsil ediliyor. Yıllık üretimin ve satışın yaklaşık % 80’ini müştereken temsil etmek üzere, SARC’nin üyeleri arasında ürünü işleyen, ambalajlayan, ürüne markasını koyan ve ihraç eden firmalar mevcut.

SARC’nin; yerel ve küresel pazarda Rooibos’un tanıtımını yapma, koruma, geliştirme, araştırmaları destekleme, kriz ve tehdit durumlarında paydaşlarına yardım etme ve tüketici menfaatlerini gözetme, ürünle ilgili tam ve doğru bilgi sağlama gibi görevleri bulunuyor.

Avrupa Birliği’ne (AB’ye) başvurusu, menşe adı olarak Ağustos 2018’de yapılan “Rooibos / Red Bush”; Batı Cape ve Kuzey Cape Bölgelerinin belirli kısımlarında kültüre alınarak yetiştirilen veya yabani olarak yetişen Aspalathus linearis bitkisinin kurutulmuş yaprak ve köklerinden elde ediliyor. Piyasaya; yeşil (okside olmamış) halde ve okside edildikten sonra, yani iki şekilde sunuluyor.        

Yeşil (okside olmamış) “Rooibos / Red Bush”, baskın açık yeşil renktedir. Kırmızımsı kahverengi kökleri ve odunsu beyaz parçaları bulunur. Nem oranı %5’in altındadır.

Okside “Rooibos / Red Bush” ise açık kahverengi, sarı ve tuğla kırmızısı renk tonlarındadır. Kurumuş kökler nedeniyle açık renkli parçalar bulunur. Nem oranı %10’un altındadır.

“Rooibos / Red Bush”ın bazı temel duyusal özellikleri aşağıdaki gibidir.

  • Tat: bal-karamel
  • Meyvemsilik: turunçgil-dutsu-kayısı reçeli
  • Odunsuluk: çalı-sap; yanık
  • Baharat: tarçın
  • Ağızda: tatlı-acı-ekşi; yumuşak ve pürüzsüz; keskin     

“Rooibos / Red Bush”, kafeinsizdir ve düşük tanen miktarı ile Güney Afrika’nın kültürel sembollerinden biri olarak kabul edilir.

“Rooibos / Red Bush”ın elde edildiği Aspalathus linearis bitkisinin tohumları, geleneksel bir yöntemle toplanır. Karıncalar, buldukları yiyecekleri doğaları gereği yuvalarına taşırlar. Çevreye saçılmış bitki tohumlarını da bu içgüdüyle yuvalarına götürürler. Tohum toplayıcılar ise, bölgenin “geleneksel bilgi”si olarak kabul edilen bu yöntemle, karınca yuvalarında biriktirilmiş bitki tohumlarını toplayarak çiftçilere verirler. Ancak karıncaların hayatlarını sürdürebilmeleri ve döngünün tamamlanabilmesi için, tohumların hepsini almayıp bir miktar bırakırlar.    

Kültüre alınarak yetiştirilen Aspalathus linearis bitkisi, mekanik olarak ya da elle; yabani olarak yetişen ise, neslinin tükenmesi önlemek amacıyla ve bitkiye zarar vermeden sadece elle hasat edilir. Uygulanacak kurutma dâhil tüm işlemler, tarlada ya da tarla dışında bir yerde yapılabilir ancak her koşulda, coğrafi sınır içinde gerçekleştirilir.

Coğrafi sınır, yaklaşık 60.000 hektarlık bir alandır. Afrika’nın % 0,5’inden daha az bir alan olmasına rağmen, kıtanın yaklaşık % 20’lik florasına sahiptir. Güney Afrika’nın önemli bir biyoçeşitlilik merkezi olduğu ifade edilen coğrafi sınırdaki bazı bölgelerin, 2004 yılında UNESCO’nun Dünya Mirası Listesine giren “Cape Floral Region Protected Areas” içinde olduğu belirtilmektedir.  

Coğrafi sınırın toprak özellikleri ve sert iklim özellikleri; bitkinin polifenol miktarının fazla olmasına ve dolayısıyla ürünün coğrafi sınıra özgü ayırt edici özellikleri kazanmasına neden olur. “Ürün-coğrafi sınır” ilişkisi ile uygulanan işlemlerdeki ustalık becerisi, “neden-sonuç ilişkisi” içinde açıklanmaktadır. 

İnsan tüketimi amaçlı olsun ya da olmasın, “Rooibos / Red Bush” başka çaylarla,  infüzyonlarla ya da başka ürünlerle harmanlanırken, “ürünün piyasaya sunulacağı ülkedeki etiketleme kurallarına uyması” gerekir. 

“Rooibos / Red Bush” menşe adının Haziran 2020’de AB’nin Resmi Gazetesinde yayımlanması üzerine, iki ülkeden itiraz edilir.    

AB Komisyonu; İsviçre Çay, Baharat ve İlgili Ürünler Birliğinin (Swiss Association of Tea, Spices and related Products – IGTG) itirazını gerekçeli bulmadığı için başvuru yapana iletmeyeceğini bildirir. Bu bildirim üzerine itiraz sahibi, itirazını geri çeker.

Diğer itiraz ise, Birleşik Krallık tarafından yapılmış olup özellikle ürünün tanımı ve hammadde hakkındaki açıklamalar ile etiketlemeye ilişkin kurallar üzerinde odaklanmıştır. AB Komisyonu, bu itirazın gerekçelerini tatmin edici bularak tarafları anlaşmaya davet eder. Güney Afrika – Birleşik Krallık arasındaki görüşmeler uzlaşı ile sonuçlanır ve başvuru kapsamında bazı düzenlemeler yapılır. Bu düzenlemeler, AB Komisyonu tarafından da uygun bulunmasını takiben, 31 Mayıs 2021’de AB Resmi Gazetesinde yayımlanır. Yayımdan sonraki 20 nci günde yürürlüğe girer.  

SARC süreç hakkındaki açıklamalarında; “Rooibos / Red Bush” coğrafi işaretinin korunmasında sektörel işbirliğinin güçlü olmasının, kararlı biçimde hareket etmenin, destek alınabilecek kaynakların varlığının, AB ve diğer uluslararası meslektaşlar ile iyi ilişki kurulmasının, AB ile Ekonomik İşbirliği Anlaşması (Southern African Development Community Economic Partnership Agreement) yapılmasının, AB yasal düzenlemeleri ve kuralları hakkında bilgi sahibi olmanın ve iyi bir süreç yönetiminin başarılı bir sonuç elde etmek için son derece önemli olduğunu ifade eder.

Gonca ILICALI

Temmuz 2021

gilicali12@gmail.com

Kaynaklar:

“HALLOUMI” DAVASINDA GENEL MAHKEME KARARI: “BBQLOUMI” VE “HALLOUMI” MARKALARI BENZER Mİ?


Geçtiğimiz yıl, 1 Nisan 2020 tarihinde, “AB Adalet Divanı “HALLOUMI” Kararı: Karıştırılma İhtimali Değerlendirmesinde İtiraz Gerekçesi Marka Ortak Marka Olduğunda İnceleme Nasıl Yapılmalıdır?”[1] başlıklı yazımızı kaleme almıştık. Yazıya konu olay, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Geleneksel Peyniri Hellimi Koruma Derneği (“Dernek”) ve Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (“EUIPO”) ile başvuru sahibi Bulgar şirket M. J. Dairies EOOD (“Bulgar şirket”) arasında görülmekteydi. En son Avrupa Birliği Adalet Divanı (“Divan”) önünde Avrupa Birliği Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin (“Genel Mahkeme”) kararı temyiz edilmiş ve dosya Divan kararı ile Genel Mahkeme’ye dönmüştü ve yazımızı nihai kararı hep birlikte göreceğimizi söyleyerek bitirmiştik. İşte o uyuşmazlıkta nihai karar 20 Ocak 2021 tarihinde verildi. Kararın detaylarına geçmeden önce uyuşmazlığı ve bir önceki yazımıza konu kararı kısaca hatırlatmakta fayda görmekteyiz.

Uyuşmazlık konusu olayda bir Bulgar şirket, EUIPO nezdinde yukarıda görselini gördüğünüz ve Nice Sınıflandırmasına göre 29., 30. ve 43. sınıflarda yer alan mal ve hizmetler için tescil arayan “BBQLOUMI” marka başvurusunda bulunmuş, bunun neticesinde anılan başvuruya karşı AB ortak markası “HALLOUMI” dayanak gösterilerek Dernek tarafından itiraz edilmişti. EUIPO’nun itirazı reddetmesi üzerine Dernek, bu kararı EUIPO Temyiz Kurulu önüne getirmiş ve Temyiz Kurulu gerekçeli kararında “HALLOUMI” ve “BBQLOUMI” markalarının benzer olmadığına kanaat getirmişti.

Dernek, 26 Mayıs 2017 tarihinde EUIPO Temyiz Kurulu kararını, Genel Mahkeme önüne getirmiş ve Genel Mahkeme markaların karıştırılma ihtimali yaratmayacağına hükmetmişti. Dernek, Genel Mahkeme kararını Divan’ın önüne taşımış Divan kararında özetle,

  • Ortak markaların ayırt edici bir karakteri olup olmadığı incelenirken bireysel bir markadan farklı olmadığını fakat yine de karıştırılma ihtimali incelemesinde “karıştırılma ihtimali” kavramı ile anlaşılması gerekenin ilgili tüketici kesiminin malın veya hizmetin ticari kaynağının söz konusu ortak marka sahibi kuruluş olup olmadığı ile ilgili yanılgıya düşme olasılığı olarak algılanmasının gerektiğini,
  • Karıştırılma ihtimali incelemesinde bağlılık kuralı gereği bütüncül bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğunu ve markaların benzerliği düşük olsa da mal ve hizmet benzerliği ya da aynılığının bu durumu dengeleyebileceğini,
  • Genel Mahkeme’nin bu bütüncül incelemeyi yapmayarak hukuki hataya düştüğünü,

değerlendirerek geri gönderdiği karar ile karıştırılma ihtimali incelemesinin yeniden yapılmasını karara bağlamıştı.

Bugünkü yazımıza konu 20 Ocak 2021 tarihli ve T‑328/17 sayılı Genel Mahkeme kararı ile[2] Divan’ın istediği şekilde genel bir değerlendirme yapılarak ve duruşma açılması suretiyle karar verilmiştir. Davacı Dernek, halkın, “BBQ” ibaresinin “BARBEKÜ” anlamına geldiğini bilmesi (özellikle İngiltere’de), hellim peynirinin de sıklıkla barbekü üzerinde yapılıyor olması göz önüne alındığında söz konusu ibarenin markanın esas unsuru “LOUMI” ye eklenmesinin itiraza dayanak markadan ayrışmasına yetmediğini iddia etmiştir. Ayrıca “BBQ” ibaresinin ayırt edici nitelikte olmadığını da savunmasına eklemiştir. Markaların esas unsurunun “LOUMI” olduğunu zira söz konusu ibarenin bir anlamı olmamakla birlikte tüketicilere direkt olarak “HELLİM” peyniri çağrıştırdığını ve bu bağlamda markaların karıştırılma ihtimali oluşturduğunu iddia etmiştir. Uyuşmazlığa konu markaların “portmanteau marks[3] olarak – diğer bir deyişle iki tane çok kolay tanınabilir kelime elementi içeren markalar olarak – değerlendirilmeleri gerektiğini belirtmiştir.

Bununla birlikte başvurunun Akdeniz bölgesini çağrıştıran görsel öğeler içermesinin[4], markalar arasındaki benzerliği arttırdığını, üstelik mal ve hizmetlerin aynı/benzer olduğu göz önüne alındığında bu benzerliğin güçlendiğini belirtmiştir.

Genel Mahkeme, Divan’ın bir önceki kararını bozma gerekçesi ile paralel olarak, bu sefer markalar arasındaki karıştırılma ihtimalini incelerken bütüncül bir değerlendirme yapmıştır. Genel Mahkeme’nin değerlendirmeleri, kararda olduğu gibi başlıklar altında tek tek incelenmesinin faydalı olacağı kanaatindeyiz.

  • İlgili Tüketici Kesimi ve Dikkat Seviyeleri ile İlgili Bölgenin Değerlendirilmesi

Uyuşmazlığa konu markalar Avrupa Birliği markaları olduğundan ve günlük tüketim mallarını içerdiğinden, ilgili bölge Avrupa Birliği ve ilgili tüketici genel halk, dikkat düzeyleri ise ortalama dikkat seviyesidir.

  • Mal ve Hizmetlerin Karşılaştırılması

Başvurunun kapsadığı sınıflardan 29. sınıfta yer alan “et özütleri” hariç malların ve 30. sınıftaki malların önceki markanın da kapsamında olduğu, 43. sınıfta yer alan hizmetlerin ise itiraza dayanak markanın kapsamındaki “peynir” odaklı mallardan farklılaştığını ama bir düzeyde benzer olduğu değerlendirilmiştir. Tüm bu nedenlerle, özetle, markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerin bir kısmının birebir aynı, bir kısmının ise bir düzeyde benzer olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

  • Markaların Karşılaştırılması

Markaların görsel elementlerinin benzerliğinin zayıf olduğu değerlendirilmiştir. Gerekçe ise her iki markanın da içeriğinde bulunan “LOUMI” ibaresinin ikisinde de ayrı bir konumda olmaması ve aynı zamanda başvurunun “BBQLOUMI” olmasının görsel benzerliği zayıflattığı belirtilmiştir.

Üstelik Genel Mahkeme, EUIPO Temyiz Kurulu’nun ilk kararında markaları fonetik olarak benzer bularak hataya düştüğünü[5] ve yine Temyiz Kurulu’nun değerlendirmesinin aksine markaların kavramsal olarak da farklı olmadığını belirtmiş ve markaların fonetik ve kavramsal olarak düşük derecede benzer olduğuna kanaat getirmiştir.

  • Karıştırılma İhtimali Bütüncül Değerlendirmesi

Önceki tarihli marka Avrupa Birliği ortak markası olduğunda karıştırılma ihtimali kavramından anlaşılması gereken hususun halkın ilgili kesiminin ürünlerin kaynağının Dernek olduğu yanılgısına düşmesi olduğu bir kere daha vurgulanmıştır.

Yukarıda yer verilen tüm değerlendirmelerin birlikte incelenmesi ve özellikle başvurunun içeriğindeki kelime markası ile karşılaşan tüketicilerin markanın ilk unsurlarına, davaya konu olayda “BBQ” ibaresine, daha çok odaklanacağını ve başvurunun sonunda yer alan “LOUMI” ibaresinden ziyade “BBQ” ibaresini hatırlayacaklarının değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. 

Başvurunun kapsamında yer alan görsel öğelerin özellikle de barbekü üzerinde pişmiş hellim peyniri görselinin, kompozisyon olarak markanın kelime unsurunu desteklediğinin bir ölçüde kabulüne karar veren Genel Mahkeme, bu görsel öğenin daha çok barbeküyle ilişkilendirildiğini ve görselden direkt olarak barbekü ile pişirilen yiyeceğin hellim peyniri olduğunun anlaşılmasının mümkün olmadığını değerlendirmiştir. Ayrıca Genel Mahkeme’ye göre önceki markanın hiçbir görsel öğe içermemesi sebebiyle, başvurunun kapsamındaki görsel öğeler, başvuruya ayırt edicilik kazandırmaktadır.

Böylece Genel Mahkeme’nin bütüncül karıştırılma ihtimali değerlendirmesi neticesinde, her ne kadar markaların kapsamındaki mal ve hizmetler aynı/benzer olsa da başvurunun kapsamında yer alan “BBQ” ibaresinin markanın başında yer almasından dolayı ilgili tüketicinin dikkat seviyesi düşünüldüğünde ilk dikkat çeken ve akılda kalan unsur “BBQ” olacağından, “LOUMI” ibaresinin uyuşmazlığa konu marka başvurusunda düşük derecede ayırt edici niteliğe sahip olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca önceki markanın düşük düzeyde ayırt edici karaktere sahip olduğu belirtilerek, markalar benzer bulunmamıştır.

Genel Mahkeme’nin kararının, tüketicilerin markaların başlangıcına daha çok dikkat ettiği yönündeki genel kanıya uygun olduğunu söylemek mümkündür. Ayrıca, ilk yazımıza konu Adalet Divanı kararının bozma gerekçesi olan markalar arasındaki benzerlik incelemesinin bütüncül olarak yapılması eksikliğinin de giderildiğini söyleyebiliriz. Netice itibariyle Genel Mahkeme, itiraza konu “BBQLoumi” başvurusunun bir bütün olarak değerlendirildiğinde, başvurunun, hellim peynirinden ziyade barbekü ile ilişkilendirileceği sonucuna ulaşmıştır…

Güldeniz DOĞAN ALKAN

Nisan 2021

guldenizdogan@hotmail.com


[1]https://iprgezgini.org/2020/04/01/ab-adalet-divani-halloumi-karari-karistirilma-ihtimali-degerlendirmesinde-itiraz-gerekcesi-marka-ortak-marka-oldugunda-inceleme-nasil-yapilmalidir/

[2]http://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf;jsessionid=EBDF16E86934A7432CA3FAD15AA8AEB3?text=&docid=236711&pageIndex=0&doclang=en&mode=lst&dir=&occ=first&part=1&cid=1528650

[3] Kararın 42 nolu paragrafı “At the hearing, the applicant insisted that the term ‘bbqloumi’ should be analysed in the same way as the marks which it referred to as ‘portmanteau marks’, namely marks consistng of two very easily recognisable word elements.. […]”.

[4] Marka başvurusunun arka planında yer alan ev-masa sandalye ve tekne görselleri (kararın 61. paragrafı).

[5 Markaların başlangıçlarının farklı olması nedeniyle okunuşlarının genel olarak farklılaşacak olması sebebiyle fonetik olarak benzer olmadıkları değerlendirilmiştir (BBQloumi-Halloumi: BBQ harfleri ilgili tüketici kesimince “BARBEKÜ” olarak bilindiğinden, telaffuzunun da “BARBEKÜ” şeklinde olacağı değerlendirilmiştir).

MESSİ’NİN MARKA TESCİL MÜCADELESİ…

17 Eylül 2020 tarihli, C-474/18P, EU:C:2020:722 sayılı “EUIPO / Lionel Andrés Messi Cuccittini – J.M.-E.V. e hijos SRL” kararı[1] ile, temyiz mercii sıfatıyla davayı inceleyen Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”), markalar arasındaki karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde, kavramsal farklılık konseptinin etkisine ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş.

Karara konu olayda, “Messi & M logo” markası için 8 Ağustos 2011 tarihinde ünlü futbolcu Lionel Andrés Messi Cuccittini, EUIPO nezdinde Nice Sınıflandırması’nın 9. (koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar), 25. (giysiler, ayak giysileri ve baş giysileri) ve 28. sınıflarında (diğer sınıflara dahil olmayan jimnastik ve spor aletleri) tescil edilmek üzere bir marka başvurusunda bulunmuştur.

23 Kasım 2011 tarihinde M. Jaime Masferrer Coma aynı sınıflarda tescilli “Massi” markasını ileri sürerek başvurunun reddini talep etmiştir – sonrasında itiraza gerekçe “Massi” markası J.M.-E.V. E HIJOS, S.R.L. isimli şirkete devrediliyor ve süreçlere şirket adına devam ediliyor.

İtiraz öncelikle EUIPO’nun İtiraz Kurulu tarafından incelenmiş. 2013 yılında İtiraz Kurulu “Messi” ile “Massi” markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu belirterek itirazın kabulüne ve “Messi” marka başvurusunun reddine karar vermiş.

Messi’nin bu karara itiraz etmesi üzerine konu, EUIPO’nun Temyiz Kurulu tarafından incelenmiş. Temyiz Kurulu da 2014 yılında yine markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu belirtmiş ve Lionel Messi’nin karara itirazının reddine karar vermiş.

EUIPO itirazı incelerken aslında her uyuşmazlıkta olduğu gibi markaların ve malların benzerliğine bakmış:

  • Messi’nin tescil ettirmek istediği marka Messi kelimesi ve figüratif bir M harfinden oluşan bir marka.
  • İtiraz sahibinin “Massi” markası da herhangi bir şekil unsuru barındırmayan bir kelime markası.

EUIPO bu markaların esas unsurlarının Messi ve Massi kelimeleri olduğunu, bu kelimelerin de görsel ve işitsel olarak neredeyse aynı olduğunu belirtmiş. EUIPO, kavramsal açıdan yaptığı incelemede “Messi” ve “Massi” markalarının birlik ülkelerinde yer alan tüm tüketiciler nezdinde ortak bir anlamı bulunmadığını ve farklı dillerde farklı çağrışımlar yaratabileceğini belirtmiş. Lionel Messi’nin ünlü bir futbolcu olmasından kaynaklanabilecek bir kavramsal farklılığın ise ilgili tüketici kesiminin yalnızca bir kısmı – sadece futbolla veya genel olarak sporla ilgilenen kısmı – tarafından algılanabileceğini belirtmiş. Bir bütün olarak yaptığı inceleme sonucunda da markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu sonucuna ulaşılmış.

Sürecin devamında Messi, Temyiz Kurulu’nun kararının iptali için Genel Mahkeme’de dava açmış. Genel Mahkeme öncelikle, EUIPO kararında olduğu gibi Messi’nin marka başvurusunun, “Massi” markasına görsel ve işitsel olarak benzer olduğunu belirtmiş. Ama kavramsal açısından EUIPO’nun tam tersi yönde karar vermiş. Mahkeme Messi’nin, herkesin televizyonda görebileceği, sürekli hakkında konuşulan, çok tanınmış, kamuya mal olmuş bir kişi olduğunu söylemiş. Dolayısıyla, ilgili tüketici kesiminin yalnızca bir kısmının değil, önemli bir kısmının “Messi” markasını, futbolcu Messi ile ilişkilendireceğini belirtmiş.


Bu ilişkilendirme nedeniyle de, kavramsal farklılığın oluşacağını, bu farklılığın da görsel ve işitsel benzerliği etkisizleştireceğini söylemiş. Dolayısıyla markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı sonucuna varmış.

Tabi aslında Mahkeme futbolcu Messi’yi bilmeyen tüketicilerin de olabileceğini değerlendirmiş. Ama markaların kapsamında spor ekipmanlarının ve giysilerin de yer aldığını dikkate alarak, özellikle bu malların tüketicileri tarafından, futbolcu Messi’nin bilinmemesi gibi bir durumun çok da mümkün olmadığını söylemiş.

Genel Mahkeme 2018 yılında, dünyaca ünlü bir futbolcu olan Messi’nin sahip olduğu ünü dikkate alarak “Messi” ve “Massi” markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını belirtmiş ve EUIPO’nun kararını iptal etmiş.

Bu arada aslında itiraz sürecinde Messi, sahip olduğu ünü ileri sürerek karıştırılma ihtimali olmaz demiş ama bu iddiasını destekleyecek bir delil sunmamış, buna rağmen Genel Mahkeme, bu yönde bir delil olmamasına rağmen Messi’nin dünyaca ünlü bir kişi olmasını kendiliğinden dikkate almış.

Hatta bu konuyla ilgili ABAD, karıştırılma ihtimali incelemesinde nasıl ki önceki tarihli markanın ünü dikkate alınıyorsa, kendi adını marka olarak tescil ettirmek isteyen kişilerin de olası ününün dikkate alınacağını söylemiş. Çünkü bu kişinin ünü, tüketicilerin o markayla ilgili algısına etki edecektir demiş.

Mahkeme’nin bu kararına karşı EUIPO ve “Massi” markasının sahibi olan şirket temyiz başvurusunda bulunmuş ve konu bu şekilde ABAD’ın önüne gelmiş. ABAD, 17 Eylül 2020 tarihli kararında Genel Mahkeme’nin kararının doğru olduğunu belirtmiş ve temyiz başvurularının reddine karar vermiş. Dolayısıyla, bir olayda önceki tarihli markanın tanınmışlığı kadar, adının marka olarak tescilini talep eden kimsenin ününün ilgili toplum kesiminde marka algısına yönelik yapacağı etki de dikkate alınmalıdır tespitine yer verilmiş.

Hatta kararında, Genel Mahkeme 12 Haziran 2006 tarihli Ruiz-Picasso kararını emsal karar olarak uygulamış. Ama “Massi” markasının sahibi şirket, temyiz başvurusunda bulunurken, Genel Mahkeme’nin Picasso kararını yanlış yorumladığını ileri sürmüş. Çünkü Picasso kararında ünlü bir kişiyi akla getiren marka, önceki tarihli marka ama Messi kararında sonraki tarihli marka ünlü bir kişiyi akla getiriyor. Ama ABAD bu konuda, markaların açık ve belirli bir anlama sahip olup olmadığına ilişkin inceleme, hem önceki markaya hem de sonraki markaya ilişkin olabilir demiş. Dolayısıyla Messi davasında Picasso kararının bir emsal olarak uygulanabileceğini belirtmiş.

Yani sonuç olarak; Messi kararı ile hangi durumlarda kavramsal farklılık oluşabilir, özellikle kişi isimleri bakımından bu durum karıştırılma ihtimaline nasıl etki eder, onu görebileceğimiz örnek bir karar ile karşı karşıyayız.

ABAD’ın kararına yönelik eleştirilere kısaca değinmek gerekirse:

  1. Messi’nin kişi olarak ününü destekleyen herhangi bir delil sunulmamış olması:

Genel Mahkeme kararında futbolcu Messi’nin tanınmışlığını buna yönelik bir delil olmamasına rağmen re’sen dikkate alınmış. ABAD da kararında, Messi’nin ününün bilinen bir durum olduğunu, yani herkes tarafından bilinebilecek, her kaynaktan ulaşılabilecek bir durum olduğunu, o yüzden EUIPO’nun da kavramsal bakımdan yaptığı incelemede bunu dikkate alması gerektiğini belirtmiş. Bu durum ciddi bir belirsizliğe yol açabilir ve “bir kişiden ne zaman ünü ile ilgili delil sunması istenecek?”, “ne zaman o kadar ünlüdür ki delil sunmasına gerek yok denecek?” gibi sorular gündeme gelmiştir. Fakat aslında ABAD’ın bu kararından ve önceki Picasso kararından da anladığımız kadarıyla, gerçekten her kaynaktan ulaşılabilecek derecede, dünyaca ünlü bir tanınmışlıktan bahsediliyorsa, bu durumda delil gerekmeyeceğini söylemek mümkün.

2. Tescil edilecek “Messi” markasının sonraki tarihli markalar karşısındaki gücü:

ABAD’ın konuyla ilgili yaklaşımı aslında isimlerini tescil ettirmek isteyen ünlü kişiler bakımından olumlu görünse de bu kişiler kendi markalarına dayanarak üçüncü kişilere ait sonraki tarihli markalara itiraz ettiklerinde, bu sefer bu durum onların aleyhine olabilecektir. Nitekim Picasso kararında da durum o yönde olmuş, Picasso markası ünlü ressam Picasso’yu akla getirdiği için, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığına karar verilmiş ve Picasso, Picaro markasının tescilini önleyememiş.

3. ABAD’ın bu kararının EUIPO Guideline’ı ile çelişmesi:

Şöyle ki, EUIPO Guideline’ında karıştırılma ihtimali incelemesinde sonraki tarihli marka başvurusunun ününün dikkate alınmayacağı belirtiliyor. Ama bu kararda ABAD, sonraki markanın atıf yaptığı kişinin ününü – yani futbolcu Messi’nin ününü – dikkate alarak karar vermiş. Dolayısıyla karar bu yönüyle de biraz eleştiriliyor.

Sonuç olarak, Lionel Messi henüz çocukken ve kimse tarafından bilinmiyorken, “Massi” markası, tescilli bir marka olarak sicilde kayıtlıymış. Bu kararı ile ABAD, bir yönüyle markasını uzun yıllar önce tescil ettirmiş ve kullanmakta olan itiraz sahibi şirketin, “Massi” markasından doğan haklarını, üçüncü kişilere karşı ileri sürmesi hakkına sınırlama getirmiş. Oysa özellikle ünlü kişilere ait isim ve soy isimlerin marka olarak tescilinde diğer markalardan farklı kriterler uygulanmalı mı sorusu akla takılıyor.  

İhtilafın bir diğer raundunda ise, Lionel Messi’nin, “Massi” markasının kullanılmadığı gerekçesi ile iptali talebi için açmış olduğu davanın henüz kesinleşmemekle beraber, 2021’in Ocak ayında reddine karar verilmiş.

Böylece bu ihtilafın sonucunu da “They happily co-existed ever after…” olarak ifade etmek mümkün olacaktır.

Güldeniz DOĞAN ALKAN

Mart 2021

guldenizdogan@hotmail.com


[1]http://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf?text=&docid=231203&pageIndex=0&doclang=FR&mode=lst&dir=&occ=first&part=1&cid=2509487

“SÖYLEŞİYORUZ” IPR Gezgini’nde 12 Şubat’ta Başlıyor!

IPR Gezgini, 12 Şubat 2021 tarihinden itibaren fikri haklar camiamıza önemli katkı sağlamış isimlerle söyleşilere başlıyor.

“Söyleşiyoruz” ismiyle başlangıçta ayda bir röportaj olarak planladığımız serimizde, IPR Gezgini adına bir yazarımızın konuğumuza yönelttiği soruları ve konuğumuzun yanıtlarını sizlerle paylaşacağız.

İlk konuğumuz, Türkiye’de fikri haklar alanında çalışan herkesin ismine aşina olduğu Avukat Dr. Remzi Tamer PEKDİNÇER olacak.

Konuklarımıza yönelteceğimiz sorular, fikri haklar alanında yoğunlaşacak, ancak bununla sınırlı kalmayacak, konuklarımızı hem daha yakından tanımak hem de okuyucularımıza tanıtmak amacıyla kişisel sorular da yönelteceğiz.

Pandemi nedeniyle söyleşilerimizi başlangıçta yüz yüze gerçekleştiremeyeceğiz, gelecek aylarda bunu değiştirebilmeyi umuyoruz.

Sözün kısası, 12 Şubat 2021 Cuma gününün bir kısmını “Söyleşiyoruz” için şimdiden ayırabilirsiniz.

IPR Gezgini

Şubat 2021

iprgezgini@gmail.com

2020, HAYATTA KALMA YILI

Tarihte ilk takvimi Mısırlılar mı  yoksa Sümerler mi buldu konusu tarihçilerin alanına giriyor, ancak şu belli ki insanoğlu bazen Ay’a bazen Güneş’e bakarak takvimler oluşturmuş. İster Miladi, ister Rumi, ister Hicri, ister 12 Hayvan Takvimi olsun aslında hepsi aynı yerden temelleniyor;  insan denen canlı türü dünya gezegeninde tekrarlanan bir döngü olduğunu fark ediyor  ve özellikle tarım toplumuna geçilmesinden sonra, ihtiyaçlar doğrultusunda, zamanı anlamlandırmak ve ölçümlemek için çizelgeler oluşturuyor. Gezegenimizin bu meseleyle ilgilendiği yok tabii, o kendi rotasında dönmeye devam ediyor ve bunda bir mana aramıyor. Burada zamanı kavramak isteyen, onu ölçümleyip  kullanarak bir anlama büründürmek isteyen biz insanlarız.

Şimdi güneş takvimine göre 365 günlük bir döngünün daha sonuna yaklaşıyoruz. Adına 2020 dediğimiz bu geçtiğimiz 365 günlük zaman dilimi kayıtlara oldukça özel bir yıl olarak geçecek, çünkü bu yıl insan türü olarak bir virüsle karşılaştık ve nasıl şaşırdık nasıl şaşırdık anlatamam! Tam da “dünya bize ait, bu ne ki biz her şeyin ennnnnn iyisine layığız” derken bu virüs bizi fena nakavt etti, egomuzu da yerlere çaldı.

2020 bir “yaşama yılı” değil “hayatta kalma yılı” oldu. İnsanlar bu dünyadaki en en en temel dürtü ve hedeflerinin ne olduğunu hatırlayıp ona  geri dönmek durumunda kaldılar; hayatta kalmak. Çünkü “yaşamak” kavramının  içinde yer alan hemen her şey ya ötelendi, ya kısıtlandı. 

Yeni şeyler girdi hayatımıza, maske takmak gibi, ve  biz de Uzakdoğu toplumları gibi maskeyle yaşamaya alıştık. Haa hala  maske takmayan, ben bildiğimi okurum diyenler de var toplumda tabii; onlarla ilgili eminim varoluşçu psikoterapinin bazı önermeleri mevcuttur.

Yılbaşı kutlamaları yasaklandı mı? Evde yılbaşı kutlamak yasak mı? - Takvim

Pandemi, kar, yağmur, çamur dinlemeyen IPR Gezgini ise tüm bu distopyanın içinde yoluna devam etti. 2020 Site için pek çok yönden ilginç bir yıl oldu. Mesela pandemi döneminde Site tarihinin en yüksek hitlerine ulaştık. Eve kapandığımız aylar boyunca IPR Gezgini’nin IP dünyası içinde iletişimi ve  bir bütünün parçası olma duygusunu somutlaştıran bir yönü olduğuna inanıyor, umuyoruz. Her birimiz kendi kozamıza çekilmişken Site üzerinden bir bütünün parçası olduğumuzu anımsadık bazen.

Bu süreçte özellikle Site’de patent-patentlerin lisanslanması  üzerine yazılan yazılara gösterilen alaka hem anlamlı hem de mutluluk vericiydi.  Diğer yandan hepimizin ruhunun daraldığını düşünerek tozlu raflardan indirdiğimiz Harry Potter davaları serisiyle de takipçilere güzel bir kaçış noktası yarattığımızı umuyoruz.

2020 akademi dünyası ile Site’nin buluşması açısından da verimli bir yıl oldu. Site’de akademisyenlerin yazılarını daha fazla görmekten mutluluk duyacağız, çünkü katkılarının takipçilerimiz açısından çok değerli olduğu aşikar.

Bu yıl içinde aramıza yeni katılan yazar arkadaşlarımız olduğu gibi, uzun zamandır Site’ye katkı sunmayan bazı yazarlarımıza hoşça kal demek durumunda kaldık. Pandeminin bize bir faydası da Site içinde yeni bir yapılanmaya gitmek konusunda bize zaman ve konsantrasyon yaratması   oldu diyebiliriz. Bu yıl  Yazarlık Kuralları’nın yanına bir de Yazı Kuralları başlığını ekledik ve böylece yazı göndermek isteyenlerden temel beklentilerimizi yazılı halde somutlaştırdık.

Diğer yandan yıllardır, gereği halinde, Site’nin kurucusu tarafından yapılan editleme işlerinin artık tek kişi tarafından yapılmasının adil ve sürdürülebilir olmadığı gerçeği karşısında bir Editörler Kurulu oluşturduk. Artık Editörler Kurulu’nda üç kişi olarak gelen yazıları editliyor ve gözden geçiriyoruz. Ayrıca Editörler Kurulu Site açısından karar verilmesi gereken hususlarda bir zihin mekaniği olarak da hareket edecek.  

2020 yılında Site’de 165 adet yazı yayımlamışız. Bu geçmiş yıllara göre daha yüksek bir yazı sayısı, elbette ki daha iyisini yapmaya talibiz ama vardığımız bu noktadan memnuniyetimizi de sizinle paylaşmak isteriz. 

Haftada 3 gün Instagram hesabımızda (https://www.instagram.com/iprgezgini/) yaptığımız IP Test’e gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkür ediyoruz. Hızlı olan kazansın! IP Test için bize soru göndermek isteyenlere kapımız açık.

2021 için başkaca hain(!) planlarımız var elbet.

Yaşanacak yıllarımız olması dileğiyle şimdiden hepinizin yeni yılını kutlarız!

IPR Gezgini

Aralık 2020

iprgezgini@gmail.com

IPR Gezgini’nde Haftalık Anketlerimiz Başladı!

IPR Gezgini anasayfasında bundan sonra haftada bir kez anketlerimizi göreceksiniz.

Anketler yoluyla; fikri mülkiyetin farklı alanlarındaki tartışmalı / güncel ulusal veya uluslararası meseleler hakkında okuyucularımıza çok kısa sorular yönelterek, “Evet” veya “Hayır” (bazen de “Katılıyorum” veya “Katılmıyorum”) şeklindeki yanıtlarını alacağız. Elbette, yorum yapmak isteyen okuyucularımız için de bir alan bulunacak ve dileyenler de bu alana “Evet” veya “Hayır” dışındaki kısa değerlendirmelerini yazabilecek. Anketlere katılım için herhangi bir bilgi paylaşmanıza gerek bulunmamaktadır.

İlk anketimizin sorusu çok kısa: “Tanınmış Marka Sicili sizce gerekli midir?”. Bu soruya ilişkin olarak IPR Gezgini okuyucularının yanıtını arıyoruz ve dün başlayan anket 20 Eylül Pazar günü gece yarısına dek yanıtlanabilecek.

Geçen yıllar süresince kazandığı takipçi ve okuyucularıyla IPR Gezgini ülkemizin (muhtemelen) en büyük ve heterojen fikri mülkiyet platformu haline geldi. Bu bağlamda okuyucularımızın görüşlerinin önemli ve yol gösterici olduğunu düşünüyoruz.

Anket sonuçlarını, anketin kapandığı günün ertesi haftası okuyucularımızla da paylaşacağız.

Sizlerin, bizim aracılığımızla Türk fikri mülkiyet camiasına yöneltmek istediğiniz sorular olursa, onlara yer vermekten de zevk duyacağız. Önerilerinizi iprgezgini@gmail.com adresine e-postayla iletebilirsiniz.

İlk anketimiz ana sayfamızda yayında, yanıtlarınızı bekliyoruz.

Katılanlara da şimdiden teşekkür ederiz!

IPR Gezgini

Eylül 2020

iprgezgini@gmail.com

CORONA GÜNLERİNDE NELER YAZDIK

Türkiye’de ilk COVID-19 vakası 11 Mart 2020 tarihinde açıklandı ve o gün bugündür hayatımızda bir yığın şey değişti. Bu süreçte IPR GEZGİNİ kuruluş amacına uygun biçimde COVID-19 ile ilgili birçok yazıya ev sahipliği yaparak proaktif tavrını devam ettirdi ve takipçilerini olayın  fikri mülkiyet boyutuyla ilgili güncel tutma gayretini  sürdürdü.

Corona Virüs pandemisinin Türkiye’de görülmesinin üzerinden neredeyse bir buçuk ay geçmişken bugüne değin bu konuyla ve ayrıca salgının fikri mülkiyet dünyamıza yansımalarıyla ilgili neler yayımlamışız bir dökümünü sizlerle paylaşmak istedik.

Aşağıda kronolojik sırayla 10 Şubat 2020 tarihinden bugüne değin bu konuya ilişkin yayınlanmış yazıların linklerini bulabilirsiniz. Gelen reaksiyonlardan  yazıların ciddi bir takipçi grubu tarafından okunmuş olduğu bilgisine vakıfız, ancak yine de henüz okuma fırsatı bulamamış olanlar veya bazılarını  kaçırmış olanlar için bir kez daha hepsini bir arada sizlere sunuyoruz.

1- CORONA VIRUS vs. CORONA BEER – CORONA VİRÜSÜ VE CORONA BİRA ÖRNEĞİ İLE MARKANIN LEKELENMESİ

(Didem TENEKECİOĞLU)

2- HER DERDİN BİR DEVASI, HER DEVANIN BİR PATENTİ VARDIR!  CORONA VİRÜS (COVID-19) TEDAVİSİ ÜZERİNDEKİ PATENT TALEPLERİ BU KEZ ABD VE ÇİN’İ KARŞI KARŞIYA GETİRİYOR

(Y. Tuğçe ERDURAN)

3- KORONA GÜNLERİ: KAMU YARARI İLE FİKRÎ MÜLKİYET KORUMASI KARŞI KARŞIYA

(O. Umut KARACA)

4- CORONA VİRÜS PATENTLENEBİLİR Mİ? ABD VE AVRUPA PATENT KANUNLARIYLA KISA BİR ANALİZ

(Y. Tuğçe ERDURAN)

5- J.K. ROWLING’IN CORONA VİRÜS’E CEVABI

(Özlem FÜTMAN)

6- CORONA GÜNLERİNDE MARKA İŞLEMLERİNDE SÜRE LİMİTLERİ İÇİN ULUSLARARASI ŞİFA: SİNGAPUR ANDLAŞMASI

(Önder E. ÜNSAL)

7- SON DAKİKA: BEKLENEN HABER GELDİ, SÜRELER DURDU

(O. Umut KARACA)

8- SÜRELERİN DURMASINA İLİŞKİN DÜZENLEME KAPSAMINDA SÜRE HESABINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER

(O. Umut KARACA)

9- CORONA GÜNLERİNDE YENİ BİR MARKA KATEGORİSİ – ZOMBİ MARKALAR

(Önder E. ÜNSAL)

10- COVID-19 PANDEMİSİNİ ALTERNATİF EVRENDE DÜŞÜNMEK: SARS PATENT HAVUZU GİRİŞİMİ (Y. Tuğçe ERDURAN)

11- MARKA DÜNYASININ COVID-19 SALGININA TEPKİSİ:  SOSYAL MESAFE LOGOLARI

(Didem TENEKECİOĞLU)

12- COVID-19 SALGINI VE PATENT HUKUKU: SALGIN NEDENİYLE PATENTLİ BULUŞ, ÜÇÜNCÜ KİŞİLERCE HAK SAHİBİNİN RIZASI OLMAKSIZIN KULLANILABİLİR Mİ?

(Doç. Dr. Ali PASLI – M. Hamza ARSLAN)

13- COVID-19 TEDAVİSİ İÇİN KULLANILAN İLAÇLAR ÜZERİNDEKİ PATENT KORUMASI VE KAMU YARARINA ZORUNLU LİSANS BAŞVURUSU

(Özge YALINKILIÇ)

14- DURMA SÜRELERİNİN UZATILMASININ UYGULAMAYA ETKİLERİ VE UZAYAN DURMA SÜRELERİNİN HESAPLANMA YÖNTEMİNE İLİŞKİN GÜNCEL DEĞERLENDİRMELER

(O. Umut KARACA)

IPR GEZGİNİ

Mayıs 2020

iprgezgini@gmail.com

Duyuru: Corona Günlerinde IPR Gezgini ve Yeni Sosyal Medya Hesaplarımız

IPR Gezgini’nin tüm takipçilerinin bu zor günlerde iyi ve sağlıklı olduğunu umuyoruz.

Corona virüs salgını nedeniyle çoğu okuyucumuzun çalışma yaşamlarını evlerinde sürdürdüklerini tahmin ediyoruz. Yazar ekibimizin tamamına yakını evden çalışıyor ve hiç alışık olmadığımız bu düzen bizleri de hayli zorluyor.

Salgının Türkiye’de etkisini hissettirmeye başladığı Mart ayında çok sayıda yazı yayınladık ve geçen ay sitenin istatistiklerinde patlama yaşandı. Yazılarımızın bir kısmı kaçınılmaz biçimde Corona virüs ile ilgiliydi. Buna ilaveten salgın nedeniyle Devlet tarafından alınan tedbirlerin fikri mülkiyet hakları ile ilgili olanlarını da ilk kez biz yazdık ve yazmakla da yetinmeyerek yorumladık.

Can sıkıcı günlerin etkisini size biraz olsun unutturmak için Harry Potter Fikri Mülkiyet Davaları serisine başladık ve büyük ilgi gören serimiz halen devam ediyor.

IPR Gezgini’nin Instagram hesabında hafta içi geceler Fikri Mülkiyet testleri düzenlemeye başladık. Yoğun ilgi gören testimizin yenisi 6 Nisan Pazartesi gecesi sizlerle olacak.

Buna ilaveten, IPR Gezgini’nin yeni açtığımız LinkedIn ve Twitter hesaplarını sizlere, mevcut diğer sosyal medya hesaplarımızla birlikte, duyurmak istiyoruz. Bizi sosyal medyada da takip etmenizden memnun oluruz.

LinkedIn: IPR Gezgini – https://www.linkedin.com/in/ipr-gezgini-b271271a6/

Twitter: @iprgezgini – https://twitter.com/iprgezgini

Instagram: IPR Gezgini – @iprgezgini

Facebook: IPR Gezgini – https://www.facebook.com/IPRGezgini


Bizler Corona günlerinde de hız kesmeden yazmaya devam edeceğiz.

Tüm okurlarımıza sağlıklı günler diliyoruz.

IPR Gezgini

Nisan 2020

iprgezgini@gmail.com

IPR Gezgini Instagram’da – Takibe Alabilirsiniz!

IPR Gezgini, yeni yazıların, güncel haberlerin ve site içeriğinin duyurulması amacıyla sosyal medya ortamlarını aktif olarak kullanıyor.

Sosyal medya hesaplarımıza bugün itibarıyla Instagram hesabımızı da ekledik.

iprgezgini kullanıcı isimli Instagram hesabımız, diğer hesaplardan farklı olarak eski yazılarımızı yeniden hatırlatma işlevini de yerine getirecek.

IPR Gezgini arşivlerinde yaklaşık 550 adet yazımız var ve bunların unutulmasını istemiyoruz. Dolayısıyla, eski ve önemli yazılarımızı Instagram hesabımızdan linkleriyle birlikte takipçilerimize hatırlatacağız.

Yeni yazılarımız halihazırda tüm site takipçilerine e-posta yoluyla iletiliyor; bunun yanısıra yeni yazılarımızın duyurusu IPR Gezgini kullanıcı isimli Facebook hesabımızda ve site kurucusu Önder Erol Ünsal‘ın Twitter ve LinkedIn hesaplarında yazının sitede yayımlandığı anda yapılıyor.

Sosyal medya aracılığıyla azımsanamayacak düzeyde geri dönüş aldığımız için, son birkaç yılın en revaçtaki sosyal medya ortamı olan Instagram’ı da atlamak istemedik. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi içeriği esasen Retro Ipr Gezgini şeklinde oluşturma niyetindeyiz; ancak bu yeni ve diğer içerikleri dışlayacağımız anlamına da gelmiyor.

Uzun lafın kısası, eğer bir Instagram hesabınız varsa, bizi iprgezgini kullanıcı adından takibe alabilirsiniz.

Bekliyoruz!

IPR Gezgini

Ocak 2020

iprgezgini@gmail.com

IPR Gezgini E-Bülteni Ekim Sayısı ile Karşınızda!

IPR Gezgini E-Bülteni’nin ikinci sayısı bugün yayımlandı.

Bültenin ikinci sayısını https://iprgezgini.org/?na=v&nk=1-f4f8aa8f65&id=6 bağlantısından okuyabilirsiniz.

Bültene abone olan okuyucularımız bülten e-posta aracılığıyla aldılar (alıyorlar). Bülteni e-posta yoluyla düzenli biçimde almak isteyen okuyucularımızın iprgezgini@gmail.com adresine taleplerini bildiren bir mesaj göndermelerini bekliyoruz.

Bültende neler mi var?

Önder E. Ünsal’dan George Harrison’un telif hakkı ihlali konulu “This Song” şarkısının ve videosunun hikayesi, aynı yazardan Liverpool Futbol Kulübü’nün Liverpool şehrinin ismini tescil ettirme yönündeki başarısız başvurusunun öyküsü, Önder E. Ünsal ve Özlem Fütman’ın birlikte kaleme aldıkları oldukça eğlenceli Folklorik Türk Marka Terminolojisi yazısı, Özlem Fütman’dan ayın eseri ve sanatçısı yazısı (Gustav Klimt – Adele Bloch-Bauer’in Portresi), Gonca Ilıcalı’dan Avrupa Birliği’nin coğrafi işaretlerle ilgili Cenevre Metnine katılım sürecine ilişkin bir yazı ve ayrıca Sizce Kim Haklı ve Saçmalardan Seçmeler bölümlerimiz bu sayıda sizlerle olacak.

Abonelik talebini iletmesine rağmen bülteni alamayan takipçilerimizin iprgezgini@gmail.com adresine sorunu bildiren bir mesaj iletmelerini rica ediyoruz. Böylelikle sorunu tespit ve müdahale etme şansımız olacak.

Bültene ilişkin görüş, öneri ve eleştirilerinizi bekliyoruz.

İyi eğlenceler!

IPR Gezgini

iprgezgini@gmail.com

Ekim 2019

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş, Sertaç Köksaldı Fikri Mülkiyet Hakları Başarı Ödülü’nün İkinci Sahibi Oldu

Boğaziçi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Koç Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi tarafından; 17-18 Ekim 2019 tarihlerinde İstanbul’da  düzenlenen “Üniversitelerde Fikri Mülkiyet Hakları Yönetimi Uluslararası Konferansı” başarıyla tamamlandı.

Konferans kapsamında “Sertaç Köksaldı Fikri Mülkiyet Hakları Başarı Ödülü”nün ikincisi de verildi. Bu yılki ödülün sahibi “Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş” (TUSAŞ) oldu.

Okuyucularımızın hatırlayacağı üzere, geçtiğimiz yıl ilk kez verilen “Sertaç Köksaldı Fikri Mülkiyet Hakları Başarı Ödülü”nün sahibi IPR Gezgini olarak bizler olmuştuk ve ödülün ilk sahibi olmaktan büyük kıvanç duyuyoruz.

Ödülün ikinci sahibinin TUSAŞ gibi Türk sanayinin devlerinden birisi olması bize ikinci kez gurur verdi, çünkü sadece alanımıza katkı ve zevk için yaptığımız maddi karşılığı olmayan çalışmaların, takdir düzleminin düşündüğümüzün çok ötesine geçtiğini görmüş olduk.

TUSAŞ’ı biz de tebrik ediyoruz ve gelecek yılki ödülün sahibini şimdiden merak ediyoruz.

IPR Gezgini

Ekim 2019

iprgezgini@gmail.com

IPR Gezgini Site Görünümünde Değişiklik ve Yenilikler

Sayın / Sevgili IPR Gezgini okuyucuları;

Dikkatli takipçilerimiz 31 Ağustos 2019 tarihi itibarıyla sitenin genel görünümünde ve içeriğinde yapılan bazı değişikliklerin farkına varmıştır.

Yıllardır kullandığımız ve bize de sıkıcı gelen site görünümünü değiştirdik, daha kullanıcı dostu ve farklı bir temayla sizlere tekrar merhaba dedik.

Site içeriğinin yeni temaya taşınması ve diğer değişiklikler esnasında yapılan, bizim fark edemediğimiz, ancak sizlerin gözüne çarpan hatalar olabilir, bunları bize bildirirseniz (iprgezgini@gmail.com) sevinir ve en kısa sürede düzeltiriz.

Site ana sayfasında bundan sonra Yaklaşan Etkinlikler eklentimiz yer alacak. Bu eklentiyle Fikri Mülkiyet Hakları ve bağlantılı konularda düzenlenecek etkinlikleri toplu halde takipçilerimize sunmayı amaçlıyoruz. Fikri Mülkiyet alanında kamu kurumları, üniversiteler, dernekler, barolar, sivil toplum örgütleri, vb. kuruluşlar ve özel şirketler tarafından sunulan ücretsiz ve genel katılıma açık tüm etkinlikler, bize bildirmeniz halinde Yaklaşan Etkinlikler takviminde yer alacak. Kamu kurumları, üniversiteler, dernekler, barolar, sivil toplum örgütleri, vb. kuruluşlar tarafından gerçekleştirilecek ücretli eğitim veya etkinliklere de takvimimizde yer vereceğiz. Dolayısıyla, dışarıda bıraktığımız, yani takvimde yer vermeyeceğiz etkinlik tipleri özel şirketlerin ücretli etkinlikleri ve sitenin politikasına uygun olmayan (salt reklam amacı, vb) etkinlikler oluyor. Etkinliklerinizi bize bildirmenizi bekliyoruz, bu yolla ülkemizde Fikri Mülkiyet alanıyla ilgili neredeyse herkese kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

Yeni kullanmaya başlayacağımız Anket eklentimizle Fikri Mülkiyet alanında takipçilerimize yönelik anketler düzenleyeceğiz. Anketlerimize katılmanızdan mutlu olacağız.

IPR Gezgini yazarlık politikasında bazı değişiklikler oldu, değişmeyen başlıca husus yeni yazarlara ve yazılara açık olmamız. Yazılarınızla bize destek olmanızdan her zaman memnuniyet duyuyoruz.

Bizlerle temasa geçmek istemeniz halinde iprgezgini@gmail.com adresine e-posta göndermenin yanısıra, site ana sayfasında yer alan İletişim Formunu da kullanabilirsiniz.

Planladığımız ancak henüz karara veya takvime bağlamadığımız diğer yeniliklerimizden de kısa sürede haberdar olacaksınız.

Yeni yazılarımız ve içeriğimizle tekrar buluşmak üzere!

IPR Gezgini

Eylül 2019

iprgezgini@gmail.com

Sertaç Köksaldı Fikri Mülkiyet Hakları Başarı Ödülü İkinci Sahibini Bekliyor

Boğaziçi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Koç Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi; 17-18 Ekim 2019 tarihlerinde İstanbul’da “Üniversitelerde Fikri Mülkiyet Hakları Yönetimi Uluslararası Konferansı”nın dokuzuncusunu düzenleyecek.

“Fikri Mülkiyetin Ticarileştirilmesi: Adım Adım Yol Haritası” ana başlığıyla düzenlenecek konferansın programını http://www.ipconference.boun.edu.tr/ipconference-2019/?p=program bağlantısından görebilirsiniz.

Bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek konferansta geçtiğimiz yıl ilk kez “Sertaç Köksaldı Fikri Mülkiyet Hakları Başarı Ödülü” verilmişti. Bu ödülün sahibi de IPR GEZGİNİ sitesi olmuştu. Gururla aldığımız bu ödül hem genç yaşta kaybettiğimiz ve sevgiyle hatırladığımız Sertaç Köksaldı’nın anısına verilmesi hem de ödülün ilk sahibi olmamız nedeniyle bizleri fazlasıyla gururlandırıyor. http://www.ipconference.boun.edu.tr/ipconference-2019/?p=winners

Sertaç Köksaldı Fikri Mülkiyet Hakları Başarı Ödülü hakkında detaylı bilginin ve başvuru koşullarının http://www.ipconference.boun.edu.tr/ipconference-2019/?p=awards bağlantısından görülmesi mümkündür.

Başarılı geçeceğinden emin olduğumuz konferansın düzenleyicilerine teşekkür ediyor, ödülün bir sonraki sahibini şimdiden tebrik ediyor ve hepsinin ötesinde Sertaç Köksaldı’yı bir kez daha sevgiyle anıyoruz.

IPR Gezgini

Temmuz 2019

iprgezgini@gmail.com

IPR GEZGİNİ “SERTAÇ KÖKSALDI FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BAŞARI ÖDÜLÜ”NE LAYIK GÖRÜLDÜ

Boğaziçi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Koç Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi tarafından bu yıl sekizincisi düzenlenen “Üniversitelerde Fikri Mülkiyet Hakları Yönetimi Uluslararası Konferansı” kapsamında bu yıl ilk kez verilen “SERTAÇ KÖKSALDI FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BAŞARI ÖDÜLÜ”ne IPR Gezgini layık görüldü.

Ödül, 4 Ekim 2018 tarihinde Konferans’ın açılışında, jüri adına Sn. Kaan Dericioğlu tarafından yapılan konuşmanın ardından, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Sn. Mehmed Özkan ve Sn. Emine Köksaldı tarafından IPR Gezgini kurucusu Önder Erol Ünsal’a takdim edildi. Ödül, Ünsal tarafından tüm yazarlar adına teslim alındı.

Meslek yaşamı boyunca, Fikri Mülkiyet Hakları alanında yaptığı örnek çalışmalar sergilemiş olan Sertaç Köksaldı’nın anısını yaşatmak ve her yıl, Türkiye’de, Fikri Mülkiyet Hakları ekosisteminin gelişmesine önemli katkılar yapan, bu alanda fark yaratan, örnek teşkil edebilecek çalışmalar gerçekleştirmiş olan gerçek ve tüzel kişilerin ödüllendirmek amaçlı ödülün ilk sahibi olmaktan IPR Gezgini olarak onur duyuyoruz.

Ankara Patent Bürosu Ltd. Şti.; Arçelik A.Ş.; Deriş Avukatlık Ortaklığı; Uluslararası Fikri Mülkiyet Hakları Koruma Derneği ( AIPPI TR); Teknoloji ve Lisans Yöneticileri Derneği (LES Türkiye); Koç Üniversitesi; Özyeğin Üniversitesi; Boğaziçi Üniversitesi; Orta Doğu Teknik Üniversitesi; BUMED Business Angels (BUBA); Patent & Marka Vekilleri Derneği (PEM) ve Yalçıner Patent Ve Danışmanlık Ltd. Şti.’den oluşan jürinin oybirliği ile ödüle layık görülmemiz ve ödülün genç yaşta zamansız biçimde kaybettiğimiz dostumuz Sertaç Köksaldı’nın anısına olması bizi çok gururlandırdı.

Ödül hakkında detaylı bilginin http://www.ipconference.boun.edu.tr/ipconference-2018/index.php?p=awards bağlantısından, konferans bilgisi ve programının ise http://www.ipconference.boun.edu.tr/ipconference-2018/index.php bağlantısından görülmesi mümkündür.

Gönüllülük esasında, mesleki zevk ve bilgi paylaşımı dışında herhangi bir amaç gütmeksizin yayın yapan IPR Gezgini yazarları, bu ödülle daha da motive oldu.

Sertaç Köksaldı’yı bir kez daha sevgiyle anıyoruz ve ödüle bizi layık gören tüm kurum, kuruluş ve kişilere teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Fikri mülkiyet camiamıza katkılarımızın artarak devam edeceğine de söz veriyoruz.

IPR Gezgini

iprgezgini@gmail.com   

Ekim 2018

PATENT VE MARKA VEKİLLERİ DERNEĞİ’NİN 20. KURULUŞ YILI KUTLANDI

 

 

1998 yılında kurulmuş olan Patent ve Marka Vekilleri Derneği (PEM) 20. Kuruluş Yılını 29 Eylül 2018 tarihinde akşam yemeği ve ödül töreni ile kutladı.

Gecede 1997 ve 1998 yıllarında vekillik sınavlarından en az birinde başarılı olmuş, bu meslekte 20 ve 21 yıldır görev yapan ve halen aktif olarak vekillik hizmeti veren patent ve marka vekilleri ile önceki adıyla Türk Patent Enstitüsü’nün kuruluş yıllarında göreve başlamış, 20 yıl ve daha fazla süredir sınai mülkiyet alanında görev yapan ve halen Türk Patent ve Marka Kurumu’nda görevde bulunan, yine o zamanki unvanlarıyla marka ve patent uzmanlarına anı plaketleri verildi.

Derneğin Kurucu Başkanı Tuna YURTSEVEN’e de 20. Yıl Kutlama Gecesinde anı plaketi takdim edildi.

 

IPR Gezgini

iprgezgini@gmail.com

Ekim 2018


 Kişisel Not: Gecede plaket alanlardan biri olarak PEM Yönetim Kurulu’na nezaketlerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyor ve nice 20 yıllar diliyorum.

Önder Erol Ünsal

 

AIPPI Turkey’den Marka, Tasarım ve Patent Uluslararası Başvuru Eğitimleri Dizisi

Fikri Mülkiyet Hakları Koruma Derneği (AIPPI Turkey), 15-19 Ekim 2018 tarihlerinde İstanbul’da, marka, tasarım ve patent konularında uluslararası başvuru ve tescil sistemlerinin detaylı tanıtımına yönelik bağımsız modüllerden oluşan 3 ayrı eğitim düzenleyecek.

 

 15 Ekim tarihinde Uluslararası Marka Başvuru ve Tescil Prosedürleri – Madrid Sistemi Eğitimi ile başlayacak seminerler dizisinde, ikinci gün 16 Ekim tarihinde Uluslararası Tasarım Başvuru ve Tescil Prosedürleri – Lahey Sistemi Eğitimi gerçekleştirilecek. 17-18 Ekim tarihlerinde ise EPO Başvuru Prosedürleri ve Asli Hukuk Temelleri Eğitimi ile seminer dizisi sona erecek.

 

 

http://ipacademy.aippiturkey.org/main/course-detail/5 adresinden program detaylarının, eğitimcilerin, katılım koşullarının ve eğitim programının yerinin görülmesi mümkündür.

 

 

İlgilenenlerin “Tarihi Not Etmesi” bizce yerinde olacaktır.

 

IPR Gezgini

Eylül 2018

iprgezgini@gmail.com

“IPR Gezgini Seçme Yazılar – 1” Kitap Olarak Basıldı

 

IPR Gezgini’nde beş yıldır, toplamda ise yedi yıldır devam fikri mülkiyet bloğu yazarlığı serüvenimde, en sık karşılaştığım sorulardan birisi “Yazdıklarını neden kitap haline getirmiyorsun?” şeklindeydi. Bu sorunun benim için tam ve net bir yanıtı yoktu. Sanırım buna yönelik bir çabaya girmemek ilk yanıtım olacaktı.

2018 yaz aylarında Lykeion Yayınları’ndan gelen içten öneri beni bu konuda cesaretlendirdi ve meyvesi de “IPR Gezgini Seçme Yazılar – 1” başlığındaki bir kitapla Eylül 2018’de karşınıza çıktı.

Henüz yayınlanan kitap IPR Gezgini’ndeki yazılarımdan bir seçmedir. Seçilen yazılar rastgele değil, kitabın sistematik bir bütün oluşturması amaçlanarak derlenmiştir.

Seçilen 26 yazının ana konusunu, markaların tescilinde kullanılan malların ve hizmetlerin sınıflandırılması amaçlı Nicé sınıflandırması, malların ve hizmetlerin benzerliği, ayırt edici gücü bulunmayan veya zayıf işaretlerin karıştırılma olasılığına etkisi hususları ve bu konulardaki önemli Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD), Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO) ve A.B.D. Patent ve Marka Ofisi (USPTO) kararları ve uygulamaları oluşturmaktadır. 

Sınıflandırma ve malların ve hizmetlerin benzerliği konuları kanaatimce, Türk marka uygulamasında ihmal edilen ve işin özüne girilmeden şekilci biçimde değerlendirilen meselelerdir. Oysa malların ve hizmetlerin benzerliği karıştırılma olasılığının kurucu unsurlarından birisidir, bu niteliğiyle de derinlemesine inceleme ve irdeleme gerektiren bir konudur. Kitapta, sınıflandırma ve malların ve hizmetlerin benzerliği hususları başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz biçimde detaylarıyla tartışılmaktadır.

Türkiye’de marka konusunda yazılmış eserlerin neredeyse tamamı, markanın tanımı, işlevleri, mutlak ve nispi ret nedenlerinin sıralanması ve bunlara birkaç örnek verilmesi şeklinde, adeta teamül haline gelmiş başlangıçlara sahiptir. Bu kitapta öyle bir başlangıç olmadığı gibi, kitap herkese hitap etme düşüncesiyle de yazılmamıştır; tersine bu kitap, marka incelemesi alanında belirli bir düzeye gelmiş, konuyu derinlemesine öğrenmek veya bilgilenmek isteyen okuyuculara yöneliktir.

Kitabın dağıtımı yayınevlerine ve kitapçılara yapılıyor. Kitabı edinmek isteyenler için şu anda verebileceğim bağlantı aşağıda:

https://www.seckin.com.tr/kitap/612936778

Kitabı alırsanız sevinirim elbette.

Seri devam edecek umarım.

Önder Erol ÜNSAL

Eylül 2018

unsalonderol@gmail.com

 

IPR GEZGİNİ INTA’DA IP BLOGLARI BULUŞMASINDA; KAMBERSİZ DÜĞÜN OLMAZ!

 

Herkese Merhaba,

Fikri Mülkiyet dünyası Amerika Birleşik Devletleri Washington Eyaleti Seattle kentinde gerçekleşen 140. INTA Yıllık Toplantısını idrak etti! Önder Bey’in deyimiyle “kavimler göçünü” gerçekleştirip bir çoğumuz halihazırda yurda avdet ettik.  

Dünyanın her yerinden Fikri Mülkiyet alanında çalışanların katıldığı toplantıda bu yıl  IPR Gezgini de vardı! Malum , sitemiz sosyal medya hesapları halihazırda 150’ye yakın yabancı tarafından takip ediliyor; INTA gibi bir uluslararası organizasyonda varlığımızı göstermenin vakti gelmiş de geçiyordu zaten. Yazının başlığında da dediğim gibi; kambersiz düğün olmaz!

Bundan bir süre önce Önder Bey INTA sırasında dünya genelinde blog yazarlarının/kurucularının katıldığı bir buluşmanın (Meet the Bloggers INTA 2018) gerçekleşeceğini söyledi ve benim buna katılıp katılamayacağımı sordu.  Elbette ki ne olursa olsun bu davete icabet edeceğimi söyledim kendisine.  

Geçen hafta INTA’da gerçekleşen blogger buluşması bir bowling salonunda idi (Evet bowling salonu, unutmayalım ki orası Amerika, illa da konferans salonunda buluşmak gerekmiyor, Amerikalılar bu konularda dünyanın bu tarafında yaşayanlara göre daha esnektir).

ABD’de kurulmuş THE TTAB BLOG, LIKELIHOOD OF CONFUSION, IP BREAKDOWN gibi blogların sponsor olduğu bu buluşmaya Amerika yanında Hindistan, Kanada, İsrail gibi pek çok değişik ülkeden birçok blogger katıldı.

 

 

Samimi bir ortamda yazarlar hangi blogda yazdıklarını, nasıl blog yazarı olduklarını, yayınladıkları son yazıları vs konuştular ve tecrübelerini birbirleriyle paylaştılar. Bir yandan da isteyenler bowling oynadı, aralarında yarıştılar!   

Ben de bir saat kadar kaldığım bu buluşmada olabildiği kadar çok insana IPR Gezgini’nden bahsetmeye ve sitemizi onlara tanıtmaya gayret ettim.

Bahsettiğim buluşmaya katıldığımın bir delili olarak da aşağıdaki fotoğrafı çektim sizler için. Yanımda gördüğünüz hanım IP BREAKDOWN sitesinin kurucu yazarlarından olan Tara Aaron’dur. 

 

 

Gördüğünüz gibi IPR Gezgini yoluna devam ediyor!

Özlem FÜTMAN

ofutman@gmail.com

Mayıs 2018

6769 Sayılı SMK Anayasa’ya Aykırılık Gerekçeli İptal Sınavını 29. ve 30. Maddeler Bakımından Başarıyla Verdi!

 

 

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle, fikri mülkiyet sistemin tüm kullanıcıları derin bir nefes almıştır. Derin nefesin başlıca nedeniyse, Kanun Hükmünde Kararnamelerin birçok maddesinin Anayasa’ya aykırılık gerekçesi ile iptal edildiği / iptal tehdidi altında olduğu günlerin artık geride bırakıldığı düşüncesiydi.

Bununla birlikte, 6769 sayılı SMK da kısa süre içerisinde Anayasa’ya aykırılık gerekçesiyle iptal tehdidi radarına yakalandı.

Resmi Gazete’de bugün, yani 20 Nisan 2018 tarihinde, yayınlanan bir Anayasa Mahkemesi kararı, iptal tehdidinin ilk salvosunun başarıyla atlatıldığını bizlere gösterdi. Sanırım, bir süre daha sakince nefes almaya devam edebileceğiz.

Anayasa Mahkemesi’nin 20/04/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 28/03/2018 tarihli ve E: 2017/172, K: 2018/32 sayılı kararının takip eden bağlantıdan görülmesi mümkündür: http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/04/20180420.htm&main=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/04/20180420.htm

Şaşırmayacağınızı elbette ki biliyoruz, karar marka koruması alanı ile ilgilidir (Her ne kadar reklam yüzü olarak patent, tasarım ve son dönemlerde coğrafi işaret kullanılsa da, Türkiye’de sınai mülkiyet koruması aslen marka alanında canlıdır, diğer alanlar şu an için tartışma ve tanıtım yüzü konumundadır.).

Anayasa Mahkemesi’ne yöneltilen iptal talebi, SMK’nun marka hakkına tecavüz sayılan fiilleri ve marka hakkına tecavüze ilişkin cezai hükümleri düzenleyen 29. ve 30. maddelerine yöneliktir.

Okuyunca nedense pek şaşırmadık, iptal talebi marka taklitçilerinin ana üslerinden birisi olan turistik Alanya ilçesindeki bir mahkemeden gelmiştir. Şöyle ki, yabancı turistlere yönelik taklit ürünler, en fazla Alanya gibi turistik ilçelerde satışa sunulmaktadır ve bu ürünlere karşı baskın ve toplama faaliyetlerini sürdüren avukatlar da bu gibi yörelerde sıklıkla fiili saldırıya uğramaktadır.

İptal talebi Anayasa Mahkemesi’nce incelenmiş ve reddedilmiştir. İptal talebinin reddedilmesini IPR Gezgini olarak memnuniyetle karşılıyoruz.

Nispeten uzun sayılabilecek kararı bu yazıda kendi cümlelerimizle aktarmayacağız; şöyle ki, Anayasa Mahkemesi’nin kararı yeterince detaylı ve açıklayıcıdır. Aşağıda kararın önemli bölümlerine parçalar halinde yer veriyoruz, vakti olmayanlar bunu bir özet olarak okuyabilir.

 

IPR Gezgini

iprgezgini@gmail.com

Nisan 2018

 

“Fikri Mülkiyet Hukuku Blogları ve IPR Gezgini Macerası” Sunumu – İstanbul’a Davetliydik Keyifli Bir Gün ve Gecenin Hikayesi

 

IPR Gezgini ekibi olarak 16 Şubat 2018 günü International Trademark Association (INTA) ve Gün+Partners Avukatlık Bürosu’nun davetlisi olarak İstanbul’daydık.

INTA’nın her yıl dünyanın farklı bir ülkesinde gerçekleştirilen yıllık toplantısı (ki INTA yıllık toplantıları dünyanın en kalabalık ve önemli marka organizasyonudur) öncesi dünyanın farklı yerlerinde ön toplantılar yapılmaktadır. Gün+Partners Avukatlık Bürosu, INTA ön yıllık toplantılarının Türkiye ayağını 5 yıldır gerçekleştirmektedir ve bu toplantılara marka hukukuna ilişkin farklı konularda konuşmacılar davet etmektedir.

2018 yılı INTA Türkiye ön yıllık toplantısının davetlisi IPR Gezgini’ydi. Yıllardır internet üzerinden sürdürdüğümüz amatör ruhtaki yayının böylesine önemli bir toplantıya tek konuşmacı olarak davet suretiyle onore edilmesi bizi de çok gururlandırdı.

 

 

İstanbul’da katılacağımız toplantıyı fırsat ederek, aynı gece okurlarımızla bir buluşma düzenlemeyi de planladık ve her iki organizasyona da okuyucularımızı davet ettik. Bu yazıda her iki organizasyonu özetleyerek sizlerle bu güzel günü kısaca paylaşacağız.

INTA toplantısı, Gün+Partners Avukatlık Bürosu’nun İstanbul’daki merkezinde yapıldı. Oldukça konforlu ve rahat koşullarda düzenlenen toplantıyı bir resepsiyon takip etti. 70 civarı dinleyicinin katıldığı toplantının daha önce düzenlenen yıllık toplantıların en kalabalığı ve dolayısıyla ilgi çekeni olduğunu duymak bizi ayrıca sevindirdi.

Toplantıda IPR Gezgini ve kurucusu Önder Erol Ünsal, “Fikri Mülkiyet Hukuku Blogları ve IPR Gezgini Macerası” başlıklı yaklaşık 35 slayttan oluşan bir sunum yaptı. Sunumda, ilk olarak, IP Bloglarının dünyada ve Türkiye’de ortaya çıkmasını sağlayan objektif şartlar ortaya konuldu, devamında dünyadaki önemli IP Bloglardan örnekler verildi, Türkiye şartlarında bu tip bir bloğun neden yapıldığı, kuruluş ve gelişim hikayesi anlatıldı, IPR Gezgini bugünden çekilen fotoğrafla tanıtıldı, sitenin amacı, artıları ve eksiklikleri ortaya konuldu, hedeflerimiz tanımlandı ve son olarak toplantıya katılan diğer IPR Gezgini yazarları, Gülcan Tutkun Berk, Gonca Ilıcalı ve Özlem Fütman da kendi deneyimlerini aktardı (toplantıya katılamayan diğer yazarlarımıza da emekleri için buradan ayrıca teşekkür ediyoruz). Bunun ardından dinleyicilerin soruları yanıtlandı ve resepsiyon kısmına geçildi. Sunumu bu yazıda tamamıyla paylaşmayacak olsak da slaytlarımızdan birkaçına fikir edinmeniz için yer veriyoruz. Bunların altında da sunum sırasında çekilen birkaç fotoğrafı görebilirsiniz.

 

 

 

 

 

 

 

Soruların ve sohbetin keyifle devam ettiği uzunca bir resepsiyon devamında, IPR Gezgini gecesinin düzenleneceği mekana geçildi. Orada da muhtemelen 40 kişiden fazlaydık ve gece sona kadar kalanlar için bir hayli uzun sürdü. Sohbetin yoğunluğu içinde resepsiyon ve buluşmada fotoğraf çekmeyi fazlasıyla ihmal ettik sanırım, bu nedenle fotoğraf çeken katılımcılardan fotoğrafları mutlaka bizlerle de paylaşmalarını rica ediyoruz. Elimizde bulunan -şimdilik- iki fotoğrafı burada sizlerle de paylaşıyoruz.

 

 

Gecenin sonuna dek bizi yalnız bırakmayan evsahibimiz Gün+Partners ekibine, özellikle de son dakikaya dek birlikte olduğumuz Uğur Aktekin’e ve organizasyonu bizim açımızdan tamamen sorunsuz hale getiren Pınar Arıkan’a çok teşekkür ediyoruz. Teşekkürlerin en büyüğü ise gerek toplantıda gerekse de resepsiyon ve yemekte bizlerle birlikte olan okurlarımıza gidiyor. Bizler daha da motive olduk, daha çok yazacağız.

Son olarak, 17 Şubat Cumartesi sabahı gecenin yorgunluğunu atmaya çalışırken bir diğer sürprizle karşılaştık. Siteden aldığımız otomatik geri bildirim sayesinde öğrendik ki; site yazarımız Özlem Fütman’ın, dünya fikri mülkiyet camiasını sarsmakta olan “Michael Gleissner” hakkında yazdığı “YETENEKLİ BAY RIPLEY; CATCH ME IF YOU CAN! BU YAZIDA GEÇEN İSİMLERİ AKLINIZDA TUTUN, ÇÜNKÜ BİR GÜN SİZİN DE KARŞINIZA ÇIKABİLİR, SONRA “ÖZLEM SÖYLEMEMİŞTİ, BİLMİYORDUM” DEMEYİN!” başlıklı yazı (bkz. https://wp.me/p43tJx-LD)World Trademark Review’de haber olmuş.

 

 

Tahmin ediyoruz ki, Michael Gleissner hakkında medya takibi yapanlar, IPR Gezgini’ndeki yazıyı ve çok ilgi çekici (ve de haklı) benzetmeleri fark edip, yazı içeriğini İngilizce’ye çevirtip World Trademark Review’de haber haline getirmişler. Özlem Fütman’ı tebrik ediyoruz, çok sevindik. Bir de çevirenler IPR Gezgini’ni IP Navigator olarak anmasalar daha iyi olurmuş :))

Yeni buluşmalarda tekrar görüşmek üzere diyoruz.

IPR Gezgini

iprgezgini@gmail.com

Şubat 2018

 

 

 

 

 

 

 

HATIRLATMA: IPR GEZGİNİ 16 Şubat 2018’de İstanbul’da INTA Toplantısı’na Konuk Olacak – Sizleri de Bekleriz

 

Yıllardır verilen ticari kazanç amacı gütmeyen çabanın, bir noktadan sonra başarıya ulaştığını ve takdir edildiğini görebilmek, şüphesiz insanı en mutlu eden yaşam hallerinden birisi olmalı.

IPR Gezgini‘nde ben ve diğer yazar arkadaşlarım için bugünlerde bu hissiyatı yaşıyoruz.

1878 yılında kurulan International Trademark Association (INTA), marka alanında dünyada faaliyet gösteren en büyük sivil toplum örgütüdür ve dünyanın birçok ülkesinden binlerce üyeye sahip bir kuruluştur. INTA üyesi 7,100 kuruluş yaklaşık 31,000 marka profesyonelini temsil ediyor ve üyeler 187 farklı ülkeden geliyor. INTA’nın her yıl dünyanın farklı ülkelerinde düzenlediği yıllık toplantılarda binlerce marka profesyoneli bir araya geliyor ve birçok mesleki alan toplantısının yanında, çok sayıda iş bağlantısı da bu toplantılarda gerçekleştiriliyor.

Yıllık toplantılar öncesi, ülkelerde gerçekleştirilen ön toplantılar ise, üyelerin bir araya gelmesi ve önemli görüşmelerin gerçekleştirilmesi amacına hizmet ediyor. INTA’nın ülkemizde de çok sayıda üyesi mevcut ve dernek üyeleri çeşitli vesilelerle bir araya geliyor.

INTA’nın 16 Şubat 2018 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilecek ulusal toplantısının konuğu ise, -ne mutlu bize ki-: IPR GEZGİNİ!

Fikri Mülkiyet Blogları, ana başlığı ile gerçekleştirilecek toplantıya bizi davet ettikleri için INTA‘ya ve INTA adına organizasyonu gerçekleştiren Gün + Partners Avukatlık Bürosu‘na teşekkürlerimizi sunuyoruz. Doğrusunu söylemek gerekirse çok onurlandık ve mutlu olduk.

Aşağıda programına ve INTA kayıt sayfasına da yer verdiğimiz etkinlik kayıt yaptırmak koşuluyla herkesin katılımına açık olacak.

IPR Gezgini kurucusu ve yazarı Önder Erol ÜNSAL‘ın ana konuşmacı olacağı toplantıya, site yazarları Gülcan TUTKUN BERK, Gonca ILICALI ve Özlem FÜTMAN da katılacak ve sunuma ve toplantıya yapacakları katkılarla dinleyicilerle IPR GEZGİNİ deneyimlerini paylaşacaklar. Sitemizin diğer yazarları Selin KALEDELEN, H. Tolga KARADENİZLİ ve Poyraz DENİZ ise çok istemelerine rağmen, maalesef bu toplantıda aramızda olamayacaklar.

Daha bitmedi!

Geçtiğimiz yıl Ankara’da ilkini yaptığımız IPR Gezgini buluşmasını, 16 Şubat gecesi bu kez de İstanbul’da yapmayı planlıyoruz. Bizler toplantı sonrası gece birlikte zaman geçireceğiz ve eğer sizler de aramıza katılmak isterseniz çok seviniriz. Tanışmaya ilaveten, hep birlikte mesleki konularda ve IPR Gezgini’nden beklentiler konusunda sohbet ederiz. Bu buluşmaya katılmayı düşünenler okurlarımız iprgezgini@gmail.com adresinden bizimle temasa geçerlerse, yaklaşık sayıyı belirleyip buluşma mekanını onu göre seçeceğiz.

Toplantı programı ve diğer detaylar aşağıda:

https://members.inta.org/pre-am-receptions?reload=timezone

file:///C:/Users/pc/AppData/Local/Packages/Microsoft.MicrosoftEdge_8wekyb3d8bbwe/TempState/Downloads/inta-Pre-Annual-Meeting_V6.pdf

 

 

İstanbul’daki okuyucularımızla buluşmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.

INTA ve Gün + Partners Avukatlık Bürosu’na da davetleri için tekrar çok teşekkür ediyoruz. Gerçekten çok onurlandık!

Önder Erol ÜNSAL

unsalonderol@gmail.com

Ocak 2018

 

Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü “6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Sempozyumu”nu Kitap Olarak Yayınladı

 

Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü‘nün 9-10 Mart 2017 tarihlerinde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde düzenlediği “6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Sempozyumu”nda sunulan bildiriler ve açık oturumlardaki konuşmalar kitap haline getirildi.

6769 sayılı SMK hakkında düzenlenen ilk ve en geniş kapsamlı toplantılardan birisi olan sempozyum düzenleyenler için olduğu kadar, dinleyenler için de oldukça tatmin edici ve fayda sağlayan bir etkinlikti. Bu bağlamda, sempozyumun kitap haline getirilmiş olmasını IPR Gezgini ekibi olarak bizler de heyecanla karşılıyoruz.

Aşağıda kitabın editörü Prof. Dr. Feyzan Hayal ŞEHİRALİ ÇELİK tarafından kaleme alınan kitap tanıtım duyurusunu, kitabı edinmek için iletişim yöntemlerini ve kitabın içindekiler bölümünün pdf formatındaki Google Drive bağlantısını görebilirsiniz.

Emeği geçenlere bizler de teşekkür ediyoruz.

“Değerli Meslektaşlarımız,

Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü olarak 9-10 Mart 2017 tarihlerinde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde düzenlediğimiz “6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Sempozyumu” ile, Türk Hukuku’nun ilk Sınai Mülkiyet Kanunu’na heyecanla merhaba dedik. Kanun’un yürürlüğe girmesinden çok kısa bir süre sonra gerçekleştirdiğimiz iki günlük bu kapsamlı toplantıda siz değerli akademisyenler, yargı mensupları ve uygulayıcılarla birlikte yeni Kanunumuz’u tanımaya ve anlamaya çalıştık. Türk fikrî mülkiyet hukukunun çok sayıda önemli ismini bir araya getirebilme şansını yakalamış olan, gerek katılımcı kitlesi, gerekse yapılan sunumların kapsam ve niteliği itibarıyla neredeyse bir sembol olarak anılmaya başlayan bu toplantıda sunulan katkıları kitap hâline getirerek ilgilileriyle buluşturabilmeyi, bir dönemin başlangıcını satırlara ilk kez dökebilmeyi görev bildik. Farklı kesimlerden farklı uzmanlık alanlarına, bilgi ve deneyimlere sahip değerli konuşmacılarımız sempozyum sunumlarını akademik birer çalışma hâline getirdiler. Her bir oturumun sonundaki tartışmaların da eklenmesiyle oturumların bütünlüğü bozulmadan sempozyum tümüyle yazılı hâle getirilebildi ve “6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Sempozyumu” kitabı ortaya çıktı. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun bütünü itibarıyla ayrıntılı şekilde incelendiği ilk eser niteliğindeki kitabımızı siz değerli meslektaşlarımızın ilgisine sunabilmenin heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Kitabın ortaya çıkması sürecinde farklı noktalarda yollarımızın kesiştiği bütün ilgililere, katkı sağlayan, emek veren ve sabır gösteren herkese teşekkür ediyor, saygılarımızı sunuyoruz.”

Prof. Dr. Feyzan Hayal ŞEHİRALİ ÇELİK

(Editör)

Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayın Satış Birimi İçin

Tel: (312) 562 16 01 veya 319 11 41’den 2′ yi tuşlayınız.

E-posta: bthae@law.ankara.edu.tr

Kitabın içindekiler bölümü için:   https://drive.google.com/file/d/1bB1S-4LIiKJ5mM6aSLlLgcyIqhGYiwX1/view?usp=sharing

IPR Gezgini

iprgezgini@gmail.com

Ocak 2018

IPR GEZGİNİ 16 Şubat 2018’de İstanbul’da INTA Toplantısı’na Konuk Olacak – Sizleri de Bekleriz

 

Yıllardır verilen ticari kazanç amacı gütmeyen çabanın, bir noktadan sonra başarıya ulaştığını ve takdir edildiğini görebilmek, şüphesiz insanı en mutlu eden yaşam hallerinden birisi olmalı.

IPR Gezgini‘nde ben ve diğer yazar arkadaşlarım için bugünlerde bu hissiyatı yaşıyoruz.

1878 yılında kurulan International Trademark Association (INTA), marka alanında dünyada faaliyet gösteren en büyük sivil toplum örgütüdür ve dünyanın birçok ülkesinden binlerce üyeye sahip bir kuruluştur. INTA üyesi 7,100 kuruluş yaklaşık 31,000 marka profesyonelini temsil ediyor ve üyeler 187 farklı ülkeden geliyor. INTA’nın her yıl dünyanın farklı ülkelerinde düzenlediği yıllık toplantılarda binlerce marka profesyoneli bir araya geliyor ve birçok mesleki alan toplantısının yanında, çok sayıda iş bağlantısı da bu toplantılarda gerçekleştiriliyor.

Yıllık toplantılar öncesi, ülkelerde gerçekleştirilen ön toplantılar ise, üyelerin bir araya gelmesi ve önemli görüşmelerin gerçekleştirilmesi amacına hizmet ediyor. INTA’nın ülkemizde de çok sayıda üyesi mevcut ve dernek üyeleri çeşitli vesilelerle bir araya geliyor.

INTA’nın 16 Şubat 2018 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilecek ulusal toplantısının konuğu ise, -ne mutlu bize ki-: IPR GEZGİNİ!

Fikri Mülkiyet Blogları, ana başlığı ile gerçekleştirilecek toplantıya bizi davet ettikleri için INTA‘ya ve INTA adına organizasyonu gerçekleştiren Gün + Partners Avukatlık Bürosu‘na teşekkürlerimizi sunuyoruz. Doğrusunu söylemek gerekirse çok onurlandık ve mutlu olduk.

Aşağıda programına ve INTA kayıt sayfasına da yer verdiğimiz etkinlik kayıt yaptırmak koşuluyla herkesin katılımına açık olacak.

IPR Gezgini kurucusu ve yazarı Önder Erol ÜNSAL‘ın ana konuşmacı olacağı toplantıya, site yazarları Gülcan TUTKUN BERK, Gonca ILICALI ve Özlem FÜTMAN da katılacak ve sunuma ve toplantıya yapacakları katkılarla dinleyicilerle IPR GEZGİNİ deneyimlerini paylaşacaklar. Sitemizin diğer yazarları Selin KALEDELEN, H. Tolga KARADENİZLİ ve Poyraz DENİZ ise çok istemelerine rağmen, maalesef bu toplantıda aramızda olamayacaklar.

Daha bitmedi!

Geçtiğimiz yıl Ankara’da ilkini yaptığımız IPR Gezgini buluşmasını, 16 Şubat gecesi bu kez de İstanbul’da yapmayı planlıyoruz. Bizler toplantı sonrası gece birlikte zaman geçireceğiz ve eğer sizler de aramıza katılmak isterseniz çok seviniriz. Tanışmaya ilaveten, hep birlikte mesleki konularda ve IPR Gezgini’nden beklentiler konusunda sohbet ederiz. Bu buluşmaya katılmayı düşünenler okurlarımız iprgezgini@gmail.com adresinden bizimle temasa geçerlerse, yaklaşık sayıyı belirleyip buluşma mekanını onu göre seçeceğiz.

Toplantı programı ve diğer detaylar aşağıda:

https://members.inta.org/pre-am-receptions?reload=timezone

file:///C:/Users/pc/AppData/Local/Packages/Microsoft.MicrosoftEdge_8wekyb3d8bbwe/TempState/Downloads/inta-Pre-Annual-Meeting_V6.pdf

 

 

İstanbul’daki okuyucularımızla buluşmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.

INTA ve Gün + Partners Avukatlık Bürosu’na da davetleri için tekrar çok teşekkür ediyoruz. Gerçekten çok onurlandık!

Önder Erol ÜNSAL

unsalonderol@gmail.com

Ocak 2018

 

IPR GEZGİNİ YILBAŞI IP YARIŞMASI DOĞRU YANITLARI VE KAZANANI

 

Sevgili Takipçiler,

Ne iyi ettik de ödüllü bir yılbaşı sınavı yaptık, değil mi! Yılbaşı öncesi hem birlikte eğlenmiş olduk, hem de geçmiş kararları hatırlamış olduk.  Quiz’e gösterdiğiniz yoğun ilgi aramızdaki iletişimin ne kadar güçlü olduğunu bize bir kez daha fark ettirdi, sitemiz tarihinin en yüksek hitini aldı! Teşekkürler!

Soruların açıklanmasının hemen ardından cevaplarınız yağmur gibi düşmeye başladı mesaj kutusuna.

Önce verilen bazı cevaplarla ilgili birkaç yorum yazalım;

1-    Eminem sizinle gurur duyuyor! Birinci soruyu bilemeyen çok az sayıda katılımcı var.

2-    Metro Market katılımcılara kesin indirim yapmalı! 2. soruya gelen cevapların neredeyse %99’u doğru!.

3-    5. soruya İstanbul FSHHM diyenleri yarım doğru kabul etmeyi düşünmedik değil, ama o zaman da İstanbul 2.FSHHM diye yazanlara haksızlık olacaktı.

4-    7. soruya birden fazla katılımcının “Rioja” diye cevap vermesi dikkatimizi çekti. Doğru, Rioja’da İspanya’da bir şarap bölgesi ve tescilli bir coğrafi işaret. Her ne kadar Haziran 2017 itibariyle ilgili merciler Rioja coğrafi işaretinin bölgede üretilen köpüklü şaraplar üzerinde de kullanılmasına izin vermiş olsa da Rioja’nın köpüklü şarap klasmanında meşhur olduğu söylenemez. Halbuki CAVA sadece köpüklü şarap olarak biliniyor.

Bunun yanında aynı soruya “champagne” (şampanya) diyen bazı katılımcılar olduğunu da gördük. Biz bundan alınmadık, ama sanırız Fransızlar alınacaktır!

5-    IPKAT’in “içsesi” olan meraklı, güzel ve pek bir akıllı kedi konusunda “IP”, “AmeriKat”, “Hans Sachs”, “Bodhi” gibi muhtelif cevaplar da geldi. O kedicikleri de pek bir seviyoruz, ama maalesef doğru cevap Merpel (soyismiyle birlikte Merpel McKitten) idi. Yine de bu sorunun IPKAT sitesinde arama yapıp kedicikleri daha fazla tanımaya yardımcı olduğunu düşünüyoruz.

Bu soruda, birden fazla okuyucumuz Merpel yanıtını, AmeriKat, IpKat isimleriyle birlikte verdi. Oysa ki, IpKat sitenin kurucusu Jeremy Philips’in sonrasında sitenin kendisinin, AmeriKat ise sitede yazan Annsley Merelle Ward’un mahlasları. Daha detaylı bilgi için http://ipkitten.blogspot.com.tr/2011/08/who-is-merpel.html bağlantısını inceleyebilirsiniz. Dolayısıyla, Merpel yanıtının AmeriKat, IpKat isimleriyle birlikte verildiği, üç ayrı isimden oluşan yanıtları doğru yanıt olarak kabul etmedik.

6-    8. sorunun biraz şaşırtmalı olduğunun farkındayız. Bu soruya çoğunluk doğru biçimde NETTO cevabını verirken, bazı katılımcıların PRAKTIKER demesi gayet normal. NETTO kararı içinde PRAKTIKER’e atıf var ve ayrıca TPMK’da 35. sınıf uygulamasını değiştirirken bunun gerekçesini PRAKTIKER kararına dayandırmıştı. Ancak, PRAKTIKER kararı 35. sınıfta mağazacılık hizmetlerinin nasıl yorumlanması gerektiği ve burada hizmet sunumuna konu malların detaylı biçimde yazılması gerektiğini işaret ediyordu, NETTO kararı ise hizmetlerin bir araya getirilmesi de bir hizmettir diyor. O yüzden sorunun doğru cevabı NETTO idi.

7- Son sorunun iki doğru yanıtı varmış; biz sadece Kanada’yı biliyorduk, ancak Venezuela’da da yenileme süresi 15 yılmış. Dolayısıyla, her iki ülkeyi de doğru yanıt olarak kabul ettik.

8- Yanıtların iprgezgini@gmail.com adresine gönderilmesini istemiştik, ancak bazı okuyucularımız, muhtemelen aceleyle, yanıtlarını sitede yazının altına yorum olarak yazmış, onları biraz önce onaylayarak görünür hale getirdik ve gönderim zamanlarını dikkate alarak değerlendirmeye aldık.

9- 10 soruya da doğru yanıt birden fazla katılımcımız oldu, dolayısıyla içlerinden yanıtını en hızlı gönderen yarışmanın birincisi oldu.

 


Yarışmadaki doğru cevaplar aşağıda:

 

1- LOSE YOURSELF

2- METRO

3- IP TRANSLATOR

4- NARUTO

5- İSTANBUL 2. FSHHM

6- REDSKINS veya WASHINGTON REDSKINS

7- CAVA

8- NETTO

9- MERPEL veya tam ismiyle MERPEL MCKITTEN

10- KANADA veya VENEZUELA

 


 

KAZANAN İSE:

BURAK TEMİZER 

 


Burak Temizer, bizimle iprgezgini@gmail.com adresinden temasa geçerseniz ve adresinizi bildirirseniz kitabı size ilk fırsatta göndereceğiz.

Tüm katılımcılara tekrar teşekkür ediyoruz.

Bu yarışma işini biz de çok sevdik, yakında yeni sürprizlerimiz olabilir, takipte kalın!

Son olarak, hepinize güzel, mutlu, sağlıklı, başarılı, fikri haklarla dolu yepyeni bir yıl diliyoruz.

IPR Gezgini

iprgezgini@gmail.com

Aralık 2017

IPR Gezgini Ödüllü Yılbaşı IP Yarışması! 27 Aralık 2017 Çarşamba günü saat 10.00’da yayında!

 

IPR Gezgini Ödüllü Yılbaşı IP Yarışması yarın (27 Aralık 2017) saat 10.00’da geliyor!

Hazırlıklı olun ve saatlerinizi kurun.

Soruları doğru olarak yanıtlayarak en kısa sürede e-postayla bize gönderecek ilk kişiye, piyasaya yeni çıkan Sınai Mülkiyet Kanunu (Gerekçeli – Karşılaştırmalı – İçtihatlı) kitabını hediye edeceğiz (Yazarlar: Yasemin Şahinler Baykara (Avukat-Eski TPMK Hukuk Müşaviri), Levent Yavuz (Yargıtay 11 H.D. Üyesi), Türkay Alıca (Ankara FSMH Emekli Hakimi)). Ödül için Yasemin Şahinler Baykara‘ya çok teşekkür ediyoruz.

Yarın saat 10.00’da e-posta hesabınızdan sorularımızı bekleyin.

Yarışma herkese açıktır, sorularımız kazık, yanıtları kısadır, doğru yanıtlayan ve hızlı olan kazanır.

IPR Gezgini

Aralık 2017

iprgezgini@gmail.com 

IPR Gezgini Ödüllü Yılbaşı IP Yarışması! 27 Aralık 2017 Çarşamba günü saat 10.00’da yayında!

 

IPR Gezgini Ödüllü Yılbaşı IP Sınavı yarın (27 Aralık 2017) saat 10.00’da geliyor!

Hazırlıklı olun ve saatlerinizi kurun.

Soruları doğru olarak yanıtlayarak en kısa sürede e-postayla bize gönderecek ilk kişiye, piyasaya yeni çıkan Sınai Mülkiyet Kanunu (Gerekçeli – Karşılaştırmalı – İçtihatlı) kitabını hediye edeceğiz (Yazarlar: Yasemin Şahinler Baykara (Avukat-Eski TPMK Hukuk Müşaviri), Levent Yavuz (Yargıtay 11 H.D. Üyesi), Türkay Alıca (Ankara FSMH Emekli Hakimi)). Ödül için Yasemin Şahinler Baykara‘ya çok teşekkür ediyoruz.

Yarın saat 10.00’da e-posta hesabınızdan sorularımızı bekleyin.

Sınav herkese açıktır, sorularımız kazık, yanıtları kısadır, doğru yanıtlayan ve hızlı olan kazanır.

IPR Gezgini

Aralık 2017

iprgezgini@gmail.com 

IPR Gezgini’ni Sosyal Medyada Takip Ederek Güncel Gelişmelerden Haberdar Olabilirsiniz

iprgezfacebook

 

http://www.iprgezgini.org sitesinde fikri mülkiyet hakları alanında dünyadaki gelişmeleri, haberleri, sınai mülkiyet ofislerinin ve mahkemelerin önemli kararlarını paylaşan IPR Gezgini, sosyal medyada Facebook hesabında sitede yazı haline getirmediği diğer önemli fikri mülkiyet hakları haberlerini ve fikri mülkiyet hakları etkinliklerini paylaşıyor. Paylaşımlar arasında fikri mülkiyet hakları hakkında internette yayınlanmış önemli yazıların bağlantıları ve fikri mülkiyet alanında çalışan yerli ve yabancı sivil toplum örgütlerinin, resmi kurumların ve yayın organlarının güncel paylaşımları da yer alıyor.

Yukarıda yer verdiğimiz içerikte bilgi, haber ve duyurulardan haberdar olmak ve hatta önemli bulduğunuz gelişmeleri diğer IPR Gezgini okurlarıyla da paylaşmak isterseniz, IPR Gezgini facebook hesabını aşağıdaki bağlantıyı kullanarak arkadaşlarınız arasına ekleyebilirsiniz:

https://www.facebook.com/profile.php?id=100008346701691

Fikri mülkiyet hakları konusunda her tür paylaşım ve işbirliğine hazırız ve sizlerin de katkılarını bekliyoruz.

IPR Gezgini

iprgezgini@gmail.com

 

IPR Gezgini Arşivi

archivo

 

IPR Gezgini‘nde şu ana dek yayınlanmış tüm yazıların koleksiyonuna http://wp.me/P43tJx-1P bağlantısından veya IPR Gezgini anasayfasında “Makaleler – Denemeler” sekmesinden erişebilirsiniz.

Bilgilendirme ve duyuru amaçlı birkaç tanıtıcı yazıyı hariç tutarsak IPR Gezgini’nde şu ana dek 225 yazı yayınlanmıştır.

Bu yazıların 27’si Gülcan Tutkun Berk’e, 4’ü H. Tolga Karadenizli’ye, 1’i Bekir Güven’e, kalan 193’ü ise Önder Erol Ünsal’a aittir.

Yazılarımızın birçok metinde, dava dilekçesinde, bilirkişi raporunda kullanıldığını biliyoruz ve bu amacımıza ulaştığımız anlamına geliyor. Yapılan alıntılarda kaynak belirtildiği zaman bizi daha da teşvik etmiş oluyorsunuz, bundan dolayı bize atıfta bulunanlara teşekkür ediyoruz ve tüm alıntılarda yazarlara ve siteye atıfta bulunulmasını umuyoruz.

Yukarıda verdiğimiz bağlantıyı kullanmak istemeyenler için yazı koleksiyonumuzu aşağıya kopyalıyoruz.

Bizi izlemeye devam edin!

IPR Gezgini

Ocak 2016

iprgezgini@gmail.com

(Yazarların ismi yazıların yanında belirtilmiştir, yazar adı belirtilmemiş tüm yazılar Önder Erol Ünsal‘a aittir.)

  • Sloganlardan Oluşan Markaların Ayırt Edici Niteliği –  Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Innovation for the Real World” kararı (T-515/11) http://wp.me/p43tJx-2
  • Avrupa Birliği Adalet Divanı “Colloseum v. Levi Strauss” Ön Yorum Kararı  –  Bileşke Markalarda Gerçek Kullanım Sorunu http://wp.me/p43tJx-V
  • Korsan Parti Hareketi – Fikri Mülkiyet Hakları Korumasında Aşırılığa Karşı Toplumsal Tepki http://wp.me/p43tJx-1a
  • Soyadlarının Marka Olarak Tescil Edilebilirliği Konusunda A.B.D. Mevzuatında Yer Alan Düzenleme ve USPTO Uygulama Esasları http://wp.me/p43tJx-2f
  • Kötü Niyetle Yapılan Marka Tescil Başvurularının Tespit Edilmesinde Uygulanabilecek Bazı İlkeler Hakkında Avrupa Birliği Adalet Divanı Ön Yorum Kararı (C-320/12) http://wp.me/p43tJx-2l
  • Günlük Yaşama Ait Terimlerin Ayırt Edici Niteliği – Birleşik Krallık’ta “The Works” ve “The Basics” Kararları http://wp.me/p43tJx-2q
  • Ses Markalarının İşlevsel Niteliğinin Belirlenmesine İlişkin Değerlendirme İlkeleri – USPTO Temyiz Kurulu “SUTRO” Kararı http://wp.me/p43tJx-2t
  • OHIM Temyiz Kurulu “Tony Montana” Kararı – Kurgu Karakterlerin İsimlerinden Oluşan Markalar ile Telif Haklarının İhtilafı ve Kötü Niyetli Başvuru Sonucu Tescil Edilmiş Markalar Hususu http://wp.me/p43tJx-2y
  • Adalet Divanı “Céline” kararı (C-17/06) –  Tescilli Markanın Üçüncü Kişiler Tarafından Ticaret Unvanı, Şirket veya Dükkan İsmi Olarak Kullanımı ve Taslak Direktifle Öngörülen Düzenleme http://wp.me/p43tJx-2C
  • İhtilaf Dışı Üçüncü Kişiler Adına Önceden Tescilli Markaların Karıştırılma İhtimaline Etkisi – A.B.D. Örneği http://wp.me/p43tJx-2J
  • “du Pont” Faktörleri – Karıştırılma Olasılığının Tespitinde A.B.D.’nde Kullanılan Testler http://wp.me/p43tJx-2M
  • Madrid Protokolü çerçevesinde Uluslararası Marka Tescillerinde Sınıflandırma Sorunları http://wp.me/p43tJx-2O
  • Madrid Protokolü Yoluyla Uluslararası Marka Tescil Sistemi http://wp.me/p43tJx-2Q
  • Adalet Divanı “Bravo” kararı çerçevesinde Topluluk Marka Direktifi 3(1)(d) bendinin analizi ve 556 sayılı KHK 7/1-(d) bendi ile içerik karşılaştırması http://wp.me/p43tJx-2U
  • Tescilsiz Markalara Avrupa Birliği Üyesi Ülkelerde Sağlanan Koruma ve Kapsamı http://wp.me/p43tJx-2Z
  • Muvafakat Mektubu (Letter of Consent) Üzerine Tescil Sorunu http://wp.me/p43tJx-35
  • “Ayırt Edilemeyecek Derecede Benzerlik” Kavramının Eleştirisi http://wp.me/p43tJx-3a
  • Elimizde Karıştırılma İhtimali Kalmamış, Onun Yerine Size İlişkilendirilme İhtimali Verelim http://wp.me/p43tJx-3g
  • Marka İncelemesinde Mutlak Ret Nedenleri http://wp.me/p43tJx-3j
  • Topluluk Marka Hukuku http://wp.me/p43tJx-3o
  • Topluluk Markası Sistemi http://wp.me/p43tJx-3s
  • Nicé Sınıflandırmasının Genel Yapısı, Etkisi ve Sınıflandırma İlkeleri http://wp.me/p43tJx-3y
  • Madrid Protokolü çerçevesinde Esas Tescile veya Başvuruya Bağımlılık http://wp.me/p43tJx-3C
  • “Kapatmak” ve “Veni Vidi Vici” http://wp.me/p43tJx-3G
  • Paris Sözleşmesi Birinci Mükerrer Altıncı Maddesi Anlamında Tanınmış Markalar – “Sınai Mülkiyetin Korunması Hakkında Paris Sözleşmesi’nin Uygulamasına ilişkin Rehber”de Maddenin Analizi http://wp.me/p43tJx-3O
  • Marka Kanunları Hakkında Singapur Andlaşması – Andlaşmanın Amacı, Geçmişi ve Yapısı http://wp.me/p43tJx-3U
  • “Streamserve” kararı – Aynı Markanın Farklı Ülkelerde Önceden Tescil Edilmesi Hususunun ve İnceleme Ofisinin Önceki Kararlarının Marka İncelemesine Etkisi – http://wp.me/p43tJx-3Y
  • Paris Sözleşmesi’nin Dördüncü Mükerrer Altıncı Maddesine (Article 6quinquies) Dünya Ticaret Örgütü Temyiz Organı Tarafından Getirilen Yorum http://wp.me/p43tJx-42
  • Irkçı – Ayrımcı Kelimelerden / Sembollerden Oluşan Markalar ve Kamu Düzenine Aykırılık – Adalet Divanı Genel Mahkemesi “PAKI” kararı ve Türkiye Özelinde Bazı Görüşler http://wp.me/p43tJx-4c
  • Ayırt Edici Nitelikten Yoksun ve Tanımlayıcı Markaların Değerlendirilmesi – Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın C-90/11 sayılı Kararı http://wp.me/p43tJx-4k
  • “What About Transits?” – Transit Mallar Hakkında Adalet Divanı’ndan Geç Kalmış Yanıt http://wp.me/p43tJx-4p
  • OHIM Temyiz Kurulu (Board of Appeal) hakkında http://wp.me/p43tJx-4s
  • Tanınmışlık Benzer Marka Değerlendirmesini Ne Derecede Değiştirebilir? “NC NICKOL & NIKE Kararı” http://wp.me/p43tJx-4w
  • “Tosca Blu” ve “El Corte Ingles” Kararları ve Tanınmış Markaların Adalet Divanına göre Değerlendirmesi http://wp.me/p43tJx-4C
  • Kullanım Sonucu Kazanılmış Ayırt Edicilik İddiasının İspatlanmasında Tüketici Anketleri – İsviçre’den bir Mahkeme Kararı http://wp.me/p43tJx-4H
  • Marka İtirazlarında Açık Büfe veya Fiks Menü Tarifeler http://wp.me/p43tJx-4L
  • Üç Boyutlu Markalarda Grafik Gösterim ve Ayırt Edici Nitelik Tartışması  – Almanya’dan bir Mahkeme Kararı http://wp.me/p43tJx-4R
  • Bir Marka Türü olarak “Marka Serileri” http://wp.me/p43tJx-4U
  • Sabel v. Puma ; Canon v. MGM ; Lloyd Schuhfabrik Meyer v. Klijsen Handel ; Marca Mode v. Adidas Davaları ve Karıştırılma Olasılığı Değerlendirmesinin Temel İlkeleri http://wp.me/p43tJx-4Y
  • “IP TRANSLATOR” Davası ve Nicé Sınıflandırmasında Sınıf Başlıklarının Kapsamı Sorunu http://wp.me/p43tJx-54
  • IP TRANSLATOR I – İlahlar Böyle İstedi – C-307/10 sayılı ECJ Kararı http://wp.me/p43tJx-59
  • IP Translator II – OHIM Reaksiyonu yani 2/12 sayılı OHIM Başkanlık Genelgesi http://wp.me/p43tJx-5i
  • IP Translator III – Birinci Dalga Eleştiriler http://wp.me/p43tJx-5o
  • IP Translator IV – “Sınıf Kapsamları” Çalışması – Avrupa Birliğinde Sınıf Başlıklarının Revizyonu Projesi http://wp.me/p43tJx-5u
  • IP Translator V – Alman Patent ve Marka Ofisinin Reaksiyonu http://wp.me/p43tJx-5z
  • IP Translator VI –  AB Üyesi Ülkelerin ve OHIM’in “IP Translator” Kararının Uygulamasıyla ilgili Ortak Bildirisi http://wp.me/p43tJx-5D
  • Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor – Peki Katı Marka Uzmanları Ne Oluyor? http://wp.me/p43tJx-5H
  • Madrid Protokolü kapsamındaki Uluslararası Marka Başvurularına ilişkin Ret Kararları, İlgili Düzenlemeler ve Süre Limitleri http://wp.me/p43tJx-5L
  • Madrid Protokolü’nde Statü Bildirim Yazıları ve Kesin Karar Bildirimleri http://wp.me/p43tJx-5Q
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Royal Shakespeare” kararı – Tiyatro Yapımları
  • Madrid Protokolü Kapsamında Uluslararası Tescili Ulusal Başvuruya Dönüştürme (Transformation) İşlemi http://wp.me/p43tJx-5Z
  • SBB vs. Apple – İsviçre Demiryolları Saati İhtilafı http://wp.me/p43tJx-63
  • Avrupa Birliği İlerleme Raporu 2012 “Fikri Mülkiyet Hukuku” Kısmı – Sisyphos Söylencesinin Zirveye Yaklaşma Bölümü mü? http://wp.me/p43tJx-69
  • Avrasya Markası mı Geliyor? http://wp.me/p43tJx-6c
  • Obama A.B.D.’nde Patent Trollerine Karşı – Peki Türkiye’de Marka Trollerine Karşı Ne Yapmalı? http://wp.me/p43tJx-6i
  • Uluslararası Bir Suçlunun İsmi Marka Olarak Tescil Edilebilir mi? Kolombiya’da “Pablo Emilio Escobar Gaviria” Başvurusu http://wp.me/p43tJx-6m
  • Gareth Bale Gol Sevincini Birleşik Krallık’ta Marka Olarak Tescil Ettirdi – Peki Benzer Gol Sevinçleri Ne Olacak? http://wp.me/p43tJx-6r
  • Porno Filmler Telif Hakkı Kapsamında Korunabilecek Derecede Fikri Yaratıcılık İçerir mi? Dikkat Çekici bir Münih Bölge Mahkemesi Kararı http://wp.me/p43tJx-6y
  • “NUTELLA” mı yoksa “NUGTELLA” mı tercih edersiniz? http://wp.me/p43tJx-6B
  • HADOPI Yasası Çatırdıyor – Fransa’da İnternet Üzerinden Yasadışı Dosya Paylaşımı ve Dosya İndirme Hakkında Yasal Düzenleme http://wp.me/p43tJx-6F
  • Sir Elton John Telif Hakkı İhlali Davasında Suçsuz Bulundu – “Nikita” v. “Natasha” Davası http://wp.me/p43tJx-6K
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “Pirate Bay” Kararı – İfade Özgürlüğü v. Telif Hakları Tartışması http://wp.me/p43tJx-6N
  • OHIM Temyiz Kurulu “Sharbati” Kararı – Yabancı Dillerdeki Kelimelerin Tanımlayıcı Niteliğine İlişkin Değerlendirme http://wp.me/p43tJx-6R
  • Adalet Divanı Birinci Derece Mahkemesi “Eurohealth” Kararı – Kapsayıcı Terimin İçeriğinin Yalnızca Bir Bölümüne İlişkin Tanımlayıcılık Hali http://wp.me/p43tJx-6W
  • Yabancı Dillerdeki Tanımlayıcı Markalar Hakkında USPTO Uygulaması – Yabancı Eşitler Doktrini http://wp.me/s43tJx-435
  • Malların ve/veya Hizmetlerin Benzerliğine İlişkin USPTO İnceleme Esasları http://wp.me/p43tJx-74
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Halloumi – Hellim” Kararı http://wp.me/p43tJx-79
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “3D eXam” Kararı – Tanımlayıcı Markalar Konusunda Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok http://wp.me/p43tJx-7f
  • PHOTOS.COM Kararı – Adalet Divanı Genel Mahkemesinin Ayırt Edici Olmayan ve Tanımlayıcı Nitelikteki İnternet Alan Adlarından Oluşan Markalara Yönelik Değerlendirmesi http://wp.me/s43tJx-453
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Babilu” Kararı – “IP Translator” sonrası OHIM Başkanlık Genelgesi Uygulama Alanı Buluyor http://wp.me/p43tJx-7o
  • “Avrupa Marka Sisteminin İşleyişine Dair Çalışma” (Max Planck Enstitüsü) – İstemediğiniz kadar bilgi ve veri http://wp.me/p43tJx-7t
  • AB Üyesi Ülkelerin Marka Tescil Sistemlerine İlişkin Bazı Temel Bilgiler http://wp.me/p43tJx-7x
  • Avrupa Birliği Adalet Divanı “FCI” Ön Yorum Kararı – Tescil Zırhı Önceki Markadan Kaynaklanan Hakların Uygulanmasını Engeller mi? http://wp.me/s43tJx-473
  • “Halloumi” Kararı Avrupa Birliği Adalet Divanı Tarafından Onandı http://wp.me/p43tJx-7P
  • Avrupa Birliği Adalet Divanı WINTERS v. RED BULL Kararı (C-119/10) – Hizmet Sağlayıcının Üçüncü Kişinin Talimatı Üzerine Benzer Markayı Kullanımı Hangi Tip Durumlarda Marka Sahibince Yasaklanabilir? http://wp.me/p43tJx-7T
  • A.B.D. Marka Hukukunda Esas Sicil ve Ek Sicil Ayrımı http://wp.me/p43tJx-7X
  • A.B.D. Patent ve Marka Ofisi (USPTO) ve Topluluk Marka Ofisi (OHIM)’in Marka Tescil Başvuruları Hakkında Ret Kararı Oranları –  Harmonizasyon Bir Hayal mi? http://wp.me/p43tJx-82
  • Avrupa Birliği Marka Rejimi Değişiyor mu? Avrupa Birliği Komisyonu’nun Taslak Direktif ve Tüzük Metinleri ve Değerlendirmesi (1) http://wp.me/p43tJx-8e
  • Avrupa Birliği Marka Rejimi Değişiyor mu? Avrupa Birliği Komisyonu’nun Taslak Direktif ve Tüzük Metinleri ve Değerlendirmesi (2) http://wp.me/p43tJx-8q
  • OHIM Temyiz Kurulu, OHIM İnceleme Kılavuzuyla Ne Derecede Bağlıdır? Avrupa Birliği Adalet Divanının C-53/11 Sayılı Kararı http://wp.me/p43tJx-8u
  • Avrupa Birliği Adalet Divanı Bainbridge Kararı (C-234/06) – Bir Marka Serisine veya Marka Ailesine Dahil Olma Gerekçesiyle Karıştırılma veya Çağrıştırma İhtimali http://wp.me/p43tJx-8x
  • Taht Kavgaları Devam Ediyor – “Game of Thrones” Tahtını Terk Etmiyor http://wp.me/p43tJx-9q
  • OHIM Marka İnceleme Kılavuzu Güncelleniyor http://wp.me/p43tJx-9x
  • Ülke Bayraklarını Kısmen İçeren Marka Başvurularının Tescil Edilebilirliği Sorunu – Portekiz’den Winhouse Kararı http://wp.me/p43tJx-9G
  • OHIM Uygulaması – Mutlak Ret Nedenleri Kapsamında Reddedilen Markalara İlişkin İtirazlarda Kabul Edilmesi Mümkün Olmayan Argümanlar http://wp.me/p43tJx-9N
  • Bileşke Kelime Markalarında Kelime Unsurlarından Birisinin Önceden Tescilli Olması Durumunda Karıştırılma İhtimalinin Varlığı – Adalet Divanı “Medion v. Thomson” Kararı (C-120/04) http://wp.me/p43tJx-9S
  • Bileşke Kelime Markalarında Karıştırılma İhtimalinin Değerlendirilmesi – Topluluk Marka Ofisi (OHIM) Uygulaması http://wp.me/p43tJx-a2
  • Tanınmış Tescilli Markanın Kullanımı v. İfade Özgürlüğü Çatışması – LEGO Markasının Kullanımı ile ilgili bir Örnek Olay http://wp.me/p43tJx-ah
  • Yabancı bir Ülkeden İnternet Üzerinden Alışveriş Fikri Mülkiyet Haklarına Tecavüzü Engeller mi? Adalet Divanı “Blomqvist v. Rolex” Önyorum Kararı (C-98/13) http://wp.me/p43tJx-au
  • Tanınmış Markanın Üçüncü Kişilerce Kullanımında “Haklı Neden” Kavramı – Adalet Divanı “Leidseplein Beheer v. Red Bull” Ön Yorum Kararı (C-65/12) http://wp.me/p43tJx-aF
  • Ahlaka Aykırı Kelimelerden Oluşan Markaların Değerlendirilmesi – Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Ficken” Kararı (T-52/13, T-54/13) http://wp.me/p43tJx-aO
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Vogue” Kararı – Kapsamı Belirsiz Terimler Bakımından Malların veya Hizmetlerin Benzerliğinin Değerlendirilmesi (T-229/12) http://wp.me/p43tJx-aU
  • A.B.D. Uygulamasında Marka Sahibinin Önceki Tarihli Aynı Markalarının İncelemeye Etkisi Nedir? – veya – A.B.D. Uygulamasında Müktesep Haktan Bahsetmek Mümkün müdür? http://wp.me/p43tJx-b3
  • Morehouse Savunması – A.B.D. Uygulamasında Çok Taraflı İşlemlerde Marka Sahibinin Önceki Tarihli Aynı Markalarının İncelemeye Etkisi Nedir? – veya – A.B.D. Uygulamasında Müktesep Haktan Bahsetmek Mümkün müdür? (2) http://wp.me/p43tJx-b7
  • IP Translator VII – AB Üyesi Ülkeler ve OHIM’in İkinci ve Üçüncü Ortak Bildirileri – Nicé Sınıflandırması Sınıf Başlıkları Tabirlerinden Hangileri Yeterince Açık ve Kesin Değildir? http://wp.me/p43tJx-bf
  • Amerika Birleşik Devletleri Patent ve Marka Ofisi (USPTO) Çalışabilecek En İyi Federal Bağlı Kuruluş Olarak Seçildi http://wp.me/p43tJx-bq
  • Politik – Sosyal Sloganlardan veya Toplumsal Olayların İsimlerinden Oluşan Marka Başvurularının Değerlendirilmesi – USPTO’nun “Boston Strong” ve “Occupy Wall Street” Kararları http://wp.me/p43tJx-bt
  • İtiraz Dilekçesinde İnceleme Uzmanına Kişisel Saldırıda Bulunulması ve Ahlaka Aykırı Markaların Değerlendirilmesi – USPTO Temyiz Kurulu “FOK’N HURTS” Kararı http://wp.me/p43tJx-bB
  • “Matrix” Filmine Yönelik Telif Hakkına Tecavüz İddiası Haksız Bulundu http://wp.me/p43tJx-bJ
  • Kötü Niyetle Yapılan Marka Başvuruları Hakkında Avrupa Birliği Adalet Divanı Kararlarında Yer Alan Temel İlkeler http://wp.me/p43tJx-bQ
  • “Stop the Islamisation of America” Marka Tescil Başvurusu – Halkın Bir Bölümünü Aşağılayıcı Markalar Hakkında USPTO Temyiz Kurulu ve Federal Daire Temyiz Mahkemesi Kararları http://wp.me/p43tJx-bX
  • USPTO Temyiz Kurulu “SpiderGraph” Kararı – Başvuru Sahibinin Önceki Tarihli Tescilli Markasının Yeni Başvuruların İncelenmesine Etkisi http://wp.me/p43tJx-c3
  • Tek Rengi Münhasır Ayırt Edici Unsur Olarak İçeren Markaların Benzerliğine Dair Değerlendirme – USPTO Temyiz Kurulu “Cook Medical Technologies” Kararı http://wp.me/p43tJx-c8
  • Kişi İsim ve Soyisimlerinden Oluşan Markalarda Karıştırılma Olasılığı İncelemesinin Esasları – Avrupa Birliği Adalet Divanı “Barbara Becker” Kararı (C-51/09) http://wp.me/p43tJx-cf
  • Honda Super Cup Modeli Motosikletin Şekli Japonya’da Üç Boyutlu Marka Olarak Tescil Edildi http://wp.me/p43tJx-cy
  • “Giysiler” ile “Giysilerin Perakendeciliği Hizmetleri”nin Benzerliği – Adalet Divanı Genel Mahkemesi “ENI v. EMI” Kararı (T-599/11) ve Konu Hakkında OHIM Karar Kılavuzu Değerlendirmesi http://wp.me/p43tJx-cs
  • Avrupa Birliği Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Aris” Kararı – Marka Sahibinin Önceki Tarihli Aynı Markalarının İncelemeye Etkisi (T-247/12) http://wp.me/p43tJx-cl
  • Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın Perakende Satış Mağazalarının Görsel Düzenlerinin Marka Olarak Tescil Edilebilirliğine İlişkin C-421/13 Sayılı Ön Yorum Kararı http://wp.me/p43tJx-cM
  • “L. Skywalker” İmzasının Kullanımı Pasaport Alımına Engel Teşkil Eder mi?  http://wp.me/p43tJx-cZ
  • Hizmetlerin Perakendeciliği Bir Hizmet Midir? Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın “Netto” Kararı (C-420/13) http://wp.me/p43tJx-d3
  • Nicé Sınıflandırmasının Sınıf Başlıklarının Kapsamı Hakkında A.B.D. ve Avrupa Birliği Üyesi Ülkelerin Uygulamaları ve Türkiye Bakımından Kısa Değerlendirme http://wp.me/p43tJx-da
  • Sigara Ambalajlarına İlişkin Tek Tip Paketleme (Plain Packaging) Düzenlemesi ve Düzenlemenin Tescilli Marka Haklarıyla Bağlantısı http://wp.me/p43tJx-dn
  • Kara Şövalye Engellere Rağmen Yükselmeye Devam Ediyor! Sinema Filmindeki Kurgusal Marka Kullanımı Tescilli Marka Hakkına Tecavüz Teşkil Eder mi? A.B.D.’nde “Clean Slate” Davası http://wp.me/p43tJx-dt
  • Fare Kulakları İhtilafı! “Deadmau5” v. “Disney” – Yeni Bir “Celebrity Deathmatch” http://wp.me/p43tJx-dA
  • Eminem, Yeni Zelanda Ulusal Partisi’ne Karşı – İlgi Çekici Bir Telif Hakkına Tecavüz Tartışması http://wp.me/p43tJx-dN
  • Sert Kovboy John Wayne, Duke Üniversitesi’nin Hakkından Gelebilecek mi? http://wp.me/p43tJx-dS
  • Ayak Giysileri ile Parfümler Bağlantı Mallar mıdır? Malların Benzerliği Konusunda İlgi Çekici Bir USPTO Temyiz Kurulu Kararı http://wp.me/p43tJx-e0
  • Isis Markasının Seçim ve Terk Edilme Hikayesi – Uluslararası Terör Bir Çikolata Markasını Nasıl Etkileyebilir? http://wp.me/p43tJx-e9
  • “Lambretta” Kararı (T-51/12) – Adalet Divanı Genel Mahkemesi “IP Translator” Kararının Uygulama Alanını Açıklığa Kavuşturmaya Devam Ediyor http://wp.me/p43tJx-e3
  • İsviçre Federal Fikri Mülkiyet Enstitüsü “SC Studio Coletti” Kararı – Gelişmiş Ülke Ofisi Kararı Her Zaman Mutlak Doğruyu Gösterir mi? http://wp.me/p43tJx-el
  • USPTO Temyiz Kurulu “Barton Family Winery” Kararı – Aynı Soyismini Farklı Kelime Unsurlarıyla Birlikte İçeren Markalar Arasında Karıştırılma İhtimali İncelemesi http://wp.me/p43tJx-ey
  • USPTO Temyiz Kurulu “The Egg” Kararı – Malların Şeklini Tarif Eden Terimlerin Tanımlayıcı Niteliği http://wp.me/p43tJx-eL
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “KAATSU” Kararı – “Piyasada İlk Kez Kullanım” veya “Piyasada Tanımlayıcı Kullanımın Fiilen Bulunmaması” Argümanları Tanımlayıcılık Halini Ortadan Kaldırır mı? http://wp.me/p43tJx-eG
  • Ayırt Edici Gücü Olmayan veya Ayırt Edici Gücü Zayıf Olan Unsurların Karıştırılma Olasılığına Etkisi – Avrupa Marka ve Tasarım Ağı Ortak Bildirgesi http://wp.me/p43tJx-eS
  • Bruce Lee Halen Yenilmez! Ünlü Kişilerin İsimlerinden Oluşan Başvurular Hakkında Çin Halk Cumhuriyeti’nden Dikkat Çekici Bir Mahkeme Kararı http://wp.me/p43tJx-eY
  • Çizgi Dizi Kahramanı ile Aynı İsme Sahip Olmak Gerçek Kişinin İtibarını Zedeler mi? İtalya’da “Peppa Pig” Vakası http://wp.me/p43tJx-fc
  • Rubik Küp Şekli Üç Boyutlu Bulmacalar İçin Marka Olarak Tescil Edilebilir mi? Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin T-450/09 Sayılı Kararı http://wp.me/p43tJx-f4
  • IPR Gezgini’nde Yenilik – “Mevzuat ve Bağlantılar” Ana Menüsü – http://wp.me/p43tJx-g9
  • Çikolata Şekillerinin veya Ambalajlarının Ayırt Edici Niteliği – Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin T-440/13 Sayılı Kararı – http://wp.me/p43tJx-gi
  • Tanımlayıcı Markaların Değerlendirilmesine İlişkin Genel İlkeler Tekrar Ediliyor – Avrupa Birliği Adalet Divanı Genel Mahkemesi “REHABILITATE” Kararı (T-712/13) – http://wp.me/p43tJx-gp
  • “I Can’t Breathe” Sloganı A.B.D.’nde Marka Olarak Tescil Edilecek mi? Toplumsal Nitelik Kazanmış Sloganları veya Politik Olayların İsimleri Ticarileştirmek Para Kazanmanın En Kolay Yolu mu Olacak? http://wp.me/p43tJx-gv
  • USPTO Temyiz Kurulu “THE SLANTS” Kararı – Irkları Aşağılayıcı Terimlerin Marka Olarak Tescili Mümkün müdür? http://wp.me/p43tJx-gD
  • “Tomorrowland” Kimin Markası? Disney’in İşi Bu Kez Her Zamankinden Daha Zor http://wp.me/p43tJx-gK
  • “Je Suis Charlie” Sloganının Marka Olarak Tescil Edilmesi Talepleri – Konu Hakkında OHIM ve INPI Duyuruları http://wp.me/p43tJx-gS
  • Avrupa Birliği Adalet Divanı “Tripp Trapp” Kararı (C-205/13) – Ürünlerin Doğasından Kaynaklanan veya Ürünlere Esasa İlişkin Değer Katan Şekillerin Marka Olarak Tescili Taleplerine Yönelik Değerlendirme http://wp.me/p43tJx-h5
  • OHIM Temyiz Kurulu Kararı Yeteri Derecede Gerekçeli Olmazsa Ne Olur? Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin T-605/13 Sayılı Kararı http://wp.me/p43tJx-hl
  • “Sandviçler” ve “Sebze Salataları” Bağlantılı Mallar mıdır? USPTO Temyiz Kurulu “THE LAFAYETTE” Kararı http://wp.me/p43tJx-hr
  • “I ❤ Paris” Sloganı Ayırt Edici Niteliğe Sahip midir? Fransa’dan Dikkat Çekici Bir Mahkeme Kararı http://wp.me/p43tJx-hy
  • Tanınmış Markanın Ününden Haksız Fayda Sağlanması Kavramı Ne Şekilde Değerlendirilmelidir? Adalet Divanı Genel Mahkemesi “KENZO” Kararı (T-322/13) http://wp.me/p43tJx-hH
  • Organizasyon veya Etkinlik İsminden Oluşan Markaların Tescil Edilebilirliği Hakkında Güncel Bir USPTO Temyiz Kurulu Kararı – “International Air and Space Program” Markası http://wp.me/p43tJx-hR
  • Marka ve Patent Uzmanları Derneği (MAPADER) Kuruldu – http://wp.me/p43tJx-i2
  • USPTO Temyiz Kurulu “CLETAXI” Kararı – Tanımlayıcı Markalara Yönelik Uygulama Bir Kez Daha İrdeleniyor – http://wp.me/p43tJx-i8
  • Sloganlardan Oluşan Markaların Değerlendirilmesi – Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Wet Dust Can’t Fly” Kararı (T-133/13) – http://wp.me/p43tJx-if
  • Yabancı Dillerdeki Terimlerin Tanımlayıcı Niteliği – İtalyan Yüksek Mahkemesi “SLIMMER” Kararı – http://wp.me/p43tJx-il
  • IPR Gezgini Yeni Yazarlar Arıyor – http://wp.me/p43tJx-it
  • USPTO Temyiz Kurulu’nun Karıştırılma Olasılığı Hakkındaki Kararları Mahkemeler İçin Tecavüz Davalarında Önleyici Etkiye Sahip midir? A.B.D. Yüksek Mahkemesi “Sealtite” Kararı (No. 13-352) – http://wp.me/p43tJx-io
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “FORCE” Kelimesinin Ayırt Edici Gücünü Değerlendiriyor – “FSA K-FORCE” Kararı (T-558/13) – http://wp.me/p43tJx-iy (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Adalet Divanı Sloganların Ayırt Edici Niteliği Konusunu Yeniden Değerlendiriyor – “So What Do I Do With My Money” Kararı (T-609/13 ) – http://wp.me/p43tJx-iW
  • “Rienergy Cola” – “Coca Cola”ya Karşı – Ayırt Edici Gücü Zayıf Kelimelerin Tertip Tarzlarının ve Tanınmışlığının Karıştırılma Olasılığına Etkisi  (Adalet Divanı Genel Mahkemesi – T-384/13) – http://wp.me/p43tJx-j7 (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • “GREEN” Sadece Bir Renk Adı Değildir – Adalet Divanı Genel Mahkemesi “GREENWORLD” Kararı (T-106/14) –  http://wp.me/p43tJx-jj  (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Amerikan Patent ve Marka Ofisi, Bir “Moda İkonu” Olan “Prenses Kate” Adının Marka Olarak Tescil Edilebilirliğini Tartışıyor (85179243) – http://wp.me/p43tJx-jA (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • “DIGITAL COUPONS” v. “DG DIGITAL QPONS” Ayırt Edici Gücü Zayıf Unsurların Karıştırılma Olasılığına Etkisi – USPTO Temyiz Kurulu Kararı – http://wp.me/p43tJx-jt
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “SMARTER SCHEDULING” Başvurusunu Değerlendiriyor (T-499/13) – http://wp.me/p43tJx-jJ (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • “SKYPE”, Adalet Divanı’nda Marka Tescili Sınavından Geçemiyor (T-423/12) – http://wp.me/p43tJx-jQ (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • USPTO Temyiz Kurulu “MASTERBAITER” Kararı – Mallar Aynı veya Benzerken, Malların Fiili Kullanımının Farklılığı Karıştırılma Olasılığı Değerlendirmesini Etkiler mi? – http://wp.me/p43tJx-jW
  • Adalet Divanı Temyiz Mahkemesi’nin “ASOS” Kararı (C-320/14 P) – “Sulh İçinde Birlikte Var Olma (Peaceful Coexistence)” Olgusunun İspatı Neredeyse “İmkansız”… – http://wp.me/p43tJx-k0 (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 16/5 fıkrası Anayasa’ya Aykırılık Gerekçesiyle İptal Edildi. Sıra 7/1-(b) Bendinde mi? – http://wp.me/p43tJx-k7
  • Anayasa Mahkemesi’nin Olası 7/1-(b) Bendi İptal Kararı – Sorular ve Muhtemel Sorunlar – http://wp.me/p43tJx-kc
  • Meşhur “Paskalya Tavşanı” Kararı – Adalet Divanı “Lindt Goldhase” Tescilindeki Kötü Niyet İddiasını Tartışıyor (C-529/07) – http://wp.me/p43tJx-ko (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • MAPADER Genel Kurulu Toplandı – http://wp.me/p43tJx-kw
  • Tanınmış Marka Olmak Her Zaman Yeterli Değildir! Adalet Divanı’nın “SWATCH/SWATCHBALL” Kararı (T-71/14) – http://wp.me/p43tJx-kM (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Anayasa Mahkemesi 7/1(ı) Bendini de İptal Etti – Sıcak Bir Yaz Geliyor – http://wp.me/p43tJx-l2
  • “Perakendecilik Hizmetleri” Nedir? Marka Tescilinde Somut Karşılığı Ne Şekilde Ortaya Çıkar? – http://wp.me/p43tJx-l8
  • Avrupa Adalet Divanı Genel Mahkemesi Tanınmışlık Değerlendirmesi Yapıyor / SPA Kararı (T-131/12) – http://wp.me/p43tJx-ld (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Divan, Temyiz İncelemesinde Birliğin Üniter Yapısını Vurguluyor, C-445/12 P – http://wp.me/p43tJx-lp (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Marka İncelemesinde Malların ve/veya Hizmetlerin İlişkisinin Tespitine Yönelik İlkeler – USPTO Değerlendirmesi – http://wp.me/p43tJx-ly
  • Lego’nun Küçük Adamları Marka Olarak Korunuyor! Genel Mahkeme’den Yeni Bir Lego Kararı (T‑396/14) – http://wp.me/p43tJx-lE (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Avrupa Birliği Marka Mevzuatı Değişiyor – Taslak Direktif ve Taslak Tüzük’le Getirilen Yeni Düzen – http://wp.me/p43tJx-lL
  • Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Tebliğ Çağrısı – 2. Fikri Mülkiyet Hukuku Uluslararası Sempozyumu ve 2. Ticaret Hukuku Uluslararası Sempozyumu Düzenleniyor – http://wp.me/p43tJx-lY
  • AB Marka Hukuku ve OHIM Uygulaması Bağlamında Karıştırılma İhtimali Kavramı: Genel İlkeler ve Metodoloji – http://wp.me/p43tJx-lU (Yazar: H. Tolga Karadenizli)
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin 16 Haziran 2015 Tarihli  “TEFLON” Kararı (T-660/11) – http://wp.me/p43tJx-mk (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Birliğin Resmi Dilleri Dışında Kelimeler İçeren Topluluk Markalarında Karıştırılma İhtimali Değerlendirmesi Nasıl Yapılır? Genel Mahkeme 25 Haziran 2015 Tarihli Kararı İle Arapça Topluluk Markaları Hakkında Görüş Bildiriyor, (C 147/14) – http://wp.me/p43tJx-ms (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Karıştırılma İhtimali: AB Adalet Divanı İçtihatları ve Dava Hukuku Kaynaklı Genel İlkeler – http://wp.me/p43tJx-mQ (Yazar: H. Tolga Karadenizli)
  • Bir Ortağın, Şirketten Habersiz Kendi Adına Marka Tescili Başvurusu Yapması “Kötü Niyet” Olarak Değerlendirilmiştir. Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin, “Bol Aktörlü” Bir Hükümsüzlük Davasına İlişkin 16 Haziran 2015 Tarihli Kararı, (T-306/13) – http://wp.me/p43tJx-mZ (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • 101 ve 501 Markaları Benzer Mi? Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin 3 Haziran 2015 Tarihli Levi’s 501 Kararı, (T-604/13) – http://wp.me/p43tJx-n7 (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi 15 Temmuz 2015 Tarihli Kararı İle Ayırt Ediciliği Çok Düşük “HAPPY HOURS/HAPPY TIME” Markaları Arasında Karıştırılma İhtimali Değerlendirmesinde Bulunuyor. (T‑352/14) – http://wp.me/p43tJx-nd (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • “Fikri Mülkiyet Hakları İhlallerinin Ekonomik Maliyeti” Konusunda AB Gözlemevi Raporu – http://wp.me/p43tJx-np
  • The Simpsons Gangsterlere Karşı – Çizgidizi Karakterlerinin Gerçek Kişilere Görsel Benzerliği Hakkında Bir Dava – http://wp.me/p43tJx-nv
  • Cezayir de Madrid Protokolü’ne Katıldı – Elveda Madrid Andlaşması! – http://wp.me/p43tJx-nD
  • Olimpiyat İlkeleri Arasında Telif Hakkı İhlali de Var mı? 2022 Pekin Kış Olimpiyatları Resmi Şarkısı Hakkında Telif Hakkı İhlali İddiası – http://wp.me/p43tJx-nH
  • Coğrafi İşaretin Ününden Haksız Fayda Sağlanması – Parmigiano Reggiano Peynir Birliği Pornhub’a Karşı – http://wp.me/p43tJx-nM
  • 7/1-(b) Bendi Anayasa’nın 91. Maddesine Aykırı mıdır? Anayasa Mahkemesi Kararı Öncesi Kafa Karıştırıcı Yeni Bir Soru – http://wp.me/p43tJx-nT
  • Tescilli Markanın Ayırt Edici Karakterini Değiştirmeden Farklı Unsurlarla Birlikte Kullanılması Halinde de Marka Kullanımından Bahsedilir. Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin 15 Temmuz 2015 Tarihli, Tescilli Markanın 5 yıl Süreyle Kullanılmaması İddiası İle Açılan İptal Davası Kararı/T‑215/13 – http://wp.me/p43tJx-o4 (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Seçim Kampanyasında Kullanılan Afişlerle Marka Hakkına Tecavüz Mümkün müdür? Örnek Olay A.B.D.’nde HERSHEY Davası – http://wp.me/p43tJx-ob
  • Dismaland, Disneyland İçin Sıkıntı mı? Dismaland: Çocuklar İçin Uygun Olmayan Aile Parkı – http://wp.me/p43tJx-om
  • “IP Finance” İnternet Bloğu – Fikri Mülkiyet Hakları Korumasının Ekonomik Boyutu ile İlgilenenler için Zengin Bir Kaynak – http://wp.me/p43tJx-oy
  • Alman Federal Mahkemesi, 9 Temmuz 2015 tarihli “Nivea/Blau” Kararı ile Soyut, Tek Renk Markasının Ayırt Ediciliğini Tartışıyor – http://wp.me/p43tJx-oC (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Yemek Tarifleri Telif Hakkı Kapsamında Korunabilir mi? A.B.D. Temyiz Mahkemesi “Pechu Sandwich” Kararı – http://wp.me/p43tJx-oL
  • Anzak Markasının 1. Dünya Savaşı Döneminde Avustralya’da Kullanımına İlişkin Düzenleme – Avustralya Fikri Mülkiyet Ofisi 1. Dünya Savaşı’nın 100. Yılı Araştırmaları – http://wp.me/p43tJx-oP
  • ABD Federal Temyiz Mahkemesi 19 Ağustos 2015 Tarihli Kararında Jack Wolfskin’in Pençe İzi Markasını Tartışıyor – http://wp.me/p43tJx-oY (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Avrupa’da Markaların Kullanılmamasından ve Mal ve Hizmet Listelerinin Genişliğinden Kaynaklanan Sorunlar – Birleşik Krallık Fikri Mülkiyet Ofisi Raporu – http://wp.me/p43tJx-p6
  • Marka ve Patent Uzmanları Derneği (MAPADER) İnternet Sitesi Yayında – http://wp.me/p43tJx-pe
  • Almanya’da “PINAR SOSİS” Markası EGETÜRK’ün! Alman Federal Yüksek Mahkemesi, 17 Kasım 2014 Tarihli Kararı İle “PINAR SOSİS” Markasını Tartışıyor – http://wp.me/p43tJx-pk (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Sevgilinize Süpermarketten Pırlanta Yüzük Alır mısınız? “Tiffany v. Costco” Davası – http://wp.me/p43tJx-ps
  • OHIM Büyük Temyiz Kurulu’nun “PAPAGAYO ORGANIC” Kararı: Fransız Tüketiciler için “Şarap” ve “Rom” Benzer midir? – http://wp.me/p43tJx-pE (Yazar: H. Tolga Karadenizli)
  • Patent Uzmanına Hakaret Eden Patent Vekilinin Yetkileri USPTO’da 6 Ay Süreyle Askıya Alındı – http://wp.me/p43tJx-q0
  • “DüsseldorfCongress” Hizmet Markası Tanımlayıcıdır! Almanya Federal Yüksek Mahkemesi “DüsseldorfCongress” Markasının Ayırt Ediciliğini Tartışıyor – http://wp.me/p43tJx-pz (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Marka Başvurularında İhtiyaç Duyulmayan Mal ve Hizmetlere Yer Verilmesi Sorunu ve Çözüm Önerileri – http://wp.me/p43tJx-qf (Yazar: Bekir Güven)
  • Adalet Divanı “Nestlé Kit Kat”ın Çikolata Şekli Hakkında Ön Görüş Bildiriyor – http://wp.me/p43tJx-qt (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • “XPRESSO” ve “ENERGY” Kelimeleri Karıştırılma İhtimaline Neden Olmaz. Adalet Divanı Genel Mahkemesi Kararı – http://wp.me/p43tJx-qA (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Video Paylaşımında “Adil Kullanım İlkesi”nin Uygulanması – “Dancing Baby” Davası – http://wp.me/p43tJx-qJ
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “DELL / LEXDELL” KARARI (T 641/14) – http://wp.me/p43tJx-qE (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • “SO…?” Ön Ekli Seri Markasına İlişkin AB Adalet Divanı Temyiz Kararı – http://wp.me/p43tJx-qQ (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Ünlü Futbolcu Bastian Schweinsteiger Nazi Askerine Benzetildiği Oyuncak Figürlerin Üreticisine Dava Açmaya Hazırlanıyor – http://wp.me/p43tJx-qZ
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “KARIS” Kararı – Malların ve Hizmetlerin Benzerliğinde Nicé Sınıflarının Etkisi (T-720/13) – http://wp.me/p43tJx-qV
  • “GOssIP” Marka, Patent ve Endüstriyel Tasarım Dergisiyle Henüz Tanışmayan Var mı? – http://wp.me/p43tJx-re
  • Üç Boyutlu Ürün Şekillerinin Ayırt Edici Niteliği – Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nden Remi Oyunu Ambalajına İlişkin Güncel Bir Karar (T-547/13) – http://wp.me/p43tJx-ro
  • HARIBO VE LINDT Altın Ayıcık Savaşında Karşı Karşıya! Alman Federal Yüksek Mahkemesinin Temyiz Kararı İle HARIBO Davayı Kaybediyor – http://wp.me/p43tJx-rC (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Avrupa Birliği 2015 Türkiye İlerleme Raporu’nun Fikri Mülkiyet Hakları Bölümü ve Değerlendirmesi – http://wp.me/p43tJx-rJ
  • 7/1-(b) Bendi İptal Edilecek mi? Nefesler Tutuldu, Anayasa Mahkemesi’nin Kararı Bekleniyor – http://wp.me/p43tJx-rT
  • Anayasa Mahkemesi Kararı Biraz Daha Beklenilmesi Gerektiğini mi Söylüyor? – http://wp.me/p43tJx-s1
  • Adalet Divanı tanınmış markanın sulandırılması iddiasının ispatını tartışıyor: ‘WOLF ’ kararı – http://wp.me/p43tJx-sa (Yazar: H. Tolga Karadenizli)
  • “Anne Frank’ın Günlüğü” İlginç Bir Telif Hakkı Tartışması – http://wp.me/p43tJx-sn
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi 18 Kasım 2015 Tarihli Kararında, “PORTO ŞARABI” Coğrafi İşareti ile “PORT CHARLOTTE” Markasını Karşılaştırıyor (T-659/14) – http://wp.me/p43tJx-sJ (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • The Pirate Bay’de Yayınlanan Korsan Videolardan İnternet Servis Sağlayıcısı Firma Sorumlu Değildir – Stockholm Bölge Mahkemesi Kararı – http://wp.me/p43tJx-sS
  • Türkiye’nin YouTube Yasağı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce İfade Özgürlüğünün İhlali Olarak Değerlendirildi – http://wp.me/p43tJx-sV
  • Anayasa Mahkemesi’nin 2015/98 ve 2015/99 Sayılı Kararları – 7/1-(b) Bendinin İptali Talebinin İncelenmesini Beklemeye Devam Edeceğiz – http://wp.me/p43tJx-t4
  • Marka Hükümsüzlük Davası Sonucunun Beklenmesindeki Hukuki Yarar, Tescil/İtiraz Sürecinde Göz Ardı Edilemez. Adalet Divanı Genel Mahkemesinin 12 Kasım 2015 Tarihli Nestlé ALETE/ALETA Kararı, (T‑544/14) – http://wp.me/p43tJx-tb (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Otomobil Şekillerinin Ayırt Edici Niteliği Hakkında Adalet Divanı Genel Mahkemesi Kararı (T-629/14) – http://wp.me/p43tJx-te
  • Avrupa Birliği’nde Ürün Taklitçiliği – 2015 Durum Raporu Yayınlandı – http://wp.me/p43tJx-tw
  • Şerit Şekilleri Ayakkabılar için Ayırt Edici Niteliğe Sahip midir? Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin T-3/15 Sayılı Kararı – http://wp.me/p43tJx-tI
  • Kırmızı Başlıklı Kız Markalar Diyarında – Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Red Riding Hood” Kararı (T-128/15) – http://wp.me/p43tJx-tX
  • Markanın Ulusal Düzeyde Tescilli Olması Aynı Markanın Diğer Ülkelerde Tescil Edilebilmesi için Dayanak Teşkil Eder mi? Avrupa Birliği Adalet Divanı Kararları Işığında Değerlendirme – http://wp.me/p43tJx-ul
  • David Bowie ve Queen’in Vanilla Ice’a Karşı Telif Mücadelesi – David Bowie’ye Veda Yazısı – http://wp.me/p43tJx-uq
  • Ünlü Çete Lideri -Joaquin “El Chapo” Guzman-ın İsminin Tescil Talebi Meksika’da Reddedildi – http://wp.me/p43tJx-uw

 

IPR Gezgini’ni Facebook Arkadaşlarınız Arasına Ekler misiniz?

social-media-management

IPR Gezgini, facebook hesabında sadece yeni yazıları duyurmuyor; aynı zamanda yazıya dönüştürmediği dünyadaki önemli IPR haberlerini, sınai ve fikri mülkiyetle ilgili toplantı duyurularını ve sizden gelecek bilgileri paylaşıyor.

Facebook kullanıcısı okuyucularımızın https://www.facebook.com/profile.php?id=100008346701691 bağlantısından erişebilecekleri IPR Gezgini facebook hesabını arkadaş olarak eklemelerinden ve mümkünse çevrelerine de önermelerinden memnuniyet duyacağız.

Bizi arkadaşlarınız arasına eklerseniz çok seviniriz.

Önder Erol Ünsal

unsalonderol@gmail.com

IPR Gezgini Facebook Hesabıyla Daha Geniş Çevrelere Yayılmak İstiyor

social-media-management

IPR Gezgini, dikkatli okuyucularımızın muhtemelen fark etmiş olduğu üzere, şu ana dek sosyal medya kanallarını etkin olarak kullanmamış ve daha çok yazarlarının kişisel sosyal medya hesaplarını kullanmak suretiyle yazılarını yaymaya çalışmıştır.

Bugünlerde sosyal medya olmadan daha geniş kitlelere yayılmanın ve yaygınlaşmanın imkansız olduğunun bilincinde olarak, IPR Gezgini’ni sosyal medyada daha etkin biçimde tanıtmanın yerinde olacağını düşündük. Bunun ilk adımını da Facebook ‘ta IPR Gezgini adına açtığımız sayfa oluşturacak.

Facebook kullanıcısı okuyucularımızın https://www.facebook.com/profile.php?id=100008346701691 bağlantısından erişebilecekleri IPR Gezgini facebook hesabını arkadaş olarak eklemelerinden ve mümkünse çevrelerine de önermelerinden memnuniyet duyacağız.

Sayfa içeriği henüz tam olarak düzenlenmemiş olmakla birlikte, kısa süre içerisinde sayfada eski yazılarımıza, güncel haberlere, yerli – yabancı duyurulara yer vermeyi ve sayfayı mümkün olduğu ölçüde dinamik bir duyuru ve tartışma platformu haline getirmeyi planlıyoruz. Facebook hesabına yakın zamanda Twitter hesabını da eklemek niyetindeyiz.

Bizi arkadaşlarınız arasına eklerseniz çok seviniriz.

Önder Erol Ünsal

unsalonderol@gmail.com

“IP Finance” İnternet Bloğu – Fikri Mülkiyet Hakları Korumasının Ekonomik Boyutu ile İlgilenenler için Zengin Bir Kaynak

recommended

IPR Gezgini, fikri ve sınai mülkiyet hakları korumasının genellikle hukuki boyutunu ve konu hakkındaki güncel gelişmeleri değerlendirmektedir. IPR korumasının hukuki boyutunun yanısıra ekonomik boyutu da önemlidir ve bu alan ekonomistler tarafından derinlemesine irdelenmektedir.

IPR korumasının ekonomik ve finansal boyutunu ilgi çekici bulanlara “IP Finance” internet bloğunu şiddetle tavsiye ediyoruz. http://ipfinance.blogspot.co.uk/ alan adı üzerinden yayın yapan “IP Finance” kendisini “Para meselelerinin fikri mülkiyet hakları ile buluştuğu yer.” sloganıyla tanımlamaktadır.

Ocak 2008’den bu yana yayında olan ve İngilizce yayın yapan “IP Finance” bloğunda şu ana dek 1500’e yakın yazı ve haber yayınlanmıştır ve bloğun konuyla ilgilenen okuyucularımıza ilginç geleceği hususunda şüphemiz bulunmamaktadır. Okuyucularımıza IP Finance’i takip etmelerini öneriyoruz.

Fikri ve sınai mülkiyet hakları konusunda güncel gelişmeleri – önemli davaları yazan ve sürekli tekrar edilen klişelerden uzak durmaya gayret eden IPR Gezgini, aynı alanda yazılan Türkçe blogların gelişimini de merakla izlemekte ve beklemektedir. IPR konusunda Türkiye’nin entelektüel birikiminin yüksek olduğunu veya yurtdışındaki güncel gelişmelerin yeterince takip edildiğini söylemek doğru olmayacaktır. Bu bağlamda, Türkçe internet bloglarının sayısının artması, orta vadede hiç şüphesiz daha güçlü bir entelektüel birikimin ve merakın oluşmasına katkıda bulunacaktır. IPR Gezgini’nin kapıları fikri ve sınai mülkiyet hakları konusunda tecrübelerini aktarmak isteyen yeni yazarlara her zaman açıktır ve IPR Gezgini yeni internet bloglarıyla işbirliği yapmaktan memnuniyet duyacaktır.

Önder Erol Ünsal

Ağustos 2015

unsalonderol@gmail.com

IPR Gezgini Arşivi ve Geleceğe Yönelik Planımız

iprgezgini.logo.yeni

 

IPR Gezgini’nin şimdilik 170’i aşkın yazıdan oluşan arşivini, yazı başlıkları ve bağlantılarıyla birlikte aşağıda bulacaksınız.

İçerik ve yayın formatı anlamında Türkiye’de şu anda benzeri bulunmayan ve yazarlarınca herhangi bir karşılık beklenmeksizin hazırlanan IPR Gezgini bundan sonra da aynı amatör ruhla yayına devam edecek.

2015 başlarında 2 kişiye (Önder Erol Ünsal, Gülcan Tutkun Berk) ulaşan kadrosuna, Haziran 2015’te üçüncü yazarını (H. Tolga Karadenizli) dahil eden IPR Gezgini, yeni katılımlardan memnuniyet duyacaktır. Sürekli yazı veremeyecek durumda olsalar da, yazılarını yayınlatmak isteyen kişilere de, IPR Gezgini‘nin kapısı her zaman açık olacak ve bu yazarlar “katkı sağlayan” sıfatıyla yazılarını sitede yayınlayabilecektir.

Okuyucularımızdan beklentimiz bizi heyecanla takip etmeye devam etmeleri, IPR Gezgini‘ni mümkün olduğu ölçüde çevrelerine duyurmaları ve siteyi veya yazıları sosyal medyada (Facebook, Twitter, LinkedIn, vd.) paylaşmak suretiyle, siteyi henüz haberdar olmayanlara tanıtmalarıdır. Özellikle akademisyen okuyucularımızın siteyi öğrencileri ile paylaşmalarından, diğer tüm meslek gruplarındaki okuyucularımızın ise meslektaşlarına ve ilgililere siteden bahsetmelerinden memnuniyet duyacağız.

Arşivimizi ileride daha da genişletmek, konularımızı çeşitlendirmek ve yazar sayımızı artırmak temennileriyle, koleksiyonumuzu bilgilerinize tekrardan sunuyoruz: 

  • Sloganlardan Oluşan Markaların Ayırt Edici Niteliği –  Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Innovation for the Real World” kararı (T-515/11) http://wp.me/p43tJx-2 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Avrupa Birliği Adalet Divanı “Colloseum v. Levi Strauss” Ön Yorum Kararı  –  Bileşke Markalarda Gerçek Kullanım Sorunu http://wp.me/p43tJx-V (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Korsan Parti Hareketi – Fikri Mülkiyet Hakları Korumasında Aşırılığa Karşı Toplumsal Tepki http://wp.me/p43tJx-1a (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Soyadlarının Marka Olarak Tescil Edilebilirliği Konusunda A.B.D. Mevzuatında Yer Alan Düzenleme ve USPTO Uygulama Esasları http://wp.me/p43tJx-2f (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Kötü Niyetle Yapılan Marka Tescil Başvurularının Tespit Edilmesinde Uygulanabilecek Bazı İlkeler Hakkında Avrupa Birliği Adalet Divanı Ön Yorum Kararı (C-320/12) http://wp.me/p43tJx-2l (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Günlük Yaşama Ait Terimlerin Ayırt Edici Niteliği – Birleşik Krallık’ta “The Works” ve “The Basics” Kararları http://wp.me/p43tJx-2q (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Ses Markalarının İşlevsel Niteliğinin Belirlenmesine İlişkin Değerlendirme İlkeleri – USPTO Temyiz Kurulu “SUTRO” Kararı http://wp.me/p43tJx-2t (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • OHIM Temyiz Kurulu “Tony Montana” Kararı – Kurgu Karakterlerin İsimlerinden Oluşan Markalar ile Telif Haklarının İhtilafı ve Kötü Niyetli Başvuru Sonucu Tescil Edilmiş Markalar Hususu http://wp.me/p43tJx-2y (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Adalet Divanı “Céline” kararı (C-17/06) –  Tescilli Markanın Üçüncü Kişiler Tarafından Ticaret Unvanı, Şirket veya Dükkan İsmi Olarak Kullanımı ve Taslak Direktifle Öngörülen Düzenleme http://wp.me/p43tJx-2C (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • İhtilaf Dışı Üçüncü Kişiler Adına Önceden Tescilli Markaların Karıştırılma İhtimaline Etkisi – A.B.D. Örneği http://wp.me/p43tJx-2J (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “du Pont” Faktörleri – Karıştırılma Olasılığının Tespitinde A.B.D.’nde Kullanılan Testler http://wp.me/p43tJx-2M (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Madrid Protokolü çerçevesinde Uluslararası Marka Tescillerinde Sınıflandırma Sorunları http://wp.me/p43tJx-2O (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Madrid Protokolü Yoluyla Uluslararası Marka Tescil Sistemi http://wp.me/p43tJx-2Q (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Adalet Divanı “Bravo” kararı çerçevesinde Topluluk Marka Direktifi 3(1)(d) bendinin analizi ve 556 sayılı KHK 7/1-(d) bendi ile içerik karşılaştırması http://wp.me/p43tJx-2U (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Tescilsiz Markalara Avrupa Birliği Üyesi Ülkelerde Sağlanan Koruma ve Kapsamı http://wp.me/p43tJx-2Z (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Muvafakat Mektubu (Letter of Consent) Üzerine Tescil Sorunu http://wp.me/p43tJx-35 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “Ayırt Edilemeyecek Derecede Benzerlik” Kavramının Eleştirisi http://wp.me/p43tJx-3a (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Elimizde Karıştırılma İhtimali Kalmamış, Onun Yerine Size İlişkilendirilme İhtimali Verelim http://wp.me/p43tJx-3g (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Marka İncelemesinde Mutlak Ret Nedenleri http://wp.me/p43tJx-3j (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Topluluk Marka Hukuku http://wp.me/p43tJx-3o (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Topluluk Markası Sistemi http://wp.me/p43tJx-3s (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Nicé Sınıflandırmasının Genel Yapısı, Etkisi ve Sınıflandırma İlkeleri http://wp.me/p43tJx-3y (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Madrid Protokolü çerçevesinde Esas Tescile veya Başvuruya Bağımlılık http://wp.me/p43tJx-3C (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “Kapatmak” ve “Veni Vidi Vici” http://wp.me/p43tJx-3G (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Paris Sözleşmesi Birinci Mükerrer Altıncı Maddesi Anlamında Tanınmış Markalar – “Sınai Mülkiyetin Korunması Hakkında Paris Sözleşmesi’nin Uygulamasına ilişkin Rehber”de Maddenin Analizi http://wp.me/p43tJx-3O (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Marka Kanunları Hakkında Singapur Andlaşması – Andlaşmanın Amacı, Geçmişi ve Yapısı http://wp.me/p43tJx-3U (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “Streamserve” kararı – Aynı Markanın Farklı Ülkelerde Önceden Tescil Edilmesi Hususunun ve İnceleme Ofisinin Önceki Kararlarının Marka İncelemesine Etkisi – http://wp.me/p43tJx-3Y (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Paris Sözleşmesi’nin Dördüncü Mükerrer Altıncı Maddesine (Article 6quinquies) Dünya Ticaret Örgütü Temyiz Organı Tarafından Getirilen Yorum http://wp.me/p43tJx-42 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Irkçı – Ayrımcı Kelimelerden / Sembollerden Oluşan Markalar ve Kamu Düzenine Aykırılık – Adalet Divanı Genel Mahkemesi “PAKI” kararı ve Türkiye Özelinde Bazı Görüşler http://wp.me/p43tJx-4c (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Ayırt Edici Nitelikten Yoksun ve Tanımlayıcı Markaların Değerlendirilmesi – Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın C-90/11 sayılı Kararı http://wp.me/p43tJx-4k (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “What About Transits?” – Transit Mallar Hakkında Adalet Divanı’ndan Geç Kalmış Yanıt http://wp.me/p43tJx-4p (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • OHIM Temyiz Kurulu (Board of Appeal) hakkında http://wp.me/p43tJx-4s (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Tanınmışlık Benzer Marka Değerlendirmesini Ne Derecede Değiştirebilir? “NC NICKOL & NIKE Kararı” http://wp.me/p43tJx-4w (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “Tosca Blu” ve “El Corte Ingles” Kararları ve Tanınmış Markaların Adalet Divanına göre Değerlendirmesi http://wp.me/p43tJx-4C (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Kullanım Sonucu Kazanılmış Ayırt Edicilik İddiasının İspatlanmasında Tüketici Anketleri – İsviçre’den bir Mahkeme Kararı http://wp.me/p43tJx-4H (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Marka İtirazlarında Açık Büfe veya Fiks Menü Tarifeler http://wp.me/p43tJx-4L (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Üç Boyutlu Markalarda Grafik Gösterim ve Ayırt Edici Nitelik Tartışması  – Almanya’dan bir Mahkeme Kararı http://wp.me/p43tJx-4R (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Bir Marka Türü olarak “Marka Serileri” http://wp.me/p43tJx-4U (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Sabel v. Puma ; Canon v. MGM ; Lloyd Schuhfabrik Meyer v. Klijsen Handel ; Marca Mode v. Adidas Davaları ve Karıştırılma Olasılığı Değerlendirmesinin Temel İlkeleri http://wp.me/p43tJx-4Y (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “IP TRANSLATOR” Davası ve Nicé Sınıflandırmasında Sınıf Başlıklarının Kapsamı Sorunu http://wp.me/p43tJx-54 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • IP TRANSLATOR I – İlahlar Böyle İstedi – C-307/10 sayılı ECJ Kararı http://wp.me/p43tJx-59 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • IP Translator II – OHIM Reaksiyonu yani 2/12 sayılı OHIM Başkanlık Genelgesi http://wp.me/p43tJx-5i (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • IP Translator III – Birinci Dalga Eleştiriler http://wp.me/p43tJx-5o (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • IP Translator IV – “Sınıf Kapsamları” Çalışması – Avrupa Birliğinde Sınıf Başlıklarının Revizyonu Projesi http://wp.me/p43tJx-5u (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • IP Translator V – Alman Patent ve Marka Ofisinin Reaksiyonu http://wp.me/p43tJx-5z (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • IP Translator VI –  AB Üyesi Ülkelerin ve OHIM’in “IP Translator” Kararının Uygulamasıyla ilgili Ortak Bildirisi http://wp.me/p43tJx-5D (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor – Peki Katı Marka Uzmanları Ne Oluyor? http://wp.me/p43tJx-5H (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Madrid Protokolü kapsamındaki Uluslararası Marka Başvurularına ilişkin Ret Kararları, İlgili Düzenlemeler ve Süre Limitleri http://wp.me/p43tJx-5L (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Madrid Protokolü’nde Statü Bildirim Yazıları ve Kesin Karar Bildirimleri http://wp.me/p43tJx-5Q (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Royal Shakespeare” kararı – Tiyatro Yapımları (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Madrid Protokolü Kapsamında Uluslararası Tescili Ulusal Başvuruya Dönüştürme (Transformation) İşlemi http://wp.me/p43tJx-5Z (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • SBB vs. Apple – İsviçre Demiryolları Saati İhtilafı http://wp.me/p43tJx-63 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Avrupa Birliği İlerleme Raporu 2012 “Fikri Mülkiyet Hukuku” Kısmı – Sisyphos Söylencesinin Zirveye Yaklaşma Bölümü mü? http://wp.me/p43tJx-69 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Avrasya Markası mı Geliyor? http://wp.me/p43tJx-6c (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Obama A.B.D.’nde Patent Trollerine Karşı – Peki Türkiye’de Marka Trollerine Karşı Ne Yapmalı? http://wp.me/p43tJx-6i (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Uluslararası Bir Suçlunun İsmi Marka Olarak Tescil Edilebilir mi? Kolombiya’da “Pablo Emilio Escobar Gaviria” Başvurusu http://wp.me/p43tJx-6m (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Gareth Bale Gol Sevincini Birleşik Krallık’ta Marka Olarak Tescil Ettirdi – Peki Benzer Gol Sevinçleri Ne Olacak? http://wp.me/p43tJx-6r (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Porno Filmler Telif Hakkı Kapsamında Korunabilecek Derecede Fikri Yaratıcılık İçerir mi? Dikkat Çekici bir Münih Bölge Mahkemesi Kararı http://wp.me/p43tJx-6y (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “NUTELLA” mı yoksa “NUGTELLA” mı tercih edersiniz? http://wp.me/p43tJx-6B (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • HADOPI Yasası Çatırdıyor – Fransa’da İnternet Üzerinden Yasadışı Dosya Paylaşımı ve Dosya İndirme Hakkında Yasal Düzenleme http://wp.me/p43tJx-6F (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Sir Elton John Telif Hakkı İhlali Davasında Suçsuz Bulundu – “Nikita” v. “Natasha” Davası http://wp.me/p43tJx-6K (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “Pirate Bay” Kararı – İfade Özgürlüğü v. Telif Hakları Tartışması http://wp.me/p43tJx-6N (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • OHIM Temyiz Kurulu “Sharbati” Kararı – Yabancı Dillerdeki Kelimelerin Tanımlayıcı Niteliğine İlişkin Değerlendirme http://wp.me/p43tJx-6R (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Adalet Divanı Birinci Derece Mahkemesi “Eurohealth” Kararı – Kapsayıcı Terimin İçeriğinin Yalnızca Bir Bölümüne İlişkin Tanımlayıcılık Hali http://wp.me/p43tJx-6W (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Yabancı Dillerdeki Tanımlayıcı Markalar Hakkında USPTO Uygulaması – Yabancı Eşitler Doktrini http://wp.me/s43tJx-435 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Malların ve/veya Hizmetlerin Benzerliğine İlişkin USPTO İnceleme Esasları http://wp.me/p43tJx-74 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Halloumi – Hellim” Kararı http://wp.me/p43tJx-79 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “3D eXam” Kararı – Tanımlayıcı Markalar Konusunda Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok http://wp.me/p43tJx-7f (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • PHOTOS.COM Kararı – Adalet Divanı Genel Mahkemesinin Ayırt Edici Olmayan ve Tanımlayıcı Nitelikteki İnternet Alan Adlarından Oluşan Markalara Yönelik Değerlendirmesi http://wp.me/s43tJx-453 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Babilu” Kararı – “IP Translator” sonrası OHIM Başkanlık Genelgesi Uygulama Alanı Buluyor http://wp.me/p43tJx-7o (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “Avrupa Marka Sisteminin İşleyişine Dair Çalışma” (Max Planck Enstitüsü) – İstemediğiniz kadar bilgi ve veri http://wp.me/p43tJx-7t (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • AB Üyesi Ülkelerin Marka Tescil Sistemlerine İlişkin Bazı Temel Bilgiler http://wp.me/p43tJx-7x (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Avrupa Birliği Adalet Divanı “FCI” Ön Yorum Kararı – Tescil Zırhı Önceki Markadan Kaynaklanan Hakların Uygulanmasını Engeller mi? http://wp.me/s43tJx-473 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “Halloumi” Kararı Avrupa Birliği Adalet Divanı Tarafından Onandı http://wp.me/p43tJx-7P (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Avrupa Birliği Adalet Divanı WINTERS v. RED BULL Kararı (C-119/10) – Hizmet Sağlayıcının Üçüncü Kişinin Talimatı Üzerine Benzer Markayı Kullanımı Hangi Tip Durumlarda Marka Sahibince Yasaklanabilir? http://wp.me/p43tJx-7T (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • A.B.D. Marka Hukukunda Esas Sicil ve Ek Sicil Ayrımı http://wp.me/p43tJx-7X (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • A.B.D. Patent ve Marka Ofisi (USPTO) ve Topluluk Marka Ofisi (OHIM)’in Marka Tescil Başvuruları Hakkında Ret Kararı Oranları –  Harmonizasyon Bir Hayal mi? http://wp.me/p43tJx-82 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Avrupa Birliği Marka Rejimi Değişiyor mu? Avrupa Birliği Komisyonu’nun Taslak Direktif ve Tüzük Metinleri ve Değerlendirmesi (1) http://wp.me/p43tJx-8e (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Avrupa Birliği Marka Rejimi Değişiyor mu? Avrupa Birliği Komisyonu’nun Taslak Direktif ve Tüzük Metinleri ve Değerlendirmesi (2) http://wp.me/p43tJx-8q (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • OHIM Temyiz Kurulu, OHIM İnceleme Kılavuzuyla Ne Derecede Bağlıdır? Avrupa Birliği Adalet Divanının C-53/11 Sayılı Kararı http://wp.me/p43tJx-8u (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Avrupa Birliği Adalet Divanı Bainbridge Kararı (C-234/06) – Bir Marka Serisine veya Marka Ailesine Dahil Olma Gerekçesiyle Karıştırılma veya Çağrıştırma İhtimali http://wp.me/p43tJx-8x (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Taht Kavgaları Devam Ediyor – “Game of Thrones” Tahtını Terk Etmiyor http://wp.me/p43tJx-9q (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • OHIM Marka İnceleme Kılavuzu Güncelleniyor http://wp.me/p43tJx-9x (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Ülke Bayraklarını Kısmen İçeren Marka Başvurularının Tescil Edilebilirliği Sorunu – Portekiz’den Winhouse Kararı http://wp.me/p43tJx-9G (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • OHIM Uygulaması – Mutlak Ret Nedenleri Kapsamında Reddedilen Markalara İlişkin İtirazlarda Kabul Edilmesi Mümkün Olmayan Argümanlar http://wp.me/p43tJx-9N (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Bileşke Kelime Markalarında Kelime Unsurlarından Birisinin Önceden Tescilli Olması Durumunda Karıştırılma İhtimalinin Varlığı – Adalet Divanı “Medion v. Thomson” Kararı (C-120/04) http://wp.me/p43tJx-9S (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Bileşke Kelime Markalarında Karıştırılma İhtimalinin Değerlendirilmesi – Topluluk Marka Ofisi (OHIM) Uygulaması http://wp.me/p43tJx-a2 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Tanınmış Tescilli Markanın Kullanımı v. İfade Özgürlüğü Çatışması – LEGO Markasının Kullanımı ile ilgili bir Örnek Olay http://wp.me/p43tJx-ah (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Yabancı bir Ülkeden İnternet Üzerinden Alışveriş Fikri Mülkiyet Haklarına Tecavüzü Engeller mi? Adalet Divanı “Blomqvist v. Rolex” Önyorum Kararı (C-98/13) http://wp.me/p43tJx-au (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Tanınmış Markanın Üçüncü Kişilerce Kullanımında “Haklı Neden” Kavramı – Adalet Divanı “Leidseplein Beheer v. Red Bull” Ön Yorum Kararı (C-65/12) http://wp.me/p43tJx-aF (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Ahlaka Aykırı Kelimelerden Oluşan Markaların Değerlendirilmesi – Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Ficken” Kararı (T-52/13, T-54/13) http://wp.me/p43tJx-aO (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Vogue” Kararı – Kapsamı Belirsiz Terimler Bakımından Malların veya Hizmetlerin Benzerliğinin Değerlendirilmesi (T-229/12) http://wp.me/p43tJx-aU (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • A.B.D. Uygulamasında Marka Sahibinin Önceki Tarihli Aynı Markalarının İncelemeye Etkisi Nedir? – veya – A.B.D. Uygulamasında Müktesep Haktan Bahsetmek Mümkün müdür? http://wp.me/p43tJx-b3 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Morehouse Savunması – A.B.D. Uygulamasında Çok Taraflı İşlemlerde Marka Sahibinin Önceki Tarihli Aynı Markalarının İncelemeye Etkisi Nedir? – veya – A.B.D. Uygulamasında Müktesep Haktan Bahsetmek Mümkün müdür? (2) http://wp.me/p43tJx-b7 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • IP Translator VII – AB Üyesi Ülkeler ve OHIM’in İkinci ve Üçüncü Ortak Bildirileri – Nicé Sınıflandırması Sınıf Başlıkları Tabirlerinden Hangileri Yeterince Açık ve Kesin Değildir? http://wp.me/p43tJx-bf (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Amerika Birleşik Devletleri Patent ve Marka Ofisi (USPTO) Çalışabilecek En İyi Federal Bağlı Kuruluş Olarak Seçildi http://wp.me/p43tJx-bq (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Politik – Sosyal Sloganlardan veya Toplumsal Olayların İsimlerinden Oluşan Marka Başvurularının Değerlendirilmesi – USPTO’nun “Boston Strong” ve “Occupy Wall Street” Kararları http://wp.me/p43tJx-bt (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • İtiraz Dilekçesinde İnceleme Uzmanına Kişisel Saldırıda Bulunulması ve Ahlaka Aykırı Markaların Değerlendirilmesi – USPTO Temyiz Kurulu “FOK’N HURTS” Kararı http://wp.me/p43tJx-bB (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “Matrix” Filmine Yönelik Telif Hakkına Tecavüz İddiası Haksız Bulundu http://wp.me/p43tJx-bJ (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Kötü Niyetle Yapılan Marka Başvuruları Hakkında Avrupa Birliği Adalet Divanı Kararlarında Yer Alan Temel İlkeler http://wp.me/p43tJx-bQ (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “Stop the Islamisation of America” Marka Tescil Başvurusu – Halkın Bir Bölümünü Aşağılayıcı Markalar Hakkında USPTO Temyiz Kurulu ve Federal Daire Temyiz Mahkemesi Kararları http://wp.me/p43tJx-bX (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • USPTO Temyiz Kurulu “SpiderGraph” Kararı – Başvuru Sahibinin Önceki Tarihli Tescilli Markasının Yeni Başvuruların İncelenmesine Etkisi http://wp.me/p43tJx-c3 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Tek Rengi Münhasır Ayırt Edici Unsur Olarak İçeren Markaların Benzerliğine Dair Değerlendirme – USPTO Temyiz Kurulu “Cook Medical Technologies” Kararı http://wp.me/p43tJx-c8 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Kişi İsim ve Soyisimlerinden Oluşan Markalarda Karıştırılma Olasılığı İncelemesinin Esasları – Avrupa Birliği Adalet Divanı “Barbara Becker” Kararı (C-51/09) http://wp.me/p43tJx-cf (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Honda Super Cup Modeli Motosikletin Şekli Japonya’da Üç Boyutlu Marka Olarak Tescil Edildi http://wp.me/p43tJx-cy (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “Giysiler” ile “Giysilerin Perakendeciliği Hizmetleri”nin Benzerliği – Adalet Divanı Genel Mahkemesi “ENI v. EMI” Kararı (T-599/11) ve Konu Hakkında OHIM Karar Kılavuzu Değerlendirmesi http://wp.me/p43tJx-cs (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Avrupa Birliği Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Aris” Kararı – Marka Sahibinin Önceki Tarihli Aynı Markalarının İncelemeye Etkisi (T-247/12) http://wp.me/p43tJx-cl (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın Perakende Satış Mağazalarının Görsel Düzenlerinin Marka Olarak Tescil Edilebilirliğine İlişkin C-421/13 Sayılı Ön Yorum Kararı http://wp.me/p43tJx-cM (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “L. Skywalker” İmzasının Kullanımı Pasaport Alımına Engel Teşkil Eder mi?  http://wp.me/p43tJx-cZ (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Hizmetlerin Perakendeciliği Bir Hizmet Midir? Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın “Netto” Kararı (C-420/13) http://wp.me/p43tJx-d3 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Nicé Sınıflandırmasının Sınıf Başlıklarının Kapsamı Hakkında A.B.D. ve Avrupa Birliği Üyesi Ülkelerin Uygulamaları ve Türkiye Bakımından Kısa Değerlendirme http://wp.me/p43tJx-da (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Sigara Ambalajlarına İlişkin Tek Tip Paketleme (Plain Packaging) Düzenlemesi ve Düzenlemenin Tescilli Marka Haklarıyla Bağlantısı http://wp.me/p43tJx-dn (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Kara Şövalye Engellere Rağmen Yükselmeye Devam Ediyor! Sinema Filmindeki Kurgusal Marka Kullanımı Tescilli Marka Hakkına Tecavüz Teşkil Eder mi? A.B.D.’nde “Clean Slate” Davası http://wp.me/p43tJx-dt (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Fare Kulakları İhtilafı! “Deadmau5″ v. “Disney” – Yeni Bir “Celebrity Deathmatch” http://wp.me/p43tJx-dA (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Eminem, Yeni Zelanda Ulusal Partisi’ne Karşı – İlgi Çekici Bir Telif Hakkına Tecavüz Tartışması http://wp.me/p43tJx-dN (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Sert Kovboy John Wayne, Duke Üniversitesi’nin Hakkından Gelebilecek mi? http://wp.me/p43tJx-dS (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Ayak Giysileri ile Parfümler Bağlantı Mallar mıdır? Malların Benzerliği Konusunda İlgi Çekici Bir USPTO Temyiz Kurulu Kararı http://wp.me/p43tJx-e0 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Isis Markasının Seçim ve Terk Edilme Hikayesi – Uluslararası Terör Bir Çikolata Markasını Nasıl Etkileyebilir? http://wp.me/p43tJx-e9 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “Lambretta” Kararı (T-51/12) – Adalet Divanı Genel Mahkemesi “IP Translator” Kararının Uygulama Alanını Açıklığa Kavuşturmaya Devam Ediyor http://wp.me/p43tJx-e3 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • İsviçre Federal Fikri Mülkiyet Enstitüsü “SC Studio Coletti” Kararı – Gelişmiş Ülke Ofisi Kararı Her Zaman Mutlak Doğruyu Gösterir mi? http://wp.me/p43tJx-el (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • USPTO Temyiz Kurulu “Barton Family Winery” Kararı – Aynı Soyismini Farklı Kelime Unsurlarıyla Birlikte İçeren Markalar Arasında Karıştırılma İhtimali İncelemesi http://wp.me/p43tJx-ey (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • USPTO Temyiz Kurulu “The Egg” Kararı – Malların Şeklini Tarif Eden Terimlerin Tanımlayıcı Niteliği http://wp.me/p43tJx-eL (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “KAATSU” Kararı – “Piyasada İlk Kez Kullanım” veya “Piyasada Tanımlayıcı Kullanımın Fiilen Bulunmaması” Argümanları Tanımlayıcılık Halini Ortadan Kaldırır mı? http://wp.me/p43tJx-eG (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Ayırt Edici Gücü Olmayan veya Ayırt Edici Gücü Zayıf Olan Unsurların Karıştırılma Olasılığına Etkisi – Avrupa Marka ve Tasarım Ağı Ortak Bildirgesi http://wp.me/p43tJx-eS (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Bruce Lee Halen Yenilmez! Ünlü Kişilerin İsimlerinden Oluşan Başvurular Hakkında Çin Halk Cumhuriyeti’nden Dikkat Çekici Bir Mahkeme Kararı http://wp.me/p43tJx-eY (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Çizgi Dizi Kahramanı ile Aynı İsme Sahip Olmak Gerçek Kişinin İtibarını Zedeler mi? İtalya’da “Peppa Pig” Vakası http://wp.me/p43tJx-fc (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Rubik Küp Şekli Üç Boyutlu Bulmacalar İçin Marka Olarak Tescil Edilebilir mi? Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin T-450/09 Sayılı Kararı http://wp.me/p43tJx-f4 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • IPR Gezgini’nde Yenilik – “Mevzuat ve Bağlantılar” Ana Menüsü – http://wp.me/p43tJx-g9 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Çikolata Şekillerinin veya Ambalajlarının Ayırt Edici Niteliği – Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin T-440/13 Sayılı Kararı – http://wp.me/p43tJx-gi (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Tanımlayıcı Markaların Değerlendirilmesine İlişkin Genel İlkeler Tekrar Ediliyor – Avrupa Birliği Adalet Divanı Genel Mahkemesi “REHABILITATE” Kararı (T-712/13) – http://wp.me/p43tJx-gp (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “I Can’t Breathe” Sloganı A.B.D.’nde Marka Olarak Tescil Edilecek mi? Toplumsal Nitelik Kazanmış Sloganları veya Politik Olayların İsimleri Ticarileştirmek Para Kazanmanın En Kolay Yolu mu Olacak? http://wp.me/p43tJx-gv (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • USPTO Temyiz Kurulu “THE SLANTS” Kararı – Irkları Aşağılayıcı Terimlerin Marka Olarak Tescili Mümkün müdür? http://wp.me/p43tJx-gD (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “Tomorrowland” Kimin Markası? Disney’in İşi Bu Kez Her Zamankinden Daha Zor http://wp.me/p43tJx-gK (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “Je Suis Charlie” Sloganının Marka Olarak Tescil Edilmesi Talepleri – Konu Hakkında OHIM ve INPI Duyuruları http://wp.me/p43tJx-gS (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Avrupa Birliği Adalet Divanı “Tripp Trapp” Kararı (C-205/13) – Ürünlerin Doğasından Kaynaklanan veya Ürünlere Esasa İlişkin Değer Katan Şekillerin Marka Olarak Tescili Taleplerine Yönelik Değerlendirme http://wp.me/p43tJx-h5 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • OHIM Temyiz Kurulu Kararı Yeteri Derecede Gerekçeli Olmazsa Ne Olur? Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin T-605/13 Sayılı Kararı http://wp.me/p43tJx-hl (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “Sandviçler” ve “Sebze Salataları” Bağlantılı Mallar mıdır? USPTO Temyiz Kurulu “THE LAFAYETTE” Kararı http://wp.me/p43tJx-hr (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “I ❤ Paris” Sloganı Ayırt Edici Niteliğe Sahip midir? Fransa’dan Dikkat Çekici Bir Mahkeme Kararı http://wp.me/p43tJx-hy (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Tanınmış Markanın Ününden Haksız Fayda Sağlanması Kavramı Ne Şekilde Değerlendirilmelidir? Adalet Divanı Genel Mahkemesi “KENZO” Kararı (T-322/13) http://wp.me/p43tJx-hH (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Organizasyon veya Etkinlik İsminden Oluşan Markaların Tescil Edilebilirliği Hakkında Güncel Bir USPTO Temyiz Kurulu Kararı – “International Air and Space Program” Markası http://wp.me/p43tJx-hR (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Marka ve Patent Uzmanları Derneği (MAPADER) Kuruldu – http://wp.me/p43tJx-i2 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • USPTO Temyiz Kurulu “CLETAXI” Kararı – Tanımlayıcı Markalara Yönelik Uygulama Bir Kez Daha İrdeleniyor – http://wp.me/p43tJx-i8 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Sloganlardan Oluşan Markaların Değerlendirilmesi – Adalet Divanı Genel Mahkemesi “Wet Dust Can’t Fly” Kararı (T-133/13) – http://wp.me/p43tJx-if (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Yabancı Dillerdeki Terimlerin Tanımlayıcı Niteliği – İtalyan Yüksek Mahkemesi “SLIMMER” Kararı – http://wp.me/p43tJx-il (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • IPR Gezgini Yeni Yazarlar Arıyor – http://wp.me/p43tJx-it (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • USPTO Temyiz Kurulu’nun Karıştırılma Olasılığı Hakkındaki Kararları Mahkemeler İçin Tecavüz Davalarında Önleyici Etkiye Sahip midir? A.B.D. Yüksek Mahkemesi “Sealtite” Kararı (No. 13-352) – http://wp.me/p43tJx-io (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “FORCE” Kelimesinin Ayırt Edici Gücünü Değerlendiriyor – “FSA K-FORCE” Kararı (T-558/13) – http://wp.me/p43tJx-iy (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Adalet Divanı Sloganların Ayırt Edici Niteliği Konusunu Yeniden Değerlendiriyor – “So What Do I Do With My Money” Kararı (T-609/13 ) – http://wp.me/p43tJx-iW (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “Rienergy Cola” – “Coca Cola”ya Karşı – Ayırt Edici Gücü Zayıf Kelimelerin Tertip Tarzlarının ve Tanınmışlığının Karıştırılma Olasılığına Etkisi  (Adalet Divanı Genel Mahkemesi – T-384/13) – http://wp.me/p43tJx-j7 (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • “GREEN” Sadece Bir Renk Adı Değildir – Adalet Divanı Genel Mahkemesi “GREENWORLD” Kararı (T-106/14) –  http://wp.me/p43tJx-jj  (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Amerikan Patent ve Marka Ofisi, Bir “Moda İkonu” Olan “Prenses Kate” Adının Marka Olarak Tescil Edilebilirliğini Tartışıyor (85179243) – http://wp.me/p43tJx-jA (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • “DIGITAL COUPONS” v. “DG DIGITAL QPONS” Ayırt Edici Gücü Zayıf Unsurların Karıştırılma Olasılığına Etkisi – USPTO Temyiz Kurulu Kararı – http://wp.me/p43tJx-jt
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi “SMARTER SCHEDULING” Başvurusunu Değerlendiriyor (T-499/13) – http://wp.me/p43tJx-jJ (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • “SKYPE”, Adalet Divanı’nda Marka Tescili Sınavından Geçemiyor (T-423/12) – http://wp.me/p43tJx-jQ (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • USPTO Temyiz Kurulu “MASTERBAITER” Kararı – Mallar Aynı veya Benzerken, Malların Fiili Kullanımının Farklılığı Karıştırılma Olasılığı Değerlendirmesini Etkiler mi? – http://wp.me/p43tJx-jW (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Adalet Divanı Temyiz Mahkemesi’nin “ASOS” Kararı (C-320/14 P) – “Sulh İçinde Birlikte Var Olma (Peaceful Coexistence)” Olgusunun İspatı Neredeyse “İmkansız”… – http://wp.me/p43tJx-k0 (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 16/5 fıkrası Anayasa’ya Aykırılık Gerekçesiyle İptal Edildi. Sıra 7/1-(b) Bendinde mi? – http://wp.me/p43tJx-k7 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Anayasa Mahkemesi’nin Olası 7/1-(b) Bendi İptal Kararı – Sorular ve Muhtemel Sorunlar – http://wp.me/p43tJx-kc
  • Meşhur “Paskalya Tavşanı” Kararı – Adalet Divanı “Lindt Goldhase” Tescilindeki Kötü Niyet İddiasını Tartışıyor (C-529/07) – http://wp.me/p43tJx-ko (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • MAPADER Genel Kurulu Toplandı – http://wp.me/p43tJx-kw (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Tanınmış Marka Olmak Her Zaman Yeterli Değildir! Adalet Divanı’nın “SWATCH/SWATCHBALL” Kararı (T-71/14) – http://wp.me/p43tJx-kM (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Anayasa Mahkemesi 7/1(ı) Bendini de İptal Etti – Sıcak Bir Yaz Geliyor – http://wp.me/p43tJx-l2 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • “Perakendecilik Hizmetleri” Nedir? Marka Tescilinde Somut Karşılığı Ne Şekilde Ortaya Çıkar? – http://wp.me/p43tJx-l8 (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Avrupa Adalet Divanı Genel Mahkemesi Tanınmışlık Değerlendirmesi Yapıyor / SPA Kararı (T-131/12) – http://wp.me/p43tJx-ld (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Divan, Temyiz İncelemesinde Birliğin Üniter Yapısını Vurguluyor, C-445/12 P – http://wp.me/p43tJx-lp (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Marka İncelemesinde Malların ve/veya Hizmetlerin İlişkisinin Tespitine Yönelik İlkeler – USPTO Değerlendirmesi – http://wp.me/p43tJx-ly (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Lego’nun Küçük Adamları Marka Olarak Korunuyor! Genel Mahkeme’den Yeni Bir Lego Kararı (T‑396/14) – http://wp.me/p43tJx-lE (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)
  • Avrupa Birliği Marka Mevzuatı Değişiyor – Taslak Direktif ve Taslak Tüzük’le Getirilen Yeni Düzen – http://wp.me/p43tJx-lL (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Tebliğ Çağrısı – 2. Fikri Mülkiyet Hukuku Uluslararası Sempozyumu ve 2. Ticaret Hukuku Uluslararası Sempozyumu Düzenleniyor – http://wp.me/p43tJx-lY (Yazar: Önder Erol Ünsal)
  • AB Marka Hukuku ve OHIM Uygulaması Bağlamında Karıştırılma İhtimali Kavramı: Genel İlkeler ve Metodoloji – http://wp.me/p43tJx-lU (Yazar: H. Tolga Karadenizli)
  • Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin 16 Haziran 2015 Tarihli  “TEFLON” Kararı (T-660/11) – http://wp.me/p43tJx-mk (Yazar: Gülcan Tutkun Berk)