EPO GENİŞLETİLMİŞ TEMYİZ KURULUNUN G 2/21 SAYILI ÖN GÖRÜŞÜ IŞIĞINDA YAŞAM BİLİMLERİ BULUŞLARINA İLİŞKİN T 0957/18 SAYILI EPO KARARI


Şekil 1 – Makuliyet ilkesi değerlendirilmesinde göz önüne alınan bazı kavramların temsili gösterimi

13.10.2020 tarihinde, Avrupa Patent Ofisi (EPO) Genişletilmiş Temyiz Kurulu, özellikle yaşam bilimleri alanında merakla beklenen G 2/21 sayılı başvurudaki sorulara ilişkin ön görüşünü1 (Görüş) yayımladı. Görüş, teknik bir etkinin varlığını kanıtlamak için sonradan yayımlanmış kanıtların kullanılıp kullanılamayacağıyla ilgilidir. Görüş’ün sunduğu önemli çıkarımlar aşağıdaki gibidir.

1. Buluş basamağı değerlendirmesindeki teknik etki için tek kanıt olsalar da sonradan yayımlanmış kanıtlar göz ardı edilmemelidir (principle of free evaluation).

2. Başvuru tarihinde, teknikte uzman kişi teknik etkiyi makul kabul ederse, sonradan yayımlanmış kanıtlar dikkate alınabilir (ab initio plausibility).

3. Başvuru tarihinde, teknikte uzman kişi, etkinin makul olmadığını düşünmek için önemli bir neden görmemiş ise, yayımlanmış kanıtlar dikkate alınabilir (ab initio implausibility).

Her ne kadar bu yazıya konu olan Görüş’ün yayımı oldukça yeni olsa da daha önceki kararlardan bu Görüş’ün çıkarımlarına benzer yaklaşımların halihazırda uygulandığı görülüyordu. Örneğin, 24.09.2020 tarihli ve T 0957/182 numaralı kararda (Karar) ilk başvuru dosyasında bulunan destekleyici ifade ile başvuru sonrası yayımlanan ve teknik özelliğin etkisine ilişkin kanıt içeren belgeler temyiz eden tarafın yararına olan bir sonucun belirlenmesinde rol oynamışlardır.

Karar’a konu olan buluş, diffüz büyük B hücreli lenfomanın tedavisine ilişkindir. Buluşta, CD47 ve CD20 proteinleri için seçici olan ve bir bispesifik FcR aracılı antikorda birleştirilmiş ajanların sinerjistik kombinasyonları açıklanmıştır. Buluş sahibi, bispesifik FcR aracılı antikorların, -özellikle normal dokularda CD47 varlığında-, sinerjik etkiyi kaybetmeksizin potansiyel antikor toksisitesini azalttığını bulmuştur.

Karar’a konu olan buluşun ana talep istem 1’i aşağıdaki şekildedir.

  1. Bir hastadaki bir hematolojik kanserin tedavisinde kullanılmak için sinerjistik kombinasyon ajanları olup;

-özelliği hematolojik kanser Non-Hodgkin Lenfoma (NHL)’ dır,

-özelliği NHL; diffüz büyük B hücreli lenfomadır,

-özelliği kombinasyon ajanları; seçici olarak CD47’yi bloke eden bir birinci ajan ve CD20’ye bağlanan bir ikinci ajan içermektedir,

-özelliği birinci ve ikinci ajanların; CD47 ve CD20 için seçici olan bir bispesifik FcR aracılı antikorda içerilmesidir.

Karar’da belirtildiği üzere temyizde, başvuru sahibi yenilik ve buluş basamağı değerlendirmesini göz önüne alarak, isteme ilave bir teknik özellik eklemiştir. Eklenen bu özellik; “birinci ve ikinci ajanların; CD47 ve CD20 için seçici olan bir bispesifik FcR aracılı antikorda içerilmesidir” özelliğidir.

Buluşun en yakın önceki teknik dokümandan3 (D1) en önemli farkı; CD47’yi seçici olarak bloklayan birinci ajanın ve CD20’ye bağlanan ikinci ajanın CD47 ve CD20 için seçici olan bir bispesifik FcR-aracılı antikorda kombine edilmiş olmalarıdır.

D1; bir anti-CD47 antikorun tek başına veya bir anti-CD20 antikoru ile Non-Hodgkin Lenfoma (NHL) tedavisindeki potansiyel terapötik etkisini açıklamaktadır.

Bu fark nedeniyle oluşan teknik etki ise sinerjik etki korunurken CD47 taşıyan normal dokuların potansiyel antikor toksisitesindeki azalmadır. Başvuru sahibi, aşağıdaki ifadesi4 ile bu teknik etkinin teknikte uzman kişiye makul veya mantıklı geleceğini iddia etmiştir.

Şekil 2 – Karar’a konu olan EP2477648 numaralı başvurudaki Şekil 17D

[…] Bu etki makul olmakla beraber başvurunun [0209] paragrafı ve anti-CD47 antikorlarının CD47’nin hücre ölümüne neden olabileceğini gösteren Şekil 17D’deki veriler ışığında teknikte uzman kişiye “mantıklı” da görünecektir. Başvurunun yapıldığı tarihten sonra yayımlanan D95 ve D136 belgeleri, CD47 ve CD20’ye özgü bispesifik bir FcR’ye bağlanan antikorun tümör hücrelerine seçici olarak bağlanmasını ve normal hücrelere bağlanmanın azalmasını doğrulamıştır.

Teknikte uzman kişi ayrıca, [0209] paragrafında bulunan; bispesifik antikorun, tek başına anti-CD20 veya anti-CD47 antikorları ile tedaviye göre sinerjistik etkiyi koruduğuna ilişkin ifadeyi inandırıcı bulurdu ve dolayısıyla başvuru tarihinden sonra yayımlanmış olmasına rağmen (belgeler D9 ve D13) bispesifik antikorun iddia edilen sinerjik etkisini gösteren kanıtlar dikkate alınabilirdi.[…]

Başvuru sahibinin yukarıdaki ifadesine karşılık olarak Temyiz Kurulu (Kurul)aşağıdaki görüşünü7 paylaşmıştır.

[…] Kurul, teknikte uzman kişinin, her ne kadar başvuruda bunu gösteren bir örnek bulunmamasına rağmen, yukarıda bahsedilen sinerjik etkiyi kaybetmeksizin potansiyel antikor toksisitesini azalması etkisini makul bulacağı görüşündedir. Bunun nedeni, bir hedef için tek bir bağlanma bölgesine sahip bir bispesifik antikorun, bu hedef için iki bağlanma bölgesine sahip bivalent bir antikordan bu hedefi ifade eden bir hücreye daha düşük bir bağlanma aviditesine sahip olacağının bilinmesidir. Ayrıca, (teknikte uzman kişi) yalnızca CD47 ifade eden normal hücrelere hedef dışı bağlanmanın ve bu tür normal hücrelerde CD47 sinyallemesinin bloke edilmesinden kaynaklanan ilgili toksisitenin azaltılabileceğini de makul görecektir. […]

Kurul tarafından teknik etkinin teknikte uzman kişi tarafından makul göreceği görüşünün sunulması ile D9 ve D13’deki kanıtlar da buluş basamağı değerlendirilmesine alınmış ve buluşun buluş basamağı niteliğine haiz olduğu sonucuna varılmıştır.

Sonuç

Genişletilmiş Kurul için bağlayıcı olmasa da, Görüş’ün, 24 Kasım 2022’de yapılması planlanan sözlü işlemlerde tartışılacak olan konulara büyük bir etkisi olacağı ortadadır. Bununla birlikte, Görüş’ten önceki tarihli yukarıda anlatılan ve Görüş’ün çıkarımlarına paralel olan Karar’ın benzerlerinin sayısı da azımsanmayacak boyuttadır. Dolayısıyla Genişletilmiş Kurul’un da Görüş’ün mevcut çıkarımlarına benzer bir yaklaşım sergilemesi mümkün gözükmektedir.

Ayça KOROĞLU

Kasım 2022

aycakoroglu@gmail.com


DİPNOTLAR

[1] Genişletilmiş Temyiz Kurulunun ön görüşü

https://register.epo.org/application?documentId=L95QJ8WQRL3OUXE&number=EP12002626&lng=en&npl=false

[2] T 0957/18 numaralı karar  

https://www.epo.org/law-practice/case-law-appeals/recent/t180957eu1.html

[3] D1: |Chao M. P. et al. (2009), Experimental Hematology 37(9) Suppl. 1, S8-S9 |

[4]  T 0957/18 numaralı kararda bölüm X.

[5] D9: |Piccione E. C. et al. (2015), MABS, 7(5), 946-956 |

[6] D13: |Dheill E. et al. (2017), Molecular Therapy, 25(2), 523-533 |

[7] T 0957/18 numaralı kararda 16. nokta.

Bir Cevap Yazın