Avrupa Birliği Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin 08/06/2022 tarihli “THINK DIFFERENT” kararları
Bu yazıda bahsedeceğimiz Avrupa Birliği Adalet Divanı Genel Mahkemesi (“Genel Mahkeme”) kararında, Apple Inc’e (“Apple”) ait tescilli “Think Different” markalarının kullanmama sebebiyle iptaline ilişkin olarak verilmiş olan 2011/2018-4, R 2012/2018-4 ve R 2013/2018-4 sayılı EUIPO kararlarının iptali talebi incelenmiştir.
Olayların geçmişi
Genel Mahkeme vakayı değerlendirmeye geçmeden önce Apple adına tescilli olan üç markanın geçmişinden bahsetmiştir. Kullanmama sebebiyle iptale konu markaların tamamının “Think Different” ibaresinden oluştuğu ve 9. sınıfta tescilli olduğu görülmektedir.
Ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz davanın taraflarından olan SWATCH AG (“Swatch”), 14 Ekim 2016 tarihinde, Apple’e ait Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi’nde (“EUIPO”) tescilli “Think Different” ibareli markaların9. sınıfta bulunan mallar bakımından son beş yıldır kesintisiz bir şekilde ciddi kullanıma sahip olmaması sebebiyle iptalini talep etmiştir. 24 Mart 2017 tarihinde Apple ciddi kullanımlarını gösteren belgeleri sunmuştur ve bu belgeler kapsamında değerlendirmeler gerçekleşmiştir.
EUIPO İptal Birimi ve Temyiz Kurulu tarafından yapılan incelemeler sonucunda, Apple tarafından sunulan kullanım kanıtlarının son beş yıla ait kesintisiz ciddi kullanımı kanıtlayamadığı gerekçesiyle markaların iptaline karar verilmiştir. Çünkü sunulan delillerin 14 Ekim 2011-13 Ekim 2016 tarihleri arasında ciddi kullanımı göstermesi gerekirken, Apple tarafından sunulan delillerin iki ayrı dönemi kapsayan delillerden oluştuğu görülmüştür. Bu dönemlerin 1997-2000 yılları arasındaki bilgisayar kampanyasını kapsadığı ve 2009 yılında bilgisayar kutularının üzerinde söz konusu ibarenin kullanılmasını ele aldığı görülmüştür. İlk dönem için sunulan delillerin on yıldan eski olduğu göz önünde bulundurulduğunda dikkate alınamayacağı vurgulanmıştır. Yine kullanımı kanıtlamak için sunulan bazı görsellerden, söz konusu kullanımların süreklilik arz etmediği görülmüştür. İkinci döneme ilişkin dava konusu ibarenin kullanıldığını gösteren bilgisayar kutuları bakımından bir değerlendirme yapıldığında ise; söz konusu bilgisayarların satış miktarları gösterilmediğinden, bu delillerin de “Think Different” ibaresinin markasal kullanımını kanıtlamadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Görülebileceği üzere, kullanılan “Think Different” ibareleri bilgisayar kutuları üzerinde oldukça küçük, tüketicilerin dikkatini çekmeyecek bir şekilde yer almıştır.
EUIPO tarafından verilmiş olan birbiri ile paralel bu üç kararın iptali için Apple tarafından Genel Mahkemeye başvurulmuştur.
Genel Mahkeme tarafından gerçekleştirilen ilk inceleme
Mahkeme, görevinin EUIPO tarafından verilmiş olan kararların uygunluğunu denetlemek olduğunu, sunulan yeni delilleri incelemek olmadığını vurgulayarak, Apple tarafından ilk kez dosyaya sunulan yeni delillerin değerlendirilmeyeceği yönünde karar vermiş ve tüm değerlendirmeyi dosyaya önceden sunulan deliller kapsamından gerçekleştireceğini bildirmiştir.
Usule ilişkin itirazların incelenmesi
Apple, usulen itirazlarını iki ana grup altında toplamıştır. Gerekçelerden ilki, dinlenme hakkının ihlali; ikincisi ise gerekçe gösterme hakkının ihlalidir.
Dinlenme hakkının ihlaline ilişkin iddiaların incelenmesi
İlk olarak, Apple, Temyiz Kurulu’nun vermiş olduğu üç kararda da yorum yapma fırsatının olmadığını öne sürdüğü argümanlara ve kanıtlara dayanıldığını ve dolayısıyla dinlenme hakkının ihlal edildiğini vurgulamıştır. Fakat, EUIPO ve Swatch, Apple tarafından ileri sürülen bu iddiaların gerçekçi olmadığını, dinlenme hakkının en temel haklardan biri olduğunu ve Apple’ın temyiz süreci boyunca iddialarını sunabileceği ve savunabileceği birçok fırsatının olduğunu belirtmiştir.
Genel Mahkeme yapmış olduğu inceleme sonucunda, temyiz sürecinde sunulan kullanım delillerine, karşı tarafın cevaplarından sonra Apple tarafından tekrar görüş sunma talebinde bulunabilecekken, bu hakkın kullanılmadığını belirtmiştir. Dolayısıyla, Temyiz Kurulunca dinlenme hakkının ihlal edilmemesi sebebiyle, Apple tarafından öne sürülen bu argümanın reddedilmesine karar verilmiştir.
Gerekçe gösterme hakkının ihlaline ilişkin iddiaların incelenmesi
Apple, gerekçe gösterme hakkının 3 farklı açıdan ihlal edildiğini iddia etmiştir:
- Bunlardan ilki, Temyiz Kurulu’nun, ““Think Different” ibaresinin kullanıldığı bilgisayar kutularının, tüketiciler nezdinde ayrıntılı incelemeye tabi tutulmayacağı dolayısıyla, bu ibarenin dikkat çekmeyeceği” gerekçesini mantıklı sebeplere dayandırmaması ve ayrıntılı olarak açıklamaması.
- İkincisi, Temyiz Kurulu’nun İngilizce bilmeyen halkın algısının dikkate alınmayacağına ilişkin gerekçelerini ayrıntılı olarak açıklamaması,
- Üçüncü olarak, “Think Different” ibaresinin tanınmışlığının göz ardı edilmesi ve bu ibarenin tanıtım materyalinden daha fazlası olmadığı argümanının gerekçelendirilmemesi.
EUIPO ve Swatch bu iddialara itiraz etmiştir. Yapmış oldukları açıklamalarda, sunulan deliller kapsamında ciddi kullanımın belirlenmiş yasalar ve kabul gören içtihatlar doğrultusunda değerlendirildiğini ve eksik bir inceleme yapılmadığını vurgulamışlardır.
Esasa ilişkin itirazların incelenmesi
Genel Mahkeme tarafından yapılan inceleme sonucunda, iptal edilen ilk markanın 6 Eylül 1999 tarihinde, iptal edilen ikinci markanın 18 Kasım 1999 tarihinde ve iptal edilen üçüncü markanın ise 8 Mayıs 2006 tarihinde tescil edildiği ve bu markaların kullanılmıyor olmaları sebebiyle iptal edilmeleri talepli başvuruların ise 14 Ekim 2016 tarihinde yapıldığı belirtilmiştir. İptali istenilen markalar beş yıldan daha uzun bir süredir tescilli olduklarından, 13 Ekim 2011-13 Ekim 2016 tarihleri arasındaki ciddi kullanımlarının ispatlanması beklenmiştir. Akabinde, kullanmama sebebiyle iptal durumlarında, dikkate alınması gereken kriterler ayrıntılı bir şekilde açıklanmış ve bu kriterler ışığında aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır:
1- İlk olarak iptal talebine konu “bilgisayarlar, bilgisayar terminalleri, klavyeler, ekran birimleri, terminaller; modemler; disk sürücüleri; bilgisayar çevre birimleri; İletişim ekipmanları; adaptörler, adaptör kartları, konektörler ve sürücüler; boş bilgisayar depolama ortamı, bilgisayar programları, işletim sistemleri, bilgisayar donanımı, yazılımı ve bellenimi; bilgisayar bellek aygıtları; veri kayıtları; kameralar; bilgisayar programlarını ve yazılımlarını taşıyan veya bunları kaydetmek için kullanılan çipler, diskler ve bantlar; rastgele erişimli bellek, salt okunur bellek; katı hal bellek aygıtı; elektronik haberleşme teçhizatı ve aletleri; yukarıda belirtilen ürünlerden herhangi birini içeren veya bunlarla birlikte kullanım için etkileşimli ürünler; bahsi geçen tüm mallar için parçalar ve donanımlar’ ve ikinci ve üçüncü itiraz edilen markalar için ‘bilgisayarlar, bilgisayar terminalleri, klavyeler, ekran birimleri, terminaller; modemler; disk sürücüleri; bilgisayar çevre birimleri; İletişim ekipmanları; adaptörler, adaptör kartları, konektörler ve sürücüler; boş bilgisayar depolama ortamı, bilgisayar programları, işletim sistemleri, bilgisayar donanımı, yazılımı ve bellenimi; bilgisayar bellek aygıtları; veri kayıtları; kameralar; bilgisayar programlarını ve yazılımlarını taşıyan veya bunları kaydetmek için kullanılan çipler, diskler ve bantlar; rastgele erişimli bellek, salt okunur bellek; katı hal bellek aygıtı; elektronik haberleşme teçhizatı ve aletleri; yukarıda belirtilen ürünlerden herhangi birini içeren veya bunlarla birlikte kullanım için etkileşimli ürünler; yukarıda belirtilen tüm mallar için parçalar ve bağlantı parçaları” mallarının ortalama tüketici kitlesi ve buna bağlı olarak ilgili ürünlerin satın alınma süreçleri ile teknik özelliklerin önemi değerlendirilmiştir. Çünkü Apple, Temyiz Kurulu tarafından yapılan değerlendirmelerde, ortalama tüketici kitlesinin ve ilgili kesimin dikkat düzeyinin dikkate alınmadığından şikayetçi olmuştur. Apple’a göre, tüketiciler dayanıklı ve teknik özellikleri yüksek malları satın alırken yüksek düzeyde dikkat göstermektedir ve bu tür ürünlerin teknik özelliklerini daha fazla irdelemektedir. Özellikle, Temyiz Kurulu tarafından yapılan değerlendirme esnasında, bu durumla ilgili içtihatların göz ardı edildiği iddia edilmiştir.
Fakat, Mahkeme, Temyiz Kurulu tarafından da ortalama tüketicilerin ve ilgili kesimin dikkat düzeyinin benzer şekilde belirlendiğini kabul etmiştir. Kaldı ki bahsi geçen ürünlerin teknik ürünler olduğu ve tüketicilerin satın alma aşamasında yüksek düzeyde dikkat göstereceğinin tartışmalı olmadığı vurgulanmıştır. Yine de ciddi kullanıma konu olan ibarenin, bilgisayar kutusunun çok küçük bir kısmında dikkat çekmeyecek şekilde kullanılması halinin tüketiciler nezdinde markasal bir etki oluşturmadığına karar verilmiştir. Dolayısıyla, tüketicinin dikkat düzeyinin yapılan incelemeye bir etkisinin olmadığı, bahsi geçen ibarenin markasal kullanım kabul edilmeyecek derecede küçük bir şekilde olduğu ifade edilmiştir.
Aynı zamanda, bilgisayar ve benzeri ürünlerin satışlarının sergi şeklinde açık ürünler üzerinden gerçekleştiği ve kutu gibi ambalajlamaya ilişkin unsurların tüketicilerin ulaşamayacağı bir depoda tutulduğunun unutulmaması gerektiği belirtilmiştir. Dikkat düzeyi yüksek bir tüketici, direkt olarak ulaşamayacağı bir ambalajdan ziyade, açık bir şekilde teşhir edilen ürünün kendisini ayrıntılı olarak inceleme fırsatına sahiptir. Doğal olarak, Apple tarafından ileri sürülen, “tüketicilerin iptali talep edilen markanın üzerinde kullanıldığı ambalajları her zaman inceleyecek durumda oldukları” iddiasının kabul edilmesi mümkün değildir. İnternet sitesinden yapılan çevrimiçi alışverişlerde ise, ürün ambalajları ancak satın alma işlemi akabinde ürün tüketiciye ulaştığında görülebilmektedir.
2- İkinci olarak, Apple tarafından sunulan bilgisayar ürünlerinin satışına ilişkin sayıların değerlendirmesi yapılmıştır. Apple, Temyiz Kurulu tarafından bu satış sayıları incelenirken “tüm Avrupa Birliği ülkeleri yerine belirli üye devletler bakımından bir inceleme yapılmasının ve hukuk departmanlarının müdürü tarafından beyan edilen sayıların dikkate alınmamasının” yanlış bir yargıya varılmasına sebep olduğunu vurgulamıştır. Fakat Mahkeme yapılan incelemede, söz konusu verilerin, şirketin hukuk departman müdürü tarafından sunulmasının, bu sayıların güvenilirliğinin zedelenmesine sebep olduğunun kabul edilmesi gerektiğine karar vermiştir. Müdür tarafından sözlü olarak belirtilen “Think Different” ibareli ürünlerin “Avrupa’da dört milyon adetten fazla satışının gerçekleştiği” iddiası ise sunulan deliller ile kanıtlanamamıştır. Avrupa genelinde sunulan satış rakamlarının ise iMac bilgisayarlarının satışını gösterdiği ancak “Think Different” markasının kullanıldığını kanıtlayamadığı anlaşılmıştır. Tüm bu veriler ışığında, satış sayılarının dikkate alınmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, ancak sunulan belgelerin Temyiz Kurulu tarafından yeterli düzeyde kullanım olarak kabul edilmemesi yönünde karar verildiğinin kabulü gerekecektir.
3- Üçüncü olarak, “Think Different” ibaresinin kullanımı değerlendirilirken kriterlerin yanlış ve eksik olarak uygulandığı öne sürülmüştür. Kullanılan ibarenin, tek başına bir markasal kullanım kabul edilmesi gerekirken, Temyiz Kurulu tarafından yapılan yanlış değerlendirme nedeniyle markasal kullanım olarak kabul edilmediği vurgulanmıştır. Oysa, bilgisayarların ambalajlarında birden fazla markanın ortak kullanımının yaygın olduğu ve bu durumun iptali istenen markanın işlevini zayıflatamayacağı iddia edilmiştir. Bu bağlamda da EUIPO’nun yerleşik içtihatların dışına çıkarak doğru bir sonuca ulaşmadığı belirtilmiştir. Yine Apple’a göre, iptal konusu markanın ilgili ürünün ambalajı üzerinde dikkat çeken bir yere yapıştırılması ve büyük harflerle yazılması gerektiğini işaret eden bir EUIPO içtihadı da bulunmamaktadır. Dolayısıyla, EUIPO tarafından bu husus gerekçe gösterilerek karar verilmesi yerinde değildir. Son olarak, “Think Different” ibaresinin bir tanıtım materyalinden daha fazlası olmadığına ilişkin verilmiş olan kararın yerinde olmadığı vurgulanmıştır. Bu husus hakkında kullanmama sebebiyle iptal incelemesi yapılırken bir markanın ayırt ediciliği konusunda değerlendirme yapılmaması gerektiği noktasının da altı çizilmiştir.
Genel Mahkeme yapmış olduğu değerlendirmelerde, iki veya daha fazla ticari markanın birlikte ve birbirlerinden bağımsız olarak, üreticinin şirketinin adı olsun veya olmasın, kullanıldığı durumların ortaya çıkabileceğini kabul etmiştir. Fakat bu kullanımların markasal olarak kabul edilebilmesi için her bağımsız ibarenin, markanın işlevlerini tam olarak yerine getirmesi beklenecektir. Somut olayda, Genel Mahkeme, Temyiz Kurulu’nun “Think Different” ibaresinin markasal bir kullanım olmadığı yönündeki kararını, “Think Different” ibaresinin iMac veya Macintosh markaları ile aynı ambalajda yer alıyor olmasına dayandırmadığının altını çizmiştir. Aksine, Temyiz Kurulu’nun vardığı sonuca dayandırdığı temel dayanaklarının;
- Kullanımı kanıtlamak amacıyla sunulan delillerin bir kısmının ilgili sürenin dışında kalması,
- Apple tarafından sunulan görsellerin iptali talep edilen markaları kutu ambalajı üzerinde tek bir yerde göstermesi ve bu kullanımın, özellikle boyutu ve konumu başta olmak üzere tek başına markasal bir kullanım teşkil etmeyeceği gerekçelerine dayandırdığı vurgulanmıştır. Ek olarak, bir markanın kaynak gösterme işlevinin oldukça önemli olduğu ve ciddi kullanımın bundan bağımsız düşünülemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, bilgisayar kutusunun fotoğraflarından da anlaşılacağı gibi, kutu ambalajına yapıştırılan etiketlerde “Think Different” ibaresi, tüketicinin dikkatini çekecek şekilde konumlandırılmamıştır. Aksine, bu ibare satışa sunulan bilgisayarların teknik özelliklerinin altına ve nispeten küçük karakter boyutunda barkodun hemen üstüne yerleştirilmiştir. Bu kullanımın, iptali istenilen markaların temel işlevini -ilgili malların kaynağını gösterme- oldukça zayıf olarak yerine getirdiği belirtilmiştir. İddia edildiği gibi, Temyiz Kurulu’nun kullanmama sebebiyle iptal incelemesi yaptığı esnada, spesifik olarak ayırt edicilik değerlendirmesi yapmadığı, markanın işlevleri gereği bir değerlendirme yaparken iptali istenen ibarenin ayırt ediciliğinin zayıf olduğuna değindiğinin kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, Apple’ın iddia ettiğinin aksine, Temyiz Kurulu’nun itiraz edilen markaların ayırt ediciliğine ilişkin vardığı sonucun, bunların gerçek anlamda kullanıldıklarını kanıtlamayı amaçlayan bir deliller bütünü ile çelişmediğini, kullanmama sebebiyle iptal kararını aksi yönde etkilemediği belirtilmiştir. Çünkü, EUIPO’ya sunulan ciddi kullanım kanıtları arasında, 1997 tarihli lansman sırasında “Think Different” başlıklı reklam kampanyasının başarısını belirten çok sayıda basın makalesinin bulunduğu görülmüş olmasına rağmen bahsi geçen basın makalelerinin 10 yıldan daha eski olduğunun da kabul edilmesi gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda Genel Mahkeme davayı reddetmiştir.
Sonuç
Genel Mahkeme daha önce verdiği birçok kararda, ihtilaf konusu işaretlerin, ticari kaynak gösterir biçimde markasal kullanıma konu olmadığı, ilgili işaretlerin kullanımına yönelik sunulan kanıtların yalnızca tanımlayıcı biçimde kullanımı gösterdiği gerekçesiyle ilgili markaların ciddi kullanımının bulunmadığı ve markaların iptalinin gerektiği yönünde karar vermiştir. İncelenen davanın diğerlerinden farkı, Genel Mahkeme’nin ilk kez bir işaretin ikincil (veya tali) biçimde kullanımı gerekçesiyle ciddi kullanımın bulunmadığı tespitine varması ve markanın iptali yönündeki kararın onamasıdır. Bu bağlamda, yazıda aktardığımız karar kanaatimizce önemli ve yeni bir içtihat teşkil etmektedir.
Cansu ÇATMA BİLEN
Kasım 2022