Etiket: levis 501

101 ve 501 Markaları Benzer Mi? Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin 3 Haziran 2015 Tarihli Levi’s 501 Kararı, (T-604/13)

Levis_resim_2

Levi Strauss & Co. (“Levi’s”) firmasının “501” markasının tanınmışlığı ve çekiciliği herkesçe malum. Bu üç rakamdan oluşan sayı markası, sanırım dünya üzerinde en çok taklit edilen markalar arasındadır. Bu yazı konusu olan 3 Haziran 2015 tarihli Adalet Divanı Genel Mahkemesi’nin kararında Mahkeme, 501 markasının 101 markası ile “benzemediğine” yönelik OHIM kararını iptal etmektedir. Karar, kısa ve sayı markalarının benzerlik karşılaştırmasına yönelik ilginç tespitler içermektedir.  Kararın Almanca orijinal metnine okuyucularımız http://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf?text=&docid=164703&pageIndex=0&doclang=DE&mode=lst&dir=&occ=first&part=1&cid=52140 bağlantısından ulaşabilirler.

Olayın tarihçesi:

  • 14 Ekim 2010 tarihinde Almanya merkezli L&O Hunting Group GmbH (“L&O”) şirketi

   101

markasının, topluluk markası tescili için başvurmuştur. Başvuru Nice Sınıflandırması’nın 18, 25 ve 35 sınıfları için yapılmıştır.

  • Başvuru 10 Aralık 2010 tarihli Bülten’de yayınlanmıştır.
  • 10 Mart 2011 tarihinde ABD, Kaliforniya merkezli Levi Strauss & Co. (“Levi’s”) başvuruya itiraz etmiştir. İtiraza dayanak olarak daha önce aynı sınıflarda topluluk markası olarak tescilli

501

markası gösterilmiştir. İtiraz gerekçesi olarak 207/2009 sayılı Tüzüğün 8/1 (b) ve 8/5 maddeleri gösterilmiştir. Söz konusu maddeler, 556 sayılı KHK’nın aynı numaralı maddelerine tekabül etmektedir.

  • 18 Haziran 2012 tarihinde OHIM itiraz Bölümü, önceki tescilli markanın yüksek ayırt edicilik gücü ve tanınmışlığı nedeniyle iki marka arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olmadığına, iki marka arasındaki düşük benzerlik düzeyinin ortalama tüketiciler nezdinde önceki tescilli markayı çağrıştırmayacağından önceki markanın tanınmışlık düzeyinden haksız yararlanma durumunun söz konusu olamayacağına karar vermiştir.
  • 17 Ağustos 2012 tarihinde Levi’s, OHIM Temyiz Kurulu’na başvurmuştur.
  • OHIM Temyiz Kurulu 6 Eylül 2013 tarihinde İtiraz Bölümü’nün kararını yerinde bularak itirazı reddetmiştir. Temyiz Kurulu, hitap edilen tüketici kitlesini orta düzeyde bilgilendirilmiş ve dikkat seviyesine sahip, Birlik bölgesinde yaşayan tüketiciler olarak belirlemiştir. İki markanın içerdikleri mallar aynıdır. Sonraki markanın ilk sayısının farklı olması ve 101 markasının “simetrik” görüntüsü itibariyle bir bütün olarak değerlendirildiğinde, iki marka arasındaki benzerliklerin daha arka planda kaldığını ve markaların görsel olarak farklı olduğunu tespit etmiştir. İşitsel ve kavramsal olarak da markaları, aynı nedenlerle bütünsel değerlendirmede farklı bulmuştur. Markalar arasındaki açık farklılık nedeniyle, Tüzüğün 8/5 maddesi değerlendirilmesinde göz önüne alınan 3 kümülatif koşulun mevcut olayda söz konusu olmadığını belirtmiştir.

OHIM sürecinin tamamlanmasının ardından Levi’s, OHIM kararının iptali için dava açmıştır. Davacı Levi’s’a göre OHIM Tüzüğün 8/1 (b) ve 8/5 maddeleri değerlendirmesinde hataya düşmüştür.

Öncelikle Tüzüğün 8/1 (b) maddesi uyarınca somut olayın incelemesine geçilmiştir. Buna göre tüketicilerin dava konusu markaların aynı işletmeden veya birbiri ile bağlantılı işletmelerden kaynaklandığı düşünmeleri halinde karıştırılma olasılığı mevcuttur.[1] Karıştırılma ihtimali değerlendirilmesi somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak karar verilmelidir.[2] Bazı olaylarda markalar arasındaki yüksek derecedeki benzerlik, içerdikleri mallar veya hizmetler arasındaki düşük benzerliği bertaraf edebilirken, tersi durumlar da söz konusu olabilir.[3] Bu ihtimaller değerlendirilirken hitap edilen tüketici kitlesinin bilgilenme ve dikkat seviyesi belirlenmelidir.[4] Davacı, OHIM’in birlik üyesi ülkelerde yaşayan ortalama düzeyde bilgilenmiş ve dikkat seviyesine sahip tüketici kitlesi tespitine itiraz etmemiştir.   Mahkeme de OHIM’in tüketici kitlesi konusunda tespitini yerinde bulmuştur.

Dava konusu markaların aynı sınıfta yer alan malları içerdikleri konusu da ihtilaf dışıdır.

Davacı, OHIM’in benzerlik değerlendirmesinde markaların ilk sayısının farklı olması konusuna abartılı şekilde odaklandığını, diğer iki sayının aynı olmasını görmezden geldiğini iddia etmiştir. Davacıya göre sonraki markanın tek sayısının farklı olması, markalar arasındaki görsel ve işitsel farklılığı bertaraf etmez. OHIM kısa markaların benzerlik değerlendirmesinde markaların ilk unsurlarının farklı olmasına ağırlık vererek değerlendirme yapmasının, her olayda markaların benzemediği sonucuna götürmeyeceğini iddia etmiştir. Davacıya göre dava konusu olayda bütünsel değerlendirme ve önceki markanın tanınmışlık düzeyi dikkate alınmamıştır.

OHIM’e göre ise; markaların sektördeki sunum şekilleri dikkate alındığında her zaman görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik değerlendirmesi eşit ağırlıkta olmayabilir. Tüketiciler giysileri görsel olarak algılamaktadır.  Bu nedenle bu alandaki markaların bütünsel görsel değerlendirmesi, işitsel değerlendirmeye göre daha fazla önem kazanacaktır.  Kısa markalarda en ufak bir farklılık bile bütünsel benzerlik değerlendirmesinde büyük etki yaratabilmektedir. Buna göre başvurusu yapılan markanın ilk sayısının farklı olması ve simetrik yapısı, markalar arasındaki bütünsel karşılaştırmada farklılık yaratmaktadır.  Bu nedenle markalar görsel olarak birbirinden farklıdır. Keza tüketicilere göre, marka ne kadar kısa ise bu tür farklılıklar bütünsel olarak o derece büyük etki yaratmaktadır.[5] Bunun yanı sıra tüketiciler markayı bir bütün olarak algılar ve marka içinde tek tek unsurlara dikkat etmez. Bu durum bir markanın kısa olması veya az unsurdan oluşması halinde daha da geçerli olmaktadır. Dava konusu olayda da markalar üç rakamdan oluşmaktadır ve sadece ilk rakamları değişiktir. Markalar kısa olduğundan, bu küçük farklılık bütünsel değerlendirmede markaları birbirinden farklı kılmaktadır. Keza bütünsel değerlendirmede 101 markası simetrik bir etki yaratırken, 501 markası asimetrik etkiye sahiptir. Dolayısıyla hitap edilen tüketiciler nezdinde farklı algı oluşturmaktadır. Malların tüketicilere sunuluş şekli ve tüketicilerin kıyafet alışverişinde bütünsel görsel algı ile karar vermeleri nedeniyle markaların iltibas tehlikesi de bulunmamaktadır.

Mahkeme’ye göre, markaların simetrik/asimetrik konusunda yaptığı değerlendirme noktasında OHIM’in verdiği karar yerinde değildir. Zira Mahkeme’ye göre bu noktanın tüketicilerin algısı açısından bir etkisi yoktur. Mahkeme açısından markalar arasında görsel açıdan belirgin bir benzerlik mevcuttur. Zira markaları oluşturan diğer iki rakam birbiri ile aynıdır. Kararda tüketiciler nezdindeki bütünsel değerlendirmede konusunda bu nokta dikkate alınmamıştır.

OHIM’in tespitine göre markalar işitsel olarak da benzememektedir. Malların doğası gereği ve tüketicilere görsel sunuluş tarzı itibari ile markalar arasındaki işitsel benzerliğe anlam atfedilemeyeceğinden, somut olayda işitsel benzerlik olduğu ileri sürülemez.

Mahkeme’ye göre OHIM işitsel olarak markaların benzemediği tespitinde hataya düşmüştür. Zira markalar arasında düşük de olsa işitsel benzerlik mevcuttur. Zira markaların aynı olan bölümü daha uzundur ve bu kısım her dilde aynı şekilde telaffuz edilir. Karar işitsel benzerliğe bu açıdan bakmamıştır.

Mahkeme, OHIM’in dava konusu markaların üç rakamdan ibaret sayıdan oluştuğundan ve bu tür sayıların anlam taşımadığı gerekçesi ile kavramsal benzerlik bulunmadığı yönündeki tespitini yerinde bulmuştur. Markaların son iki rakamlarının aynı olmasından dolayı görsel benzerlik, kavramsal benzerlik anlamına gelmemektedir. Çünkü sayılar anlamdan ziyade değer ifade etmek için kullanılmaktadır.

Tüm bu tespitler ışında Mahkeme’ye göre OHIM’in markalar arasında görsel ve işitsel benzerlik olmadığı tespiti yerinde değildir. Zira markalar arasında belirgin düzeyde bir benzerlik bulunmaktadır. Dolayısıyla OHIM’in, tespit edilen bu benzerliği göz ardı ederek, şimdiye kadar oluşan kararlar ışığında önceki markanın tanınmışlık düzeyi ve yüksek ayırt edicilik düzeyini de dikkate almadan markaların içerdikleri mallar için karıştırılma ihtimali olmadığı yönünde kararı yerinde değildir. Bu nedenle OHIM kararının iptaline karar verilmiştir.

Kararda özellikle kısa ve sayı markalarının benzerlik değerlendirmesi ile farklılıklarının bütünsel değerlendirmede tüketiciler nezdindeki algısı konularındaki değerlendirmelerin dikkat çekici olduğunu düşünüyorum. İlginç olan, bu değerlendirme sonucunda OHIM dava konusu markalarda benzerlik yok derken, Mahkeme belirgin düzeyde işitsel ve görsel benzerlik olduğuna karar vermiştir. Dava aleyhine sonuçlanan L&O firmasının, kararı temyiz konusu yapıp yapmadığını henüz bilmiyoruz. Şayet karar temyiz edilirse, 101 ve 501 markalarının benzerliği ve karıştırılma ihtimali olup olmadığı konusunda son kararı Temyiz Mahkemesi verecektir. Kararın temyiz aşamasının da takipçisi olacağız ve sonucundan okuyucularımızı haberdar edeceğiz.

Gülcan Tutkun Berk

Temmuz, 2015   

gulcan@gulcantutkun.av.tr

 

Dipnotlar:

[1] 29 Eylül 1998 tarihli Canon, C‑39/97, 22 Haziran 1999 tarihli Lloyd Schuhfabrik Meyer, C‑342/97 kararları.

[2] 9 Temmuz 2003 tarihli Laboratorios RTB/HABM – Giorgio Beverly Hills [GIORGIO BEVERLY HILLS], T‑162/01 kararı.

[3] 13 Eylül 2007 tarihli Il Ponte Finanziaria/HABM, C‑234/06 P kararı.

[4] 13 Şubat 2007 tarihli Mundipharma/HABM – Altana Pharma [RESPICUR], T‑256/04 kararı.

[5] 6 Temmuz 2004 tarihli Grupo El Prado Cervera/HABM – Héritiers Debuschewitz [CHUFAFIT], T‑117/02, 20 Nisan 2005 tarihli Krüger/HABM – Calpis [CALPICO], T‑273/02, 13 Şubat 2007 tarihli Ontex/HABM – Curon Medical [CURON], T‑353/04 ve 21 Şubat 2013 tarihli Esge/HABM – De’Longhi Benelux [KMIX], T‑444/10 kararları