Hareket markaları, geleneksel olmayan marka türlerinden biri olarak, bir markanın öğelerinin hareketini ya da bu öğelerin pozisyonlarındaki değişiklikleri içeren markalar olarak tanımlanır. Bu yazıda, Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi’ne (EUIPO) yapılmış olan ve araçlarda menteşeli pencerenin açılıp kapanma şeklini gösteren bir hareket markası başvurusuna ilişkin verilen karar ele alınacaktır.
018906690 sayılı Avrupa Birliği (AB) marka başvurusu (EUTM), araç penceresinin açılma ve kapanma hareketini temsil eden bir animasyon sekansından oluşmaktadır[1]. Başvuruya ait video aşağıda yer almaktadır:
EUIPO tarafından yapılan ilk incelemede, başvurunun ayırt edici karakterden yoksun olduğu gerekçesiyle, AB Marka Tüzüğü (EUTMR) Madde 7/1 (b) kapsamında reddedilmiştir. Karar gerekçesinde;
- Başvuru sahibinin, ilgili piyasada lider olduğu iddiasının, kanıtlarla desteklenemediği, desteklense bile bu durumun hareket markasının ayırt edici karakteri ile ilgili olmadığı;
- Pazarda rekabetin az olmasının, markanın ayırt edici karakterini etkilemediği, çünkü küçük pazarlarda bile işaretlerin malları birbirinden ayırt edebilmesi gerektiği, başvuru sahibinin pazarda lider olmasının, ona ait ürünlerin belirli özelliklerinin hemen bir marka olarak algılanmasını sağlamadığı;
- Başvuru sahibinin sunduğu renkli payanda (destek çubuğu) iddiasının da, söz konusu renklerin siyah ve beyaz olması nedeniyle, tüketiciler nezdinde akılda kalıcı bir farklılık yaratmadığı,
ifade edilmiştir.
Başvuru sahibi, bu karara karşı itiraz etmiş ve başvuruyu EUIPO Temyiz Kurulu’na (BoA) taşımıştır. Başvuru sahibi itirazında, ilgili piyasada tüketicilerin dikkatinin yüksek olduğunu ve pazarın küçük olması nedeniyle tüketicilerin benzer tüm ürünleri tanıdığını, bu nedenle de tüketicilerin başvuru konusu işaretin piyasadaki diğer modellerden farklı olduğunu fark edeceklerini ve bu farklılığın işaretin kaynak gösterme işlevini yerine getirdiğini savunmaktadır. Ayrıca, başvuru sahibi tarafından sektördeki diğer ürünlere dair aşağıda yer alan görseller sunulmuştur.
Başvuru sahibi ayrıca, ilgili tüketicinin sadece gümüş payandalara (destek çubuğu/ strut) alışkın olduğunu belirtmekte ve dışarıdan görülebilen, dolayısıyla herkes için fark edilebilen olağandışı bir açılma hareketine sahip siyah payandaların, piyasada bilinmediğini, bu nedenle halihazırda kaynak belirtme işlevini yerine getirdiğini ve başvuru sahibinin ürünlerini ayırt edici kıldığını ifade etmektedir.
BoA tarafından yapılan inceleme sonucunda, başvuru sahibine, başvurunun EUTMR m. 7/1 (b) ve ayrıca m. 7/1 (e)(ii) uyarınca reddedilmesi gerektiği bildirilmiştir. Kurul, pencerenin açılma ve kapanma hareketini temsil eden bir animasyon sekansından oluşan başvurunun teknik bir sonucu elde etmek için zorunlu unsurlardan oluşan bir işaret olduğunu ve yalnızca teknik çözüm tarafından belirlenen unsurlardan oluştuğunu, dolayısı ile başkaca dekoratif ya da hayali unsurlar içermediğini ifade etmiştir. Bu nedenle, başvuru sahibinin sunduğu işaretin tescil edilmemesi gerektiği belirtilmiştir.
İtiraz hakkında, BoA ‘nın EUTMR m. 7/1 (b) ve (e) bentleri uyarınca yaptığı değerlendirme aşağıdaki detaylı biçimde açıklanacaktır[2].
EUTMR m. 7/1 (b) incelemesi:
EUTMR m. 7/1 (b) uyarınca, ayırt edici karakteri bulunmayan işaretler tescil edilemez. Bir markanın ayırt edici kabul edilebilmesi için, ilgili malların veya hizmetlerin belirli bir işletmeden kaynaklandığını göstermesi ve tüketicilerin bu işletmeyi diğerlerinden ayırt etmesine olanak tanıması gerekmektedir.
Bir markanın ayırt edici karakteri, ilk olarak tescil başvurusu yapılan ürün veya hizmetlere bakılarak ve ikinci olarak bu ürün veya hizmetlerin ilgili kamu tarafından nasıl algılandığına göre değerlendirilecektir. Kamunun ilgili kesimi ise, o ürün veya hizmetlerin ortalama tüketicilerinden oluşur.
Somut olayda söz konusu araç camlarının hitap ettiği tüketici bu tür ürünlerle ilgilenen veya bu ürünleri kullanan deneyimli kişilerdir. Bu nedenle, hedeflenen tüketici kesimi, pazar hakkında en azından kısmen bilgi sahibi olan dikkatli kişilerdir.
Kurul, başvurulan hareket markasının, hedeflenen tüketiciler tarafından ticari köken belirtici bir işaret olarak algılanmayacağını, bunun yerine pencerenin işleyişinin basit bir temsili olarak değerlendirileceğini ifade etmiştir. Zira Kurul, sektördeki birçok üreticinin ürünlerinin işlevselliğini açıklamak amacıyla benzer animasyonları kullandığını göz önünde bulundurarak, başvurunun ayırt edici karakter taşıyan bir işaret olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirtmiştir. Bu nedenle, başvuru, yalnızca pencerenin açılma ve kapanma hareketinin basit bir animasyonu olarak algılanmıştır.
Başvuru konusu işarette yer alan hareket sekansı, pencerenin açılıp kapanmasının basit animasyonlu görsel sekansından önemli bir sapma içermediğinden hedeflenen tüketiciler tarafından bir köken belirtisi olarak anlaşılabilecek bir mesaj iletmemektedir. Dolayısı ile başvurulan işaret, minimum düzeyde ayırt edici karakterden yoksun bulunmuştur.
Ayrıca, Kurul, başvurulan pencerenin işleyişinin veya pencerenin kendisinin, pazardaki benzer ürünlere kıyasla benzersiz özelliklere sahip olup olmadığının önemli olmadığının altını çizmiştir. Kurula göre bir markanın tescil için uygunluğu, markanın belirleyeceği ürünün özelliklerine veya benzersizliğine bağlı değildir. Yenilik veya özgünlük, bir markanın ayırt edici karakterini değerlendirirken dikkate alınan kriterler değildir. Dolayısı ile, başvurulan pencerenin açılma ve kapanma sisteminin pazarda yalnızca başvuru sahibine ait bu üründe bulunması, ayırt edici karakterin incelenmesi bağlamında önemli değildir.
EUTMR m. 7/1 (e) incelemesi:
EUTMR m. 7/1 (e) (ii) uyarınca, yalnızca teknik bir sonuca ulaşmak için gerekli olan malların şekli veya başka bir özelliğinden oluşan işaretler tescil edilemez. Burada amaç, markaların yalnızca ayırt edici işaretler aracılığıyla korunmasını sağlamak ve teknik çözümleri herkesin serbestçe kullanabilmesini temin etmektir.
Başvurulan işaret bir hareket markasıdır ve araç penceresinin açılma ve kapanma hareketini temsil etmektedir. İşaret, 6 saniyelik basit, stilize edilmiş görsellerden oluşan bir animasyon dizisi ile temsil edilmiştir. Pencere başlangıçta kapalıdır, sonra yavaşça açılmakta ve tekrar kapanmaktadır. Marka başvurusu, başka hiçbir öğe içermemektedir.
Somut olayda, başvuru kapsamında yer alan mallar, araç pencereleridir. Kararda, pencereler için geçerli olan “genellikle camla kaplı bir açıklık olup, ışık ve havanın kapalı bir mekâna girmesini sağlar” tanımının, araç pencereleri için de geçerli olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, bir pencerenin teknik sonucunun, ışık ve havanın kapalı bir mekâna girmesi olduğu belirtilmiştir. Bu kapsamda, bir pencerenin bu amaç için açılması gerektiği ve ayrıca, pencerenin açıldıktan sonra tekrar kapatılması gerektiğinin ortada olduğu, bu nedenle, pencerenin açılmasının (ve kapanmasının), pencerenin teknik sonucunu elde etmek için gerekli bir işlem olduğu belirtilmiştir.
Kurula göre, başvurulan hareket markası, teknik işlev tarafından belirlenmeyen herhangi bir bileşen içermemektedir. Zira, başvuru sahibi tarafından “olağandışı” olarak görülen siyah payandalar bile, camlarla bağlantılı olarak tamamen teknik bir işlevi yerine getirmektedir. Bu payandalar, pencerenin sabitlenmesi ve güçlendirilmesi için gereken elemanlar olup pencere kanatlarını ileriye doğru hareket ettirerek, pencerenin açılma ve kapanma sisteminin işlevsel bir parçası olarak çalışmaktadır. Bu bağlamda, söz konusu payandaların sadece estetik bir amacı değil, doğrudan teknik bir işlevi vardır.
Başvuru sahibinin, araç camlarının açılıp kapanması için farklı teknik alternatiflerin mevcut olduğu yönündeki argümanı da Kurul’a göre geçersizdir. Zira, belirli bir teknik sonuca ulaşmak için gerekli olan özellik (somut olayda bir hareket dizisi), bu sonuca ulaşabilecek tek olası özellik olmak zorunda değildir; yani, bu sonuca ulaşabilecek tek hareket dizisi olmak zorunda değildir.
Özetle, Kurul, yukarıda yer alan gerekçeler kapsamında, başvurulan işaretin, teknik işlevi olmayan estetik öğeleri içermediği kanaatine varmış ve pencerenin açılma ve kapanma hareketinin teknik bir sonuç elde etmek için gerekli bir işlem olduğunu belirtmiştir.
Sonuç
Sonuç olarak, başvurulan hareket markası, hem teknik işlevselliği hem de ayırt edici karakterin eksikliği nedeniyle tescil için uygun bulunmamıştır. EUIPO tarafından verilen kararda, başvuru sahibinin işaretin tescili konusunda öne sürdüğü argümanlar reddedilmiş ve başvurunun EUTMR m. 7/1 (b) ve 7/1 (e)(ii) uyarınca reddedilmesine karar verilmiştir.
Kararda dikkat çekici unsur, ilk inceleme uzmanının ret kararındaki mutlak ret gerekçesinin (EUTMR m. 7/1 (b) bendi), başvuru sahibinin BoA önünde başvurusunu savunmak zorunda olduğu tek gerekçe olmamasıdır. Diğer bir deyimle BoA, mutlak ret gerekçeleri bakımından, ilk inceleme uzmanının gerekçesi ile sınırlı kalmamış ve başvuruyu EUTM m. 7/1 (e) bendi kapsamında da değerlendirmiştir. Benzer düzenleme Türk hukukunda da bulunmaktadır. Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Kurulları Yönetmeliği m. 6/2 hükmüne göre, Kurul itiraza konu kararı veren dairenin resen incelemesi gereken hususları, taleple ve gerekçeyle bağlı olmaksızın, resen dikkate alabilir. Ancak Türk uygulaması ve AB uygulamasında ortaya çıkan en önemli fark, böyle bir ret gerekçesinin varlığı durumunda EUIPO’nun, Kurul kararının verilmesinden önce başvuru sahibine savunma yapma imkânı tanımasıdır. Bilindiği üzere Türk Patent ve Marka Kurumu uygulamasında, başkaca mutlak ret gerekçelerinin varlığı halinde, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu, başvuru sahibine herhangi bir ön bildirim yapmadan doğrudan Kurul kararını oluşturmaktadır.
Diğer yandan, bir işaretin ayırt ediciliğinin değerlendirilmesinde, başvuru sahibinin sektörde lider olmasının veya ilgili pazarın küçük olmasının işarete doğrudan ayırt edicilik katmayacağı tekrar vurgulanmalıdır. Ayrıca, ilgili tüketicinin işaretin başvuru sahibinden kaynaklandığını anlaması yalnızca işarete kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandırılması durumunda tescil edilebilirliği sağlamaktadır.
Son olarak ise, markanın münhasıran teknik sonuca yönelen işaretten oluşup oluşmadığının belirlenmesinde, işaretin ilgili teknik sonuca ulaşabilmek için ilgili pazardaki “tek” alternatif olmasının gerekli olmadığı vurgulanmalıdır. Diğer bir deyimle, aynı işlevi görecek farklı teknik alternatiflerin mevcut olması tek başına ilgili mutlak ret gerekçesinin aşılmasını sağlamayacaktır.
Elif AYKURT KARACA
Ocak 2025
[1] Başvuru konusu işaret hakkında detaylı bilgiye https://euipo.europa.eu/eSearch/#details/trademarks/018906690 linkinden ulaşılabilir.
[2] BoA’ nın konuya ilişkin R 740/2024-2 sayılı 28.10.2024 sayılı kararının orijinal metnine https://www.euipo.europa.eu/en/boards-of-appeal/decisions adresinden erişilebilir.











