Etiket: eric garner

“I Can’t Breathe” Sloganı A.B.D.’nde Marka Olarak Tescil Edilecek mi? Toplumsal Nitelik Kazanmış Sloganları veya Politik Olayların İsimleri Ticarileştirmek Para Kazanmanın En Kolay Yolu mu Olacak?

(Stephen Lam/Reuters)
(Stephen Lam/Reuters)

 

Sansasyonel siyasi sloganların veya gündemi işgal eden politik olay veya hareketlerin isimlerinin marka olarak tescil edilmesi taleplerini incelemek marka tescil ofisleri için artık rutin hale gelmiştir. Siyasal gündemi işgal eden olayların – demeçlerin veya hükümet yetkililerince açıklanan büyük projelerin hemen ardından yapılan bu tip başvurular incelemede çoğunlukla sıkıntıya yol açmaktadır. Normal şartlarda marka olarak tescil edilmelerinin önünde engel bulunmayan slogan veya terimler, inceleme tarihinde politik olaylarla özdeşleşmiş olarak o denli sık kullanılır hale gelirler ki, bunların inceleme tarihi itibarıyla ayırt edici niteliklerinin varlığından bahsedilmesi oldukça zordur.

Bu bağlamda, geçtiğimiz yıllarda vuku bulan siyasi olay ve sloganların isimlerini Enstitü çevrimiçi aramasını kullanarak araştıracak okuyucular, araştırdıkları olayların isimlerinden oluşan marka tescil başvuruları ile şüphesiz karşılaşacaklardır.

Sitemde daha önce yayınladığım “Politik – Sosyal Sloganlardan veya Toplumsal Olayların İsimlerinden Oluşan Marka Başvurularının Değerlendirilmesi – USPTO’nun “Boston Strong” ve “Occupy Wall Street” Kararları” (http://wp.me/p43tJx-bt) başlıklı yazının içeriğinden de anlaşılabileceği gibi bu başvuru pratiği sadece Türkiye’ye özgü değildir. A.B.D.’nde de bazı kişiler siyasi gündemi meşgul eden “Boston Strong”, “Occupy Wall Street” gibi hareketlerin isimlerini vakit kaybetmeksizin marka olarak tescil ettirmek için başvuruda bulunmuşlardır. A.B.D. Patent ve Marka Ofisi (USPTO) belirtilen başvuruları ayırt edici nitelikten yoksunluk gerekçesiyle reddetmiş ve toplum vicdanını rahatsız eder nitelikteki markaların tescil edilmesini engellemiştir.

Geçen hafta http://www.worldipreview.com/news/i-can-t-breathe-trademark-application-filed-7575 adresinde rastladığım bir haber belirtilen ret kararlarının, A.B.D.’nde parlak girişimci zekaları(!) tam anlamıyla caydırmadığını ve bu tip başvuruların halen yapıldığını göstermiştir.

Dünya politik gündemini takip edenler, geçtiğimiz Temmuz ayında New York’ta polis tarafından göz altına alınırken yüzü sertçe yere bastırılan astım hastası siyahi “Eric Garner”ın kameralarca kaydedilen “I Can’t Breathe (Nefes alamıyorum)” yakarışını hatırlayacaktır. Eric Garner bu görüntülerin ardından hayatını kaybetmiş ve New York adli tıp yetkilisi Garner’ın ölümüne “göğsüne yapılan baskının ve kelepçeleme sırasında yüzüstü yatırılmasının neden olduğunu” ifade ermiştir. Eric Garner’ın ölümünün ardından, jürinin gözaltı işlemini yapan polisi Aralık ayında suçsuz bulması ülke çapında ve yurtdışında oldukça büyük boyutta protesto gösterilerine yol açmış ve Garner’ın “I Can’t Breathe” sözleri bu protestoların simgesi haline gelmiştir. Le Bron James gibi NBA yıldızları da “I Can’t Breathe” sloganını taşıyan tişörtlerle maçlara çıkarak protestolara destek vermiştir.

Elbette ki sloganı ticarileştirmek isteyenlerin uyanması çok uzun zaman almamıştır.

“Catherine Crump” adında 57 yaşındaki A.B.D.’li bir kadın 13 Aralık 2014 tarihinde “I Can’t Breathe” sloganını “Giysiler, yani erkekler, kadınlar ve çocuklar için kapşonlu giyecekler, tişörtler.” malları için marka olarak tescil ettirmek amacıyla USPTO’ya başvuruda bulunmuştur. Başvuruya ilişkin detaylar aşağıdaki şekildedir:

icantbreathe

“Catherine Crump”, http://www.thesmokinggun.com/buster/woman-files-for-I-Cant-Breathe-trademark-798432 adresinden görülebilecek açıklamasında, “Eric Garner’ın ailesiyle herhangi bir bağlantısının bulunmadığını, başvuruyu yapmadan önce onlara danışmadığını, bununla birlikte başvuruyu ticari kazanç elde etmek amacıyla yapmadığını” belirtmiştir. Crump markadan ticari kazanç elde etmek istemediğini belirtmiş olsa da, başvuruyu hangi amaçla yaptığını açıklamamıştır.

Başvuru USPTO tarafından henüz incelenmemiş olsa da, kanaatimizce “Boston Strong” ve “Occupy Wall Street” kararlarına bakıldığında, bu başvurunun da ayırt edici nitelikten yoksunluk gerekçesiyle reddedilmesi sürpriz olmayacaktır. USPTO’nun bu yöndeki değerlendirmeleri bana göre de oldukça yerindedir ve topluma mal olmuş veya siyasi nitelik kazanmış sloganların –ilgili ülkede- markasal ayırt ediciliğinden bahsedilmesi pek mümkün gözükmemektedir.

Önder Erol Ünsal

Aralık 2014

unsalonderol@gmail.com