MİSTİK ÇİKOLATA DÜNYASI

(BÖLÜM II)

(Kaynak: ©  https://www.chocosuisse.ch/en/chocolate/history/)

Çikolata hayatımızın o kadar önemli bir parçası ki; yerel, ulusal, uluslararası ve Dünya  “Çikolata Günü” olarak ilan edilen birçok tarih var. Bunlardan en çok kabul göreni ise 7 Temmuz.  

Statista[1]’ya göre 2019 yılında, çikolata sektörünün lider şirketleri sırasıyla Mars Inc., Ferrero Group ve Mondelēz International. Amerika merkezli çok uluslu Mondelēz International şirketi, herkesin çok iyi bildiği Toblerone markalı çikolatanın şimdiki sahibi.    

Toblerone markası, sınai mülkiyetin çok yönlü yapısının işlendiği güzel bir örnek. Özel şekliyle dikkat çeken Toblerone çikolatası, Theodore Tobler ve üretim müdürü Emil Baumann tarafından geliştirilir. Toblerone ismi; Theodore’un soyadı olan “Tobler” ile İtalyanca “ballı bademli nugat” anlamına gelen “torrone” kelimelerinin birleştirilmesiyle yaratılır.  

Toblerone çikolatasının sıradışı şekli ise, İsviçre’nin en ünlü dağı olan Matterhorn’dan esinlenilerek “üçgen zirveler” halinde tasarlanır. Aslında bu üçgen piramitlerin doğuş hikâyesine alternatif olarak gösterilen bir fısıltı[2] da var. Toblerone’un yaratıcısı Theodore Tobler, Paris’e düzenli olarak iş gezisine giderken Folies Bergères’teki gösteriyi izler. Sahnelerinin bir parçası olarak kırmızı ve bej renklerle kaplanmış dansçıların, gösteri bitiminde bir insan piramidi oluşturmasının Tobler’e ilham verdiği söylenir. 

İlham kaynağı her ne olursa olsun, yaratılmış bir isme de sahip olan bu ayırt edici şekilli çikolataların rakiplerince taklit edilmesinden kaygı duyan Tobler, 1906 yılında Bern’de, Toblerone çikolatasının üretim prosesi için patent başvurusunda bulunur. Böylelikle Toblerone, dünyanın ilk patentli çikolatası olur. Bu başarının adından Tobler, 1909 yılında Toblerone markasını İsviçre’de tescil ettirir.

Çikolatamız malum İsviçre vatandaşı ve Bern doğumlu. İsviçre’nin ünlü dağı Matterhorn’un, Bern şehrinin simgesi olan ayı figürü ile birlikte oluşturduğu müthiş kombinasyon ise, Toblerone kelimesinin sadık yoldaşı olur. Henüz göremeyen varsa, Matterhorn’a gizlenmiş Bern’in ayısı, dağın sol yarısında şaha kalkmış durumda.  

Toblerone çikolatasının ilk patent başvurusunu İsviçre Patent Ofisinde inceleyen patent uzmanı, bilim dünyasının çok önemli bir ismidir: Albert Einstein!   

https://pbs.twimg.com/media/BkH04paCIAA45_T.jpg

Aşağıda teknik çizimi yer alan 2013 tarihli ve DE202013104051U1[3] sayılı patent başvurusu ise; Toblerone’a münhasır şeklini vermek amacıyla “prizma şekilli çikolata parçalarını ayırma pensleri” hakkında.

DE202013104051U1 sayılı patent dokumanında; Toblerone çikolatasının özel şeklinin, üç boyutlu Topluluk Markası olarak AB nezdinde tescilli olduğu da belirtiliyor.    

Toblerone çikolatasının şekliyle ilgili, birçok tescilli marka var. Bunlardan bir tanesi, Birleşik Krallık Sınai Mülkiyet Ofisi nezdinde WO0000000727788[4] sayıyla tescilli. Üç boyutlu olarak korunan bu markanın örneği, hemen aşağıda.

Kaynaklarımızdan Business Insider[5]’daki bir habere göre, yıllık satılan Toblerone bar çikolatalarının uzunluğu yaklaşık 62 bin km ve bu uzunluk, Dünyamız’ın çevresinden çok daha fazla.

2015 yılı Ekim’inde Toblerone, Facebook sayfasında “Bu değerli ve en lezzetli İsviçre çikolatasının, daha fazla kişiye ulaşabilmesi için Birleşik Krallık’taki çikolata barlarının üçgen piramitleri arasındaki mesafenin biraz daha açılarak gramajlarının 400’den 360 ve 170’ten 150 grama düşürüleceği”ni açıklar[6].       

Bu değişiklikten sadık müşteriler hiç hoşlanmazlar ve Toblerone’un artık “daha küçük zirveleri ve daha fazla vadileriyle İsviçre Alpler’inden ziyade Hollanda’ya benzediği” yönündeki müstehzi eleştirilerini esirgemezler.

Tepkiler üzerine yetkililer, “tutkulu hayranları”na teşekkür ederek, değişiklikten vazgeçtiklerini açıklar.

Hayranların tepkilerinin sürdüğü sırada, bir diğer tartışma da marka koruması konusunda gündeme gelir. Sorun şudur: “Eğer Toblerone, orijinal şeklini Birleşik Krallık’ta kullanmaktan vazgeçerse, Birleşik Krallık’ta üç boyutlu olarak tescil edilmiş marka, 5 yılın sonunda geçerliliğini yitirecek ve üçüncü kişilerce tehdide maruz kalacaktır.” Ancak hukuki süreçten çok daha hızlı işleyen “sosyal tepki” mekanizması, çerçevedeki boşlukları doldurur ve bu sorun üzerinde fazla emek harcamaya mahal vermez.  

Toblerone’un dünya çapındaki başarısında, “İsviçre’nin çikolatası” olmasının payı da yadsınamaz elbette. “Swiss Chocolate / Schweizer Schokolade”nin İsviçre’de, “tescilsiz” olarak sui generis[7] bir sistemde korunduğunu, Dünya’daki coğrafi işaretleri barındırma amacıyla oriGIn (Organization for an International Geographical Indications Network)[8] tarafından hazırlanan “oriGIn Worldwide GIs Compilation” veritabanından öğreniyoruz. Bu veritabanına göre, İsviçre ile yaptıkları anlaşmalar uyarınca Rusya’da 1995, Jamaika’da ise 2014 yılından itibaren korunuyor “Swiss Chocolate / Schweizer Schokolade”.

Ülkesinde tescilsiz olarak korunan “Swiss Chocolate / Schweizer Schokolade” hakkındaki teknik ürün düzenlemeleri, 1901 yılında kurulan ve “İsviçre çikolata endüstrisi”ni temsil eden CHOCOSUISSE[9] derneği tarafından hazırlanıyor. CHOCOSUISSE, çikolata ve çikolata ürünlerinin üreticilerinin yanısıra, bu ürünlerin en önemli ithalatçılarıyla da irtibat halinde.

CHOCOSUISSE sadece, “Swiss Chocolate / Schweizer Schokolade”nin korunması için mücadele vermiyor. Aynı zamanda rekabetçi ve yeniliği teşvik eden çerçeve koşullarını desteklemede, ihtiyaç odaklı eğitimde ve sürdürülebilirlikte bütüncül bir yaklaşım sergileyerek faaliyetlerini yürütüyor.

CHOCOSUISSE’in üyelerinin listesi[10] aşağıdaki gibi.

İsviçre’nin çikolata tarihi; 1819 yılında François-Louis Cailler’in Vevey yakınlarındaki Corsier’de, varlığını günümüzde de devam ettiren çikolata fabrikasını açmasıyla başlar. 

Cailler’i; 1826’da Serrières’te Philippe Suchard ve Cenevre’de Jacques Foulquier (Jean-Samuel Favarger’in öncüsü); 1830’da Lozan’da Charles-Amédée Kohler; 1845’te Zürih’te Rudolf Sprüngli; 1852’de Luzern’de Aquilino Maestrani; 1874’te Flawil’de Johann Georg Munz ve 1899’da Bern’de Jean Tobler izler. Rodolphe Lindt ise 1879’da Bern’de açtığı çikolata fabrikasıyla eriyen çikolata prosesini ilk geliştiren olur.

Öncülüğü, yukarıda sayılan isimler tarafından yapılan İsviçre çikolatalarına olan güvene dayalı başarının temelinin; çikolata üretiminin, yüksek kalite standartlarına doğru yönlendirilmesi; hammaddelerin özenle seçimi ve işlenmesi; üretim sürecindeki sürekli iyileştirmeler; iyi eğitim görmüş çikolata uzmanlarının ödün vermeden tutku ile çalışmaları olduğu ifade edilir. 

CHOCOSUISSE’in üyelerine sağladığı hizmetler, genel başlıklar halinde aşağıdaki gibidir.

  • İsviçre çikolata endüstrisini; yetkili kurumlar, şemsiye organizasyonlar, sendikalar ve diğer paydaşlar karşısında yurtiçinde ve yurtdışında temsil etmek.
  • Sektördeki kurumsal çapta, halka ilişkiler çalışması yapmak.
  • İş hukuku, işyeri güvenliği, etiketleme ve diğer gıda mevzuatı, gıda güvenliği, mesleki eğitim, sürdürülebilirlik, beslenme vb konularda çalışmalar yapmak.
  • Teknik kılavuzları hazırlamak.
  • Sektördeki ve pazardaki gelişmeler hakkında istatistiksel verileri derlemek.
  • İsviçre çikolata endüstrisinin toplu iş sözleşmesinin uygulanmasını sağlamak.
  • Şirketlerarası deneyim alışverişi için ağ oluşturmak.
  • İsviçre çikolata endüstrisinin ihtiyaçlarını ve yüksek kalite standartlarını karşılayacak nitelikteki kakao üretiminin sağlanabilmesi için uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapmak.

CHOCOSUISSE, 30 uncu sınıfta gerçekleşen marka tescillerini dünya genelinde sistematik olarak kontrol ederek, gerekirse ilgili sınai mülkiyet ofisi nezdinde itirazda bulunuyor.

Uluslararası basın, internet aramaları, üye şirketlerden gelen bildirimler, İsviçre Çikolatası Komisyonunun ulusal temsilcilerinden elde edilen bilgiler ile tüketici yorumları, İsviçre çikolatasının adının kötüye kullanımına karşı harekete geçmek için CHOCOSUISSE’e ışık tutuyor.

Yukarıda kısaca özetlediğimiz CHOCOSUISSE örneğinde olduğu gibi sektörel başarı; üreticilerin kendi kaderlerini tayin etmek üzere biraraya gelip sıkı bir bağ oluşturması ve köklü kalite kurallarından taviz vermeden mücadele etmesiyle elde edilebiliyor.

Güçlü ve pozitif bir itibar veya “ulus markası” (nation brand) sahibi olmaksızın bir ülkenin, diğer ülkelerin tüketicilerinin, turistlerinin ve yatırımcılarının ilgi odağında sürekli olarak bulunması pek olası değil[12].   

Bünyesinde, ürünlerin katma değerini artıran coğrafi işaret mefhumunu da barındıran “menşe ülke (country of origin)” etkisi; bir ülkenin ürün ihraç edebilirliğinin çok daha ötesine geçiyor ve o ülkenin insanları, spor ve kültürel girişimleri, diğer ülkelerle siyasi ve diplomatik ilişkileri, turizm ve tarihi miras cazibe merkezleri, yatırım teklifleri, medya ve diğer fikri ve yaratıcı ürünlerinin algılanabilirliğinde önemli fark yaratıyor. Bu noktada turizm, ülke imajının pazarlamaya etkisini en çok hissettiren güç olarak karşımıza çıkıyor. Ülkenin tarihi, kültürü ve coğrafyası da turizm ile birlikte anılması gereken değerlerden.

Bahsettiğimiz bu değerlerden bir kısmı, İsviçre’nin “çikolata treni” konseptinde buluşuyor. Montrö-Broc arasında tarihi iç dekorasyonuyla çıkılan keyifli yolculukta; önce bir ortaçağ kasabasında yer alan ve İsviçre’nin coğrafi işaretli peynirlerinden olan Gruyère’in üretiminin yapıldığı “La Maison du Gruyère” (Gruyère evi), sonra da İsviçre çikolatalarının en eski markalarından olan “Maison Cailler” (Cailler’in evi) ziyaret ediliyor. Özellikle yabancı turistler için avantajlı ücret seçenekleri sunan çikolata treni serüveninin, yoğun ilgi ve beğeni gördüğünü söylemeden geçmeyelim.

cid:6acc73a2-690d-4f17-b06b-295afa8b37b2@turkpatent.gov.tr

 İsviçre’nin Matterhorn Dağından da bahsedilen turizm sitesinde[13]; “dünyaca meşhur Toblerone” çikolatasının “İsviçre çikolatası” olduğu, markanın tasarımında Matterhorn Dağının kullanılmasının ve Bern şehrinin simgesi olan ayının da Matterhorn Dağıyla hoş bir kombinasyon oluşturmasının, “ürünün ve markanın İsviçre’ye aidiyetinin göstergesi” olduğu yönünde açıklamalar mevcut. Bu durum; bir yandan markanın kimlik kazanmasındaki menşe ülke etkisinin önemini gösterirken, diğer taraftan da marka tanınır hale geldikten sonra itibarının, menşe ülke tanıtımında kullanılabileceğinin bir kanıtı olsa gerek.    

İsviçre’de doğmuş ve sektöründe önemli başarılar kazanmış Toblerone markasının, uzun bir süredir Amerika merkezli çok uluslu Mondelēz International şirketine ait olduğuna değinmiştik. Marka sahibinin artık İsviçreli olmamasının, “markanın kaynak gösterme” fonksiyonu dikkate alındığında ve menşe ülke etkisi uyarınca, tüketicileri olumsuz yönde etkilemesi beklenebilir. Ancak kaynaklarımızdan Nation-Branding[14]’e göre menşe ülke etkisi, markanın doğumu ve gelişimi süresince önemli; yani markanın kimliği şekillenip tüketici algısı oluştuktan sonra çok fazla etkisi kalmıyor. En azından sahibi milliyet değiştiren markalardan edinilen göstergelerin bunu söylediği ifade ediliyor.


II. Bölümün sonu


Gonca ILICALI

Haziran 2020

gilicali12@gmail.com


[1] https://www.statista.com/statistics/252097/net-sales-of-the-leading-10-confectionery-companies-worldwide/

[2] https://design-technology.org/toblerone.htm

[3] https://patents.google.com/patent/DE202013104051U1/en

[4] https://trademarks.ipo.gov.uk/ipo-tmcase/page/Results/2/WO0000000727788?legacySearch=False

[5] https://www.businessinsider.com/9-things-you-never-knew-about-toblerone-2016-11

[6] https://www.worldipreview.com/news/toblerone-may-need-new-ip-strategy-after-weight-loss-12532

[7] https://www.admin.ch/opc/fr/classified-compilation/19920213/201904010000/232.11.pdf

[8] https://www.origin-gi.com/i-gi-origin-worldwide-gi-compilation-uk.html?filter_17=CH&cc=p&start=160

[9] https://www.chocosuisse.ch/en/

[10] https://www.chocosuisse.ch/en/about-us-2/member-list/

[11] https://twitter.com/wipo/status/486276504415121408

[12] https://www.wipo.int/wipo_magazine/en/2005/04/article_0001.html

[13] https://zermatterhorn.info/matterhorn-swiss-toblerone-chocolate-mountain/

[14] https://nation-branding.info/2008/12/06/country-of-origin-effect/

Bir Cevap Yazın