“Havana Club” Markası İhtilafı – Fidel Castro Anısına

havanaclub

“İnsan doğası gereği politik bir hayvandır.” (Aristoteles)

Aristoteles bu deyişi, her ne kadar insanın sosyal bir varlık olduğunu göstermek amaçlı görüşünün parçası olarak dile getirmiş olsa da, deyiş günümüzde kendisini apolitik olarak tanımlayan insanlara karşı kullanılan bir argüman haline gelmiştir.

Profesyonel kariyerim siyasetle herhangi bir bağlantı içermese de, öğrencilik yıllarım siyaset bilimi çalışmalarıyla geçtiğinden ve daha önemlisi kişisel ilgim nedeniyle, güncel siyasi gelişmeleri geçmiş bilgilerimle de harmanlayarak bir ölçüde takip etmeye çalışıyorum. Bu bağlamda, IPR Gezgini’ndeki yazılarımda da, kimi zaman ister istemez siyasi referanslarda bulunuyorum.

25 Kasım 2016 tarihinde, yani iki gün önce hayatını kaybeden Küba Devrimi lideri Fidel Castro, modern tarihin en önemli siyasi figürlerinden birisi olarak hafızalarımızda yerini almıştır. Elbette, IPR Gezgini’nde Küba Devrimi ve Fidel Castro hakkında yazmayacağım. Bununla birlikte, Küba Devrimi sonrasındaki gelişmeler nedeniyle ortaya çıkan “Havana Club” marka ihtilafı hakkında kısa bir yazı hazırlayarak ve bu yazıyı da Fidel Castro’nun anısına yayımlayarak, modern tarihin kahramanlarından Castro’yu sitede de bir şekilde anmak istiyorum.

Küba Devrimi sonrasında uygulanan başlıca ekonomik tedbirlerden birisi birçok işletmenin devletleştirilmesidir. Devlet tarafından el konulan önemli işletme ve markalardan birisi de Arechabala ailesinin sahibi olduğu “Jose Arechabala S.A.” firması ve bu firma tarafından 1934 yılında yaratılan “Havana Club” markasıdır. Firma, “Havana Club” markası altında, rom türü alkollü içecekler üretmektedir. “Jose Arechabala S.A.”, A.B.D.’ne de rom ithal etmektedir ve “Havana Club” markasını 1935 yılında USPTO’da tescil ettirir. Küba Devrimi sonrası, 1960 yılında firma ve “Havana Club” markası devletleştirilir ve Arechabala ailesi A.B.D.’ye göç ederek Küba’yı terk eder. Devletleştirme yapılırken Arechabala ailesine ödeme yapılmaz ve tazminat verilmez. Arechabala ailesi rom üretimine Küba dışında devam etmez ve USPTO’da tescilli markası hükümden düşer.

Bir diğer rom üreticisi olan “Bacardi” firması da benzer akıbeti paylaşır. “Bacardi” firmanın devletleştirilmesinin ardından firma Küba’yı terk eder, ancak firma “Bacardi” markasıyla tanıdığımız romunu Küba dışında üretip pazarlamaya devam eder.

Küba, devletleştirilen “Havana Club” markasına büyük önem verir ve üretimi sürdürür. 1970’li yıllarda, “Havana Club” markalı romlar, Sovyetler Birliği başta olmak üzere Doğu Bloku ülkelerine ihraç edilir. Küba devleti bununla da yetinmez, “Havana Club” markasını, Amerika Birleşik Devletleri (A.B.D.) ekonomik ambargosu olanca şiddetiyle devam ederken, 1976 yılında A.B.D. Patent ve Marka Ofisi (USPTO)’nde tescil ettirir. Marka A.B.D.’nde tescil edilmesine rağmen, ekonomik ambargo nedeniyle hiç kullanılmaz ve Küba devleti kullanılmama nedenini A.B.D. ambargosuna dayandırır. Markanın sahibi Küba devletine ait “Cubaexport” firmasıdır.

Bu aşamada, Fransız “Pernod-Ricard” firması, Küba devletine ait “Havana Club” markalı romların yurtdışında pazarlanması ve dağıtımı için “Cubaexport” firmasıyla ortak girişim kurmak ister. Görüşmelerin sonunda iş ortaklığı gerçekleşir ve bir Lüksemburg şirketi olan “Havana Club Holding, S.A.” markanın yeni sahibi olur. USPTO’da kayıtlı tescil de “Havana Club Holding, S.A.” firmasına devredilir. (Bu noktada, Türkiye’de romlar için tescilli, ilki 1984 yılına ait “Havana Club” markalarının sahibinin de “Havana Club Holding, S.A.” firması olduğu belirtilmelidir.)

Hukuki ihtilaf, 1994-1997 yıllarında “Bacardi” firmasının “Arechabala” ailesiyle görüşerek, “Havana Club” markasıyla ilgili haklarını ve ailenin kendisinde sakladığını belirttiği rom formülünü onlardan almasıyla başlar. “Bacardi” firması, Porto Riko’daki üretim tesislerinde “Havana Club” markasıyla rom üretimine başlar ve ürettiği içkileri A.B.D. pazarına sunar.

Fransız “Pernod-Ricard” firması, markanın USPTO’nda kayıtlı sahibi “Havana Club Holding, S.A.” adına “Bacardi”ye karşı hukuki işlemleri başlatır ve başlangıçtaki 2 davada lehine sonuç elde eder.

Buna karşın “Bacardi”, A.B.D.’nde yoğun lobi faaliyetine başlar ve A.B.D. kongresinden 1998 yılında yeni bir yasa (Omnibus Appropriations Act, 1998)  geçirtilmesini sağlar. Bu yasanın, “Bacardi Act” olarak da anılan Section 211 bölümü, Küba’da 1 Temmuz 1959 tarihinde veya sonrasında kamulaştırılan Küba firmalarının markalarının A.B.D.’nde korumasını düzenlemektedir. Section 211, yukarıda belirtilen tarihlerde Küba devletince kamulaştırılan markalarla, ticari unvanlarla ve ticari isimlerle benzer veya esasen benzer olan markaların, ticari unvanların ve ticari isimlerin kullanımına yöneliktir ve amacı kamulaştırılan bu tip isimlerin Küba devleti tarafından tescil edilmesini veya bunlardan kaynaklanacak hukuki korumayı engellemektir. Bu yolla, “Pernod-Ricard” firmasının açtığı davalardaki yasal dayanağı ortadan kaldırılır. Section 211’in en önemli uygulama alanı “Havana Club” markası olmuştur. Dava ve Temyiz sonucunda, A.B.D. yargısı “Havana Club Holding, S.A.” firmasının “Havana Club” markası için A.B.D.’nde herhangi bir hak öne süremeyeceğine karar verir.

Küba devleti ve “Pernod-Ricard” firması bu hamleye karşı pes etmez ve A.B.D.’nin ilgili mevzuatı Dünya Ticaret Örgütü’ne şikayet edilir. Şikayet, Avrupa Birliği tarafından yapılır ve tek bir ülkeyi (Küba) hedef alan Omnibus Appropriations Act Section 211’in TRIPS Andlaşması’na aykırı olduğu öne sürülür. Uzun süren müzakare ve tartışmaların ardından WTO Temyiz Organı 2002 yılında, Section 211’in TRIPS Andlaşması’nın ulusal muamele ve en çok kayırılan ülke ilkelerine aykırı olduğuna karar verir. A.B.D. bu karara ve Avrupa Birliği’nin ısrarlı çağrılarına karşın ilgili mevzuatta henüz yeni bir düzenleme yapmamıştır. Şu ana dek yazdığımız süreç oldukça detaylı olarak Sarah L. Farhadian tarafından yazılan ve http://www.cardozoaelj.com/wp-content/uploads/2012/07/Farhadian.pdf bağlantısından erişilebilecek bir yazıda değerlendirilmiştir. Konu hakkındaki detayları merak eden okuyucularımızın bu yazıyı incelemesi yerinde olacaktır.

“Pernod-Ricard” bununla da yetinmez ve “Bacardi”nin A.B.D.’nde piyasaya sürdüğü, Porto Riko’da üretilen “Havana Club” markasının rom ürününün coğrafi kaynağı konusunda yanlış bilgilendirme yaptığı gerekçesiyle bir dava açar. “Pernod-Ricard”a göre, Küba’nın başkenti Havana’dır ve Proto Riko’da üretilen romlar için “Havana” ibaresinin kullanımı ürünlerin coğrafi kaynağı konusunda tüketicileri yanlış şekilde bilgilendirecektir. A.B.D. yargısı burada detayına girmeyeceğimiz gerekçelerle, “Pernod-Ricard”ın davasının reddeder. Detayları merak edenler http://tushnet.blogspot.com.tr/2010/04/havana-club-rum-from-puerto-rico-not.html bağlantısındaki detaylı yazıyı inceleyebilir.

A.B.D.’nin Küba’yla ilişkileri Başkan Obama döneminde yavaş yavaş düzelmeye başlar. Bu süreçle bağlantılı olup olmadığını bilmemekle birlikte 2016 yılı başında “Havana Club” marka ihtilafında yeni bir aşamaya gelinir. Şöyle ki, 2016 yılı başında USPTO, Küba devletinin tescil ettirdiği, ancak Section 211 uyarınca herhangi bir etkisi kalmayan “Havana Club” markasının haklarını iade etmiştir. Buna karşın “Bacardi” firması vakit kaybetmeksizin bu markanın iptali amacıyla dava açmıştır. (bkz. http://www.wsj.com/articles/bacardi-pernod-ricard-spar-over-rights-to-rum-name-1464609604 ; http://www.ipscuba.net/english-version/spaces/to-be-or-not-to-be/havana-club-wins-dispute-but-u-s-market-still-banned/)

Sürecin ne şekilde sonuçlanacağını ben de merakla takip edeceğim ve olası gelişmeleri IPR Gezgini’nin okuyucularıyla paylaşacağım.

Marka tescilinin uluslararası siyasete de yansımaları olabileceğini bize gösteren ve Dünya Ticaret Örgütü nezdinde tartışmalara konu olan “Havana Club” ihtilafının okuyucularımıza da ilgi çekici geldiğini umuyoruz.

Son olarak, evdeki “Havana Club” romumu (Kübalı olandan), en kısa sürede 1956 yılında Granma teknesiyle Küba’ya çıkan Castro, Che ve diğer 80 arkadaşları şerefine açacağımı belirtiyorum. Eşlik etmek isteyen olursa beklerim.

granma

Önder Erol Ünsal

Kasım 2016

unsalonderol@gmail.com

4 thoughts on ““Havana Club” Markası İhtilafı – Fidel Castro Anısına”

  1. Selamlar Önder Bey,

    Rom katınca yazının içine daha da keyifli olmuş.

    Davete icabet etmek gerekir; ben de sizin ve ilerici devrimciler anısına Toronto’da Alman malı Jägermeister Spice daha az ile kadeh kaldırıyorum.

    İyi akşamlar dilerim.

  2. Castro’nun bir marka yazısıyla anılabileceği hiç aklıma gelmezdi. Küba devletinin markasına değer verip peşinden gitmesi, markanın yalnız kapital unsuru değil itibar meselesi olduğunu anlatır gibi. Keyifle okudum ve bilgilendim. Castro’nun bize öğrettiği umudun şerefine…

    1. Deniz Hanım/Bey,

      Benim için de beklenmedik bir anma biçimi oldu doğrusu :))

      Mesele gerçekten ilginç ve daha detaylı incelemek yerinde olacaktır. A.B.D.’liler ve Küba’dan devrim sonrası göçenler, bu tip markalara “stolen marks” (çalınan markalar) diyor ve kendi açılarından haklılar. Diğer taraftan Küba devleti, kamulaştırdığı markaya öylesine sahip çıkmış ki (sizin tabirinizle itibar meselesi), gerçekten DTÖ sallanmış. Bakalım devamında neler olacak.

      Değerlendirmeniz için çok teşekkürler.

Deniz için bir cevap yazınCevabı iptal et