Etiket: class scopes

IP Translator V – Alman Patent ve Marka Ofisinin Reaksiyonu

dpma(Görsel http://en.wikipedia.org/wiki/File:DPMA-Cincinattistrasse.JPG adresinden alınmıştır.)

Avrupa Birliği Adalet Divanının 19/06/2012 tarihli C-307/10 sayılı IP Translator kararı hakkında, biri karardan önce, kalanları karardan sonra olmak üzere toplam 5 yazı yayınladım. Karar sonrası OHIM tarafından sürdürülen “Sınıf Kapsamları (Class Scopes)” çalışması hakkında bilgi verdiğim son yazımdan sonra da kararın artçı sarsıntılarını takip etmekteyim.

 

Kararı, öncesini, sonrasını ve geleceğe yönelik olarak Avrupa Birliği nezdinde düşünülen tedbirleri merak edenlerin aşağıdaki önceki tarihli yazılarımı incelemeleri yerinde olacaktır:

 

http://wp.me/p43tJx-54

http://wp.me/p43tJx-59

http://wp.me/p43tJx-5i

http://wp.me/p43tJx-5o

http://wp.me/p43tJx-5u

Karar sonrası son gelişmelerden birisi 12/11/2012 tarihinde “Alman Patent ve Marka Ofisi (DPMA)” tarafından resmi internet sitesinde yapılan duyurudur. Bu yazı kapsamında kısaca içeriğini açıklamaya gayret edeceğim duyurunun aslını http://www.dpma.de/service/dasdpmainformiert/hinweise/hinweis_ip_translator_urteil/index.html adresinde görmek mümkündür. Lise yıllarımdan kalma kıt Almanca bilgim, duyuruyu asıl dilinde anlamama imkan vermediği için, duyurunun içeriğini ve duyuru hakkında kısa İngilizce açıklamaya yer veren MARQUES https://www.marques.org/class46/Default.asp?D_A=20130123&XID=BHA3088#3088 ve Google Translate yardımıyla aktarmaya gayret edeceğim.

 

Kararı önceden takip edenlerce bilindiği üzere “IP Translator” davasında Adalet Divanı, kendisine yöneltilen sorulara takip eden yanıtları vermiştir:

 

“2008/95 sayılı Direktif, marka korumasının talep edildiği malların ve hizmetlerin, başvuru sahibince, yetkili makamların ve tacirlerin, sadece bu bilgiye dayanarak, koruma talebinin kapsamını belirleyebilecekleri derecede (yeterlilikte) açık ve kesin biçimde tanımlanmasını gerektirmektedir, anlamında yorumlanmalıdır.

 

2008/95 sayılı Direktif, (mallara ve hizmetlere ilişkin) tanımlamanın, yetkili makamların ve tacirlerin koruma kapsamını yeterince açık ve kesin biçimde anlamalarına imkan verdiği durumlarda, marka korumasının talep edildiği malları ve hizmetleri tanımlamak için, Nicé sınıflandırmasının sınıf başlıklarındaki genel unsurların kullanımına engel olmayacaktır, anlamında yorumlanmalıdır.

 

Koruma talep ettiği markanın kapsadığı malları veya hizmetleri belirtmek için, Nicé anlaşmasının birinci maddesinde belirtilen sınıflandırmanın belirli bir sınıfına ait sınıf başlığında yer alan genel ifadelerin tamamını kullanan bir ulusal marka sahibi, tescil başvurusunun ilgili sınıfa dahil olup alfabetik listede yer alan tüm malları veya hizmetleri kapsama niyetiyle mi yoksa ilgili sınıftaki malların veya hizmetlerin sadece bir kısmını kapsama niyetiyle mi yapıldığını belirtmek zorundadır. Eğer başvuru, malların veya hizmetlerin bir bölümü için yapılmışsa, başvuru sahibinin o sınıfta bulunan hangi malları veya hizmetleri kapsama niyetinde olduğunu belirtmesi gerekmektedir.”

 

DPMA duyurusunda, karar kapsamında ilk iki soruya verilen yanıtların, yani “koruma talep edilen mallar ve hizmetler, koruma talebinin kapsamının anlaşılabileceği derecede açık ve kesin biçimde ifade edilmiş olmalıdır” ve “yetkili makamların ve tacirlerin koruma kapsamını yeterince açık ve kesin biçimde anladığı hallerde, malları ve hizmetleri ifade etmek için Nicé sınıflandırmasının sınıf başlıkları yeterli olacaktır” yanıtlarının, mevcut Alman uygulamasının aksi yönünde olmadığını ve Alman uygulamasında bir değişiklik olmayacağını belirtmektedir.

 

Bununla birlikte, Adalet Divanının üçüncü soruya ilişkin olarak yaptığı yoruma yani, “başvuru listesinde Nicé sınıflandırmasının sınıf başlıklarını kullanan başvuru sahipleri, başvuru ilgili sınıflara dahil olup alfabetik listede yer alan tüm malları veya hizmetleri kapsama niyetiyle yapılmışsa, bu hususu belirtmelidir” yorumuna yönelik olarak, DPMA mevcut uygulamasını değiştirmeyeceğini deklare etmiştir.

 

DPMA’ya göre, Adalet Divanının mal ve hizmetlere ilişkin tanımlamaların yeterince açık ve kesin biçimde ifade edilmiş olmaları gerektiği yönündeki yorumu göz önüne alındığında, bir sınıf başlığı kullanan başvuru sahibinin, o sınıfa dahil olup sınıflandırmanın alfabetik listesinde yer alan tüm malları ve hizmetleri kapsama niyetiyle başvuruda bulunduğunu belirtir ayrı bir deklarasyon yapmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu yöndeki bir beyan, mal / hizmet listesi kapsamının gelecekte hukuka aykırı biçimde genişlemesine yol açabilir ve hukuki belirlilik ilkesiyle uzlaşır nitelikte değildir.

 

Bu çerçevede, Alman başvuru sahipleri bakımından uygulamada bir değişiklik söz konusu değildir ve başvuru kapsamındaki sınıflara ilişkin olarak alfabetik listede yer alan tüm malların ve hizmetlerin sınıf başlığına ilave edilecek bir deklarasyonla kapsanması yönünde bir uygulama gerçekleşmeyecektir.

 

Bir sınıfta yer alan tüm malları ve hizmetleri yalnızca birkaç kapsayıcı terim kullanarak talep etmek başvuru sahiplerine, bu amaca yönelik olarak uluslararası düzeyde sürdürülen çalışmaların sonuçlanmasını beklemeleri tavsiye edilmektedir. Bahsedilen uluslararası çalışma OHIM ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerce sürdürülen sınıf kapsamları (class scopes) çalışmasıdır. Bu çalışma hakkında detaylı bilginin ise http://wp.me/p43tJx-5u adresinde incelenmesi mümkündür.

 

Avrupa Birliğindeki marka tescil uygulamalarında rahatlama yaratmaktan ziyade belirsizlikleri artıran “IP Translator” kararına yönelik olarak DPMA’nın resmi açıklaması yukarıda açıklanan yönde olmuştur. Görünen o ki, sınıf kapsamları çalışması sona ermeden ve hatta Adalet Divanı konu hakkında yeni bir karar vermeden sınıf başlıklarının kapsamına ilişkin tartışmalar uzun süre devam edecek.

 

Önder Erol Ünsal

 Şubat 2013

 

IP Translator IV – “Sınıf Kapsamları” Çalışması – Avrupa Birliğinde Sınıf Başlıklarının Revizyonu Projesi

12825194-problems-and-solutions-written-on-a-blackboard-background(Görsel http://www.123rf.com/photo_12825194_problems-and-solutions-written-on-a-blackboard-background.html sitesinden alınmıştır.)

 

A-   Giriş ve Sorunun Kapsamı

 

Avrupa Birliği Adalet Divanının 19 Haziran 2012 tarihli C/307/10 sayılı “IP Translator” kararı sonrası, Avrupa Birliği ülkelerinin bir kısmında ve Topluluk Marka Ofisinde (OHIM) önemli uygulama değişiklikleri olacağı şüphesizdir. “IP Translator” kararı hakkında birisi karardan önce diğerleri ise karardan sonra, toplam 4 yazım yayınlanmıştır. Önceki yazılarımda, kararın geçmişini, Adalet Divanından görüş istenmesinin nedenlerini, kararı, kararın önemli noktalarını, OHIM’in karar sonrası yayınladığı yeni uygulama genelgesini ve karara yönelik eleştirileri açıklamış ve değerlendirmiş olduğumdan, aynı açıklama ve değerlendirmeleri bu yazıda tekrarlamayacağım.  Önceki yazılarıma aşağıdaki bağlantıları kullanarak erişmeniz mümkündür:

 

http://wp.me/p43tJx-54

http://wp.me/p43tJx-59

http://wp.me/p43tJx-5i

http://wp.me/p43tJx-5o

 

Karar hakkındaki son yazımın konusunu ise OHIM ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerin marka ofislerince ortak olarak yürütülen “sınıf kapsamları” çalışması oluşturacaktır.

 

Bilindiği üzere,“IP Translator” kararının çekirdeğini, Nicé sınıflandırmasının sınıf başlıklarının kapsamına yönelik olarak Birliğin farklı üyelerince getirilen değişik yorumlar oluşturmaktadır. Birlik üyesi ülkeler ve OHIM tarafından, Nicé sınıflandırmasının sınıf başlıklarından oluşan mal / hizmet listelerinin kapsamının farklı biçimde yorumlanması, aynı mallardan / hizmetlerden oluşan markaların koruma kapsamlarının birlik içerisinde farklı şekilde değerlendirilmesine yol açmaktadır. Bu durumun marka sahipleri ve diğer ilgililer tarafından tercih edilir bir durum olmadığı ise ortadadır. Bu sorunun ortadan kaldırılmasına yönelik olarak yapılan tartışmalar, sorunun asıl nedeninin Nicé sınıflandırmasının sınıf başlıklarının bir kısmının bazı üye ülkelerce yeterince açık bulunmaması ve korumanın sınıf başlığının kelime anlamıyla sınırlı tutulması, buna karşın bazı üye ülkelerin ve OHIM’in sınıf başlığının kapsamını ilgili sınıftaki tüm mallar / hizmetler olarak değerlendirmesi olduğunu ortaya koymuştur. Problem bu şekilde tespit edildikten sonra Birlik genelinde benzer bir uygulamayı sağlayabilmek için sınıf başlıklarına ilişkin ortak bir çalışma yapılması gerekliliği belirmiştir.

 

Sorunun ortadan kaldırılması için başlatılan ortak çalışma, birlik üyesi ülkeler ve OHIM’in marka tescili incelemesi uygulamalarındaki farklılıkları, mümkün olduğu ölçüde, ortadan kaldırmak için başlatılan “Yakınlaşma Programı (Convergence Programme)” kapsamında gerçekleştirilmektedir ve bir yıldan uzun süredir devam etmektedir.

 

“Yakınlaşma Programı” kapsamında sürdürülen çalışma sona ermeden önce, Adalet Divanının “IP Translator” kararının açıklanması, çalışmanın kapsamının karara da uygun olası imkanını sağlamıştır. Çalışma resmi olarak sonuçlandırılmamış ve tamamı açıklanmamış olsa da, ana yapı ve ilkeler genel hatlarıyla belli olmuş ve hatta bunların duyurulmasına da başlanmıştır.

 

Bu yazıda yeni sınıf başlıkları yapısını, OHIM web sitesinde Temmuz 2012’de (her ne kadar doküman June [Haziran] 2012 Issue olarak anılsa da yayın Temmuz ayında yapılmıştır) yayınlanan “IP C&C (Cooperate and Convergence)” haber bültenindeki açıklamalar (http://oami.europa.eu/ows/rw/resource/documents/QPLUS/convergence/ipcc_newsletter_5_en.pdf ) ve gene OHIM web sayfasındaki convergence bölümü altındaki bilgiler çerçevesinde aktarmaya gayret edeceğim.

 

Açıklamalara başlamadan önce, önemli bir noktanın altının çizilmesi yerinde olacaktır. Gerek, Nicé sınıflandırmasının sınıf başlıkları gerekse de OHIM’in çalışması kapsamında oluşturulmaya çalışılan revize edilmiş sınıf başlıkları, benzer malların veya hizmetlerin tespit edilmesi amaçlı listeler değildir. Bu anlamda, Türkiye’de malların ve hizmetlerin sınıflandırılmasına dair Tebliğ kapsamında ilan edilen listeler ile Nicé sınıflandırmasının sınıf başlıkları ve OHIM’in revizyon çalışması arasında amaç farklılığı bulunmaktadır. Nicé sınıflandırması sınıf başlıkları ve OHIM’in revizyon çalışması bir sınıf kapsamında yer alan malların veya hizmetlerin kapsayıcı tanımlarla kısa biçimde ifade edilmesi amacına hizmet etmektedir. Buna karşılık, Türkiye’de, malların / hizmetlerin sınıflandırılması amaçlı Tebliğ çerçevesinde, Nicé sınıflandırmasına ait sınıf numaraları altındaki gruplar kapsamında gruplandırılmış mallardan veya hizmetlerden oluşan liste ise, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 7/1-(b) bendinde karşımıza çıkan aynı tür malların veya hizmetlerin tespit edilmesi amacına yönelik bir yapıdır. Bu yapının ana amacı ise, aynı sınıfta yer alan ve çeşitli açılardan birbirlerine benzerlik içerdiği düşünülen malların veya hizmetlerin sınıflar altındaki farklı gruplarda gruplandırılması genel ilkesi esasında, aynı tür mal ve hizmet kavramıyla KHK’de yerini bulmuş benzer malların ve hizmetlerin tespit edilmesidir.

 

Yukarıda belirtilen farklılığın yazının bu aşamasında belirtilmesinin nedeni, Nicé sınıflandırması, sınıflandırmanın yapısı ve etkisi konusunda net bilgi sahibi olmayan okuyucuların, Türkiye’deki Tebliğin kapsamını, amacını ve yapısını esas alarak yurtdışındaki uygulamaları yanlış anlamasını ve değerlendirmesini engelleme isteğidir. Nicé sınıflandırması, yapısı ve etkisi hakkında önceden yayınladığım (http://wp.me/p43tJx-3y) yazısının okunması, olası yanlış değerlendirmeleri engelleyecek ve sınıflandırma hakkında net ve kapsamlı bilgi sahibi olunmasını sağlayacaktır.

 

B-   Sınıf Kapsamları (Class Scopes) Çalışması

 

1-     Amaç, Çalışma Grubu ve Yöntem

 

Temmuz 2011 tarihinden bu yana faaliyetlerini sürdüren bir çalışma grubu tarafından hazırlanan sınıf başlıklarına yönelik çalışma, Nicé sınıflarının kapsamlarının ortaya konulması amacına yöneliktir. Bu bağlamda çalışma “sınıf kapsamları (class scopes)” olarak adlandırılmıştır. Bundan sonra OHIM çalışması yazı boyunca “sınıf kapsamları çalışması” olarak anılacaktır.

 

“Sınıf kapsamları çalışması” OHIM bünyesinde çalışmalarını sürdüren bir grup tarafından hazırlanmıştır (hazırlanmaktadır). Çalışma grubu içerisinde OHIM uzmanlarının yanısıra, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin marka ofislerinden uzmanlar ve marka konusunda faaliyet gösteren uluslararası sivil toplum örgütlerinden temsilciler ve WIPO temsilcileri bulunmaktadır.

 

Çalışma grubu şu anda, sınıf kapsamları çalışmasının ilk iki aşamasını tamamlamış durumdadır. Tamamlanan ilk iki aşama WPI ve WP2 olarak adlandırılan ortak uygulamanın genel ilkelerinin ve iletişim planının belirlenmesidir. Şu an devam etmekte olan WP3 aşaması ise, sınıf kapsamları çalışmasının ilk versiyonunun oluşturulması (taslak metinlerin nihai hale getirilmesi), Birlik üyesi ülkelerin dillerine çevirilerin tamamlanması ve yeni uygulamanın yürürlüğe girmesi için takvimin belirlenmesi faaliyetlerine ilişkindir. WP4 aşaması ise geçmişte tescil edilen markalara ilişkin ortak bir uygulama planı belirlenmesine ilişkin olacaktır.

 

“Sınıf kapsamları” çalışmasının OHIM bakımından 2012 yılı sona ermeden yürürlüğe girmesi beklenmektedir.

 

Sınıf kapsamları çalışmasının temel hedefi, “Nicé sınıflandırmasına ait bir sınıftaki tüm malları veya hizmetleri içerecek kapsayıcı ifadelerden oluşan ve ortak olarak kabul edilebilir nitelikte sınıflandırma terimlerinin geliştirilmesi” olarak tanımlanabilir.

 

Belirtilen amaç doğrultusunda çalışan grup ilk olarak, amaca yönelik olarak kullanılacak terimlerin tamamının Nicé sınıflandırmasının sınıf başlıklarında yer alan terimler arasından derlenmesinin mümkün olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Şöyle ki, bu terimlerin bir kısmı bazı üye ülke ofisleri tarafından çok geniş kapsamlı ifadeler olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla, tüm üye ülke ofisleri tarafından üzerinde anlaşılabilecek sınıflandırılabilir terimlerin oluşturulması gereklidir.

 

Mevcut sınıf başlıklarının yukarıda belirtilen amacı karşılamaktan uzak olduğu yönündeki tespitin ardından, sınıf kapsamlarının belirlenmesi için “aşamalı tasnif (taxonomy)” yapısının kullanılabileceği görüşüne ulaşılmıştır.

 

2-    “Aşamalı Tasnif (Taxonomy)” Yapısı

 

“Aşamalı tasnif (taxonomy)”, sınıflandırılamayacak derecede genel veya kapsamı çok geniş içerikli tabirlerle karşılaşıldığı sürece, bunları sınıflandırılabilir ve kapsamı belli terimlere bölerek, basamaklı – hiyerarşik bir yapı oluşturmak olarak tanımlanabilir.

 

Yapı çerçevesinde, sınıflandırılamayacak derecede geniş kapsamlı ifadeler, bir alt kategoride kapsamı daha belirgin bir ifadelere indirgenecek ve sınıflandırmaya uygun kapsayıcı terimlerle karşılaşıldığı sürece alt basamaklara inilmeyecektir. Sınıflandırmaya uygun kapsayıcı terimlerden oluşan üst veya alt kategori terimlerin bütün olarak meydana getirecekleri grup başlıkları, ilgili sınıfta yer alan malların veya hizmetlerin tümünü tek seferde ifade eden yeni sınıf kapsamlarını oluşturacaktır.

 

“Aşamalı tasnif” yapısının daha iyi anlaşılabilir biçimde aktarılabilmesi amacıyla, OHIM tarafından yayınlanan “IP C&C (Cooperate and Convergence)” haber bültenindeki iki sınıfa ait örneklere yazı kapsamında yer verilecektir. Haber bültenine yazının önceki kısımlarında belirttiğim üzere http://oami.europa.eu/ows/rw/resource/documents/QPLUS/convergence/ipcc_newsletter_5_en.pdf adresinden erişilmesi mümkündür.

 

Haber bülteninde örnek verilen sınıflardan ilki Nicé sınıflandırmasının 22. sınıfıdır. 22. sınıfın Nicé sınıflandırmasının orijinal halindeki sınıf başlığı: “Ropes, string, nets, tents, awnings, tarpaulins, sails, sacks and bags (not included in other classes); padding and stuffing materials (except of rubber or plastics); raw fibrous textile materials.” (İpler, sicimler, ağlar, çadırlar, tenteler, brandalar, yelkenler, çuvallar ve torbalar (diğer sınıflarda yer almayan); dolgu ve doldurma malzemeleri (kauçuk ve plastikten olanlar hariç); işlenmemiş lif halinde tekstil malzemeler.) şeklindedir.

Aşamalı tasnif çalışmasında, Nicé sınıflandırmasının 22. sınıfına ilişkin olarak, aşağıdaki aşamalı yapı oluşturulmuştur:

class22

 

Tabloda, yanında yeşil renkte “OK” ibaresi görülen terimler sınıflandırılması mümkün ve kapsamı belli genel ifadeleri göstermektedir. Tersine, kırmızı renkte “X” ibaresi ise tek başına sınıflandırılması mümkün olmayan, kapsamı çok geniş ifadeyi içermektedir. Dolayısıyla, yanında “X” harfi olan genel terim bir alt kategoride sınıflandırılmalı ve kapsamı belli olan sınıflandırılabilir ifadelere bölünmelidir.

 

22. sınıfa ilişkin olarak, çalışma grubu, kapsayıcı ifadelerden “işlenmemiş tekstil lifler ve ikameleri; dolgu ve doldurma malzemeleri” terimlerini sınıflandırılabilir ve kapsamları yeteri derecede açık ifadeler olarak değerlendirmiş ve sınıf kapsamını oluşturacak ifadeler arasında belirtmiştir. Buna karşılık “tekstilden ve elyaftan yapılmış malzemeler” ifadesi sınıflandırılabilir derecede açık bir ifade olarak görülmemiş ve bu ifade bakımından bir alt kategoriye geçilmiştir. Alt kategoride, “tekstilden ve elyaftan yapılmış malzemeler” ifadesinin 22. sınıftaki kapsamı ise “paketleme, depolama ve nakliye amaçlı torbalar ve çuvallar; brandalar, tenteler; çadırlar; yelkenler; ipler, sicimler, bantlar ve ağlar” olarak tespit edilmiştir. Alt kategoride yer alan terimlerin tamamının kapsamının açık olduğu düşünüldüğünden bu terimler bakımından bir alt kategoriye, yani 3. kategoriye geçişe gerek görülmemiştir.

 

Bu çerçevede; 22. sınıfın kapsamı OHIM’in yeni “sınıf kapsamı” çalışması çerçevesinde “İşlenmemiş tekstil lifler ve ikameleri; paketleme, depolama ve nakliye amaçlı torbalar ve çuvallar; brandalar, tenteler; çadırlar; yelkenler; ipler, sicimler, bantlar ve ağlar; dolgu ve doldurma malzemeleri.” ifadesinden oluşacaktır. (Bu noktada, yazı kapsamında yer verdiğimiz ve OHIM web sayfasında yer verilen haber bülteninden alıntıladığımız örneklerin henüz taslak aşamasında olduğu ve çalışmaya nihai halinin verilmemiş olduğu özellikle belirtilmelidir.)

 

Haber bülteninde örnek verilen diğer sınıf ise Nicé sınıflandırmasının 34. sınıfıdır. 34. sınıfın Nicé sınıflandırmasının orijinal halindeki sınıf başlığı: “Tobacco; smokers’ articles; matches. (Tütün; tütün içenler için malzemeler; kibritler.) şeklindedir.

Aşamalı tasnif çalışmasında, Nicé sınıflandırmasının 34. sınıfına ilişkin olarak, aşağıdaki aşamalı yapı oluşturulmuştur:

 

sınıf34

 

34. sınıfa ilişkin olarak, çalışma grubu, üst kategorideki kapsayıcı ifadelerin tamamını yani “tütün ve tütün ürünleri (ikameler dahil); kibritler; tütünle birlikte kullanım için malzemeler” terimlerini sınıflandırılabilir ve kapsamları yeteri derecede açık ifadeler olarak değerlendirmiş ve sınıf kapsamını oluşturacak ifadeler arasında belirtmiştir. Üst kategorinin tamamı kapsamı açık ve sınıflandırılabilir terimlerden oluştuğundan, sınıf kapsamını belirlerken alt kategoriye inme ve alt kategorinin terimlerine başlık kapsamında belirtme gerekliliği ise bulunmamaktadır. Dolayısıyla; 34. sınıfın kapsamı OHIM’in yeni “sınıf kapsamı” çalışması çerçevesinde “Tütün; tütün içenler için malzemeler; kibritler.” ifadesinden oluşacaktır. (Yazı kapsamında yer verdiğimiz ve OHIM web sayfasında yer verilen haber bülteninden alıntıladığımız örneklerin henüz taslak aşamasında olduğu ve çalışmaya nihai halinin verilmemiş olduğu bir kez daha belirtilmelidir.)

 

Hiyerarşik bir yapılanma olan “aşamalı tasnif (taxonomy)” uygulamasından beklenen bir diğer fayda ise başvuru sahiplerinin hiyerarşik yapıyı kullanarak aradıkları mallara veya hizmetlere daha kolay ulaşmalarının sağlanmasıdır.  “Sınıf kapsamları” kullanılmasına rağmen ilgili sınıfta bulunan bazı malların veya hizmetlerin kapsam dahiline alınmadığı düşünülüyorsa, bu tip mallara veya hizmetlere başvularda ayrı olarak yer verilmesi gerekecektir.

 

C-    Sınıf Kapsamları Çalışmasına İlişkin Genel İlkeler

 

Sınıf kapsamları çalışmasına ilişkin (taslak veya önerilen) genel ilke ve amaçlar OHIM haber bülteninde takip eden biçimde sayılmıştır:

 

  • Sınıf kapsamları, “aşamalı tasnif (taxonomy)” yapısına göre oluşturulmuştur ve bir sınıfa dahil tüm malların veya hizmetlerin, sınıf kapsamını oluşturan ifade çerçevesinde tek seferde belirtilmesi amaçlanmıştır. Sınıf kapsamını oluşturan her ifade, kelime anlamı olarak kapsadığı malları veya hizmetleri içerir biçimde değerlendirilecektir.

 

  • Sınıf kapsamları, sınıflandırma için uygun grup başlıklarından oluşacaktır. Bir diğer deyişle, sınıf kapsamını oluşturan her başlık, tek başına sınıflandırmaya uygun, yeterince açık ve kapsamı belli nitelikte olmalıdır. Bu şekilde, sınıf kapsamlarının belirsiz terimlerden oluşmasının önüne geçilecektir.

 

  • Birlik üyesi ülkelerin ulusal ofisleri ve OHIM, aşamalı tasnif yapısı ve bunun uygulanması üzerinde uzlaşmış ve mutabakata varmıştır. Bu husus, sınıf kapsamını oluşturan her ifadenin, kelime anlamı olarak kapsadığı malları veya hizmetleri içerecek biçimde değerlendirilmesi anlamına gelmektedir.

 

  • Nicé sınıflandırmasının sınıf başlıkları, başvuru sahipleri bu ifadelerle başvuru yapmayı tercih ettikleri sürece varlığını devam ettirecek olmakla birlikte, bunlara özel bir yorum veya kapsam sağlanmayacaktır. Nicé sınıflandırmasının sınıf başlıkları, bir markanın mal / hizmet listesinde yer alan herhangi bir terimmiş gibi muamele görecektir.

 

  • Sınıf kapsamlarını oluşturan başlıklar, ulusal ofislerce çevrilecek ve onaylanacaktır.

 

  • Uygulamanın devamlılığının sağlanması için ortak bir strateji takip edilecektir.

 

 

D-   Genel Değerlendirme ve Sonuç

 

Yazı boyunca yaptığımız açıklamalar ve OHIM haber bülteninden alıntılanan örnekler dikkate alındığında, “sınıf kapsamları” çalışmasının esas olarak, Nicé sınıflandırması sınıf başlıklarının daha açık hale getirilmesine ve kapsamı çok geniş ifadelerin terk edilmesine yönelik bir çalışma olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. “Sınıf kapsamları” çalışmasında, malların ve hizmetlerin açıklık amacıyla tek tek sayılması gibi bir yöntem tercih edilmemiş ve içeriği açık kapsayıcı terimlerin kullanılması suretiyle sınıfların kapsamının belirlenmesine gayret edilmiştir. Dolayısıyla, kanaatimizce sınıf kapsamları çalışması Nicé sınıflandırması sınıf başlıklarından kopuş olarak değil, sınıf başlıklarının kapsamının netleştirilmesi olarak görülmelidir. Bununla birlikte, çalışma, Nicé sınıf başlıklarının güncellenmesi gibi bir sonuç getirmeyeceğinden (çünkü bunun için WIPO bünyesinde toplanan ve Nicé anlaşması tarafı ülkelerin uzmanlarından oluşan Nicé sınıflandırması çalışma grubunun kararı gerekmektedir) ve yalnızca Avrupa Birliği için geçerli olduğundan, Nicé sınıflandırması yapısına ve sistemine bir alternatif olarak değerlendirilebilir nitelikte değildir.

 

Kanaatimizce, sınıf kapsamları çalışmasını oluşturan grup başlıklarının kesinleşmesinin ve gerekli kontrollerin ardından, bu terimlerin Türkiye’de mevcut sınıflandırma Tebliğindeki grup başlıklarına entegre edilmesi ve gerekli değişikliklerin yapılması yerinde olacaktır. Yurtdışından doğrudan veya Madrid Protokolü kanalıyla yapılacak Avrupa Birliği menşeili başvuruların (ki yabancı başvuruların oldukça büyük yüzdesi AB ülkelerinden gelmektedir) bir bölümünde bundan sonra, sınıf kapsamları çalışması sonucu oluşturulmuş terimler kullanılacağından, bu terimlerin Türkiye’de geçerli sınıflandırma Tebliğinde hangi grup kapsamında değerlendirileceğinin öncelikli olarak saptanmasının gerektiği düşünülmektedir. Bir diğer değişiklik boyutunu ise, sınıf kapsamları çalışmasında kullanılan terimlerle uyumunun sağlanması ve açıklık – kesinlik ilkelerine uygunluk esaslarında, sınıf kapsamlarında yer alan grup başlıklarının kullanılması ve buna bağlı değişiklikler oluşturmalıdır. Tüm bu hususlar değerlendirilirken, yazının başında belirttiğimiz üzere, gerek Nicé sınıflandırmasının sınıf başlıklarının gerekse de Avrupa Birliğinde devam eden “sınıf kapsamları” çalışmasının, benzer mal veya hizmetleri tespit etme amaçlı olmadığı (benzer mal / hizmetten ayrıştırılmış aynı tür mal / hizmet gibi bir kavram yurtdışında bulunmadığından bu terim özellikle kullanılmamıştır), özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.

 

Bu yazı ile birlikte, “IP Translator” kararının öncesini, kararı, karar ardından OHIM uygulama değişikliğini, karara yönelik eleştirileri ve sınıflandırmada yeni bir boyut olarak değerlendirebileceğimiz “sınıf kapsamları” çalışmasını aktardığım “IP Translator” serisini tamamlamış bulunmaktayım. Serinin önceki yazılarına erişim için bu yazının başında bulunan bağlantıların kullanılması yeterli olacaktır, kaldı ki “IP Translator” kararını ve karar öncesi tartışmaların içeriğini özümsemeden, sınıf kapsamları çalışmasının amacının da tam anlamıyla kavranamayacağını düşünmekteyim. “IP Translator” kararına ve kararın içeriğini oluşturan hususlara yönelik yeni gelişmeler halinde serinin yeni yazıları şüphesiz ortaya çıkacaktır. “IP Translator” öncesi ve sonrası gerçekleşen tartışmalar ve kararda değerlendirilen hususlar, Türkiye dahil birçok ülkede uzun zamandan beri ortada olan ve herkesin birbirine fısıldayarak sorduğu soruların yanıtının aranması niteliğindedir. Tartışmaların, bunların sonuçlarının ve uygulamaya yansıyış biçimlerinin yakından takip edilmesi, mevcut uygulamaların varılan sonuçlar çerçevesinde gözden geçirilmesi ve gerekli noktalarda revizyonu kanaatimizce Türkiye özelinde son derece faydalı olacaktır.

 

 Önder Erol Ünsal

Temmuz 2012