Tüm dünyada Covid-19 salgını sonrası hızlanan dijital dönüşüm ile birlikte, NFT’ler ünlü markaların pazarlama stratejileri arasında yerini aldı. NFT teknolojisi, yeni bir dijital bir tüketim anlayışı ile karşı karşıya gelen markalar için önemli olduğu kadar, sanatta dijitalleşme ile de sanat dünyasında yeni bir boyutu temsil ediyor. Söz konusu yeni teknolojiler, yeni hukuki sorunları da beraberinde getiriyor. Dijital bir sertifika olarak değerlendirebileceğimiz NFT’lerde ömür boyu sahiplik ve adeta tescil benzeri bir sistem söz konusu.
NFT nedir ve neden bir devrim olarak kabul ediliyor? 2022 yılı başında Hermes tarafından açılan dava ile marka hakkı ihlali uyuşmazlığı (Bkz. ÜNSAL, Ö., NFT ile Marka Hakları Birkin Çantaları için Çatışıyor: Hermès v. Metabirkins – IPR Gezgini) ile Ucuz Roman’ın (Pulp Fiction) dağıtımcısı Miramax ile ünlü yönetmen Quentin Tarantino arasında film NFT’leri nedeniyle bir telif uyuşmazlığı ile gündeme gelen NFT’lerin hukuki boyutu nasıl değerlendirilmelidir?
NFT nedir ?
NFT, Non Fungible Token benzeri olmayan bir kripto varlıktır. Eşsiz yani yerine benzeri ikame edilemez şekilde tek olan bir varlıktır (TEVETOĞLU, M., NFT’nin Gündeme Taşıdığı Hukuki Sorunlar, Şubat 2022, Yapay Zeka Çağında Hukuk, İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Komisyonu, Yapay Zeka Çalışma Grubu, Bülten Sayı 17, s. 7 vd, https://www.istanbulbarosu.org.tr/files/komisyonlar/yzcg/2022subatbulten.pdf ). Herhangi bir içerik NFT’ye dönüştürülebilir. Bir sanat eseri, resim, görüntü, video veya ses dosyası, bir şiir, bir tweet, grafik tasarım, kolaj, karikatür, GIF, sanal oyun öğeleri, alan adı vb.
NFT’ler “akıllı sözleşmeler” biçimindeki yazılım kodlarından oluşmaktadır. Akıllı sözleşmeler ile NFT’nin kullanımına ilişkin koşullar belirlenebilir, yeniden satışlarda telif ödemeleri tesis edilebilir. Blok zincir kapsamında bir kod yazıldıktan sonra artık değiştirilemez ve kalıcı olarak blok zincirdeki bir token’e basılırlar. Bu da NFT teknolojisini biricik ve eşsiz kılar. Ayrıca, dijital sertifika sayesinde adeta sicile tescil (kayıt) benzeri bir işlev görür, mülkiyet hakkı yönünden belirlilik sağlar. Benzersiz olması nedeniyle aynı zamanda koleksiyonerlerin de dikkatini çekmekte ve/veya yatırım aracı olarak kullanılabilmektedir.
NFT’nin fikri mülkiyet hakları ile bağlantısı nedir?
NFT içinde gömülü herhangi bir dijital varlık, üçüncü kişilerin fikri veya sınai haklarını ihlal ediyor olabilir. Örneğin NFT olarak yaratılan ve satışa sunulan bir ürün, tescilli bir tasarım veya markayı içerebilir ve bu durum 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’na aykırı olarak üçüncü kişilerin sınai haklarını ihlal edebilir. Diğer yandan, NFT içine gömülü bir dijital varlık, bir sanat eserini konu aldığında, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu tarafından korunan eser sahiplerinin haklarına tecavüz teşkil edebilir.
NFT olarak ortaya çıkan ürün hususiyet başta olmak üzere FSEK’teki şartları taşıyor ise eser kapsamında korunabilir. Eser niteliğini haiz olmayan özgün yaratımlar da yasal koşulları varsa haksız rekabet hukuku ile korunabilecektir. Sınai haklar bağlamında ise NFT içinde gömülü herhangi bir dijital varlık, tescilli bir tasarımı veya markayı içeriyorsa, ihlal teşkil edebileceği unutulmamalıdır.
NFT oluşturma yetkisi kime aittir?
NFT oluşturma yetkisinin kime ait olduğu oldukça tartışmalı bir konudur. Henüz bu konuda verilmiş bir yargı kararı bulunmamakla birlikte, Quentin Tarantino tarafından “Pulp Fiction”ın daha önce görülmeyen yedi sahnesini ve orijinal el yazısı senaryosunu Gizli NFT formatında satışa çıkaracağını duyurunca filmin yapım şirketi Miramax, Tarantino’ya telif hakkı, marka ve sözleşme ihlali gibi birçok suçlama ile dava açılmıştır. Ancak yargılama sırasında taraflar sulh olduklarından bu hususta mahkemece bir değerlendirme yapılmamıştır.
Esasen geçmiş uygulamalardan örnek vermek gerekirse, tekniğin ilerlemesi sonucu kasetlerin yerini müzik cd’lerinin almasıyla birlikte cd’ler, kaset yerine ikame mecra olarak kabul edilmiş ve Yapımcıların cd ile umuma arz ve mali hakları kullanma konusunda da yetkili olduğu kabul edilmiştir.
Ancak gerçek kişilerin diledikleri yer ve zamanda internet üzerinden müzik eserine erişimi FSEK m. 25/2 kapsamında umuma erişilebilir kılma hakkı kapsamında sayılmış ve doktrinde internet öncesinde kaset ve cd ile sınırlı anlaşmalar internetin hayatımıza girmesi ile yeni bir hak kapsamında görülerek mali hakkın genişletilmesi olarak kabul edilmiştir (PEKDİNÇER, T, Yargıtay l l ’inci Hukuk Dairesi’nin 5 Nisan 2021 Tarihli Kararı Işığında Umuma Erişilebilir Kılma Hakkına ilişkin Hak Sahipliğinin Değerlendirilmesi, Yürürlüğünün 70. Yılında Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, İstanbul Barosu Yayınları, 2022, s. 111-121, https://www.istanbulbarosu.org.tr/files/yayinlar/eyayin/doc/y70yfvsek.pdf, MEMİŞ, T., “Bulut Bilişimde Fikri Hak Sorunları”, Editör Tekin Memiş, Fikri Mülkiyet Hukuku Yıllığı 2013, Ankara, 2015, s. 315-346, s. 328.). Bu durumun sonucu ise FSEK m. 51/2 uyarınca ileride çıkarılacak mevzuatla mali hakların şümulünün genişletilmesinden eser sahibinin yararlanması anlamına gelmektedir.
Ancak NFT yine internet üzerinden umuma erişilebilir kılma hakkı kapsamında dağıtımı sağladığından kanaatimizce NFT’ye dönüştürülen eserler yönünden yeni bir hak ihdası söz konusu değildir. Kanaatimizce mecra değişikliği (ikame mecra – WEB 2’ye alternatif WEB 3) söz konusu olup yeni bir hak ihdası söz konusu değildir. Dolayısıyla, bir eser sahibi FSEK m. 25 uyarınca çoğaltma ile umuma iletim ve umuma erişilebilir kılma haklarını bir yapımcıya devretti ise, Yapımcı NFT oluşturabilecek ve bu mecradan kullanıcılara ulaşmayı sağlayacaktır.
Bir sanat eserinden NFT oluşturulmasında FSEK kapsamında hangi haklara yönelik bir müdahale söz konusu olabilir?
FSEK m. 22’de “Çoğaltma hakkı”na ilişkin olarak ilk fıkrada; bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine ait olduğu ifade edilmekte iken, hükmün ikinci fıkrasında “Eserlerin aslından ikinci bir kopyasının çıkarılması ya da eserin işaret, ses ve görüntü nakil ve tekrarına yarayan, bilinen ya da ileride geliştirilecek olan her türlü araca kayıt edilmesi, her türlü ses ve müzik kayıtları ile mimarlık eserlerine ait plan, proje ve krokilerin uygulanması da çoğaltma sayılır. Aynı kural, kabartma ve delikli kalıplar hakkında da geçerlidir.” denilmektedir.
NFT’lerin mevcut eserlerin ileride geliştirilecek her türlü araca kaydedilmesi şeklinde çoğaltma kapsamında değerlendirilmesi mümkündür.Bu anlamda müzik eserinin NFT’ye dönüştürülerek arzı, çoğaltma hakkı kapsamında, NFT platformlarından arzı umuma iletim hakkı kapsamında değerlendirilebilir.
Ancak herhalde, FSEK madde 52 uyarınca eser, icra, fonogram, film ve/veya yayınlar için yazılı şekilde yapılacak sözleşme ve benzeri işlemler sırasında, bu ürünlerden yaratılabilecek NFT ile ilgili haklar için ayrıca ve açıkça düzenleme yapılması hak kaybına uğramamak bakımından daha elverişli bir yol olacaktır. Zira, FSEK m. 51’de belirtilen ileride ortaya çıkacak hakların eser/bağlantılı hak sahibine ait olacağına ilişkin düzenleme uyarınca, NFT biçiminde yeni ortaya çıkartılacak eserlere ilişkin tartışma konusu olabilir. Kanaatimizce, mevcut sanat eserlerinin NFT olarak çoğaltılmasında ve umuma iletilmesinde yeni ortaya çıkacak bir hak değil, salt mecra değişikliği söz konusu olacaktır. NFT’nin eserin dijital sertifikası olduğu kabul edildiğinde yeni bir hak olduğu, mali hakların şumülünün genişletildiğini kabul etmek mümkün değildir. Ancak bu hususun ileride ortaya çıkabilecek kullanımlara göre yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Herhalde, henüz bu konuda doktrin görüşleri ve yargı içtihatları oluşturulmadığından NFT oluşturmak ve pazarlanması için FSEK m. 52 şartlarını haiz bir yetki belgesi alınması ileride meydana gelecek uyuşmazlıklarda belirsizliği ortadan kaldıracaktır.
NFT’ye dönüştürülen eser, yeni bir eser midir?
Mevcut bir esere dayalı olarak çıkartılan NFT’lerin vasfı, eser kaydını taşımak ve bu kayda erişimi sağlamaktır. Bir NFT’yi oluşturan kişiler veya bunun dayandığı eserin sahibinin genellikle bu sürece hususiyet katmadıkları dikkate alındığında, bu NFT’nin oluşumu tamamen teknik bir süreçten ibarettir. Doktrinde, NFT’lerin dayandıkları esere göre bir yenilik unsuru barındırmamaları, eser sahibinin hususiyetini taşımamaları ve fikri çaba ürünü olma şartını karşılamamaları da NFT’ye dönüştürmenin teknik bir işlemden ibaret olduğu görüşünü doğrulamaktadır (ÖZDEMİR, S. S., Sanat Eserlerinin Menkul Kıymetleştirilmesinde Bir Araç Olarak Gayri Misli Sanal Jetonlar (NFT) ve Sahiplerine Sağladıkları Fikri Hakların Değerlendirilmesi, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, Cilt: 37, Sayı: 3, Eylül 2021, s. 71). Bu teknik işlem, eser niteliğini haiz bir yazılım olarak değerlendirilecek bir hususiyet taşıyorsa bilgisayar yazılımı olarak arka plandaki kod ayrıca korunabilir (ÖZDEMİR, s. 73-74; FİLORİNALI, K. Non Fungible Tokens (NFT’ler) ve Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku Yansımaları, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2022, s. 47 vd.).
Örneğin, bir müzik eserine dayalı olarak oluşturulan NFT’nin, sadece oluşturulma süreci nedeniyle, eser vasfı taşıması halinde işleme eser söz konusu olabilir. NFT oluşturmak aslında teknik bir süreçten ve bu varlığın bir anlamda “dijital sertifikasının” oluşturulmasından ibarettir. En azından bugün bilinen tekniğin mevcut hali itibariyle, eserin sübjektif unsurunu (hususiyet şartı) taşımaması nedeniyle tek başına bu sürecin oluşturulan NFT’lere eser vasfı kazandırmayacağı ve bu nedenle işleme eser olarak değerlendirilmeyeceği ifade edilmektedir (ÖZDEMİR, s. 73; FİLORİNALI, s. 45).
Bu noktada Yargıtay ve doktrin görüşlerinde senkronizasyon hakkının işleme olarak kabul edildiği de göz önünde bulundurulmalıdır. Zira, NFT (müzik eseri ve video ile oluşturuldu ise ve bu bileşim hususiyet taşıyorsa) işleme hakkı kapsamında değerlendirilecektir.
Ancak ileride, sanal jeton oluşturma sürecinin teknik yapısı, dayandığı eseri yorumlayan bir nitelik kazanırsa, dayanılan eserden bağımsız olarak, NFT’ye dönüştürme sürecini yürüten kişinin de hususiyetini yansıtırsa işleme eserin meydana geleceği savunulabilir, ya da NFT oluşturan kişi yazılım vasıtasıyla kendi hususiyetini katarak eser vasfını taşıyan bir çıktı üretebilir.
Son olarak teknik anlamda, bir eser ile ilişkilendirilen bir NFT oluşturulurken, içeriğin depolanmasında kullanılacak mekanizmalara göre hangi mali hakların gündeme geleceği değişiklik arz edebileceği de dikkate alınmalıdır (Detaylı bilgi için bkz. GÜÇLÜTÜRK, O.G., NFT’lerin Oluşturulması ve Transferinin Eser Sahibinin Mali Haklarıyla İlişkisi, https://nasamer.ku.edu.tr/nftlerin-olusturulmasi-ve-transferinin-eser-sahibinin-mali-haklariyla-iliskisi/ ).
Mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde NFT’lerin hukuki dayanağı ve bir eserin NFT eser olarak umuma arzının sonuçları nelerdir?
NFT, Non Fungible Token yani benzersiz, benzeri olmayan token (jeton) demektir. Bu bir kripto varlıktır. Tekildir. Eşsiz yani yerine benzeri ikame edilemez şekilde tek olan bir varlıktır. Token ya klasik anlamda ‘Token’ ya da ‘Non Fungible Token’ şeklinde blokzincirde üretilir. Token ‘replacable’ yani benzeri ile değiştirilebilir iken, NFT ‘non-replacable’ yani benzerinin yerine ikame edilmesi mümkün olmayan bir kripto varlık türüdür. NFT, bir kripto varlık olarak gayri maddi bir mal varlığı unsurudur. Maddi bir varlığı yoktur, kriptografik veriden oluşur. Bu kripto varlık, bir fikri ürünü konu alarak üretilebileceği gibi bunun dışındaki herhangi bir varlığı da konu alabilir. Bir eseri konu aldığı durumda, dayanak aldığı eserin türüne göre hukuki statüsü belirlenebilir. Bunun dışında yani bir fikri ürüne odaklanmayan NFT ise FSEK’teki şartları taşıyorsa, tek başına eser özelliği gösterebilir ya da böyle bir özelliği yoksa, maddi olmayan bir mal varlığı olarak nitelenebilir.
Kripto paralar hukukumuzda menkul kıymet olarak nitelendirilmektedir. Sanat eserlerine dayalı NFT’lerin ise, menkul kıymet niteliğinde olmadığı kabul edilmektedir. NFT’ler tokenlerden farklı olarak eşsiz varlıklar, yerine başka bir varlık konulamaz nitelikte, bölünemeyen, ikame edilemeyen bir veri birimi, bir dijital sertifikadır. Herhangi bir borçlanma işlevi bulunmadığından borçlanma aracı veya depo sertifikası olarak da kabul edilmemektedir. NFT her türlü varlığın dijital sertifikası şeklinde üretilebilir. NFT’nn temel özelliği bir kanıt (hash değeri içeren zaman damgası içeren) niteliğinde olmasıdır. Bu tekillik, benzersizlik ve kanıt niteliğinde oluşu NFT’lerin daha çok sanat dünyasında popüler eğlence araçlarının metalaştırılmasının yolunu açmıştır. (Mete Tevetoğlu, Baro Sunumu)
NFT bir fikri ürünü esas alabilir, ya da tek başına üretilebilir. Dolayısıyla NFT’ler sahibine fikri hak sağlayabilir. NFT’nin sahibine sağlayacağı hakların tespitinde (üçüncü kişilere devrinin mümkün olup olmadığı vb.) akıllı sözleşme hükümleri belirleyici olacaktır.
Sanat eserlerine dayalı olarak çıkarılan NFT’lerin satın alınması halinde mali hak devrinin söz konusu olup olmadığı konusunda FSEK m. 52 uyarınca mali hakların devri için özel nitelikli şekil şartı arandığından, NFT’lerin devrinin, dayandıkları esere ilişkin mali hakların devri sonucunu doğurması için, NFT’nin devri ile birlikte ilgili eserin devrine ilişkin ayrı bir sözleşme yapılması gerektiği düşünülmektedir. Aksi takdirde NFT’nin satın alınması sadece eser nüshasının satın alınması sonucunu doğuracaktır (ERSOY PINAR, D.M., NFT’lerin Metaverse’teki Yeri ve Fikri Mülkiyet, Yürürlüğünün 70. Yılında Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, İstanbul Barosu Yayınları, 2022, s. 426)
Bir esere dayalı olarak çıkartılan ve sahiplerine eserin belirli parçalarına sahip olma imkanı tanıyan NFT’lerin öncelikle eserin çoğaltılması kapsamında değerlendirilebileceği kanaatindeyiz. FSEK m. 22/2’de ifade edilen “eserin işaret, ses ve görüntü nakil ve tekrarına yarayan, bilinen ve ileride geliştirilecek her türlü araca kayıt edilmesi” olarak ifade edilen çoğaltma hakkı kapsamında değerlendirilebilecektir (Aynı yönde; ÖZDEMİR, s. 76.). WIPO Magazine’de yayımlanan bir yazıda ise umuma iletim olarak değerlendirildiği görülmektedir (Only the right of communication to the public could be infringed through a link in an NFT, as in such a case there is a causal connection between the token and the work. However, as an NFT is simply code, it is not a substantial reproduction of the work, so it would not infringe those rights. Bir NFT’deki bir bağlantı yoluyla yalnızca umuma iletim hakkı ihlal edilebilir, çünkü böyle bir durumda NFT ile eser arasında nedensel bir bağlantı vardır. Ancak, bir NFT basit bir kod olduğundan, çalışmanın esaslı bir kopyası değildir, dolayısıyla bu hakları ihlal etmez. Bkz https://www.wipo.int/wipo_magazine/en/2021/04/article_0007.html). Kanatimizce de, çoğaltmanın yanı sıra, NFT eserin pazarlanmak üzere platformlarda yayınlanması halinde umuma iletim (umuma erişilebilir kılma) söz konusudur.
Bir eseri NFT’ye dönüştürmekle, NFT’nin halihazırda kullandığı blockchain teknolojisinin, FSEK’teki kayıt-tescil anlayışının Sınai Mülkiyet Hukuku’ndaki tescile benzer bir sonuç doğuracağı (MÜFTÜOĞLU, O., İstanbul Sanat Dergisi, https://www.istanbulsanatdergisi.com/sanat-dunyasinda-teknolojik-devrim-nft/), NFT kopyalanamadığından yasadışı kopyalamaya engel olunacağı (ŞENSOY, B. / TÜRKOĞLU, A. / ÖZTÜRK ÖZKAN, Z., İstanbul Sanat Dergisi, https://www.istanbulsanatdergisi.com/sanat-dunyasinda-teknolojik-devrim-nft/), aracısız bir dağıtım mekanizması sağladığı, eserin pazarlanması aşamasında farklı mecra yaratacağı, kripto para ile müzik eseri ve albüm satın alınabileceği, yenilikçi bakış açısı ile web3 tüketicisine hitap edileceği, sınırlı sayıda plak satışında olduğu gibi pazarlama tekniği açısından da NFT’lerin kullanılabileceği ileri sürülmektedir.
İrem TOPRAKKAYA
Aralık 2022