Telif Haklarının “Dijital Bilgi Çağı”na Uydurulması Çalışmaları/ CREATIVE COMMONS (“CC”) LİSANSLARI

cc_gorsel

IPR Gezgini okuyucularımıza telif hakları alanında, bilgi paylaşımında çağın hızına ve ihtiyaçlarına uygun olarak global düzeyde başlatılan bir organizasyondan, çalışmadan bahsetmek istiyorum. Creative Commons (”CC”) organizasyonunu ve çalışmalarını, 3 hafta önce Türkiye’de yapılan lansman konferansında tanıma fırsatı elde ettim ve edindiğim bilgileri okuyucularımızla paylaşmak istedim.

CC, günümüzde her türlü bilgiye, veriye internet aracılığıyla on-line olarak, kopyala-yapıştır tekniği ile erişildiği ve bunun yasal olmadığı gerçeğinden hareketle; geleneksel telif hakkı korunması sistemine bir alternatif olarak geliştirilmeye çalışılan ve kamu yararı amacı güden organizasyon. Halihazırda dünyanın birçok ülkesinde gönüllülerle beraber, çağa uygun eser lisanslama sistemini global düzeyde geliştirmeye, tanıtmaya çalışmaktadır.  En başta eğitim öğretim alanında giderek artan bir hızla kullanılan wiki, bloglar gibi internet üzerinden kullanılan kaynaklar dikkate alındığında, geleneksel telif hakkı düzenlemeleri, tabiri caizse “modası geçmiş” olarak nitelendirilmektedir.

CC, internet ortamında fikri ürünlerin, bilginin kamuyla paylaşımının kolaylaşması ihtiyacının görülmesi sonucunda, ilk olarak yaklaşık 15 yıl önce Lawrence Lessig tarafından ortaya atılmış bir kavram.

CC tarafından dünyanın birçok ülkesinde yapılan bu gönüllü çalışmalarda ve toplantılarda, CC lisans türlerinin ülke sistemleri ile uyumlulaştırılması en önemli başlığı oluşturmakta. Bu toplantılarda diğer önemli bir konu da, CC lisans sözleşmelerinin çevirilerinde doğru terminolojinin kullanılması ve uluslararası düzeyde terminoloji birliğinin sağlanması. Hâlihazırda 23 dilde çeviriler yapılmış. Sistemin kullanıcılar için kolay okunabilir ve anlaşılabilir olması, bu çalışmalar sırasında üzerinde durulan bir konu olmaktadır.

Mevcut telif hakkı sistemlerinde, “her hakkı saklıdır” ya da “kamuya açık” şeklindeki ya hep ya hiç anlayışının yerine, CC’nin “bazı hakları saklıdır” yaklaşımını öngördüğü belirtilmektedir. CC’nin aşağıda öngörülen lisans türleri ile telif hakkı sahiplerinin kullanım, dağıtım haklarını, hak konusu bilginin daha çok paylaşımına olanak verecek şekilde serbest bırakması amaçlanmaktadır. Zira, son zamanlarda bilginin serbest dolaşımı ana ilkesi, özellikle üniversite çevresinden desteklenmektedir. Bunun arkasında da çok sayıdaki akademisyenlerin ve araştırmacıların, CC’nin açık lisanslarıyla paylaşıma dayanan kamu yararı inancı yer almaktadır.

CC web sayfasında kullanıcının ihtiyacına göre toplam 7 adet lisans türünden, kullanıcı için en uygununun seçilmesi sağlanmaktadır. CC’nin öngördüğü lisanslama sistemleri ile internette herhangi bir şekilde ihtiyaç duyduğunuz bir bilgiyi, herhangi yasal risk ile karşılaşmadan kopyalamanız kullanmanız, dağıtımınız ya da ticari amaçla kullanımınız mümkün hale gelecektir. Buna göre söz konusu içeriğin, CC’nin lisans türlerinden hangisi ile korunduğuna bakmanız yeter.

CC lisans türleri aşağıdaki şekilde düzenlemiştir. Aşağıdaki lisanslar ve içerikleri, http://creativecommons.org.tr/lisanslar/ bağlantında yer aldığı gibi paylaşılmıştır. Henüz bu lisanslar için Türkçe terminoloji çalışmaları devam ettiğinden, içeriği ve terminolojiyi değiştirmeden paylaşıyoruz.

CC Zero”: tamamen “kamuya açık” anlamına gelmekte olup, kullanıcı içeriği istediği gibi kullanmakta serbesttir.

cc_1 Attribution (BY): Bu işaretin bulunduğu eserlerde, kullanan kişilere orijinal esere atıfta bulundukları sürece, eserinizi dağıtma, remix, ince ayar yapma, ya da üzerine çalışma haklarını verir. Bu sunulan en kullanışlı lisanstır. Bu lisans eserin mümkün olduğu kadar çok kullanılması ve yayılması için önerilir.

CC_2 Attribution-ShareAlike (BY-SA): Bu lisans, eseri kullanan kişilere kendi eserlerini de aynı lisansla lisansladıkları sürece, remix, ince ayar yapma ve üzerine çalışma hakkı verir. Bu lisans genelikle “copyleft”ten bağımsız ve açık erişim yazılım lisansları ile karşılaştırılır. Wikipedia bu lisansı kullanmaktadır ve Wikipedia gibi içeriklerden ya da benzerlerinden yararlanan eserler için önerilmektedir.

cc_3 Attribution-NoDerivatives: Bu lisans size atıf yapıldığı sürece ve eser değiştirilmeden ticari ya da ticari olmayan dağıtım hakkını verir.

cc_4Attribution-NonCommercial: Bu lisans diğerlerinin ticari olmayan amaçla eserinizi remix, ince ayar yaparak ya da üzerine geliştirerek kendi eserlerinde kullanmasına izin verir. Ancak ortaya çıkan yeni eseri benzer lisans ile lisanslamak zorunda değildirler.

cc_5Attribution-NonCommercial-ShareAlike: Bu lisans diğerlerinin ticari olmayan amaçla eserinizi remix, ince ayar yaparak ya da üzerine geliştirerek kendi eserlerinde kullanmasına izin verir ve kullanan eserin orjinal lisansının aynısı ile yeni ürünü lisanslamaladır.

cc_6Attribution-NonCommercial-NoDerivatives: Bu lisans en sınırlayıcı olandır. Eseriniz size atıf vererek indirilebilir ya da paylaşılabilir ancak değiştirilemez ve ticari amaçla kullanılamaz.”

Yukarıda lisans türleri üzerindeki çalışmalar, hak sahibi ile kullanıcılar arasında kolay işleyen bir teknik geliştirme amacı ile halen devam etmektedir. Ancak bu kolay bir iş değildir, zira ABD Hukuku temelli olan CC lisanlarının diğer ülke hukuk sistemlerine entegrasyonunda zorluklar yaşanmakta. Örneğin fikri ürün kavramının içeriği, hak sahipliğinin içeriği, sözleşme yapıları, sözleşme kuruluş sistemleri gibi daha birçok konularda ülkelerin hukuk sistemleri arasında büyük farklılıklar mevcuttur. Bu nedenle ilerleme yavaştır ancak umut vaat edicidir. Lansman konferansında verilen bilgiye göre CC’nin açık lisansları ile ilgili Hollanda’da yakın zamanda bir dava görülmüş ve Hollanda mahkemeleri CC lisanslarını geçerli sayarak, somut olayda CC lisans ihlali olup olmadığını değelendirmesini yapmış

Her ülkenin telif hakkı kapsamı tanımının farklı olması, yargılama farklılıkları ve giderek büyüyen bir gri alan olan “fair use” farklılıkları karşısında, CC’nin dijital bilgi çağının gerçeklerini ve hızını da dikkate alarak başka bir bakış açış sunduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte, CC’nin kullanım kolaylığı olmasına rağmen, herhangi bir ihtilaf durumunda CC lisansları ile ilgili mahkemelerin nasıl bir yargılama yapacağı hususu halen tartışmalı ve gerçekten de üzerinde çokça çalışılması, düşünülmesi gereken bir konu.

Ülkemize bakacak olursak; 1951 tarihli bir Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile CC Lisanslarının hukuk sistemimizde yer alabilmesi zor gözükmektedir. En başta FSEK’teki eser tanımı ile CC lisansları konusu eser tanımı arasındaki farklar ilk ele alınması gereken konulardan biri. Bunun yanı sıra FSEK’e göre mali hak devirlerinde aranan sıkı şekil ve içerik şartları karşısında, CC’nin öngördüğü pratik, online sistemin hukuki geçerliliği de tartışmalı. Bu anlamda aslında bilginin serbest dolaşımının sağlanmasındaki kamu yararı ile eser sahibinin haklarının korunması arasında dengenin, günümüz teknoloji şartları da dikkate alınarak tekrar gözden geçirilmesi her ülke için olduğu gibi, ülkemizdeki telif hakları alanı için de bir zorunluluk olduğu açıktır.

Gülcan Tutkun Berk

Mart, 2016

gulcan@gulcantutkun.av.tr

 

Bir Cevap Yazın