Türkiye’nin YouTube Yasağı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce İfade Özgürlüğünün İhlali Olarak Değerlendirildi

europea_court_of_human_rights_big

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bugün (1 Aralık 2015) verdiği kararla, Türkiye Cumhuriyeti’nin YouTube video paylaşım sitesini 2008-2010 yılları arasında 2 yıl süreyle erişime kapatmasını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde yer alan “İfade Özgürlüğü”nün ihlali olarak değerlendirdi.

Serkan Cengiz, Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak isimli akademisyenler tarafından yapılan başvuruların (48226/10 ve 14027/11) incelenmesi sonucunda verilen kararın metninin http://hudoc.echr.coe.int/eng#{“itemid”:[“001-158948”]} bağlantısından (şimdilik sadece Fransızca) incelenmesi mümkündür. Karar hakkındaki basın açıklamasıysa, İnsan Hakları Mahkemesi’nin internet sitesinde file:///C:/Users/pc/Downloads/Judgment%20Cengiz%20and%20Others%20v.%20Turkey%20-%20blocking%20of%20access%20to%20YouTube.pdf bağlantısı aracılığıyla görülebilir.

2008 – 2010 yılları arasında YouTube video paylaşım sitesinin kapalı kaldığı dönemi okuyucularımız hatırlayacaktır. Özetlemek gerekirse, YouTube’un bir açılıp bir kapandığı 2008 yılında, Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi 5 Mayıs 2008 tarihinde, Atatürk’ün hatırasına hakaret içeren 10 adet videonun varlığı nedeniyle YouTube’a erişimin engellenmesine karar verir ve YouTube Türkiye’de 30 Ekim 2010 tarihine kadar erişime kapalı kalır. Bu karara karşı, Serkan Cengiz, Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak haber alma özgürlüklerinin engellenmesi nedeniyle itiraz eder ve erişim engelinin kaldırılmasını talep eder. Başvuru sahipleri taleplerinde, erişim yasağının profesyonel akademik kariyerlerini etkilediğini ve YouTube’a erişim sağlanmasının kamu yararıyla ilintili olduğunu belirtir. Buna ilaveten itirazda, yasağa gerekçe 10 videodan altısının silindiği ve kalan dördüne Türkiye’den erişimin mümkün olmadığına bilgisine de yer verilir.

İtirazı inceleyen mahkeme, erişimin engellenmesi kararının hukuka uygun şekilde alınması ve erişim engelinin sadece başvuru yapan kişilere yönelik olmaması, dolayısıyla itiraz sahiplerinin dava açma haklarının bulunmaması gerekçeleriyle itirazı reddeder. Bu karara karşı yapılan itiraz ise üst mahkeme tarafından reddedilir.

17 Haziran 2010 tarihinde YouTube’a karşı bir daha erişimi engelleme kararı alınır ve Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak buna karşı gene itiraz eder. Bu itiraz da reddedilir ve ret kararı üst mahkeme tarafından gene onanır.

Serkan Cengiz, Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak bu kararlara karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde 20/07/2010 ve 27/12/2010 tarihlerinde itiraz eder.

İtiraz gerekçeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin  ifade özgürlüğüyle ilgili 10. maddesinin ihlalidir (bilgi alma özgürlüklerinin engellenmesi). İtiraz sahipleri, buna ilaveten adil bir yargılamanın söz konusu olmadığını, dolayısıyla sözleşmenin 6. maddesinin de ihlal edildiğini öne sürmektedir.

İnsan Hakları Mahkemesi, bu davayı Başkan Paul Lemmens (Belçika) ve üyeler Işıl Karakaş (Türkiye), Nebojša Vučinić (Karadağ), Ksenija Turković (Hırvatistan), Robert Spano (İzlanda), Jon Fridrik Kjølbro (Danimarka), Stéphanie Mourou-Vikström (Monako)’den oluşan heyetle 1 Aralık 2015 tarihinde karara bağladı ve Türkiye’nin İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiğine oybirliğiyle karar verdi.

Mahkemeye göre, YouTube’a erişimin engellenmesi kararı itiraz sahiplerini kişisel olarak hedef almadığından, ilk olarak itiraz sahiplerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre mağdur statüsünde olup olmadığı belirlenmelidir. Bu aşamada, itiraz sahiplerinin YouTube’u profesyonel amaçlarla, özellikle de akademik çalışmaları için video indirme ve videolara erişim sağlama amacıyla yoğun biçimde kullandığı tespit edilmiştir. Mahkemeye göre, YouTube özel ilgi alanlarında, özellikle de politik ve sosyal meselelerde bilgi sağlayan münferit bir platformdur. Bu nedenle, YouTube önemli bir iletişim kaynağıdır ve bu platformda yer alan bilgilere başka bir biçimde erişim imkanı bulunmadığından, YouTube’a erişimin engellenmesi bu bilgilere erişim imkanını ortadan kaldırmaktadır. Buna ilaveten YouTube, “vatandaş gazeteciliği”nin ortaya çıkmasını ve geleneksel medyada yer bulmayan politik bilginin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu çerçevede, YouTube şikayetçilerin bilgi ve fikirlere ulaşmasına ve bunları oluşturmasına imkan veren önemli bir ortamdır ve şikayetçiler doğrudan hedef alınmamış olsa da, YouTube’a erişimin engellenmesi nedeniyle, bu kişilerin etkilenmiş olduklarını öne sürmeleri meşrudur.

Mahkemeye göre erişim yasağı, İnsan Hakları Sözleşmesi’nin İfade Özgürlüğü başlıklı 10. maddesince koruma altına alınmış haklarına bir kamu otoritesince müdahale anlamına gelmektedir.

Erişim yasağı 5651 sayılı kanunun 8(1) maddesi uyarınca verilmiş olsa da, İnsan Hakları Mahkemesi’nde göre, belirtilen kanun, içeriği nedeniyle bir internet sitesinin tamamen kapatılmasına imkan vermemektedir (İnsan Hakları Mahkemesi’nin “3111/10 sayılı Ahmet Yıldırım v. Türkiye” sayılı önceki kararı da aynı yönde tespitleri içermektedir.). Belirtilen madde Mahkemeye göre, suç şüphesi içeren spesifik yayınlara uygulanabilecektir, dolayısıyla anılan madde kullanılarak YouTube’a erişimi tamamen engelleyen “battaniye erişim yasağı” konulması yerinde değildir.

Belirtilen gerekçeler doğrultusunda İnsan Hakları Mahkemesi, incelenen vakadaki devlet müdahalesinde, İnsan Hakları Sözleşmesi’nde öngörülen hukuka uygunluk şartının yerine getirilmediği ve şikayetçilerin yeterli derecede hukuki koruma altına alınmadığı sonuçlarına ulaşmıştır.

İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre, yukarıda sayılan nedenlerle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde yer alan “İfade Özgürlüğü” ihlal edilmiştir.

Mahkeme, 10. madde kapsamındaki ihlali tespit etmiş olduğundan, 6. maddede düzenlenmiş “Adil Yargılanma Hakkı”nın ihlali gerekçeli şikayeti ayrıca incelememiştir.

Şikayetçiler, Sözleşme’nin 46. maddesinde yer alan “Kararların Bağlayıcılığı ve Uygulanması” maddesine de şikayetlerinde yer vermiş olmakla birlikte, İnsan Hakları Mahkemesi , 5651 sayılı kanunda yapılan değişikliklerle, bir internet sitesinin tümüyle erişime kapatılması ayrı şartlara bağlanmış olduğundan, bu madde çerçevesinde ayrıca bir karar vermemiştir.

IPR Gezgini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu kararını memnuniyetle karşılıyor ve internet erişim yasakları yoluyla bilgiye erişimin engellenmesi kararlarının ülkemizde bundan sonra eskisi kadar kolay alınmayacağını umut ediyor. Davacılar Serkan Cengiz, Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak’a hepimizin özgürlüğü için verdikleri mücadele nedeniyle teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Önder Erol Ünsal

Aralık 2015

unsalonderol@gmail.com

 

2 thoughts on “Türkiye’nin YouTube Yasağı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce İfade Özgürlüğünün İhlali Olarak Değerlendirildi”

  1. Twitter ve facebooka erişim en az üç kere engellendi ve bu engel saatler-günler sürdü. Bu insan hakları ihlalidir hatta sivil darbe planı belki. Tarih 21.03.2016

Bir Cevap Yazın