Avrupa Birliği Komisyonu, 2015 yılı Türkiye İlerleme Raporu’nu 10 Kasım 2015 tarihinde yayınladı.
IPR Gezgini, İlerleme Raporu’nun 7 numaralı başlığını oluşturan Fikri Mülkiyet Hukuku bölümünü vakit geçirmeksizin sizlerle paylaşıyor. Raporun ilgili bölümüne, http://ec.europa.eu/enlargement/pdf/key_documents/2015/20151110_report_turkey.pdf bağlantısının 40. ve 41. sayfalarında erişmeniz mümkündür. Yazının devamında rapordaki dil kullanılacak ve ifadeler anahatlarıyla çevrilerek bilgilerinize sunulacaktır. (Yazıdaki çevirilerin tümü yazara aittir, başka bir kuruluşun resmi çevirisi esas alınmamıştır, bu bağlamda yapılacak atıflarda bu hususun dikkate alınması yerinde olacaktır.)
Raporun fikri mülkiyet hukuku bölümü, Türkiye’nin bu alanda iyi hazırlıkları olduğu tespitiyle başlamaktadır.
Fikri mülkiyet hukuku alanında geçmiş yıl içerisinde bazı gelişmeler olmakla birlikte, taklitçilik ve korsan ürünler halen oldukça yaygındır. Türkiye gelecek yıl öncelikle; halen bekleyen fikri ve sınai mülkiyet mevzuatlarını kabul etmeli, taklit ve korsana karşı mücadelede alınan tedbirleri daha da geliştirmeli; fikri mülkiyet koruması bilincini mevcut inisiyatiflerin ötesinde artırmalıdır.
Telif Hakları ve Bağlantılı Haklar alanında, hakların kolektif yönetimi, özellikle yabancı yapımcılara muamele, umuma temsil hakları ve çoğaltma haklarının lisansı konularında sorunlar halen devam etmektedir. Telif Hakları yasası tasarısı halen Kültür Bakanlığı önünde beklemektedir.
Sınai mülkiyet hakları kanununun kabul edilmesi halen beklenmektedir ki, bu durum hak sahipleri için belirsiz bir hukuki ortam oluşturmaktadır. Türk patent mevzuatı, halen Avrupa Birliği (AB) mevzuatı ve Avrupa Patent Ofisi’nin ilaç buluşlarıyla ilgili standartları ile uyumlu değildir. Türk Patent Enstitüsü, İç Pazarda Uyumlaştırma Ofisi (OHIM) tasarım veritabanına da katılarak çevrimiçi hizmetlerini geliştirmiştir, Enstitü bunun yanında yönetsel kapasitesini de artırmıştır. Enstitü’nün kötü niyetli marka ve tasarım başvuruları hakkındaki kararlarının kalitesi artmıştır. Enstitü, ulusal ve uluslararası kuruluşlarla birlikte düzenlediği bilinç artırma ve işbirliği faaliyetlerini geliştirmiştir. AB – Türkiye IPR Çalışma grubu, Mart 2015 toplantısına çok sayıda fikri mülkiyet hakları (IPR) bağlantılı sanayi temsilcisi katılmıştır. IPR haklarının sahipleriyle, kemikleşmiş IPR problemleri yapılandırılmış ve kapsamlı biçimde tartışılmalıdır. IPR ve coğrafi işaretler ulusal strateji belgeleri ve buna ilaveten 2015-2018 yılları faaliyet planı Temmuz 2015’te yayınlanmıştır. Bununla birlikte, coğrafi işaretler, yeni bitki çeşitleri ve ilaçlar için veri koruması alanlarında daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Hakların hukuk yoluyla etkin korunması alanıyla ilgili olarak, bir ihtisas mahkemesi daha kurulmuştur. Bununla birlikte, mevcut 25 ihtisas mahkemesi, IPR konusunda eğitimler yoluyla güçlendirilmelidir. Patentlenebilirlik kriterlerinde tutarlılık, yargıçlar ve bilirkişilerle işbirliği halinde sağlanmalıdır. Patent davalarında bilirkişilerin profesyonelliği ve tarafsızlığı, bilirkişilerin nitelikleri ve yükümlülükleri hakkında hazırlanacak kılavuzlarla birlikte güçlendirilmelidir. Hakların Etkin Korunması Direktifi’yle uyum, özellikle taklit ürünlerin ihlali gerçekleştirenlere iadesi, hak sahiplerinin el konulan ürünleri depolaması ve ihtiyati tedbir kararlarının alınmasındaki uyumsuzlukların giderilmesi konularında sağlanmalıdır. Taklit ürünlere karşı gümrüklerde etkin koruma daha da ilerlemiştir ve gümrüklerde el koyma uygulamalarının sayısı artmıştır. Korsan ürünlere karşı mücadele, daha fazla el koymaya imkan veren şifreli lazer kod sistemi yoluyla güçlendirilmiştir. Resen veya şikayete dayalı büyük ölçekli polis baskınlarına rağmen, taklitçilik ve korsan ürünler halen yaygındır ve bu durum kamu sağlığına, tüketici korumasına ve kayıtlı ekonomiye zarar vermektedir. Gümrüklerde hakların korunması birlik mevzuatı ile daha da uyumlu hale getirilmelidir. Fikri mülkiyet haklarının etkin korunması hakkında daha güçlü politik iradeye ihtiyaç bulunmaktadır.
2015 İlerleme Raporu’nun oldukça kısa sayılabilecek Fikri Mülkiyet Hukuku bölümü bundan ibarettir. Özetin özetini yapmak gerekirse, raporda oldukça genel ifadeler kullanılmıştır. AB mevzuatına uyum konusunda özellikle altı çizilen konular, hakların kollektif yönetimi konusu ve patent mevzuatıdır. Bunun yanında, hakların etkin korunması hakkında, hakimlerin eğitimi ve patent bilirkişilerinin durumu konularına özellikle dikkat çekilmiştir. Elbette, bölümün en başında yer verilen fikri ve sınai haklar mevzuatlarında yenilik ve değişiklik getiren kanun tasarılarının bir an önce kanunlaşması gerekliliği de atlanmamalıdır.
Birkaç yıl öncesinin raporları hatırlanınca, 2015 raporunun özellikle Türk Patent Enstitüsü açısından başarılı bir tabloyu ortaya çıkardığı söylenebilir. Bununla birlikte, fikri ve sınai haklar mevzuatları güncellemelerinin artık sabırsızlık yarattığı, rapordaki nazik dile rağmen kolaylıkla anlaşılmaktadır. Kanun tasarılarının kanunlaşması sadece Avrupa Birliği’nin değil, tüm hak sahiplerinin ve konu hakkında çalışan herkesin beklentisidir.
Önder Erol Ünsal
Kasım 2015
unsalonderol@gmail.com