Etiket: pirate party

“Korsan” Tabirinin Kullanımı Telif Hakkı İhlalini Havalı Hale mi Getiriyor?

pirateslego

Her tür romanı ve çizgiromanı okuyarak geçen çocukluğumda en havalı bulduğum karakterlerin başında “korsanlar” gelirdi. “Jolly Roger” isimli siyah zemin üzerindeki kurukafadan müteşekkil bayrakları, kocaman yelkenlere sahip kadırgaları, kılıçları, bandanaları ve her fırsatta içtikleri romları ile korsanlar, hiç şüphesiz yerleşik otoritenin üniformalı denizcilerinden daha kahraman ve havalıydılar. Biraz büyüdükçe korsanlar hakkındaki algım pek de değişmedi, beyaz adam tarafından “keşfedilen” yeni dünyanın yerlilerinden çalınan zenginlikleri Avrupa’ya taşıyan ticaret gemilerine saldıran ve onları soyan korsanları zihnim bir türlü “basit hırsızlar” olarak kabul etmiyordu. Hatta üniversite yıllarımda en sevdiğim kıyafetim üzerinde kocaman bir “Jolly Roger” çizimi olan siyah bir tişörttü. Her romantik hikayenin bir sonu olduğu gibi korsanlarla olan sıcak ilişkilerim de bir yerde sona erdi, nereden bilebilirdim ki korsanları baş düşmanlardan birisi olarak kabul eden fikri mülkiyet camiasında çalışacağımı.

jolly roger

Korsan tabiri günümüze doğru geçen yıllar içerisinde belki daha havalı hale gelmiştir. Tüm dünyanın zevkle takip ettiği “Karayip Korsanları” film serisi, bu seride “Johnny Depp, Orlando Bloom, Penelope Cruz” gibi yıldızların korsanlar olarak performansı, Lego’nun muhteşem korsan oyuncakları, geçtiğimiz yıllarda gösterime giren korsanları anlatan “Black Sails” televizyon dizisi ve ülkemizde henüz pek bilinmese de Avrupa’da bir süredir ağırlığını hissettirmeye başlayan ve gücünü gençlikten alan patent ve telif hakkının aşırı korumasına karşı “Pirate Party (Korsan Parti)” hareketi (Korsan Parti hareketi için bkz. http://wp.me/p43tJx-1a ) gibi faktörler korsan terimine olan sempatiyi artırmış ve korsanlık insanların zihninde basit hırsızlığın ötesinde daha prestijli bir makama yerleşmiştir.

pirates2

pirate

Resmi tanımlamalar olmamakla birlikte, genellikle marka, patent, tasarım gibi sınai mülkiyet haklarını ihlal edenler taklitçi veya sahteci (counterfeiter), eser sahibinden izinsiz biçimde online dosya indirme, çoğaltma, kopyalama yaparak eser sahibinin haklarını ihlal edenlerse korsan (pirate) olarak adlandırılmaktadır. Korsan ürünlerde içerik genellikle aynı kalmakla birlikte, orijinal eser izinsiz biçimde çoğaltılalarak daha ucuz biçimde piyasaya sürülmektedir. İçeriğin değiştirildiği korsan ürünler de mevcut olmakla birlikte (bu gözler korsan kopya bir filmdeki altyazılarda İnşallah, Maşallah diyen kovboylar görmüştür), korsan kitap, CD, DVD, yazılım gibi ürünlerin temel özelliği içeriğin aynı kalması, ancak kalitenin düşük ve ürünün daha ucuz olmasıdır. Buna karşılık, sınai mülkiyet haklarının ihlali niteliğindeki taklit ürünlerde tüketici tercihini sağlayan içerik (ürün özellikleri, kullanılan malzeme, kalite, vb.) de genellikle değişmektedir. Değişmeyen tek şey gerek taklit gerekse de korsan ürünlerin fiyatlarının orijinal ürünlere göre ucuz olmasıdır.

Eser sahiplerini temsil eden kuruluşlara göre, eser sahibinden izinsiz indirme, çoğaltma ve kopyalama esas itibarıyla hırsızlıktan farklı değildir. Dolayısıyla, bu tip faaliyetleri ticari amaçla yapanlar basit hırsızlardır.

Bu noktada bu yazının konusunu oluşturan soru ortaya çıkmaktadır. Eser sahiplerince hırsız olarak görülen ve kanunun suç olarak tanımladığı faaliyetleri yürüten bu kişilere, halkın sempati duyduğu, olumlu bir imaj yüklediği ve oldukça havalı olan “korsan” isminin verilmesi bir çelişki değil midir? Torrent Freak sitesinde yayınlanan ve bu yazının yazılmasına gerekçe habere (https://torrentfreak.com/does-piracy-make-copyright-infringers-sound-cool-160424/) bu aşamada atıf yaparak, bu haberi kısaca aktarmak istiyorum.

19 Nisan 2016 tarihinde Londra’da düzenlenen “MarkMonitor Yıllık İlkbahar Sempozyumu”nda konuşan “International Federation of the Phonographic Industry (IFPI) – Uluslararası Fonogram Sanayi Federasyonu” anti-korsan bölümü başkanı Graeme Grant, “korsan” tabirinin kullanımının yasadışı dosya indirmenin engellenmesinde mani teşkil ettiğini belirtmiştir.

Graeme Green’e göre, yasadışı dosya indirme eylemi “korsan” olarak tanımlanarak cool (havalı) hale getirilmiştir. Green bu tespitini takip eden şekilde açıklamaktadır: “İnsanlar korsanlık ve korsanlar hakkındaki aksiyon filmlerini düşünmektedir. Bu tabirin kullanımı mücadele için engel teşkil etmektedir, şöyle ki insanlar havalı bir eylem gerçekleştirdiklerini düşünmektedir.” (http://www.trademarksandbrandsonline.com/news/markmonitor-annual-spring-symposium-piracy-has-been-made-cool-says-ifpi-4685)

Torrent Freak haberinde bu açıklamaya yer verilmesinin ardından hukukdışı indirmeye aracılık eden “Pirate Bay” sitesinden Spud17 takma isimli bir kişiye ve bazı kullanıcılara konu hakkındaki görüşlerini sormuştur.

“Pirate Bay” sitesinden Spud17 açıklamasında “İnsanların bizi korsan bir site olarak adlandırması umurumda değil, biz “Pirate Bay” sitesiyiz ve logomuzda bir korsan gemisi var, hepsi bu. Herşey algıya indirilmiş durumda ve korsanlığın kötü bir şey olduğunu düşünen kişilerle harcayacak zamanım yok, çünkü bu kişiler bizim neden var olduğumuzu bile algılayamamış haldeler.” ifadelerini kullanmıştır.

Yasadışı dosya indiren “Paul” isimli bir kullanıcı ise; “Ben kendimi bir dosya indirici olarak görüyorum. Müzik ve filmleri kendi kişisel kullanımım için indiriyorum. Bunu da romantik veya havalı bir şey olarak görmüyorum. Bana kalırsa, bu siteleri işletenler korsandır ve bana aynı ismin takılmış olmasını haklı görmüyorum.” demiştir.

İki diğer kişinin yorumuysa “Korsan etiketini şeref madalyası olarak taşımakla suçlanıyoruz ve işlediğim suçlardan suçlu bulunuyorum. Kendinizi korsan olarak adlandırmak, “müzik hırsızı” veya benzer başka bir terimle adlandıırlmaktan daha eğlenceli.” yönündedir.

Bir diğer torrent sitesi yönetici ise “İnsanların benimki gibi sitelere ne isim verdiği umurumda değil. Eğer korsan bir site olduğumu düşünüyorlarsa kendileri bilir. Gerekli süreçler tamamlanmadan büyük firmalarca kanun karşısında korsan olarak adlandırılmak kötü bir şey. Korsanlar çalar. Bizim sitelerimiz çalmıyor.” ifadelerini kullanmıştır.

Torrent Freak bu yorumların altında telif hakkı sahiplerinin bir süredir “korsan” yerine “content thief (içerik hırsızı)” teriminin kullanılmasını sağlamaya çalıştığı tespitini yapmıştır.

Spud17’nin bu konudaki yorumu da dikkat çekicidir: “Hırsızlık bir şeyin izin olmadan kalıcı olarak götürülmesidir. Korsanlık veya dosya paylaşımı, bir şeyi kopyalamak ve başkalarıyla paylaşmak hakkındadır, bu da ortaya çıktığımız andan bu yana insanlar tarafından yapılmaktadır. Kültürümüzü her zaman birbirimizle paylaşmışızdır. Bizi istedikleri gibi adlandırabilirler, bunu dijital çağ başlamadan önce de yapıyorduk ve devam edeceğiz. Korsan veya dosya paylaşımcısı veya kopyacı, terimlerin önemi yok, yaptığımızın önemi var.”

“Korsan” terimi yazının başında açıkladığım nedenlerle benim açımdan da olumsuz değil, tersine eğlenceli, havalı, popüler tabirle “cool” bir çağrışım yapmaktadır. Eser sahiplerini temsil eden kuruluşların, eğer korsana karşı mücadelelerinde kararlılarsa, hedeflerini tanımlamak için “korsan” yerine başka bir tabiri seçmeleri kanaatimce de yerinde olacaktır.

Önder Erol Ünsal

Nisan 2016

unsalonderol@gmail.com

 

Korsan Parti Hareketi – IPR Korumasında Aşırılığa Karşı Tepki

pirateparty

Korsan Parti Hareketi – Fikri Mülkiyet Hakları Korumasında Aşırılığa Karşı Toplumsal Tepki

GİRİŞ

İlk olarak 2006 yılında İsveç’te kurulan ve günümüze dek geçen süre içerisinde birçok ülkede yasal partileşme sürecini tamamlayan ya da bu yönde çalışmalara konu olan Korsan Parti Hareketi amaçları ve yapılanması bakımından mevcut siyasal partilerden ve hareketlerden belirgin farklılıklar göstermektedir.

Korsan Parti hareketi temel varoluş gerekçesini telif hakları, patent korumalarıyla ilgili kanunlarda reform yapılması, internette ve kişisel yaşamda bireyin mahremiyet hakkının korunması, bireysel özgürlüklere devlet müdahalesinin engellenmesi ve devletin şeffaflaştırılması olarak tanımlamaktadır. Korsan Parti Hareketi telif hakları, patent kanunlarında reform yapılması olarak ortaya konulan temel amacı bağlamında mevcut siyasal parti veya hareketlerden farklılaşmakta ve belirtilen kanunların bireylerin bilgiye erişim hakkını sınırlandırarak temel özgürlükleri ve gelişmeyi engellediklerini öne sürmektedir.

Korsan Parti Hareketi Avrupa ülkelerinin çoğunluğunda, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde siyasal parti olarak faaliyet sürdürmekte, Türkiye’nin de içlerinde bulunduğu bazı ülkelerde ise partinin oluşturulması veya hareketin fiilen işlerlik kazanması için çalışmalar sürdürülmektedir. Dolayısıyla, hareketin temel argümanları bakımından dünyanın birçok yerinde toplumda karşılık bulduğu ve gönüllüler aracılığıyla hareketin yaygınlık kazanmaya çalıştığı gözlemlenmektedir. 2010 yılında kurulan Uluslararası Korsan Parti ise farklı ülkelerde faaliyet gösteren ulusal korsan partilerin ve partileşmemiş hareketlerin işbirliği halinde faaliyet göstermesi, aralarındaki birliğin, veri paylaşımının sağlanması ve hareketin daha geniş coğrafyalara yayılması amaçlarını gütmektedir.

FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI UYGULAMALARINDAN KAYNAKLANAN ÇATIŞMALAR VE İNTERNET DEVRİMİ SONRASI ÇATIŞMANIN AKTÖRLERİNDE DEĞİŞİKLİK

Korsan Parti Hareketinin temel argümanı, patent ve telif hakkı kanunlarının bireyin bilgiye erişimini engellemekte olduğu, bu engellemenin boyutunun patent, telif hakkı korumalarının amacını aştığı, bireysel ve toplumsal gelişimi sınırlayıcı hal aldığı, dolayısıyla bu korumaları düzenleyen kanunlarda reform yapılması gerektiği yönündedir.

Patent ve telif hakları koruması, daha genel bir kavramla fikri mülkiyet hakları hakkındaki genel kabul, bu hakların yaratıcılığı koruyarak toplumsal gelişime katkıda bulundukları, bu hakların toplumsal gelişimin lokomotifi oldukları yönündedir. Ayrıca, fikri mülkiyet haklarının genellikle gelişmiş ülkelerden kaynaklanan haklar olarak, gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelere dayatıldıkları ve hakların korunması anlamındaki asıl çatışmanın gelişmiş –gelişmekte olan ülkeler arasında yaşandığı şeklinde genel bir ön kabul söz konusudur. Ancak, bu ön kabulün tersine Korsan Parti Hareketi gelişmiş ülkelerin içerisinde ortaya çıkan ve taban bulan bir hareket niteliğindedir. Dolayısıyla, Korsan Parti Hareketi fikri mülkiyet haklarının korunması anlamındaki klasik gelişmiş – gelişmekte olan ülke çatışmasının ötesinde, aşırı korumacı yaklaşım neticesinde gelişmiş ülkelerde içerisinde de çatışmanın ortaya çıktığını göstermektedir.

Fikri mülkiyet hakları korumasının yaratıcılığı teşvik ederek ekonomik – toplumsal gelişmenin lokomotifi olduğu yönündeki klasik argüman son yıllarda yoğun biçimde eleştirilmeye başlanmıştır. Eleştirilerin bir bölümü aşırı korumayla oluşturulan uzun süreli tekelci hakların serbest rekabeti önemli ölçüde sınırlandırarak ekonomik gelişimi yavaşlattığı tezine dayanmakta, diğer eleştiri ekseni ise “Bilgi özgür olmak istiyor” retoriği bağlamında insan zihninin ürünleri üzerinde tekelci haklar kurulmaması gerektiği görüşünden kaynaklanmaktadır.

Dünya Ticaret Örgütü’nü kuran anlaşmalardan birisi olan TRIPs (Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması), fikri mülkiyet haklarının korunması ile ilgili düzenlemeleri kapsamaktadır. Anlaşma kapsamında fikri mülkiyet haklarının korunmasına ilişkin üye ülkelerce uygulanacak asgari şartlar belirlenmiştir. Asgari şartların çoğunluğunun, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin uygulama kapasitelerinin ötesinde olduğu düşünülmektedir. Anlaşma kapsamında gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelere istisnalar ve geçiş süreleri tanınmış olmakla birlikte TRIPs bu tip ülkelere uygulanacak rejim bakımından yoğun eleştirilere konu olmuştur. Eleştiriler özellikle, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin vatandaşlarının ilaçlara erişimi (ilaç patentleri), TRIPs’in etkin uygulaması sonucu ortaya çıkacak refah dağıtımı sisteminin telif hakkı –patent korumaları yoluyla gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin vatandaşlarından gelişmiş ülkelerdeki hak sahiplerine para aktarımı şeklinde gerçekleşeceği, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde TRIPs aracılığıyla sağlanacak etkin fikri mülkiyet hakları koruması sonucu bu tip ülkelerde – bu ülkelerin daha zayıf fikri mülkiyet korumasına sahip olmalarına durumuna kıyasla – yapay kıtlıklar oluşacağı konularında yoğunlaşmaktadır.

Fikri mülkiyet hakları korumasının; koruma süreleri, koruma konuları, hukuki tedbirler, tecavüz durumunda uygulanacak cezalar, vb. konularda yapılacak düzenlemelerle en etkin biçimde korunmasının gelişmiş ülkeler tarafından gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelere dayatıldığı, dolayısıyla hakların korunması konusunda birincil çatışma alanının gelişmiş ülkelerle diğer ülkeler arasında kurulduğu yönünde bir kabul bulunmaktadır. Bu kabule göre bir yanda etkin korumayı savunan gelişmiş ülkeler, diğer taraftan hakların etkin korunması durumunda bundan zarar görebilecek ve bu nedenle etkin koruma tedbirlerini sınırlandırmak isteyen gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler bulunmaktadır. TRIPs anlaşmasının kabulü ve sonrasında gerçekleşen tartışmalarda da sürekli bu çatışmanın altı çizilmiş, etkin koruma tedbirlerinin gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin ulusal sanayilerine olumsuz etkileri konusunda çok sayıda çalışma yapılmıştır. Türkiye’de bu tartışmalar ilaç patentleri konusunda yoğunlaşmaktadır.

Fikri mülkiyet hakları konusunda asıl çatışma alanının gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler arasında olduğu yönünde genel bir kabul bulunmasına rağmen, internet aracılığıyla bilgi, veri paylaşımının artması ve bu yöndeki teknolojik gelişmelerle birlikte gelişmiş ülkeler içerisinde de yeni bir çatışma alanı ortaya çıkmaya başlamıştır. İnternet aracılığıyla herkesçe erişilebilen şarkı, film, yazılım indirme amaçlı web sitelerinin bu tip verilere ücretsiz sahip olma imkanını sağlaması ve verilerin ücretsiz indirilmesi yoluyla hak sahiplerinin olası gelirlerinin ortadan kaldırılması, bu endüstrilerin kurulu olduğu gelişmiş ülkelerde izinsiz veri indirme imkanı sağlayanlara ve veri indirenlere karşı sert – caydırıcı yasal düzenlemeler yapılmasını yanında getirmiştir. Telif hakları sahiplerince oluşturulan birlikler ve yazılım alanında faaliyet gösteren dünya devi şirketler, gerek hükümetler nezdinde yapılan kulis çalışmaları ve bu çalışmalar sonucu sağlanan caydırıcı cezalar, gerekse de ücretsiz veri indirme faaliyetlerini gerçekleştirenlere karşı girişilen teknolojik takip mekanizmaları yollarıyla izinsiz veri indirenlere karşı etkin mücadele yöntemlerini benimsemiştir. Ancak, alınan sert tedbirler ve takip mekanizmaları beklenenin ötesinde etki vermiş ve fikri mülkiyet haklarının ölçüsüz korunması çabasına karşı toplumda reaksiyon oluşmaya başlamıştır. Özellikle, izinsiz veri indirenlere karşı verilen ağır para cezaları, çok sayıda internet sitesinin kapatılması, işyerlerine baskınlar gibi sert tedbirler, müzik – sinema – yazılım endüstrilerine ve bu endüstrilerin çıkarları korumak için kullandıkları başlıca araç olan fikri mülkiyet haklarına tepkiyi yanında getirmiştir.

İnternet aracılığıyla dünyanın global bir köy haline geldiği, bilgiye istenildiği anda erişilebildiği egemen propagandası yapılmakla birlikte, reel yaşamda veriye -bilgiye erişimin büyük endüstrilerce fikri mülkiyet haklarının kullanımı yoluyla engellenmesi ve sert cezai tedbirlerin uygulanması, fikri mülkiyet haklarıyla sağlanan korumanın ana fikrine karşı sorgulamayı yanında getirmiştir. Fikri mülkiyet haklarının koruması felsefesi geçmişte özellikle bu hakların tekelciliğe imkan vererek serbest rekabeti engellemeleri noktasından sorgulanmış olmakla birlikte, yeni dönemde sorgulama özellikle veriye – bilgiye erişim hakkının engellenmesi noktasından, “Bilgi özgür olmak istiyor” retoriğiyle gerçekleşmiştir. Bu yeni sorgulama biçimi, fikri mülkiyet haklarına klasik anlamdaki eleştiri olarak adlandırabileceğimiz gelişmiş ülkeler – gelişmekte olan, az gelişmiş ülkeler çelişkisi ile birleştiğinde, fikri mülkiyet haklarına veya uygulama biçimlerinin meşruiyetine karşı mücadelenin fikri temelleri ortaya çıkmıştır.

İnternet kullanıcıları bakımından bilgiye erişim hakkı kadar önemli olan bir diğer hak ise iletişimde ismini saklayabilme hakkıdır. Çevrimiçi sohbet, forum, web sitesi, blog veya ülkemizde internet sözlükleri gibi platformlarda internet kullanıcıları takma adlar kullanarak fikirlerini dile getirmektedir ve internette ifade özgürlüğünün şartlarından birisinin ismini saklayabilme hakkı olduğu kabul edilmektedir. Bununla birlikte, internet aracılığıyla işlenen suçların yaygınlaşması gibi gerekçeler öne sürülerek suçun niteliğine veya ortada gerçek anlamda bir suç olup olmadığına bakılmaksızın bilgisayar IP numaralarının tespit edilmesi yoluyla iletişimde ismini saklayabilme hakkı sıklıkla devletler veya kolluk güçleri tarafından ihlal edilmektedir. İnternet kullanıcılarının sürekli takip altında olduklarını düşünmeleri ve görüşlerini dile getirirken bu takibi göz önünde bulundurmalarının ifade özgürlüğünü engellediği dile getirilmektedir. Dolayısıyla, bilgiye erişimi kolaylaştırdığı, dünyayı global bir köye çevirdiği söylenen internet, devletler tarafından vatandaşları takip etmenin veya gözetim altında tutmanın bir yöntemi olarak da kullanılabilmektedir.

KORSAN PARTİ HAREKETİNİN KISA TARİHİ VE GENEL İLKELERİ

Sinema– müzik – yazılım endüstrilerinin talepleri doğrultusunda gelişmiş ülkelerin hükümetlerince uygulanan ve özellikle internet kullanıcıları ve servis sağlayıcıları üzerinde yoğunlaşan baskı, tepkisel bir muhalefet olarak adlandırılabilecek Korsan Parti Hareketinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tarihsel olarak herhangi bir öncülle ilişkilendirilemeyen hareketin gelişmiş ülkelerdeki eğitim – kariyer sahibi genç kuşak tarafından geliştirilen bir muhalif hareket olduğunun söylenmesi mümkündür. Hareket herhangi bir sınıfsal tabana dayanmamasının yanı sıra herhangi bir toplumsal kimlik veya ideoloji ile ilişkilendirilebilir nitelikte de değildir.

2006 yılında ilk kez İsveç’te kurulan “Korsan Parti”, aynı yıl bu ülkede “Pirate Bay” isimli internet sitesine yapılan baskın ve site yöneticilerinin yargılanmaya başlanılması sonucunda yaygın kamuoyu desteği ve bilinirliği kazanmış ve ülkedeki önemli siyasal hareketlerden birisi haline gelmiştir. İsveç Korsan Partisinin kurulmasının ardından hareket internet aracılığıyla hızla Avrupa’da yayılmaya başlamış, hareket birçok ülkede siyasal parti olarak örgütlenmiş, bazı ülkelerde bu yönde çabalar sürdürülmüştür. Avrupa’daki Korsan Parti temsilcileri 2007’de toplanarak 2009 yılı Avrupa Parlamentosu seçimlerini hedef alarak bir birlik oluşturmuşlar ve Uluslararası Korsan Parti (Pirate Party International – PPI) olarak adlandırılan Birlik resmi olarak 2010 yılında Brüksel’de kurulmuştur.

Korsan Parti; Avusturya, Avustralya, Belçika, Bulgaristan, Kanada, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, İzlanda, İsrail, Japonya, Lüksemburg, Karadağ, İtalya, Hollanda, Norveç, Polonya, Sırbistan, Slovenya, Tunus, İspanya, İsveç, İsviçre, Amerika Birleşik Devletleri (8 eyalette kayıtlı) ve Birleşik Krallık’ta yasal bir siyasal parti olarak kayıtlıdır. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 30’a yakın ülkede ise Korsan Partinin yasal olarak faaliyete geçirilmesi veya Korsan Parti altyapısının oluşturulması yönünde çalışmalar devam etmektedir.

Ulusal düzeyde faaliyet gösteren Korsan Partilerin bir kısmı seçimlere katılarak başarılı sonuçlar elde etmiştir. İsveç Korsan Partisi, 2009 yılında Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oyların %7,1’ini alarak 2 koltuk kazanmıştır. Alman Korsan Partisi, Berlin eyalet seçimlerinde oyların %8,9’unu almış, Çek Korsan Partisi senatoda bir koltuk kazanmıştır. Şu ana dek elde edilen en büyük başarı ise Nisan 2013’teki seçimlerde oyların %5,1’ini alarak parlamentoya 3 üyesini sokan İzlanda Korsan Partisine aittir.

Uluslararası Korsan Partinin, 2012 yılında Prag’da düzenlediği konferans sonrası yayınlanan Prag deklarasyonu doğrultusunda, Avrupa Korsan Partileri, 2014 Avrupa Parlamentosu seçimlerine ortak bir programla katılma kararı almış ve bunun yanısıra Avrupa Korsan Partisinin kurulması kararlaştırılmıştır.

Uluslararası Korsan Parti, ulusal korsan partilerin manifestoları bağlamında temel ilkelerini değerlendirmiş, değerlendirme sonucunda korsan parti hareketinin faaliyet göstereceği alanları asli konular (core issues) ve asli olmayan konular (non core issues) olarak sınıflandırmıştır (http://wiki.pp-international.net/Pirate_Manifesto_parties_at_a_glance). Bu sınıflandırmaya göre medeni haklar ve özgürlükler, patentler, markalar, eser sahibinin hakları, bilgi toplumu ve hükümetlerin hesap verebilirliği ve şeffaflık başlıkları her korsan parti asli konusunu oluşturmalıdır. Asli olmayan konular genel hatlarıyla faaliyet konusu olmayacaktır. Uluslararası Korsan Parti, hareketin sadece asli konulara bağlı kalmasının diğer konular hakkında rahatsızlık duymamaktan değil, hareketin üzerinde uzlaşılan konulara odaklanmak istemesinden kaynaklandığını belirtmektedir. Bu durum en açık ifadeleriyle Uluslararası Korsan Parti tarafından 2008 yılında oluşturulmuş Uppsala Deklarasyonu’nun Avrupa Birliği Parlamentosu Stratejisi kısmında yer bulmuştur: “Avrupa Parlamentosunda etki sağlamanın yolu parti gruplarıdır. Seçildikten sonra, gruplarla görüşerek bize en yakın olanı tespit edecek ve o gruba katılacağız. Grup içerisinde politik olarak öne çıkarttığımız konularda grubun diğer üyelerini kendi pozisyonumuza çekmek için elimizden geleni yapacağız. Bunun karşılığında diğer tüm konularda grubun tavsiyesini dinleyeceğiz ve karşı çıkmak için önemli gerekçelerimiz olmadığı sürece grupla birlikte oy vereceğiz. Korsan Parti platformunun alanı dışında kalan konularda lobicilerin veya diğer partilerin destek almak için bize yakınlaşması durumunda, onları parti grubu içerisindeki ilgili kişiye yönlendireceğiz. Bu şekilde asıl önem verdiğimiz konulara odaklanacağız.” (http://historik.piratpartiet.se/?p=933)

Uluslararası Korsan Parti (PPI) tarafından oluşturulan her korsan partiye ve her parti üyesine referans olması gerektiği belirtilen ilkeler takip eden biçimdedir (http://wiki.pp-international.net/Building_the_principles_of_PPI):

1- İfade, iletişim, eğitim özgürlüklerini savunmak; vatandaşların gizlilik haklarına ve genel olarak vatandaşlık haklarına saygı göstermek.

2- Fikirlerin, bilginin ve kültürün serbest dolaşımını savunmak.

3- Telif hakkı ve patent kanunlarında reformları politik alanda savunmak.

4- İşbölümü içerisinde çalışma ve en üst düzeyde şeffaflıkla katılım sağlama konusunda taahhütte bulunmak.

5- Irk, köken, inanç ve cinsiyet alanlarında ayırımcılığı kabul etmemek veya benimsememek.

6- Şiddet içeren eylemleri desteklememek.

7- Mümkün olduğu sürece ücretsiz yazılımları ve açık protokolleri kullanmak.

8- Tüm kamu politikalarının açık, katılımcı ve işbirliğine dayalı biçimde oluşturulmasını politik alanda savunmak.

9- Diğer korsanlarla (korsan partilerle) dayanışmayı teşvik etmek.

10- Mümkün olduğunca paylaşmak.

Korsan Parti Hareketinin yukarıda yer verilen genel ilkelerinin incelenmesi, hareketi diğer toplumsal hareketlerden ayıran ve ona ayrıcalık kazandıran ilkelerin telif hakkı ve patent koruması, bilginin dolaşımı ile ilgili görüşleri olduğunu ortaya koymaktadır. Şöyle ki, hareketin diğer görüşlerinin çoğunluğu farklı hareketler tarafından da sıklıkla dile getirilen genel talepler niteliğindedir. Dolayısıyla Korsan Parti Hareketinin temel felsefesinin anlaşılabilmesi için özellikle telif hakkı, patent koruması, bilgiye erişim hakkı, bilginin dolaşımı gibi konulardaki görüşlerinin incelenmesi gerekmektedir (http://wiki.pp-international.net/Pirate_Manifesto_parties_at_a_glance).

Korsan Parti Hareketi fikri mülkiyet hakları korumasının asli bileşenlerinden birisi olan patent koruması hakkında;

· Mevcut patent koruması sistemi sürdürebilir durumda değildir. Biyopatentler (tohumlar, türler, canlılar ve bunların organları (bunların doğal genetik çeşitlilik sınırları dahilinde türetilmişleri dahil olmak üzere) ve yazılım patentleri alanları patent sisteminde değişikliğin açık hale geldiği başlıca iki alandır,

· Yazılım patentleri kaldırılmalıdır,

· Patent koruma süreleri kısaltılmalıdır,

· Biyopatentler kaldırılmalıdır,

· Patent koruma sistemlerinden kaynaklanan monopoller kaldırılması amaçlanmaktadır,

· İlaç patentleri, ilaçlara (salgın ve doğal afetlerde yaşandığı üzere) bazı ülkeler ve sosyal gruplarca erişim imkanını ortadan kaldırdıkları için kaldırılmalıdır,

görüşlerini dile getirmektedir.

Hareketin telif hakları, bilgi toplumu ve bilginin paylaşılması konusundaki temel görüşleri ise;

· Eser sahibinin ticari hakları konusunda telif hakkı koruma süresi kısaltılmalıdır,

· Dijital haklar yönetimi (DRM) uygulamalarına itiraz edilmelidir,

· Fikri mülkiyet gibi terimlerin kullanılmasından vazgeçilmelidir,

· Eser sahibinin hakları ve vatandaşların kültürel hakları arasında denge sağlanmalıdır,

· Kültürel eserlerin ticari nitelikte olmayan paylaşımı ücretsiz olmalıdır,

· P2P (peer to peer) paylaşım yasaklanmamalıdır,

· Kültür geliştirilmelidir,

· Kültürel paylaşımın artırılmasının toplum için olumlu bir gelişme olduğu yönündeki tutumumuz nedeniyle paylaşım hakkındaki cezaları anlamlı değildir ve cezaların kaldırılmaları gerekmektedir,

· Dijital eşitsizliği ortadan kaldırma amacına yönelik olarak kablolu ve kablosuz internet dünya çapında yaygınlaştırılmalıdır,

· Ağ tarafsızlığı (network neutrality: internet servis sağlayıcıların veya hükümetlerin kullanıcıların internetteki ağlara erişimine hiçbir kısıtlamama getirmemesini savunan ilke) sağlanmalıdır,

· Kamu kurumlarında açık protokollerin kullanımının zorunlu kılınması yoluyla teknolojik tarafsızlık sağlanmalıdır,

şeklinde özetlenebilir.

Korsan Parti Hareketi bir diğer önemli fikri mülkiyet hakkı olan marka hakkına patent ve telif hakları konularında olduğu ölçüde tepkisel yaklaşmamaktadır. Bu durum, marka hakkının koruma konusunun malların veya hizmetlerin ayırt edilmesine ilişkin işaretlerden oluşması, yani koruma konusunun bilgi olmamasından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, hareketin telif hakkına konu eserlerin marka olarak tescil edilmemesi yönünde görüşü mevcuttur.

Korsan Parti Hareketinin medeni haklara ve bireysel özgürlüklere ilişkin yaklaşımı;

· Hukukun egemenliğini ve demokrasinin kurumları; ifade özgürlüğü, mahremiyet hakkı, masumiyet karinesi / yargıya başvurma hakkı, kanun önünde eşitlik / ayırımcılık yasağı, yaşam hakkı / moral ve vücut bütünlüğü hakkı şeklinde sayılabilecek 5 temel insan hakkı önde tutularak savunulacaktır,

· Hiçbir politik tez ve duruş, gerekçelendirilmiş rasyonel düşünce ve argümanlar yoluyla ifade edilmedikçe geçerlilik kazanmaz. Şiddet, demokraside politik amaçlara erişmek için kullanılabilecek bir yol değildir,

· Anti-terörizm yasaları dahil olmak üzere mevcut ve gelecekte oluşturulacak ceza yasaları insan haklarına ve sivil özgürlüklere uygunluk bakımından gözden geçirilmelidir ve uyumsuzluklar tespit edildiğinde bu kanunlar reforme edilmelidir,

ifadeleriyle özetlenebilir.

Korsan Parti Hareketi önceden de ifade edildiği üzere mevcut siyasal hareketlerden fikri mülkiyet haklarına ilişkin görüşleri ve bu görüşleri hareketin temel çıkış noktası olması bağlamında farklılaşmaktadır. Hareket temel çıkış noktası ve görüşleri bakımından sınıfsal, ideolojik veya kimliğe ilişkin özel bir kümeye hitap etmemektedir. Dolayısıyla, hareketin hedef kitlesi olarak tanımlanacak toplumsal bir grup mevcut değildir. Bununla birlikte Uluslararası Korsan Parti’nin Avrupa Parlamentosu seçim stratejisine yer verdiği 2008 yılına ait Uppsala Deklarasyonu’nda hareketin erişmek istediği temel kitle ve buna ilişkin strateji takip eden biçimde açıklanmıştır (http://historik.piratpartiet.se/?p=933): “Korsan Partinin programında dile getirdiği konuların asıl destekleyici kitlesi 18-30 yaş arası seçmenlerdir. Dolayısıyla partinin ana hedef grubu üniversite öğrencileri olmalıdır. Korsan Partinin gündeminde yer alan konular hakkında genç seçmenlere politik tutku aşılamak (bunun eksikliğinde bu gençlerin hiç oy vermeyeceği düşünülmektedir) ve onları sıraları geldiğinde yeni gönüllüler bulacak elçiler olarak cesaretlendirmek temel yöntem olmalıdır. Bu hedefe ulaşmak için elçileri güven, retorik ve gerektiğinde dağıtılmak üzere politik materyal ile donatmak gerekmektedir.”

Korsan Parti Hareketi internet üzerinden örgütlenen ve tüm dokümanlarını internet üzerinden yayınlanan bir hareket niteliğindedir. Dokümanların oluşturulmasında, katılımcıların çevrimiçi biçimde aynı anda kullanabildikleri yazılımlar kullanılmakta ve bazı dokümanlar farklı mekanlardaki katılımcıların çevrimiçi olarak aynı anda katıldıkları telekonferanslar yoluyla oluşturulabilmektedir. Hareket bu özelliği bakımından sıkı bir örgüt yapısı göstermemekte, karmaşık ve hiyerarşik örgüt yapılarına partileşmiş diğer siyasal hareketlerden farklılık göstermektedir.

SONUÇ YERİNE

Yazı boyunca temel argümanlarıyla açıklanmaya çalışılan Korsan Parti Hareketi, fikri mülkiyet hakları karşısındaki duruşu çerçevesinde daha detaylı bir incelemeyi hak etmektedir. Klasik olarak gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler arasında ortaya çıktığı kabul edilen fikri mülkiyet haklarının etkin uygulanması çatışmasının, internetin yaygınlaşması sonucu hangi anlamda ve nedenlerle eksen kayması yaşadığı detaylı biçimde değerlendirilmeli ve gelişmiş ülkeler içinden çıkan fikri mülkiyet karşıtı bir hareket olan Korsan Parti Hareketinin yapısı, görüşleri ve destek gördüğü toplumsal kesimler, hareketin ortaya çıktığı dönemin şartları göz önünde bulundurularak açıklanmalıdır. Bu yöndeki bir çalışmanın, sadece Korsan Parti Hareketinin anlaşılmasını sağlamakla sınırlı kalmayacağı, aynı zamanda fikri mülkiyet haklarının halk tarafından hangi içerikte değerlendirildiğinin anlaşılmasına yardımcı olacağı, kanaatimizce açıktır.

Önder Erol Ünsal

unsalonderol@gmail.com

Mayıs 2013