Etiket: bilgilenmiş kullanıcı

BİRLEŞİK KRALLIK MAHKEMELERİNİN TASARIM BENZERLİĞİNİ DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ


Farklı yaratımlar veya bize iyi hissettiren oluşumlar veya etkili olduğunu düşündüğümüz unsurlardan etkilenmeden sıfırdan yaratmak ve tasarlamak her zaman da kolay değil. Gelişmenin; mevcut olanın/geçmişin üstüne koymak olduğu düşünüldüğünde bu aslında olağan da bir durum. Nitekim fikri haklar dünyasında patentlere buluşun açıklanmasına karşılık 20 yıl süreli, tasarımlara ise 25 yıla uzatılabilen sınırlı bir koruma verilmesi de bu sebepten, bir süre korumaya karşılık geçmişten gelenin kullanılmasına imkan sağlayabilme düşüncesinden. Bu korumanın sınırı tasarımlar bakımından yeni, kamuya ilk kez sunulmuş, ayırt edici ve genel hatlarıyla başka tasarımdan farklı olma gibi kriterler ile çizilmekle birlikte; ortada sübjektif niteliği yüksek bir unsur olduğundan, değerlendirme safhası da her zaman kolay olmamaktadır. Nitekim tasarım ihlalinin meydana geldiğinin tespiti halinde, -talebe göre- tazminat ödeme yükümlülüğü de ortaya çıkmakta ve özellikle yoğun satışı olan ürünlerde bu tazminat miktarı firmaları -çok ciddi- maddi zorluklara sokabilecek boyutlarda olabilmektedir. Bunu yakın tarihli ve dünyanın pek çok yerinde ses getiren bir karar kapsamında değerlendirmek gerekirse;

Ülkemizde giyim alanında faaliyet gösteren Marks and Spencer Plc (“Marks & Spencer”) Birleşik Krallık’ta modanın yanında yiyecek-içecek sağlanması ve ev tekstili gibi çok yönlü bir alanda faaliyet göstermekte, bu kapsamda kendi yaratımı olan ürünleri de piyasaya sunmayı önemsemektedir. Aldi Stores Limited (“Aldi Mağazaları”) ise yurt dışında yaygın olarak bilinen bir süpermarket zinciri olup, o da geniş bir tüketici kitlesine ulaşmakta ve kendi ürünlerini tüketici ile buluşturmayı önemsemektedir. Bu açıdan bakıldığında, firmaların birbirine rakip durumda olduğu şüphesizdir. Aynı sektörde faaliyetler göstermelerinin ve rakip olmalarının, sektör gereği tüketici kesiminin de geniş ve ortalama dikkat düzeyinde kabul edilmesinin etkisiyle, bu tür firmaların “basiretli tacir” gibi davranma yükümlülükleri daha da yoğun bir şekilde kendini hissettirmekte ya da en azından beklenmektedir.

Marks & Spencer 2020 Noel döneminde kullanmak üzere -aşağıda şekil 1’de detayları verilen- şişeleri tasarlamış ve cin bazlı likörler üzerinde kullanmaya başlamıştır. Piyasada “light-up Christmas gin bottles” olarak da bilinen şişelerin tabanı açıldığında şişenin içindekileri aydınlatan bir LED ışık bulunmakta ve şişedeki likör, şişe çalkalandığında sıvı içinde asılı kalan altın pullar içermektedir. Tescil edilen tasarımlar da sadece şişeden ibaret olmamakta; şişenin kapağını, ışıltıların olduğu halini, farklı versiyonlarını ve ayrıca şişe üzerindeki dizaynları içermektedir:


Aldi ise 2021 yılının sonunda, Marks & Spencer’ın iddiasına göre onların şişe tasarımına çok benzer olan ışıklı bir şişede altın pullar içeren cin likörleri satmaya başlamıştır. Mandalina ve böğürtlen olarak iki aroması olan likörler bu aromalara göre iki farklı şişede satılmaktadır -şekil 2-:


Aldi Mağazaları’ndaki bu kullanımları göre Marka & Spencer, söz konusu şişelerin/ şişe tasarımlarının kendi tasarımlarına tecavüz ettiği iddiası ile Birleşik Krallık nezdinde tecavüz davası açmıştır.

Dava kapsamında Marks & Spencer’ın talebini değerlendiren mahkeme, tabii ki sadece tasarımları değerlendirmekle kalmamış, öncesinde temel değerlendirme kriterlerine de değinmiştir. Bu kapsamda, -çeşitli emsal kararlara atıflar yapılarak- aşağıdaki, tasarımlar arası benzerlik değerlendirme kriterlerinin üzerinden geçilmiştir:

• Tasarımlar, tasarım sahibinin imkanları ve bağlantılı olarak tasarımcının niyeti ile değil, tasarımın somut unsurları dikkate alınarak objektif olarak yorumlanmalıdır.
• Bir tasarımın objektif kriterlere bağlı olarak yorumlanması ise tamamen mahkemenin meselesidir. Bu, genel yorumun aksine, konuya bilgilenmiş kullanıcının gözünden bakan mahkemenin görevi değildir. Özellikle de, ulusal kullanıcıların ilgili şekillerin kavramsal niteliğini farkında olmasının beklenmesi için özel bir sebep yoksa, incelemenin “bilgilenmiş kullanıcının gözünden” yapılması beklenmemektedir.
• Tasarımın yorumlanmasında, tescilli tasarımla korunduğu belirtilen ve tasarım sahibi tarafından üretilen ürünler dikkate alınmamalıdır, bunlar birbirinden bağımsızdır.
• Bir tasarımın noktalı çizgiler, gri tonlamalar gibi unsurlardan oluşması haliyle, bir fotoğraftan oluşması halinde yapılacak incelemede farklılıklar vardır ve hemen hepsi emsal kararlar ile de ortaya konulmaktadır.

Tasarım hakkının ihlaline ilişkin hususlarda ise mahkemenin aşağıdaki unsurları dikkate alması gerektiği belirtilmiştir:

a. Tasarımların uygulanması amaçlanan ürünlerin hangi sektöre ait olduğuna karar vermek.
b. Bilgilenmiş kullanıcıyı tanımlamak ve bununla paralel olarak bilgilenmiş kullanıcının önceki tekniğe ilişkin farkındalık derecesine ve tasarımların -mümkünse doğrudan- karşılaştırılmasında dikkat düzeyine karar vermek.
c. Tasarımı geliştirirken tasarımcının sahip olduğu serbest hareket alanını ve oranını belirlemek.
d. Tasarımların yalnızca teknik gerekliliğin sonucu olarak ortaya çıkan özelliklerini, tasarımlar arası karşılaştırma sırasında dikkate almamak.
e. Bilgilenmiş kullanıcının, kimi durumlarda benzerliklere veya farklılıklara farklı önem dereceleri atfederek ilgili tasarımların öğeleri arasında ayrım yapabileceğini; bunun, ürünün ilgili kısmının pratik önemi, kullanımda ne ölçüde görüleceği veya diğer hususlar da dikkate alınarak gerçekleşebileceğini göz önünde bulundurmak.

Mahkeme tarafından sayılan bu başlıklar öylesine birer ilke olarak sayılmakla kalmamış, her biri bakımından ayrı ayrı detaylı inceleme yapılmıştır. Yani aslında, her bir unsur üzerinden konu ayrı ayrı ve detaylıca incelenmiş, bu şekilde hem hukuk ilkelerine uygun objektif değerlendirme yapılması hem de Marks & Spencer’ın iddialarını hem de Aldi Mağazaları’nın karşı argümanlarını karşılar bir sonuca ulaşılması amaçlanmıştır. Bununla birlikte, burada mahkemenin görevinin, önceki tekniğe en yakın olanı tespiti etmek ve ardından da davalı yanın tasarımın önceki tekniğe mi yoksa davacının tescilli tasarımına mı daha yakın olduğuna karar vermek olmadığı, nitekim yüzlerce tasarım karşısında, mahkemenin de değerlendirmesinin sınırlı olabileceği ayrıca vurgulanmıştır.

Mahkemenin inceleme sonucuna geçmeden önce, sizlerin değerlendirmesini de almak isteriz! Aşağıdaki karşılaştırması da verilen tasarımlar, yukarıdaki ilkeler kapsamında, sizce benzer mi ve burada tasarım hakkının ihlali söz konusu mu? Siz mahkeme olsanız ne yönde karar verirsiniz?


Mahkeme tarafından yapılan inceleme ve tasarımların genel gösterimlerin karşılaştırılması sonucunda ise; şişeler arasında birden çok farklılık olduğu ve fakat ortak özelliklerinin de çok olduğu, söz konusu farklılıkların ise genel izlenimi çok etkilemeyen nispeten küçük farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Önemlidir ki, Aldi Mağazaları’na ait şişeler üzerinde markanın yer alması ve fakat Marks & Spencer’ın şişelerinin üzerinde yer almaması -beklendiği üzere- kararı etkilememiştir.

Sonuç olarak tasarımın ihlalinin olduğuna karar verilmiştir. Daha detaylı bilgi için, söz konusu karara bu link üzerinden ulaşılabilir.

Bilindiği üzere tasarımlar açısından yapılan değerlendirmeler markalara göre daha zorlu olabilmektedir. Zira tasarımın objektif anlamında özgünlüğünün ya da esinlenme sınırının belirlenmesi her zaman kolay olmamaktadır. Bu mahkeme kararı da bu anlamda özellikle değerli görünmektedir. Nitekim, hem genel-geçer tasarım değerlendirmelerinin nasıl yapılacağına değinilmiş hem de uygulamada bunun her bir unsur bakımından kalem kalem inceleme şeklinde yapılması gerektiği ortaya konulmuştur. Özellikle somut olaydaki şişelerin tasarımlarının aslında birebir aynı olmadığı dikkate alındığında, bu mahkeme kararı -temel tasarım benzerlik kriterlerini değerlendirme noktasında- oldukça faydalı görünmektedir.

Büşra BIÇAKCI

busrasbicakci@gmail.com

Mart 2023

Tıbbi Bant Tasarımı Çerçevesinde Tasarımcının Özgürlüğü Ne Kadardır ve Bilgilenmiş Kullanıcı Kimdir?

Avrupa Birliği Adalet Divanı Genel Mahkemesi (“Genel Mahkeme”), tıbbi plaster (bant) tasarımının hukuki korumasına ilişkin uyuşmazlık hakkında T-560/18 sayılı kararını 24 Ekim 2019’da verdi. Söz konusu karar, tasarımcının tasarımı geliştirmedeki seçenek özgürlüğünün derecesi, ayırt edici nitelik ve bilgilenmiş kullanıcının kim olduğu hakkında önemli noktalar içermektedir. Davanın arka planı şu şekildedir:

  • 13 Ağustos 2012 tarihinde Andreas Fahl Medizintechnik-Vertrieb GmbH (“Müdahil”) 24-04 Locarno sınıfında tıbbi plaster (bant) ürünü için Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (“EUIPO”) nezdinde topluluk tasarımı başvurusu yapmıştır.
  • Bunun üzerine Atos Medical GmbH (“Temyiz Başvurusu Sahibi”) söz konusu topluluk tasarımının hükümsüzlüğü için Nisan 2016’da 6/2002 sayılı düzenlemenin 5 ve 6. maddeleri uyarınca bu tasarımın yenilik ve ayırt edici nitelik unsurlarını taşımadığını öne sürerek 4(1)(b) maddeye aykırılık gerekçesiyle EUIPO’ya başvurmuştur.
  • EUIPO İptal Birimi, bu talebi kabul ederek söz konusu topluluk tasarımının yenilik ihtiva ettiği fakat ayırt edici niteliğinin olmadığı gerekçesiyle hükümsüzlüğüne karar vermiştir.
  • Ardından Müdahil, temyiz yoluna başvurmuştur. EUIPO Temyiz Kurulu (“Kurul”), 29 Haziran 2018 tarihinde verdiği kararla aşağıdaki gerekçelerle EUIPO İptal Birimi’nin hükümsüzlük kararını doğru bulmamış, kararın iptaline ve hükümsüzlük talebinin reddine karar vermiştir:
  • Önceki tasarım tescilleri, uyuşmazlık konusu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olmasını önleyememiştir.
  • Ayırt edici niteliğin varlığı incelenirken tasarımcının tasarımı geliştirmedeki seçenek özgürlüğünün derecesi dikkat alınmalıdır.
  • Tasarımcının tasarımı geliştirmedeki seçenek özgürlüğünün derecesi, ürünün teknik fonksiyonlarının dayattığı sınırlamalar veya ürüne uygulanacak kanuni gereklilikler tarafından belirlenir. Söz konusu sınırlamalar bazı özelliklerin standardizasyonu sonucunu doğurup bu özellikler de ilgili ürüne uygulanan tasarımlar bakımından yaygın hale gelir.
  • Somut olayda tasarımcının özgürlük derecesi trakeostomi sargısı/bandı bakımından sınırlıdır. Açıklığın ve montaj yerinin dairesel şekli, ısı ve nem dönüştürücü veya konuşma kapakçığının boyut ve şekli tarafından belirlenmiştir. Sargının/bandın boyut ve şekli, ilgili yerin kaplanmasını sağlamalıdır ve ilgili cihazın sağlam bir şekilde sabitlenmesi ile makul biçimde rahat kullanımını sağlamalıdır. Bu nedenle söz konusu yuvarlak veya oval şekil, lüzumsuz yapışkan yüzeylerden kaçınmak için aşikardır. Tasarımcının özgürlük derecesi bu nedenlerle sargıdaki dairesel açıklığın yerleştirilmesi ve sargının spesifik şekli ile sınırlıdır.
  • Bilgilenmiş kullanıcı, içtihat uyarınca, tasarımcı veya teknik uzman olmayan fakat ilgili sektördeki çeşitli tasarımları bilen, normalde sektörde var olan söz konusu tasarımların özellikleri hakkında belli bir bilgisi olan ve bu ürünlere olan ilgisi sonucu bunları kullandığında yüksek dikkat gösteren kişidir.
  • Somut olayda bilgilenmiş kullanıcı, trakeostomi sargılarının/bantlarının özelliklerine aşina olan kişidir. Bu nedenle bu alandaki farklı tasarımların dikkate alınması gerekir. Bu bilgilenmiş kullanıcı, bu sargıların ağırlıklı olarak tıbbi amaçlara, özellikle de trakeostomanın kaplanarak tedavi cihazının bağlanmasına, hizmet ettiğini bilir. Bu anlamda tasarımcının özgürlük derecesi kısıtlıdır.
  • Tasarımın ayırt ediciliğine, farkların genel izlenimi sonucu veya bilgilenmiş kullanıcının gözünden bir ‘déjavu’ eksikliği halinde ulaşılır. Karşılaştırma yapılırken genel izlenimi etkileyen farklılıklar hesaba katılır, etkilemeyenler değerlendirme dışı bırakılır. Ayrıca, ürünlerin kullanım şekli de dikkate alınır.
  • Somut olayda Kurul, detaylı biçimde tasarımların özelliklerini açıklamış, tek tek tasarımların ve unsurlarının ne kadar yuvarlak/oval/yan vs. durduğunu tanımlamıştır. Bu değerlendirmenin ardından tasarımlardaki genel izlenimin farklı olduğu sonucuna varmıştır. Kurul’a göre bilgilenmiş kullanıcı, özellikle de tasarımcının sınırlı özgürlük derecesini bildiğinden, şekillerdeki açık farklılıkları hemen ayırt edecektir. Yalnızca tasarımların genel olarak oval birer şekli göstermesi aynı genel izlenime yol açamaz. Bilgilenmiş kullanıcı, örneğin söz konusu sargıdaki dairesel açıklığın tayin edildiğini bildiğinden bu ortak özelliğe özel bir dikkat göstermeyecektir. Sonuç olarak, tasarımların tasarımcının özgürlüğü bulunan tüm özellikleri bakımından farklı olduğuna ve bunların da farklı bir genel izlenime yol açtığına karar verilmiştir. Dolayısıyla hükümsüzlük talebini reddetmiş ve topluluk tasarımının geçerliliğine hükmetmiştir.

Tüm bu aşamalardan sonra Temyiz Başvurusu Sahibi bu kararı beğenmeyerek söz konusu uyuşmazlığı Genel Mahkeme önüne taşımıştır. Genel Mahkeme uyuşmazlık konusu kararı gözden geçirmiş, Kurul’un yaptığı gibi tasarımları dikkatle incelemiş, sonunda da Kurul’un değerlendirmelerinin ve kararının yerinde olduğu sonucuna vararak bu kararı onamıştır. Söz konusu kararın en önemli çıktısı, mahkemenin tasarımcının tasarımı geliştirmekteki seçenek özgürlüğünün derecesi ile tasarımın ayırt edici niteliğinin yanı sıra bilgilenmiş kullanıcının kim olduğuna dair yapmış olduğu değerlendirmelerdir. Temyiz Başvurusu Sahibinin uyuşmazlığı son karar mercii olan Adalet Divanı’na taşıması halinde Divanın vereceği kararı bekliyor olacağız.

Alara NAÇAR

Kasım 2019

nacar.alara@gmail.com