BULUŞ YAPANA AİT ÖNCEKİ TARİHLİ MAKALE/TEZ GİBİ AÇIKLAMALARIN PATENT SÜRECİNE ETKİSİ


UYARI: Bu yazıdaki değerlendirmeler yazarın kişisel görüşlerini yansıtır ve hiçbir şekilde TÜRKPATENT’in resmi görüşünü ya da uzmanlarının başvurularla ilgili değerlendirmelerini temsil etmez. Yazı yalnızca bilgi amaçlı olup yasal tavsiye niteliği taşımaz.  Bu yazının içeriğinin bir sonucu olarak herhangi bir işlem yapmadan veya herhangi bir işlemden kaçınmadan önce profesyonel hukuki tavsiye alınmalıdır. Yazarın verilen bir örnek üzerindeki değerlendirmesi yalnızca o örneğin spesifik koşullarına bağlıdır. Bir başka durum için yazarın alacağı kararlarda bağlayıcılığı yoktur.


Giriş

Patent başvurusu yapmadan önce yayınlanmış kendinize ait makale ya da tez patent almanıza engel olur mu? Patent başvurusu yapılan ülkeye, yapılan yayının içeriğine,  yayının ne kadar eski olduğuna ve bazı başka kriterlere bağlı olarak bu sorunun cevabı değişecektir. Bu yazıda buluş yapanların patent başvurusundan önce yaptıkları açıklamaların patent alma süreçlerine ne gibi etkisi olduğu değerlendirilecektir. Bir patent başvurusu yapılmadan önce buluş sahibinin kamuya yaptığı açıklamanın yasal etkisi her dosyaya özel koşullara bağlı olarak farklı şekillerde sonuçlanabilir. Bu konu ciddi anlamda dosya-bağımlı olduğu için her başvurunun kendi dinamiklerinin farklı sonuçlara yol açabileceği unutulmamalıdır. Yapılan açıklamaların patent almaya engel olma olasılığına karşı güvenli tarafta bulunmak anlamında buluş sahiplerine her zaman önce patent başvurusunu yaptıktan sonra başka mecralarda buluşlarını açıklamaları tavsiye edilir.

Bu yazıda öncelikli olarak Türkiye’deki mevzuat baz alınarak yapılacak değerlendirmenin yanı sıra Avrupa Patent Ofisine (EPO) yapılan EP ve Dünya Fikri Mülkiyet Örgütüne (WIPO) yapılan PCT başvuruları ile ilgili farklılıklardan da bahsedilecektir.

Buluşa Patent Verilmesini Etkilemeyen Açıklamalar

Bir patent başvurusu yapıldığında TÜRKPATENT uzmanı başvuru tarihinden önce buluşun ya da benzerlerinin bilinip bilinmediğini tespit etmeye çalışır. 6769 Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) m.83’e göre tekniğin bilinen durumuna dâhil olmayan buluşun yeni olduğu kabul edilir. Tekniğin bilinen durumu ise, patent başvuru tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde, yazılı veya sözlü tanıtım yoluyla ortaya konulmuş veya kullanım ya da başka herhangi bir biçimde açıklanmış olan toplumca erişilebilir her şeyi kapsar. Örneğin akademik anlamda, basılı veya internette yayınlanmış makaleler, makale özetleri, yüksek lisans tezleri, doktora tezleri, kamuya açık tez savunmaları, sunumlar, posterler, seminerler, kongreler, konferanslar vb. bunlar arasında sayılabilir.

Görüldüğü üzere mevzuatta, yapılan açıklama ile ilgili yer, dil ve tür anlamında bir sınırlama bulunmayıp, açıklamanın Zimbabve’nin bir köyünde bulunan bir kütüphane rafındaki Çeva dilinde bir kitap olması[1], internette yayınlanması, bir seminerde anlatılması, bir sergide sunulması, kullanılması, bir patent başvurusunda bulunması vb. olasılıkların hepsi mümkündür ve yapılan bütün bu açıklamalar başvurudan önce kamuya açıklandıysa tekniğin bilinen durumuna dahil edilir. Açıklama yapılan kişiyle/grupla bu açıklamanın gizlilik içinde kalmasına dair bir anlaşma vb. yapılmadıysa, yapılan açıklama bir kişinin bile erişimine açılmış ise kamuya erişilebilir hale geldiği kabul edilir ve söz konusu açıklama tekniğin bilinen durumuna alınır.

Bununla birlikte ülkemizde başvuru tarihinden önce yapılmış olmasına rağmen, buluşa patent verilmesini etkilemeyen açıklamalar da söz konusudur. SMK m.84’e göre buluşa patent verilmesini etkilemeyen açıklamalar şunlardır:

(1) Buluşa patent veya faydalı model verilmesini etkileyecek nitelikte olmakla birlikte, başvuru tarihinden önceki on iki ay içinde veya rüçhan hakkı talep edilmişse rüçhan hakkı tarihinden önceki on iki ay içinde ve aşağıda sayılan durumlarda açıklama yapılmış olması buluşa patent veya faydalı model verilmesini etkilemez:

a) Açıklamanın buluşu yapan tarafından yapılmış olması.

b) Açıklamanın patent başvurusu yapılan bir merci tarafından yapılmış olması ve bu merci tarafından açıklanan bilginin;

i) Buluşu yapanın başka bir başvurusunda yer alması ve söz konusu başvurunun ilgili merci tarafından açıklanmaması gerektiği hâlde açıklanması.

ii) Buluşu yapandan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak bilgiyi edinmiş olan üçüncü bir kişi tarafından, buluşu yapanın bilgisi veya izni olmadan yapılan başvuruda yer alması.

c) Açıklamanın buluşu yapandan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak bilgi elde eden üçüncü kişi tarafından yapılmış olması.

(2) Birinci fıkraya göre, başvurunun yapıldığı tarihte patent veya faydalı model isteme hakkına sahip olan her kişi buluşu yapan sayılır.

(3) Birinci fıkranın uygulanmasından doğan sonuçlar, süreyle sınırlı değildir ve her zaman ileri sürülebilir.

(4) Birinci fıkranın uygulanması gerektiğini ileri süren taraf, şartların gerçekleştiğini veya gerçekleşmesinin beklendiğini ispatla yükümlüdür.”

Buluşu yapan tarafından yapılmış açıklamanın buluşa patent verilmesini etkilemediği patent başvurusundan önceki belirli süreye genellikle literatürde “hoşgörü süresi” (grace period) denmektedir.

Bir örnek verecek olursak, 19.06.2021’de patent başvurusu yapıldığını varsayarsak ve başvuru sahibinin 07.07.2020’de internette yayınlanmış buluş konusuyla ilgili bir makalesi bulunuyorsa TÜRKPATENT uzmanı bu makaleyi SMK m.84(1)(a)’ya göre başvurudan önceki 12 ay içinde buluşu yapan tarafından yapılmış açıklama olarak kabul edip tekniğin bilinen durumuna almayacak ve araştırma raporunda ve inceleme değerlendirmesinde bu makaleye yer vermeyecektir.

Ancak bu başvuru EPO’ya yapılmış olsaydı, söz konusu makale (başvuru sahibinin kendisine ait olup son 12 ayda yayınlanmış olsa bile) tekniğin bilinen durumunda kabul edilecek ve araştırma raporunda yer verilerek öldürücü doküman olarak değerlendirilebilecektir. Zira EPC’de buluşa patent verilmesini etkilemeyen açıklamalar arasında buluşu yapan tarafından yapılmış açıklamalara yönelik bir hoşgörü süresi bulunmamaktadır.[2] Yine PCT mevzuatında da hoşgörü süresi bulunmadığından, ilgili makaleye uluslararası araştırma raporunda (ISR) ve yazılı görüşte (WOSA) yer verilecektir. Ancak, PCT’de patentlenebilirlik kararı girilen ulusal ofislere bırakıldığı için eğer ulusal aşamaya girilen ülkede başvuru sahibinin yaptığı açıklamalara yönelik hoşgörü süresi varsa ve bunun koşulları sağlanıyorsa söz konusu makale o ülkede başvurunun patentlenebilirlik değerlendirmesinde kullanılmayacaktır. [3] Bu bakımdan PCT uluslararası araştırma raporunu düzenleyen uzman yalnızca bu tür bir dokümana dayanarak patentlenebilirlik değerlendirmesi yapmamalı, grace period bulunan ülkelerde değerlendirilmek amacıyla başka öldürücü dokümanlar da bulmaya çalışmalıdır.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı jerry.jpg
TÜRKPATENT ve EPO’da grace period (temsili)[4]

Bir örnek verecek olursak, 2019/11280 nolu patent başvurusu 26.07.2019 tarihinde yapılmış olup bu başvuru rüçhan gösterilerek 24.07.2020’de bir PCT başvurusu (yayın no: WO2021021054) yapılmıştır. Uzman buluş sahiplerinden birinin doktora tezini (Ocak 2019) PCT başvurusunda X doküman olarak kullanmış, ancak Türk başvurusunda tezi son 12 ayda yapılan açıklama sayarak tekniğin bilinen durumuna dahil etmemiştir. 2019/10857 (PCT yayın no:WO2021015700), 2019/10003 (PCT yayın no: WO2021002821), ve 2019/17539 (PCT yayın no: WO2018208245) dosyalarında da benzer şekilde Türk başvurularında açıklamalar öldürücü doküman olarak kullanılmamış, ancak PCT başvurularında olumsuz doküman olarak yer almıştır.

“Grace period” (hoşgörü süresi) Türkiye ile birlikte dünyada 50’ye yakın ülkede bulunmakta ve başvuru tarihinden önce yapılan açıklamaların hangi koşullar altında ve ne şekilde patentlenebilirliği etkilemeyeceği ülkeden ülkeye oldukça farklılık göstermektedir. Örneğin Brunei, Malezya, Meksika, Singapur ve Vietnam’da yapılan açıklama sadece yenilik değerlendirmesinde dikkate alınmazken, başka ülkelerde buluş basamağı değerlendirmesinde de dikkate alınmamamaktadır.[5]

Bir ülkede grace period bulunmasının hem avantajları hem de dezavantajları olabilir. Yazarın kişisel görüşü grace period’un ülkemiz buluş sahipleri için faydalı olduğu yönündedir.[6] Grace period özellikle patent başvurusundan önce yayın yapmak durumunda kalan akademisyenler için büyük önem arz etmektedir. Bu bakımdan ileride sırf EPC’ye uyumlu olmak adına ülkemizde grace period’dan vazgeçilmesinin doğru olmayacağı inancındayız.

Başvuru ve/veya buluş sahibinin 6 ya da 12 ay içinde yapılmış kendi açıklamalarının buluşa patent verilmesine engel olmadığı ülkeler şunlardır:[7]

12 ay uygulayan ülkeler:  Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Arjantin, Avustralya, Azerbaycan, Barbados, Beyaz Rusya, Belize, Bolivya, Brezilya, Brunei, Ekvador, El Salvador, Ermenistan, Estonya, Filipinler, Güney Kore, Gürcistan, Japonya, Kanada, Kenya, Kolombiya, Letonya, Malezya, Malta, Moritus, Meksika, Papua Yeni Gine, Paraguay, Peru, Singapur, Şili, Trinidad ve Tobago, Türkiye, Ukrayna, Ürdün, Vietnam, Yeni Zelanda

6 ay uygulayan ülkeler:  Arnavutluk, Avrasya Patent Ofisi (EA), Kazakistan, Özbekistan, Rusya Federasyonu, San Marino, Tacikistan

İngiltere’nin Trans-Pasifik Ortaklığı için kapsamlı ve aşamalı anlaşmaya (CPTPP) taraf olması gündemde olup, anlaşmanın 18.38. maddesine göre üye ülkelerin patentler için 12 aylık grace period uygulaması beklenmektedir.[8] Vietnam ve Yeni Zelanda üyelikleri gereği grace period’u patent sistemlerine dahil etmiştir. İngiltere’nin bunu nasıl uygulayacağı merak konusudur.

SMK m.84(1)’e göre yapılan açıklama, başvurunun rüçhanı varsa rüçhan tarihinden önceki 12 aya kadar kabul edilmektedir. Ancak bu her ülkede böyle değildir. Örneğin Kanada’nın 12 aylık süresi başvuru tarihinden geriye 12 ay ile sınırlıdır.[9]

Pek çok ülkede buluşun yetkisiz/üçüncü kişiler tarafından (suiistimal edilerek) açıklanması söz konusu ise bu açıklama tekniğin bilinen durumuna dahil edilmez. Örneğin başvuru sahibi ürünü için patent başvurusu yapmadan önce bir firmayla gizlilik sözleşmesi yaparak buluşun detaylarını bu firmaya açıklamış olsun. Ancak gizlilik sözleşmesi olmasına rağmen söz konusu firma buna uymayarak buluşu kamuya açıklarsa (durumun ispatlanması halinde) bu açıklama tekniğin bilinen durumuna dahil edilmeyecektir.[10] EPC’deki “açık suiistimal” (evident abuse) ifadesi, bu uygulamanın daha katı değerlendirilmesine sebep olmaktadır. Ayrıca söz konusu suiistimalin başvuru tarihinden (rüçhan değil) geriye 6 ay içinde gerçekleşmiş olması gerekir.[11]

Ayrıca çoğu ülkede Paris Sözleşmesine dayalı olarak, resmî veya resmî olarak tanınan uluslararası sergilerde, patent konusunu kapsayan ürününü teşhir eden gerçek veya tüzel kişiler, sergideki teşhir tarihinden itibaren on iki ay içinde patent almak için başvuru yapma konusunda rüçhan hakkından yararlanabilmektedir.[12] Bu istisna başvuru sahibine grace period uygulamasından bile daha fazla imtiyaz sağlar. Zira makale vb. açıklamalar başvurunuzu olumsuz etkilemese bile size rüçhan hakkı kazandırmaz. Makalenizi göstererek ben buluşu makalenin yayınlandığı tarihte gerçekleştirmiştim, o yüzden benim başvuru tarihim makalenin yayın tarihi olsun diyemezsiniz, ama sergi rüçhanı söz konusu ise (efektif) başvuru tarihiniz serginin yapıldığı tarih olarak korunabilir.

Bunların dışında Türkiye için başka istisnalar da vardır. Örneğin başvuru sahibinin TÜRKPATENT’e 20.09.2020’de bir patent başvurusu yaptığını varsayalım. Başvuruya erken yayın talebi yapılmadığından planlanan yayın tarihi başvurudan itibaren 18 ay sonra olup Mart 2022 olacaktır. Başvuru sahibi Ocak 2022’de başvurusunu geri çekme talebinde bulunmuş olsun. Ardından bazı yeni unsurlar ekleyerek Nisan 2022’de aynı konuda yeni bir başvuru yapsın. Ancak TÜRKPATENT’in başvuru sahibinin geri çekme talebini fark etmeyip Mart 2022’de başvuruyu yanlışlıkla yayınladığını varsayalım. Bu durumda söz konusu hata nedeniyle yayınlanan bu ilk başvuru yeni başvuru için tekniğin bilinen durumunda değerlendirilmeyecektir.[13] Ancak böyle bir hata yoksa ve başvuru sahibinin kendi önceki tarihli başvurusu, sonraki başvurusu yapılmadan yayınlanmışsa, önceki başvuru yeni başvuruya karşı öldürücü doküman olarak kullanılabilir. Burada açıklamanın bir yıl içinde yapılıp yapılmamasının bir önemi yoktur, zira başvuru sahibinin kendisine ait patent başvurusunun yayını SMK m.84(1)(a) kapsamına girmemektedir. Böyle bir durumda eğer her iki başvuru arasında 12 aydan kısa süre varsa ilk başvurunun rüçhan olarak gösterilmesi sorunu çözecektir.[14]

Bir başka durumda ise eğer buluşu yapandan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak bilgiyi edinmiş olan üçüncü bir kişi tarafından, buluşu yapanın bilgisi veya izni olmadan bir başvuru yapılırsa, buluşu yapanın durumu ispat etmesi halinde söz konusu açıklama da tekniğin bilinen durumuna dahil edilmez.[15] Bu ispat TÜRKPATENT nezdinde yapılabilir. Ancak eğer asıl buluşu yapan söz konusu başvuruyu kendi adına geçirmek istiyorsa, burada patent isteme hakkının başvuru sahibine ait olmadığı Kurum nezdinde iddia edilemeyeceği için buluşu yapanın Mahkeme yoluyla bunu ispatlaması gerekecektir.[16]

Yapılan açıklamanın buluşa patent verilmesini etkilemeyen açıklamalar kapsamına girdiğini ileri süren taraf, bunu ispatla yükümlüdür.[17] Bununla ilgili iddialar süre sınırı olmaksızın ileri sürülebilir.[18] Buna istisna sergi rüçhanına dair taleple ilgilidir. Yukarıda bahsedilen sergiden kaynaklı bir rüçhan talebi yapılacaksa bu, başvuru tarihinden itibaren iki ay içinde yapılır ve bu talebe ilişkin belgelerin, başvuru tarihinden itibaren üç ay içinde TÜRKPATENT’e sunulması gerekir.[19]

Ayrıca “grace period” bulunan bazı ülkelerde buluşa patent verilmesini etkilemeyen açıklamalara yönelik iddialarla ilgili süre kısıtlaması olabilir.[20] Başvuru yapılması düşünülen ülkede buna da dikkat edilmesinde fayda vardır.

Tekniğin bilinen durumunun yazılı veya sözlü açıklama olabileceği gibi kullanım ya da başka herhangi bir biçimde açıklanmış olan toplumca erişilebilir her şeyi kapsadığından bahsetmiştik. Buna göre bir ürünün/cihazın kullanımı da bir açıklamadır. Bu nedenle buluşu ortaya koyacak nitelikte olan araştırma materyallerinin ya da prototiplerin, üzerinde çalışılan cihazların vb. başkalarına sunulmasının, kullandırılmasının vb. yalnızca gizlilik sözleşmesi yapılarak gerçekleştirilmesinde fayda vardır.

Açıklamayı Yapan Kim Olmalı?

Buluşa patent verilmesini etkilemeyen açıklamayı başvuru sahibi mi buluş sahibi mi yapmış olmalıdır? Birden fazla buluş sahibi varsa açıklamayı hepsi birlikte mi yapmış olmalıdır, yoksa birinin yapmış olması yeterli midir? Şimdi bu ve benzeri soruların cevabına bakalım.

SMK m.84(1)(a)’ya göre “Açıklamanın buluşu yapan tarafından yapılmış olması” durumunda bunun buluşa patent verilmesini etkilemeyen açıklama olabileceğinden bahsetmiştik. “Buluşu yapan”dan kastedilen yine m.84(2)’de açıklanmıştır: “Başvurunun yapıldığı tarihte patent isteme hakkına sahip olan her kişi buluşu yapan sayılır.”

“Patent isteme hakkı, buluşu yapana veya onun haleflerine ait olup bu hakkın başkalarına devri mümkündür”[21] ve “patent almak için ilk başvuran kişi, aksi ispat edilinceye kadar, patent isteme hakkının sahibi”dir[22]. Eğer buluş sahibi aynı zamanda başvuru sahibi ise SMK m.84(1)(a)’da bahsedilen “buluşu yapan” buluş sahibi olacaktır.

Eğer başvuru sahibi ve buluşu yapan aynı değilse, buluşu yapanın patent isteme hakkını başvuru sahibine ne şekilde verdiğinin başvuruda açıklanması gerekir.[23] Açıklama buluş sahibinin yetkili kıldığı kişi (başvuru sahibi) tarafından buluş sahibinin adına yapılırsa açıklama buluş sahibi tarafından yapılmış gibi işlem görecektir.[24]

Burada önemli bir hususun altını çizmeden geçmeyelim. Başvuru sahibi ve buluş sahibi kavramları hem hukuki hem de teknik nedenlerden ötürü birbirinden ciddi anlamda farklıdır. Buluş sahibi buluşu yapan kişi(ler)dir, mucittir. Bir firma olamaz. Başvuru sahibi ise buluşa konu başvuruyu TÜRKPATENT’e yapan kişi(ler) ve/veya firma(lar)dır ve buluş konusu patentten elde edilecek maddi kazancın sahibidir. Buluşu yapan(lar) aynı zamanda başvuru sahibi değilse, buluşu yapan(lar)ın başvuru dilekçesinde başvuru yapma hakkını başvuru sahibine nasıl verdiği belirtilir. Örneğin buluşu yapan başvuru sahibi firmanın çalışanıysa ve buluşu işi gereği gerçekleştirdiyse başvuru sahibiyle bir hizmet ilişkisi söz konusudur ve başvuru dilekçesinde bu durum beyan edilir. Başvuru sahibi hakkını devir vb. yolla bir başkasına verdiğinde başvuru sahibi değişmiş olur, ancak buluş sahipleri aynı kalır. Zira buluşu yapan kişilerde bir değişiklik yoktur, buluş yapıldığı tarihteki haliyle aynı buluştur.[25] Bu nedenle bazı istisnai durumlar haricinde başvurunun ilk halindeki buluş sahiplerine ekleme ya da çıkarma yapma talepleri kabul edilmez. Bu nedenle patent başvurusu yapılırken buluş sahiplerinin yalnızca buluşu yapanlardan oluşmasına dikkat edilmelidir. Sırf başvuru yapan şirketin sahibi, yöneticisi vs. diyerek isimleri buluş sahibi olarak buluşun yapımında teknik anlamda hiçbir katkısı olmayan kişiler onore edilmek vb. başka amaçlarla eklenmemelidir. Özellikle bir makale yayınının ardından bu makaleye dayalı yapılan patent başvurularında makale yazarları yerine başka kişilerin buluş sahibi olarak yazılması, grace period hakkının tehlikeye düşmesine neden olabilir.

Şimdi örnekler üzerinden başvuru öncesi yapılan açıklamaların farklı durumlarda nasıl değerlendirildiğine bakalım:

Durum 1:

Makale yayın tarihi: 07.07.2020

Makale yazarları: AA, BB, CC (hepsi ABC Üniversitesinde öğretim üyesi)

Patent başvuru tarihi: 06.07.2021

Başvuru sahibi: ABC Üniversitesi

Buluş sahibi: AA, BB, CC

Başvuru dilekçesindeki “Başvuru Hakkı Beyanı”: Hizmet İlişkisi

Yukarıdaki örnekte yayınlanmış makale SMK m.84(1)(a)’ya göre açıklamanın buluşu yapan tarafından son 12 ay içinde yapılmış olması sebebiyle tekniğin bilinen durumuna dahil edilmeyecek ve başvuru için öldürücü doküman olarak kullanılmayacaktır. Ancak EPO’ya ya da grace period hükmü bulunmayan bir başka ülkeye (ya da 6 aylık grace periodu olan bir ülkeye) başvuru yapılması durumunda söz konusu doküman öldürücü doküman olarak kullanılır.

Durum 2:

Makale yayın tarihi: 07.07.2020

Makale yazarları: AA, BB, CC (hepsi ABC Üniversitesinde öğretim üyesi)

Patent başvuru tarihi: 06.07.2021

Başvuru sahibi: ABC Üniversitesi

Buluş sahibi: AA, BB, CC, DD

Başvuru dilekçesindeki “Başvuru Hakkı Beyanı”: Hizmet İlişkisi

Açıklamayı yapanların hepsi aynı zamanda buluş sahibi de olduğu ve başvuru sahibinin başvuruyu ne şekilde elde ettiği başvuru dilekçesinde belli olduğu için söz konusu makale de SMK m.84(1)(a)’ya göre buluşun patentlenebilirliğini etkilemeyen açıklama olarak değerlendirilecektir. Makale yazarı olmayan DD, makalenin geliştirilip buluşa dönüştülmesinde katkısı olan diğer bir buluş sahibi olarak yazılmış olabilir. Bu kişi ABC Üniversitesinde çalışmıyor olsa bile başvuru dilekçesinde başvuru hakkını üniversiteye ne şekilde devrettiği belirtildiyse sorun olmayacaktır.[26]

Durum 3:

Makale yayın tarihi: 07.07.2020

Makale yazarları: AA (ABC Ünv.), BB (ABC Ünv.), CC (DEF Ünv.)

Patent başvuru tarihi: 06.07.2021

Başvuru sahibi: ABC Üniversitesi

Buluş sahibi: AA, BB

Başvuru dilekçesindeki “Başvuru Hakkı Beyanı”: Hizmet İlişkisi

Yukarıdaki örnekte DEF Üniversitesinden CC’nin de makale yazarı olduğu, ancak patent başvurusunda isminin bulunmadığı görülmektedir. Böyle bir durumda makale buluşu yapanlar tarafından yapılmış bir açıklama olmayacaktır. Zira buluşu yapanlar dışında başka bir kişinin daha yaptığı bir açıklama söz konusudur. Böyle bir durumda bu kişinin buluş sahibi olarak eklenmesi ve başvuru sahibine hakkını ne şekilde devrettiğini beyan etmesi gerekir. Ayrıca başvuruda buluşu yapan olarak belirtilmeyen bir kişinin buluşu yapan olarak Sicile eklenmesi için başvuru veya patent sahibiyle birlikte buluşu yapanların yazılı onayları da gerekir.

Bu durumu farklı şekillerde gelişen gerçek dosyalar üzerinden inceleyelim:

Örnek 3.1:

Makale yayın tarihi: 04.07.2017

EP3477484 başvuru tarihi: 25.10.2017

2017/16836 başvuru tarihi: 31.10.2017

Makale yazarları BB, CC ve EE‘dir.

BB ve CC yazarları A şirketinden, EE ise D Üniversitesindendir.

Başvuru sahibi: A şirketi

Buluş sahibi: BB ve CC

Başvuru dilekçesindeki “Başvuru Hakkı Beyanı”: Hizmet İlişkisi

EPO grace period uygulamadığı için araştırmada makaleyi X doküman olarak kullanmış, TÜRKPATENT’te ise açıklama son 12 ay içinde yapılmış olmasına rağmen yukarıda açıklanan sebeplerden ötürü (makale yazarlarından birinin buluş sahibi olmaması) makale tekniğin bilinen durumuna alınarak X doküman olarak kullanılmıştır. Başvuru sahibi herhangi bir itirazda bulunmamıştır.

Örnek 3.2:

Makale yayın tarihi: 20.07.2018

2019/09439 başvuru tarihi: 25.06.2019

Makale yazarları: AA (C Üniversitesi) ve BB (C Üniversitesi)

Başvuru sahibi: AA

Buluş sahibi: AA

Açıklama son 12 ay içinde yapılmış olmasına rağmen makale yazarlarından birinin buluş sahibi olmaması, açıklamanın buluşu yapan tarafından yapılmadığı sonucunu doğurduğundan, makale tekniğin bilinen durumuna alınarak X doküman olarak kullanılmıştır. Başvuru sahibi herhangi bir itirazda bulunmamıştır.

Durum 4:

Makale yayın tarihi: 07.07.2020

Makale yazarları: AA (ABC Ünv.), BB (ABC Ünv.), CC (DEF Ünv.)

Patent başvuru tarihi: 06.07.2021

Başvuru sahibi: ABC Üniversitesi

Buluş sahibi: DD (ABC Ünv.), EE (ABC Ünv.)

Başvuru dilekçesindeki “Başvuru Hakkı Beyanı”: Hizmet İlişkisi

Yukarıdaki örnekte başvuru sahibinin makaledeki açıklamaların kendi üniversitesi bünyesindeki çalışanlar tarafından yapıldığını ve bu nedenle grace period kapsamına alınmasını talep ettiğini varsayalım. Burada çelişkili bir durum ortaya çıkmaktadır. Üniversite bir yandan makaleyi buluşu yapanın açıklaması olarak kabul ediyor, öte yandan bu kişileri buluş sahibi olarak kabul etmiyor. Böyle bir durumda söz konusu makale yazarlarının da buluş sahibi olarak eklenmesi ve bu kişilerin “Başvuru Hakkı Beyanı”nın başvuru dilekçesine eklenmesi gerekir. Ayrıca başvuruda buluşu yapan olarak belirtilmeyen bir kişinin buluşu yapan olarak Sicile eklenmesi için başvuru veya patent sahibiyle birlikte buluşu yapanların yazılı onayları da gerekir. Bu sayede açıklama buluş sahibinin yetkili kıldığı kişi (başvuru sahibi) tarafından buluş sahibinin adına yapılırsa açıklama buluş sahibi tarafından yapılmış gibi işlem görecektir.[28] Bu örnekten görüleceği üzere, SMK m.84(1)(a)’ya göre buluşun patentlenebilirliğini etkilemeyen açıklamanın başvuru sahibinin bünyesinde bulunan herhangi biri tarafından yapılmış olması tek başına yeterli değildir. Zira makale yazarı buluş sahibi olarak geçmiyorsa, bu kişinin başvuru yapma yetkisini başvuru sahibine ne şekilde devrettiğine yönelik bir beyan da başvuruda bulunmayacaktır ve bu da yapılan açıklamanın SMK m.84(1)(a) kapsamına girmesine engel olacaktır.

Yukarıdaki duruma benzer gerçek bir örnek olarak 2019/09266 nolu dosya verilebilir.

Makale yazarları ile buluş sahiplerinin örtüşmemesi ile ilgili A.B.D.’de de benzer bir uygulama olduğu görülmektedir[29]. Buna göre örneğin:

  • Makalede A, B yazarları var ve buluş sahipleri A, B ise: makale öldürücü doküman olmaz.
  • Makalede A, B yazarları var ve buluş sahipleri A, B, C ise: makale öldürücü doküman olmaz.
  • Makalede A, B, C yazarları var ve buluş sahipleri A, B ise: makale öldürücü doküman olur.

Yapılan Açıklamanın Rüçhan Hakkı Kazandırmaması

Hoşgörü süresi başvuru sahibinin yaptığı açıklamanın kendisine karşı kullanılmasının önüne geçse bile, bu açıklama bir rüçhan hakkı kazandırmayacaktır. Bir örnekle açıklayalım: Makalenizin 07.07.2020’de yayınlandığını varsayalım ve siz de 06.07.2021’de bu makaleyi temel alan buluşunuzla ilgili Türkiye’de bir patent başvurusu yaptınız. Bu durumda söz konusu makale (açıklamanın son 12 ay içinde buluşu yapan tarafından yapılmış olması nedeniyle) karşınıza öldürücü doküman olarak çıkmayacaktır. Ancak bu arada aynı konuda çalışan bir Güney Koreli akademisyenin sizden bağımsız olarak, yapmak istediğiniz buluşla ilgili 10.12.2020’de ülkesinde bir patent başvurusu yaptığını ve erken yayın talebiyle başvurunun 12.06.2021’de yayınlandığını varsayalım. Bu durumda söz konusu Kore dokümanı sizin başvuru tarihinizden önce yayınlandığı için tekniğin bilinen durumuna dahil olacak ve büyük ihtimalle başvurunuzun patentlenebilirliğine olumsuz etki edecektir. Zira bu örnekteki Güney Koreli akademisyen SMK m.84(1)(b)(2) ve 84(1)(c)’de bahsi geçen “buluşu yapandan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak bilgi elde eden üçüncü kişi” değildir.[30] Bununla birlikte makaleniz, Güney Kore’de yapılan bu patent başvurusu için tekniğin bilinen durumunda olacağından, büyük ihtimalle onun patenlenebilirliğini olumsuz etkileyecektir. Sonuç olarak sizin makaleniz Kore başvurusunu, Kore başvurusu ise sizin başvurunuzu olumsuz etkileyecektir. Özellikle çok hızlı gelişen teknoloji alanlarında bu risk her zaman vardır. Böyle bir duruma düşmemek adına makale yayınlanmadan bir an önce patent başvurusu yapılmasında fayda vardır.

Yapılan Açıklamanın İçeriği

Yapılan açıklamanın içeriği de buluşun patentlenebilirliğini etkileyip etkilemeyeceği konusundaki değerlendirmede önemlidir. Bir dokümanda açıklanan bilgiler, teknikte uzman kişinin, o tarihte ilgili alandaki genel bilgiyi de dikkate alarak, dokümanın konusu olan teknik öğretiyi uygulamasına olanak sağlayacak derecede yeterliyse, kamuya açıklanmış olarak kabul edilebilir.[31]

Örneğin 21.06.2020’de bir makalenizin yalnızca özet (abstract) kısmının (örneğin bir konferans bildirisinde) yayınlandığını, makalenin tümünün ise ilk defa 30.10.2020’de internette yayınlandığını farz edelim. 20.09.2021’de ise bu makaleyi temel alan bir patent başvurusu yapmış olun. Buna göre makalenin tamamının internette yayınlanma tarihi son 12 ay içinde yapılmış açıklama kapsamına girdiği için makalenin tümü tekniğin bilinen durumuna dahil edilemeyecek, sadece 12 aydan eski bir açıklama olan özet kısmı tekniğin bilinen durumuna girebilecektir. Bunun için de önce açıklanan özetin içeriğinin bahsettiği konuyu teknikte uzman kişinin uygulamaya koyabileceği yeterlilikte açıklamış olup olmadığı (enabled disclosure) değerlendirilir.[32] Eğer özette anlatılanlar teknikte uzman kişi için özetteki yapılanmayı ortaya koymaya yeterliyse (bu açıklama 12 aydan eski olduğu için) tekniğin bilinen durumuna dahil edilecektir. Bu noktada, yapılan açıklamanın patent başvurusuna konu buluşa ait istemleri yenilik ve buluş basamağı anlamında öldürüp öldüremeyeceği değerlendirilir.

Yine bir gazetede yayınlanan buluşla ilgili haber, buluşun teknik özelliklerini yeteri kadar ortaya koymuyorsa, içerik teknikte uzman kişinin uygulamaya koyabileceği yeterlilikte açıklanmamış olacağı için tekniğin bilinen durumuna dahil edilmeyecektir.

Bu yazıda aksi belirtilmedikçe genellikle bahsedilen makale, tez vb. yayınların buluş konusunu öldürdüğü varsayılarak değerlendirme yapılmıştır.

Makale ve Doktora Tezi Yayını

Genel bir kural olarak, hakemli dergilere gönderilen yazılar, dergi editörleri ve hakemleri tarafından gizlilikle ele alınır. Bazı dergiler, gönderilen makalenin gizli kalacağını ve yayınlanmadan önce kamuya açıklanmayacağını belirten yazılı yönergelere sahiptir. Ayrıca, gönderilen bir makalenin yayınlanmadan önce hakemler tarafından gizli olarak ele alınacağına dair makul bir beklentiye yol açan akademik normlar vardır.[33] Ancak, emin değilseniz makalenizi gönderdiğiniz dergi ya da yayınevine yayın ve gizlilik politikasıyla ilgili uygulamalarını sormanızda fayda vardır.

Patent başvurusunu değerlendiren patent uzmanı araştırması sırasında internette bulunan bir makalenin yayın tarihini tespit ederken ilk olarak yayıncının verdiği tarihleri inceler. Aşağıdaki örnekte makalenin 31.10.2018’de yazar tarafından yayınevine gönderildiği, 27.01.2019’da revize edilmiş olarak yazar tarafından yeniden gönderildiği, 12.03.2019’da yazının yayınevi tarafından kabul edildiği ve 15.03.2019’da makalenin internette erişime açıldığı görülmektedir:

Bu örnekte uzman makalenin yayın tarihini 15.03.2019 olarak alacaktır. Burada yeri gelmişken belirtmekte fayda var ki, makalenin ücretli olması ya da üyelik gerektiren bir platformda yayınlanması makalenin kamuya açık olmadığı anlamına gelmez. Zira ücretini ödeyerek ya da üye olarak makaleye erişebiliniyor olması kamuya açılmış olması için yeterlidir. Çünkü burada makaleye erişim sağlayanlar için içeriği gizli tutma zorunluluğu yoktur.

Makalenin bulunduğu basılı derginin üzerinde Mart 2019 yazdığını varsayalım. Patent başvuru tarihi de 28.02.2019 olsun. Bazı durumlarda derginin basılı hali çıkmadan internette online versiyonunun yayınlanması söz konusu olabilmektedir. Örneğin dergi 26.02.2019’da internet üzerinden yayınlandıysa derginin yayın tarihi Mart 2019 olarak değil 26.02.2019 olarak kabul edilecek ve başvuruyu öldürebilecektir. Derginin tek bir genel okuyucuya bile ulaştığı en erken tarih, yayın tarihini belirleyecektir. Buna göre dergide basılan kapak tarihi her zaman kesin belirleyici faktör olmayabilir. [34]

Uzman araştırma sırasında bulduğu bir doktora tezini raporda kullanmak istiyorsa bu açıklamanın tarihini net olarak tespit etmeye çalışmalıdır. Örneğin aşağıda tez savunma tarihinin 09.03.2018 olarak belirtildiği bir doktora tezinin ilgili sayfasına ait detay görülmektedir. Dokümanda tezin ne zaman yayınlandığına dair ise bir bilgi bulunmamaktadır.

Ayrıca bir kamuya açıklama söz konusu olabilmesi için tez savunmasının kamuya açık bir şekilde yapılmış olması gerekir. Aksi halde tez savunma tarihi yayın tarihi olarak kullanılamaz. Üstelik savunma kamuya açık bile yapılsa, bu tarih söz konusu tezin tüm içeriğinin o gün o savunma sırasında anlatıldığı anlamına gelmeyecektir. Uzman bu nedenle, tezin yayınlanma tarihini tespit etmeye çalışmalıdır. Zira yayın tarihinden emin olunmayan bir tezin raporda kullanılması durumunda başvuru sahibinin tezin tarihinin doğru olmadığını ispatlamasını beklemek hakkaniyetli olmayacaktır.[35]  Burada bir istisna başvuru/buluş sahibine ait tezlere yönelik olabilir. Eğer uzman başvuru/buluş sahibinin doktora tezini araştırma raporunda kullanmak istiyor ancak tezin tam yayın tarihini tespit edemiyorsa, bu durumda söz konusu tezi raporda kullanarak başvuru sahibinin tezin tam yayınlanma tarihini ispatlamasını bekleyebilir. Zira yapılan açıklamanın buluşa patent verilmesini etkilemeyen açıklamalar kapsamına girdiğini ileri süren taraf, bunu ispatla yükümlüdür.[36] Örneğin uzman tez savunma tarihini 09.03.2018 olarak tespit etsin, ancak tam yayın tarihini tespit edememiş olsun. Başvuru tarihi de bundan 12 aydan fazla bir süre olan 01.05.2019 olsun. Bu durumda uzmanın başvuru sahibine ait bu tezi araştırma raporunda X doküman olarak kullanmasında fayda olacaktır. Eğer başvuru sahibi söz konusu tezin örneğin 05.06.2018’de yayınlandığını ispatlarsa (örn. Kütüphane ve YÖK yazışmaları vb.), uzman inceleme raporunu düzenlerken söz konusu tezi artık öldürücü doküman olarak kullanmayacaktır.[37] Bu nedenle patent uzmanları bu tür dokümanlar kullanacaklarsa, araştırma aşamasında öldürücü doküman olarak yalnız tezle yetinmeyip başka dokümanlar da aramalıdır.

Bir örnek vermek gerekirse 2019/18420 nolu patent başvurusunun başvuru tarihi 25.11.2019’dur. Bu başvuru rüçhan gösterilerek 13.11.2020 tarihinde bir PCT başvurusu (yayın no: WO2021107896) yapılmıştır. Tez yazarı ve tez danışmanı buluş sahibi olarak, çalıştıkları üniversite de başvuru sahibi olarak patent başvurusunda yer almaktadır. Uzman üzerinde Mayıs 2018 tarihi bulunan yüksek lisans tezini (son 12 aydan daha eski yapılmış bir açıklama kabul ederek) her iki başvuru için de X doküman olarak kullanmıştır. Tezin yayın tarihine yönelik bir itirazda bulunulmadığı görülmektedir.

Bir başka örnek verelim: 2019/21955 nolu patent başvurusunun başvuru tarihi 27.12.2019’dur. Bu başvuru rüçhan gösterilerek 04.12.2020 tarihinde bir PCT başvurusu (yayın no: WO2021133314) yapılmıştır. Tez yazarı ve ve tez danışmanı buluş sahibi olarak, çalıştıkları üniversite de başvuru sahibi olarak patent başvurusunda yer almaktadır. Bunların dışında yine aynı üniversiteden bir başka buluş sahibi ve bir başka üniversite başvuru sahibi ve bu üniversiteden bir öğretim görevlisi buluş sahibi olarak yer almaktadır. Uzman üzerinde Mart 2018 tarihi bulunan doktora tezini her iki başvuru için de X doküman olarak kullanmıştır. Başvuru sahibi tezin yayın tarihine yönelik bir itirazda bulunmuş, sunduğu dokümanlarla tezin 17.07.2020 tarihinden önce kamuya açılmadığını ispatlamıştır. Buna göre Türk başvurusu için tez dokümanı başvurudan sonra yayınlandığı için tekniğin bilinen durumuna dahil edilmeyecektir. PCT’de ise rüçhan ve başvuru tarihi arasında kalan bir doküman olduğu için araştırma raporunda P, X doküman olarak kullanılır ve yazılı görüşte bu dokümana yer verilmez. (rüçhanın geçerliliği onaylanmışsa) Ancak bu örnekte dokümanın patentlenebilirlik değerlendirmesine alınmamasının sebebi grace period ile ilgili olmayıp, P kategorisinde doküman olmasındandır, zira daha önce bahsedildiği üzere PCT mevzuatında grace period yoktur.

Bir başka örnek durum şöyle gelişmiştir: 2019/11951 nolu patent başvurusunun başvuru tarihi 06.08.2019’dur. Bu başvuru rüçhan gösterilerek 29.07.2020 tarihinde bir PCT başvurusu (yayın no: WO2021025650) yapılmıştır. Tez yazarı ve ve tez danışmanı buluş sahibi olarak, çalıştıkları üniversiteler de başvuru sahipleri olarak patent başvurusunda yer almaktadır. Patent uzmanı araştırma sırasında buluş sahibine ait Ocak 2018 tarihli doktora tezi bulunduğunu tespit etmiştir. Ancak söz konusu tezin yayın tarihinin tespiti yapılamamıştır. Uzman tekniğin bilinen durumunda olmayan bir doküman kullanmış olmamak adına, başvuru sahibi vekiliyle iletişime geçerek söz konusu teze yönelik bir gizlilik kararı/erişim kısıtı bulunup bulunmadığını, varsa bunu ispatlayan dokümanın sunulmasını talep etmiştir. Ardından YÖK’ten elde edilen belgeyle tezin erişime açıldığı tarihin 01.02.2020 olduğunu gösterir belge vekil tarafından sunulmuştur. Böylece bu tarih TR başvurusundan sonra olması sebebiyle bu başvuru için tekniğin bilinen durumuna alınmamış ve araştırma raporunda yer almamıştır.

Diyelim ki EPO’ya başvuru yapmayı düşünüyorsunuz ancak hazırlıklarınızı tamamlayamadınız ya da maddi sebeplerden ötürü şu anda EPO’ya başvuramıyorsunuz ve büyük olasılıkla başvurudan önce makalenizin yayını gerçekleşecek. Böyle bir durumda makale yayınından önce TÜRKPATENT’e başvurulması durumunda en azından EP başvurusu için rüçhan tarihi elde edilmesi sağlanabilir. Bir örnek verelim:

TÜRKPATENT’e yapılan patent başvuru tarihi: 01.02.2021

Makale yayın tarihi: 10.03.2021

EPO’ya Türk başvurusu rüçhan gösterilerek yapılan başvuru tarihi: 21.05.2021

Bu durumda TÜRKPATENT’teki başvuru için makale zaten tekniğin bilinen durumunda bulunmadığı için (başvurudan sonra yayınlandığı için) olumsuz bir durum oluşmayacaktır. Ancak EP başvurusunun her ne kadar rüçhan tarihi makale yayınından eski olsa da, başvuru tarihi yayından sonra olduğu için EPO uzmanı bu makaleyi P,X doküman olarak değerlendirecektir. Ancak normal şartlarda bu P,X dokümanı buluşun patentlenebilirliğini etkilemeyecektir. Fakat nadiren de olsa bir sebepten rüçhanın geçersiz olduğu ortaya çıkarsa P,X dokümanı incelemenin ilerleyen safhasında olumsuz dokümana dönüşebilir. Bir diğer sorun da rüçhandaki bilginin başvurunun istemlerini desteklemediği durumda ortaya çıkar. Böyle bir durumda efektif başvuru tarihi rüçhan tarihi olmayacağı için P,X dokümanı başvuruyu olumsuz etkiler. Örneğin tarifnamede buluşla ilgili belirtmediğiniz bilgiler varsa ve bu başvuruyu rüçhan göstererek yaptığınız EP başvurusunda bu bilgileri eklerseniz, bu yeni bilgilerin bulunduğu istemlerin efektif başvuru tarihi EP başvurusunun tarihi olur. Bir başka deyişle bu istemler rüçhan hakkından yararlanamamış olur ve büyük ihtimalle P,X olarak kullanılan makale ile öldürülür.

Bu nedenle sırf yayından önce başvuru yapmış olmak için yetersiz tarifname ile, üzerinde çok düşünemeden ve buluşa ait önemli, korunması istenen unsurları ve alternatifleri tam tanımlamayan bir başvuru yapmaktan kaçınılmalıdır. 6769 sayılı SMK başvuru sahibine yalnızca tarifname ile (özet, istemler ve resimler olmadan) başvuru yapma ve başvuru tarihi alma şansı vermiştir.[38] İstemler, resimler ve özet başvurudan itibaren iki ay içinde sunulabilmektedir.[39] Ancak tarifname dikkatlice ve planlı bir şekilde hazırlanmazsa, buna dayanarak arzu edilen kapsamda bir istem hazırlanamayabilir ve başvurunun ilk halinin kapsamı aşılamayacağından sizin için geri dönüşü olmayan bir kayıp söz konusu olabilir.[40]

Tezin Kamuya Açılmadığının İspatı

Tezin kamuya açılmadığı nasıl ispatlanabilir? 06.03.2018 itibariyle yapılan yasal düzenlemeyle “Lisansüstü tezler yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından gizlilik kararı alınmadıkça, bilime katkı sağlamak amacıyla Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi tarafından elektronik ortamda erişime açılır.” hükmü yürürlüğe girmiştir. Buna göre, eğer üniversitede böyle bir gizlilik kararı alınmadıysa tezler Ulusal Tez Merkezi Veri Tabanı üzerinden erişime açılmaktadır.[41] Öte yandan söz konusu hüküm yalnızca elektronik ortamda erişime açılma ile ilgili olup, üniversitenin gizlilik kararını yalnızca YÖK’e bildirip tezin YÖK’ün internet adresinde[42] yayınlanmasına engel olması yeterli olmayacaktır. Eğer tezin basılarak üniversite kütüphanesine gönderilmesi veya üniversite kütüphanesinin online kataloğuna ya da TÜBESS -Türkiye Belge Sağlama Sistemine[43] aktarılmasına dair bir prosedür varsa, gizlilik kapsamında bu işlemlerin de durdurulması gerekir.[44] Bir tezin/yayının belli bir tarihe kadar kamuya açılmadığını ispatlamak için YÖK’ten yayının erişime ne zaman açıldığına (ya da hangi tarihe kadar gizli tutulduğuna) dair yazı ve üniversitenin kütüphanesinden tezin erişime açılmadığına, ya da internet üzerinden hangi tarihe kadar erişim kısıtlaması sağlandığına dair yazı alınabilir.

Tezin Kamuya Açıldığının İspatı

Üçüncü kişilerin bir doktora tezini öldürücü doküman olarak bir patente karşı itirazda kullandığını varsayalım. (Tez patent sahibine ait olmasın) Ancak tez kapağında yalnızca Aralık 1987 ibaresi bulunmakta ve bu tarihin tez savunmasını mı yoksa yayını mı gösterdiği anlaşılmamaktadır. Patent sahibi söz konusu tezin rüçhan tarihinden önce yayınlandığına dair bir kanıt bulunmadığını ileri sürsün. Bu durumda itiraz edenin ispat yükümlülüğü bulunacaktır. Eğer söz konusu teze rüçhan tarihinden önce yayınlanmış bir makalede atıf yapılmışsa, bu durum, tezin en azından makalenin yayınlandığı tarihte kamuya açılmış olduğunun kanıtı olacaktır.[45] Aşağıdaki şekillerde, üzerinde Aralık 1987 tarihi bulunan yüksek lisans tezi (solda) ve söz konusu teze atıfta bulunan Aralık 1988 tarihli bir makalenin atıf yaptığı referans listesi (sağda) görülmektedir. Buna göre yüksek lisans tezinin en azında Aralık 1988’de kamuya açılmış olduğu kabul edilir.

Tez Savunması, Sunum, Konferans, Seminer, Ders vb. Sözlü Açıklamalar

Patent başvuru tarihinden önce gerçekleşen konferans, kongre, seminer, tez savunması ya da ders anlatımı gibi sözlü açıklamalar da başvurunun patentlenebilirliğini etkileyebilir. Zira daha önce bahsedildiği üzere, mevzuata göre sözlü açıklamalar da tekniğin bilinen durumuna dahildir.[46]

Ancak yazılı açıklamalar ile sözlü açıklamalar doğası gereği birbirinden farklı nitelikte olduğu için bunların kamuya açıklanmış kabul edilmesi için gerekli kriterler de farklı olmaktadır. Sözlü açıklamalarda ispat eşiği, yazılı açıklamalara göre daha yüksektir. Bir başka deyişle sözlü açıklamaların (aynı zamanda kullanım durumlarının) ispatı daha çok delil gerektirir, görece daha zordur.

Bazı durumlarda buluş sahibinin önceki tarihli yüksek lisans veya doktora tezi savunması patent başvurusundan önce gerçekleşmektedir. Bu durumda söz konusu tez tekniğin bilinen durumuna ne zaman dahil olmuş sayılır? Tez sunumunun yapıldığı gün mü? Tezin üniversite kütüphanesine verildiği gün mü? Yoksa YÖK online veritabanında erişime açıldığı gün mü? Şimdi bu soruya cevap vermeye çalışalım.

Tez savunmaları genellikle kamuya kapalı olarak bir jüri önünde yapılır. Ancak kamuya açık yapıldıysa sunumda açıklanan bilginin tekniğin bilinen durumuna dahil olduğu söylenebilir. Fakat burada tezin ne kadarının sunumda/savunmada açıklandığının tespiti kolay olmayabilir. Zira yapılan savunma otomatik olarak tezin tüm içeriğinin o anda açıklandığı anlamına gelmeyecektir. Bir tez savunmasında, bir derste ya da sözlü sunumda yapılan bu tür açıklamalar “geçici açıklama” (ephemeral disclosure) olarak adlandırılır. Açıklamaya ait spesifik bir bilginin kamuya açık hale getirildiğinden makul şüpheye yer bırakmayacak şekilde emin olunmalıdır. Eğer bu konuda ikna edici bir delil yoksa söz konusu bilginin açık bir şekilde ifşa edildiği kabul edilmeyecektir. [47]

Burada bir hususu belirtmekte fayda var. TÜRKPATENT ve EPO mevzuatına göre sözlü (oral) olarak yapılan açıklamalar da tıpkı yazılı dokümanlar gibi tekniğin bilinen durumuna dahildir. Ancak PCT’de sözlü açıklamalar tekniğin bilinen durumuna dahil edilmeyip yalnızca yazılı açıklamalar patentlenebilirlik değerlendirmesinde dikkate alınmaktadır. PCT’de eğer sözlü bir açıklama rüçhan tarihinden önceyse, o açıklamanın yazılı olarak bulunduğu doküman tespit edilebiliyorsa (söz konusu dokümanın yayın tarihi PCT başvuru tarihinden sonra olsa bile) bu açıklama uluslararası araştırma raporunda O,X kategorisinde gösterilir.[48] Ancak yazılı görüşte patentlenebilirlik değerlendirmesine alınmaz. Daha sonra ulusal aşamada girilen ofis mevzuatında eğer sözlü açıklamalar tekniğin bilinen durumunda değerlendiriliyorsa ofis bu açıklamayı öldürücü doküman olarak kullanacaktır.[49]

Patent başvuru tarihinden önce gerçekleşen konferans, kongre, seminer, tez sunumu ya da ders anlatımı gibi sözlü açıklamalar da başvurunun patentlenebilirliğini etkileyebilir. Zira daha önce bahsedildiği üzere, mevzuata göre sözlü açıklamalar da tekniğin bilinen durumuna dahildir.[50] Ders ya da bir konferans sırasında yapılan sözlü açıklamaların not alınması, ses ya da görüntü kaydı yoluyla belgelenmesinin mümkün olabileceği unutulmamalı ve patent başvurusu yapma düşüncesi bulunuyorsa açıklamalarda detaya girilmemesine özen gösterilmelidir. Yine de burada dersin içeriğinin doğru bir şekilde ortaya konulabilmesi önemlidir.[51] Dersi anlatanın ve bir dinleyicinin yeminli ifadeleri bile dersin içeriği konusunda tek başına yeterli delil sayılmayabilmektedir.[52] Yine sunum için kullanılmış olan sunum dosyasının içeriği de sunumun içeriğini kesin olarak ortaya koymaz, zira tüm sayfaların izleyiciye gösterilip gösterilmediği bilinmemektedir. Bu nedenle, genellikle katılımcılardan alınan yeminli beyanlar, yazılı notlar veya dağıtılan bir bildiri gibi daha fazla kanıt sunmak gerekecektir.[53] Daha önce bahsedildiği üzere, sözlü açıklamaların ispatı, yazılı açıklamalara göre daha zor olabilir.

Tezin tüm içeriğiyle ne zaman tekniğin bilinen durumuna dahil olduğu konusuna geri dönelim. Normal koşullarda, bir gizlilik söz konusu değilse, tez savunmasının ardından kabul edilen tez kütüphaneye gönderilir. Bir kütüphaneye gelen belgenin damgalanması, belgenin kamuya açık olmayan alandan ayrıldığı ve kamu alanına girdiği noktayı ifade eder. Bir kez kamuya açık hale getirildikten sonra, belgenin içeriği serbestçe çoğaltılabileceği, dağıtılabileceği, iletilebileceği için, söz konusu bilgilere erişimi kısıtlayan veya engelleyen hiçbir şey yoktur.[54] Kütüphanede posta yoluyla alınan basılı bir belge, alımından ve tarih damgasından sorumlu personel, gizliliği koruma yükümlülüğüne bağlı olmadığından ve belgeyi başkalarına iletmekte özgür olduğundan, dokümanın kamuya açık bir şekilde sunulduğu kabul edilir. Kütüphane görevlisinin belgeyi anlayıp anlamayacağı, o konuda uzman olup olmadığı önemli değildir. [55]

Dokümanın birisi tarafından okunmuş olup olmaması da önemli değildir. Zira bir eser kütüphane rafına konduktan sonra ilk iki sene boyunca kimse tarafından ödünç alınmamış olsa bile oradaki bilgi erişilebilir olduğundan kamuya açıklanmış kabul edilecektir.[56]

Yine dokümana çok az kişinin ulaşabiliyor olması, çok az kişinin dokümanın yazıldığı dili konuşuyor olması, okuyucuların eğitim seviyesi vb. sebepler kamuya açıklanmış olmaya engel değildir. Örneğin Danca olarak hazırlanan ve Kopenhag banliyölerinde dağıtılan küçük bir reklam gazetesinin (tiraj: 24.000) ekinde açıklanan teknik bilgilerin kamuya açıklandığı hükmüne varılmıştır.[57]

Burada “okuyucuların eğitim seviyesi” demişken bir hususu belirtmeden geçmeyelim. Yazılı dokümanlar için, yukarıda bahsedildiği gibi, okuyucunun teknikte uzman kişi olmasına gerek yoktur, zira yazılı belgelerin anlaşılmasa bile kolayca kopyalanması ve dağıtılması mümkündür.[58] Ancak sözlü açıklamalarda, örneğin bir derste, dinleyicilerin dersi anlayabilecek düzeyde bilgili olmaları beklenir.[59]

Bununla birlikte, yalnızca açıklamaya erişim ihtimalinin teorik olarak bulunması buluşun kamuya açıklandığı anlamına gelmeyecektir. Örneğin bir web sitesine ait adreste (URL) bulunan bir açıklamaya yalnızca adresin tümü tarayıcıya girilerek ulaşılabiliyorsa, bir arama motoru sorgusu ile ulaşılamıyorsa, bu URL’yi (örneğin http://www.gironet.nl/home/morozov/CIE/DISPLAY_DEVICE adresini) tahmin yoluyla tespit ederek açıklamaya ulaşıldığını varsaymak doğru olmayacaktır.[60]

Tezin Erişime Kapalı Tutulması ve Yayının Ertelenmesi

Eğer tez konusuyla ilgili bir patent başvurusu yapma düşüncesi varsa, tez ile ilgili işlemlerin gizlilikle yürütülmesinde fayda vardır. Böyle bir durumda tez savunması kamuya kapalı olarak yapılmalıdır ve gizlilik durumunun jüri üyelerine tezin kopyaları verilmeden bildirilmesinde fayda vardır. Böylece tez savunmasının içeriği kamuya açıklanmış olmayacaktır. Ancak tezin de kamuya açıklanmaması için üniversite yönetiminin YÖK’e ve üniversitenin içi işleyişine göre bazı durumlarda kütüphaneye durumu bildirmesi gerekir.

“Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge”ye göre “Lisansüstü tezle ilgili patent başvurusu yapılması veya patent alma sürecinin devam etmesi durumunda, tez danışmanının önerisi ve enstitü anabilim dalının uygun görüşü üzerine enstitü veya fakülte yönetim kurulu iki yıl süre ile tezin erişime açılmasının ertelenmesine karar verebilir.”[61]

Aşağıda Üniversite tarafından YÖK’e ve kütüphaneye bildirilmek üzere Enstitü Yönetim Kurulu tarafından alınan karara bir örnek verilmiştir:

“Yürütücülüğünü Prof. Dr. ……’ın yaptığı, TÜBİTAK ….. projesi “……..”, öğrencisi ………..’ın tamamladığı TÜBİTAK …….., doktora sırasında araştırma bursu projesi ve danışmanlığında ………….. tarafından tamamlanan ….. Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü …… Ana Bilim Dalı doktora çalışması “………” projesi sonuçlarının Üniversitemiz Teknoloji Transfer Ofisine patent başvurusu yapmak istedikleri 20.09.2018 tarih ve …… sayılı dilekçesi ve ekleri ile ilgili ana bilim dalı başkanlığının 24.09.2018 tarih ve ……. sayılı yazısı görüşüldü.
Lisansüstü tezlerin elektronik ortamda toplanması, düzenlenmesi ve erişime açılmasına ilişkin
yönergenin 6(1) maddesine istinaden ilgili ana bilim dalı başkanlığının isteğinin uygun olduğuna, konunun Yüksek Öğretim Kurumu ve …… Üniversitesi Kütüphanesine
bildirilmesine, oy birliğiyle karar verildi.”

YÖK’te bir tez ile ilgili arama yapıldığında bibliyografik bilgiler aşağıdaki gibi sunulmaktadır. Bu örnekte görüldüğü üzere tezin tarihi 2017 olarak gözükmektedir ancak teze daha önce erişim engeli bulunup bulunmadığı, tezin YÖK üzerinden ne zaman erişime açıldığı bilgisi bulunmamaktadır. Eğer YÖK sayfasında bu bilgi de bulunursa hem patent uzmanları hem de başvuru sahipleri açısından erişim tarihi tespiti için gerekli yazışmaların yapılmasının önüne geçilecektir.

Yayının ertelenmesi ve bu sayede açıklamanın tekniğin bilinen durumuna dahil olmaması yalnızca TÜRKPATENT nezdinde yapılacak işlemlerde değil, EPO gibi grace period bulunmayan bir başka ofiste yaptığınız patent başvurusu için de önemlidir.[62] Bir örnekle açıklayalım:

Doktora tezinin kapak sayfasında yazan tarih: Mayıs 2018

Yayın erteleme yapılmasının ardından tezin erişime açıldığı tarih: 10 Mayıs 2020

EPO’ya yapılan patent başvuru tarihi: 05.02.2020

Böyle bir durumda EPO uzmanı eğer doktora tezinin tarihini Mayıs 2018 alarak bu dokümanı başvuruya karşı kullanmışsa, tezin gizlilik sebebiyle başvurudan önce erişime açılmadığına dair kanıtlar sunularak söz konusu dokümanın tekniğin bilinen durumuna alınmaması talep edilebilir.

Diğer Bazı Yazılı Açıklamalar

Üniversitenin koridoruna ya da öğretim görevlisinin kapısının dışına asılmış bir poster de eğer buluşu yeterince tanımlayıcı nitelikteyse patentlenebilirlik için sorun teşkil edebilir. Zira bu alanlar da kamuya açık kabul edilmektedir.[63] Ancak açıklamanın içeriğinin tüm makul şüphelerin ötesinde teyit edilmesi oldukça zordur.[64] Örneğin A.B.D’de posterin kamuya yeteri kadar erişilebilir şekilde açılması için şu faktörler dikkate alınır: posterin sergilenme süresi, hedef kitlenin uzmanlığı, sergilenen materyalin kopyalanmayacağına dair makul beklentilerin varlığı (veya eksikliği) ve sergilenen materyalin kopyalanma kolaylığı veya basitliği.[65]

TÜBİTAK, KOSGEB vb. kurumlardan alınan burs, teşvik belgeleri ve yürütülen projeler sırasında yapılan çalışmaların gizli tutulması, kamuya açıklama yapılması söz konusuysa açıklamaların buluşu tanımlayıcı/ortaya koyucu nitelikte olmamasına özen gösterilmelidir. Söz konusu açıklama okunduğunda, teknikte uzman kişinin genel bilgisi de katılarak buluş ortaya konulamıyor olmalıdır. Ancak her dosyanın değerlendirmesi kendi içinde farklılıklar barındırabileceğinden, riske girilmeyip böyle bir açıklamanın mümkünse hiç yapılmaması tavsiye edilir.

TÜBİTAK ile bir proje yürütülüyorsa projenin TÜBİTAK’ın TR Dizin internet sitesinde[66] ya da benzer başka bir platformda patent başvuru tarihinden önce yayınlanmamasına özen gösterilmelidir.

Patent başvurusu bir Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) aracılığıyla yapılacaksa TTO ile bir gizlilik sözleşmesi yapılmasında fayda vardır. TTO’nun fikri sınai ve mülkiyet hakları kapsamında yürüttüğü çalışmalar ile ilgili olarak, kendisine buluş sahibi tarafından verilen, açıklanan gizlilik içerdiği açıkça belirtilen bilgi ve belgenin buluş sahibinin onayı alınmadıkça herhangi bir üçüncü gerçek ve/veya tüzel kişiye açıklanmamasını temin etmek amacıyla böyle bir sözleşme yapılabilir. Çoğu TTO’nun bu konuda matbu bir sözleşmesi bulunmaktadır.

Yine yapılan projelerin, çalışmaların vb. başvuru tarihinden önce yerel ya da ulusal basında haber yapılmaması konusunda da hassasiyet gösterilmelidir. Her ne kadar genellikle haberlerde buluşun teknik içeriği, onu ortaya koyacak detayda açıklanmasa da, haberde geçen bilgiler bir başka açıklamanın tarihini teyit etmekte kullanılarak dolaylı olarak patentlenebilirliğe zarar verebilir.

Buluşun açıklamasının üçüncü kişilere, herhangi bir gizlilik anlaşması yapılmadan, e-mail olarak gönderilmesi de buluşun açıklanması anlamına gelebilir.[67] Burada e-mailde buluşun gizli kalması gerektiğinin karşı tarafa net bir şekilde bildirilmesi gizlilik için çoğu zaman yeterlidir. Zira bu uyarıya rağmen karşı taraf gizliliği ihlal ederse, bu durum “açıklamanın buluşu yapandan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak bilgi elde eden üçüncü kişi tarafından yapılmış olması” sebebiyle buluşa patent verilmesini etkilemeyen açıklama olarak değerlendirilebilir.[68] Yine de bu tür işlemler belki buluşunuzun patentlenebilirliğini doğrudan etkilemese bile, özellikle rakiplerin söz konusu bilgiyi olması gerektiğinden daha erken öğrenmesi mümkün olacağından dikkatli olunmasında fayda vardır. Zira bir buluş halka açık hale geldiğinde, rakipler, genellikle siz iyileştirmeler hakkında düşünme fırsatı bulamadan önce, buluşu geliştirmenin yollarını düşünmeye çalışırlar. Rakipler daha sonra Patent Ofisine geliştirmelerle ilgili patent başvurusunda bulunabilir ve gelecekte sizin ürününüzü/buluşunuzu geliştirmenizi engelleyebilir.[69] Wright kardeşlerin başına benzer bir durumun geldiğini söyleyebiliriz.[70]

Sonuç

Buraya kadar anlatılanları özetlemek maksadıyla patent başvurusu yapmak isteyenler için önceden açıklama yapmak durumunda dikkat edilmesi gereken bazı hususlar şöyle sıralanabilir:

  • Eğer mümkünse patent başvurusu yapmadan önce buluşunuza dair hiçbir açıklamada bulunmayınız.
  • Yüksek lisans/doktora teziniz temelinde bir patent başvurusu yapmayı düşünüyorsanız tezin savunmasının kamuya kapalı olmasını sağlayınız, tez jürisine gizlilikle ilgili bilgilendirme yapınız ve tezin kütüphane sistemine girmemesi, basılı kopyasının üniversite kütüphaneleri aracılığıyla ya da TÜBESS üzerinden yayınlanmaması, YÖK veritabanına ve olası diğer mecralara girmemesi için gerekli yazışmaları yaptırınız. Gizli tutulma süresinin en azından başvuru yapılıncaya kadar devam etmesini sağlayınız.
  • Bir makale yayınlıyorsanız, yayıncının gizlilik politikasını öğreniniz ve makale yayınından önce makalenin içeriğinin kamuyla paylaşılmayacağına emin olunuz.
  • Yalnızca Türkiye’de patent koruması sağlamayı düşünüyorsanız ve makale ya da tez yayınınız yapıldıysa, bu yayın tarihinden itibaren en geç 12 ay içinde patent başvurusu yapmış olunuz.
  • Eğer EPO’da patent koruması düşünüyorsanız makale ya da tez vb. her türlü açıklamanızın EPO’ya yapacağınız başvurudan sonra olmasına özen gösteriniz.
  • Eğer EPO’da patent koruması düşünüyorsanız ancak makale ya da tez açıklamalarınızın EPO’ya yapacağınız başvurudan önce olması söz konusu ise (örn. maddi vb. sebeplerden dolayı başvuru yapmak gecikecekse) en azından TÜRKPATENT’e yapacağınız başvurunuzun tez yayınından önce olmasını sağlayınız, böylece bu başvuruyu rüçhan göstererek EPO’ya başvurabilirsiniz. Ancak başvurunun içeriğinin buluşunuzda korumak istediğiniz özellikleri kapsadığından emin olunuz.
  • Büyük oranda yayınlanmış bir makaleye dayanan bir buluş varsa, makaledeki yazarlarla buluş sahiplerinin aynı olmasına özen gösterilmesinde fayda vardır. Sırf başvuru yapan şirketin sahibi, yöneticisi vs. diyerek isimleri buluş sahibi olarak buluşun yapımında teknik anlamda hiçbir katkısı olmayan kişiler onore edilmek vb. amaçlarla gerçek buluşu yapanların yerine eklenmemelidir.
  • Farklı şirketlerde çalışan kişilerin yazdığı bir makaleye dayalı bir patent başvurusu yalnızca bir şirket tarafından yapılacaksa, diğer şirkette çalışan makale yazarının da buluş sahibi olarak yazılmasında fayda vardır.
  • Yapılan projelerin, çalışmaların vb. başvuru tarihinden önce yerel ya da ulusal basında haber yapılmaması konusunda hassasiyet gösterilmelidir.
  • TÜBİTAK ile bir proje yürütülüyorsa projenin TÜBİTAK’ın TR Dizin ya da benzeri internet sitelerinde patent başvuru tarihinden önce yayınlanmamasına özen gösterilmelidir.
  • Buluşu ortaya koyacak nitelikte olan araştırma materyallerinin ya da prototiplerin, üzerinde çalışılan cihazların vb. başkalarına sunulmasının, kullandırılmasının vb. yalnızca gizlilik sözleşmesi yapılarak gerçekleştirilmesinde fayda vardır.
  • Yapacağınız her türlü erken açıklamanın rakipleriniz tarafından da öğrenileceğini ve siz patent başvurusu yaparken onların buluşunuzu sizden önce geliştirerek gelecekte yeni özellikler için patent alma ihtimali olacağını unutmayınız.

Mustafa Güney ÇALIŞKAN

Eylül 2021

guneycaliskan@gmail.com


DİPNOTLAR

[1] Dokümana çok az kişinin ulaşabiliyor olması, çok az kişinin o dili konuşuyor olması, okuyucuların eğitim seviyesi vb. sebepler kamuya açıklanmış olmaya engel değildir. Bkz: EPO BoA, T 165/96: Danca olarak hazırlanan ve Kopenhag banliyölerinde dağıtılan küçük bir reklam gazetesinin (tiraj: 24.000) ekinde açıklanan teknik bilgilerin kamuya açıklandığı hükmüne varılmıştır.

[2] EPC m.55’e göre buluşun patentlenebilirliğine zarar verici olmayan açıklamalar şunlardır:

(1) 54 üncü Maddenin uygulanması için, buluşun açıklanması şayet o Avrupa patent başvurusunun yapılmasından önceki altı aydan daha önce meydana gelmemişse ve aşağıdaki nedenler sebebiyle veya onların sonucunda olmuş ise, dikkate alınmayacaktır:

(a) başvuru sahibi veya onun hukuki görüş selefi aleyhine bir suistimal veya

(b) başvuru sahibinin veya onun hukuki görüş selefinin bir resmi veya resmi nitelikte sayılan, 30 Kasım 1972’de değişikliğe uğrayan 22 Kasım 1928’de Paris’te imzalanan uluslararası sergilerle ilgili Sözleşme kapsamındaki uluslararası sergide buluşu teşhir etmiş ise.

(2) 1 inci fıkranın (b) bendinin söz konusu olması halinde, 1 inci fıkra hükmünün uygulanabilmesi için, başvuru sahibinin, Avrupa patent başvurusunu yaparken, Yönetmelikte belirtilmiş olan süre ve şartlara uygun olarak buluşunu sergilediğini belirtir ve bunu destekleyen belgeyi verir.

[3] Uluslararası Patent Başvurusu (PCT), Mustafa Güney Çalışkan, Ocak 2021, Seçkin Yayıncılık, s.266-267.

[4] IP Memes (Johnny Haypee) Linkedin sayfasındaki karikatürden Türkçeye adapte edilmiştir, https://www.linkedin.com/posts/johnny-haypee_ipmeme-ipabrmeme-graceperiod-activity-6838069591961346048-G94q/

[5] Trans-Pacific Partnership Lost Important IP Provisions; Jeremiah B. Frueauf; Matthew A. Smith; Ph.D.BYLINED ARTICLES, Law360, April 2018, https://www.sternekessler.com/news-insights/publications/trans-pacific-partnership-lost-important-ip-provisions

[6] Yazıyı uzatmamak adına bunların gerekçelerinden bahsedilmeyecektir. Konuyla ilgili belki de en önemli eser olarak Joseph Straus’un “Grace Period and the European and International Patent Law: Analysis of Key Legal and Socio-economic Aspects” (Beck, 2001) adlı çalışması sayılabilir. Ayrıca lehte ve aleyhte görüşler için bkz. Türk Hukukunda Patent Verilebilirlik Şartları, Dr. Özgür Öztürk, 2008, ARIKAN, s.220-221.

[7] Güncel listeye şuradan ulaşabilirsiniz: CERTAIN ASPECTS OF NATIONAL/REGIONAL PATENT LAWS,

(4) Grace Period, April 2020, https://www.wipo.int/export/sites/www/scp/en/national_laws/grace_period.pdf

[8] IS A TWELVE MONTH PATENT GRACE PERIOD COMING TO THE UK?, 18 June 2021, Matthew Cyrson, https://www.albright-ip.co.uk/2021/06/is-a-twelve-month-patent-grace-period-coming-to-the-uk/

[9] Canada: The One-Year Grace Period For Patent Filing In Canada: An Overview For U.S. Practitioners, 28 June 2012, by Jeff Leuschner (Ottawa), Smart & Biggar, https://www.mondaq.com/canada/patent/184102/the-one-year-grace-period-for-patent-filing-in-canada-an-overview-for-us-practitioners

[10] 6769 SMK m.84(1)(c), EPC m.55(1)(a).

[11] EPO Enlarged BoA, G 0003/98, https://www.epo.org/law-practice/case-law-appeals/recent/g980003ex1.html

[12] 6769 SMK m.93(6), EPC m.55(1)(b).

[13] 6769 SMK m.84(1)(b)(1). EPC’de buna karşılık gelen bir hüküm bulunmadığı için EPO benzer bir durumda farklı bir karar vermiştir: EPO BoA, T 585/92.

[14] Ayrıca bkz. Patent Verilebilirlik Değerlendirmesinde “Önceki Tarihli Başvurular”, Feyzan Hayal ŞEHİRALİ ÇELİK, Ticaret ve Fikri Mülkiyet Hukuku Dergisi, Cilt 3, Sayı 1, Sayfa 103 – 117; https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/347219

[15] 6769 SMK m.84(1)(b)(2) ve 84(4).

[16] 6769 SMK m.110.

[17] 6769 SMK m.84(4).

[18] 6769 SMK m.84(3).

[19] 6769 SMK m.94(1).

[20] Örneğin başvuru esnasında ya da başvurudan itibaren belirli bir süre içinde talep edilmesi isteniyor olabilir. Bkz. Once the Cat is Out of the Bag – Taking Advantage of Grace Periods for Patent Application Filings, December 12, 2017, Isi Caulder and Maria Wei, https://www.bereskinparr.com/doc/once-the-cat-is-out-of-the-bag-taking-advantage-of-grace-periods-for-patent-application-filings

[21] 6769 SMK m. 109(1).

[22] 6769 SMK m. 109(4).

[23] 6769 SMK m.90(5) ve 109(1).

[24] Fikri Mülkiyet Hukuku, Prof. Dr. Ünal Tekinalp, 2005, 4. bası, s.501.

[25] İstemlerde, tarifnamede ve/veya resimlerde patent süreci içinde değişiklik yapmak buluşu bir başka buluş haline getirmez, zira yapılan değişiklikler başvurunun ilk halinin kapsamını aşamaz. Bkz. SMK m.103(1).

[26] Ancak eklenen kişinin buluşa bir katkısı yoksa vb. durumlarda diğer buluş sahiplerinin buna itiraz etme şansı her zaman vardır.

[28] Fikri Mülkiyet Hukuku, Prof. Dr. Ünal Tekinalp, 2005, 4. bası, s.501.

[29] USPTO MPEP 2153.01(a) Grace Period Inventor Disclosure Exception, https://www.bitlaw.com/source/mpep/2153_01_a.html

[30] Ancak elbette ki, böyle bir durum söz konusuysa bunun delilleriyle ispatlanması durumunda bu maddeler işletilebilir.

[31] EPO Guidelines for Examination, Part G – Chapter IV – 2. Enabling disclosure, https://www.epo.org/law-practice/legal-texts/html/guidelines/e/g_iv_2.htm ; Chapter VI – 4. Enabling disclosure of a prior-art document, https://www.epo.org/law-practice/legal-texts/html/guidelines/e/g_vi_4.htm

[32] Once the Cat is Out of the Bag – Taking Advantage of Grace Periods for Patent Application Filings, December 12, 2017, Isi Caulder and Maria Wei, https://www.bereskinparr.com/doc/once-the-cat-is-out-of-the-bag-taking-advantage-of-grace-periods-for-patent-application-filings

[33]Disclosure Activities in University Settings, August 12, 2015, Drew Meunier, Submitted Manuscripts and Online Publications, https://www.mcciplaw.com/disclosure-activities-in-university-settings/

[34] PUBLISH OR PERISH, UNIVERSITY OF TOLEDO, Technology Transfer Office, https://www.utoledo.edu/research/TechTransfer/Publish_and_Perish.html

[35] Örneğin Portekiz’de bir üniversite tarafından yayınlanmış bir tezin ne zaman üniversitenin kütüphanesine verildiğini ya da internette erişime açıldığını tespit etmek başvuru sahibi için kolay olmayacaktır.

[36] 6769 SMK m.84(4).

[37] Ayrıca bkz. EPO Guidelines for Examination, Part B – Chapter VI – 5.6 Matters of doubt in the state of the art, https://www.epo.org/law-practice/legal-texts/html/guidelines/e/b_vi_5_6.htm

[38] 6769 SMK m.90(3).

[39] 6769 SMK Yönetmelik m.72(1).

[40] 6769 SMK m.103(1).

[41] Yüksek Öğretim Kurumu, Ulusal Tez Merkezi, SSS, https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/sss.jsp : “Tezlerin internet üzerinden tam metin olarak araştırma hizmetine sunulması amacıyla yapılan yasal düzenleme ile; 06.03.2018 tarih ve 30352 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 7100 sayılı Kanunun 10. Maddesi ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa eklenen, Ek Madde 40 “Lisansüstü tezler yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından gizlilik kararı alınmadıkça, bilime katkı sağlamak amacıyla Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi tarafından elektronik ortamda erişime açılır.” hükmü yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Buna bağlı olarak; anılan Kanun maddesi ile Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliğine dayanılarak hazırlanmış olan “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” uyarınca, lisansüstü tezler Ulusal Tez Merkezi Veri Tabanı üzerinden erişime açılmaktadır. Adı geçen Yönergenin 3. Bölümü Tezlerin Erişime Engellenmesi ile ilgilidir. Bu konudaki iş ve işlemler Yönerge hükümleri çerçevesinde yürütülmektedir.”

[42] https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/giris.jsp

[43] https://www.tubess.gov.tr/

[44] Yüksek Öğretim Kurumu, Ulusal Tez Merkezi, SSS, https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/sss.jsp : “Tez yazarları tarafından “çoğaltması ve yayımı için izin” verilmemiş olan tezlere Merkezden erişim imkanı yoktur. Tez Merkezi veri tabanında yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına üniversite kütüphaneleri aracılığıyla (TÜBESS -Türkiye Belge Sağlama Sistemi) erişebilirsiniz. Bunun için kendi üniversite kütüphanenize başvurmanız gerekmektedir.”

[45] Bkz. EPO BoA, T 151/99.

[46] 6769 SMK. m.83(2).

[47] Bkz. EPO BoA, T 1057/09 , https://www.epo.org/law-practice/case-law-appeals/recent/t091057eu1.html

[48] Uluslararası Patent Başvurusu (PCT), Mustafa Güney Çalışkan, Ocak 2021, Seçkin Yayıncılık, s.498-499.

[49] PCT Yönetmelik m.33.1(b); Administrative Instructions under PCT, Section 507(a); PCT International Search and Preliminary Examination Guidelines, paragraf 16.70.

[50] 6769 SMK. m.83(2).

[51] EPO BoA, T 1212/97. 

[52] EPO BoA, T 2003/08.

[53] EPO BoA, T 843/15. 

[54] EPO BoA, T 0834/09.

[55] EPO BoA, T 0834/09.

[56] Bkz. EPO BoA, T 381/87.

[57] EPO BoA, T 165/96.

[58] EPO BoA, T 0834/09.

[59] EPO BoA, T 0877/90; T 0809/95.

[60] EPO BoA, T 1553/06.

[61] Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge, m.6(1), https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/dosyalar/kilavuz.pdf

[62] Buradaki durum grace period ile karıştırılmamalıdır. EPO’da grace period yoktur. Ancak, bir tezin yayın tarihinin ertelenmesi dokümanı tekniğin bilinen durumunda olmasının önüne geçirebilir.

[63] PUBLISH OR PERISH, UNIVERSITY OF TOLEDO, Technology Transfer Office, https://www.utoledo.edu/research/TechTransfer/Publish_and_Perish.html

[64] Bkz. EPO BoA, T 1210/05; T 2338/13.

[65] In re Klopfenstein, 380 F.3d 1350 (Fed. Cir. 2004)

[66] https://trdizin.gov.tr/

[67] PUBLIC DISCLOSURE AND PATENT BARS, KU Center for Technology Commercialization, http://ctc.ku.edu/faculty/protect-your-ideas/protecting-intellectual-property/public-disclosure ; Ayrıca bkz. EPO T 0523/14, https://www.epo.org/law-practice/case-law-appeals/recent/t140523eu1.html ve T 201/13, https://www.epo.org/law-practice/case-law-appeals/recent/t130201du1.html ; T 2/09, https://www.epo.org/law-practice/case-law-appeals/recent/t090002eu1.html

[68] 6769 SMK m.84(1)(c).

[69] Is it O.K. to Publish Your Life Sciences Invention Before Filing for a Patent?; Gerson S. Panitch; Paula E. Miller; May 15, 2018, Haaretz Cyber Magazine, https://www.finnegan.com/en/insights/articles/is-it-o.k.-to-publish-your-life-sciences-invention-before-filing-for-a-patent.html

[70] 150th birthday of Orville Wright, German Patent and Trade Mark Office,  https://www.dpma.de/english/our_office/publications/milestones/wright/index.html


One thought on “BULUŞ YAPANA AİT ÖNCEKİ TARİHLİ MAKALE/TEZ GİBİ AÇIKLAMALARIN PATENT SÜRECİNE ETKİSİ”

Bir Cevap Yazın