AVRUPA BİRLİĞİ’NİN COĞRAFİ İŞARET SİSTEMİNDE ÖNEMLİ GELİŞMELER

2020 yılını nihayet! geride bırakmaya kısa bir süre kala, AB’den coğrafi işaretlerle ilgili iki önemli haber geldi.

Haberlerden ilki; TMview ve DesignView gibi EUIPO tarafından geliştirilen ve AB Komisyonu işbirliğiyle oluşturulan GIview portalının kapısının, 25 Kasımda resmi olarak açıldığı. AB düzeyinde korunan tüm coğrafi işaretler, GIview aracıyla kolaylıkla görüntülenebiliyor.

https://www.tmdn.org/giview/  adresinden erişim sağlanan GIview portalında; AB nezdinde tescil edilerek korunan coğrafi işaretlerin yanı sıra, ikili veya çok taraflı uluslararası anlaşmalarla AB’de korunan yabancı coğrafi işaretler ile, yine bu anlaşmalar kapsamında diğer ülkelerde korunan AB coğrafi işaretleri hakkında bilgiler de yer alıyor.

GIview; AB’nin eAmbrosia veri tabanında bulunan coğrafi işaretlere ait olan bilgileri kullanıyor ancak daha fazlasına sahip. Coğrafi işaret üretici grubunun iletişim bilgisi, denetim mercii, haritalar, ürün fotoğrafları, ürünün tanımı, coğrafi sınır, sürdürülebilirlik beyanı vb bilgiler içeriyor. Portalda yer alması öngörülen bilgiler, orijinal ürünle orijinal olmayan ürünü ayırt etmeyi kolaylaştırmak amacıyla tasarlanmış.

EUIPO tarafından geliştirilen ve hak sahipleri ile uygulayıcı kurumlar arasında köprü kuran IP Enforcement Portalına (https://euipo.europa.eu/ohimportal/en/web/observatory/ip-enforcement-portal-home-page) da, GIview üzerinden geçiş sağlanabiliyor.

İkinci haber ise; tarım dışı ürünler için tüm AB’yi kapsar nitelikte bir coğrafi işaret sistemi oluşturulması konusunda gelinen nokta.

AB Komisyonunun resmi internet sitesinde yayımlanan bir duyuruda (https://ec.europa.eu/info/law/better-regulation/have-your-say/initiatives?page=1); tarım dışı ürünlere coğrafi işaret koruması sağlama amacıyla yürütülen çalışmalara, 30 Kasım – 28 Aralık tarihleri arasında, AB vatandaşlarının ve paydaşlarının görüş bildirebileceği belirtiliyor. Bu duyuru kapsamında verilen bilgileri, aşağıda özetliyoruz.

AB’nin şaraplar, distile alkollü içecekler, aromatize şaraplar ile diğer bazı tarım ve gıda ürünleri için tüm AB düzeyinde sağladığı sui generis coğrafi işaret koruması, mevcut durumda tarım dışı ürünler için söz konusu değil.

Murano cam ürünleri, Solingen çatal bıçak takımı, Donegal tüvidi, Halas danteli, Macael mermeri, Bolesławiec seramiği, Gablonz mücevheratı vb tarım dışı ürünler için coğrafi işaret koruması sağlanmakta ancak korumanın çeşidi, ülkeden ülkeye değişmekte. AB üyesi ülkelerin yarısından fazlası, diğer üye ülkelerden farklı özellikler taşıyan ulusal sui generis koruma sistemine sahipken, bir kısmı ise sadece marka veya haksız rekabete ilişkin kurallar çerçevesinde korumakta. AB nezdinde “ürünlerin kaynağı”, kolektif ya da bireysel marka vasıtasıyla sertifikalandırılabiliyor. Ancak “sanayi ve el sanatı ürünlerinin özelliklerinin, coğrafi sınır ile ilişkisi”nin sertifikalandırılması, mevcut AB düzeyi standartlar ile mümkün olamamakta.

AB içinde yeknesak yasal düzenlemelerin olmaması; tarım dışı ürünlerin üreticilerini reklam kampanyaları yürütürken, marka tescil ettirirken ya da haksız kullanımlara karşı mücadele ederken hukuki belirsizlik içine sürüklemekte. Üreticilerin bu ürünler için yatırım yapma, niş pazar oluşturmak için işbirliği yapma ve iş becerilerini koruyarak gelecek nesillere aktarma konusunda cesaretlendirilmeye ihtiyacı var. Aksi takdirde özellikle küçük üreticiler, potansiyel pazar fırsatlarını kaybetme tehdidiyle karşı karşıya kalacak.

Tarım dışı ürünlerin üretildiği yerler, genellikle az yatırım yapılan ve AB’nin çok fazla bilinmeyen bölgeleri olduğundan, kültürel mirasın korunması ve turizm potansiyelinin artırılmasına gereksinimleri bulunmakta.

Ayrıca satıcıların, genellikle üçüncü ülkelerde üretilmiş ürünleri orijinal ürün olarak satmaları, kolektif iyiniyeti zedelemekte. Orijinal ürünlerin üreticileri açısından bu durum, haksız rekabet anlamına gelmekte ve pazar kaybına yol açmakta. Diğer taraftan tüketicilerin orijinal ürün ile orijinal olmayan ürünü ayırt etmesini de zorlaştırmakta.

AB, tarım dışı ürünler için yeknesak nitelikte sui generis koruma sisteminin bulunmamasının, küresel düzeydeki itibarını zayıflattığı düşüncesinde. AB üyesi olmayan ülkelere ait tarım dışı ürünler AB nezdinde coğrafi işaret olarak korunamadığından, bu ülkeler, AB’nin tarım ürünlerini korumakta isteksiz davranmakta.

AB, 2019 yılı Kasım ayında Cenevre Metnine taraf oldu. Cenevre Metni vasıtasıyla tarım dışı ürünler için de diğer ülkelerde koruma elde edilmesi mümkün olabilecek. Bu sebeple AB, Cenevre Metninin sunacağı bu önemli  fırsatı da en iyi şekilde değerlendirmek niyetinde.

Buraya kadar anlatılanlar, AB’nin tarım dışı ürünler için coğrafi işaret korumasına olan ihtiyacını özetliyor. Ancak AB’nin yaptığı çalışmalar, bu hususta karşı argümanların da bulunduğunu gösteriyor.

Coğrafi işaretlerin yerel ve geleneksel üretim yöntemlerinin inovasyonu ve rekabeti azalttığı, bu nedenle her zaman tüketicinin lehine sonuç doğurmadığını savunanlar mevcut. Coğrafi işaretlerde “coğrafi sınırın ürün üzerindeki etkisi”nin aşırı derecede zorlanarak adeta dayatma haline getirildiği ve bu nedenle de üreticilerin, potansiyel küresel tedarik zincirlerinden yararlanma olasılıklarının sınırlandırılarak, üretim maliyetlerinin arttırıldığı iddia ediliyor. Ayrıca tarım dışı ürünlerin coğrafi sınırdan özellik kazanmış olduğunun ispatlanabilmesinin çok zor olduğu, bu ürünlerdeki asıl rolün, sadece ustalık becerisine atfedilebileceği vurgulanıyor.

AB’nin İşleyişi Hakkındaki Antlaşmanın 118 inci maddesine göre, AB’nin bir bütün olarak ticaretini etkileyen sınai mülkiyet hakları konusundaki yasal düzenlemelerin, yeknesak niteliğinin bulunması gerekmekte.

AB Komisyonu İç Pazar, Sanayi, Girişimcilik ve KOBİ Genel Müdürlüğü, coğrafi işaret korumasının tarım dışı ürünlere genişletilmesine yönelik çalışmalarda, esas olarak 2009 yılından itibaren yayımlanan çalışmaları dikkate almış. Ancak konunun mihenk taşını; 2014 yılında hazırlanan AB Komisyon Raporu (Commission green paper) ile 2015 yılında AB Parlamentosunca onaylanan rapor (initiative report) oluşturuyor.

AB Komisyonu, tarım dışı ürünler için AB düzeyinde sağlanacak coğrafi işaret korumasının olası etkilerinin, aşağıda belirtilen şekilde gerçekleşeceğini tahmin ediyor.

  • Ekonomik etki: Uzun vadede AB içi ticarette yaklaşık % 4,9-6,6’lık artış (37,6-50 milyar Euro) sağlayacağı, söz konusu bölgelerdeki istihdamı % 0,12-0,14 oranında artıracağı ve AB’nin genelinde 284.000-338.000 yeni iş yaratacağı. Ayrıca 2013 yılında yapılan bir çalışmada elde edilen veriler; tarım dışı coğrafi işaretli ürünlerin %16’sının sadece AB iç ticaretine, %86’sının ise AB içi ve/veya dışı ticarete konu olduğunu göstermiş. Özellikle bıçaklar, çatal bıçak takımları, değerli taşlar ve mücevher ve gibi lüks segmentlerdeki ürünlerin ihraç edilme potansiyeli daha yüksek olduğundan, tarım dışı ürünlere AB düzeyinde coğrafi işaret koruması sağlanmasının, AB’nin dış ticaretini de olumlu yönde etkileyeceği beklentisi var.
  • Sosyal etki: AB’nin kültürel mirasının gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak üzere üreticileri, kalifiye işçi yetiştirmek için cesaretlendireceği.
  • Üreticileri haksız rekabetle mücadele etmek için cesaretlendirecek ve böylelikle mülkiyet hakkı gibi temel hakların etkinliğini artıracak.
  • Sınai mülkiyet haklarının tescili ve yaptırım konularında uygulama birliği ile uygulamada sadeleştirme sağlayarak, gerek üreticiler gerekse ilgili kurumlar üzerindeki yükü ve maliyeti azaltacak.

25.11.2020 tarihinde kabul edilen AB Sınai Mülkiyet Eylem Planında; tarım dışı ürünlere AB düzeyinde coğrafi işaret koruması sağlanmasının olası maliyet ve faydalarını ortaya koyacak etki analizi çalışmasını takiben, AB Komisyonu tarafından bu konuda karar verileceği belirtilmekte. Etki analizinin 2021 yılı üçüncü çeyreğinde hazırlanması öngörülmekte olup, muhtemel politika seçenekleri ise aşağıdaki gibi sıralanmakta.

  • Hiçbir şey yapmamak.
  • Ulusal düzeyde ihtiyari tedbirler uygulamak.
  • Uyumlaştırılmış ulusal koruma sistemleri oluşturmak.
  • AB düzeyinde geçerli, yeknesak nitelikte sui generis bir koruma sistemi oluşturmak.
  • Marka sisteminde güncelleme yaparak üreticilerin ihtiyaçlarına cevap veren bir sertifika markası veya kolektif marka temeli oluşturarak “ürünlerinin özelliklerinin coğrafi kaynak ile ilişkisi”nin garanti edilmesini sağlamak.

AB’nin sunmuş olduğu seçenekler, AB’deki farklı menfaat grupları arasında çetin bir mücadele bulunduğunu düşündürüyor bize.

Cenevre Metninin 10 uncu maddesiyle; Cenevre Metninin temel şartlarına bağlı kalmak kaydıyla, coğrafi işaretlere sağlayacakları koruma sisteminin türü konusunda akit taraflara özgürlük tanındığı için AB’nin, Cenevre Metninden faydalanma düzeyini artırmak için tarım dışı ürünlere “sui generis yeknesak bir koruma sistemi” oluşturması da zorunlu değil. Bu durum, konunun karşıtlarının eline önemli bir koz verir nitelikte.

AB nezdinde yürütülen çalışmalarda bahsi geçen coğrafi işaret korumalı tarım dışı ürünler arasında, ülkemizde çok sayıda tescil bulunan halı ve kilimlere rastlamadık. 1151/2012 sayılı AB Tüzüğü uyarınca tüm değil, sadece belirli bazı tarım ve gıda ürünlerinin coğrafi işaret koruması kapsamına alındığı göz önünde bulundurulduğunda, AB’nin “tarım dışı ürünler” başlığı altında tam olarak hangi tür ürünlere koruma sağlayabileceğini de merakla beklemekteyiz.

Gonca ILICALI

Aralık 2020

gilicali12@gmail.com

Kaynaklar:

Bir Cevap Yazın