BU SPORT NESPORT? MARKAYI (GERÇEK)KULLANMA İRADESİNE DAİR BİR USPTO KARARI

Bugün Amerikan Patent ve  Marka Ofisi (USPTO) Temyiz Kurulu’nun (TTAB) 05 Ağustos 2020 tarihli bir kararına bakacağız. Karar başvuru tarihinde markayı gerçekten  kullanma iradesinin bulunup bulunmadığına ilişkin incelemesiyle  oldukça öğretici bir özellik taşıyor.   

2016 yılında Cándido Viñuales Taboada WIPO nezdinde 05-30 ve 32.sınıfa giren malları kapsar biçimde  NESPORT markasının tescili için başvuruyor, ABD’yi de başvurulan ülkeler arasında seçiyor. Biliyorsunuz uluslararası başvurularda ABD seçildiğinde ek bir form var imzalanması gereken, bu form ile başvuru sahibi markayı ABD’de ticarette kullanma konusunda (gerçek) bir iradesi bulunduğunu beyan ediyor.

Société des Produits Nestlé S.A. (Nestle) bu başvuruya kendisinin önceden kazanılmış hakları ve karıştırma ihtimali + markanın sulandırılması + başvuru sahibinin bu markayı ticaret hayatında kullanmak konusunda gerçek bir niyeti/iradesi olmadığı gerekçeleriyle itiraz ediyor.

Taraflar aynı marka için Avustralya’da da karşı karşıya gelmişler, Nestle o dosyaya ilişkin belgeleri de delil olarak sunuyor dosyaya. Bunun yanında Nestle’nin , tescil belgeleri dışında, sunduğu bazı başka deliller de şöyle;  WayBack Machine’den alınmış başvuru sahibinin http://nesport.com web sitesinden 2016-2017 ve 2018 yıllarına ait ekran görüntüleri, yine başvuru sahibinin aynı web sayfasından 2019 yılının belli günlerinde alınmış ekran görüntüleri, başvuru sahibinin Nesport Facebook hesabından görsel vs.

Diğer alan adlarına sahip web sayfalarında, Twitter’da, Instagram’da değişik zamanlarda yapılan aramalarda herhangi bir kullanıma rastlanmamış Nestle tarafından, sadece Facebook hesabında spor giysilerin görüldüğü bir posta rastlanmış.

Başvuru sahibi de bir beyan ekinde delillerini sunuyor ve bunlar arasında; NESPORT uluslararası başvurusu, nesport.com,  nesport.us, nesport.ch, nesport.jp, nesport.cn, nesport.mx, nesport.net alan adlarına ilişkin Whois kayıtları , NESPORT Avrupa Birliği marka tescili belgesi ve EUIPO’nun itiraz üzerine verdiği karar, başvuru sahibinin 2014-2015 yıllarında Barselona’da bulunan ESADE’de pazarlama ve satış yüksek lisansı yaptığını gösterir belgeler,  http://nesport.com web sayfasından ekran görselleri ve sitenin en son 2018 Ocak ayında güncellendiğini gösterir WordPress kaydı, başvuru sahibinin NESPORT için ABD pazarındaki faaliyetlerine yönelik hazırladığı  6 yıllık iş planı, 2018 yılında başvuru sahibinin ABD’de bulunan üretici ve distribütörlere gönderdiği   25 eposta ile bütçe önerileri , başvuru sahibinin 2019 yılında Nestle’nin yönetim kurulu başkanı ve CEO’suna  LinkedIn üzerinden iletişimleri var.

BAŞVURU SAHİBİNİN SAVUNMALARI

Başvuru sahibi tescil için neden NESPORT markasını seçtiğini, bu kelimenin nasıl yaratıldığını şöyle açıklamış; Markadaki “NE” , Near&Need (Yakın ve İhtiyaç) kelimelerinin ilk iki harfinden alınmıştır. “Near” kelimesinin seçilmesinin sebebi tüketicilere yakın olmak ve amatör seviyede bir yaşam biçimi olarak spor yapanların ihtiyaçlarına alaka göstermek olarak açıklanmış. “Need” ise insanların sağlıklı yaşam biçimini günlük yaşamlarına sokmak ihtiyacında olmasından  dolayı seçilmiş, başvuru sahibinin iddiasına göre. Sport ise bildiğimiz “spor” kelimesi. Böylece  Near & Need + Sport = NE+SPORT şeklinde bir marka oluşturduğunu belirtiyor başvuru sahibi.

Başvuru sahibinin temel savunmaları ise şöyle özetlenebilir;

— Ben, günden güne artan sağlıklı yaşam ve düzenli egzersiz yapma trendine uygun bir marka yaratmak istedim, diğer bir anlatımla marka kapsamındaki mallar spor yapan insanların performansını arttıracak ürünler olarak tasarlandı

— NESPORT markası ticarette kullanılmadı , bu marka altında herhangi bir satış yapılmadı ve ben ABD’de sadece bir iş geliştirmek için belli adımlar attım, ortada herhangi bir reklam veya promosyon harcaması da yok henüz,herhangi birine lisans yada distribütörlük de vermedim, kimseyle bir sözleşme de imzalamadım,

—Ürünlerin satışı için aldığım bir izin yok, henüz izin başvurum da yok, bu marka altında herhangi  bir fuara vs de katılmış değilim , ürünler için tasarlanmış paket veya etiketler bulunmuyor, bu markanın kullanılmasına ilişkin planları benden başka bilen de yok, 

—Ancak markayı kullanma  iradem NESPORT için yaptığım sayısız marka başvurusundan ve aldığım alan adlarından anlaşılabilir. Ayrıca Nestle ile aramızda başka ülkelerde de meydana gelmiş ve devam eden ihtilaflar konusundaki tavrım da benim markayı kullanma iradesinde olduğumun bir göstergesi,

–Benim gıda ve içecek pazarlaması sektöründe 20 yılı aşkın tecrübem var ve işletme konusunda da yüksek lisans yaptım, kurslara-seminerlere katıldım. Tüm bu eğitimler sırasında gıda-içecek ve spor ürünleri konusunda sosyal bağlantılarımı güçlendirdim. Ancak ABD’de ve diğer ülkelerde Nestle’nin bana karşı hukuki yollara başvurması yüzünden ortaya bir belirsizlik çıktı ve bunun sonucunda ben markaya yatırım yapacak birilerini arama ve üretim/satış ağı oluşturma konusundaki çalışmalarımı askıya aldım.

USPTO İNCELEMESİ

TTAB ilk olarak bona fide yani gerçek bir kullanma iradesinin olup olmadığının tespitinde olaya ilişkin tüm hal ve durumlar göz önüne alınarak adil ve objektif bir değerlendirme yapılması gerektiğinin altını çiziyor.  Fiili kullanım yok ama  kullanma iradem var denilerek yapılan bir başvuru gerçek(ten) ve samimi bir kullanma iradesi bulunduğunun kabulü için yeterli değildir diyor.

Ortada sadece bir marka başvurusu ve alan adı tescili varsa ama gerçek kullanım iradesini gösterecek başka bir veri yoksa mesela, gerçek bir kullanma iradesinin bulunduğunun  kabul edilemeyeceğini ifade ediyor, geçmişte verilen kararlarına atıf yaparak.  

Ayrıca incelemede kullanım iradesini ispat için sunulan delillerin tarihinin de önemli olduğunun altını çizerek, örneğin başvuru tarihinden iki yıl geçtikten sonra oluşmuş delillerin başvuru anındaki kullanma iradesini ispatladığının kabul edilemeyeceğine işaret ediyor.  

Huzurdaki dosyada USPTO Nestle’nin başvuru yapıldığı tarihte başvuru sahibinin markayı kullanmaya dair gerçek bir iradesi bulunmadığına ilişkin itirazını kabul ediyor. Marka başvurusuna bakıldığında, diyor USPTO, ilaçlardan dezenfektanlara, herbisitlerden gıda ürünlerine ve içeceklere kadar çok farklı çeşitte mal için başvuruda bulunulduğu görülüyor; her ne kadar itiraz üzerine savunmasında başvuru sahibi markanın kullanılacağı malları daraltarak beyanda bulunmuşsa da bu kadar geniş skalada ürün grubunda üretim ve satış yapma tecrübesine, kapasitesine vs sahip bulunduğuna dair  bir  delil sunabilmiş değil dosyaya. Başvuru sahibinin iş geçmişi, aldığı eğitimler ile ilgili beyanları da bu noktada ikna edici değil.

Diğer yandan başvuru 2016 yılının başında yapılmış ve itiraz dosyasındaki delil toplama aşaması ise 2017 yılına tekabül ediyor. Aradan geçen bu zamanda başvuru sahibi hiçbir satış ispat edemediği gibi, yaptığı bir reklam veya ticari anlaşma da yok ortada. Nestle başvuru sahibinin sosyal medyada da herhangi bir faaliyeti bulunmadığını ve tüm alan adlarındaki web sayfalarının www.nesport.com web sayfasına yönlendirildiğini ispat etmiş durumda ki zaten bu web sayfasında da herhangi bir satış veya tanıtım faaliyeti görünmüyor.  2016 ve 2017 yıllarında nesport.com sayfasında tek görünen şey “coming soon” ifadesi. Ancak 2018 yılında, itiraz dosyasındaki delil toplama aşaması tamamlandıktan sonra, bu web sayfasına bazı içerikler koyuluyor fakat bunlarda NESPORT markasının nereden geldiği/nasıl yaratıldığı ve bazı tanıtımsal metinlerden ibaret ; mesela ürün kategorilerinin isimlerine yer verilmiş fakat bunlarda  çok limitli ürün kategorileri, oysa marka başvurusu çok değişik tipte birçok malı kapsıyor.

Başvuru sahibi 2018’e kadar markayı ticarileştireceğine ilişkin  yeterli gayreti gösterdiğine dair delil de sunabilmiş değil. Bir iş planı, ABD’de ki üretici ve satıcılara yazılmış bazı emailler var ama bunlar başvuru yapıldıktan neredeyse iki yıl sonrasına ve Nestle’nin itirazından sonraya ait.   Diğer yandan Kurul zaten sunulan iş planını da ikna edici olduğu kanaatinde değil, bunun sadece bir takım ümit vadeden rakam ve belirsiz uygulama projeksiyonları içerdiğini düşünüyor. Planda herhangi bir strateji, planın nasıl uygulanacağına dair detay, ürün paket ve etiketlerinin nasıl olabileceği , satış ve pazarlama kampanyalarının nasıl olacağı vs hiçbir detay yok. Başvuru sahibi iş planının ilk hedefini “bütün kıtalarda markanın tescil edilmesi için verilen önemli bir hukuki savaşın kazanılması” olarak ifade ediyor.

Neticeten, dediğim gibi, TTAB Nestle’nin bona fide yani başvuru tarihinde gerçek/samimi bir kullanma iradesi bulunmadığı iddiasını kabul ediyor.  

Evet bir marka başvurusu yaparken mal/hizmet listesini istediğiniz gibi geniş tutabilirsiniz, WIPO başvurusu sırasında zaten mecburi olan kullanma iradesi beyanını da imzalamış olabilirsiniz. Ama gördüğünüz gibi bu sizin sonraki safhada kullanma iradesi ile ilgili bir sorunla karşılaşmayacağınız anlamına gelmiyor. Ayrıca o verilen kullanma iradesi beyanı da sadece usuli bir şey değil, anlamı ve önemi var.    

Özlem Fütman

Kasım 2020

ofutman@gmail.com

Bir Cevap Yazın