ROMANTİK ALMANYA, ROMANTİK YOL, ROMANTİK MÜZİK; NEUSCHWANSTEIN DAVASINDA HUKUK SÖZCÜSÜ GÖRÜŞÜ

Müzikte Romantik Dönemin en önemli bestecilerinden Brahms’ın 3. Senfonisinden bir bölümü,

Ya da bir diğer romantik dönem bestecisi Mendelssohn’un keman konçertosunu  dinleyerek,

okumak hoş olur diye düşündük. Lütfen istediğiniz linke tıklayınız!

 

Bundesverband Souvenir — Geschenke — Ehrenpreise eV v EUIPO (Case C‑488/16)

 

 

Başlıkta “Romantik” lafını görünce bazılarınızın “Romantik mi? Almanya’nın nesi romantik olabilir ki?”  diye düşündüğünüzü duyar gibiyim, ama bence çok yanılıyorsunuz. Almanya’da, kuzeyde Würzburg’dan başlayıp güneyde Füssen’de sonlanan ve “Romantik Yol” diye bilinen güzergah dünyanın belki de en güzel gezi rotalarından biridir. Küçük ve inanılmaz güzellikteki kasabaları, masalsı kaleleri-şatoları, etkileyici doğasıyla burası  Almanya hakkında zihninizdeki imajı yer ile yeksan edecektir, kesin bilgi! Bana inanmıyorsanız üstteki resme bir daha bakın!

Resimdeki şatonun adı “Neuschwanstein”, kendisi Romantik Yol’un  simgesi ve en bilinen yapısıdır; Kral Ludwig II’nin talimatıyla 1869-1886 arasında yapılmış, ancak o tarihlerde tamamlanamamıştır. Neuschwanstein, “yeni kuğu taşı” ya da “kuğu’nun yeni taşı” demek. Kim demiş Almanlar romantik değildir diye, isminde “kuğu” geçen bir şatoları dahi var! Ayrıca şu an dinlemekte olduğunuz Brahms ve Mendelssohn’da birer Almandır!

Bugün Walt Disney şirketinin logosunda gördüğünüz şato Neuschwanstein şatosundan “esinlenerek” oluşturulmuştur. Neuschwanstein Şatosu 2012 yılında Almanya’da basılmış olan İki Euro’luk metal paraların üstünde de yer almıştır. Velhasılı, Neuschwanstein gerçek bir masal şatosudur; daha doğrusu masal şatoları ondan esinlenerek oluşturulmuştur.

TARTIŞMA NEREDEN BAŞLADI?

2011 Senesinde Freistaat Bayern (Bavyera Bölgesi yönetimi) EUIPO’ya başvurarak NEUSCHWANSTEIN kelime markasının 3, 8, 14, 15,16, 18, 21, 25, 28, 30, 32,33,34,35, 36, 38 ve 44 sınıflarda tescilini talep etti. Marka hiçbir sorunla karşılaşmaksızın 10144392 numarasıyla tescil edildi.

Markada yer alan NEUSCHWANSTEIN kelimesi gerçekten de meşhur şatonun ismine refere ediyordu ve şatonun bulunduğu Schwangau kasabası başvuru sahibinin idari yönetimi altındaydı.

Tescilin tamamlanmasından iki ay sonra, Şubat 2012’de,  hediyelik eşya-kutlama eşyaları vs üreten, satan, ithal edenlerin kurduğu Bundesverband Souvenir — Geschenke — Ehrenpreise eV(BSGE) isimli Birlik, EUIPO’ya başvurarak markanın hükümsüzlüğünü talep etti.

BSGE,  NEUSCHWANSTEIN’ın tescil için gerekli ayırt ediciliği taşımadığını, tescil edildiği emtia ve hizmetler için coğrafi kaynak gösteren bir ibare olduğunu ve markanın kötü niyetle tescil ettirildiğini iddia etti. EUIPO İptal Birimi BSGE’nin talebini reddetti.

BSGE,EUIPO nezdinde kararı temyiz etti, ama  Temyiz Kurulu’ndan da lehine bir karar çıkmadı. Bunun üzerine BSGE Genel Mahkeme’ye başvurarak EUIPO kararının iptalini ve konu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etti.

GENEL MAHKEME NE DEDİ?

2016 yılında verdiği kararla Genel Mahkeme BSGE’nin davasını reddetti. Mahkeme’ye göre;

—NEUSCHWANSTEIN şatosu her şeyden öte bir müzedir, yoksa markanın tescile konu olduğu malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu bir yer değildir. Dolayısıyla marka bu mal/hizmetler için coğrafi kaynak gösteremez.

–Tescile konu mal/hizmetler günlük yaşamda kullanılan mal/hizmetlerdir. Bunlar “hediyelik eşyalardan” ya da “turistlerle ilgili diğer hizmetlerden” farklıdır. Tescile konu olan kelime fantazi bir kelimedir ve konu olduğu mal/hizmetler için tanımlayıcı bir yönü yoktur.

–Ayrıca BSGE, objektif biçimde, Freistaat Bayern’in tescile konu mal/hizmetlerin en azından bazılarının BSGE veya başkaca 3. Kişiler tarafından pazarlamasının yapıldığını da ispat edememiştir; yani kötü niyet ispat olunamamıştır.

BSGE kararı Temyiz etti.

TARAFLAR NE DİYOR,  HUKUK SÖZCÜSÜ NE DİYOR?

Tartışılan 1. Mesele

BSGE’ye göre; Genel Mahkeme, tescile konu mallar  Neuschwanstein (şatosunda) üretilmediği ve hizmetler orada sunulmadığı için ortada coğrafi kaynak gösterme olmayacağını söylüyor. Böyle bir analiz/yorum coğrafi kaynak göstermeye ilişkin  mutlak ret nedeninin altında yatan toplum menfaatini ve önceki içtihat hukukunu gözardı ettiğinden hatalı. (Tahmin edeceğiniz gibi “içtihat” derken BSGE özellikle Windsurfing Chiemsee kararından (C 108/97 ve C 109/97, EU:C:1999:230)bahsediyor.)

Neuschwanstein şatosu coğrafi olarak yeri belli/tespit edilebilir bir mekandır ve tescile konu mal/hizmetlerin “pazarlaması” orada yapılmaktadır; bu yüzden coğrafi yer/kaynak işaret eder.

EUIPO’ya Göre; Genel Mahkeme’nin yorumunda  hatalı bir yön yoktur. Dosyada, konu markanın spesifik olarak hediyelik eşyaların veya  belli hizmetlerin pazarlanması için kullanıldığını ve bu sebeple ilgili toplumun bunu coğrafi kaynak gösterecek biçimde algılayacağını ispat eden bir delil mevcut değildir. Tescile konu mallar her gün kullanılan emtialara ilişkindir , bunların herhangi bir spesifik karakteri yoktur ve ancak üzerlerine NEUSCHWANSTEIN kelimesi koyulduğunda/ basıldığında hediyelik eşya haline gelmektedirler.

Freistaat Bayern’e Göre; Genel Mahkeme’nin yorumu doğrudur. Coğrafi yer adlarının marka olarak tescili ancak işaret objektif biçimde konu mal/hizmetler için tanımlayıcı ise reddedilebilir; ancak huzurdaki olayda böyle bir durum yoktur.Davaya konu markayı duyduğunda/gördüğünde ilgili kişilerin olumlu hislere veya pozitif çağrışımlara kapılması ve dahi konu mal/hizmetlerin pazarlamasının şatoda yapılıyor olması NEUSCHWANSTEIN işaretini hukukun aradığı manada coğrafi orijin gösterir hale getirmeye yeterli değildir.

Hukuk Sözcüsü’ne Göre; Malların/hizmetlerin coğrafi kaynağını işaret eden bir ibareyi münhasıran içeren markaların tescili  engellenir. Bu hususun da içinde yer aldığı maddenin koyuluşundaki toplumsal  amaç, kolektif marka olsun veya kompleks ve grafik özellikler içerir olsa da; mal/hizmetlerin karakteristiği ile ilgili tanımlayıcı ibare veya  işaretlerin toplumca özgür biçimde kullanılmasını sağlamaktır. Böylece tescil yoluyla bunların bir kişinin tekeline verilmesi engellenmeye çalışılır. Özellikle coğrafi orijin gösteren işaretlerin tescili konusundaki yerleşik içtihat da bu tip tescillerin önlenmesinde kamu menfaati bulunduğunu belirtir çünkü bu tip işaretler bir kaliteyi veya malların karakteristiğini işaret ederler ve bir çok değişik biçimde tüketici zevklerini/kararlarını  etkilerler, örneğin mallar ile belli bir coğrafi yer arasında bağlantı kurarak olumlu dönüşler sağlarlar.

İşte zaten bu kamu menfaatini göz önüne alarak  Mahkemeler şu hususun tespiti gerektiğini işaret etmişlerdir; bir yeri işaret eden coğrafi isim ilgili kişilerin zihninde, halihazırda veya potansiyel olarak, markanın konu olduğu mal/hizmetlerle bağlantılı/ilişkili  görülüyor mu görülmüyor mu? Eğer görülüyorsa, o taktirde marka başvurusu reddedilmelidir.

Başvurunun reddedilebilmesi için o (coğrafi) ismin kaynak göstermesi gerekir, diğer bir anlatımla mal/hizmetlerle coğrafi isim arasında bir bağlantı olmalıdır; aksi halde, bir coğrafi yerin adı olma hali otomatikman kaynak gösterme fonksiyonu ifa etmez. Mesela hiç kimse “Montblanc” (markalı) kalemlerin Montblanc isimli dağdan geldiğini(kaynağının orası olduğunu)  düşünmez.

Ancak, yine içtihadın işaret ettiği gibi, mal/hizmet ile coğrafi yer adı arasındaki bu ilişki sadece ve ancak mallar o yerde üretiliyorsa  veya üretilebiliyorsa kurulur diye bir kural da yoktur. Bağlantı,  malların orada yaratılması veya tasarımının yapılması gibi başka yollarla da kurulabilir.  (Hukuk Sözcüsü bu noktada açık biçimde Windsurfing Chiemsee kararına atıf yapıyor)

Huzurdaki olayda Genel Mahkeme’ye göre;  Neuschwanstein şatosu  bir coğrafi lokasyon değil bir müze lokasyonudur ki bu haliyle de ana fonksiyonu kültürel mirasın korunmasıdır, yoksa hediyelik eşya üretmek veya bunların pazarlanmasını yapmak ya da ilgili hizmetleri sunmak değildir. Ek olarak Genel Mahkeme, Neuschwanstein şatosu orada üretilmeyen ancak sadece turistlere pazarlaması şatoda yapılan hediyelik eşyalarıyla tanınan bir yer de değildir demektedir. O sebepledir ki Genel Mahkeme NEUSCHWANSTEIN işaretinin  coğrafi orijini işaret etmediği kanaatine varmıştır.

BSGE,  Neuschwanstein şatosunun bir coğrafi lokasyon olduğunu, ilgili toplum gözündeki yüksek bilinirliğinden dolayı şatonun üzerine konumlandırıldığı Schwangau kasabasının isminin dahi önüne geçtiğini söylemektedir. Oysa bu argümanların hiçbirinin bir önemi yoktur, burada bakılması gereken husus  markayı oluşturan işaretin konu olduğu mal/hizmetler için coğrafi kaynak gösteren bir yönü bulunup bulunmadığıdır.

Yine yukarıda belirtilen argümanlara dayanarak BSGE, Genel Mahkeme’nin  hediyelik eşyaların sadece pazarlamasının şatoda yapılıyor olmasının mal/hizmetleri NEUSCHWANSTEIN’a bağlamak için yeterli olmadığını söyleyerek hata yaptığını ve böyle bir yorumun Windsurfing Chiemsee kararına aykırı olduğunu iddia etmektedir. Ancak, BSGE’nin görüşüne katılmak mümkün değildir çünkü;

–hukuki açıdan bakıldığında, tescile konu  mallar hediyelik eşya değil sadece Nice sınıflandırmasına göre o sınıflarda yer alan t-shirt, bıçak, tepsi vs gibi mallardır. Nice Anlaşması’nda “hediyelik eşyalar” diye bir sınıf yoktur; böyle bir sınıf mevcut olsaydı da zaten içeriği o kadar geniş olurdu ki özel bir kategori malı tanımlamak imkanı olamazdı. Hediyelik eşyalar bir insanı, bir mekanı, bir olayı hatırlatır ve bunlar insan duygularını çağırır/çağrıştırır. Oysa insani duygular bir marka tescilinin kapsamı içine alınamaz çünkü bunlar mevzuat uyarınca mal/hizmet değildir. Dolayısıyla, BSGE’nin iddiasının aksine, burada konuşulan hediyelik eşyaların coğrafi orijini değil her gün kullanıma uygun mallardır.

—  Malların pazarlamasının şatoda yapılıyor olmasının gerekli bağlantıyı kurmaya yeterli olduğu ve Genel Mahkeme’nin Windsurfing Chiemsee kararına aykırı karar verdiği görüşüne de katılmıyorum. Windsurfing Chiemsee kararı son derece açıktır; mal/hizmetler ile coğrafi yer arasındaki bağlantı kurulması için illa ki üretimin orada yapılması şart değildir, örneğin, malların orada yaratılması,  tasarımlanması da aynı bağlantıyı kurar.

Ama bunun anlamı, hediyelik eşyalar için dahi,   pazarlamanın orada yapılması illa da ortada BSGE’nin iddia ettiği gibi mal/hizmetlerle coğrafi yer arasında  bağlantı var demek değildir.

Ayrıca BSGE’nin de kabul ettiği gibi dava konusu markayı taşıyan malların Neuschwanstein şatosu dışında başka yerlerde de satılması mümkündür; tek başına bu durum dahi konu  markayı taşıyan bir malın pazarlamasının yapıldığı yerin mutlaka o malı  Neuschwanstein şatosuna bağladığı  anlamına gelmediğini göstermektedir.

Sonuç olarak, pazarlama yapılan yer tek başına coğrafi kaynak göstermeye/böyle bir bağlantı kurmaya yeterli değildir; çünkü malların satıldığı yer malların kalitesini ve diğer başka karakteristiğini tanımlar olmadığı gibi, ilgili toplum da bu malların kalitesini ve özelliklerini bunları aldığı yere  bağlamamaktadır. Tam tersine, eğer bir mal belli bir yerde üretiliyorsa, yaratılıyorsa, tasarımlanıyorsa ve tüketici de bu malların bazı özellikleri olduğunu düşünüyorsa (mesela teknik, geleneksel veya el sanatları açısından) o zaman o mallarla  o coğrafi yeri birbirine bağlar. Örneğin tüketici, Limoges porseleni ile belli bazı kalite özelliklerini birbirine bağlayacak/ilişkilendirecektir,  o sebeple de porselen eşyalar için “Limoges” coğrafi orijin konusunda tanımlayıcıdır.

BSGE davada ,konu mallar Neuschwanstein Şatosu’nda satılıyor veya hizmetler burada sunuluyor diye toplum bunların bazı özelliklere/kalitelere sahip olduğunu düşünüyor diye bir iddia da ileri sürmemiştir.  Zaten Genel Mahkeme’nin de işaret ettiği gibi, Neuschwanstein Şatosu sattığı hediyelik eşyalar veya sunduğu hizmetlerle bilinen bir yer değildir.

Bu sebeplerledir ki, NEUSCHWANSTEIN tescile konu olduğu mal/hizmetler için coğrafi kaynak gösteren bir ibare olarak kabul edilemez ve Genel Mahkeme’nin yorumlarında hukuka aykırılık yoktur.

Tartışılan 2. Mesele

BSGE’ye Göre; Genel Mahkeme’nin NEUSCHWANSTEIN işaretinin konu mal/hizmetler için ayırt edici olduğu şeklindeki görüşü hatalıdır; hediyelik eşyaların üstüne NEUSCHWANSTEIN kelimesinin basılması bunları şatonun civarında satılan diğer mallardan ayırt etmeye yetmez.

Genel Mahkeme, NEUSCHWANSTEIN’ın hem müze lokasyonu olan şatoyu hem de konu markayı işaret ettiğini söyleyerek mantıksal olmayan bir gerekçe ileri sürmüştür. Yine Genel Mahkeme’nin mantığa uymayan bir diğer gerekçesi ise konu markanın tesciliyle Freistaat Bayern’in tescile konu mal/hizmetlerin kalitesini kontrol edebileceğini söylerken, bir yandan da  NEUSCHWANSTEIN’ın konu olduğu mal/hizmetlerin karakterine işaret eden bir ibare olmadığını belirtmesidir.

EUIPO ve Freistaat Bayern’e Göre; Bu tip argümanlarla BSGE , NEUSCHWANSTEIN markasının  ayırt edici vasfını bir kez daha tartışmaya açmaya çalışmaktadır yoksa BSGE’nin hukuki olarak sorduğu bir soru yoktur.

EUIPO’ya göre iş hayatında müzeler veya kültürel/turistik yerleri işleten şirketler arasındaki yaygın uygulama bunların bazı malları ilgili yerin adıyla pazarlamaları ve bu isimleri/adları da marka olarak tescil ettirmeleridir.

Freistaat Bayern’e göre; tüketici de bugün bilmektedir ki artık  müzeler  ve turistik yerler sadece kültürel eğlence fonksiyonunu yerine getirmemekte, bunun bir tamamlayıcısı olarak bulundukları yerin adıyla mal da üretip satmaktadırlar. Dolaysıyla Genel Mahkeme’nin NEUSCHWANSTEIN kelimesinin sadece şatoya refere etmediği, aynı zamanda tescile konu mal/hizmetlerin ticari kaynağını gösterdiği yönündeki  değerlendirmesi hukuka uygundur.

Hukuk Sözcüsü’ne Göre;  EUIPO ve Freistaat Bayern haklıdır. Nice sınıflandırmasında “hediyelik eşyalar” diye bir klasman bulunmadığı, tescile konu malların hediyelik eşyalardan farklı olduğu-sunulan hizmetlerin turistlerle ilgili hizmetlerden farklı olduğu, konu marka altındaki malların şatoda üretilmediği sadece pazarlamasının burada yapıldığı, hizmetlerin tamamının da şatoda sunulmadığı hususları birer vak’a olup, BSGE’de bunlara itiraz etmemiştir.

Olayda, NEUSCHWANSTEIN malların/hizmetlerin coğrafi kaynağı konusunda tanımlayıcı değilse, o zaman prensip olarak Freistaat Bayern’in müzenin bulunduğu lokasyonu adına marka olarak tescil ettirmesinde bir engel yoktur. Ki bu durumda yerin adıyla markanın aynı olması da son derece normaldir.

Nice Anlaşması hediyelik eşya diye bir mal/hizmet sınıfı tanımlamadığına göre, Genel Mahkeme’nin NEUSCHWANSTEIN işaretinin tescile konu olduğu günlük  mal/hizmetler için tanımlayıcı olup olmadığını incelemesi doğrudur. Çünkü yerleşik içtihada göre bir markanın tanımlayıcı değil, işareti taşıyan mal/hizmetleri başkalarınınkinden ayırt etmesi gerekmektedir.

Genel Mahkeme tamamen fantazi bir kelime olan ve “kuğunun yeni taşı” anlamına gelen bir işaretin tescile konu olduğu mal/hizmetler için tanımlayıcı olmadığı ve mal/hizmetlerin karakteristiğini tanımlamadığı görüşünü serdederken hatalı davranmamıştır.

BSGE ısrarla mal/hizmetleri NEUSCHWANSTEIN işaretine bağlayan tek unsurun bunların aynı adlı şatonun civarında pazarlanması olduğunu söylemektedir. Halbuki yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, pazarlama konu mal/hizmetlerin karakteristiği değildir. İlgili kişiler bu mal/hizmetleri ancak üzerlerine NEUSCHWANSTEIN işareti koyulduğunda piyasadaki diğerlerinden ayırt etmektedir.

Hem EUIPO hem de BSGE, NEUSCHWANSTEIN’ın bir reklam aracı ve slogan olduğunu ileri sürmüşse de Genel Mahkeme bu argümanı reddetmiştir. Buna karşın Genel Mahkeme işaretin ilgili kesim açısından mal/hizmetlerin ticari kaynağını işaret ettiğini ve şatoya yapılan bir ziyarete referans verdiğini belirtmiştir. Bu ikili fonksiyon kaçınılmaz biçimde müzenin sahibinin müzenin lokasyonunu marka olarak tescil ettirmesi neticesini doğurmaktadır, ki zaten buna engel olacak bir durum da mevcut değildir. Bu bağlamda, Genel Mahkeme NEUSCHWANSTEIN işaretinin ayırt edici karakterinin dayanağını kanıtladığı gibi, ilgili toplum kesiminin marka altındaki mal/hizmetleri Freistaat Bayern ile ilişkilendireceğini de gerekçelendirmiştir. Mahkeme’nin değerlendirmesinde hukuka aykırılık yoktur.

Dolayısıyla BSGE’nin temyiz talebinin reddine karar verilmesi uygun olacaktır.

Özlem FÜTMAN

ofutman@gmail.com

Ocak 2018

One thought on “ROMANTİK ALMANYA, ROMANTİK YOL, ROMANTİK MÜZİK; NEUSCHWANSTEIN DAVASINDA HUKUK SÖZCÜSÜ GÖRÜŞÜ”

  1. Özlem Hanım,

    Konu çok ilginç, yazı için teşekkürler.

    Bir konuda görüşünüzü merak ediyorum:

    “Neuschwanstein” Almanya için önemli bir turistik çekim noktası ve gerek tarihi gerekse de turistik özellikleri bakımından -bence- tarihi ve kültürel bir değer olarak kabul edilebilir.

    Sizce bu marka tescil edilmeden tarihi ve kültürel bir değer olarak değerlendirilerek reddedilmeli miydi?

    Eğer öyle derseniz, başvuru sahibinin Bavyera Eyaleti Yönetimi olması bu değerlendirmeyi etkiler mi? “Neuschwanstein Şatosu”, Bayvera eyaleti sınırları dahilinde bildiğim kadarıyla.

    Değerlendirme için teşekkürler.

    Önder E. Ünsal

Bir Cevap Yazın