Kategori: Rekabet Hukuku ve Fikri Mülkiyet

SINAİ HAKLAR REKABET HUKUKUNUN GÖLGESİNDE: TETRA LAVAL’IN SINAİ MÜLKİYET HAKLARINI GERİ ÇEKMESİNE HÜKMEDİLDİ


Türk Rekabet Kurumu Rekabet Kurulu (“Kurul”), Tetra Laval ve Tetra Pak aleyhine verdiği karar ile Türkiye’de ilk kez bir sınai mülkiyet hakkının salt tescilinin, rekabet kurallarını ihlal ettiği sonucuna ulaşmıştır. Böylece Kurul, ilk kez sınai mülkiyet başvuru/tescillerinin hak sahibince geri çekilmesi yönünde bir yaptırım uygulamıştır. (01.08.2024, Karar No. 24-32/758-319)

Geniş çevrelerde tartışma yaratan bu karara ilişkin gerekçeli karar, 16 Ekim 2025’te yayımlanmıştır. 

Uyuşmazlık

Karara konu rekabet soruşturması, Poşetsan Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.’nin (“Poşetsan”) şikayeti üzerine Tetra Laval Holding & Finance SA (“Tetra Laval”) ile Türkiye’deki bağlı şirketi Tetra Pak Paketleme Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. (“Tetra Pak”) hakkında başlatılmıştır.

Şikâyette; Tetra Laval ve Tetra Pak’ın hem aseptik sıvı gıda dolum makineleri, hem de bu makinelerde kullanılan karton ambalajlara dair ürün pazarlarında hâkim durumda oldukları ileri sürülmüştür. Bu hâkim durumun, söz konusu makinelerle uyumlu ambalaj şekillerine ilişkin 3D marka ve tasarım tescilleri üzerinden kullanılarak pazarda fiilî bir tekel oluşturduğu iddia edilmiştir.

Poşetsan’ın temel iddiası, Tetra Laval ve Tetra Pak’ın dolum makineleri ile prizmatik karton ambalajlar arasında bağlama (tying)[1] yaratarak rekabeti sınırladığı yönündedir.

Tetra Laval’ın 3D Marka Başvuru/Tescilleri

Tetra Laval, hem Türkiye’de hem de dünya genelinde prizmatik karton ambalaj şekillerine ilişkin kapsamlı bir üç boyutlu (“3D”) marka ve tasarım portföyüne sahiptir. Bu kapsamda, ihtilafa konu edilen tesciller arasında 2014/54843 sayılı 3D marka öne çıkmaktadır.

Bu başvuru başlangıçta TÜRKPATENT tarafından ayırt edicilik taşımadığı gerekçesiyle reddedilmiş; ancak Tetra Laval’ın açtığı dava sonucunda ret kararı iptal edilmiş ve işaretin marka olarak tescil edilebilir nitelikte olduğu kabul edilmiştir (Ankara 2. FSHHM, 11.05.2016; 2015/378 E. – 2016/141 K.).

Bunun yanı sıra Tetra Laval; 2022/119379 sayılı üç boyutlu marka tescili, 2013/08197 numaralı tasarım tescili ile 2022/119373, 2022/119376 ve 2022/119380 numaralı üç boyutlu marka başvurularının sahibidir. Bu başvuruların tamamı TÜRKPATENT’in resen incelemesini geçmiş olup tescil süreçleri devam etmektedir.

Tetra Laval aynı ambalaj şekline veya varyasyonlarına ilişkin marka ve tasarım korumasını yalnızca Türkiye’de değil; AB, ABD, Birleşik Krallık, İsviçre, Polonya, Meksika, Arjantin, Pakistan, Filipinler, Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Yeni Zelanda gibi çok sayıda ülkede de sürdürmektedir.

Değerlendirme

Kurul’un incelemeleri sonucunda, Tetra Pak’ın hem dolum makineleri hem de karton ambalaj pazarlarında hâkim durumda bulunduğu tespit edilmiştir. Tetra Pak’ın her iki pazarda yüksek pazar payına sahip olması, rakiplerin pazara girişinde yaşanan güçlükler ve çeşitli fiilî engeller bu tespiti desteklemiştir. Bu çerçevede Kurul, aşağıdaki başlıklar altında yaptığı değerlendirmeler sonucunda hâkim durumun kötüye kullanıldığı kanaatine ulaşmıştır.

a. Marka hakkının icra edilmesi

Tetra Laval, dolum makineleri ile bu makinelerde kullanılan ambalajları ayrı ürünler olarak sunmaktadır. Ancak soruşturma sırasında, Tetra Laval ve Tetra Pak’ın ihtilafa konu marka ve tasarım tescillerine dayanarak rakiplerine ihtarname gönderdikleri, e-postalarla uyarıda bulundukları ve bazı durumlarda dava açtıkları tespit edilmiştir. Ayrıca, Tetra Pak’ın bazı e-postalarda marka hakkının kapsamını aşan taleplerde bulunduğu ortaya konmuştur.

Kurul, bu hukuki girişimlerin rakiplerin faaliyetlerini engelleme amacı taşıdığı ve fiilen bağlama (tying) etkisi yaratacağı değerlendirmesinde bulunmuştur. Bu nedenle söz konusu eylemler rekabeti sınırlayıcı nitelikte görülmüştür.

Ek olarak, Tetra Laval’ın müşterileriyle yaptığı sözleşmelerde farklı tedarikçilerden ambalaj temin edenlerin garanti kapsamı dışında bırakılması, Kurul’un bu değerlendirmesini güçlendiren bir diğer unsur olmuştur.

b. Sınai mülkiyet hakkı stratejisi

Kurul, kararında Tetra Laval’ın sınai mülkiyet stratejisini de önemli bir değerlendirme noktası olarak ele almıştır. Tetra Laval, TÜRKPATENT nezdindeki marka ve tasarım portföyünü; prizmatik ambalaj biçiminin kapak, pipet deliği ve sözel unsurlu versiyonlar gibi farklı varyasyonlarını da içerecek şekilde geniş tutmuştur.

Kurul’a göre, bu düzenli ve kapsamlı başvuru stratejisi, rakiplerin üretim ve dağıtım faaliyetlerini fiilen zorlaştırabilecek bir pazar kapama etkisi yaratmaktadır.

Tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde Kurul, Tetra Laval’ın sınai mülkiyet haklarını rekabet kurallarını dolanacak şekilde kullandığı sonucuna ulaşmış; bu yaklaşımı “kanuna karşı hile” niteliğinde değerlendirmiştir.

Karar

Anılan değerlendirmeler neticesinde Kurul; Tetra Laval’ın 2014/54843 numaralı marka tescili ve 2013/08197 numaralı tasarım tescili ile 2022/119380, 2022/119376 sayılı 3D marka başvurularını geri çekmesine ve Tetra Laval ve Tetra Pak hakkında toplam 130 milyon TL’den fazla idari para cezası uygulanmasına karar vermiştir. İhtilafa konu olan 2022/119379 ve 2022/119373 sayılı 3D marka başvuruları ise “TETRAPAK” kelime markalarını da içermeleri nedeniyle geri çekme hükmünün dışında bırakılmıştır.

Taraflar, bu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde karara karşı idare mahkemesinde dava açma hakkına sahiptir.

Yorum

Gerekçeli karar, Kurul’un kapsamlı bir inceleme sonucunda bu sonuca ulaştığını ve şikâyet edilenlerin sınai mülkiyet korumasını aşan bazı eylemlerinin de değerlendirmede etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, salt marka ve tasarım tescillerinin rekabet hukuku ihlali sayılmasına katılmıyoruz. Tetra Laval’ın marka ve tasarım başvuru/tescillerini geri çekmesini gerektiren kısmın haksız ve ölçüsüz olduğu kanaatindeyiz.

Sınai mülkiyet hakları, bir mülkiyet hakkı niteliğindedir ve ancak kanunla belirlenen usuller çerçevesinde ve kanunen yetkili kılınmış merciler tarafından kısıtlanabilir veya ortadan kaldırılabilir. Bu yönüyle, Rekabet Kurulu’nun sınai mülkiyet hakları üzerinde doğrudan bir yaptırım yetkisinin bulunmaması, kararın anayasal açıdan da sorunlu olduğu izlenimini doğurmaktadır.

Bu tartışmalı kararın, şikâyet edilenler tarafından büyük olasılıkla iptal talebiyle Danıştay’a taşınacağını öngörüyoruz. Öte yandan karar, idari aşamada kesin olduğundan Tetra Laval, kararın gereğini yerine getirerek ilgili başvuru ve tescilleri geri çekmiştir. Bu durum, Danıştay’ın olası iptal kararında, önemli bir belirsizlik yaratmaktadır:

  • Geri çekilen başvuru/tesciller yeniden canlanacak mıdır?
  • Tetra Laval’ın karar süresi boyunca bu haklardan yoksun kalması nasıl telafi edilecektir?

Böylelikle, karar uygulamada doğuracağı sonuçlar bakımından da belirsizlikler içermektedir.

Mine GÜNER

mine.guner@gmail.com

Gözde ÖZEN

gozdeozen94@gmail.com

Kasım 2025


DİPNOT

[1] Bağlama(tying): Hâkim durumdaki bir teşebbüsün bir ürünü ancak başka bir ürünle birlikte alınması şartıyla sunması veya fiilen bu yönde baskı yaratması.

REKABET KURULU E-TİCARET SİTELERİNİN VERİ TABANLARINDA TEKELLEŞME KONUSUNU DEĞERLENDİRDİ


Rekabet Kurulu; Nadirkitap Bilişim ve Reklamcılık A.Ş.’nin,  www.nadirkitap.com isimli internet sitesi üzerinden ürünlerini pazarlamak isteyen satıcı üyelerin verilerini kendilerine sağlamayarak rakip teşebbüslerin faaliyetlerini zorlaştırmak suretiyle hâkim durumunu kötüye kullandığı iddiasını içeren bir başvuru üzerine önce ön araştırma yapmış ve bu araştırma sonucunda elde edilen bulguların ciddi ve yeterli bulunması nedeniyle de soruşturma başlatmıştır. Soruşturma, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 6. maddesinin ihlal edilip edilmediğinin tespitine yöneliktir.

Rekabet Kurulu dosyanın müzakeresi sonucunda 07.04.2022 tarihinde; Nadirkitap Bilişim ve Reklamcılık A.Ş.’nin satıcı üyelerinin, www.nadirkitap.com’a yükledikleri kitap verilerine erişimlerini ve bu verilerin taşınabilirliğini haklı bir gerekçe olmadan engellemek suretiyle, 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesi çerçevesinde hâkim durumunu kötüye kullandığına, dolayısıyla adı geçen teşebbüse idari para cezası verilmesine karar verildiğini duyurmuştur.

Bilindiği üzere, Nadirkitap ikinci el kitapların satışa sunulduğu bir e-ticaret sitesidir ve satıcı üyelere yer sağlayan bir platform konumundadır. Bu platform alıcıların üye olan mağaza sahiplerine yorum ve puanlama yapmasına olanak tanımaktadır. Uyuşmazlık ise tam olarak bu noktada ortaya çıkmıştır.

Zira, Nadirkitap’ın satıcı üyeleri kendilerine ait site içerisinde yapılan yorumlara, puanlamalara ilişkin verilerin sağlanmasını talep etmelerine rağmen, Nadirkitap bu verileri sağlamaktan imtina etmiştir. Bu durumda haklı bir gerekçe sunmadan verilerin taşınmasını engelleyen Nadirkitap’ın maksadı verilerin rakip bir platforma aktarılmasının önüne geçmek olabilir mi? Bunun cevabı evet ise rakip platformların faaliyetlerini zorlaştırarak hâkim durumunu kötüye kullanılması söz konusu mu olacaktır?

Soruşturma esnasında incelenen hususları sıralayacak olursak;

  • Nadirkitap’ın ilgili pazarda hakim durumda olup olmadığı,
  • Veri tabanı sahibinin kim olduğu (satıcı üye mi yoksa e-ticaret sitesi mi),
  • Söz konusu verilerin Nadirkitap tarafından satıcı üyelere sağlanıp sağlanmadığı ve rakiplerin faaliyetlerini zorlaştırıp zorlaştırmadığı şeklindedir.

Bu durumda şu soruyu sorabiliriz; sırf fikri mülkiyet hakkına sahip olmak bir kişiye hakim durum sağlar mı, yoksa istisnai bazı hallerde telif hakkını ileri sürmek hakim durumun kötüye kullanılması sonucunu doğurur mu? Zira, yegâne kaynak sahibi olmanın karşısında aynı eser veya veriyi kendisinin izni olmaksızın başkalarının yaratması da mümkün değilse, bir tekelleşme söz konusu olacaktır. AB Veri Tabanı Direktifi böyle bir durumda ulusal rekabet hukuku hükümlerinin uygulanabileceğini belirtir.

Örneğin; İngiliz TV şirketleri ITP ve BBC ile İrlandalı TV şirketi RTE’nin haftalık bazda program akışı listelerinin yayınlanması izni vermemeleri üzerine, MAGILL şirketinin, ilgili şirketlerin Avrupa Birliği Anlaşması’nın 82. maddesini ihlal ettikleri iddiasıyla komisyona başvurması neticesinde, Adalet Divanı münhasır çoğaltma hakkının eser sahibinin telif haklarının bir parçası olmakla birlikte, sırf fikri mülkiyet hakkına sahip olmanın kimseye hakim durum sağlamayacağına, istisnai bazı hallerde telif hakkını ileri sürmenin hakim durumun kötüye kullanılması sonucunu doğurabileceğine karar vermiştir. Kararda, yayıncı kuruluşların TV program akışlarında yegâne kaynak sahibi olmaları ve haklı bir sebep göstermeksizin lisans talebini reddetmeleri, hakim durumun kötüye kullanılması olarak görülmüştür.

Adalet Divanı kararına dayanak olarak üç kıstas saymıştır:

1) Reddedilen bilgi, kapsamlı televizyon program rehberi üretimi için vazgeçilmezdir, açık ve doyurulmamış tüketici talebinin olduğu yeni bir ürünün üretimi söz konusudur;

2) Televizyon şirketleri zorunlu bilgiyi sağlamayı reddederek ayrı bir pazar olan TV magazin dergisi pazarını tekelleştirmektedir;

3) Reddetmenin objektif bir gerekçesi bulunmamaktadır.

6 Nisan 1995 tarihli C-241/91 ve C-242/91 sayılı birleştirilmiş kararın bu bağlantıdan görülmesi mümkündür.

Başka bir örnek uyuşmazlıkta ise Adalet Divanı, Almanya’da ilaç ve medikal ürün satışlarına ilişkin verileri toplayan ve derleyen Ims Health ve Ndc Health firmaları arasındaki anlaşmazlığa ilişkin kararında, telif hakkı sahibi olan teşebbüsün, belirli bir işin yapılması için zorunlu olan mal ya da hizmete erişimi engellemesini, hakim durumun kötüye kullanılması olarak görmüştür. Mahkeme bu kararında; potansiyel talebi olan yeni bir ürünün ortaya çıkmasının engellenmesi, engellemenin objektif gerekçesinin bulunmaması ve alt pazardaki rekabetin engellenmesi nedenleriyle, IMS’nin hakim durumu kötüye kullandığına karar vermiştir.

29 Nisan 2004 tarihli C-418/01 sayılı kararın bu bağlantıdan görülmesi mümkündür.

Türk hukukunda ise eser niteliğindeki fikri ürünler yönünden açık bir yasa hükmü bulunmamakla birlikte; teknoloji ürünü olan veri tabanı sahipliğinin Rekabetin Korunması Hakkında Kanun madde 6’ya aykırılık teşkil eder şekilde kötüye kullanılması halinde, Rekabet Kurulunun zorunlu lisans kararı alarak, talepte bulunan girişimcilere veri tabanından yararlanma izni vermesi mümkündür. Bu konuda açılacak bir hukuk davasında, dijital veri tabanı sahipliğinin kötüye kullanıldığının tespiti halinde hâkim, veri tabanı sahibinin taleplerini reddedebilir. Ayrıca, hâkim talep halinde durumun kötüye kullanılması nedeniyle doğan zararların giderilmesine de hükmedebilir.

Somut uyuşmazlığa geri dönersek, Rekabet Kurulunun 17.12.2020 tarihli ve 20-54/753-M sayılı kararı uyarınca yürütülen soruşturma kapsamında düzenlenen Rapor, Ek Görüş, toplanan deliller, yazılı savunmalar, sözlü savunma toplantısında yapılan açıklamalar ve incelenen dosya kapsamına göre;

 – Hakkında soruşturma yürütülen Nadirkitap Bilişim ve Reklamcılık A.Ş.’nin ikinci el kitap satışına aracılık sağlayan platform hizmetleri pazarında hâkim durumda olduğuna,

– Nadirkitap Bilişim ve Reklamcılık A.Ş.’nin, satıcı üyelerinin www.nadirkitap.com’a yükledikleri kitap verilerine erişimi ve bu verilerin taşınabilirliğini haklı bir gerekçe olmadan engellemek suretiyle 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesi çerçevesinde hâkim durumunu kötüye kullandığına,

– Bahse konu eylemlerinden dolayı Nadirkitap Bilişim ve Reklamcılık A.Ş.’ye, 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesinin üçüncü fıkrası ile Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hâkim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik’in 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, ikinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca 2021 yılı gayrisafi gelirleri üzerinden takdiren 346.765,63 TL tutarında idari para cezası verilmesine,

– Söz konusu ihlalin sonlandırılmasını ve pazardaki etkin rekabetin tesis edilmesini teminen, Nadirkitap Bilişim ve Reklamcılık A.Ş.’nin, satıcı üyelerinden bu yönde bir talep gelmesi halinde, ilgili satıcı üyelere kitap envanter verilerini doğru, anlaşılabilir, güvenli, eksiksiz bir şekilde, ücretsiz ve uygun formatta sağlamasına karar verilmiştir.

Söz konusu karar, tüm e-ticaret siteleri için bir uyarı niteliğinde olup bu platform sahiplerinin üyelerine yönelik keyfi yaptırımlarda bulunamayacağını göstermektedir. Nadirkitap bu karara karşı İdare Mahkemesi’ne başvurma hakkına sahiptir. Dolayısıyla uyuşmazlığın yargı yoluna taşınması halinde İdare Mahkemesi’nin nasıl bir karar vereceğini merakla bekliyoruz.

Nihan ÖZKOÇAK

Haziran 2022

avnihanozkocak@gmail.com