Gene Bir Desen Şekli Gördüm Sanki!! ABAD Genel Mahkemesi Kararı – Siz Ne Düşünürsünüz? (I)

Okuyucularımızın görüş ve yorumlarını merak ettiğimiz bir Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) Genel Mahkemesi kararını sizlerle paylaşıyoruz.

Yazı iki ayrı parçadan oluşacak; ilkinde karara dayanak Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO) kararını sizlere aktaracak ve görüşlerinizi soracağız. İkinci yazıda ise, bu karara karşı açılan dava sonucunda ABAD Genel Mahkemesi tarafından alınan karara yer vereceğiz. Karar son dönemlerde yoğun olarak tartışılan desen (pattern) markaları kapsamına sokulabilir, görüşleriniz merak ettiğimizi tekrarlıyoruz.

Aşağıda görseline yer verdiğimiz şeklin tescil edilmesi talebi EUIPO’ya iletilir. Başvurunun kapsamında “Sınıf 20: Yataklar, yatak kasaları dahil olmak üzere mobilyalar, şilteler, yastıklar. Sınıf 24: Dokunmuş kumaşlar, diğer sınıflarda yer almayan tekstil ürünleri, yatak örtüleri, çarşaflar. Sınıf 25: Giysiler, ayak giysileri, baş giysileri. Sınıf 35: Yukarıda sayılan malların pazarlanması hizmetleri.” olarak özetlenebilecek mal ve hizmetler bulunmaktadır.

EUIPO ilk inceleme sonucunda, başvuruyu ayırt edici nitelikten yoksunluk gerekçesiyle reddeder. Başvuru sahibi bu karara karşı itiraz eder ve itiraz EUIPO Temyiz Kurulu tarafından incelenir.

Temyiz Kurulu inceleme sonucunda, başvuru hakkındaki ret kararını aşağıdaki gerekçelerle haklı bulur ve itirazı reddeder:

  • Başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerin ortalama tüketicileri, başvuruya konu şekli basit bir geometrik desen (eşit ölçüdeki dört kare bölünmüş bir kare, küçük karelerden üçü gri-mavinin farklı tonlarıyla, dördüncü kare ise beyaz renkle doldurulmuş) olarak algılayacaklardır.
  • Bu tip bir desen başvuru kapsamındaki tekstil ürünleri, mobilyalar ve giysilere uygulanabilir ve bu haliyle bu ürünlerin kendi görünümünden farklı olmayacaktır.
  • Başvuruya konu desen başvuru kapsamındaki ürünlere uygulandığında, ticari kaynak gösteren bir işaret olmaktan ziyade, ürünlere ilişkin çekici bir detay olarak algılanacaktır, şöyleki ilgili sektörün norm ve geleneklerinden önemli bir ayrılış söz konusu değildir.
  • Başvuruya konu işaret, tekstil sektöründe her yerde bulunabilecek olan damalı desenlerin alışılagelmiş görünümünden farklı, dikkat çekici bir varyasyon içermemektedir.

Başvuru sahibi Temyiz Kurulu’nun itirazı reddetmesi kararına karşı dava açar, başvuru sahibinin dayandığı ana gerekçeler aşağıdaki şekildedir:

  • Başvuru, Temyiz Kurulunun iddia ettiğinin aksine ürünlerin üzerine uygulanacak bir desen değil, bir logodur. Dolayısıyla, ürünlerin üzerine uygulanacak desen tespitine dayalı tüm değerlendirmeler yanlıştır.
  • Başvuru kapsamındaki tüm mal ve hizmetlere yönelik olarak ret kararı verilmesi yerinde değildir, başvuru kapsamındaki tüm mal ve hizmetlerin reddedilmesinin ikna edici gerekçeleri yoktur.
  • Temyiz Kurulu markanın bir desen olduğundan hareketle başvuruyu reddettiyse, başvurunun ne şekilde kullanıldığını sorgulamış olmalıydı, bu yapılmamıştır ve dolayısıyla, bu hususta başvuru sahibine savunma hakkı verilmemiştir.

Dava, 3 Aralık 2019 tarihinde ABAD Genel Mahkemesi tarafından sonuçlandırılır.

Sizce Genel Mahkemenin kararı ne yönde olmuştur ve ret kararının yerindeliğine ilişkin olarak görüşleriniz nelerdir?

Görüşlerini bizimle paylaşacak okuyucularımıza şimdiden teşekkür ediyoruz. Genel Mahkemenin kararını birkaç gün içinde sizlerle paylaşacağız.

Önder Erol ÜNSAL

Şubat 2020

unsalonderol@gmail.com

2 thoughts on “Gene Bir Desen Şekli Gördüm Sanki!! ABAD Genel Mahkemesi Kararı – Siz Ne Düşünürsünüz? (I)”

  1. Önder Bey merhaba,

    Konuyla ilgili olarak bir yorumda bulunmak istiyorum.

    Ayırt edicilik sadece iki marka ya da iki mal ve hizmet arasında değil, aynı zamanda marka ile mal ve hizmet arasında da bulunmalıdır. İki marka ya da iki mal ve hizmet arasındaki ayırt edicilik karıştırılma ihtimali kapsamında ele alınmaktadır (SMK m. 5/1 (ç) ve m. 6/1). Bunların yanında, tescil aşamasında iken marka olacak işaretle mal ve hizmet arasında da tüketici bakımından karıştırılma ihtimali bulunmamalıdır. Diğer bir ifadeyle, tüketici gördüğü işareti mal ve hizmete ait bir özellik değil, doğrudan marka olarak algılayabilmelidir. Zaten SMK’da somut ayırt ediciliğin koşul sayılmasıyla amaçlanan da marka olacak işaretle mal ve hizmet arasında çıkabilecek karışıklığın önlenmesidir. Buna rağmen işaretle mal ve hizmet arasındaki ilişki belli bir seviyenin altında gerçekleşiyor ve buna bağlı olarak tüketicide karıştırılma ihtimali doğurmuyorsa, işaretin somut ayırt ediciliği, dolayısıyla markasal kullanımı gerçekleşebilecektir.

    Buradan hareketle, EUIPO’nun verdiği kararda büyük oranda isabet bulunsa da kanaatimce 20’nci sınıfta yer alan mobilyalar ile bunların pazarlanması hizmeti (35’inci sınıf) konusunda tescil başvurusunda bulunan kişinin iddialarında haklı yön olabilir. Şöyle ki, söz konusu marka olacak işaret (desen), doğrudan tekstil ürünü olan kumaşları hatırlatmakta, örneğin bu işaretin deri malzemeleriyle bir bağlantısı bulunmamaktadır. Dolayısıyla kumaşın özelliğine vurgu yapan desen markası, hiç tereddütsüz kumaşın kullanıldığı mobilyalarda vasıf bildirirken, ahşap mobilya ya da ahşapla birlikte deriden yapılan mobilyalarda desen işaretinin vasıf bildirme özelliğinden bahsedilemeyecektir. Her ne kadar kumaş mobilya ile deri mobilya arasında bir şekilde bağlantı bulunduğu kabul edilse, bunlar birbirinin ikamesi sayılsa ve aynı satış yerlerinde pazarlanmış olsa bile, deri ile kumaş arasındaki farklılık ve desen işaretinin sadece kumaşlara özgülenen toplumsal algı biçimi dikkate alındığında, kumaş mobilya ile deri mobilya arasındaki benzerlik ya da ortak yönler tescile konu desen işaretinin deriden yapılan mobilyalarda karıştırılma ihtimaline yol açması mümkün olmayacak, bu nedenle söz konusu (desen) marka ile deri ya da sadece ahşaptan yapılan mobilyalar arasında somut ayırt ediciliğin bulunduğu söylenebilecektir.

    Bu nedenle, EUIPO’nun davaya konu desen işareti ile her bir mal ve hizmeti ayrı ayrı değerlendirerek bir sonuca ulaşması ve bunun için başvurandan markayı hangi tip mobilyalarda kullanacağını sorması gerekliydi. EUIPO’nun başvuranın iddia ettiği gibi markayı ne şekilde ve hangi çeşit ürünlerde kullanacağını sorgulamak yerine, detaylı araştırma yapmadan başvuru konusu işareti “basit bir geometrik desen, bu ürünlerin kendi görünümünden farklı olmayacak, ticari kaynak gösteren bir işaret olmaktan ziyade, ürünlere ilişkin çekici bir detay olarak algılanacak” şeklinde değerlendirmesi yeterli değildir. Bununla birlikte, yatak, yastık, yatak örtüleri, çarşaflar, kumaşın kullanıldığı mobilyalar, ayak giysisi dâhil diğer giysilerde, söz konusu işaretin (desen) ayrıntılı gerekçelerle ayırt ediciliğinin bulunmadığını belirten EUIPO’un sadece bu ürünlerle sınırlı olarak haklı olduğunu değerlendiriyorum.

    Saygılarımla.

    Gökhan Bozkurt

  2. Gökhan Bey merhaba,

    Detaylı değerlendirmeniz için çok teşekkürler. Genel Mahkeme kararını ikinci yazıda paylaştım. Genel Mahkeme ret kararını tüm mal ve hizmetler bakımından onamış, dolayısıyla sizin yorumunuzla kısmen örtüşen bir karar diyebiliriz. Detaylar yazıda. Teşekkür ediyoruz tekrar.

Bir Cevap Yazın