AVRUPA BİRLİĞİ TASARIM REFORMU



2002 yılından beri yürürlükte olan, eski adıyla Topluluk Tasarımı, yeni adıyla Avrupa Birliği (AB) Tasarımı sistemi, zamanla değişen ihtiyaçlara karşı yetersiz kalmaya başlamıştı. Dijitalleşmenin etkisiyle ürün biçimleri büyük ölçüde çeşitlenirken, üye devletler arasındaki uygulama farklılıkları da sistemin bütünlüğünü zorluyordu. Bu gelişmeler, AB tasarım sisteminin kapsamlı bir şekilde güncellenmesini zorunlu kıldı.

Bu ihtiyaca yanıt olarak, 2024 yılında 2024/2822 sayılı Tüzük ve 2024/2823 sayılı Direktif kabul edilerek yürürlüğe girdi. Yeni düzenlemelerle hem terminoloji sadeleştirildi hem de başvuru süreçleri dijital çağa uyum sağlayacak şekilde yeniden tasarlandı. Örneğin, grafik kullanıcı arayüzleri, ikonlar veya dijital yüzey desenleri gibi içerikler de daha açık bir şekilde koruma kapsamına alındı​.

Bu yazıda, reformla birlikte gelen başlıca değişiklikleri ele alırken, bu dönüşümün hem uygulayıcılar hem de tasarımcılar açısından ne tür sonuçlar doğurduğunu tartışacağız. Belki başka bir yazıda ise bu reformların Türkiye’deki tasarım uygulamalarına nasıl yansıyabileceği ya da ülkemizdeki sistemde ne tür geliştirmeler yapılabileceğini irdeleme fırsatı buluruz.

2024 reformuyla birlikte AB tasarım hukukunun temel taşları olan iki ayrı metin güncellendi: 2024/2822 sayılı Tüzük ve 2024/2823 sayılı Direktif.

Reformun en dikkat çekici yapısal değişikliklerinden biri, artık “Topluluk Tasarımı” (Community Design) ifadesinin kullanılmayacak olması. Bunun yerine daha sade ve kapsayıcı bir terminoloji tercih edilerek “AB Tasarımı” (EU Design) terimi getirildi​. Bu değişiklik, sistemin hem daha anlaşılır olmasını hem de AB içinde tasarım korumasına ilişkin ortak bir kimlik oluşturmasını hedefliyor (8). (Yazıda bazı cümlelerin sonunda yer alan parantez içerisindeki sayılar, yazı sonundaki yer verilen kaynakçadaki numaralar esasında yararlanılan kaynakları işaret etmektedir.)

Bunun yanı sıra, başvuru ve tescil süreçlerinde sadeleştirme amacıyla bir dizi teknik düzenleme yapıldı. Örneğin çoklu tasarım başvurularında sınıf bazlı kısıtlama kaldırılarak tek bir başvuru içinde farklı Lokarno sınıflarına ait tasarımların sunulmasının önü açıldı (3)​. Bu konuyu daha detaylı olarak yazı içerisinde tartışacağım.

Bu yeni yapı, hem kullanıcı dostu bir sistem oluşturmayı hem de üye devletler arasında daha uyumlu ve etkili bir uygulama ortamı yaratmayı amaçlıyor.

2024 reformu, sadece başvuru süreçlerini değil, “tasarım” ve “ürün” kavramlarının tanımını da günümüz ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirdi. Böylece, AB tasarım hukukunun koruma kapsamı hem genişletildi hem de daha net sınırlarla tanımlandı.

Yeni düzenlemeye göre, bir tasarım artık yalnızca ürünün dış görünüşüyle sınırlı değil; hareket, geçiş efektleri veya animasyon gibi dinamik unsurları da içerebiliyor. Bu sayede örneğin, bir kullanıcı arayüzündeki animasyonlu geçişler ya da mobil uygulamalardaki hareketli ikonlar da artık açıkça tasarım korumasına dahil​ oldu.

Ayrıca “ürün” tanımı da gözle görülür şekilde genişletildi. Artık bir ürün, fiziksel bir nesneyle sınırlı olmak zorunda değil. Dijital içerikler, grafik kullanıcı arayüzleri (GUI), ikonlar, yüzey desenleri, tipografik yazı karakterleri ve hatta dijital ortamlarda var olan soyut biçimler de ürün kapsamına açıkça giriyor (3)(6). Bu değişiklik, özellikle yazılım, oyun, uygulama ve teknoloji tabanlı sektörlerde faaliyet gösteren tasarımcılar için önemli bir koruma alanı sağlıyor.

Her ne kadar Tasarım Direktifi’nin 26(1) maddesi, tasarımların statik, dinamik veya animasyonlu şekilde; çizim, fotoğraf, video, bilgisayar modelleme gibi çeşitli yöntemlerle sunulabileceğini açıkça belirtse de, uygulamadaki sınırlamalar henüz bu esnekliği tam olarak yansıtmıyor. Özellikle başvuru sahipleri açısından, Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi’nin (EUIPO) tasarım temsillerine video ile başvuru imkânı tanıması ya da yalnızca yedi görünümle sınırlı sunum kuralını kaldırması, hem diğer ofislerle uygulama birliği hem de AB marka uygulamalarıyla uyum açısından önemli bir adım olarak görülüyor(3). Ancak yakın zamanda yayımlanan EUIPO Tasarım Kılavuzu taslağında bu yönde bir değişikliğe yer verilmemesi, yakın vadede köklü bir uygulama dönüşümüne dair umutları zayıflatıyor (3). Hatta 3D animasyonlar yoluyla hareket simülasyonu oluşturmak hâlâ yalnızca yardımcı bir sunum yöntemi olarak değerlendiriliyor ve geleneksel, statik görünümlerin yerine geçmediği belirtiliyor (3).

AB Tasarım Reformu’nun en dikkat çekici yönlerinden biri, başvuru ve tescil süreçlerinin kullanıcı dostu hale getirilmesi.

Bahsetmek istediğim ilk önemli değişiklik, çoklu başvuru kriterlerinin esnekleştirilmesi. Eskiden birden fazla tasarımın aynı başvuruda yer alabilmesi için hepsinin aynı Lokarno sınıfına ait olması gerekiyordu. Yeni düzenlemeyle bu sınırlama kaldırıldı; artık farklı ürün kategorilerine ait en fazla 50 tasarım, tek bir başvuruda sunulabiliyor​.

Ancak dikkat; 11 ve üzeri tasarım içeren başvurularda, her ek tasarım için ek ücret talep ediliyor. Bu da büyük ölçekli başvurular yapan firmalar için maliyetleri artırabilecek bir unsur (8). Yani sistem bir yandan kolaylaştırılmışken, diğer yandan daha fazla tasarım başvurusu yapanlar için artan bir maliyet yönetimi stratejisi gerektiriyor.

Ücretlendirme sisteminde görebildiğim diğer değişiklikler ise, yeni sistemde başvuru ve tescil ücretleri tek bir kalemde toplanarak daha sade hale getirilmiş durumda. Yenileme ücretleri ise başvuru süresine göre kademeli olarak artırılıyor: Örneğin, ilk beş yıl için 150 Avro olan yenileme ücreti, dördüncü dönem sonunda 700 Avro’ya kadar çıkabiliyor (5)​. Bu yapı ile uzun süreli tescil taleplerini daha planlı hale getirilmesinin amaçlandığını düşünüyorum.

Tasarım reformunun en çok tartışılan konularından biri de tamir klozu (repair clause) oldu. Bu düzenleme aslında tamamen yeni değil; kökeni, 98/71/EC sayılı Direktif’in 14. maddesine ve 6/2002 sayılı Tüzük’ün 110. maddesine kadar uzanıyor. Ancak önceki düzenlemeler, bu hükmün uygulanmasını üye devletlerin takdirine bıraktığı için yıllar boyunca parçalı ve çelişkili bir uygulama alanı oluşmuştu​.

Bazı ülkeler (örneğin, Fransa ve İtalya), görünür yedek parçalara tasarım koruması tanırken; Almanya ve İngiltere gibi diğerleri, “must-match” istisnası çerçevesinde bu tür parçaların koruma dışında bırakılmasını benimsedi​. Bu durum, özellikle otomotiv sektörü başta olmak üzere birçok sektörde hem tasarım sahiplerini hem de yedek parça üreticilerini çelişkide bıraktı.

Yeni düzenlemeyle birlikte, bu konuya da bir açıklık getirilmiş oldu. 2024/2822 sayılı Tüzük 20a maddesi ve 2024/2823 sayılı Direktif’in 19. maddesi uyarınca, görünürlüğü zorunlu olmayan veya yalnızca onarım amacıyla kullanılan parçalara yönelik koruma açıkça sınırlandırıldı. Bununla birlikte, üreticilerin kullanıcıları bilgilendirme yükümlülüğü getirilerek kötüye kullanımın önüne geçilmesi amaçlandı​.

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (CJEU) 2017 yılında verdiği kararlar da bu konuda belirleyici oldu. Mahkeme, bir yedek parçanın “tamir klozu”ndan faydalanabilmesi için görsel olarak birebir aynı olması, yalnızca orijinal görünümün geri kazandırılması amacıyla kullanılması ve üreticinin kullanıcıyı açıkça bilgilendirmesi gerektiğini vurguladı​.

Bu reformla birlikte, tamir klozunun tüm AB genelinde zorunlu ve tek tip uygulanması sağlandı.

2024 reformunun en temel yapıtaşlarından biri olan görünürlük ilkesi, yani “Visibility Clause”, tasarım korumasının çerçevesini çizen yeni referans noktası hâline geldi. Artık bir tasarımın tescil koruması altına alınabilmesi için yalnızca “kullanım sırasında görünür” olması yetmiyor; başvuru sırasında nasıl sunulduğu, yani görsel anlatımı da belirleyici hale geliyor (1).

Bu düzenlemenin özellikle kompleks ürünler için kritik olduğunu düşünüyorum. Örneğin, bir otomobil farı ya da kulaklık iç yüzeyinde yer alan görsel detaylar, doğru şekilde sunulmazsa tescil dışında kalabilir.

Görsel anlatımların, korumanın kapsamını belirleyen ve doğrudan hukuki sonuç doğuran en önemli araç olduğunu asla unutmamamız gerekiyor. Burada konuyu kişisel bir yerden de sahiplenmeden edemem, zira, görsel anlatımların hazırlanması, yüksek lisans tezimde (10) üzerine uzun uzun çalıştığım bir konuydu. Reformun, görünürlük ilkesi kapsamında görsel anlatımlara verdiği bu önemi görmek, beni ayrıca mutlu ediyor.

Hepimizin bildiği üzere, tasarım tescilinin kapsamı, korumak istediğiniz her unsuru açık ve net bir şekilde göstermekle belirleniyor. Artık “birkaç çizim yeter” anlayışının yerini, stratejik ve özenli görsel anlatımlara bırakması gerekiyor. Zira bu durum, her ne kadar başvuru için görsellerin hazırlanmasını daha zahmetli hâle getirse de, tasarım hakkının sınırlarının baştan net bir şekilde çizilmesini sağladığı için hem koruma netliği hem de hukuki öngörülebilirlik açısından büyük bir değer taşıyor.

Yazımı bitirirken, AB Tasarım Reformu çerçevesinde tescilli tasarımlar için belirlenen yeni sembolümüz olan işaretinin hepimize güzellikler getirmesini diliyor; biraz mizahi başlıklarla ele aldığım ve kendimce önemli gördüğüm değişiklikleri anlattığım yazımı keyifle okuduğunuzu umuyorum.

Irmak YALÇINER ÖKTEM

irmakyalciner@gmail.com

Mayıs 2025


Kaynakça (Alfabetik Sıralı)

  1. Bacchini, Cristiano. EU Design Reform 2024: Key Changes in Regulation (EU) 2024/2822 & Directive (EU) 2024/2823. 6th International Seminar on Intellectual Property Law, AIPPI Türkiye Sunumu.
  2. Barker Brettell. EU Announces Design Rights Reform from 1 May 2025. Erişim adresi: https://www.barkerbrettell.co.uk/eu-announces-design-rights-reform-from-1-may-2025/
  3. Bardehle Pagenberg. The RCD is Dead – Long Live the EU Design!, 2024. Erişim adresi: https://www.bardehle.com/en/ip-news-knowledge/firm-news/news-detail/the-rcd-is-dead-long-live-the-eu-design
  4. Chapple Sayer & Youle (CSY). EU Design Reform – A Summary of the Key Changes, 2024. Erişim adresi: https://csy-ip.com/eu-design-reform-a-summary-of-the-key-changes/
  5. European Parliamentary Research Service. Revision of EU legislation on design protection. Brifing belgesi, Temmuz 2023. Erişim adresi: https://www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/BRIE/2023/751401/EPRS_BRI(2023)751401_EN.pdf
  6. European Union Intellectual Property Office (EUIPO). Design Reform Hub: Terminology and Procedural Changes. Erişim adresi: https://www.euipo.europa.eu/en/designs/design-reform-hub/terminology-procedural-changes
  7. Haseltine Lake Kempner (HLK). The EU Design Reform Package – Modernising IP for the 21st Century, 2024. Erişim adresi: https://www.hlk-ip.com/news-and-insights/the-eu-design-reform-package/
  8. International Trademark Association (INTA). Webinar: EU Design Legislative Reform Overview. 27 Mart 2025, 11:00–12:00 EST, Zoom formatında çevrimiçi etkinlik.
  9. Kirkpatrick. The New EU Design Law Package: What You Need to Know, 2024. Erişim adresi: https://kirkpatrick.eu/news.asp?id=%7B2D2A5458-1CBB-4D55-949C-17112ADA1962%7D
  10. Yalçıner, I. (2012). Visual representation in industrial design registration: A proposed guideline for Turkey based on legal texts and guidelines from eight different jurisdictions and interviews with Turkish Patent Institute examiners [PDF] https://open.metu.edu.tr/handle/11511/22134

Bir Cevap Yazın