Arabesk müzik türünün Türkiye’deki önemli ve özgün icracılarından birini, gişede milyonlarla ifade edilen izleyici sayısına ulaşarak sinema alanında başarısını ortaya koyan bir oyuncuyu, hayranlarının sayısı ve kendisine bağlılığı bakımından etkileyici bir sanatçıyı, Ferdi Tayfur’u kaybettik. Sahibi olduğu müzik eserlerinin, kendi ifadesiyle “ödeme yapılmadan” dinlenilebilmesine ilişkin beyanlarını, telif ve miras hukuku bağlamında ele alacağım bu yazıyı, yaşattığı duygulara ve müziğe katkılarına şükran mahiyetinde olmak üzere sanatçının hatırasına ithaf ederim.
Basına yansıyan haberlerde;[1] Ferdi Tayfur’un geçtiğimiz yıllarda, sahibi olduğu müzik eserleri üzerindeki telif haklarına ilişkin olarak “Hayattayken de öldüğüm zaman da benim şarkılarımı herkes ödeme yapmadan dinleyebilsinler diye söyleyeceğim. Çünkü o şarkıları benim çocuklarım ya da mirasçılarım yapmadı. Ben yaptım o şarkıları ve halk duysun diye, insanlar faydalansın diye yaptım.” ifadelerini kullandığı, bu beyanların bir vasiyet niteliği taşıdığı ifade edilmektedir. Söz konusu beyanlar; sanatçının hayatta olduğu dönem ile ölümünden sonraki dönem olmak üzere; telif ve miras hukuku bakımından ele alınacaktır.
Haberlere konu beyanın, sanatçının hayatta olduğu döneme ilişkin kısmı; gerçekleşecek her bir münferit kullanımda yeni bir telif alacağı ortaya çıkacağı ve bu yönüyle doğmamış bir hakkın kullanılmasından feragat edilmesi niteliğinde olduğu için bir tasarruf olarak, bağlayıcı ve doğrudan muhatabı olan bir beyan olmadığı için de taahhüt olarak nitelendirilemez. Söz konusu beyanın sanatçının yaşadığı döneme ilişkin kısmının bir niyet açıklamasından ibaret olduğu, bu bağlamda herhangi bir kişiye, ifayı talep hakkı bahşetmeyen bir beyan olduğu değerlendirilmektedir. Söz konusu beyanın hukuki bir bağlayıcılığı da bulunmamaktadır. Nitekim sanatçı niyetini; eserlerinin bazıları ya da tamamı için gerçekleştirebilir, bir dönem gerçekleştirip sonra vazgeçebilir ya da hiç gerçekleştirmeyebilirdi ve bu tasarrufları hukuken bir yaptırıma da tabi tutulamazdı.
İncelemeye konu beyanın, sanatçının ölümünden sonraki döneme ilişkin kısmı ise daha kapsamlı bir incelemeyi gerekli kılmaktadır. Sanatçının beyanları, eser üzerindeki mali haklara ilişkin olduğundan, inceleme mali hakların mirasa konu olması ve mali haklar üzerindeki ölüme bağlı tasarruflar üzerinden gerçekleştirilecektir.
05.12.1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.63/1 hükmüne göre; FSEK’in tanıdığı mali haklar, miras yoluyla intikal eder. Mali haklar üzerinde ölüme bağlı tasarruflar yapılması caizdir. Basına yansıyan haberlerde sanatçının beyanları her ne kadar “vasiyet” olarak adlandırılsa da kanaatimizce söz konusu irade açıklaması vasiyet değil; 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.515 hükmü bağlamında, mirasın paylaşımına ve mirasçıların mirasçılık sıfatlarına etkisi olmayan, ancak yasal mirasçıların mirasa konu haklardan sağlayabilecekleri menfaatleri sınırlayan, herhangi bir ölüme bağlı tasarrufa bağımlı olmayan[2] bir “yükleme”dir. Nitekim sanatçı, mirasçıların hak sahipliğine ilişkin bir sınırlama getirmemekte, sadece hakkın kullanılmasından elde edilecek mali menfaatlerin bir kısmından üçüncü kişiler lehine feragat edilmesi iradesini ortaya koymaktadır. Yükleme; miras bırakanın, ilmî, sosyal vb. bir amacın yerine getirilmesine yönelik ölümünden sonraki hedefini ifade etmektedir.[3]
TMK m.515 hükmüne göre; tasarruf hüküm ve sonuçlarını doğurduğu andan itibaren, her ilgili, koşul veya yüklemenin yerine getirilmesini isteyebilir. Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere; inceleme konumuz bağımsız bir yükleme niteliğinde olduğundan, tasarrufun hüküm ve sonuçlarını doğurduğu an yerine TMK m.575 hükmü bağlamında mirasın açıldığı, bir başka ifadeyle ölüm anı esas alınacaktır.
Sanatçının ifadelerinden yüklemenin yerine getirilmesini isteyebilecek ilgililer (lehtarlar), sanatçının eserlerini dinleyebilecek potansiyel dinleyiciler, yani herkestir. Potansiyel dinleyiciler; sanatçının eserlerini dinlemek için bir bedel alınmamasını mirasçılardan talep edebilirken, mirasçılar sanatçının eserlerini dinleyenlerden bir ödeme yapmasını talep edemez. Belirtmek gerekir ki sanatçı; ödeme yapmadan eserden istifade etmeyi sadece dinleme ile sınırlamıştır. Eserlerin başka sanatçılarca seslendirilmesi, eserlere başka eserlerde yer verilmesi gibi telif alacağı ortaya çıkaracak sair kullanımlar yüklemenin kapsamı dışındadır. Mirasçıların bu gibi kullanımlar için bedel talep edebilmeleri mümkündür. Söz konusu yükleme mirasçılara, sanatçının eserlerini dinlenebilir hâlde dinleyicilere sunma yükümlülüğü getirmemekte, dinleyicilerin erişebildikleri eserleri dinlemelerine ilişkin bedel talep etmemeyi yüklemektedir. Günümüzde sanatsal içeriğe erişim için yaygın olarak kullanılan dijital platformların üyelik bedelleri de kanaatimizce eserin dinlenmesine ilişkin ödeme olarak kabul edilemez. Zira anılan platformlar münhasıran bir esere erişime yönelik değil, birçok esere erişilebilen bir arşivi kullanıcılarına açmaktadır. Kaldı ki bu platformlara erişimde bir sözleşmesel ilişki, bir başka ifadeyle bedel ödemeye ilişkin rıza da bulunmaktadır.
TMK m.515 hükmüne göre; yüklemenin yerine getirilmemesi durumunda, ilgililer bir dava ile yüklemenin yerine getirilmesini talep edebilirler. Bu dava bir alacak davası olmayıp, ifa davası niteliğindedir. [4] Bir kez daha belirtmek gerekir ki somut olaydaki yükleme; mirasçılara mirasa konu eserlerin dinleyicilere arz edilmesi gibi bir yükümlülük yüklemediği için, lehtarlar mirasçılara, eserlerin dinlenilmesine elverişli şekilde piyasaya sunulması gibi bir talepte bulunamaz. Yükleme; mirasa konu eserlerden, bizzat miras bırakan tarafından icra edilmiş olanların, dinlenilmesine ilişkin olarak bir telif bedeli istenilememesiyle sınırlıdır. Bunun dışında dijital platformların talep ettikleri abonelik ücretleri, komşu hak sahipleri ile işleme eser sahiplerinin üçüncü kişilerden talep edecekleri telif bedelleri veya mirasçıların; dinleme dışında, örneğin eserlerin yeniden icra edilmesi ya da sanatçının icra ettiği eserin bir başka eserde kullanılması gibi yararlanmalara ilişkin ücret talepleri yüklemenin kapsamı dışındadır.
Yazımıza son verirken; sanatçının nadir rastlanan bir toplumsal duyarlılıkla, mirasçılarının menfaatleri ile fikrî mülkiyet haklarının toplumsal yönü arasında bir denge kurma gayreti, fikrî mülkiyet haklarının kamusal yönünü de gözetir yaklaşımı için şükranlarımı sunuyor, sanatçıyı bir kez daha saygıyla anıyorum.
Osman Umut KARACA
Ocak 2025
[1] https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hayat/ferdi-tayfurun-vasiyeti-ortaya-cikti-42646942, (03.01.2024); https://x.com/onediocom/status/1875114701375287375, (03.01.2024), https://www.milliyet.com.tr/magazin/ferdi-tayfurun-vasiyeti-ortaya-cikti-o-sarkilari-cocuklarim-yapmadi-7273975, (03.01.2024)
[2] Müjgan Gömeç; Ölüme Bağlı Tasarruflarda Koşul ve Yüklemeler; Kırıkkale Hukuk Mecmuası, Yıl 2021, Cilt 1, Sayı 1, Sayfa 31-53, s.46.
[3] Reyhan Tuhan Boz; Ölüme Bağlı Tasarruflarda Yüklemenin Yerine Getirilmesi Talebinin İleri Sürülebileceği Süre; Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl 2022, Cilt 4, Sayı 2, Sayfa 798 – 822, s.803.
[4] Reyhan Tuhan Boz; age. s.807.

