Telif ve adil kullanım. Kendine Amerikan kıtasında bulduğu gibi sağlam ve geniş çaplı bir yeri Türk mevzuatında bulamayan “adil kullanım istisnası” bugün çok büyük tartışmaların odağında. Öyle ki, yapay zeka odaklı davaların düğüm ve çözüm noktası olarak dikkate alınan “telif hukukunda adil kullanım istisnası”nın önümüzdeki günlerde daha da fazla tartışmaya konu olacağını öngörmek sanırım çok da zor olmayacaktır.
Peki nedir adil kullanım istisnası? Sadece yapay zeka/ teknoloji kullanımları ile mi sınırlıdır? Çok daha önemlisi hangi kriterler dikkate alınır? Şöyle ki;
Telif mevzuatı ile korunan çalışmalar, kural olarak yaratıcısının/ hak sahibinin izniyle kullanılabilmektedir. Ancak kanun koyucunun özellikli olarak değerlendirdiği bazı durumlarda, hak sahibinin izni olmaksızın telife konu çalışmanın kullanılabilmesi mümkün olabilmektedir. Genel olarak “istisna” olarak tanımlanan bu durum kendi içinde alt kategoriler içermekte olup; bunlardan biri de “adil kullanım istisnası”dır. Adil kullanım istisnası yapay zeka ile gündemdeki etkisini arttırmış olsa da, tabii ki sadece tek bir sektöre özgü değildir. Yapay zeka davaları ile çokça özdeşlemesinin sebebi ise, çoğu dosyada adil kullanım istisnasının bir savunma olarak ileri sürülmesi haliyle de ilgili kriterlerin birbirinden farklı çokça dosyada tartışılmasıdır.
Adil kullanım istisnasının uygulama alanı ve kriterlerini bir dosya üzerinden ele almanın çok daha kolaylaştırıcı bir yanı olacağını düşünüyorum. Amerika Birleşik Devletleri’nde davaya konu edilen ve şu an temyiz incelemesinde olan August Image, LLC / Mark Seliger – Girard Entertainment & Media LLC / Keith Girard dosyası; adil kullanım istisnasının tartışıldığı, yakın tarihli ve hatta -yapay zeka dosyalarında olduğu gibi- magazinsel boyutu olan dosyalardan biri. Dosyanın kolayca takip edilebilmesi için bir kısım noktaları özet olarak paylaşmak gerekirse;
- Davacı Mark Seliger, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok geniş kitlelerce bilinen Friends dizinin oyuncu ekibinin fotoğrafını çeken bir fotoğraf sanatçısıdır. August Image, LLC ise Mark Seliger’in bu tür davalar için yetkilendirdiği ajanstır.
- Davalılar Girard Entertainment & Media LLC ve Keith Girard ise thenyindependent.com haber sitesinin sahip ve yöneticileridir.
- Friends dizisi, malumunuz olduğu üzere, tüm dünyada yıllarca fırtınalar estiren bir Amerikan dizisidir. Yıllar önce çekimleri tamamlanmasına rağmen hayran kitlesinin azalmak yerine çoğalması, dizi ekibinin yıllar sonra tekrar bir araya gelmesine vesile olmuştur. David Schwimmer (dizide Ross Geller) bir Instagram postu ile bu gelişmeyi paylaşmış ve bu sırada davacı Mark Seliger tarafından çekilen bir fotoğrafı kullanmıştır.
- Davalılara ait olan internet sitesinde bu yönde haber yapılırken, David Schwimmer’ın Instagram postu ve haliyle de davacının çektiği ve telifle korunan fotoğraf kullanılmıştır.
- Kanaatimce değerli olan bir nokta olarak; ilgili haberde, “Schwimmer, who played Ross, confirmed in an Instagram post that the cast had agreed on a ‘Friends’ special.” (Ross’u canlandıran Schwimmer, Instagram paylaşımında oyuncuların ‘Friends’ özel bölümü için anlaştıklarını doğruladı.) şeklinde bir kısım yer almıştır.
- Telifle korunan fotoğrafın bu şekilde kullanılmasının kendi haklarını ihlal ettiğini iddia eden davacılar ise ihtilafı mahkemeye taşımıştır.
Mahkeme nezdinde dosya birden çok açıdan ele alınmakla birlikte, bu yazımızın odak konusu olan adil kullanım istisnası özelinde aşağıdaki gibi bir tablo ortaya çıkmaktadır:
Davalılar, adil kullanım doktrinin telif ihlalleri bakımından kanuni bir istisna olduğunu ve bunun eleştiri, yorum ve haber duyurusu amaçları söz konusu olduğunda dikkate alınması gerektiğini iddia etmiştir.
Adil kullanım istisnasının mevcut olup olmadığının değerlendirmesi ise mahkemeler tarafından 4 temel kriter dikkate alınarak her bir dosya özelinde yapıldığından, bu dosyadaki değerlendirme de bu şekilde ilerlemiştir. Dikkate alınan kriterler aşağıdaki gibidir:
- Söz konusu kullanımın ticari niteliği ile kar amacı gütmeyen eğitim amaçlı kullanım olup olmadığı da dahil olmak üzere, kullanımın amaç ve niteliği,
- Telifle korunan eserin niteliği,
- Kullanılan bölümün telifle korunan eserin bütününe oranla miktarı ve önemi,
- İlgili kullanımın, telifle korunan eserin değeri veya olası pazar payı üstündeki etkisi.
Mahkeme; tüm bunların yanında, söz konusu kullanımın işleme niteliğinde olup olmadığının da özellikle göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulamıştır.
Kısaca her bir kriter için yapılan değerlendirmeyi ayrı ayrı ele almak gerekirse;
1- Söz konusu kullanımın ticari niteliği ile kar amacı gütmeyen eğitim amaçlı kullanım olup olmadığı da dahil olmak üzere, kullanımın amaç ve niteliği:
Bu kriter iki alt değerlendirme içermektedir: a) kullanımın dönüştürücü niteliği ile b) ilgili kullanımın ticari amaçlı mı ya da kar amacı gütmeyen eğitim amaçlı olup olmadığının tespiti.
Dönüştürücü bir kullanım özetle ilgili esere yeni bir anlam/mesaj eklenmesini ifade eder ve genel olarak bakıldığında, doğrudan kopyalama niteliğindeki kullanımlara kıyasla adil kullanım olarak değerlendirilmesi daha olasıdır. Sanat ve bilim aktivitelerinin yayılması için bir araç niteliğinde olan dönüştürücü kullanım, özellikle ünlülerle ilgili haberlerin iletilmesi için telifle korunan fotoğrafların dahil olduğu sosyal medya gönderilerinin kullanımında göz önüne alınmaktadır. Zira bu haberlerde bilgisi paylaşılan asıl hikayenin kendisi o sosyal medya gönderisi olarak değerlendirildiğinden; hedeflenen duyuru salt o gönderinin oluşturulma niyetinden öteye gitmektedir.
Dava konusu makale bakımından yapılan değerlendirme açısından da; Schwimmer’ın sosyal medyada paylaştığı gönderi, Friends dizisinin döneceğine yönelik bir ima olarak değerlendirilmiş, ilgili fotoğraf bu niyetle kullanılmıştır. Söz konusu haber de bu yönde bir değerlendirmede bulunmak amacıyla yapılmıştır. Dolayısıyla, dava konusu haber/makalenin aslen orijinal olandan farklı bir şey ilettiği tespit edildiği için, mahkeme ilgili kullanımı dönüştürücü olarak nitelendirmiştir.
Daha anlaşılabilir olması adına şu şekilde not etmenin faydalı olabileceği kanaatindeyim: İlgili fotoğrafın çekildiği/kullanıldığı ilk dönemdeki orijinal amacı Friends kadrosunun tanıtılması olarak değerlendirilmiştir. Mevcut ihtilafa konu kullanım ise, kadronun tanıtılmasının ötesinde, Friends dizisinin yeni bölümlerle yayınlanacağına ilişkin bir ima olarak değerlendirilmiştir. Haliyle, fotoğrafın kullanım amacı orijinal amaçtan farklı olduğu gibi ihtilaf konusu haber de aslında post/durum hakkında duyuru yapmaya yönelik bulunmuştur.
Ticari amaçlı kullanım bakımından yapılan değerlendirmede ise, bugün hemen hemen tüm kullanımların ticari bir etkisi olduğu gerçeği özellikle göz önüne alınmış ve mahkeme tarafından; “yeni çalışma ne kadar dönüştürücü olursa, adil kullanım bulgusuna karşı gelebilecek ticarileşme gibi diğer faktörlerin öneminin o kadar az olacağı” değerlendirilmiştir.
Somut olayda da, tabii ki bir noktada ticari amacı bulunduğu kabul edilen, çevrimiçi bir haber sitesinde yer alan tek bir makalenin kullanımının kar payı/amacı üstündeki etkisi “oldukça sınırlı” olarak değerlendirilmiştir.
Tüm bunların ışığında, adil kullanım için ilk kriterin somut olayda mevcut olduğu değerlendirilmiştir.
2- Telifle korunan eserin niteliği:
Bu kriter ise şu şekilde iki alt değerlendirmeyi baz almaktadır: a) eserin yaratıcı niteliği ve haliyle adil kullanım noktasında ne kadar geniş bir alan tanıdığı ile b) eserin yayınlanıp yayınlanmadığı.
Somut olay açısından fotoğrafın yaratıcı olduğu ve yayınlandığı açıkça tespit edilmiştir. Ancak burada ilk kriter olan dönüştürücü kullanım niteliği daha ağır bastığından, bu ikinci kritere çok büyük bir önem addedilmemiştir.
3- Kullanılan bölümün telifle korunan eserin bütününe oranla miktarı ve önemi:
Bu kapsamda, kullanılan bölümün miktar ve öneminin tüm esere kıyasla ne derece makul olduğu incelenmektedir. Her ne kadar tüm eserin tamamen kullanılmasının özellikle adil kullanım sayıldığı yönünde kesin bir kural olmasa da, bunun asla adil kullanım sayılmayacağı yönünde değişmez bir kuralın da bulunmadığı belirtilmiştir.
Somut olayda, telifle korunan fotoğrafın tamamının haberde yer aldığı tespit edilmiştir; zira haber kapsamında kullanılan Schwimmer’ın sosyal medya paylaşımında da fotoğrafın tamamı yer almaktadır. Diğer yandan ihtilaf konusu makalenin amacına/ konusuna bakıldığında, burada fotoğrafın kısmen kullanılmasının hikayeyi işlevsiz kılacağı ifade edilmiştir. Sonuç olarak bu kriterin etkisi nötr olarak değerlendirilmiştir.
4- İlgili kullanımın, telifle korunan eserin değeri veya olası pazar payı üstündeki etkisi:
Söz konusu kriter kapsamında; esere ilişkin ikincil kullanımın orijinal esere ilişkin pazar payını negatif yönde etkileyip etkilemediği göz önüne alınmaktadır. Çok basit bir şekilde değinmek gerekirse; ikincil kullanımın orijinal esere tercih edilerek orijinal eserin pazar payını düşürmesi ve haliyle de hak sahibini edimlerden mahrum bırakması ihtimali incelenmektedir.
Dava konusu ihtilafta; ilgili fotoğrafın tek başına görünmediği ve yalnızca makaleye konu edilen sosyal medya postunun bir parçası olduğu değerlendirilmiş, ilgili fotoğraf ile söz konusu haberin rekabet halinde olmadığı vurgulanmıştır. Bu anlamda kriterin etkisi nötr olarak düşünülmüştür.
Hepsinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde mahkeme; ihtilaf konusu olayda adil kullanımın söz konusu olduğu sonucuna varmıştır.
Mahkeme tarafından dosyada ele alınan diğer hususlar da gözetilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Karara bu link üzerinden ulaşılması mümkündür. Belirtmek gerekir ki, karar şu an temyiz aşamasında olup, henüz kesinleşmemiştir. Ancak karar gerekçesini dikkate aldığımızda, büyük olasılıkla dosya adil kullanım kriterleri üstünden incelenecektir.
Görüldüğü üzere söz konusu dosyada, adil kullanım istisnasının kriterlerin değerlendirilmesi bakımından oldukça detaylı bir değerlendirme yapılmıştır. Yine görülmektedir ki; özellikle kullanımın dönüştürücü niteliği çok yönlü şekilde ele alınmış ve bu değerlendirme aslen diğer kriterlerin dikkate alınmasında da etkili bir rol oynamıştır. Kanaatimce bu yaklaşım; ikincil kullanımlarda aslen “dönüştürücü kullanım” kavramının hayati bir yeri olduğunu ve haliyle de, kullanımı gerçekleştiren kişilerin bu yaklaşıma paralel ilerlemesinin faydalı olacağını göstermektedir.
Büşra BIÇAKCI
Nisan 2025


