Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=5RSxvfPJyUE
AB’nin Avrupa Kırsal Kalkınma Ağı (The European Network for Rural Development-ENRD); kırsal kalkınma politikasının, programlarının, projelerinin ve diğer girişimlerin uygulamada nasıl çalıştığı görmek ve daha fazlasını elde etmek için nasıl geliştirilebilecekleri hakkında bilgi alışverişi için kurulmuş bir merkez. Bu faaliyetler, ENRD Temas Noktası ve Kırsal Kalkınma İçin Avrupa Değerlendirme Yardım Masası olmak üzere iki destek ünite üzerinden yürütülmekte.
ENRD’nin “Akıllı ve Rekabetçi Kırsal Alanlar”a ilişkin çalışmasında, 2017-2020 yılları arasında görevlendirilmiş bir grup, “akıllı köyler (smart villages)” teması üzerinde çalışıyor.
“Akıllı köyler” kavramı; kırsal alanlardaki ekonomik performansın ve yaşam kalitesinin, potansiyel olarak dijital ve diğer teknolojiler vasıtasıyla geliştirilmesiyle ilgili. Akıllı köy sakinlerine, genellikle sadece kent sakinleri tarafından erişilebilen bilgi, pazar, sosyal ve kültürel hizmetler, teknolojiler ve altyapıya erişim imkânı kazandırılıyor.
Kırsal bölgelerde yaşanan sorunlar birbirinden farklı, bu bölgelerin sahip oldukları imkânlar da öyle. Hal böyle olunca, herkese uyan tek bir çözümün önerilmesi mümkün değil. Bu sebeple akıllı köy modelleri, yeni ve/veya mevcut bölgesel stratejilerle desteklenen, ilgili bölgenin ve stratejinin liderlik ettiği bir dizi politikanın koordine edilmesiyle oluşuyor; AB fonlarıyla desteklenerek, binlerce yerel topluluğun refah seviyesini yükseltiyor.
Köylerde verilen mücadelelerin bir kısmı, “Birlikten kuvvet doğar.” atasözünü hatırlatıyor. Karşılaşılan sorunlar, sahip olunan tüm araçlar seferber edilip, komşu köylerdeki imkânlarla birleştirilerek kurulan ortaklıklarla çözüme kavuşuyor. Oluşan küçük köy grupları, mini bir kent kimliğine bürünebiliyor.
Kendi koşullarına uygun modeli bulabilmek için, mevcut durumun tam olarak ortaya konulabilmesi gerekli. İşte Finlandiya’dan güzel bir örnek.
Finlandiya hükümeti 2016 yılında, kırsal bölgelerde karşılaşılan sorunlar ile dijital innovasyonla sunulan fırsatlar konularını biraraya getiren “akıllı kırsal bölge (smart countryside)” çalışması yaptırır. Bu çalışmayla elde edilen veriler, Finlandiya’nın kırsal bölgeleriyle ilgili çarpıcı gerçekleri ortaya koyar.
Çalışmaya göre, Finlandiya nüfusunun üçte biri (1,6 milyon kişi), kırsal alanlarda yaşamakta. Ancak kırsal alanların nüfus yoğunluğu ve demografik dağılımı, bölgenin özelliğine göre değişiyor.
Kentlere yakın kırsal alanların nüfus yoğunluğu fazlayken, kentlerden ve merkezlerden uzak alanlarda nüfus seyrekleşiyor ve dahası gittikçe yaşlanıyor. Köylerdeki dükkânların sayısı 2012-2015 yılları arasında %20’lik bir düşüş gösterirken, yıllık olarak kapanan köy okulu sayısı yaklaşık 60. Kırsal alanlardaki postanelerin sayısı ise, 1990 yılından itibaren mütemadiyen azalmakta.
Kırsal alanlarda nüfusun %77’sinin evinde internet var. Bu oran, kent sakinlerinde %80, başkent civarlarında yaşayanlarda ise %88. Kırsal alanların internet bağlantısı sıklıkla geniş bant (broadband) kapsamıyla kablosuz olarak sağlanıyor. Kırsal alan sakinlerinin %81’i internet kullanırken, bunların üçte ikisi iletişim, alışveriş ve haber takibi amacıyla günde birçok kez internetten faydalanıyor. Çoğu internet kullanıcısı 55 yaşın altında ama 75 yaşın üzerinde az da olsa kullanım var.
Finlandiya hükümeti; kırsal alanda yaşayan nüfus için fırsat eşitliği yaratan, kamu sektöründe maliyeti düşüren, yeni iş olanakları sunan ve yerel mücadeleye innovatif çözümler sunan dijitalleşmiş hizmetlerin hayati önem taşıdığına inanıyor. Bu sebepledir ki 2013 yılında devlet destekli stratejik araştırma yatırımları, multidisipliner büyük toplumsal mücedeleler için adanmış. İlaveten, bilgiye dayalı politikaların promosyonu için, hükümet kararlarına yön veren araştırmalar, doğrudan başbakanlık çalışma ofisince merkezileştirilmiş.
Bu çalışma, şöyle bir modele ışık tutmuş. İnsan sayısından daha fazla ren geyiği yaşayan kuzey Finlandiya’daki Lapland’den, başkent Helsinki’ye yolculuk 16 saat sürüyor. Bu zorluklarla mücadele için yöre halkı, yenilenebilir enerjiye dayalı birçok proje geliştirmiş. Bunlardan bazıları; uzaktan eğitim, sosyal hizmetler, kültürel aktiviteler ve geniş bant teknolojisi kullanan hizmetler. Geliştirilen mobil klinik ve yüksek hızlı internet bağlantıları, tıbbi hizmetlerin o zorlu bölgelere ulaştırılmasını sağlamış.
AB’nin, “Varlıklarınızdan en iyi şekilde yararlanmak için beklemeyin!” (Don’t wait for the best use of your assets!) mottosuyla insanları motive eden akıllı köy modelleri; ulaşım, eğitim, gıda, tarım, sosyal hizmetler, enerji ve dijitalleşme gibi alanlarda son derece yaygın. Bunlardan birkaç tanesine, hızlıca bir bakalım.
Güney Almanya’da bilimsel araştırmalar; kırsal alanda yaşayan insanlara dijital çözümler üretmeye odaklanarak, e-ticaret ve e-yönetim için yerel hizmetler üretmeye başlamış. Bu da akıllı köylerin, aynı zamanda yeni fırsatlar yarattığının bir göstergesi.
Akıllı köyler çevre dostu, her zaman düşük karbon ekonomisine sahip. Örneğin kuzeydoğu İspanya’da Katalanya’daki 11 önder grup, enerji geçişinin maliyetini hesaplayarak, daha fazla yenilenebilir enerji kullanmayı ve enerji sarfiyatını azaltmayı hedefleyen yazılımlar geliştirmeye gönül vermiş.
Çevre dostu demişken, WIPO’nun bu yılki 26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Günü temasının, “Yeşil Bir Gelecek İçin İnnovasyon!” olduğu aklıma geldi birden.
WIPO diyor ki; “Dünya bizim evimiz, onu korumalıyız. Bugünkü seçimlerimiz, yarınımızı şekillendirecek.” Einstein’ın sözünü de hatırlatıyor; “Aynı şeyleri defalarca yaparak, farklı sonuçlar vermesini bekleyemeyiz.”
Kaynaklar:
https://ec.europa.eu/digital-single-market/en/news/eu-support-smart-villages
https://enrd.ec.europa.eu/about_en
http://www.fao.org/family-farming/detail/en/c/883236/
https://www.youtube.com/watch?v=ckB71hb0kx0&feature=youtu.be
|