Marka ve Patent Vekilliği Sınavları Hakkında Birkaç Not ve İzlenim



Marka ve/veya Patent Vekilliği unvanını elde etmek Türkiye’de son yıllarda bir hayli zorlaştı. 2015 yılı öncesinde başvuru kitapçıklarına kısaca göz gezdirerek katılan neredeyse herkesin kazandığı sınavlar, 2015 yılından bu yana % 3- 4 arasında gezinen başarı oranlarıyla iyice göz korkutur hale dönüştü. Bu yazıda, 2015 yılı sonrasında sınavların evrildiği hal, çoğunlukla serbest akış biçiminde bir tarzla değerlendirilecektir.



5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun’un 30. maddesine göre; “Sınai mülkiyet hakları ve geleneksel ürün adları ile ilgili danışmanlık yapma ve Kurum nezdinde başvuru sahipleri adına işlem yapma yetkisinde olan gerçek veya tüzel kişiler patent, faydalı model ve entegre devre topoğrafyası konularında patent vekilleri; marka, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları konularında marka vekilleri; tasarım konusunda ise hem patent vekilleri hem de marka vekilleridir.”

Aynı maddenin ikinci fıkrasının (f) bendine göre, gerçek kişilerin patent vekili veya marka vekili olabilmesi için gerekli şartlardan birisi de “Patent vekilliği veya marka vekilliği sınavlarında başarılı olmak”tır. Dördüncü fıkraya göre patent vekilliği ve marka vekilliği sınavları, iki yılda bir Türk Patent ve Marka Kurumu Yönetim Kurulu kararıyla yapılır. Anılan sınavlara ilişkin usul ve esaslar ise Kanuna göre bir Yönetmelik’le düzenlenecektir.

Sınavlara ilişkin düzenlemeleri de içeren Patent Vekilliği ve Marka Vekilliği Sınav, Sicil ve Disiplin Yönetmeliği ise https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=38501&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5 bağlantısından görülebilir.

2015 yılından bu yana sınavlar iki aşamalı olarak düzenlenmektedir. Çoktan seçmeli sorulardan oluşan Genel Yeterlik Sınavının ardından, bu sınavda başarılı olanların katılabileceği açık uçlu sorulardan oluşan Mesleki Yeterlik Sınavı yapılmaktadır. Mesleki Yeterlik Sınavında da başarılı olanlar başarılı oldukları sınavın türüne göre Marka veya Patent Vekilliği unvanını kullanmaya hak kazanmaktadır.

Patent ve Marka Vekilliği Sınavlarının soruları 2015 yılından bu yana Türk Patent ve Marka Kurumu (Kurum) tarafından hazırlanmaktadır ve anılan yıldan bu yana sınav soruları önceki yıllara kıyasla oldukça zorlaşmıştır. 2015 yılı öncesinde çeşitli üniversiteler tarafından hazırlanan sınavlar, gerek soruların özensizliği ve basitliği, gerekse de maddi hatalar nedeniyle iptal edilen soru sayısının fazlalığı gibi gerekçelerle yoğun biçimde eleştirilmiş ve Kurum son kertede sınav sorularını kendisi hazırlamaya başlamıştır.

2015 yılı öncesinde sınavlara biraz hazırlanarak giren neredeyse herkesin başarılı olduğu bir zorluk derecesi söz konusu iken; 2015, 2017, 2019 ve son olarak 2021 yılı sınavları birbirinden zorlu olmuştur ve başarı oranı 2015 yılı öncesine kıyasla dramatik derecede düşmüştür.

Sınav sorularının 2015 yılı öncesine kıyasla nitelikli hale gelmesi neredeyse kimse tarafından eleştirilmese de, başarı oranlarının 2015 yılından bu yana %5’in altında olması ve soruların büründüğü zorluk derecesi özellikle sınavlara girenler tarafından kıyasıya eleştirilmektedir.

Yazının devamında 2015 sonrası dönemdeki sınavlara ilişkin izlenimler maddeler halinde belirtilecektir. Bu noktada, bu satırlarının yazarının 2017 yılında Marka Vekilliği Sınavına girip başarılı olduğu, gerek geçmiş gerekse de güncel dönem soruları hakkında bilgi sahibi olduğu da belirtilmelidir.



A- Genel Yeterlik Sınavında başarı oranı bu denli düşükken Mesleki Yeterlik Sınavına neden ihtiyaç duyulmaktadır?

İki aşamalı sınavların mantığı genel olarak; ilk aşamada genel bilgi düzeyinin ölçülmesi ve yeterli düzeyde genel bilgiye sahip olmayan grubun elenmesinin ardından, ikinci aşamaya kalan adayların teknik/mesleki yeterliği sahip olup olmadığının ölçülmesidir.

2015, 2017, 2019 ve başarı oranını henüz bilmesek de tahmin ettiğimiz kadarıyla 2021 yılı Marka ve Patent Vekilliği Sınavlarında birinci aşama sınavları o denli zor ve başarı oranları öylesine düşüktür ki, ikinci aşama sınavlara neden ihtiyaç duyulduğu sorusu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

Sınavlara katılan kişi sayısı Marka veya Patent başlıklarına göre değişmekle birlikte, kabaca 3000-4000 kişi arasından yalnızca 100-200 kişinin birinci aşamayı geçtiği sınavlar açısından, ikinci aşama sınavının varlık nedeni sorgulamaya açık hale gelmektedir.

B- Yeni ve Zor vs Eski ve Kolay

“Kazanılmış hak” veya “dün dündür bugün bugündür” denilebilir ve elbette ki kazanılmış haklara saygı gösterilmesi gerekir; ama hakkaniyet gereği bu meselenin üzerinde ciddi biçimde düşünülmelidir. Şöyle ki, 2015 öncesi dönemde patent veya marka vekilliği unvanını elde etmiş olanların yeni sınav dönemi soruları ile karşılaşması halinde dramatik sonuçların görüleceği çok açıktır.

Türkiye, 2010’lu yıllardan başlayarak sınai mülkiyet hakları başvurularındaki sayıların artışı ile gururlanmakta ve bunu olumlu bir gösterge olarak kullanmaktadır. Bunun karşısında ise 2015 yılından başlayarak vekillik unvanını elde edebilenlerin sayısında büyük bir azalma bulunmaktadır. Bu durum uzun vadede piyasanın bozulmasını ve sektörde çalışıp vekillik unvanını elde edemeyenlerin rekabet gücünün düşmesi sorununu yanında getirebilir mi emin değiliz. Ancak, şunu görebiliyoruz ki, sektörde faaliyet gösteren veya göstermek isteyen bazı firmalar, sadece adlarını ve elektronik imzalarını kullanacakları yetkili vekiller aradıklarını belirterek internette ilan vermeye başlamıştır.

Bir diğer deyişle, sınavların zorluk derecesinin yükseltilmesi daha nitelikli başvuru veya işlem yapılması sonucunu otomatikman sağlamamakta, sektör kendi dinamikleri içerisinde farklı ve daha tehlikeli arayışlar içerisine de girmektedir.

Tehlikeli sulara girmeden burada duruyorum, ancak üzerinde düşünmeye ve çalışmaya değer bir konu öyle değil mi?

C- Sınırlı Mevzuat vs Yeni Soru Üretilmesi İkilemi

2021 yılı Marka Vekilliği Genel Yeterlik Sınavına baktığımızda çok sayıda sorunun Kurum İnceleme Kılavuzu esas alınarak hazırlandığını kolaylıkla görebiliyoruz.

Kurum İnceleme Kılavuzunun, Mahkemeleri bağlamadığı açıkken ve bu tip Kılavuzların sınai mülkiyet ofislerinin Temyiz Kurulları bakımından bağlayıcı olup olmadığı tartışılırken (https://iprgezgini.org/tag/marka-inceleme-kilavuzu/), yanıtları ancak bu Kılavuzlarda bulunabilecek soruların objektif ölçücülüğü kanaatimizce tartışmaya açıktır.

Diğer yandan mevzuatın kapsamı ve sınırları belliyken çoktan seçmeli yeni soru hazırlamanın zorluğu da ortadadır.

Bu noktada, açık uçlu ve uygulamaya yönelik soruların yoğunlaştığı Mesleki Yeterlik Sınavının, yani ikinci basamak sınavının daha belirleyici olduğu bir sınav yöntemi kurgulanması gerekliliği kanaatimizce ortaya çıkmaktadır. Burada asıl ölçümün ikinci basamak sınavında yapılması üzerine kurgulanmış bir sınav sisteminden bahsetmekteyiz. Aksi durum gelecek yıllarda birinci aşama sınavında aynı zorluk derecesinin korunması endişesiyle, yanıtını Kurum veya WIPO uzmanlarının bile bir anda veremeyeceği sorular türetilmesi anlamına gelecektir.

D- Yanıtını kimsenin bilemediği soru iyi ve ölçücü bir soru mudur?

Soru; yabancıların dediği şekliyle self-explanatory yani kendisini açıklıyor.

Sınavlara katılanlar sınav süresi, soruların uzunluğu ve zorluğu gibi hususları sıklıkla şikayet konusu etmektedir. Sektörde 20 küsur yıldır çalışan, devlet, özel sektör ve uluslararası örgüt tecrübesi olan birisi olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki sorular Türkiye standartları ve hakkaniyet çerçevesinde gerçekten oldukça zordur. Soruların zor olması elbette sınavdaki başarı düzeyinin düşüklüğünün tek başına açıklaması olmayacaktır (o zaman daha fazla çalışılsın denebilir). Bununla birlikte; bu tip sorular için verilen sınav süresinin darlığı ile soruların uzunluk ve zorluk derecesinin karşılaştırılması ve sürenin buna göre tayin edilmesi yerinde olacaktır.

E- Gerçekçi Hazırlık Yöntemleri

Birinci aşama soruları, yani Genel Yeterlik Sınavı soruları ise ilan edilmektedir. Bu sınava hazırlık için; sınava hazırlık kitapları ve kurslar bulunmaktadır.

Sınav sorularına kabaca baktığımızda, soruların detaylarda, Kurum Kılavuzunda yoğunlaştığı ve gittikçe zorlaştığı görülmektedir. Buna karşın, piyasada mevcut hangi kursun veya kitabın bu soruların yanıtları hakkında bilgi içerebileceği konusunda gerçekten kuşkumuz mevcuttur. Şöyle ki, marka vekilliği sınavı esas alınırsa, sınav sorularının marka mutlak ve nispi ret nedenlerinin ve uluslararası marka tescilinin detayları konularında yoğunlaştığı bir sınav bakımından, marka mutlak ve nispi ret nedenlerinin ve uluslararası marka tescilinin birkaç saatlik PPT sunumlarıyla aktarıldığı bir kursun veya üçer-beşer sayfayla anlatıldığı bir kitabın, mevcut sınav formatı bakımından amaca hizmet ettiğinin iddia edilmesi imkansızdır. Bu noktada susup, yanıtı sınava hazırlanan ve girenlere bırakmak yerinde olacaktır.

İkinci aşama, yani Mesleki Yeterlik Sınavı soruları kamuya ilan edilmediğinden ve halihazırda 2021 yılında bu sınavlar için hazırlıklar devam ettiğinden, konu hakkında bu aşamada yorum yapmamayı tercih ediyoruz.



Başlıkların ve tartışılması gereken konuların sayısı kesinlikle artırılabilir, ancak yazdıklarımızı bir başlangıç noktası olarak kabul ederek bu aşamada ekleme yapmayacağız.

Buna ilaveten, Aralık ayı sonunda Mesleki Yeterlik Sınavına katılacak tüm adaylara başarılar diliyor ve sonraki yılların sınavlarında yukarıda bahsettiğimiz, kanaatimizce yapısal hale dönüşmüş sorunların giderilmesini umuyoruz.


Tehlikesiz sulara ve birinci dünya sorunlarına dönelim; nerede kalmıştık, yapay zeka eser veya buluş sahibi olabilir mi acaba :))

Önder Erol ÜNSAL

Aralık 2021

unsalonderol@gmail.com

One thought on “Marka ve Patent Vekilliği Sınavları Hakkında Birkaç Not ve İzlenim”

Bir Cevap Yazın