ORİJİNAL OLMAYAN TASARIMLAR ESER OLAMAZ! G-STAR V. COFEMEL

Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD), Portekiz Yüksek Mahkemesi’nden gelen soru üzerine çok beklenen Cofemel (C-683/17) kararını verdi. ABAD verdiği karar ile, kümülatif koruma ilkesine tekrar vurgu yapmış ve Avrupa Birliği’nde yeknesak uygulamanın önemini ortaya koyarak InfoSoc Direktifi olarak da bilinen 2001/29/EC sayılı Direktife göre telif koruması şartlarını taşıyan tasarımların aynı zamanda telif korumasından da bütün Avrupa Birliği üye ülkelerinde korunacağını ortaya koymuştur. Karar metninin tamamına http://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf?text=&docid=217668&pageIndex=0&doclang=DE&mode=lst&dir=&occ=first&part=1&cid=698043 linkinden ulaşabilirsiniz.

Mahkeme daha önce vermiş olduğu kararlar (örn; C-168/09, C-5/11) ile aynı çizgide olan bu kararını açıklarken AB Temel Haklar Anlaşması’nda fikri mülkiyet hakkının temel bir hak olarak düzenlenmesine de vurgu yapmış ve telif koruması şartlarını taşıyan her şeyin bu korumadan yararlanmasının önlenemeyeceğine işaret etmiştir.

G-STAR, Cofemel’e Karşı

Dünyada yaygın olarak da bilindiği üzere G-Star giyecek sektöründe faaliyet göstermekte ve bu ürünlerini de G-STAR, G-STAR RAW, G-STAR DENIM RAW, GS-RAW, G-RAW ve RAW markaları altında satışa sunmaktadır. Bu markalar altında aynı zamanda ARC isimli kot modelini ve ROWDY isimli kazak (sweatshirt) modelini de satışa sunmaktadır.

Cofemel ise yine giyecek sektöründe TIFFOSI markası altında faaliyet gösteren bir şirkettir.

G-STAR, Cofemel’in 30 Ağustos 2013 tarihinde ARC ve ROWDY isimli modelleri ile aynı çizgide ürünler ürettiğini ve bu fiillerin ürünler üzerindeki telif korumasını ihlal ettiğini Portekiz mahkemelerinde dava etmiş ve zararlarının tazminini talep etmiştir.

Cofemel ise davacının bu iddialarına karşılık bu modellerin ‘eser’ olarak tanımlanamayacağını ve bu nedenle de telif korumasından yararlanamayacağı cevabını vermiştir.

Portekiz mahkemeleri davayı kabul etmiş ve Cofemel’i tazminata mahkum etmişlerdir. Buna karşılık, Portekiz Yüksek Mahkemesi, InfoSoc Direktifi’nin ülke mevzuatından öncelikli olarak uygulanıp uygulanmayacağı ve bu doğrultuda bu tasarımların telif korumasından yararlanabilip yararlanamayacakları konusunda ABAD’a danışmayı uygun görmüştür.

Burada Portekiz Yüksek Mahkemesi ABAD’a iki soru yöneltmiştir ve sorular şu şekildedir:

  1. Mahkeme InfoSoc Direktifi’nin 2 (a) maddesi çerçevesinde, ulusal mevzuatta yer alan; uygulamalı sanat eserlerini, endüstriyel tasarımları ve sanat eserlerinin telif olarak korunabilmesi için kullanım amaçlarına ek olarak estetik açıdan çarpıcı görsel etki yaratması şartının orijinalite şartı ile eşdeğer olduğu şeklinde yorumlanabilir mi? Başka bir deyişle üye ülkeler tasarımların telif olarak korunabilmesi için orijinalite şartının dışında başka bir şart getirebilirler mi?
  2. Mahkeme InfoSoc Direktifi’nin 2 (a) maddesi çerçevesinde, ulusal mevzuatta yer alan; uygulamalı sanat eserleri ve endüstriyel tasarımlar da, sanatsal karakterleri sıkı bir değerlendirmeden geçtikten sonra telif ile korunan sanat eserleri gibi sanatsal yaratım veya sanat eseri olarak sınıflandırmayı hak ediyor mu?

ABAD bu iki sorudan yalnızca ilkine cevap vermeyi uygun bulmuş ve ilk soruya verilen cevaptan sonra ikinci soruya cevap verilmesinin gereksiz olduğunu belirtmiştir.

ABAD birinci soruya vermiş olduğu cevapta, AB hukukunun ve böylece InfoSoc Direktifi’nin 2 (a) maddesinin ulusal düzenlemeyi önleyici bir şekilde yorumlanması gerektiğini ifade etmiştir.

Kararda telif korumasının tüm üye ülkelerde ve AB kurumlarında yeknesak bir şekilde uygulanmasının önemi ve gerekliliğinden bahsedilmiş ve bir nesneye/ yaratıma telif koruması sağlanabilmesi için iki şartın birlikte aranacağını öngörmüştür. Bu iki şart şu şekildedir:

  • Özgür yaratıcı kararlar ile sahibinin hususiyetini içermesi (orijinal olması).
  • Eser olarak nitelendirilmesi için gerekli şartları taşıması; eser olması.

Cofemel davasında, Portekiz ulusal hukukunda telif korumasından yararlanabilecek yaratımlar arasında tasarımlar da sayılmış olduğundan ikinci şart için olumsuz bir durum yoktur. Bununla birlikte, sahibinin hususiyetini içermesi koşulu ile sağlanan orijinalite koşulu, çeşitli üye ülkelerde farklı koşullar ile düzenlenmiş ve buna ilişkin farklı davalar yine ABAD’ın önüne gelmiştir (örn; C-168/09, C-5/11). ABAD bu davada da aynı görüşünü sürdürmüş ve AB mevzuatı ve direktifler ile düzenlenen koşulların ulusal mevzuattan öncelikli olarak uygulanarak yeknesak bir uygulamanın sağlanması gerekliliğini vurgulamıştır.

ABAD ilk soruya olumlu yanıt vermiş ve bir tasarımın çarpıcı görsel etki yaratmasının, telif koruması sağlanması için gerekli olan orijinalite (sahibinin hususiyetini taşıması gerekliliği) koşulunu tek başına sağlamadığına hükmetmiştir. Bununla birlikte, çarpıcı görsel etkinin orijinalite koşulunu sağlamaya yönelik bir delil olabileceğini de belirtmiştir.

Böylelikle ABAD Cofemel kararında özet olarak; tasarımların kümülatif koruma ilkesi kapsamında aynı zamanda telif olarak da korunabileceğine ve tasarımların telif olarak korunması için yukarıda belirtilen iki şartı (orijinal olması ve eser olması) yerine getirmesi ve bu şartlardan farklı şartlar getirilmemesi gerektiğine hükmetmiştir.

Turan KOCAKAYA

Ekim 2019

turankocakaya@gmail.com

Bir Cevap Yazın