“SO…?” ÖN EKLİ SERİ MARKASINA İLİŞKİN AB ADALET DİVANININ 15 EKİM 2015 TARİHLİ TEMYİZ KARARI, (C‑270/14 P)

resim_so

Portekiz merkezli Debonair Trading Internacional Lda (“Debonair”) tarafından “SÔ:UNIC” marka  başvurusuna yapılan itirazın reddi üzerine verilen Adalet Divanı Genel Mahkemesinin T‑356/12 sayılı kararı, temyiz yargılamasına konu olmuştur. Bu temyiz incelemesinde Divan, “SÔ:” ile Debonair’e ait seri marka ailesinin ortak ayırt edici unsurunu oluşturan “SO…?” ön ekinin, karıştırılma ihtimaline ilişkin Genel Mahkemenin değerlendirmesinin temyiz incelemesini yapmıştır. Divan, temyiz incelemesi neticesinde Genel Mahkemenin tespitini yerinde bulmuştur.

Kararın orijinal metnine http://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf?text=&docid=169830&pageIndex=0&doclang=en&mode=lst&dir=&occ=first&part=1&cid=928184 bağlantısından ulaşabilirsiniz.

Davanın tarihçesi şu şekildedir:

  • 3 Nisan 2009 tarihinde Ibercosmetica SA de CV (Ibercosmetica) OHIM nezdinde

SÔ:UNIC

kelime markasının topluluk markası olarak tescili için başvuruda bulunmuştur.

  • Başvuru Nice Sınıflandırmasının 3. sınıfında yer alan “ağartıcı maddeler, kuru temizleme kimyasalları, temizleme parlatma karışımları, sabunlar, parfümler, esans yağları, kozmetik ürünleri, saç losyonları” için yapılmıştır.
  • 4 Eylül 2009 tarihinde Debonair söz konusu başvuruya daha önceden adına Nice Sınıflandırmasının 3. sınıfındaki mallar için tescilli

SO…?

SO…? ONE

SO…? CHIC

markaları dayanak gösterilerek itiraz etmiştir.

  • Debonair, itiraza dayanak topluluk markası olarak tescilli bu markalar yanında, “parfümeri ürünleri” için tescilsiz olarak AB içinde korunan “SO” ve “SO….?” ibarelerini içeren birçok markasını da göstermiştir.
  • İtiraz gerekçesi olarak, 40/94 sayılı Tüzüğün (sonradan 207/2009 sayılı Tüzük olmuştur) 8/1(b) maddesindeki benzerlik ve karıştırılma ihtimalini ve 8/4 maddesindeki tanınmışlık dolayısıyla reddi düzenleyen maddeler gösterilmiştir.
  • 24 Mart 2011 tarihinde OHIM İtiraz Bölümü itirazı reddetmiştir.
  • Debonair OHIM Temyiz Kuruluna tekrar itiraz etmiştir. Temyiz Kurulu da, benzerlik bulunmadığından ve karıştırılma ihtimali olmadığından itirazı reddetmiştir. Temyiz Kuruluna göre itiraz konusu markalar görsel ve işitsel olarak düşük derece benzerdir, kavramsal açıdan da farklıdır.  Başvurusu yapılan markanın ilk kısmı, itiraza dayanak markalardakinin aksine ‘so…?’ ibaresini içermediğinden, itiraz sahibinin önceki markalarının oluşturduğu “seri marka” ailesi içinde değerlendirilemez.
  • Debonair OHIM sürecinin ardından 6 Ağustos 2012 tarihinde Adalet Divanı Genel Mahkemesine başvurmuştur. Genel Mahkeme, Davacı Debonair’in başvurusu yapılan markanın seri marka içinde yer aldığı şeklinde bir izlenim uyandırarak karıştırılma ihtimali yarattığı iddiasını incelemiş ve “(i) ayırt edici unsur olarak bir ana markaya ait aynı ilk veya son ekleri taşıyan markaların oluşturduğu marka ailesinin “seri marka” olarak kabul edildiğine;(ii) somut olayda OHIM’in ilgili tüketiciler açısından başvurusu yapılan markanın itiraza dayanak seri marka ailesinin bir parçası olarak algılanmayacağından karıştırılma ihtimalinin mevcut olmadığına; (iii) zira önceki seri markalardaki ortak “SO… ?” ibaresinin başvurudaki “sô :” ibaresi ile aynı olmadığına” karar vermiştir. Sonuç olarak Genel Mahkeme davayı reddetmiştir.
  • Debonair, Genel Mahkeme kararını temyiz etmiştir.

Davacı Debonair, temyiz konusu kararda Genel Mahkemenin Tüzüğün 8/1 (b) anlamında dayanak seri markalar ile başvurusu yapılan marka arasındaki karıştırılma ihtimali değerlendirmesini doğru yapmadığını iddia etmiştir.

Temyiz Mahkemesi öncelikle Genel Mahkeme gibi, ortak aynı karakteristik unsuru taşıyan markaların oluşturduğu marka ailesini “seri marka” olarak tanımlandığına ve bir markanın bu aileye dâhil olduğu ya da bu marka altındaki ürünün de seri marka sahibi işletmeden kaynaklandığı yönünde tüketiciler nezdinde bir algı oluşması halinde bir karıştırılma ihtimalinde söz edileceğine işaret etmiştir. Bu kapsamda yapılacak karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde somut olayın tüm unsurlarının göz önüne alınarak karar verilmesi gerekecektir.[1]

Somut olayda da Divana göre Genel Mahkeme önceki içtihatlarla oluşan kriterlere göre hüküm kurmuştur. Genel Mahkeme değerlendirmesini; “şayet başvurusu yapılan marka, seri markanın içerdiği unsuru içeriyorsa tüketiciler nezdinde aynı marka ailesine ait olduğu algısı oluşacaktır ve bu suretle karıştırılma ihtimali mevcut olacaktır” yaklaşımı üzerine kurmuştur. Temyiz Mahkemesine göre de bu yaklaşım, başvurusu yapılan markanın (i) dava konusu marka ailesinin yeni bir üyesi olup olmadığı ya da (ii) seri markalarla bir bağlantı kurup kurmadığı hususlarının, tüm unsurlar göz önüne alınarak doğru şekilde tespit edilmesi şartıyla yanlış bir yaklaşım değildir.  Bu yaklaşımdan yola çıkarak gerek OHIM gerekse Genel Mahkeme, başvurusu yapılan markada yer alan ‘sô:’ ibaresi ile itiraza dayanak seri markalardaki ‘so…?’ ibaresinin birbiri ile benzemediği; markalar arasında bağlantı kuracak başkaca ortak bir unsur olmadığı; bu nedenle de karıştırılma ihtimalinden söz edilemeyeceği sonucuna ulaşmıştır.

Genel Mahkeme bu sonuca ulaşırken dava konusu markalar arasındaki görsel, işitsel ve kavramsal açıdan benzerlik değerlendirmesini yapmıştır. Mahkemeye göre başvurusu yapılan markadaki “O”nun şapkası ve onu iki nokta üst üste noktalama işaretinin takip etmesi; diğer yandan başvurunun ikinci unsuru olan “unic” ibaresinin, seri markalardaki “so…? ibaresini takip eden kelimeler gibi İngilizce bir kelime olmaması başvuruyu söz konusu marka ailesine dâhil olmayan özgün yapıya kavuşturmuştur. Neticede başvurusu yapılan markanın, seri markalardan yapısal farklılığı olduğunu, “unic” ibaresini de içeren başvurunun tüketicilerde farklı bir etki bıraktığını tespit etmiştir.

Divana göre, somut olayda her ne kadar Genel Mahkemenin yukarıdaki karıştırılma ihtimaline ilişkin tespitini yaparken dava konusu markaların içerdikleri malların kısmen aynı olduğu unsurunu dikkate almamış olması bir hata olsa da, bu unsuru göze almış olsaydı dahi başvurusu yapılan markanın yapısal farklılığından dolayı seri marka ailesine dâhil olmadığı sonucu değişmeyecektir. Tüm bu nedenlerle Divan temyiz başvurusunu reddetmiştir.

Gülcan Tutkun Berk

Ekim, 2015

gulcan@gulcantutkun.av.tr

 

Dipnotlar:

[1] Union Investment Privatfonds v UniCredito Italiano, C‑317/10 P sayılı karar

Bir Cevap Yazın